Şimdi Ara

Türkiye - Yunanistan Savaşı (ANA KONU) (4. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
140
Cevap
2
Favori
6.461
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
2 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 23456
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • nedengerekli kullanıcısına yanıt

    Bu aslında gerçekçi ve önemli bir tehdit buna nasıl bir önlemimiz var yada var mı merak ediyorum.

  • Erdoğan konuşmasında yanlış anlamadıysam Efes 2022 tatbikatından ve bu tatbika katılan 30 üzeri ülke (yunan gitmeyin demiş bu ülkelere ) katıldıklarından çekinip sanırım geri adım atmışlar.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi KrallŞaplakçı -- 10 Haziran 2022; 22:33:59 >
    < Bu ileti iOS uygulamasından atıldı >
  • Draqonn kullanıcısına yanıt

    Cehape zihniyetinin karşı çıktığı kanal İstanbul bu sorunu çözecekti.


    Yunan kanal İstanbul'daki köprüleri vurunca, boğazdaki köprüleri vurmaya gerek kalmayacaktı..


    Pis geziciler.


    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Kardeşim bence bu konuda yeniden okuma yap. Adalar İtalya'ya geçici bırakılmıştı. Zaten 1947 öncesi son olarak Almanlar adalara çıkartma yapmıştı. O süreçte adaları almadık. Senin yazdıklarının hiçbiri Anadolu'ya 3-5 km uzaklıktaki adaları, 400 km ötedeki Yunanistan'a bırakmak için bir bahane değil. Bahsi geçen adalar öyle yakın ki taka ile açılır o adaları yine alırdın. Mesele şu ki almak istemedik. Bu konuda biraz okuma yaparsan ne demek istediğimi anlayabilirsin. Bu ülkenin bir vatandaşı olarak sınırımızın dibindeki bu adalarda Yunanistan'ın olması beni ciddi şekilde rahatsız ediyor. Hepsi bir kenara ciddi bir askeri tehdit altında kalıyoruz. Bugün Akdeniz'de gaz arama faaliyetlerimize nasıl zorluk çıkarttıklarını görüyorsunuz.

  • haremsize kullanıcısına yanıt

    Adaları 1912 Uşi Anlaşmasıyla geçici olarak İtalyanlara terk ettik ancak İtalya 1914'te itilaf Devletleri tarafından savaşa girince bu adaları ilhak ettiğini ilan etti.Aynısını İngilizlerde geçici olarak bıraktığımız Kıbrısta yaptı.Onlarda 1914'te Kıbrıs'ı ilhak ettiklerini duyurdular.Ancak Osmanlının o dönem donanması olmadığı için (II.Abdülhamid döneminde donanma yok edilmişti.) bu ilhaklara karşı hiçbir şey yapamadı.1923 Lozan Anlaşmasıyla da bu adalar üzerindeki egemenlik haklarımızdan yine donanma olmadığı için vazgeçmek zorunda kaldık.Zira o dönem var olan Osmanlı donanması (Çoğu hurda gemilerdi.Bir tek Yavuz işe yarar gemiydi ki o da İstanbul'da diğer Osmanlı gemileriyle beraber İngiliz denetimi altındaydı) İstanbul'da işgal altında olduğu için bu adaları geri almak için kullanamazdık.


    Dahası o adaları 'taka açarak' geri alamazdın.Türkiye,30 Ağustosta Anadoluda sadece Yunanistanın 'kara' ordusunu imha etmişti.Yunan donanması tüm Ege'ye hakim konumdaydı.Dahası İngiliz,Fransız ve İtalyan donanmaları da Ege'de,Akdeniz'de ve Marmara'da hakim konumdaydı.Türk askerlerini kıyıya toplayıp bu askerleri takalara doldururken bu askerler Yunan,İngiliz,Fransız ve İtalyan donanmalarının yoğun bombardımanı altında kalırlardı.Bırakın takaya binip adalara gitmeyi muhtemelen takalara binmek için kıyıya bile inemezlerdi.Hadi indiler diyelim bir şekilde takalara bindiler diyelim o takaların adalara yaklaşmasına İtilaf donanması izin vermezdi.Dahası adaların o dönem ağzına kadar İtalyan askerleriyle dolu olduğunu da hatırlamakta fayda var.Adaların askersizleştilmesi ve silahsızlandırılması ancak Lozan anlaşmasıyla mümkün olmuştur.Yani Türk askeri takalara dolup hadi bir şekilde İtilaf donamasını atlatıp adalara varsaydı bile o adalarda İtalyan kuvvetleriyle çarpışmaları gerekecekti.İtilaf donanmasının yoğun bombardımanı altında ve geriden ikmal alamayan Türk askerleri de o adalarda muhtemelen İtalyanlar tarafından kolayca katledilirlerdi.


    Yani ''askerleri takalara doldurur öyle adaları geri alırdık'' söyleminin askeri açıdan bir geçerliliği yoktur.Biz Kıbrıs'a çıkabilmek için bile 1964-1974 yılları arasında tam on yıl hazırlık evresi geçirdik.Donanmaya çıkartma gemileri dahil ettik,çıkartmada kullanılacak deniz piyadelerini eğittik,hava üstünlüğünü sağlamak için UH-1 helikopterleri dahil çok sayıda paraşütçüyü adaya atabilmek için kargo uçakları aldık,bu amaçla paraşütçü birlikler eğittik vs.Ancak tüm bu hazırlıklardan sonra Kıbrıs'a asker çıkartacak güce ve güvene sahip olduk.1922'de ise Türk ordusunun deniz aşırı bir hareket yapabilecek kapasitesi ve potansiyeli yoktu.


    Dahası donanmamız olmadığı halde bu adaların silahsızlandırılmasını ve askersizleştirilmesini İtilaf devletlerine kabul ettirerek İtalyanların bu adalar üzerindeki egemenlik haklarını da sınırlamayı başardık.Donanması olmayan bir ülkenin donanması olan bir ülkeye bunu kabul ettirmesi diplomasi başarısıdır.


    Ayrıca 1947'de Paris anlaşmasıyla adaların Yunanistana bırakılmasını kabul etmemizin iki nedeni vardır;


    1-Yunanistan II.Dünya Savaşında İtalyanlar tarafından işgal edilmişti.Savaş sonunda Yunanlılar bu işgal nedeniyle İtalyanlardan tazminat olarak bu adaları istemişlerdir.Batı bloğu ülkeleri de bu isteğe sempatiyle yaklaşmışlardır.Türkiye ise II.Dünya Savaşına müttefikler safında dahil olmadığı için Batı bloğu tarafından dışlanıyordu.Özellikle İngiltere savaşın uzamasını ve Avrupa'nın yerlebir olmasını Türkiye'nin Doğuda Nazilere karşı bir cephe açmamasını bağlıyordu.Mesela Türkiye'nin NATO'ya alınmasına da İngiltere bu nedenle hep karşı çıkmıştır.Öyle ki Türkiye bu yüzden 1945-1950 yılları arasında Sovyetler karşısında yapayalnız kalmış,ecel terleri dökmüştür.Siyaseten ve diplomasi açısıdan Türkiye'nin o dönemki eli bu adaları geri alabilecek kadar güçlü değildi.Türkiye siyasi varlığını ve toprak bütünlüğünü Sovyetlere karşı 'tek başına' savunma derdine düşmüştü.Nitekim Türkiye 1951'de NATO'ya alındıktan sonra Sovyet tehditinden çekinmeyerek Kıbrıs davasını üstelenebilecektir.Ancak 1947'de böyle bir kozu ve güvencesi yoktu.


    2-Sovyetler Türkiye'den toprak talep ediyorlardı.Sovyetlerin tezine göre 1921'de ve 1922'de imzalanan Kars ve Lozan anlaşmaları Sovyetlerin zayıf olduğu bir dönemde yapılmıştı.Sovyetler zayıf olduğu için Kars ve Ardahan Türkiye'ye iade edilmişti.Bu haksızlığın düzeltilmesi ve bu yerlerin Sovyetlere iadesi isteniyordu.Dahası boğazlarda Sovyetlere askeri üsler verilmesini ve boğazlar üzerinde Sovyetlerinde söz hakkının olması talep ediliyordu.Türkiye ise Sovyetlerin bu isteklerine karşı Kars,Lozan ve Montrö anlaşmalarına sıkı sıkıya bağlı kaldığını,anlaşma hükümleri dışına çıkılamayacağını ve anlaşma maddelerinin değiştirilemeyeceğini ileri sürüyordu.Böyle bir ortamda Türkiye'nin Lozan anlaşmasında kendisine bırakılmamış olan on iki adaları geri istemesi ve bunun davasını gütmesi Lozan anlaşmasını tam da Sovyetlerin istediği gibi tekrar tartışma konusu haline getirirdi ki on iki adaları almaya çalışırken Türkiye Kars'ı ve Ardahan'ı kaybedebilirdi.Dahası Sovyetler boğazlar üzerinde dahi söz hakkı elde edebilirdi.Tüm bu nedenlerden ötürü Türkiye 1947 Paris Anlaşmasında sadece Lozan anlaşmasının adalar üzerindeki hükümlerinin aynen korunmasını istemiş ve bunun davasını gütmüştür.Nitekim bunun sonucunda bu adalar Lozan hükümlerine göre Yunanistana devredilmiştir.


    Bugün D.Akdenizde sıkıntı yaşamamızın nedeni son on-on beş yıldır Yunanlılar bu adaları silahlandırırken,askerleştirirken,Lozan ve Paris anlaşmalarıyla kendilerine bırakılmamış ve Türk karasuları içinde bulunan ada/adacıkları işgal ederken ses çıkartmayan siyasi iradedir.Aynı siyasi irade 2004 yılında Kofi Annan Planını kabul ederek ve bunu Kıbrısta oylatarak G.Kıbrıs Rum Kesiminin tek taraflı olarak tüm Kıbrıs adasını temsilen AB'ye alınmasına da neden olmuştu.Böylece D.Akdeniz meselesi Türkiye-Yunanistan/G.Kıbrıs Rum Yönetimi arasından çıkmış mesele Türkiye-Yunanistan/GKRY/AB şekline dönmüştür.Dahası Yunanlılar 2005'li yıllardan itibaren D.Akdenizde doğal gaz aramaları için gerek ABD'de gerek AB'de gerekse bölge ülkeleriyle (Mısır) temas halindeyken Türk Dışişleri bakanlığı uzunca bir süre uyumuştur.


    Yani bugün sorunlar yaşanmasının nedeni Lozan anlaşması değildir.Sorunların yaşanmasının nedeni Lozan anlaşmasının hükümlerini koruyamayan ve Yunan diplomasisi karşısında uzun bir süre pasif kalan siyasi iradenin ilgisizliğidir.




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Long Nightt -- 11 Haziran 2022; 0:8:55 >




  • Yunan halkını bilmem ama Yunan devlet aklı hala Küçük Asya hayali peşinde. Megali İdea hala içlerinde bir yara. O yüzden fırsatını buldukları an Türkiye'nin güçsüz durumundan faydalanıp saldırıya geçeceklerdir.




    Türkiye - Yunanistan Savaşı (ANA KONU)



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Türkçü Kayı -- 11 Haziran 2022; 0:13:10 >
  • 70 lerdede 80 lerdede iki ülke savaşın ucuna gelmiş hatta 90larda da kardak olayı var ve şimdi adalar sorunu var yine savaş bekleyenler var ama savaş mavaş çıkmaz bunlarla merak etmeyin. Hep aynı terane.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Draqonn kullanıcısına yanıt

    Yunan uçaklarının İstanbul'a gelebilmesi için Trakya,Ege veya Marmara bölgeleri üzerinden geçmeleri gerekiyor.Bu uçaklar gelirken herhalde bizim Türk Hava Kuvvetleri tepkisiz kalmayacaktır.Bugün Ege'de bir Yunan uçağı havalandığı an anında bizim Türk savaş uçakları da havalanıyor.Ege'de yaşanılan 'it' dalışlarının çoğu böyle meydana geliyor.Yani Yunanistandan bir savaş uçağının kalkıp tüm Türk savaş uçaklarını atlatıp İstanbul'a gelmesi dahası gelip burada köprüleri vurması imkansız.Dahası hava savunma sistemleri de o uçaklar İstanbul'a gelmeden işlerini bitirir.


    Bizim Atina'yı uçaklarımızla vurmamız onların İstanbul'u vurmasından daha olasıdır.

  • cokbaska kullanıcısına yanıt
    haklısın, yunanda 60lı yıllarda adaları silahlandırmaya başladığında RTE sesini çıkarmamıştı.

    < Bu ileti Android uygulamasından atıldı >
  • abd, ukraynayı kullanarak rusya'yı savaşa soktu


    abd şimdi yunanistanı kullanarak Türkiye'yi savaşşa zorluyor...


    bunu daha öncede yazdım... abd'nin hedefinde Türkiye ve rusya var amaçları bölgede savaş çıkarıp ülkeleri maddi manevi zarara uğratmak..

  • Savasacak para varmi? Bundan soz eden hic yok. Ruslar Ukraynaya girdi yakit ihrtiyacini isgal ettigi ulkenin istasyonundan karsiliyor. Biz ise iki adimlik adalarda kayaliklarda savasacagiz istasyon yok Petrol pahali hep cepten yiyecez. AB ulkeleri bize Ambargo koyunca parada bulamayiz. Savas icin onemli bir birikime sahip olmak gerekir. Bos konu…

    < Bu ileti iOS uygulamasından atıldı >
  • Long Nightt kullanıcısına yanıt

    Yalnız atladığın nokta atacakları füzelerin 250 km+ menzilli olması.

  • haremsize kullanıcısına yanıt

    Geçici bıraktık ama ilhak ettiler. Bizim o adalara çıkartma yapacak gücümüz yoktu. İkinci dünya savaşı diyorsun biz o adalara ne hakla çıkacaktık? Savaş sonrası türkiye hakkında batı ve sovyet tarafı hiç iyi konuşmadı. Sovyetler bizi boğazlar konusunda dürtmedi mi? Dostluk anlaşmasını yenilemediler. Ortada kaldık resmen. Biz savaşa girmedik. Amerikan yardımlarından mahrum bırakmak istediler.


    300-400 sene elimizde kalan adalarda bir kültür ve nüfus oluşturamadıysak ben ne diyeyim? Bak ben giritliyim girit adası osmanlıdayken nüfus oranı müslümanlar 1 hristiyanlar 3 1890 gibi ada elden çıkıyor öncesinde özerk gibi oluyor nüfus oranı düşmüş 1e 9'a. Kıbrıs bile böyle. Türk milleti adada yaşayan bir millet değil.

    Yunanlılar denizci millet bu ada mevzularında bizden hakim. Biz adada kaç asır yaşadık aileden bir denizci çıktığını görmedik. Yunan ise sakız gibi bir adadan bir sürü kaptan ve gemi sahibi çıkartmış bir millet.


    Sonra şu an bakıyorsun yunanistan 10 milyon türkiye 85 milyon. O yıllarda türkiyede nüfus yok 1927'de 13 milyon. Buradan gönderilen yunan sadece 2 milyon kişi. Para ve silah sanayisi olmadığından neyimizle bu savaşa girelim?




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Vanished Man -- 11 Haziran 2022; 3:7:5 >




  • Draqonn kullanıcısına yanıt

    S400 ler bunun için alınmadı mı?

  • select55 kullanıcısına yanıt
    Elimizdeki S400 lerin menzili bu füzelerden kısa ve Rafale uçakları radar izi olarak gerçekten başarılı uçaklar. S400 ler ağa da bağlı olmadığından uçağı tespit edebilir mi edebilirse vurulmadan önce vurabilir mi bunlar muamma Türkiye zamanında bu Scalp füzelerine karşı Slam-Er ve Popoye füzelerini alarak agresif bir yanıt vermişti ama tabi bu stratejik hedeflerimizin vurulmasını önlemek yerine bizimde onları vurmamızı sağlıyor.

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • savaş çığırtkanları savaş felan çıkmayacak, nasıl da rte nin iki lafına hunharca koşuyonuz goygoycular siziTürkiye - Yunanistan Savaşı (ANA KONU) 

  • 
Sayfa: önceki 23456
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.