Şimdi Ara

bankadaki paralara el konulur mu (5. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
103
Cevap
0
Favori
9.962
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
55 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 23456
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • 2001 krizinde el koymadılar şimdi de koymazlar diyeceğim de kurdaki oynaklık 2001'i bile geçmiş herşey olabilir.

  • Huseyin-ZST kullanıcısına yanıt

    Beterin beteri her zaman mümkün...

    bankadaki paralara el konulur mu
  • quote:

    Orijinalden alıntı: enizam

    Beterin beteri her zaman mümkün...

    bankadaki paralara el konulur mu

    Aradan 78 yıl geçtikten sonra okuduğumuzda utancımızdan yerin dibine girdiğimiz meselelerin benzerleri 78 yıl sonra tekrar yaşanırsa, inan bana para pul şeyimde olmaz.


    Ülkeme olan inancımı kaybetmiş olurum. Dolayısı ile ülkemi kaybetmiş olurum. Ne borcumu öderim, attım, elimdeki parayı kitlerlerse, ne de o paranın peşine düşerim. İkisini kafanızda kendisi denkler devlet baba. İsterse denklemesin. Peşime düşsün. Dünyada ikna edeceği tek bir medeni devlet bulamaz. O yüzden "no problemo" yani. Ben de ülkesiz kalmış biri olarak başka sulara yelken açarım.


    Enayi yok yani günümüzde. Sadece bana yapılırsa da değil. Bir azınlığa şu muamelenin 2021 yılında yapıldığını göreyim. Benim ne inancım kalır ülkeme, ne umudum. Defolur giderim. Mümkün mertebe de geride kalan beton kafalılara zırnık koklatmamak için her taklayı atarım. Onlar fark edene kadar ben başka ülkede çoktan bir düzen kurmuş da olurum. Sonra koşarlar peşimden "bu hainin 1.5 milyon borcu var bik bik." dinleyenleri olmaz.  


    Bu arada Türkiye'nin böyle bir ülke olduğunu da, olma potansiyeli olduğunu da düşünmüyorum. Ek olarak mevcut döviz mevduatlarının önemli bir kısmı katılım bankalarında. Faiz haram olduğu için, muhafazakar kesimin elinde çok döviz var. Borcum yapılandırılmış olduğu için de bir gecikmiş borcum yok zaten. Taksitli kredi gibi ödüyorum. Benim durumumda ülkede birkaç milyon insan var. Aynı şekilde özellikle hükümete yakın çevrelerin de çok fazla yapılandırılmış vergi borcu var. Yani, pek olacak işler değil günümüzde. Katılım bankalarındaki döviz mevduatlarında azalma görürsem garantide olmak adına paramı yurtdışına çıkarabilirim. Oradan doğru taksitlerimi öderim. Ama döviz hesaplarını kitleyeceklerini sanmıyorum. Hele ki bir ihracatçı firmanın döviz hesaplarını zaten kitleyemezler, zira tüm söylemleri "TL'yi değersizleştirip, ithalatı azaltıp, ihracatı arttırmak" üzerine kurulu.


    Bütün bunları da memleketini çok seven bir vatansever olarak söylüyorum. Ülkeye yapılabilecek en büyük hainliklerden biri bu. 1940'lar hadi diktatörler dönemi idi dünyada. Çok benzerleri yaşandı çoğu coğrafyada. Yıl 2021. Tekrar benzer bir zihniyet yeşerirse engellemek için elimden geleni yaparım. Gücüm yetmediği noktada da zırnık koklatmadan, tercihen de bu hödükleri bir miktar tokatlayarak uzarım.  Ama memleketin hödüklerinin bir çoğunluk olduklarına ve ülkeyi felakete sürükleyip beni ülküsüz ve ülkesiz bırakabileceklerine inanmıyorum.


    Yaşayıp göreceğiz. Emareler görürsem elbet önlem alırım.




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Huseyin-ZST -- 26 Kasım 2021; 19:48:18 >




  • Çok korkuyorsanız tether alın. Ha benim param yok borcumu dolara çevirmesinler yeter.
  • Bankada paranız varsa durum iyi galiba. Ekonomi iyi galiba.
  • jubeii kullanıcısına yanıt
    Büyük bi savaş var! Koyarsada koyar ağlamaya lüzum yok!
  • Normalde devletin böyle bir yetkisi var ancak 'şuanlık' böyle bir şey olacağını sanmıyorum.

  • Huseyin-ZST kullanıcısına yanıt

    Sizin ve dahi çocuklarınızın hatta torunlarınızın geleceğini ipotek eden bu adama bu HALKA aidiyet duymanıza şaşırdım. Yöneticiler ulusun aynasıdır. Sanılanın aksine gökten zembille inmez. Devlet eşittir ulustur. Ondan üçüncü tekil gibi konuşmak ancak aklı rahatlatır.

    Kendi adıma zerre aidiyet hissetmiyorum. Bu topluma.




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi jubeii -- 27 Kasım 2021; 10:0:46 >
  • enizam E kullanıcısına yanıt

    2. Dünya Savaşının en sert çarpışmalarının olduğu zaman yapmışlar bunu, o dönem bütün malları çekip stok yaptırmıştı İsmet paşa askere yedirmek için, ekmeğin karneyle verildiği dönem hani.

    Şimdi 3. Dünya Savaşı olsa tamam diyecem olabilir ama öyle bişey de söz konusu değil.

    Bunların beceriksiz dünyadan kopuk ekonomi yönetimleri bizi bu hale getirdi.

  • Perturbator kullanıcısına yanıt

    "Ekonomik kurtuluş savaşı" lafını boşuna ortaya atmadı RTE...

  • jubeii kullanıcısına yanıt

    Halkımızın sıkışmışlığı yeni bir olgu değildir. Çok fazla travması olan bir halkımız var. Bu travmalarla Türk halkının bir kaç kötü özelliği birleşince yanlış karar vermeleri ve travmalarını üstlerinden atıp, içinde bulundukları duruma ayılana kadar bu hatalı kararlarda ısrarcı olmaları doğaldır.


    Günümüzde ABD'nin de hatırı sayılır bir kısmı hödüktür. Ama bu durum modernist ve vatansever bir Amerikalı'nın ülkesini sevmesine engel değildir. Mücadele eder, halkını ve düşüncelerini iyileştirmeye çalışır.


    Türkiye'de her ne kadar ciddi suçlar işlemiş de olsa, halkın sevdiği bir başbakan idam edildi. Bunun travması da sonrasında tüm ikinci cumhuriyetçilerin eline propoganda kozu verdi. Bu ülkede CIA güdümlü 80 darbesi yaşandı. Tüm siyaset ve kurumlar tekrar tasarlandı. Bütün bunlar ciddi yapısal bozukluklar ve travmalardır.


    Bunları manipüle ederek halkın desteğini alan bir grup popülist yüzünden halka olan inancımı kaybedeceksem ohoooo...  80 darbesinde elinde silahla evde bekleyen dedemin çoktan Fransa'ya göçmüş olması, benim de Fransa'da doğmuş olmam gerekirdi.  Yok böyle bir dünya yani.


    Halkımızın bir kesimi zaten durumun gayet farkında. Muhalif kesimin de bir kısmı beton kafalı olsa da, en az %20-25'lik de beton kafalı olmayan bir kitle var. Bakmayın siz, %15-20 de iktidar cenahında beton kafalı olmayan; ama travmaları ile dürtülenen bir kitle var.


    Bu da, bu ülkenin %35-40'ının beton kafalı olmadığı anlamına gelir ki, Allah bereket versin. Bir çok gelişmiş ülkede memleketin beton kafalısı nüfusun %50-55'ini oluşturmaktadır.


    Ben sizin kadar pesimist değilim anlayacağınız. Türk halkında da yozlaşma dışında ciddi bir ahraz görmemekteyim. Oturmuş bir düzenin de Türkiye'de halka yayılmış olan yozlaşmayı zamanla azaltacağını düşünmekteyim.


    Yozlaşma dışında Türk halkının iki kötü özelliğini söyleyebilirim:

    1) haset, kıskanç.

    2) dedikoducu.


    Bu ikisi tipik Akdeniz insanı özelliğidir. Kültürel bir meseledir. Çözümü yok desek yeridir. Bununla barışık olup, bu gerçekle hareket etmek gerekir. Bütün politika bu gerçekler üstüne kurgulanmalıdır. Sovyet tipi bir eğitim sisteminden çıkan birinci Cumhuriyet çocukları (dedelerimiz) bu gerçeği anlayamadılar. İkinci cumhuriyetçiler bunu ve travmaları manipüle etti.


    Biz üçüncü cumhuriyetçiler ise hepsinden daha açık gözlü, gerçeklerin farkında ve uyanığız. Zamanı geldiğinde karşı tarafa zerre koz vermeyeceğimizi düşünüyorum. Sebebi de basit. Sovyet tipi bir eğitim sisteminden çıkmış çocukların torunları olarak CIA tarafından kurgulanmış liboş bir dünyada, Amerikan tipi vasat bir eğitim aldık, fakat anamız babamız entelektüel idi.  Bir yolunu bulup bizim önümüzü tıkamazlarsa günü geldiğinde hepsinin üzerine sifonu çekeceğiz. Yaşımızı ve travmalıların ölmesini bekliyoruz.




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Huseyin-ZST -- 27 Kasım 2021; 15:46:0 >




  • https://www.gercekgundem.com/siyaset/314981/erdogan-dolara-karsi-harekete-gecti-ddkya-tespit-edin-talimati


    Alıntı

    metni:
    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Devlet Denetleme Kurulu'na “yüklü miktarda döviz alan kişi ve kurumların” tespit edilmesi talimatını verdi.
  • vakti zamanında "şirketlerin milyon dolarları" kelimesini kullanan ve daha sonra kamyon kamyon parayı naptıkları telefon dinlemelerine yakalanan biri vardı

    şimdi o kişi "milletin yastık altında şu kadar parası var" dediyse eğer yandı gülüm keten helva

    kesin birşeyler düşünüyordur kesin...


    not kişi ve kurumlar tamamen hayal ürünüdür

    yatırım tavsiyesi değildir. :) kendimizi garantiye almamız lazım


    bir akrabam büyükbaşa sövdü diye 3 ay hapis yatmış o aklıma geliyor

  • enizam E kullanıcısına yanıt

    güzel bir tespit tebrikler

  • Huseyin-ZST kullanıcısına yanıt

    Cevabınızı okudum. Katıldığım yerler çok. Fakat buraya katılmadıklarımı zikredeceğim.

    Şahsi görüşüm devleti ulusu ülkeyi terakki ettiren şey ahlaktır. Ulusların hödük olması kötü eğitimden geçmesi, analarının babaların cahil olması (siz entellüktüel demissiniz) gelişmeye engel değildir. Bugün avrupanın amerikanın dünyanın incisi olması herkesin onlara imrenerek bakmasının sebebi , sömürge kurmaları yada jeopolitik olmaları yada gayrimüslüm olmaları sebebinden değildir.


    AHLAKLI TOPLUM olduklarından dolayıdır Efendi gibi dünyayı yönetmektedirler.


    Diğer yandan bizim gibi yozlaşmış toplumlarsa ilk paragraftaki milletlerin köleleri olmaya mahkumdur. Çünkü hakkın olmadığı yerde taş üstünde taş olmaz. Oturun başınıza gelicek belaları bekleyin. Zaten belanın yağmadığı bir gün yok bu topraklarda.


    Sizin cevabınızda sydıklarınız bahanedir sebeb değil sonuçtur. Başımıza bunlar geldi şunlar geldi demek üç yaşındaki çocuğun zırlamasından hallicedir. Başka medeniyetlerinde sorunları olmuştur belkide daha beteri ama onlar bizim medeniyetimiz gibi hep aynı şeyleri yapıp farklı sonuçlar beklememişlerdir .

    Benim için ülke doğduğun değil doyduğun yerdir. Ülkelerini terkedip medeniyete gitmek tabidir. İnsanoğlu üç günlük ömrünü hükümetlere , birilerine güya ülkelerine kölelik yapsınlar die doğmazlar. Bu şekilde göç edip ulus kuranlar bile olmuştur. İnsanın kendisini ifade etmesi için ne gerekliyse o yapılır.


    Dedelerimiz kıçlarının üstüne oturup güya ülke inşa etmişlerdir. Hangi ülke nerde?

    Izdırap ve zulüm düşünen insan için vardır.




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi jubeii -- 27 Kasım 2021; 22:31:50 >




  • jubeii kullanıcısına yanıt

    ABD'nin geldiği şu noktaya kadar yapılan hatalar buradan Çin'e yol olur. Üstelik üst üste aynı hataların yapılmış olduğunu görebilirsiniz. Yozlaşmışlık orada da mevcuttur. İşleyen bir sistem yozlaşmışlığı kontrol altında tutar. Sistem bozuldukça yozlaşma artar.


    Örnek: ABD'nin İngiltere ile savaş hali sürerken, bugünün eyaletleri kendi paralarını basmıştır. Bu paraları taklit etmek o kadar kolaydır ki, savaş halinde iken bile insanlar bol bol taklit para basmıştır.  hatta İngiltere bile bu taklit paraları basıp piyasaya sürmüştür.  yaşanan enflasyon sebebi ile tüccarlar değerli metallerle ve savaş halinde oldukları İngiltere ile ticarete yönelmişlerdir. Özetle, düzen bozulunca yozlaşma artar.

    ------

    Çin'de iç savaş devam ederken ABD'nin çıkardığı gümüş ithalatı kanunu sebebiyle, Çin bankalarından ABD'ye yasadışı şekilde gümüş akmıştır. Mao yönetimi ele geçirdiğinde değeri milyarlarca doları bulan gümüşün ülkeden çıktığı gerçeği ile başbaşa kalmışlardır.

    -----

    O kadar çok örnek var ki bu meselelere... Yozlaşma düşünülenin aksine, sistem bozulduğunda artar. Sistem güçlendiğinde azalır. Ruhu şerefsiz olan halk yok denecek kadar azdır.

    -----

    Türk halkında da aynı şekilde, yozlaşmışlığın artışı sistemin bozulması ile artmıştır. Özellikle 80 darbesi sonrası tasarlanan sözde liberal ortam ile coşmuştur.


    Bir de yozlaşmışlık nedir? Onu da düşünmek lazım. Toplanan ağır vergilerin bir grup insana peşkeş çekildiği ortamda vergi kaçırmak yozlaşmışlık mıdır mesela? Veya kot pantolonun üretilmediği ama muazzam bir talebin olduğu ülkede pantolon kaçakçılığı yapmak mıdır? (Bkz. Nurettin Kot. "Denim"e kot dememizin sebebi Nurettin Kot'tur. Kendisi kot kaçakçısıdır ve bu yüzden hapis yatmıştır).  


    Yani, sistemin bozuk olduğu bir ülkede çizgiyi nerede çekeceğiniz de önemlidir.  




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Huseyin-ZST -- 28 Kasım 2021; 2:15:38 >




  • Huseyin-ZST kullanıcısına yanıt

    Yazınızdaki cevabını bulamadığım paradox şudur. Sizin söylediğiniz vurguyu bir an için doğru kabul edelim. Yani makina çalıştığı sürece makinanın sahibi hırsızlık yapmaz taki makina tekleyene kadar.

    Peki makina neden teklemeye başladı. Başlarda her emrinize itaat eden bütün sorunlarınızı gık demeden çözen bu makina neden artık ihtiyaçlara cevap vermemeye başladı. Sonunda sahibi yapmadığı şeyler yapmaya başladı diorsunuz. Makinanın bakımından kim sorumlu. Güç kimde söz sahibi kimde. Makinayı başkası yönetirken durduk yere sizin iktidarınız dışında mı hareket etmeye başladı.

    Hayır. Koca bir hayır. Eskiden küçük çocuklar yaramazlık yaptıklarında çocuğu değil anasına laf atarlardı. Çünkü dorusu buydu. Şimdiyse işler deişti. Hem mahalleliler hemde çocun anası artık çocuğu dövüyor yaramazlık yaptında.

    Anası çıkıp ben sıçtım batırdım çocuk yapamadım demiyor.

    Sistem dediniz şey yada devlet ilk mesajımdada bahsettiğim üzere üçüncü tekil şahıslar deildir. Gene ulustur. Hırsızlık yapan sonrada başkasını hedef gösteren zatın kendisidir. Hırsızlıktan kastım vergi çalmak deil yanlış anlamayın. Devlet en büyük tefecidir. Zerre saygım yok. (Adamlar çalmak için kanun çıkarıyorlar) Ama zaten devlet eşittir ulustur. Her halukarda kendinden çalıyorsun deişen bişi yok.


    Buraya kadar anlatamadıysam biraz daha somut soru sorayım. Benim övdüğüm sizin aramızda fark yok günün sonunda hepsinin doğaları aynı dediniz memleketlerde mi fikir hürriyeti var yoksa burada mı? Ben bu toplumları idealize etmiyorum onlar için peygamperde demedim. Ben burda yazı yazmaya korkarken orada insanlar uzaya turist gönderiyor. Toplumları aynı sepete atma fikrinize katılamıcam. Ve evet coğarafya kaderdir.




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi jubeii -- 28 Kasım 2021; 14:9:37 >




  • jubeii kullanıcısına yanıt

    Çok basit aslına bakarsanız. İçişlerine müdehale ettirmeyen hükümetler 50 yıl düzgün bir eğitim sistemini sürdürmeli. Bizde bu mümkün olmadı. Bugünün medeni toplumlarının bugün sahip oldukları düzenleri de tepeden inme gelmedi. Çok ciddi uğraşlar ve çatışmalar ile, iki ileri bir geri, 300 yılda oturdu. Bizim ise demokratik ve modern dünyaya ayak uydurma çabası içinde geçen geçmişimiz kabaca 150 yıl, bunun yarısı da ittir kaktır yani. Devrimlerimizin yapıldığı dönemde de ciddi bir halk desteği olsa da, tepeden inme olduklarını ve bu değişikliklere bir direncin doğal olduğunu atlamamak lazım. Yani, karşı devrim hareketi de doğal bir durumdu. Bunun ABD tarafından beslenmesi tabii meseleyi daha zorlaştırdı. Bugün hepimizin bildiği bir şeydir. ABD Sovyetlere karşı Anadolu ve Ortadoğu'da siyasal İslam'ı fonlamıştır. Ama ateş olmayan yerden duman çıkmaz. Bunu unutmayalım.


    ABD ve İngiltere gibi ülkeler kısmen daha şanslılar mesela. Zira oldukça izoleler. Bizim böyle bir şansımız da olmadı. Kritik bir coğrafyada dış müdehalelere açık bir konumdayız.


    Üç kuruş günlük çıkar için, geleceğini hesaplayamayan cahil bir halk adına ülkenin geleceğini satarak o anki insanlara geçici refah yaratmak kolaydır. Uzun vade geleceğini hesaplayamayan cahillikteki kitleler de kolayca bu dümene kanar ve bu tarz yoz bir hükümeti ilk başta yoz olduğuna inanmadan desteklerler. Sonra yoz olduklarını göre göre desteklemeye devam ederler. Zira yanıldığını kabul etmek özellikle cahil kitleler için çok uzun ve zorlu bir süreçtir.


    Buna bir de devrimleri benimsememiş ve direnç gösteren kitleleri ekleyin. Sonuç bu.


    Nasıl toparlanır? Bırakınız burunlarına kadar boka batsınlar. Kafalarını duvara vura vura öğrenirler. Bizim tek yapmamız gereken bu süreçte ülkenin mümkün mertebe savaşa girmesini ve kritik tavizler vermesini engelleyecek aklı selimi koruyan kitle olmamızdır. Kalanı için bırakınız burunlarına kadar boka batsınlar diyorum. Öğrenirler. Haklılığımızı anlar. Bizim saflara katılırlar.


    Kafalarını duvarlara vura vura öğrenen kitle de bize katıldı mı, kıçı başı toplamaya başlarız. Sistem sağlamlaştıkça da yozlaşma azalır.


    Değişmeyecek yegane gerçek bu halkın ciddi derecede kıskanç, haset ve dedikoducu olduğu gerçeğidir. Tüm yönetim zihniyetini bu gerçeğe göre kurmak şarttır. Bunu da Türk halkını kötülemek için söylemiyorum. Bir sürü iyi özelliği olan, bazı kötü özellikleri olan bir halk Türk halkı. Biz insanlar gibi... Hiçbirimiz mükemmel değiliz. Mutlak iyi de değiliz. Öyle olsam peygamberliğimi ilan ederdim yani. bankadaki paralara el konulur mu bankadaki paralara el konulur mu Toplumların da bugları var. Bizim toplumun bugları da bunlar. Ona göre davranmak şart.




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Huseyin-ZST -- 28 Kasım 2021; 21:10:42 >




  • koskoca ankara em müd f16 tarafından bombalacagı kimin aklına gelirdi . şehirde tankların yürümesi ...önceden biri böyle bir şey deseydi adamla herkes dalga gecerdi çünki milyonda bir ihtimaldi


    onun için bu ülke her olaya gebedir. ben bu saatten sonra her şey beklerim

  • kurtulus savasinda anadoluda subeleri olan yabanci bir bankadan yuksek meblaada para alinmisti ama savastan sonra odenmis.hatta ankara ,bankayi subelerine el koymakla tehtid etmis.

    yanliz burada ankara hukumeti parayi bankadan tahsil ediyor.kendi vatandasindan degil



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi MMX 166 -- 4 Aralık 2021; 15:17:34 >
  • 
Sayfa: önceki 23456
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.