Şimdi Ara

Mustafa Kemal Atatürk'ün İnisiyatifleri ve Dehalığı

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
9
Cevap
0
Favori
333
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
8 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Atatürk'ün savaşlarda çok ilginç kendine buyruk kararları vardır. Dünya tarihinde eşine az rastlanır büyük komutanlardan biridir. Şimdi size Atatürk'ün büyüklüğünü gösteren, bilindik bazı olaylarını anlatacağım.

    Çanakkale savaşından başlamayı uygun gördüm çünkü Atatürk'ün ilk parladığı savaştır.
    Atatürk 19. Tümen komutanı olarak Çanakkale'ye atanır. 25 Nisan günü düşman ilk büyük çıkartmasını üç farklı bölgeye yapar bunlardan biri Arıburnu mevkidir. Bu sırada Çanakkale savaşının en başındaki isim Liman Von Sanders Saros körfezine gitmektedir çünkü düşmanın oradan çıkarma yapacağını düşünmektedir. Ama orada olan sadece bir yanıltma gösterisidir. Bu arada Kuzey Grup 3. Kolordu komutanı Esat Paşa Liman Paşaya ulaşmaya çalışır ve Sarosa gittiği haberi üzerine emir almak için hızlı bir şekilde Sarosa hareket eder. Düşman her yerden çıkmaktadır. Arıburnu'nu sadece 1500 civarı asker savunmaktadır. Anzaklar ise çok büyük bir kuvvetle çıkmıştır. Atatürk'e bağlanan 27. Alay Kocaçimen tepededir, 57. Alayda bigalıdadır. Atatürk hiçbir şekilde Esat paşaya ulaşamaz ve emir almadan(Askeri mahkemede yargılanabilir) 27. Alayı conkbayırına ardından da bigalıdaki 57. Alayı conkbayırına yönlendirir. Ve böylelikle düşmanın ilerleyişi durdurulur.

    Anafartalar savaşı öncesi Mustafa Kemal ile komutanlar düşmanın nerden çıkarma yapacağı konusunda görüş bildirirler. Mustafa Kemal anafartaları gösterir, çünkü uygundur. Ama kimse gerçekçi bulmaz.
    6 Ağustos günü anafartalar savaşı başlar ve düşman Mustafa Kemal'in öngördüğü üzere anafarta önlerinden çıkarma yaparak conkbayırına ilerler 8 Ağustos günü hakimiyeti gittikçe eline alan düşman kuvvetleri artık ciddi sorun olmaya başlar bunun üzerine Liman Paşayı arayan Albay Mustafa Kemal anafartalar grup komutanlığının kendisine verilmesini aksi taktirde çok ciddi sıkıntılar olacağını söyler ve bunun üzerine Liman Paşa tüm yetkiyi Mustafa Kemal'e verir. 9 Ağustos günü düşman anafarta tepelerine çıkmaya başlar ama başarısız olur.

    "Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır. O satıh, bütün vatandır. Vatanın her karış toprağı, vatandaşın kanıyla ıslanmadıkça, terk olunamaz."
    Atatürk bu sözü Sakarya Meydan muharebesinde söyler ve anlamı şudur bütün bildiklerinizi ve savaş kurallarını unutun. Bir hattı savunmak ve kaybedince geri çekilmek yoktur her birlik şehit oluncaya kadar oldukları yeri savunacaktır. Yunanlılar bu taktik karşısında fazlasıyla şasırmışlardır çünkü bir tepeyi aldıklarında Türk askerinin çekilmediğini ve her yanda olduğunu anlamışlardır.

    Büyük taarruz öncesi Atatürk ve komutanlar ne yapıcakları hakkında konuşulurken Atatürk kafasında bir plan oluşturmuştur 24-25 Ağustos gecesi sessizce Afyon, Kocatepe'ye sızmak ve düşmanı ansızın bastırmak. Bazı komutanlar bunu mantıksız bulmuş klasik savaş taktikleriyle yavaş yavaş savaşarak kazanmalıyız demiştir ayrıca düşman bu sızmayı anlarsa tümden kaybedeceklerini düşünmüşlerdir. Oysa Atatürk savaş böyle cereyan etmezse savaşın kazanılamayacağını düşünüyordu. Son kararı kendisi alan Atatürk, Türk birliklerini yola çıkartmış ve Yunanlıların yakınlarına sızarak 26 Ağustos 1922 günü Kocatepe'den durdurulamaz bir akınla taarruz başlatmıştır.

    Tabi bunlar Atatürk ile ilgili birkaç bilgi, oysa Atatürk'ün bir kitaba bile sığmayacak kadar deha örneği yaşantısı vardır.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi erkurt02 -- 26 Mayıs 2020; 15:37:20 >
    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >







  • "Hatt-ı müdafaa yoktur, Sath-ı müdafaa vardır" sözü aynı zamanda yüzlerce yıldır uygulanan bir savaşma metodunu kökten değiştirmiş, bambaşka bir savaş doktrini olmuştur.
    Normalde hattı yarılan ordu geriye onlarca, yüzlerce km çekilirdi yeni bir korunaklı yer (tepe, nehir, engebeli arazi...) bulup hat kurardı çünkü yarılan hattan süvari ve topçular sızıp kalan piyadeyi kolayca alt edebilir. Piyadeyi kaybetmektense toprak kaybersin ama orduyu korursun bu yüzden hat müdafaası önemlidir.
    Bu doktrini bizimkiler şöyle uygulanmıştır, yarılan hattın bir km geriye çekip tekrar hat kurumuş ve düşmanın bir km ilerleyebilmek için topyekün sürekli savaşmak zorunda kalmaya zorlamıştır. Hani bir karış toprak için savaşmak kavramı varya onu bir savaş doktrinine dönüştürmüştür. Bir Yunan askeri gözünden bakarsak adamlar hattı yarıp bizi Ankara içlerine göndermek için saldırıyor hattı yarıyorlar ve zafer kazandık Türkleri gönderdik derken Türklerin az ileride bir siper daha kazıp hat kurduğunu görüyorlar. Bu durum öncelikle psikolojik olarak Yunan'ı bitiriyor sonra stratejik olarak çünkü Yunan'ın bu savunmaya aşabilecek stratejik planı yok.

    Ayrıca Atatürk'ün Yunan ordusuna beklenmedik taarruzunlar düzenleyip Yunan ordusundan ikmal yapması ve orada ele geçen silahlarla Yunan'la savaşması da konuya yazılabilir.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Başkomutanlığa geldiğinde yaptıkları örnek gösterebilir, Nutuk'da ayrıntılı anlatıyordu.
    Atatürk'ün askeri yanını merak edenler muhakkak Zabit ve kumandan ile hasbihal kitabını okusun.
  • lord kinross, bir ulusun yükselişi kitabında okuduğuma göre meydan savaşında atatürkün planını yunan subaylar seziyor ama "yunan kralı" mı neyse artık yunanlıların başında bulunan kimse saldırmalarını emrediyor.
  • Bu çağın çok ötesinde biriydi. Maalesef 60'ını bile göremeden hayatını kaybetti. Ne acı.
  • Çok zeki bir insan ve bu güzel ülkeyi bize hediye veren kişi.Tarihimle mutlu olmam için bir sebep daha.
  • Aşırı zeki taktik adamı. Almanya veya ingiltere veya amerikada böyle bir taktik adamı olsa idi ve bunu faydalarına kullansalardı şuan bazı ülke sınırlarının farklı olacağını düşünüyorum.
  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.