Şimdi Ara

Otoyolu kullanmak 75 lira ! (11. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
332
Cevap
1
Favori
10.812
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 910111213
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • eleştirileri normal karşılıyorum ama şurada eleştirenlerin çoğu sırf muhalefet olsun akp karşıtlığı olsun diye eleştiriyor.arkadaşım iyi yada kötü adamlar dünyanın yatırımını yapıyor.biraz araştırın birde bedava mı yapacak.
    yap işlet devret.sonrasında devlet uygun bir fiyata çekecektir.burada mesaj atanların yaşını bilmiyorum ama 2002 den önceki rezillikleri buraya yazsak forumun kapasitesi yetmez.
    eleştirilecek yerler yok değil ama kötüye gidiyor yok hırsızlar yok bilmem ne boş muhabbetler bunlar.

    hırsızlık arıyorsanız sizin cebinizdeki paraların kimlere gittiğini merak ediyorsanız 2002 den öncesini iyi bir araştırın bakalım ondan sonra konuşun.
    biri de sağlık sistemi rezil diyor yuh diyorum.ben doktorum eksikler yok mu çok var zaten sağlık sistemini mükemmel yapamazsınız.eskiden ilaç kuyruklarını muayene kuyruklarını doktora verilen haraçları hastayı kabul etmeyen hastaneleri daha sayamayacağım bir çok şeyi unutuyorsunuz.bakın çevrenizde ne kadar çok modern hastane yapılıyor hasta hiçbir şekilde mağdur edilmemeye çalışılıyor.
    haksızlığamı uğradınız şikayet edin sabim'e bakın bakalım nasıl öttürüyorlar hastaneyi oranın iaderisni sağlık çalışanını.nankör olmayın eleştirin ama nankörlük yapmayın.ben doktor olarak bile hastaya çok yüz verildiğini düşünüyorum gerisini siz düşünün .

    şöyle okkalı bir eksi istiyorum mesajım dikkat çeksin



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi rosea -- 24 Mayıs 2015; 10:05:26 >
    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >




  • Bizde deprem gerçeği gibi ekonomik krizler. Olacağını biliyoruz ama ne zaman olacağını bilmiyoruz. Olası bi krizde duyun u umumiye benzeri kuruluşun elinde iyi bir koz olur bu proje.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi mehmetyilmaz77 -- 24 Mayıs 2015; 10:33:52 >
    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • mehmetyilmaz77 M kullanıcısına yanıt
    bu senin dediğin 2002 yılına kadardı

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >
  • Bu kopru acildiginda korfez yolunuda bakima alip tek seride dusururlerse sasirmayin : )

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: rosea

    bu senin dediğin 2002 yılına kadardı

    2002 de sihirli değnek değdi tüm borçlar silindi. Cari açık da sıfıra indi. Hatta cari fazla veriyoz artik. Teşekkürler sinderella.

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • sonuç kötüye gidiyoruz öylemi
    memleket batıyor öylemi 10 senedir bekliyoruz batmasını
    memleketin imf ye teslim edildiğini ne çabuk unuttunuz.size sihirli deynek gelmesi normaldir alışık değilsiniz böyle şeylere
    bak arkadaşım cari açıkdersiniz onu dersiniz bunu dersiniz vatandaş sonuca bakar kendinizi kandırmayın ideolojileriniizn esiri olmayın
    bu arada -3 olmuşum ha gayret bi omuz atın rekor kurmak istiyorum



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi rosea -- 24 Mayıs 2015; 10:54:10 >
    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: rosea

    sonuç kötüye gidiyoruz öylemi
    memleket batıyor öylemi 10 senedir bekliyoruz batmasını
    memleketin imf ye teslim edildiğini ne çabuk unuttunuz.size sihirli deynek gelmesi normaldir alışık değilsiniz böyle şeylere
    bak arkadaşım cari açıkdersiniz onu dersiniz bunu dersiniz vatandaş sonuca bakar kendinizi kandırmayın ideolojileriniizn esiri olmayın
    bu arada -3 olmuşum ha gayret bi omuz atın rekor kurmak istiyorum

    AKP BKP farketmez çözüm süreci devam ettiği sürece işler iyi gider gibi görünecek. Benzer bişeyi zamanında mesut yilmaz da söylemişti. Ozaman çok uzak gelmişti bana. Şimdi gerçek olmak üzere.

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >




  • rosea R kullanıcısına yanıt
    Yap işlet devret modeli halkına hizmet götürecek teknolojisi, nitelikli elemanı, parası olmayan toplumlarda hükümetlerin başvurduğu bir yöntemdir. Böylece seçimlerde, hükümet o projeleri kendi yetenekleri doğrultusunda yapmış gibi seçmenden oy isteyebilecektir. akp, ahlaki anlamda bir zamanlar savunduğu değerlerden uzaklaştığı için, yap işlet devret modelinde şirketlerin projelere sıcak bakmasını sağlamak için tavizler vermektedir. Tabi bu tavizler projeye gerçekleştiren firmaya ekonomik kazanç anlamında bir taviz. Peki bu tavizin kaynağı ne? Tabii ki de vergilerimiz. Siz vergilerinizin akp tarafından buralara harcanmasını helal edebilrisiniz ama ben ve benim gibi düşünenler, küthayaya yolcu garantili havalimanı projesinin yap işlet devret ile yapılmasını helal etmiyoruz. Şimdi muhalafet yapan basın sayesinde at gözlüğü ile bakmayan her bireye bu bilgiler ulaşmakta.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi hakeerus -- 24 Mayıs 2015; 11:39:21 >
  • hakeerus H kullanıcısına yanıt
    ya arkadaş sen neden bahsediyorsun yok dine laf etmiş yok vergimle yapılıyor haram falan
    açın gözlerinizi projelere bakın en basitinden dışarıdan kenara atılan tankları vb teknolojileri alıp şsraile modernize tmeye gönderiyorduk bu mu milliyetçilik bırakın çözüm sürecini falan. kendi tankımız ,helikopterimiz , savaş gemimiz , insansız hava aracı yapıldı %100 türk malı bunlar.şimdi de savaş uçağımız geliyor.otomobil çalışması bitti yakında bunlarıda duyarsınız milliyetçilik işte budur.başka liderin karşısında el pençe divan durup dilenmek değil dışarıdan kurtarıcı getirip imf ye dilenmek değil.
    biz eleştirin demiyoruzki eleştirilecek çok şey var ama eleştirikende gerçekleri görelim.ben almanya ve ingiltereyi rahatsız eden dünyanın en yüksek kapasiteli havalimanlarından biri olacak projeyi söylemedim. yollar tüneller detay kaldı biraz araştırın internetten bakın bakalım ne projeler yapılıyor o kadar çok şey varki ben bazen diyorum arkadaş bu kadar yatırımı nasıl yapıyorlar

    he birde TİKA yı da araştırın.orta asya balkanlarda ne gibi faaliyetler gösterdiğini ecdadımızın emanetlerina nasıl sahip çıkıldığını hepsini araştırın bakın bakalım milliyetçilik görün.( milliyetçilik niralar atmayla olmaz)

    neyse daha konuşmayacağım ben gördüklerimi söylüyorum size yanlış gelir bana doğru ama ne olursa olsun bu memleket için hayırlı olsunda kimin geldiğinin bir önemi yok.iş burdan siyasete kaymaya başladı ben daha fazla konuşmayacağım kalın sağlıcakla



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi rosea -- 24 Mayıs 2015; 11:28:44 >
    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >




  • Sanki o yaptığın tank - helikopter falan %100 yerli üretim.

    Motorunu aksamını yapamıyorsun montaj yapıyorsun yerli oluyor. He canım he.

    Ayrıca 50 senelik bir soğuk savaş dönemi vardı, Amerika ve Sovyetler kendi silahını üretmek isteyen bizim gibi ülkelerin tepesine çöküyordu. Amerika sırf bu sebeple 3 defa darbe yaptırdı bu ülkede. Boşa kafa yormayın bunlara çünkü anlamıyorsunuz.
  • Billur nasıl geçilir konulu haberimizi okudunuz..
  • 15-20 yıldır yılda 1-2 defa Silivri-İzmir gidip geliyorum.
    Çanakkale üzerinden gitmeye devam. Varsın 9-10 saat olsun.

    Bir de depremde ulaşılamayan yerlere artık dünyanın 4. uzun köprüsüyle ulaşılıyor diye hava atarız.
    Bu kadar para aldıktan sonra en uzununu da yaparız.

    Bakalım bayramlarda ücretsiz olacak mı?
  • Hüloğğğğğ
  • ahahhaa diş çekemeyen dolgu yapamayan araştırma hastaneleri varmış
    arkadaş söylesene o hastaneleri ben diş doktoruyum diş hastanesinde implant yapıyorum nerdeeeen nereyee .ya siz neyin kafasındasınız.şimdi şu yazdıklarınızdan bir kısmı doğru diyelim ne olacak şimdi eyvahhh

    peşkeş çekiliyormuş fiyatlar maaliyetlerine göre yüksekmiş. ney yoksa ihalelere senmi giriyorsun
    ama doğru söylüyorsunuz ayakkabı kutuları ses kayıtları falan filan

    şu sağlıkla alakalı sorularına cevap bile vermem eskisini ve yenisini çok iyi biliyorum bizzat içindeyim

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >




  • mllm kullanıcısına yanıt
    yazık değilmi 1-2 saat erken gidilecek diye devletin paraları kimlere peşkeş çekiliyor.sen git çaldığın haram paralarla yatırım yap sonrada hayır bekle haramdan hayırmı gelir allah aşkına

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >
  • alkışlıyoruz milletçe alkışlıyoruz

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >
  • Imfye borc bitti diyenlere resmen guluyorum, yahu herkes buna mal gibi inaniyor, evet IMFye borc bitti ama an itibariyle kamu ve ozel sektor borcu 397 milyar dolar, dolarin son 5 ayda %15 arttigini dusunursek var halimize.

    Bu ayni sey gibi koylu babama babacim Ziraat bankasina borcumuz bitti rahatiz artik kasabada demen gibi halbuki buyuk sehirlerdeki babamin adini sanini bilmedigi bankalardan tarla traktoru evi hasati rehin gostererek onlarca kat fazlasina borclanmak, ama olsun cahil babam sadece ziraat bankasini biliyor ve ele gune karsi borcumuz yok diyor.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Erwin kullanıcısına yanıt
    ya ne parça birleştirmesi montajı kafa eskide kaldı senin.zaten motoru yapan dünyada bir iki firma var tank uçak vb için bu diğer ülkeler içinde geçerli ama bu motor yapamadığız anlamına gelmiyor

    son cümleden hiçbirşey anlamadım ama kırmayayım seni senin dediğin olsun şurada aynı forumda yazıyoruz

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: uniqlo

    Imfye borc bitti diyenlere resmen guluyorum, yahu herkes buna mal gibi inaniyor, evet IMFye borc bitti ama an itibariyle kamu ve ozel sektor borcu 397 milyar dolar, dolarin son 5 ayda %15 arttigini dusunursek var halimize.

    Bu ayni sey gibi koylu babama babacim Ziraat bankasina borcumuz bitti rahatiz artik kasabada demen gibi halbuki buyuk sehirlerdeki babamin adini sanini bilmedigi bankalardan tarla traktoru evi hasati rehin gostererek onlarca kat fazlasina borclanmak, ama olsun cahil babam sadece ziraat bankasini biliyor ve ele gune karsi borcumuz yok diyor.

    quote:


    "Devlet borçlandı diyenlerin eline diline dursun..." Sayın Başbakan aynen böyle söylemektedir.
    Borç konusunda kamuoyunun bugüne kadar çok yanıltıldığı, borçla ilgili yazılan ve anlatılanların birçoğunda, yazanın anlayışına göre adeta sihirbazın şapkasından gökyüzünü dolduracak kadar güvercin çıkarıldığı görülecektir. Vatandaş aydınlandıkça kendisine anlatılanların; aslında gerçekleri öğrenmesine yönelik değil, birileri adına yönlendirme amaçlı olduğunu öğrenecektir. Aşağıda karşılaştırılmaları için bazı devletlerin dış ve iç borç rakamları verilmektedir.

    Dünyanın en borçlu ülkeleri; Uluslararası Para Fonu 2008 verilerinden özet (1)

    -ABD, 12 trilyon 250 milyar dolar (devlet-özel sektör toplam) en fazla borçlu birinci ülke,

    -İngiltere, 10 trilyon 450 milyar dolar dış borçla en fazla borçlu ikinci ülke,

    -Almanya, 4 trilyon 489 milyar dolarla, en fazla borçlu üçüncü ülke,

    -Fransa, 4 trilyon 396 milyar dolarla, en fazla borçlu dördüncü ülke,

    -Türkiye, 247 milyar dolar dış borçla, dünyada yirmi üçüncü borçlu ülke.

    Bir ülkenin borç değerlendirilmesinin ilk planında, dış borcunun, milli gelire oranına bakılmaktadır. Bu anlayışla borçlu ülkelere göre yapılan gelir/borç oranı sıralamasın da;

    -İngiltere, toplam dış borcu; 10.450 trilyon dolar, dış borcun GSYH* Oranı, %375

    -Fransa, toplam dış borcu; 4.386 trilyon dolar, dış borcun GSYH Oranı, 148

    -Almanya, toplam dış borcu; 4.489 trilyon dolar, dış borcun GSYH Oranı, %118

    -ABD, toplam (dış-iç) borcu; 12.250 trilyon dolar, dış borcun GSYH Oranı, %85

    -İtalya, dış borcu; 996 milyar dolar, Dış borcun GSYH Oranı, %42

    -Türkiye, dış borcu; 247 milyar dolar, Dış borcun GSYH Oranı, %31

    -Polonya, dış borcu; 170 milyar dolar, Dış borcun GSYH Oranı, %30

    -Rusya, dış borcu; 365 milyar dolar, Dış borcun GSYH Oranı, %20

    -İran, dış borcu; 21 milyar dolar, Dış borcun GSYH Oranı, %5


    Türkiye'nin iç borcunun milli gelire oranı da yüzde 29, 81 seviyesindedir. Bununla Türkiye, 51 ülkenin bulunduğu sıralamada, en borçlu ülkeler arasında 22. sırada yer almaktadır. Karşılaştırma için iki örnek verirsek; Amerika'nın iç borcunun milli gelire oranı yüzde 21, 49, İspanya'nın 16, 68’dir.

    * * *

    Borçlunun durumunu en iyi kim bilir? Herhalde alacaklısı! işte IMF yetkilisinin 27 Şubat 2009 Tarihinde ülkemiz hakkında söyledikleri;

    -“IMF Türkiye Temsilcisi Hossein Samiei, dış borç seviyesine bakıldığında iyi bir konumda olduğu görülen Türkiye’nin dış borcunun, benzer ülkelere göre daha düşük olduğunu kaydetti.

    3. Risk Yönetimi Zirvesi’nde konuşan Samiei, Uluslararası ticaretteki konumu ve uluslararası sistemle finansal bağları nedeniyle Türkiye’nin küresel krizin etkilerine daha fazla maruz kaldığını belirtti. ‘Türkiye’nin dış finansmana bağımlı olması Türkiye’yi global kredi darlığının etkilerine daha fazla maruz bırakıyor’ diyen Samiei, buna karşın;

    2001’den beri düşen kamu borç oranının Türkiye’yi döviz dalgalanmalarından daha az etkilenir hale getirdiğine dikkat çekti….”(2)



    Ne demektedir IMF yetkilisi; “2001’den itibaren Türkiye’nin dış borcu düşmektedir.

    -“Aaa… Öyle söylüyorsun da, özel sektörün borcu artıyormuş ya…”

    Anlatacağız. Ancak; bilindiği gibi özel sektör aldığı bu borçla ülkesine (ve kendisine) daha çok kazandırmak için geleceğe yatırım yapmaktadır. Burada adaletli olmak gerekirse, bu yatırımların üretime başlamasıyla elde edilecek gelirin de ifade edilmesi gerekmektedir. Belki ilk birkaç yıl borçlu gözükülecektir.

    Ancak bu fabrikaların ihracata başlamasıyla kazanılanacakların, bu borçları fazlasıyla ödeyeceği bilinmelidir.



    * * *

    Şimdi borç konusunda işin doğrusunun ne olduğunu anlatmaya çalışalım.

    a) Memur olarak bir işletmede aylık 1000 lira ücretle çalışmaktayım. Aylık giderim, 990 lira ve 10.000 lira borcum bulunmaktadır.

    b) Üretim işi yapan atölyemde, aylık net 5000 lira gelirim, toplam dönem sonu faizleri ile birlikte 200.000 lira borcum bulunmaktadır.

    Bu iki senaryoyu uygulamaya koyduğumuzda bakınız karşımıza ne çıkmaktadır;

    Memur, gelir ve gider rakamlarına göre; 10.000 liralık borcunu yaklaşık 83 yılda, atölye sahibi, 3, 5 yılda ödeyebilecektir. Bu anlayışta; gerçekte sizin borç rakamınızın ne olduğunun fazlaca bir önemi yoktur. Önemli olan; borcunuzu ödeme yeteneğinizin olup olmamasıdır.

    Bu nedenle, Türkiye’nin veya Amerika’nın şu kadar dış-iç borcu vardır demek samimi ve anlaşılır bir açıklama değildir. Açıklanması gereken; ülkenin, bir yıl itibariyle borcunu ödeyebilecek bir artı değer ortaya koyup, koyamamasıdır.

    Türkiye’de şu anda yaklaşık 15-16 milyon çocuğumuz öğrenim görmektedir. Bu rakam neredeyse İsrail’in üç, Yunanistan’ın iki katıdır.

    Bu kaynak, gerçekte uzun vadede bizim çok büyük bir zenginlik olmasına rağmen, kısa vadede üretmeyen bu kadar büyük nüfusun beslenmesi, eğitilmesi, giydirilmesi, sağlık giderlerinin karşılanması ve hayata atıldıklarında onlara iş imkânı sağlanması açısından değerlendirildiğinde, ülkemizin bugünkü ekonomik yapısı daha sağlıklı değerlendirilecektir.

    Ancak; bu iyi eğitim-öğrenim gören çocuklarımız, 10-15 yıl içerisinde üretici konumuna geldiklerinde ve ülkeye kazandıracakları katma değeri dikkate aldığımızda, bunun yaklaşık 150 milyar dolarlık bir üretim veya borç ödeme yeteneğini ortaya koyacağı görülecektir.

    Zaman zaman çeşitli araştırma kuruluşlarının,

    -"Türkiye 10 yılda bu kadar, 30 yılda şu kadar büyüyecek bölgesinde Aslan, kaplan olacak!" öngörülerinin altında bu veriler bulunmaktadır.

    Ancak bizler birbirimizin gırtlağına sıkmaktan, ülkedeki olumlu gelişmelerin ve büyümesinin farkında dahi değiliz.

    Özetle; ekonomimiz büyüdükçe mevcut borcumuz ürkütücü görünümünü kaybedecektir. Bu nedenle kimi devletler ülkemizde boşuna kriz, terör (muhtıra, ihtilal) olaylarını çıkartmamaktadırlar.

    Onlar biliyorlar ki, ülkedeki huzur yatırımları, yatırımlar zenginliği ve refahı getirmektedir…

    * * *

    Eğer, ihracatınız düzenli bir şekilde artıryor, bu arada her geçen gün katma değeri yüksek mal üretebiliyor, her geçen gün ülke ekonomisine üretmek ve çalışmak için nitelikli insanlarınızı katabiliyorsanız, daha fazla büyümek için yatırım yapmak, yatırım yapmak için de yeni krediler bulmak durumundasınız.

    Gerçeğinde size makine ve yatırım malı satacak olanlar, aynı zamanda da kredi de vermektedirler.

    Burada önemli olan alınanlardan sağlanan fayda ile ödenenler arasındaki farkı kendi lehinize iyi dengelemek olmalıdır.

    Eğer, aldığınız yeni borçla, mevcut borcunuzu ve faizini ödemeye çalışıyorsanız, batışa giden yola girmişiniz demektir. Tehlikeli olan, ülkeyi yıkılışa götüren budur.

    Gittiğiniz yolun doğruluğunu belirleyen önemli kıstas;

    -Borcunuzun miktar olarak artışı, milli gelirinizin artış oranından fazla olmamasıdır.

    Sayın Başbakan ne demektedir. “Uygun şartlar olursa IMF’den kredi (borç) alırız.

    Peki, ne oldu da, düne kadar IMF'den kredi almak için önlerinde kırk takla atarken, bugün kredi almakta nazlı davranıyoruz?

    İşte IMF resmi (kamuoyuna seslendirilen) kuruluş felsefesi;

    -“Global finansal düzeni takip etmek, ödeme planları gibi konularda denetim ve organizasyon yapmak, aynı zamanda teknik ve finansal destek sağlamak, milletlerarası ekonomik meselelerle uğraşmak..."

    Bu da IMF gizli gerçeği; “kullanılan gücün askeri ve politik yerine finansal olması dışında, uluslararası işbirliği ruhundan ziyade, bir güç politikası operasyonunu yansıtıyor."

    Bunu kim açıklıyor? Harry Dexter White,

    Kim bu Harry ? IMF ve Dünya Bankası kuruluş fikrinin ardında yatan beyin.

    Yani, sistemin babası, kurucusu,

    Özetle; Ne diyor?

    -Silah ve diplomasi (yolu ve zorlama) yerine para ile diğer milletleri nefessiz bırakacağız.” Tüm hikâye budur. Hem de içtiğimiz su kadar berrak bir şekilde.

    Şimdi isterseniz gönül rahatlığı! ile borç alabilirsiniz…

    Özellikle de IMF ve Dünya bankasından…



    bu cevap sana yeter biraz oku ama üşenme

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: rosea


    quote:

    Orijinalden alıntı: uniqlo

    Imfye borc bitti diyenlere resmen guluyorum, yahu herkes buna mal gibi inaniyor, evet IMFye borc bitti ama an itibariyle kamu ve ozel sektor borcu 397 milyar dolar, dolarin son 5 ayda %15 arttigini dusunursek var halimize.

    Bu ayni sey gibi koylu babama babacim Ziraat bankasina borcumuz bitti rahatiz artik kasabada demen gibi halbuki buyuk sehirlerdeki babamin adini sanini bilmedigi bankalardan tarla traktoru evi hasati rehin gostererek onlarca kat fazlasina borclanmak, ama olsun cahil babam sadece ziraat bankasini biliyor ve ele gune karsi borcumuz yok diyor.

    quote:


    "Devlet borçlandı diyenlerin eline diline dursun..." Sayın Başbakan aynen böyle söylemektedir.
    Borç konusunda kamuoyunun bugüne kadar çok yanıltıldığı, borçla ilgili yazılan ve anlatılanların birçoğunda, yazanın anlayışına göre adeta sihirbazın şapkasından gökyüzünü dolduracak kadar güvercin çıkarıldığı görülecektir. Vatandaş aydınlandıkça kendisine anlatılanların; aslında gerçekleri öğrenmesine yönelik değil, birileri adına yönlendirme amaçlı olduğunu öğrenecektir. Aşağıda karşılaştırılmaları için bazı devletlerin dış ve iç borç rakamları verilmektedir.

    Dünyanın en borçlu ülkeleri; Uluslararası Para Fonu 2008 verilerinden özet (1)

    -ABD, 12 trilyon 250 milyar dolar (devlet-özel sektör toplam) en fazla borçlu birinci ülke,

    -İngiltere, 10 trilyon 450 milyar dolar dış borçla en fazla borçlu ikinci ülke,

    -Almanya, 4 trilyon 489 milyar dolarla, en fazla borçlu üçüncü ülke,

    -Fransa, 4 trilyon 396 milyar dolarla, en fazla borçlu dördüncü ülke,

    -Türkiye, 247 milyar dolar dış borçla, dünyada yirmi üçüncü borçlu ülke.

    Bir ülkenin borç değerlendirilmesinin ilk planında, dış borcunun, milli gelire oranına bakılmaktadır. Bu anlayışla borçlu ülkelere göre yapılan gelir/borç oranı sıralamasın da;

    -İngiltere, toplam dış borcu; 10.450 trilyon dolar, dış borcun GSYH* Oranı, %375

    -Fransa, toplam dış borcu; 4.386 trilyon dolar, dış borcun GSYH Oranı, 148

    -Almanya, toplam dış borcu; 4.489 trilyon dolar, dış borcun GSYH Oranı, %118

    -ABD, toplam (dış-iç) borcu; 12.250 trilyon dolar, dış borcun GSYH Oranı, %85

    -İtalya, dış borcu; 996 milyar dolar, Dış borcun GSYH Oranı, %42

    -Türkiye, dış borcu; 247 milyar dolar, Dış borcun GSYH Oranı, %31

    -Polonya, dış borcu; 170 milyar dolar, Dış borcun GSYH Oranı, %30

    -Rusya, dış borcu; 365 milyar dolar, Dış borcun GSYH Oranı, %20

    -İran, dış borcu; 21 milyar dolar, Dış borcun GSYH Oranı, %5


    Türkiye'nin iç borcunun milli gelire oranı da yüzde 29, 81 seviyesindedir. Bununla Türkiye, 51 ülkenin bulunduğu sıralamada, en borçlu ülkeler arasında 22. sırada yer almaktadır. Karşılaştırma için iki örnek verirsek; Amerika'nın iç borcunun milli gelire oranı yüzde 21, 49, İspanya'nın 16, 68’dir.

    * * *

    Borçlunun durumunu en iyi kim bilir? Herhalde alacaklısı! işte IMF yetkilisinin 27 Şubat 2009 Tarihinde ülkemiz hakkında söyledikleri;

    -“IMF Türkiye Temsilcisi Hossein Samiei, dış borç seviyesine bakıldığında iyi bir konumda olduğu görülen Türkiye’nin dış borcunun, benzer ülkelere göre daha düşük olduğunu kaydetti.

    3. Risk Yönetimi Zirvesi’nde konuşan Samiei, Uluslararası ticaretteki konumu ve uluslararası sistemle finansal bağları nedeniyle Türkiye’nin küresel krizin etkilerine daha fazla maruz kaldığını belirtti. ‘Türkiye’nin dış finansmana bağımlı olması Türkiye’yi global kredi darlığının etkilerine daha fazla maruz bırakıyor’ diyen Samiei, buna karşın;

    2001’den beri düşen kamu borç oranının Türkiye’yi döviz dalgalanmalarından daha az etkilenir hale getirdiğine dikkat çekti….”(2)



    Ne demektedir IMF yetkilisi; “2001’den itibaren Türkiye’nin dış borcu düşmektedir.

    -“Aaa… Öyle söylüyorsun da, özel sektörün borcu artıyormuş ya…”

    Anlatacağız. Ancak; bilindiği gibi özel sektör aldığı bu borçla ülkesine (ve kendisine) daha çok kazandırmak için geleceğe yatırım yapmaktadır. Burada adaletli olmak gerekirse, bu yatırımların üretime başlamasıyla elde edilecek gelirin de ifade edilmesi gerekmektedir. Belki ilk birkaç yıl borçlu gözükülecektir.

    Ancak bu fabrikaların ihracata başlamasıyla kazanılanacakların, bu borçları fazlasıyla ödeyeceği bilinmelidir.



    * * *

    Şimdi borç konusunda işin doğrusunun ne olduğunu anlatmaya çalışalım.

    a) Memur olarak bir işletmede aylık 1000 lira ücretle çalışmaktayım. Aylık giderim, 990 lira ve 10.000 lira borcum bulunmaktadır.

    b) Üretim işi yapan atölyemde, aylık net 5000 lira gelirim, toplam dönem sonu faizleri ile birlikte 200.000 lira borcum bulunmaktadır.

    Bu iki senaryoyu uygulamaya koyduğumuzda bakınız karşımıza ne çıkmaktadır;

    Memur, gelir ve gider rakamlarına göre; 10.000 liralık borcunu yaklaşık 83 yılda, atölye sahibi, 3, 5 yılda ödeyebilecektir. Bu anlayışta; gerçekte sizin borç rakamınızın ne olduğunun fazlaca bir önemi yoktur. Önemli olan; borcunuzu ödeme yeteneğinizin olup olmamasıdır.

    Bu nedenle, Türkiye’nin veya Amerika’nın şu kadar dış-iç borcu vardır demek samimi ve anlaşılır bir açıklama değildir. Açıklanması gereken; ülkenin, bir yıl itibariyle borcunu ödeyebilecek bir artı değer ortaya koyup, koyamamasıdır.

    Türkiye’de şu anda yaklaşık 15-16 milyon çocuğumuz öğrenim görmektedir. Bu rakam neredeyse İsrail’in üç, Yunanistan’ın iki katıdır.

    Bu kaynak, gerçekte uzun vadede bizim çok büyük bir zenginlik olmasına rağmen, kısa vadede üretmeyen bu kadar büyük nüfusun beslenmesi, eğitilmesi, giydirilmesi, sağlık giderlerinin karşılanması ve hayata atıldıklarında onlara iş imkânı sağlanması açısından değerlendirildiğinde, ülkemizin bugünkü ekonomik yapısı daha sağlıklı değerlendirilecektir.

    Ancak; bu iyi eğitim-öğrenim gören çocuklarımız, 10-15 yıl içerisinde üretici konumuna geldiklerinde ve ülkeye kazandıracakları katma değeri dikkate aldığımızda, bunun yaklaşık 150 milyar dolarlık bir üretim veya borç ödeme yeteneğini ortaya koyacağı görülecektir.

    Zaman zaman çeşitli araştırma kuruluşlarının,

    -"Türkiye 10 yılda bu kadar, 30 yılda şu kadar büyüyecek bölgesinde Aslan, kaplan olacak!" öngörülerinin altında bu veriler bulunmaktadır.

    Ancak bizler birbirimizin gırtlağına sıkmaktan, ülkedeki olumlu gelişmelerin ve büyümesinin farkında dahi değiliz.

    Özetle; ekonomimiz büyüdükçe mevcut borcumuz ürkütücü görünümünü kaybedecektir. Bu nedenle kimi devletler ülkemizde boşuna kriz, terör (muhtıra, ihtilal) olaylarını çıkartmamaktadırlar.

    Onlar biliyorlar ki, ülkedeki huzur yatırımları, yatırımlar zenginliği ve refahı getirmektedir…

    * * *

    Eğer, ihracatınız düzenli bir şekilde artıryor, bu arada her geçen gün katma değeri yüksek mal üretebiliyor, her geçen gün ülke ekonomisine üretmek ve çalışmak için nitelikli insanlarınızı katabiliyorsanız, daha fazla büyümek için yatırım yapmak, yatırım yapmak için de yeni krediler bulmak durumundasınız.

    Gerçeğinde size makine ve yatırım malı satacak olanlar, aynı zamanda da kredi de vermektedirler.

    Burada önemli olan alınanlardan sağlanan fayda ile ödenenler arasındaki farkı kendi lehinize iyi dengelemek olmalıdır.

    Eğer, aldığınız yeni borçla, mevcut borcunuzu ve faizini ödemeye çalışıyorsanız, batışa giden yola girmişiniz demektir. Tehlikeli olan, ülkeyi yıkılışa götüren budur.

    Gittiğiniz yolun doğruluğunu belirleyen önemli kıstas;

    -Borcunuzun miktar olarak artışı, milli gelirinizin artış oranından fazla olmamasıdır.

    Sayın Başbakan ne demektedir. “Uygun şartlar olursa IMF’den kredi (borç) alırız.

    Peki, ne oldu da, düne kadar IMF'den kredi almak için önlerinde kırk takla atarken, bugün kredi almakta nazlı davranıyoruz?

    İşte IMF resmi (kamuoyuna seslendirilen) kuruluş felsefesi;

    -“Global finansal düzeni takip etmek, ödeme planları gibi konularda denetim ve organizasyon yapmak, aynı zamanda teknik ve finansal destek sağlamak, milletlerarası ekonomik meselelerle uğraşmak..."

    Bu da IMF gizli gerçeği; “kullanılan gücün askeri ve politik yerine finansal olması dışında, uluslararası işbirliği ruhundan ziyade, bir güç politikası operasyonunu yansıtıyor."

    Bunu kim açıklıyor? Harry Dexter White,

    Kim bu Harry ? IMF ve Dünya Bankası kuruluş fikrinin ardında yatan beyin.

    Yani, sistemin babası, kurucusu,

    Özetle; Ne diyor?

    -Silah ve diplomasi (yolu ve zorlama) yerine para ile diğer milletleri nefessiz bırakacağız.” Tüm hikâye budur. Hem de içtiğimiz su kadar berrak bir şekilde.

    Şimdi isterseniz gönül rahatlığı! ile borç alabilirsiniz…

    Özellikle de IMF ve Dünya bankasından…



    bu cevap sana yeter biraz oku ama üşenme

    sen borc bitti diyorsun bense katlandi artti uctu gitti diyorum, sonra diyorsun ki bizim diger gelismis ulkelere gore borc oranimiz daha dusuk, dusuk olmasi bizim borcumuzun olmadigi anlamina gelmiyor, peki soralim bu paralar nereye gitti? Hani imfye bitmisti ya, peki ya istihdam neden hala 2002 senesindeki issizlik degerlerine sahibiz???

    En cokta devlette calisip is garantisi olan bazi tipler ak troll oluyor.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • 
Sayfa: önceki 910111213
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.