Şimdi Ara

Saint Anselm’de Ontolojik Delil

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
2
Cevap
0
Favori
243
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Saint Anselm, Aristo mantığını kullanarak ilâhiyat meselelerine açıklık getirmeye çalışan ilk filozoflar arasında yer alır. Anselm’in akıl yürütmesi şu şekildedir:

    1.Tanrı’nın, kendisinden daha büyüğü tasavvur edilemeyen(en mükemmel olan) varlık olduğu kavramsal bir gerçektir.
    2.Tanrı, zihinde bir fikir olarak vardır.
    3.Hem zihinde hem de zihin dışında var olan bir şey, sadece zihinde var olandan daha mükemmeldir.
    4.Böylece; eğer Tanrı sadece zihinde bir fikir olarak varolursa, o zaman Tanrı’dan daha büyük bir şeyi hayal edebiliriz.
    5.Ancak, “daha mükemmeli düşünülemeyen bir şey”in var olmaması düşünülebilirse, “daha mükemmeli düşünülemeyen şey”, aslında “kendinden daha mükemmeli düşünülemeyen şey” değildir ve bu bir çelişkidir.
    6.Neticede daha mükemmeli düşünülemeyen şey gerçekten öyle vardır ki; var olmaması düşünülememektedir.
    7.O hâlde, Tanrı(kendisinden daha büyüğü/mükemmeli tasavvur edilemeyen varlık) vardır.


    Anselm’in ifade ettiği bu delile göre, Tanrı’nın varlığının zihinde mevcut olup zihnin dışında mevcut olmaması durumunda O’nun “en mükemmel” olamayacağı kanaati zorunlu olarak açıklanmaktadır. O hâlde Tanrı, hem zihinde hem de zihnin dışında zorunlu olarak bulunmaktadır ve “mümkün” kavramından da uzaktır. Delilin bu şekilde ifade edilen birinci kısmına O’nun sadece zihinde de tasavvur edilebileceği gerekçesi ile Tanrı’nın mümkün varlık olarak da düşünülebileceği noktasında eleştiriler olmuştur. Fakat Norman Malcolm’a göre Anselm’de bu delilin ikinci bir şekli daha vardır ki onda anahtar terim “varlık” değil, “zorunlu varlık”tır. Bu noktadan bakıldığında Tanrı zorunlu olarak vardır. Zorunlu varlığa sahip olan bir varlık, mümkün varlığa sahip olan bir varlıktan daha fazla mükemmellik arz eder. Delilin birinci şekline yapılan eleştiri ve itirazları, Anselm’in ontolojik delilinin ikinci şekli ortadan kaldırmıştır.



    Anselm’in ikinci delili kısaca şu şekilde ifade edilebilir:

    Kendisinden daha yücesi mevcut olmayan şey, her bakımdan en mükemmel şekilde mevcuttur; çünkü ondan başka herhangi bir şeyin mevcut olmadığı düşünülebildiği hâlde, kendisinden daha yücesi düşünülemeyen bir şeyin mevcut olmaması düşünülemez.
    Mevcut olmadığı düşünülemeyen varlık; ezelî ve ebedî, yani başlangıcı ve sonu bulunmayan, birbirini izleyen merhaleler şeklinde değil, bir bütün olarak daima mevcut olan varlıktır.
    O hâlde O, mümkün varlıkların aksine, zorunlu olarak mevcut olan varlıktır.
    Mevcut olmadığı düşünülemeyen bir şey, mevcut olmadığı düşünülebilenden daha yücedir/mükemmeldir.
    O hâlde mevcut olmadığı düşünülemeyen bir şey, “kendisinden daha yücesi düşünülemeyen bir şey” fikri için yeterlidir.
    Tanrı(kendisinden daha yücesi düşünülemeyen şey) zorunlu varlıktır.


    Delilin bu ikinci şekline göre “Tanrı(kendisinden daha büyüğü/mükemmeli tasavvur edilemeyen varlık) zorunlu olarak vardır” sonucu çıkmaktadır. Anselm’den sonra bu delil, Thomas Aquinas’ın tenkidiyle, felsefî ve teolojik mahfillerde gözden düşmesine rağmen, Descartes(1596-1650)’ın benimsemesiyle felsefe dünyasında yeniden ve fakat daha önemli bir yer edinmiştir.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >







  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.