Şimdi Ara

Sene 1995 yaş 15 serinin ilk Playstation'ını nasıl aldım... (6. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
265
Cevap
4
Favori
18.453
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
416 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 45678
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Allah Allah bizde 90larda memur çocuğuyduk. Arkadaşlar herhalde paralel evrende 90lı yıllarda yaşamışlar. O zamanlar memurun durumu en az şimdiki kadar boktandı. Benim babam doktordu. İşe otobüsle gider gelirdi. Gayet mütevazı bir hayatımız vardı. Eve zaruri gıda dışında ekstra sucuktu sosisti şuydu buydu alınmazdı. Ay sonunu zor geitirirdik. Pazarda limon satan öğretmenler vardı o zamanlar böyle klişeler vardı. Levent kırca hep memur maaşları ile alakalı parodiler yapardı. 80 lerde 90 larda küçük esnafın durumu iyiydi. Zamanında aklını kullananlar tutumlu davrananlar evleri arabaları aldı. 2000 lerle birlikte iyiden iyiye artan zincir marketler küçük esnafıda bitirdi. Şu an memurun durumu küçük esnaftan özel sektörde çalışanlardan çok daha iyi. 90larda cuntacılar ,hortumcu belediye başkanları , siyasilere şantaj yapan medya patronları her bi bok vardı,o zamanlarda ifade özgürlüğü yoktu , mafyalar her yere sızmıştı. Şu an şikayet ettiğiniz herşeyden emin olun o zamanda şikayet ediliyordu. Ama insanlar o zamanlar daha mutluydu.Gelir dağılımındaki adaletsizlik şimdiki kadar yoktu. Para yoktu ama kimsede para yoktu.Sanırım günümüz teknoloji internet çağı insanları dahada mutsuz ediyor.
    Tamam Akp ‘yi eleştirelim yerden göğe kadar hakkımız var da. Bunu yaparken 90 lar iyiydi şöyle iyidi böyle iyiydi falan ne alaka. 90 larda iyi miyi değildik arkadaş . Bir şeyi eleştirmek için öncesinin kendisinden daha iyiymiş gibi gösterilmesine gerek yok. Akp gökten zembille inmedi bu ülkenin tepesine. İnsanlar bir şeylerden illallah ettilerki 2002 de Akp ‘ye saldırdılar.

    < Bu ileti DH mobil uygulamasından atıldı >




  • yalnız bir konuda saçamlamada level olmuş ps1 ler nintandolar kabiliyetleri düşük cihazlardı dünyada okadar ün şaşası yoktu, $ bazlı satış fiyatlarıda olduçta düşüktü yani 100-150$ cihazlardı zamanında onlar orda bile buram buram saptırma kokuyor,pc gibi pahalı benzer fiyata değildi o cihazlar ozaman .

    bayıldığın johny james de eskiden 100$ aldığı cihazı şimdi 1000$ alıyor yani çünkü donanım daha pahalı zahmetli kabiliyeti geniş okey.

    çok iyi hatırlıyorum pc ler sistemine gore 1-2 milyar arasında dolanırken oyun konsolları 250-400 milyon civarıydı eskinin fiyatlarına göre deve kadar fark var yani dünyadada pahalılandı, bizde dövizde fırlayınca iyice zortladı tabide,yalnız eski fiyatıyla kıyaslamak çok saçma.




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi kerimcem -- 25 Ekim 2020; 17:38:39 >
  • 80liyim 95 te ben de 15 yaşındaydım bilgisayarımı kendim almıştım hem de en üst modelini şimdikiler alsın bakalım ne kadar verecekler. Benim pc nin dolar karşılığı 4000dolar üzeriydi şimdi 4000dolar 30000tl üzeri oluyor ülke refahına dikiz



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi BALCKSAGAT -- 25 Ekim 2020; 16:18:25 >
    < Bu ileti DH mobil uygulamasından atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Lee-on!

    30 yıl önce bizimkiler tek çalışan ve işçi maaşıyla 2 ev 2 araba yapmış. Şimdi ondan fazla kazanıyorum bırak 2 ev 2 arabayı 1 tanesinin hakkindan gelemedik daha... Bir tanesi de yukarıda ekşiciler 10bin mayaşi beyenmiyur millet asgari ucretle aslanlar gibi geçiniyor yazmıştı 😂😂😂🤦🏻‍♂️

    Alınan evde gerçekten ev oluyordu o zamanlar. Şimdi ev bakıyorsun 2+1 e bakıyorsun bir oda var küçücük eşya dolabını koyuyorsun ancak sonrasına eşya yetmiyor zaten. Mutfak var mutfağa masa koyamazsın şey kadar mutfa.

  • volkanick kullanıcısına yanıt

    Yaşayanlar ve yaşamadan sallayanlar ile birlikte bir de gelişen dünya ile yerleşen sistemleri değerlendirmeyenler;


    Ben 77 modelim arkadaşım. Tek tıkla kapına gelsin ile dünya tanışmadığı dönemlerde ilk bilgisayarımı okul ve bayram harçlıklarım ile lisedeyken aldım. o da ibm 286 sx-10 du. Sonra yine lise de 386 işlemci olarak kasamı yeniledim. Ekranım monochrome du onu da değiştirdim. Üni de yeni kasa dizdim. Babam da ilkokul mezunu bir fabrikada maaşlı çalışandı, annem ev hanımı. Onlardan bir kuruş destek almadan pcleri topladım ki hali ile taksit diye bir durum da yoktu nakit.


    Üni bitti stajyer olarak dershanede işe başladığımda asgari ücret sanırım 85 tl civarıydı. Sene 2000 ya da 2001; öğretmen sayısı çok diye kimi yerler stajı ücretsiz çalıştırarak kaldırıyordu da bana doğrudan 350TL ile başla dediler diye askerliğime öncelik verme düşüncesinden çıkıp işe girdim.


    O para da dönemine göre çok mu? Hayır patron ucuza kapattım diye seviniyordu. Biz stajyerdik, asıl hocaya 2000TL veriyorlardı. Bizler sonuçta maaşımızın huzuru ile arkadaşlar ile yemeğe çıktığımızda hayır ben ısmarlayacağım kavgası yapardık. PC'mi zaten her yıl öğrenciyken de yeniliyordum ki ithalat daha patlamamıştı.


    Sonra hayatımıza ÖTV girdi. İlk tanışmam Logitech z5500 alma aşamasında oldu. Geç kaldım diye bir anda fiyatı 2 ye katlandı. İnat ettim düşmezse almam diye; eskisin, fiyatı düşsün öyle alırım diye diye 5 yıl bekledim. Sonuçta o gözler o 2 kat artışı gördü..


    Ne oldu? O kadar kanıksadık ki, dolar yüksek değildi. Millet ÖTV'ye ses çıkarmadı. PC ve parçaları vergi dilimleri ve doların seviyesi nedeni ile yine rahat toplanıyordu da.. Uzun süre de PC'yi güncelledim. Banka kredileri - Kredi Kartı da hayatın bir parçası olunca çoğu şeyi takır takır alıp çalışa çalışa ödeme devrini de yaşadık.


    Geldik son 5-6 yıllık sürece; öyle bir noktaya geldi ki ülke; kalifiye dediğin elemanların maaşı asgari ile neredeyse aynı oldu. Yani adamlar sana dedi ki; boşa okuyorsun, git tezgahta çalış. ÖTV ve vergiler o kadar yükseldi ki; kendine al: 2 tane al ama 1 ini sen kullan gerisine karışma. Kullanmadığın hizmetlerde sana dönecek ama yetmeyecek sen yine ekstra para vermeye devam edeceksin.


    Ne güzel borçlandırmaya alıştırdık sizi, siz çekin kredileri de bir şekilde zaten biz geri ödemesini alırız, bir dönem inşaat firmalarımız coşmuştu şimdi satış yapamaz duruma geldiler sizlerin de alacak gücünüz kalmadı kredi üzerine kredi verelim, batan banka olursa hayatta tutmanın yolunu yine biz buluruz. İnsan batarsa da nüfusu arttırır yine de bu sistemin kölelerini yaşatırız.


    Ekstradan sene 2000'den fiyat yaklaşımları;(sıfırlar silinmiş)


    Doktor: 294 Uzman Doktor:394 Öğretmen giriş:204 1-4 Öğretmen: 270 Hizmetli ilk kademe:141 ve memur ilk kademe:148 Asgari ücret:86 Prof:606 Hakim:994

    (özel sektör stajyer öğretmen ben 350 lira deneyimli öğretmen 1000-2000 aralığı)


    Bir memur adına;(tabi daha erken emeklilik şansları vardı) 25 yıl hizmet ile de emekli ikramiyesini alıp gidip evini rahatça alıyordu da. Tabi o dönemlerde kimse de memur olmayı istemezdi. Sonuç itibari ile özel sektörde çok daha fazla para vardı. (Nüfus, istihdam teknoloji elbetteki çok fazla neden var ama ülkenin bu sürece adaptasyonu ve bakış açısı önemli, dışarıdan al betona yatır üretimden uzak yaşarsan kaçınılmazdır.)


    Peki ya şimdi? Millet memur olabilmek için her yıl KPSS sınavında birbirini yemekte.



    Bence ülkeyi asgari ücrete alıştıranlar utanmalı. O zaman asgari ücret önerenler utanırdı da...





  • SilenthillDream kullanıcısına yanıt

    Depremden sonra avcilarda ev almak varmış, sudan ucuza gitti evler🤣🤣🤣


    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • kırılanhayaller kullanıcısına yanıt
    Aynen şimdi kutu tarzında ev yapıp müteahhit daha fazla daire sahibi oluyor

    < Bu ileti DH mobil uygulamasından atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Redeemertr

    Tam tersine tamamen yaygınlıkla ve zamanın dünya koşulları ile alakalı. 90' ların sonunda dahi dünyada internete bile öcü gözüyle bakılırdı, hatta dalga geçilirdi. Yurtdışında da dahi bilgisayar yaygın değildi. Ben programlama öğrenimi aldığım için alınmıştı, ailem eğitimimize önem verirdi, bunun için ellerinden geleni yaptılar (Memurlardaki vizyon?)


    O dönem bizde en çok kara kutu atari ve arcade salonları yaygındı. Şimdi ps4 ve internet cafe gibi. Ne yaygınsa ve popüler ise döneminde o vardır. TV yaygın ise insanlar evlerine tv alır, cep telefonu yaygın ise cep telefonu alır. Önümüzdeki 20 yıl yeni bir şey çıkar yayılır ise onu alırlar. Bizdeki asıl sıkıntı vergilerin tarihin en yüksek seviyelerine çıkmış olması, bir araba kendine 2 araba "birilerine", bir ps kendine bir ps "birilerine"


    Bu dünyada böyledir. Her ülke zamanla gelişir, 25 yıl öncesinde şu yoktu denmesi kulağa o kadar saçma geliyor ki anlatamam. Adamların kıyası 30 yıl öncesi. Bundan 30-40 yıl öncesine göre hangi ülkenin durumu daha kötü? Ülkeler zamanla çalıştıkça zenginleşir, gelişir. 90' lar 80' lere göre 80' ler 70' lere göre iyidir. 70' ler 40' lara göre iyidir vs. vs. (faşist ve diktatör ülkeler hariç, onlar mezarın dibini boylamaya mahkumlar) Gelir tabloları incelendiğinde gelişimler rahatça görülür.



    Bu aynı 300 yıl önce osmanlıda tv yoktu tv cehape sayesinde geldi demeye, 500 yıl önce osmanlıda cep telefonu yoktu 90' lı yıllarda vardı, insanlar osmanlı zamanında at arabası sürüyordu cehape sayesinde araba alabildiler demeye de benziyor. Kulağa ne kadar saçma geliyor değil mi? Ama bunları nedense muhalifler hiç söylemez, çünkü "SAÇMALIK".


    Şu an durumun iyi olduğunu düşünenler için, umarım aynen bu şekilde iyiye gitmeye devam eder de ileride maaşları ancak yiyeceğe içeceğe yeter, çünkü imzam   





    Alıntıları Göster

    saygı duyarım ama bence; ithal bir ürüne bakıp, dönemler arası alım gücünü karşılaştırmak çok yanlış.


    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Ben üc yil önce bir yurt disi projesine katilmistim. Projenin basinda aldigimiz hibe disinda proje sonunda 400 euro verildi. Ben de onunla Switch oyun konsolu ve bir oyun almistim. Üc yilda hibeyle aldigim oyun disinda sadece bir tane oyun alabildim.

  • ailkem kullanıcısına yanıt

    Memurun durumu, refahyol da toparlanmaya başladı. Sizin çalıştığınız dönemde, büyük memur eylemleri vardı. Çünkü kazandıkları yetmiyordu. Dersaneye gelen memur çıcuklarının çoğu borç içinde geliyordu. Hepsinin korkusu, ailem beni bir daha dersaneye gönderemezdi. Çoğu arkadaşımdı. Hiçbirzaman yetmedi. Elimizde onlarca kemalsunal şenerşen memur filmleri var.

    ayrıca, şuan tüketimçok başka bir noktada. 2000 de evinize gelen 3 fatura var. Elektrik, su, telefon.

    dolabınızda 2-3 takım elbise var. Bu kadar. Tüketim yok! Yok yani yok! Sağlıklı yaşamak için avakado tüketenler yok! Ve kazanılan para, kıt kanaat yetiyordu.

    şimdi? İnsanların giyinme odaları var, yurtdışı tatilleri, 2 tane araçları vs vs. İnanılmaz bir tüketim var buna rağmen yine kıt kanaat geçiniliyor.

    bu gelir seviyesiyle, bu durum sürdürülebilir değil.


    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: volkanick

    Allah Allah bizde 90larda memur çocuğuyduk. Arkadaşlar herhalde paralel evrende 90lı yıllarda yaşamışlar. O zamanlar memurun durumu en az şimdiki kadar boktandı. Benim babam doktordu. İşe otobüsle gider gelirdi. Gayet mütevazı bir hayatımız vardı. Eve zaruri gıda dışında ekstra sucuktu sosisti şuydu buydu alınmazdı. Ay sonunu zor geitirirdik. Pazarda limon satan öğretmenler vardı o zamanlar böyle klişeler vardı. Levent kırca hep memur maaşları ile alakalı parodiler yapardı. 80 lerde 90 larda küçük esnafın durumu iyiydi. Zamanında aklını kullananlar tutumlu davrananlar evleri arabaları aldı. 2000 lerle birlikte iyiden iyiye artan zincir marketler küçük esnafıda bitirdi. Şu an memurun durumu küçük esnaftan özel sektörde çalışanlardan çok daha iyi. 90larda cuntacılar ,hortumcu belediye başkanları , siyasilere şantaj yapan medya patronları her bi bok vardı,o zamanlarda ifade özgürlüğü yoktu , mafyalar her yere sızmıştı. Şu an şikayet ettiğiniz herşeyden emin olun o zamanda şikayet ediliyordu. Ama insanlar o zamanlar daha mutluydu.Gelir dağılımındaki adaletsizlik şimdiki kadar yoktu. Para yoktu ama kimsede para yoktu.Sanırım günümüz teknoloji internet çağı insanları dahada mutsuz ediyor.
    Tamam Akp ‘yi eleştirelim yerden göğe kadar hakkımız var da. Bunu yaparken 90 lar iyiydi şöyle iyidi böyle iyiydi falan ne alaka. 90 larda iyi miyi değildik arkadaş . Bir şeyi eleştirmek için öncesinin kendisinden daha iyiymiş gibi gösterilmesine gerek yok. Akp gökten zembille inmedi bu ülkenin tepesine. İnsanlar bir şeylerden illallah ettilerki 2002 de Akp ‘ye saldırdılar.

    çoğu yazdığınıza katılabilirim ama " o zamanlarda ifade özgürlüğü yoktu " bu cümle inanılmaz alakasız olmuş. O zamanlar araştırmacı gazeteciler, muhabirler bir çok kişi var siyasilerin ipliğini pazara çıkaran. Selçuk Parsadan olayını hatırlatayım, şimdi böyle birşey olsa hangi medyada yayınlanır, kim bu durumu ortaya çıkarır. Levent kırca gibi var mı günümüz şartlarını eleştirip milyonları televizyon başına kitleyebilecek. Anında bırak programı kanalı kapatılar. O dönemleri yaşadım hocam, şuanki durum özgürlük anlamında o gülerin yanına yaklaşamaz.





  • quote:

    Orijinalden alıntı: zotacing

    Bu mesaj silindi.

    Kesinlikle arkadaş haklı. Verilen krediler ve kredi kartları kesilsin yaşayacağınız süre maksimum 2 ay. Milyonlarca kişinin şuan kazandığından daha çok borcu var. Ne kadar kısıtlarsa kısıtlasın zorunlu harcamaları kazancının üstüne çıkıyor. Faturalar, temel gıda evi yoksa kira, onlarca gider var. Bu giderleri ancak kredi kartı, kredi ile sağlıyorlar.


    90'lı yıllar ile günümüzü hiç boşa kıyaslamasın kimse. 90'lı yıllarda yokluk varken yokluk çekiliyordu. Şimdi varlık varken yokluk çekiliyor. Teknolojik faktörler dünya üzerinde yeni bir düzen oluşturdu. Ulaşım bandı öyle rahatlatıldı ki ticaret denen şey hızlandı. Üretim denen şey hızlandı. Teknoloji ve üretim bandına değer veren ülkeler gelişti gelişmekte, tüketim odaklı ülkeler ise dibi görmekte.


    Eskiden 3 kişilik bir aile bir maaş ile dönebiliyordu. Anne çalışırsa fazlası ile gayrimenkul vb. yatırımlar yapılabiliyordu. Hatta bizimkiler ikisi çalışarak bir ev almış, üstüne benim eğitim, evin ihtiyaçları gibi giderleri kısmadan bir sene içinde taksitleri ödemişlerdi. O dönem senet ile alınmıştı ev. Çoğu kişi senedi bilmez. Ödeyeceğin tutarlar senede bölünür, her ödemede imzaladığın bir senedi alırsın. Hatta son iki senet krize denk gelmiş, bizimkilerin ödemesi mark üzerinden olmasına rağmen etkilenmemişti. Zaten o kriz bankacılık sektörünü doğrudan etkileyen bir krizdi.


    Bugün baba emekli olarak 3 kişi çalışsak 2. el bir araba için sadece makarna, simit ve çay ile beslensek yaklaşık 18 ay böyle yaşamamız lazım. 2. el doğan almak istesem ben şöyle 90 model 4 5 ay yeme içmeden kesilmem lazım. Playstation için 2 ay hiç masraf yapmamam lazım. Oyunu için bir hafta market alışverişi, özel tüketimimi kesmem lazım.


    Herkes yemeksepeti kullanıyordur. Durumun ne kadar kötü olduğunu görmek isteyen varsa en eski siparişinden en son siparişine gelsin en basit örnek olarak. Aradaki fiyat farkını görünce oturup bir iç geçiriyor insan.





  • aksinaletinsan kullanıcısına yanıt

    Bu bir gelişim süreci, dikkat ederseniz 2000'den bahsettim. Çok öncesinde bankanın kapısından bakanı doğrudan çarpım tablosunu biliyor diye işe alıyorlardı. Kısacası evet bir dönem memurluk ve asgari ücret ciddi anlamda sorunluydu ama o noktalara talepte yoktu. Ama öyle bakınca da basit işlerde çalışan dedem de toprak zengini olabiliyordu. Çalışmak isteyene zaten iş vardı. Zaten hani köyden şehre inelim taşı toprağı altındır diyenler şimdi şehirden şehre göç edip duruyorlar değil mi ama. (Avokado içindir o :) )


    Bu arada, siz ne tüketiyorsunuz bilmiyorum ama bildiğim, sene 2000'de bu evden et, sucuk, meyve, çikolata ne ararsan eksik olmaz ve sürekli de dışarıda yemeğe çıkılırdı. İthalat bu kadar kolay olmadığı için, zaten bilinmeyen sayısı fazla ve bilineni getirtmekte zahmetliydi. Aynı zamanda arabanın benzini bitmezmiş gibi o araba hiç yerinde de durmazdı. Dikkat ederseniz ben stajyerdim dedim. 350 TL de maaşım vardı tam 2000'de (asgari:86) O dönemden dediğiniz gibi kısa süre önce işçilerinde yoğun grevleri oldu ve ekonomik olarak rahatlayınca kooparatif usülü evlere girdiler.


    Size garip gelsede 2000'li yıllara gelindiğinde yaşadığım memlekette kışın şehirde oturup çalışıp, yazında deniz kenarı bir yazlıkta ev sahibi ya da kiracı olmak oldukça sıradan bir eylemdi. Şimdi ise ormanlar, denizler de sağolsunlar ipotek altına alınıp ancak insanlık dışı fiyatlarda halka açılabiliyor.


    Tüketim her daim vardır. İlk telefon çıktığında TR'ye getirmek çok zahmeti diye Sony Ericcson telefonlar deli fiyattan giriş yaptı memlekete. Bir dönem Çamaşır Makinası almak onu yenilemekte büyük tüketimdi. İlk bilgisayarlar yine deli paraya giriş yaptı. Sonra elektronik üretimi, çin ucuz işçilik ve dünya üzerinde dolaşan ucuz ham madde kaynakları (aslına bakarsanız Türkiye madenleri; işlenmeden saf halde madenin satışı) Markalar dışında insanların teknolojiye kıyafete erişme şansını arttırdı. (Hani derler ya eskiden kalite vardı diye, artık yok bu tamamen sistemin dayattığı yaşantı biçimi dünya sorunu) O zaman bir uzaktan kumandalı araba almak bile ciddi bir tüketimdir. Üretim-Maliyet yenilik dengesi o kadarını da bilmiyor olamazsınız.


    2000-2014 arası da biz zenginleştiğimiz için değil, ithalat çok ucuzladığı olmayan paralarımızı, banka kredileri, kredi kartları ile kullandığımız ve doların müthiş dünya geneli durgunluğu sayesinde yaşadık. O dönemde sizin Avokadocularınız, o bir zamanlar boş arazileri önemsiz görülen toprak zenginliğini inşaata çevirerek hızla zenginleşen ama sonra betonun gerçekliğinde boğulan tayfadır. Gerisi değil sizi bilmem ama ben 2000'lerde işe başladığımda dilediğimi alıp dilediğim yere kafam rahatça gidiyordum. Evet Avokado yemiyordum. Yurdumun yerli malı meyvesini yerken, şimdi o meyveyi evimden rahat rahat geçiremiyorum.


    Yani tekrar ediyorum. Asıl sizi asgari ücrete ve memurluğa iyi gözle baktıranlar utansın....





  • ImPerspektif I kullanıcısına yanıt
    Güzel bir konuya inmişsin cidden bankalar kredi olayını kaldırdığını düşün gör ondan sonra curcunayi..

    < Bu ileti DH mobil uygulamasından atıldı >
  • Yağ kuyruğu neden vardı? Kıbrıs yüzünden ambargo yemiştik abdden. Fed faizi 7 idi. Şu anda ambarboyu araplar koyuyor, fed faizi ise sıfır. Geçen sene domates hıyar kuyruğuna girmiş insanlar hala yağ kuyruğundan bahsedip buna da şükür diyor pes!

  • quote:

    Orijinalden alıntı: ailkem

    Bu bir gelişim süreci, dikkat ederseniz 2000'den bahsettim. Çok öncesinde bankanın kapısından bakanı doğrudan çarpım tablosunu biliyor diye işe alıyorlardı. Kısacası evet bir dönem memurluk ve asgari ücret ciddi anlamda sorunluydu ama o noktalara talepte yoktu. Ama öyle bakınca da basit işlerde çalışan dedem de toprak zengini olabiliyordu. Çalışmak isteyene zaten iş vardı. Zaten hani köyden şehre inelim taşı toprağı altındır diyenler şimdi şehirden şehre göç edip duruyorlar değil mi ama. (Avokado içindir o :) )


    Bu arada, siz ne tüketiyorsunuz bilmiyorum ama bildiğim, sene 2000'de bu evden et, sucuk, meyve, çikolata ne ararsan eksik olmaz ve sürekli de dışarıda yemeğe çıkılırdı. İthalat bu kadar kolay olmadığı için, zaten bilinmeyen sayısı fazla ve bilineni getirtmekte zahmetliydi. Aynı zamanda arabanın benzini bitmezmiş gibi o araba hiç yerinde de durmazdı. Dikkat ederseniz ben stajyerdim dedim. 350 TL de maaşım vardı tam 2000'de (asgari:86) O dönemden dediğiniz gibi kısa süre önce işçilerinde yoğun grevleri oldu ve ekonomik olarak rahatlayınca kooparatif usülü evlere girdiler.


    Size garip gelsede 2000'li yıllara gelindiğinde yaşadığım memlekette kışın şehirde oturup çalışıp, yazında deniz kenarı bir yazlıkta ev sahibi ya da kiracı olmak oldukça sıradan bir eylemdi. Şimdi ise ormanlar, denizler de sağolsunlar ipotek altına alınıp ancak insanlık dışı fiyatlarda halka açılabiliyor.


    Tüketim her daim vardır. İlk telefon çıktığında TR'ye getirmek çok zahmeti diye Sony Ericcson telefonlar deli fiyattan giriş yaptı memlekete. Bir dönem Çamaşır Makinası almak onu yenilemekte büyük tüketimdi. İlk bilgisayarlar yine deli paraya giriş yaptı. Sonra elektronik üretimi, çin ucuz işçilik ve dünya üzerinde dolaşan ucuz ham madde kaynakları (aslına bakarsanız Türkiye madenleri; işlenmeden saf halde madenin satışı) Markalar dışında insanların teknolojiye kıyafete erişme şansını arttırdı. (Hani derler ya eskiden kalite vardı diye, artık yok bu tamamen sistemin dayattığı yaşantı biçimi dünya sorunu) O zaman bir uzaktan kumandalı araba almak bile ciddi bir tüketimdir. Üretim-Maliyet yenilik dengesi o kadarını da bilmiyor olamazsınız.


    2000-2014 arası da biz zenginleştiğimiz için değil, ithalat çok ucuzladığı olmayan paralarımızı, banka kredileri, kredi kartları ile kullandığımız ve doların müthiş dünya geneli durgunluğu sayesinde yaşadık. O dönemde sizin Avokadocularınız, o bir zamanlar boş arazileri önemsiz görülen toprak zenginliğini inşaata çevirerek hızla zenginleşen ama sonra betonun gerçekliğinde boğulan tayfadır. Gerisi değil sizi bilmem ama ben 2000'lerde işe başladığımda dilediğimi alıp dilediğim yere kafam rahatça gidiyordum. Evet Avokado yemiyordum. Yurdumun yerli malı meyvesini yerken, şimdi o meyveyi evimden rahat rahat geçiremiyorum.


    Yani tekrar ediyorum. Asıl sizi asgari ücrete ve memurluğa iyi gözle baktıranlar utansın....

    yalnız durumunuzda şöyle bir detay var, o dönemdeki dersane hocaları, meb den çok daha fazla para kazanıyordu. O yüzden refah seviyeleri daha iyiydi.

    Çevremdeki öğretmen çocuklarının yaşadığı hayat, hiçte refah ferah değildi. Ailesi şehir dışında okutamayacağı için, çapa yerine aü/hun yazan çok memur çocuğu tanıdım.

    yani; babanız idari amir değilse, yazları tatil filan... ankaradayız birde. Ülkedeki memurların başkenti :) yok yani.

    bahsettiğiniz şeylerin çoğuna, etrafındaki memurların çocukları ile beraber büyüdüğüm için katılmıyorum ama

    dediğiniz gibi, durum iyiye gitmiyor.




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi aksinaletinsan -- 25 Ekim 2020; 18:41:35 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: volkanick

    Allah Allah bizde 90larda memur çocuğuyduk. Arkadaşlar herhalde paralel evrende 90lı yıllarda yaşamışlar. O zamanlar memurun durumu en az şimdiki kadar boktandı. Benim babam doktordu. İşe otobüsle gider gelirdi. Gayet mütevazı bir hayatımız vardı. Eve zaruri gıda dışında ekstra sucuktu sosisti şuydu buydu alınmazdı. Ay sonunu zor geitirirdik. Pazarda limon satan öğretmenler vardı o zamanlar böyle klişeler vardı. Levent kırca hep memur maaşları ile alakalı parodiler yapardı. 80 lerde 90 larda küçük esnafın durumu iyiydi. Zamanında aklını kullananlar tutumlu davrananlar evleri arabaları aldı. 2000 lerle birlikte iyiden iyiye artan zincir marketler küçük esnafıda bitirdi. Şu an memurun durumu küçük esnaftan özel sektörde çalışanlardan çok daha iyi. 90larda cuntacılar ,hortumcu belediye başkanları , siyasilere şantaj yapan medya patronları her bi bok vardı,o zamanlarda ifade özgürlüğü yoktu , mafyalar her yere sızmıştı. Şu an şikayet ettiğiniz herşeyden emin olun o zamanda şikayet ediliyordu. Ama insanlar o zamanlar daha mutluydu.Gelir dağılımındaki adaletsizlik şimdiki kadar yoktu. Para yoktu ama kimsede para yoktu.Sanırım günümüz teknoloji internet çağı insanları dahada mutsuz ediyor.
    Tamam Akp ‘yi eleştirelim yerden göğe kadar hakkımız var da. Bunu yaparken 90 lar iyiydi şöyle iyidi böyle iyiydi falan ne alaka. 90 larda iyi miyi değildik arkadaş . Bir şeyi eleştirmek için öncesinin kendisinden daha iyiymiş gibi gösterilmesine gerek yok. Akp gökten zembille inmedi bu ülkenin tepesine. İnsanlar bir şeylerden illallah ettilerki 2002 de Akp ‘ye saldırdılar.
    Memur Emekliler maaş alamazdı, almak istese
    sıkıntı Polisin aracında benzin olmazdı konuşuyorlar işte tu kaka eleştiri olsun.
    Hele sağlık alanı bugün cüzi kesintiler dışında devlet bir emeklinin, emekli yakının aylık 500-1000₺ lik ilacını ödüyor, kemoterapi alanların kansere yakalanmış ödüyor gelmiş 90 lar güllük gülistanlıkmış bir BMX bisiklet sahibi olmanın ne demek olduğunu bilmeyen Z kuşağı bilmez bilemeyecek , PS1 , Sega Saturn ülkeye gelmediği zamanlarda bir Amiga 500 sahibi olmak ramini 1 mb arttırmak için aylarca harçlık biriktirmek gerektiğini bilmeden işkembeden sallıyor.

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >




  • Cem kullanıcısına yanıt
    1981liyim. Bana göre bu ülkede hiç bir zaman ifade özgürlüğü olmadı. Şu bakımdan haklısınız. Şu an için siyasileri eleştiremezsiniz doğrudur. O zamanlarda şimdinin aksine siyasileri eleştirebiliyordunuz ama askere tek kelime edemezdiniz.
    O dönemlerde ülke Askeri vesayetin altındaydı . Bu ülkede 2 darbe, 4-5 tane muhtıra , darbe girişimleri oldu. Her kurumda RTÜK ,YÖK, Yargıtay , YSK, Sayıştay vs her kurumda asker bir üye kesin bulunurdu. O yıllardada çok insan düşünce suçundan yargılanıp içerde yattı hatta maalesef o zamanlar işkencede gördüler.
    Sonra Tayyip Erdoğan geldi. Askeri vesayeti kaldırdı. Tüm bahsettiğim kurumlardan askeri üyeleri kaldırdı. Yerine kendi adamları koydu. Eskiden insanlar DGMlerde düşünce suçundan paketlenirdi . Erdoğan onları kapattı yerine özel yetkiliye mahkemeleri kurdu onlarda bir müddet sonra tıpkı eski DGM’ler gibi çalışmaya başladı.
    Çokta uzatmak istemiyorum. Kısacası Tayyip Erdoğan askeri vesayet sistemini kaldırdı. Kendi vesayet sistemini kurdu. Ol diyor oluyor, her cümlesi tüm devlet kurumları tarafından emir telakki ediliyor anında harekete geçiliyor, istemediği kitaplar çıkamıyor, istemediği filmler çekilemiyor. Eskiden paşalarda aynı böyleydi. Derecesi tartışılır.
    Çok uzun konular ama en sade böyle anlatabildim düşüncelerimi.

    < Bu ileti DH mobil uygulamasından atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: volkanick

    1981liyim. Bana göre bu ülkede hiç bir zaman ifade özgürlüğü olmadı. Şu bakımdan haklısınız. Şu an için siyasileri eleştiremezsiniz doğrudur. O zamanlarda şimdinin aksine siyasileri eleştirebiliyordunuz ama askere tek kelime edemezdiniz.
    O dönemlerde ülke Askeri vesayetin altındaydı . Bu ülkede 2 darbe, 4-5 tane muhtıra , darbe girişimleri oldu. Her kurumda RTÜK ,YÖK, Yargıtay , YSK, Sayıştay vs her kurumda asker bir üye kesin bulunurdu. O yıllardada çok insan düşünce suçundan yargılanıp içerde yattı hatta maalesef o zamanlar işkencede gördüler.
    Sonra Tayyip Erdoğan geldi. Askeri vesayeti kaldırdı. Tüm bahsettiğim kurumlardan askeri üyeleri kaldırdı. Yerine kendi adamları koydu. Eskiden insanlar DGMlerde düşünce suçundan paketlenirdi . Erdoğan onları kapattı yerine özel yetkiliye mahkemeleri kurdu onlarda bir müddet sonra tıpkı eski DGM’ler gibi çalışmaya başladı.
    Çokta uzatmak istemiyorum. Kısacası Tayyip Erdoğan askeri vesayet sistemini kaldırdı. Kendi vesayet sistemini kurdu. Ol diyor oluyor, her cümlesi tüm devlet kurumları tarafından emir telakki ediliyor anında harekete geçiliyor, istemediği kitaplar çıkamıyor, istemediği filmler çekilemiyor. Eskiden paşalarda aynı böyleydi. Derecesi tartışılır.
    Çok uzun konular ama en sade böyle anlatabildim düşüncelerimi.

    Darbe sonrası seçimler yapıldıktan sonra dediğiniz şeylerin pek hükmü kalmadı. Ordu siyasilerden bağımsızdı, şimdiki gibi gözlerinin içine bakmıyordu. Her durumda şu andakinden kat kat daha iyiydi.






  • Cem kullanıcısına yanıt
    Ordu Genel Kurmay şimdi Millete Bağlı, Sandıkla Seçilmiş Cumhur Başkanına bağlı , siyasilerle ilişkisi yoktu ama sağ sol birbirini keserken bir günde kanı durdurdu , Kim izletti acaba...( USA,GB )

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • 
Sayfa: önceki 45678
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.