Şimdi Ara

...:::Washington’da masonik şifreler ve Osmanlı tuğrası:::...

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
3 Misafir - 3 Masaüstü
5 sn
17
Cevap
0
Favori
1.197
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • MUSTAFA ARMAĞAN'IN ZAMAN GAZATESİNDEKİ YAZISI.
    OKUNMALI DİYE DÜŞÜNÜYORUM
    ...


    ----------------------------------------------------------------------------------------------

    quote:

    Washington’da masonik şifreler ve Osmanlı tuğrası


    ABD’nin ilk başkanı George Washington, adına Virginia’da özel bir tapınak yapılacak denli önemli bir masondu ve ilk mason başkandı. Zaten kuşbakışı baktığınızda Washington şehrinin merkezinde masonların simgesi olan pergel ile gönyenin birleştiğini hayretle görürsünüz.
    Capitol binası pergelin kafasını oluşturur. Pergelin sağ ayağında Maryland Avenue, sol ayağında ise Pennsylvania Avenue bulunur. Başkan Jefferson ‘öğretmen’ denilecek düzeyde bir masondur, Maryland Avenue’de ise masonların büyük locası yer alır. Yani Capitol (Meclis) binası iki büyük mason mabedine bağlanır. Yine pergelin sağ ayağı Beyaz Saray’a, sol ayağı ise Jefferson Anıtı’na sarılmıştır. İşin garibi, pergelin her iki ayağı, tıpkı masonik sembollerdeki gönyede olduğu gibi iki büyük cadde, adlarını da verelim, Canal Street ile Louisiana Avenue ile kesişir.

    Konunun ilginizi çektiğini biliyorum ama burada kesmeliyim, zira biraz daha devam edersem, Dan Brown’ın yayıncılarının, bu bilgileri yazarın yeni çıkacak kitabından hırsızladığımı düşüneceklerinden ve dava açmalarından çekiniyorum!

    Latife bir yana, hem şehrin hem de Capitol ve çevresinin tasarımında masonların ön planda olduğu açık. Merak edenler, Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar’ın dergisi Tesviye’de çıkan ilginç yazıya (http://www.tesviye.org/index.htm) veya Michael Johnstone’ın The Freemasons adlı kitabına (Gramercy Books, New York, 2006, s. 90) bakabilirler.

    Ne var ki benim derdim, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Washington’a yaptığı ziyaret vesilesiyle Amerika’dan değil, yine kendimizden bahsetmek. Öbürünü Dan Brown halleder nasıl olsa!

    Sözünü ettiğim meydanda bir dikilitaş yükselir. Bizim Sultanahmet Meydanı’nda ufak bir örneğini gördüğümüz bu taşın 169 metre, yani yaklaşık 60 katlı bir gökdelen yüksekliğinde olduğunu söylemek, cesametini gözünüzde canlandırmanız için yeterlidir. Yapıldığı tarihte Washington’da ondan daha yüksek bir bina yokmuş.

    Washington Anıtı’nın temeline ilk taş 1848’de konulmuş. Ancak iç savaş yüzünden açılışı 1885’e kadar gerçekleşememiş. Şimdilerde her yıl milyonlarca insanın ziyaret ettiği bu Mısır esintisi taşıyan sivri külahlı dikilitaşın dışı dümdüzdür ama içinde, tabii eğer asansörle değil de 898 basamaklı merdivenlerinden çıkmak isterseniz, sizi sürprizlerle karşılayacak objeler bulunur.

    İşte kan ter içinde 342 basamak çıktınız ve 17. kata geldiniz. Burada sürprizlerin şahı sizi beklemektedir. İstanbul’da örneklerini çok fazla gördüğümüz mermer üzerine nefis bir talikle işlenmiş Osmanlıca kitabe ve üzerindeki tuğra, gelen geçenlere, 155 yıl önce Marmara Adası’ndan nasıl kesildiğinden başlayıp Washington nam şehre Arctic adını taşıyan yelkenli gemiyle 1854’ün bir nisan günü nasıl ulaştığına varıncaya kadar olan hikâyesini “32 kısım tekmili birden” anlatmak için etmedik işmar bırakmamaktadır.

    Şunu bilin ki, Washington’da yalnız değilsiniz. Sultan Abdülmecid Han, hattatların şahlarından Tosyalı Kazasker Mustafa İzzet Efendi, ünlü şairimiz Şeyh Galib’in süt oğlu olup binalara ve olaylara tarih düşürmesiyle meşhur Ziver Paşa, mermere işlediği tuğralarıyla efsaneleşen Haşim Efendi hep orada, sizi beklemektedirler.

    Washington Anıtı’na hem kendi eyaletlerinden hem de başka devletlerden birer taş veya kitabe koymak isteyen ABD yetkilileri, 1853 yılında J.P. Brown adlı sefiri vasıtasıyla Osmanlı hükümetine isteklerini iletirler. Kitabeye kazınacak beyti yazma görevi, Ziver Paşa’ya verilir. Yazdığı 3 beyitten birisi padişah tarafından beğenilir. Sıra beytin mermere kazınma işlemine gelmiştir. Bu iş de Kazasker Mustafa İzzet Efendi’ye yaptırılmış, biraz acele edilmesi gerektiği için o sırada rahmetli olan Haşim Efendi’nin hazır bir tuğrasının kalıbı alınarak mermere Abdülmecid’in tuğrası kazınmış ve sonuçta kitabe, toplam 3.750 kuruşa (bugünkü rayiçle yaklaşık 10 bin YTL’ye) mal olmuştur.

    Kitabenin maliyeti ve nasıl yapılıp gittiğinden çok ne olduğu ve anlamı önemli değil mi?

    Bir kere anıta çeşitli devletler ve eyaletlerden gönderilen kitabeler içinde som zümrütten yapılanlar bile vardır ama metninden mermer işçiliğine kadar tam bir ‘sanat eseri’ olan başka bir taş bulunmamaktadır. Osmanlı kitabesi, bu yönüyle apayrı bir değere sahiptir.

    İkinci olarak diğer kitabelerde Başkan Washington övülürken, Osmanlı kitabesi, o mağrur edasıyla Sultan Abdülmecid’in temiz adının ABD ile dostluğun devamını temin için Washington’daki yüksek taşa yazıldığını haber vermektedir. Metin şudur:

    Devâm-ı hulleti te’yid içün Abdülmecid Han’ın

    Yazıldı nâm-ı pâki seng-i bâlâya Vaşinkton’da.

    ‘Peki o zamanlar henüz İstanbul’da büyükelçisi bile bulunmayan ABD’nin aklına bizden bir kitabe istemek nereden gelmiş olabilir?’ diye düşünenler çıkacaktır. Bunun cevabını, Avrupa’da pek çok ülkede birden patlak veren 1848 ayaklanmalarında Avusturya ve Rusya’ya karşı mağdur durumdaki Macar ve Leh (Polonyalı) mültecilere kucak açan tek Avrupa devletinin Osmanlı oluşunda aramak gerekir.

    Kanatlarımızın altına sığınanı geri vermek, bize yakışmazdı. Hatta bu yüzden neredeyse savaş bile açılacaktı. “Savaşsa savaş” dedik, sözümüzün arkasında durduk. İşte bu sırada ABD devreye girdi ve mültecileri kabul edebileceğini bildirdi. Rusya ve Avusturya da buna razı olunca Koşut başta olmak üzere Macar mülteciler ABD’ye gittiler. Orada her gittikleri yerde Osmanlı Devleti’nin bu kararlı duruşuna ve yardımlarına teşekkürlerini bildirmeyi ihmal etmediler. Bu olaydan sonra ABD kamuoyunda Türklere karşı olumlu bir bakış geliştiğini görürüz. Hatta o günlerde bir Bahriyeli olan Emin Bey, davet üzerine gittiğinde ABD Cumhurbaşkanı tarafından, Uğur Derman Bey’in deyişiyle, “adeta devlet başkanı teşrifatıyla” kabul edilmiş ve tam 6 ay izzet ü ikram ile ağırlanmış.

    Niye? Mültecileri, savaşı göze alarak teslim etmediği için. Halbuki bilseler, Osmanlı, Osmanlı kaldığı sürece başka türlü yapamazdı ki!


     ...:::Washington’da masonik şifreler ve Osmanlı tuğrası:::...







  • Ben hala ne sebeple Osmanlı'dan bu yazı istendiğine anlam veremiyorum?
  • quote:

    Niye? Mültecileri, savaşı göze alarak teslim etmediği için. Halbuki bilseler, Osmanlı, Osmanlı kaldığı sürece başka türlü yapamazdı ki!


    maalesef artık yok.
  • quote:

    Orjinalden alıntı: wineleven

    quote:

    Niye? Mültecileri, savaşı göze alarak teslim etmediği için. Halbuki bilseler, Osmanlı, Osmanlı kaldığı sürece başka türlü yapamazdı ki!


    maalesef artık yok.


    Evet.Maalesef!
  • acı ve gerçek
  • Yazar doğruların arasına biraz hayallerinide katmış ama genel itibari ile doğru yazmış. Avrupadan bir tek Osmanlı'dan bu konuda bir istekte bulunulmamış. Yunanistan, Almanya, İsveç, hatta İngiltereden bile bu anıta katkıda bulunulmuş.

    http://www.nps.gov/archive/wamo/memstone2.htm

    Buradan tek tek bütün taşlara bakabilirsiniz.

    http://www.nps.gov/archive/wamo/memstone_563.htm

    Buda Osmanlının gönderdiği yazıt.




  • quote:

    Orjinalden alıntı: vasago

    Yazar doğruların arasına biraz hayallerinide katmış ama genel itibari ile doğru yazmış. Avrupadan bir tek Osmanlı'dan bu konuda bir istekte bulunulmamış. Yunanistan, Almanya, İsveç, hatta İngiltereden bile bu anıta katkıda bulunulmuş.

    http://www.nps.gov/archive/wamo/memstone2.htm

    Buradan tek tek bütün taşlara bakabilirsiniz.

    http://www.nps.gov/archive/wamo/memstone_563.htm

    Buda Osmanlının gönderdiği yazıt.

    İlginçtir, albüm indexinde Osmanlı taşı çıkıyor. Acaba ülkeye göre mi:
    http://www.nps.gov/wamo/photosmultimedia/index.htm




  • ne büyük devletti.

    hüzünlenmemek ve ülkemin şu anda geldiği duruma üzülmemek elde değil.hala cesur ve de gururluyuz.hala o onurlu milletin birer ferdi ve güzel devletin torunlarıyız.hala başımız dik.ama yaptırım güçümüz ve uğraştıgımız meseleler düştü.egitim seviyemiz okuma oranmız düştü.okullarımızın hastenelerimizin hizmeti düştü.insanlık ilişkilerimiz bozulmaya başladı.artık birlik olma ihtiyacımız bu kadar yogunken bile birlik olamadıgımız anlar oluyor.

    ama çok bile dayandık.bu içten pazarlıklı sırttan bıçaklayan,karaktersiz,sinsi ve zeki milletlerin düşmanı(ya da dostu bunu anlayamıyorsun.zaten güçleri buradan geliyor) olarak.hala bazı ülkelerin dilindeyiz.hoşgörümüz ve cömertliğimizle.hala bu dünyada yegane milletlerden biriyiz.
    hepinizi koybolan degerlerimiz ve daha kaybedeceklerimiz hakkında bir dakika düşünmeye davet ederim efendim.saygılarımla....
    ne mutlu türküm diyene.




  • Masonlar hakkında biraz araştırma yaptım internette ve mason olmanın vazgeçilmez şartlarından biri ilahi bi yaratıcıya veya yaratıcılara inanmakmış.Nedenini bilen var mı?Amaçlarının evrensel değerlerde birleşen bir dünya düzenine hizmet etmek olduğu yazıyo ama üye alma işine gelince ateistler giremiyo nasıl iş bu?



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Nihonjin -- 27 Ocak 2008; 2:00:18 >
  • quote:

    Orjinalden alıntı: Nihonjin

    Masonlar hakkında biraz araştırma yaptım internette ve mason olmanın vazgeçilmez şartlarından biri ilahi bi yaratıcıya veya yaratıcılara inanmakmış.Nedenini bilen var mı?Amaçlarının evrensel değerlerde birleşen bir dünya düzenine hizmet etmek olduğu yazıyo ama üye alma işine gelince ateistler giremiyo nasıl iş bu?

    Yazarı öldürülen bir kitaptan hatırladığıma göre
    Nedeni şu:
    İnandığını önüne koyarlar ve buna tükürmeni daha doğrusu karşı gelmeni söylerler.İnkar, dinin sembolünü kirletme yada herhangi bir şey.
    Bunu yapmazsanız yani Hilale yada haça yada 6 köşeli üçgene tükürmezseniz ''ooo bravo, helal sana'' diye destek alırsınız ama masonlukta asla yükselemezsiniz.Bu bir seçiciliktir.
    Ve genellikle zeki insanlar bir yaratıcıya inandıkları için onları seçerler çünkü Hz.Süleyman modelinde ancak şeytan zihninde insanlar aramaktadırlar.
    Sebebi budur.Yardımcı olduysam ne mutlu bana.




  • quote:

    Orjinalden alıntı: Hitman47


    quote:

    Orjinalden alıntı: Nihonjin

    Masonlar hakkında biraz araştırma yaptım internette ve mason olmanın vazgeçilmez şartlarından biri ilahi bi yaratıcıya veya yaratıcılara inanmakmış.Nedenini bilen var mı?Amaçlarının evrensel değerlerde birleşen bir dünya düzenine hizmet etmek olduğu yazıyo ama üye alma işine gelince ateistler giremiyo nasıl iş bu?

    Yazarı öldürülen bir kitaptan hatırladığıma göre
    Nedeni şu:
    İnandığını önüne koyarlar ve buna tükürmeni daha doğrusu karşı gelmeni söylerler.İnkar, dinin sembolünü kirletme yada herhangi bir şey.
    Bunu yapmazsanız yani Hilale yada haça yada 6 köşeli üçgene tükürmezseniz ''ooo bravo, helal sana'' diye destek alırsınız ama masonlukta asla yükselemezsiniz.Bu bir seçiciliktir.
    Ve genellikle zeki insanlar bir yaratıcıya inandıkları için onları seçerler çünkü Hz.Süleyman modelinde ancak şeytan zihninde insanlar aramaktadırlar.
    Sebebi budur.Yardımcı olduysam ne mutlu bana.



    Biraz daha açabilirmisin hocam pek anlamadım.Bu arada hangi soruya cevaptı onuda anlamadım.




  • quote:

    Orjinalden alıntı: Nihonjin


    quote:

    Orjinalden alıntı: Hitman47


    quote:

    Orjinalden alıntı: Nihonjin

    Masonlar hakkında biraz araştırma yaptım internette ve mason olmanın vazgeçilmez şartlarından biri ilahi bi yaratıcıya veya yaratıcılara inanmakmış.Nedenini bilen var mı?Amaçlarının evrensel değerlerde birleşen bir dünya düzenine hizmet etmek olduğu yazıyo ama üye alma işine gelince ateistler giremiyo nasıl iş bu?

    Yazarı öldürülen bir kitaptan hatırladığıma göre
    Nedeni şu:
    İnandığını önüne koyarlar ve buna tükürmeni daha doğrusu karşı gelmeni söylerler.İnkar, dinin sembolünü kirletme yada herhangi bir şey.
    Bunu yapmazsanız yani Hilale yada haça yada 6 köşeli üçgene tükürmezseniz ''ooo bravo, helal sana'' diye destek alırsınız ama masonlukta asla yükselemezsiniz.Bu bir seçiciliktir.
    Ve genellikle zeki insanlar bir yaratıcıya inandıkları için onları seçerler çünkü Hz.Süleyman modelinde ancak şeytan zihninde insanlar aramaktadırlar.
    Sebebi budur.Yardımcı olduysam ne mutlu bana.



    Biraz daha açabilirmisin hocam pek anlamadım.Bu arada hangi soruya cevaptı onuda anlamadım.


    ''Nasıl iş'' Diyorsunuz ya, ona hitaben cevaplıyorum...

    Kısacası diyeyim ki her insana kendi kutsalına karşı gelme kuralını şart koşuyorlar ki şeytanları onların yönlendiricisi olsun diye.

    Şimdi oldu mu?




  • Herşeyi ÇOK BİLEN Aptal amerikalılar yine bir özentilik yapmışlar işte...
  • quote:

    Orjinalden alıntı: C.C.C.P.

    Herşeyi ÇOK BİLEN Aptal amerikalılar yine bir özentilik yapmışlar işte...


    Ben öyle düşünmüyorum...
    Özel olarak istenmiş baksanıza
  • quote:

    Orjinalden alıntı: SKYLİNE GTR


    quote:

    Orjinalden alıntı: C.C.C.P.

    Herşeyi ÇOK BİLEN Aptal amerikalılar yine bir özentilik yapmışlar işte...


    Ben öyle düşünmüyorum...
    Özel olarak istenmiş baksanıza


  • osmanlıyı ve neden yıkldığını doğru anlamak için müthiş bir eser

    mustafa armağan "insanlığın son adası"

    ben okudum hayran kaldım hiç rastlamadığınız bilgiler çok orjinal bakış açıları

    bildiğiniz osmanlı tarihini baştan sona revizyona tabi tutacaksınız
  • Yeni kurulan bir devlete Osmanlı böyle şeyler yollamaz zannediyordum.
  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.