Şimdi Ara

Türkiye'nin otomobil alıcı profili

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
1 Misafir - 1 Masaüstü
5 sn
32
Cevap
0
Favori
1.889
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Google'ın 'Otomobil Alıcısı' çalışması, 4 ayda otomobil aldığımızı ortaya koydu.

    Otomobil almak isteyenlerin ilk tercihi internet olurken marka bağımlılıkları yok. Dört aylık süre içinde Türkler, ailelerini, eşlerini de ikna etmeye çalışıyorlar.

    KARAR KOLAY, BİNMESİ 4 AY

    Google, 16 ülkedeki 'Otomobil Alıcısı' çalışmasını Türkiye'ye de taşıdı. Sonuçlara göre, otomobil alma kararı veren tüketicinin bu 'muradına' ulaşması 4 ayı geçiyor. Test sürüşüne sıcak bakmayan Türk tüketicisi, markaya pek bağımlı değil
    O tomobil alıcılarının birinci başvuru kaynağı haline gelen internet, marka ve model tercihinin de belirleyicisi oldu. Ortalama bir Türk tüketicisinin otomobil almaya karar verdiği zaman ile satın aldığı zaman arasındaki süre 4.5 ayı bulurken, otomobil alan her 5 kişiden 4'ünün marka sadakati olmadığı belirlendi.

    2. ELDE ADRES 'NET'

    İnternet arama motoru Google'ın dünyanın 16 ülkesi için hazırladığı "Otomobil Alıcısı" araştırmasının Türk tüketicisi için ilk defa yapılan " Türkiye 2010" sonuçlarına göre Türkiye'de son bir yılda sıfır kilometre otomobil alanların yüzde 51'inin, ikinci elde ise yüzde 65'inin ilk başvuru kaynağı internet oldu. Netpop Research tarafından 2010'da otomobil alan 1000 kişiyle yapılan çalışmaya göre otomobil satış bayilerine başvurma oranı sıfır otomobilde yüzde 30, ikinci elde ise yüzde 11'de kaldı.

    % 22'Sİ SADIK

    Satın alma kararı alan tüketicilerin ancak beşte biri hangi marka veya modeli alacağı konusunda net bir fikre sahipken, sıfır otomobil alıcıların yüzde 22'si, kullanılmış otomobil alıcılarının ise ancak yüzde 15'i önceden sahip oldukları markaya ait otomobil aldı. İlk satın alma fikrinden satın almaya kadar geçen ortalama süre sıfır kilometrede 4.3 ay olurken, ikinci elde 4.8 ayı buluyor. Etkin bir şekilde aramaya başladıktan sonra ise her 2 alıcıdan biri bir hafta içinde, yüzde 80'i ise bir ay içinde otomobil satın alıyor.

    AİLEYİ İKNA TURU VİDEOYA YÖNELTİYOR

    Google'ın Netpop Research ile birlikte gerçekleştirdiği "Otomobil Alıcısı Türkiye 2010" araştırmasına göre satın alma kararı sonrasında ortalama satın alma süresinin uzamasında en önemli etken "aileye aracı gösterme ve beğendirme" olarak öne çıkarken, otomobil alan her 100 kişiden 64'ü alacağı otomobille ilgili en az bir video izliyor. Araştırmanın sonuçları, Türk tüketicisinin satın almadan önce test sürüşü yapmaya pek sıcak bakmadığını ortaya koyarken, marka sadakatinin de düşük olduğuna dikkat çekiyor.

    Araç satın alma araştırmasına yüzde 58'lik bir oranla internette başlayan kullanıcı bayi seçimini de internetten yapıyor, ilk önce aracın teknik özelliklerine bakıyor. Potansiyel bir araç alıcısı satın alma kararını verme sürecinde ortalama 4 bayi gezmesine karşın 100 kişiden 64'ünün test sürüşü rezerve etmek gibi bir isteği bulunmuyor. Test sürüşü yapmak isteyenlerin yaklaşık yarısı da bu isteğini bayiyi bire bir ziyaret ettiğinde dile getiriyor. Online ve telefonla test sürüşü rezervasyonu ise yaygın değil.

    SIFIR İÇİN YOLA ÇIKTIK

    Araştırmaya katılanlar arasında üretici internet sitelerini mutlaka incelediğini söyleyen her 100 kişiden 68'i öncelikle teknik özellikleri karşılaştırmak için bu sitelere girdiğini belirtti. Bunu yüzde 57 ile fiyat almak, yüzde 50 ile belirli bir araç markası hakkında daha fazla bilgi aramak ve yüzde 46 ile satın alınmak istenen aracın opsiyonlarını tanımlamak izliyor. Her 100 kişiden 38'i çeşitli bayi fiyatlarını karşılaştırmak ve araçla ilgili eleştiri yazılarını okumakla vakit geçirirken yüzde 37'si bakım ve garanti bilgilerini kontrol etmeyi ihmal etmiyor. Her 100 kişiden 58'i yola sıfır bir araba satın alma hayaliyle yola çıkarken bu hayalini gerçekleştirenlerin oranı yüzde 42'de kalıyor.

    YENİ ALIMI, YAKIT TASARRUFU VE VERGİ TEŞVİKİ TETİKLİYOR

    "Otomobil Alıcısı Türkiye 2010 Araştırması"nın sonuçları, Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) indirimi gibi devlet teşvikleri, yeni güvenlik ve konfor özellikleri ile yakıt tasarrufuna yönelik yeni teknolojilerin sıfır kilometre otomobil almada en belirleyici etkenler olduğunu gözler önüne serdi. Araştırmaya göre daha iyi finansman seçenekleri, otomobil satın alımında ikincil önemi olan tetikleyici unsur olarak öne çıkıyor. Türk tüketicilerin online dünyada araç arama alışkanlıklarını inceleyen araştırma, araç satın alanlar arasında her 10 kişinin 9'unun yetkili bayiden araç satın alımı gerçekleştirdiğinin altını çizdi.

    http://www.haber3.com/turkiyenin-otomobil-alici-profili-863761h.htm







  • 2. eli güçlü olması yeterli bizim insanımız için.

    Buy yüzden gönüllerinde yatan araçları alamayan çok insan var.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Daft Punk

    2. eli güçlü olması yeterli bizim insanımız için.

    Buy yüzden gönüllerinde yatan araçları alamayan çok insan var.
    Bir de Türk milleti marka takıntılı diyorlardı forumda.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: deserthawk

    Bir de Türk milleti marka takıntılı diyorlardı forumda.

    Alıntıları Göster
    Bence yine takıntılı :)
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Fetih

    Bence yine takıntılı :)

    Alıntıları Göster
    google, pazar payı ve kişilik araştırmalarının tamamını reklam amaçlı anketlere dönüştürüyor. Toplumun ağırlıklı olarak 18-35 yaşları arasındaki kesimi internetten faydalanıp, satın alma kriterlerini kıyaslama şansına sahip olabiliyor. Gelirinin bütününü reklamların oluşturduğu devasa boyutlarda bir şirketin anket sonuçlarına güvenmek mantıklı olmaz sanırım.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Details

    google, pazar payı ve kişilik araştırmalarının tamamını reklam amaçlı anketlere dönüştürüyor. Toplumun ağırlıklı olarak 18-35 yaşları arasındaki kesimi internetten faydalanıp, satın alma kriterlerini kıyaslama şansına sahip olabiliyor. Gelirinin bütününü reklamların oluşturduğu devasa boyutlarda bir şirketin anket sonuçlarına güvenmek mantıklı olmaz sanırım.

    +1
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Fatih211

    quote:

    Orijinalden alıntı: Details

    google, pazar payı ve kişilik araştırmalarının tamamını reklam amaçlı anketlere dönüştürüyor. Toplumun ağırlıklı olarak 18-35 yaşları arasındaki kesimi internetten faydalanıp, satın alma kriterlerini kıyaslama şansına sahip olabiliyor. Gelirinin bütününü reklamların oluşturduğu devasa boyutlarda bir şirketin anket sonuçlarına güvenmek mantıklı olmaz sanırım.

    +1

    Alıntıları Göster
    Türkiye'nin istediği otomobil profili:
    -45.000 liradan fazla olmasın
    -Otomatik olsun
    -Alırken ucuz olsun
    -Az yaksın

    Sadece bu ve bunların hepsi tek bir otomobile çıkıyor: Renault-Fluence, daha önce de Megane'dı.




  • az yaksın.çok kaçsın.
    Ucuz olsun kolay satılsın.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: gorkemuse

    Türkiye'nin istediği otomobil profili:
    -45.000 liradan fazla olmasın
    -Otomatik olsun
    -Alırken ucuz olsun
    -Az yaksın

    Sadece bu ve bunların hepsi tek bir otomobile çıkıyor: Renault-Fluence, daha önce de Megane'dı.

    Alıntıları Göster
    Türk tüketicisinde Alman malı hastalığı vardır. Yukardakilerin hepsi hikaye. Türkler kafaya birşeyi taktı mı bunu değiştirmek imkansızdır. Tuttuğu siyasi partiden arabasına kadar at gözlüğüyle dolaşır. Alternatif diye bir kelime Türk tüketicisinde yoktur. Philips i en iyi marka bilir, ampulde ondan şaşmaz. Sony en iyi teyptir, Sony den başkasına bakmaz. Panasonic, Sharp, Sansui gibi markaları görürse bi inceleyim der ama Sonyden eksik yönlerini arar.

    Arabada da her taraf VW, Renault ve Fiat. Son dönemde de Fordlar çoğaldı. Mercedes motorlu Tata ve Ssang Yong mesela son tercihleridir. Biri ucuzluğu, diğeri de farklılığı için alınır. Hemen hemen hepsi Mercedes, BMW ve Audi aşığıdır. Buradan da tümevarım sonucu Alman malı iyidir sonucunu çıkarır. Almanlar mekanikte iyidir, ama dijitale gelince sıfırlar bence. Bir Siemens ürünleri tamamen yavaş ve kütük gibi geliyor bana. Evdeki telefonumdan biliyorum. Zorla almıştım. Bugün kü araba teknolojisi hem dijital hem mekanik olarak bir bütün artık. Onun için Alman teknolojisine güvenmiyorum. Zaten DSG teknolojisi de bir sürü hata ve sorunlarla karşımıza çıktı, ama herkes tutturmuş DSG.

    Hemen saldırmayın çünkü okuduklarım bu yönde. İyi bir sistem olabilir ama sorun var mı? Var! Bu da bir gerçek.

    O zaman ne alınacak? Bilmem, ben kendi aracımı söylemiyorum, zaten az satan bir markadır aracım. Çok alan da olmasın ki, bugün VW cilerin başına gelen yüksek fiyat olayı, benim aracıma da yansımasın. Ben aracımdan çok memnunum ve ilerde yenilersem yine aynı marka ile yenileyeceğim. Aracımı bilen de lütfen markasını belirtmesin.

    Sıfır araç alacak olan ilk önce VW bayine gider zaten. Sonra diğer markaları araştırır. Benim ortağımın da yaptığı gibi. Bomboş Golfe 45.000 çekerler, ağzı açık geri döndü. Aldın mı cevabını diye de beni de güldürür.

    Bir diğer kısım da Fransız hayranıdır. Renault veya Peugeot dedin mi akan sular durur. Her iki markanın da hemen hemen her modelinde kronik sorunlar olur, her yerde şikayetler yazılır, ama "Seri araba aaabi" der alırlar, sonra da masrafından satılığa çıkarırlar.

    Bir tanıdığım 85 model Mercedes almıştı. Dedik bu külüstür, yapma etme. Ama onun adı var dedi. 1 ay kullandıktan sonra neredeyse, 1 hafta kullansa, 2 hafta tamircide yatıyordu. Masrafı da ona göre tabi. Sıfır araba parası harcadıktan sonra satılığa çıkardı. O da beni çok güldürmüştü.

    Yukarda yazılanların bir kısmı doğru. Biz Türkler Google amcayı keşfettikten sonra artık herşeyi ona sorar olduk. Araba alacaksak, modeller için internete bakarız. İkinci el için sahibinden sağolsun. Ama internet araştırmasının en büyük nedeni, birbirimize güvensizlikten kaynaklanıyor. Satıcı, satmak için olmadık yalanlar sarfediyor, alan da "Vay be, ben şimdi buna sahip mi olacağım!" edasında havalarda, soracağı soruları da unutuyor. Bu araçlarda şu kronik sorun vardır, şu kadara mal olur veya garantiden değiştirilir diyen bir satıcı görsem, ne marka satarsa satsın, daha oradan başka alışveriş yapmam. Zaten başlıklarda da görünüyor, adamlar kazalı boyalı araçları veya şirket araçlarını sıfır diye satıyorlar,Km si düşürülmüş araçları da çok iyi durumda diye satıyorlar. Demek ki birbirimize güvenimiz kalmamış.

    Garip milletiz vesselam....




  • quote:

    Orijinalden alıntı: volkman

    Türk tüketicisinde Alman malı hastalığı vardır. Yukardakilerin hepsi hikaye. Türkler kafaya birşeyi taktı mı bunu değiştirmek imkansızdır. Tuttuğu siyasi partiden arabasına kadar at gözlüğüyle dolaşır. Alternatif diye bir kelime Türk tüketicisinde yoktur. Philips i en iyi marka bilir, ampulde ondan şaşmaz. Sony en iyi teyptir, Sony den başkasına bakmaz. Panasonic, Sharp, Sansui gibi markaları görürse bi inceleyim der ama Sonyden eksik yönlerini arar.

    Arabada da her taraf VW, Renault ve Fiat. Son dönemde de Fordlar çoğaldı. Mercedes motorlu Tata ve Ssang Yong mesela son tercihleridir. Biri ucuzluğu, diğeri de farklılığı için alınır. Hemen hemen hepsi Mercedes, BMW ve Audi aşığıdır. Buradan da tümevarım sonucu Alman malı iyidir sonucunu çıkarır. Almanlar mekanikte iyidir, ama dijitale gelince sıfırlar bence. Bir Siemens ürünleri tamamen yavaş ve kütük gibi geliyor bana. Evdeki telefonumdan biliyorum. Zorla almıştım. Bugün kü araba teknolojisi hem dijital hem mekanik olarak bir bütün artık. Onun için Alman teknolojisine güvenmiyorum. Zaten DSG teknolojisi de bir sürü hata ve sorunlarla karşımıza çıktı, ama herkes tutturmuş DSG.

    Hemen saldırmayın çünkü okuduklarım bu yönde. İyi bir sistem olabilir ama sorun var mı? Var! Bu da bir gerçek.

    O zaman ne alınacak? Bilmem, ben kendi aracımı söylemiyorum, zaten az satan bir markadır aracım. Çok alan da olmasın ki, bugün VW cilerin başına gelen yüksek fiyat olayı, benim aracıma da yansımasın. Ben aracımdan çok memnunum ve ilerde yenilersem yine aynı marka ile yenileyeceğim. Aracımı bilen de lütfen markasını belirtmesin.

    Sıfır araç alacak olan ilk önce VW bayine gider zaten. Sonra diğer markaları araştırır. Benim ortağımın da yaptığı gibi. Bomboş Golfe 45.000 çekerler, ağzı açık geri döndü. Aldın mı cevabını diye de beni de güldürür.

    Bir diğer kısım da Fransız hayranıdır. Renault veya Peugeot dedin mi akan sular durur. Her iki markanın da hemen hemen her modelinde kronik sorunlar olur, her yerde şikayetler yazılır, ama "Seri araba aaabi" der alırlar, sonra da masrafından satılığa çıkarırlar.

    Bir tanıdığım 85 model Mercedes almıştı. Dedik bu külüstür, yapma etme. Ama onun adı var dedi. 1 ay kullandıktan sonra neredeyse, 1 hafta kullansa, 2 hafta tamircide yatıyordu. Masrafı da ona göre tabi. Sıfır araba parası harcadıktan sonra satılığa çıkardı. O da beni çok güldürmüştü.

    Yukarda yazılanların bir kısmı doğru. Biz Türkler Google amcayı keşfettikten sonra artık herşeyi ona sorar olduk. Araba alacaksak, modeller için internete bakarız. İkinci el için sahibinden sağolsun. Ama internet araştırmasının en büyük nedeni, birbirimize güvensizlikten kaynaklanıyor. Satıcı, satmak için olmadık yalanlar sarfediyor, alan da "Vay be, ben şimdi buna sahip mi olacağım!" edasında havalarda, soracağı soruları da unutuyor. Bu araçlarda şu kronik sorun vardır, şu kadara mal olur veya garantiden değiştirilir diyen bir satıcı görsem, ne marka satarsa satsın, daha oradan başka alışveriş yapmam. Zaten başlıklarda da görünüyor, adamlar kazalı boyalı araçları veya şirket araçlarını sıfır diye satıyorlar,Km si düşürülmüş araçları da çok iyi durumda diye satıyorlar. Demek ki birbirimize güvenimiz kalmamış.

    Garip milletiz vesselam....

    Alıntıları Göster
    Tüketicinin ilk düşündüğü aracı almadan kolay ve en az zararla yada karla satabilmeyi düşünmesi.Ayrıca etrafta kabul görmüş araç olması.Kalıpların yıkılması zor..




  • quote:

    Orijinalden alıntı: **osk@r78**

    Tüketicinin ilk düşündüğü aracı almadan kolay ve en az zararla yada karla satabilmeyi düşünmesi.Ayrıca etrafta kabul görmüş araç olması.Kalıpların yıkılması zor..

    Alıntıları Göster
    bir hikaye wardı koyunlarla ilgili, çoban köprünün başında sürüsünün geçişine bakar iken bir koyuna çelme takıyor (?) koyun düşmüyor (muhtemelen 4 ayaklı olduğu için) fakat sıçrıyor, ondan sonra gelen bütün koyunlar da orda bişey olmamasına rağmen o sıçramayı yapıyorlar...


    suru psikolojisinin var olmadığı toplum yoktur.. bazı toplumlarda bu olgu daha az görülür , bazılarında ise hayatın tüm alanlarını fazlasıyla işgal eder.. bizim toplumumuz 2. gruba verilecek pek güzel bi örnektir.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi unixslax -- 29 Mayıs 2011; 18:03:04 >




  • Marka takıntısı yok ve 2.eli güçlü.
    quote:

    Orijinalden alıntı: D_G_N

    2. eli güçlü olması yeterli bizim insanımız için.

    Buy yüzden gönüllerinde yatan araçları alamayan çok insan var.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: samilto

    Marka takıntısı yok ve 2.eli güçlü.
    quote:

    Orijinalden alıntı: D_G_N

    2. eli güçlü olması yeterli bizim insanımız için.

    Buy yüzden gönüllerinde yatan araçları alamayan çok insan var.


    Alıntıları Göster
    Koyunlukla falan alakası yok, denenmiş araç her zaman daha çok güven verir..

    Akıllı insan başkalarının tecrübelerinden ders alır, normal insan kendi tecrübelerinden, aptal insan ise hiçbirinden..


    Ben 1 aydan kısa bir sürede karar verip aldım..
    Forumları okudum, bikaç taksiciye sordum, baktım herkes memnun, olay bitmiştir..




  • quote:

    Orijinalden alıntı: djoz

    Koyunlukla falan alakası yok, denenmiş araç her zaman daha çok güven verir..

    Akıllı insan başkalarının tecrübelerinden ders alır, normal insan kendi tecrübelerinden, aptal insan ise hiçbirinden..


    Ben 1 aydan kısa bir sürede karar verip aldım..
    Forumları okudum, bikaç taksiciye sordum, baktım herkes memnun, olay bitmiştir..



    ÇOĞUNLUĞUN KULLANDIĞINI KULLANAN AKILLI AZINLIĞIN KULLANDIĞINI KULLANAN APTAL BRAVO

    ÇOĞUNLUĞUN KULLANMASINI BEKLEMEK İÇİN SİZİN GİBİLER 94 DE İNTERNET TURKİYEDE ÇIKTIĞINDA YAYGINLAŞMASINI BEKLEDİ TURKİYEDE

    AYNI ŞEKİLDE CEP TELEFONLARI ONUN DA YAYGINLAŞMASINI BEKLEDİ VE UCUZLAMASINI YANİ HER DURUMDA PARA VAR SA HUZUR VAR




  • quote:

    Orijinalden alıntı: unixslax

    quote:

    Orijinalden alıntı: djoz

    Koyunlukla falan alakası yok, denenmiş araç her zaman daha çok güven verir..

    Akıllı insan başkalarının tecrübelerinden ders alır, normal insan kendi tecrübelerinden, aptal insan ise hiçbirinden..


    Ben 1 aydan kısa bir sürede karar verip aldım..
    Forumları okudum, bikaç taksiciye sordum, baktım herkes memnun, olay bitmiştir..



    ÇOĞUNLUĞUN KULLANDIĞINI KULLANAN AKILLI AZINLIĞIN KULLANDIĞINI KULLANAN APTAL BRAVO

    ÇOĞUNLUĞUN KULLANMASINI BEKLEMEK İÇİN SİZİN GİBİLER 94 DE İNTERNET TURKİYEDE ÇIKTIĞINDA YAYGINLAŞMASINI BEKLEDİ TURKİYEDE

    AYNI ŞEKİLDE CEP TELEFONLARI ONUN DA YAYGINLAŞMASINI BEKLEDİ VE UCUZLAMASINI YANİ HER DURUMDA PARA VAR SA HUZUR VAR

    Alıntıları Göster
    Ne alakası var arkadaşım, ben "çoğunluk" diye bir laf ettim mi?

    "denenmiş araç" dedim.. En azından etrafınızda kullanan birileri vardır, problem yaşayıp yaşamadığını bilirsiniz.. Araba tabi ki şans işi fakat "kronik arızalar"dan kendinizi korumanız için başkalarının tecrübelerini dinlemek şart..

    Evet bir şey ilk çıktığında sadece çok ihtiyacı olan veya parası bol olan alır.. Daha sağlam altyapıyı ve daha kaliteli hizmeti daha ucuza alabilmek için yani iyi bir F/P oranı için biraz daha oturmasını beklemek gereklidir..

    Bu son cümleye de muhalefet etmezsiniz sanırım..




  • quote:

    Orijinalden alıntı: burakkagan


    quote:

    Orijinalden alıntı: volkman

    Türk tüketicisinde Alman malı hastalığı vardır. Yukardakilerin hepsi hikaye. Türkler kafaya birşeyi taktı mı bunu değiştirmek imkansızdır. Tuttuğu siyasi partiden arabasına kadar at gözlüğüyle dolaşır. Alternatif diye bir kelime Türk tüketicisinde yoktur. Philips i en iyi marka bilir, ampulde ondan şaşmaz. Sony en iyi teyptir, Sony den başkasına bakmaz. Panasonic, Sharp, Sansui gibi markaları görürse bi inceleyim der ama Sonyden eksik yönlerini arar.

    Arabada da her taraf VW, Renault ve Fiat. Son dönemde de Fordlar çoğaldı. Mercedes motorlu Tata ve Ssang Yong mesela son tercihleridir. Biri ucuzluğu, diğeri de farklılığı için alınır. Hemen hemen hepsi Mercedes, BMW ve Audi aşığıdır. Buradan da tümevarım sonucu Alman malı iyidir sonucunu çıkarır. Almanlar mekanikte iyidir, ama dijitale gelince sıfırlar bence. Bir Siemens ürünleri tamamen yavaş ve kütük gibi geliyor bana. Evdeki telefonumdan biliyorum. Zorla almıştım. Bugün kü araba teknolojisi hem dijital hem mekanik olarak bir bütün artık. Onun için Alman teknolojisine güvenmiyorum. Zaten DSG teknolojisi de bir sürü hata ve sorunlarla karşımıza çıktı, ama herkes tutturmuş DSG.

    Hemen saldırmayın çünkü okuduklarım bu yönde. İyi bir sistem olabilir ama sorun var mı? Var! Bu da bir gerçek.

    O zaman ne alınacak? Bilmem, ben kendi aracımı söylemiyorum, zaten az satan bir markadır aracım. Çok alan da olmasın ki, bugün VW cilerin başına gelen yüksek fiyat olayı, benim aracıma da yansımasın. Ben aracımdan çok memnunum ve ilerde yenilersem yine aynı marka ile yenileyeceğim. Aracımı bilen de lütfen markasını belirtmesin.

    Sıfır araç alacak olan ilk önce VW bayine gider zaten. Sonra diğer markaları araştırır. Benim ortağımın da yaptığı gibi. Bomboş Golfe 45.000 çekerler, ağzı açık geri döndü. Aldın mı cevabını diye de beni de güldürür.

    Bir diğer kısım da Fransız hayranıdır. Renault veya Peugeot dedin mi akan sular durur. Her iki markanın da hemen hemen her modelinde kronik sorunlar olur, her yerde şikayetler yazılır, ama "Seri araba aaabi" der alırlar, sonra da masrafından satılığa çıkarırlar.

    Bir tanıdığım 85 model Mercedes almıştı. Dedik bu külüstür, yapma etme. Ama onun adı var dedi. 1 ay kullandıktan sonra neredeyse, 1 hafta kullansa, 2 hafta tamircide yatıyordu. Masrafı da ona göre tabi. Sıfır araba parası harcadıktan sonra satılığa çıkardı. O da beni çok güldürmüştü.

    Yukarda yazılanların bir kısmı doğru. Biz Türkler Google amcayı keşfettikten sonra artık herşeyi ona sorar olduk. Araba alacaksak, modeller için internete bakarız. İkinci el için sahibinden sağolsun. Ama internet araştırmasının en büyük nedeni, birbirimize güvensizlikten kaynaklanıyor. Satıcı, satmak için olmadık yalanlar sarfediyor, alan da "Vay be, ben şimdi buna sahip mi olacağım!" edasında havalarda, soracağı soruları da unutuyor. Bu araçlarda şu kronik sorun vardır, şu kadara mal olur veya garantiden değiştirilir diyen bir satıcı görsem, ne marka satarsa satsın, daha oradan başka alışveriş yapmam. Zaten başlıklarda da görünüyor, adamlar kazalı boyalı araçları veya şirket araçlarını sıfır diye satıyorlar,Km si düşürülmüş araçları da çok iyi durumda diye satıyorlar. Demek ki birbirimize güvenimiz kalmamış.

    Garip milletiz vesselam....


    Hani japon hayranları ?


    Pardon not düşmeyi unutmuşum.

    Not: Arabam Japon değildir




  • quote:

    Orijinalden alıntı: burakkagan

    Bu mesaj silindi.

    Alıntıları Göster
    Benim çevremde araç alırken ilk sırada 2. el durumu vardır, arkasından vergi ve genel masraflar diye gider. Marka olaraktan renault, vw, opel, ford ve toyota öncelikle tercih sebebidir.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: bangsuui

    Benim çevremde araç alırken ilk sırada 2. el durumu vardır, arkasından vergi ve genel masraflar diye gider. Marka olaraktan renault, vw, opel, ford ve toyota öncelikle tercih sebebidir.

    Alıntıları Göster
    millet sadece tutulup tutulmamasına bakıyor bence ve onun için şahin,doğan,broadway,toros,93-98 corolla para ediyor... yoksa hepsi teneke yığınından başka bişey değil...
  • quote:

    Orijinalden alıntı: bangsuui

    Benim çevremde araç alırken ilk sırada 2. el durumu vardır, arkasından vergi ve genel masraflar diye gider. Marka olaraktan renault, vw, opel, ford ve toyota öncelikle tercih sebebidir.

    Alıntıları Göster
    tip konfor donanım ve yakıt durumuna bakarım.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: labidu

    tip konfor donanım ve yakıt durumuna bakarım.

    Alıntıları Göster
    kendi fikri değil başkasının fikri önemlidir. bu yüzden çevresinde tutulan aracı alır. evine çamaşır makinası alırken "6. kattaki nurten hanımın yeni makinası çok güzelmiş şekerim, görmelisin" de olduğu gibi, "bizim ahmet abi bi araba almış, hiç yakmıyomuş ama deli gibi de gidiyomuş" durumu işler. yoksa nerde kendi ihtiyaçlarını belirleyip ona göre araba almak...
  • 
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.