Şimdi Ara

MOTOR ÖDÜLLERİNDE ALMANLARA TORPİLMİ YAPILIYOR (2. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
1 Misafir - 1 Masaüstü
5 sn
37
Cevap
0
Favori
1.162
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 12
Sayfaya Git
Git
Giriş
Mesaj
  • quote:

    Orijinalden alıntı: günerkanat

    Motor ödülü alır; alman şike yaptı derler
    Dergiler över ; dergi kendini sattı olur
    Vatandaş beğenir, tercih eder; ismi fanatik olur yada otomobilden anlamıyordur

    Bence durup düşünmek lazım. Belki bu adamlar mühendislikte iyidir belki otomobil konusunda başarılıdır. İhtimal olamazmı ?

    Sayın Güner,

    3 gün boyunca 2012 Passat 1.6 dizel DSG şanzımanlı aracını, 2.100 km boyunca kullandım. Diyarbakır'dan başlayan bu yolculuk boyunca şehir içinde, yokuşta, bozuk yollarda kullanma şansım oldu. Klasik tork konvertörlü 4 ileri otomatik vitesten sonra DSG şanzımanı çok beğendim ama dergilerin öne sürdüğü gibi yere göğe sığdırılamayacak derecede değil.

    Tam bu noktada reklamcılık kültürü başlıyor. TR'de yayımlanan dergilerde, sitelerde, forumlarda belli markaların belli teknolojileri aşırı abartılıyor, eleştirilecek noktaları görmezden geliniyor, sonuç olarak çok ilgili olmayan son kullanıcıda "vay bee" dedirten bir algı yaratılıyor.

    DSG şanzıman örneğinde de tam olarak bu var. İlk çıktığı zamanlardan şimdiye dek bakın; otomobil dergilerinde hep övülegelir. Ama otomobil teknolojileri konusunda bütün varyasyonların denendiği Amerika'daki hemen hemen bütün dergilerde DSG şanzımana yönelik eleştirilerde olur; sürekli üst viteste gitmekteki ısrarı, düşük devirlere çabuk dönememesi, düşük viteslerde klasik ses problemi, arıza durumunda ekonomik tamirinin mümkün olmaması gibi... Ama bunu TR'deki dergilerde asla göremezsiniz.

    Karşılaştırmalarda da benzer durum söz konusudur. A markası ile B markası arasında karşılaştırmalar yapılır diyelim; A markası finanse eden ve kayırılacak konumdaysa onun daha iyi özellikleri vurgulanır; yol tutuşu daha iyiyse yol tutuşa ekstra puan verilir, yakıt tüketimi daha iyiyse yakıt tüketimlerine aşırı vurgu yapılır, puanlamada öne geçirecek hiç bir şey bulunamazsa iç mekan kalitesine aşırı önem gösterilir. Sonuç olarak misal donanım zengini B markasının X modeli asla A markasının Y modeli etmez. Oysa çoğunlukla daha rafine bir sürüş, daha düşük yakıt, daha çok teknolojik donanım ve daha düşük fiyatlıdır.

    Vatandaşın beğenme algısı da tam bu yönde gelişir. Vatandaş TV'lerde, dergilerde, forumlarda ve internet sitelerinde gördüğü kadar bilinçlenebilir. Doğuş grubu bunu en iyi yapan şirketlerden biridir. Orta kalitede araçlar sunan Seat, Skoda, Vw gibi araçları premium sınıfına yaklaştırmak gerçekten pazarlama ve yönetim başarısıdır.




  • Bune çekememezlik bunun konusunu yarattında noldu ... Orada Renault veya Ford motoru 1. çıksa hiç kimse böyle konu açmayacaktı ... Neyin kafasınız yaşıyorsunuz 1 kere helal olsun demekle kişiliğiniz düşmez Yükselir ... Almanlar yapar diğerleri bakar bu kadar basit ...
  • O ödüllere bakarak motor seçen var mı acaba?
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Belash

    Vatandaşın beğenme algısı da tam bu yönde gelişir. Vatandaş TV'lerde, dergilerde, forumlarda ve internet sitelerinde gördüğü kadar bilinçlenebilir. Doğuş grubu bunu en iyi yapan şirketlerden biridir. Orta kalitede araçlar sunan Seat, Skoda, Vw gibi araçları premium sınıfına yaklaştırmak gerçekten pazarlama ve yönetim başarısıdır.

    Bazı değerlendirme kuruluşlarının iyiniyet sınırlarının dışında hareket ettiği muhakkak oluyordur. Sadece vw değil her marka az buçuk bu tip işlerle alakalıdır. Fakat vatandaşın beğenme algısının sadece pazarlama uzmanlığı ile açıklanabileceğine inanmıyorum. Özünde tüketici memnuniyeti mutlaka vardır, yoksa yürümezdi.

    Düzeltme: imla



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi In absentia -- 16 Temmuz 2012; 14:34:38 >
  • daihatsu yrv turbo 99 yılında 1.3 turbo, 130hp, 170nm torka sahipti ama motoru hiç ödül falan alamamıştır. Ama 1.4 tsi onlarca ödül almıştır.
  • Hayır.

    Almanlar iyi teknoloji ile güzel ve pratik motorlar yapabiliyorlar.
    Günlük kullanıma uygun.

    Bu forum iyice yazılmaz hale gelmeye başladı.

    yorumlara gel ..
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Doğan.

    Hayır.

    Almanlar iyi teknoloji ile güzel ve pratik motorlar yapabiliyorlar.
    Günlük kullanıma uygun.

    Bu forum iyice yazılmaz hale gelmeye başladı.

    yorumlara gel ..

    Guzel , pratik ve günluk hayata uygun motor kavrami nasil oluyor ?

    Fransiz , italyan , japon , amerikan markalari motor yapmayi bilmiyor mu?

    Gözünüzde çok fazla büyütüyorsunuz , altindaki araba'nin motorundan (ki bana gore su an piyadaki en basarisiz atmosferiktir ) 1 sn'ye daha iyi 0-100 yapip , 1 litre az yakmasi , prtaik ve günlük hayata uygun oluyor ?

    Renault'un 130 hp'lik dizeli suan rakipsiz. Ayrica bu ödüllerde sorunsuzluk ve ömür kavraminin hic bi önemi yok.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi HondAta -- 16 Temmuz 2012; 15:14:41 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Belash

    quote:

    Orijinalden alıntı: günerkanat

    Motor ödülü alır; alman şike yaptı derler
    Dergiler över ; dergi kendini sattı olur
    Vatandaş beğenir, tercih eder; ismi fanatik olur yada otomobilden anlamıyordur

    Bence durup düşünmek lazım. Belki bu adamlar mühendislikte iyidir belki otomobil konusunda başarılıdır. İhtimal olamazmı ?

    Sayın Güner,

    3 gün boyunca 2012 Passat 1.6 dizel DSG şanzımanlı aracını, 2.100 km boyunca kullandım. Diyarbakır'dan başlayan bu yolculuk boyunca şehir içinde, yokuşta, bozuk yollarda kullanma şansım oldu. Klasik tork konvertörlü 4 ileri otomatik vitesten sonra DSG şanzımanı çok beğendim ama dergilerin öne sürdüğü gibi yere göğe sığdırılamayacak derecede değil.

    Tam bu noktada reklamcılık kültürü başlıyor. TR'de yayımlanan dergilerde, sitelerde, forumlarda belli markaların belli teknolojileri aşırı abartılıyor, eleştirilecek noktaları görmezden geliniyor, sonuç olarak çok ilgili olmayan son kullanıcıda "vay bee" dedirten bir algı yaratılıyor.

    DSG şanzıman örneğinde de tam olarak bu var. İlk çıktığı zamanlardan şimdiye dek bakın; otomobil dergilerinde hep övülegelir. Ama otomobil teknolojileri konusunda bütün varyasyonların denendiği Amerika'daki hemen hemen bütün dergilerde DSG şanzımana yönelik eleştirilerde olur; sürekli üst viteste gitmekteki ısrarı, düşük devirlere çabuk dönememesi, düşük viteslerde klasik ses problemi, arıza durumunda ekonomik tamirinin mümkün olmaması gibi... Ama bunu TR'deki dergilerde asla göremezsiniz.

    Karşılaştırmalarda da benzer durum söz konusudur. A markası ile B markası arasında karşılaştırmalar yapılır diyelim; A markası finanse eden ve kayırılacak konumdaysa onun daha iyi özellikleri vurgulanır; yol tutuşu daha iyiyse yol tutuşa ekstra puan verilir, yakıt tüketimi daha iyiyse yakıt tüketimlerine aşırı vurgu yapılır, puanlamada öne geçirecek hiç bir şey bulunamazsa iç mekan kalitesine aşırı önem gösterilir. Sonuç olarak misal donanım zengini B markasının X modeli asla A markasının Y modeli etmez. Oysa çoğunlukla daha rafine bir sürüş, daha düşük yakıt, daha çok teknolojik donanım ve daha düşük fiyatlıdır.

    Vatandaşın beğenme algısı da tam bu yönde gelişir. Vatandaş TV'lerde, dergilerde, forumlarda ve internet sitelerinde gördüğü kadar bilinçlenebilir. Doğuş grubu bunu en iyi yapan şirketlerden biridir. Orta kalitede araçlar sunan Seat, Skoda, Vw gibi araçları premium sınıfına yaklaştırmak gerçekten pazarlama ve yönetim başarısıdır.

    işte bu saydığınız sebeplerden dolayıdır ki amerikadaki dergilerin/tv programlarının yayınladığı makaleler/incelemeler geri çağırmalarla sonuçlanabilirken, ülkemizdeki dergiler hala "kimin dergisisin bakim sen?" sorularıyla muhatap oluyorlar...

    kalite farkı diyelim kısaca



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi alikum -- 16 Temmuz 2012; 15:39:51 >




  • Almanlar 1. olunca bizde 1. olmuş sayılıyor muyuz?
  • Beyler bunlar hep ABD'nin oyunları. Arkalarında da İsrail var. Siz bu oyunlara gelmeyin.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: günerkanat
    Bazı değerlendirme kuruluşlarının iyiniyet sınırlarının dışında hareket ettiği muhakkak oluyordur. Sadece vw değil her marka az buçuk bu tip işlerle alakalıdır. Fakat vatandaşın beğenme algısının sadece pazarlama uzmanlığı ile açıklanabileceğine inanmıyorum. Özünde tüketici memnuniyeti mutlaka vardır, yoksa yürümezdi.
    Düzeltme: imla

    Tüm markalarının bu tarz kötü niyetli davranışları var, olmaması tuhaf kaçar zaten. Ama bu konuda Doğuş grubu -bana göre- başı çekmektedir. TR' de fabrikası olmadığı halde, tamamen ithal araçlarla 6 ayda 40 bin adetlik satışı yakalayabilen tek markadır. 40 bini geçen diğer markalar; Fiat, Ford ve Renault, TR' de fabrikaları olan ve kısmen yerli olmalarından ötürü tercih edilen markalardır. Sadece bu kriter bile Doğuş grubunun satış ve pazarlama uzmanlığının göstergesi sayılabilir.

    Müşteri memnuniyeti konusunda katılmıyorum; müşteri memnuniyetini firmalar tesis eder, memnuniyetsizlik sosyal mecrada, basında, kamuoyunda yer edinirse şikayetler artar. Toyota'nın Amerika'daki geri çağırmaları bütün araba dergilerinde sayısız defa işlendi, internet sitelerinde onlarca kez gösterildi. Ama mesela bir DSG şanzıman arızasını; DH gibi bir kaç forum haricinde pek çok yerde göremezsiniz, mesela bir Milliyet'te ya da Mynet'te yayınlanmaz. Burada müşteri memnuniyeti müşteri bilinciyle orantılıdır. Müşteri bilinçlendikçe ve öğrendikçe memnuniyetsizliği de artar.

    Özetle kamuoyunu kullanmakta bir pazarlama işidir, forumu kullanmakta ve hatta facebook'u kullanmakta... Citroên e-HDİ motorunun 100 km' de 4 litre altına indiğini çok kimse bilmez ama mesela TSİ motorunun 100 km' de 5 litre altına indiğini pek çok kimse bilir. EDC şanzımanını çok kimse bilmez ama DSG şanzımanı kulak dolgunluğu yaratır insanlarda. 1.4 motordan 160 beygir çıkarılmış olmasına süper ötesi bir teknoloji gibi anlatan kullanıcılara Mazda'nın wankel 1.3 motorla 260 beygir çıkardığını anlatamazsınız. VW'nin sürücü yorgunluk uyarısını, kör nokta takip sistemini tek başına ürettiğini ve kullandığını sanan ve bu yüzden VW'ni yegane marka sayan 4-5 araç sahibi tanıyorum. İstediğiniz kadar açıklayın; marka fanatizmi yaşadıklarından ötürü başka markalar VW' den araklamışlardır düşüncesini bırakmazlar...

    Pazarlamada çeşitli kuramlar vardır; chivas regal etkisi bunlardan biridir. Vw grubu Passat'ı 3 gün boyunca 20 saatten fazla kullanan biri olarak; bu markanın satış rakamlarına şaşıyorum resmen. Müşteri memnuniyeti pek tabi ki var ama müşteri bilinci son derece az gibi görünüyor...




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Akhilleus

    Almanlar 1. olunca bizde 1. olmuş sayılıyor muyuz?

    1. dünya savaşında yenik sayıldığımıza göre bu da doğru tesbit
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Belash



    Sayın Belash; satış ve pazarlama konusunda uzman olmamakla beraber bu işlerin moda mod teorik kurallar çerçevesinde yürümediği kanaatindeyim. Haydi varsayalım Doğuş pazarlama dehası, diğer ülkelerdede mi dahiler pazarlama masasının başında ? Kaldı ki diğer firmaları iyi pazarlama yapmaktan alıkoyan kimse yok onlarda iyi pazarlasın, neden yapamıyorlar ? Pazarlama konusunda deneyimi olan, bu işin fakültesinden mezun, işin tekniğini bilen adam yokmu koskoca dünyada ? Mazda yada honda alsın çalıştırsın onları.

    Vw Çin'de de muazzam satış rakamları yakalıyor. Keza Avrupa öyle. Oralarda da insanlar hipnoz yada reklam etkisinde olmamalı. Her iş ileri teknoloji ile hallolmaz diye düşünüyorum. Bakın saab muhteşem otomobiller üreten bir firmaydı. Neticede ne oldu ? Dediğiniz gibi mazdanın turbo motorları var ama satamıyor. Satıp satmaması aslında benide çok ilgilendirmiyor fakat burada bir sürü insan konuyu anlamlandırmakta bile güçlük çekiyoruz.

    Dizel motorun mucidi Rudolf Christian Karl Diesel ve içten yanmalı motorun mucidi Nikolaus August Otto bir alman, benzinle çalışan içten yanmalı motora sahip ilk otomobili yapan kişi alman mühendis Karl Benz, ABS 1936 yılında Almanya'da geliştirilmiş patenti alınmış bir güvenlik donanımı... Diğer ülkelerinde bu sektöre katkısı ve hizmeti olmuşsa da temel taşlar help alman menşeilidir. Almanya'nın mühendislik başarıları bir yana şirket bazında vw pazarlama dehası göstererek herbiri neredeyse yüz seneyi aşkın birikimi olan onca markayı satın almış, onların tüm bilgi birikimini, teknolojik buluşlarını bünyesine katmıştır. Olay sadece vw değil, küresel ölçekte mercedes ve bmw de bilinen ve tanınan markalardır. Kullandığınız passat çok ahım şahım bir otomobil değil, dünyanın en iyisi hiç değil, daha fazlasını sunan markalarda var. Fakat aynı passat "sorun servis etmek" konusunda da cimridir, yıllardır ortalıkta olmasına rağmen "Allah belasını versin bu arabanın" dedirtmemiş aksine segmentinde ciddi biçimde tutulmuştur. İlk etapta müşteriye sunulanların yanında belki de daha fazla ; "devamlılık" çok önemlidir. "Doğuş iyi esnaf" diyerek işin içinden çıkmak bence çok doğru değil.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi In absentia -- 16 Temmuz 2012; 17:33:31 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: guyverland

    http://en.wikipedia.org/wiki/List_of_automotive_superlatives

    Listeyi en ufak detayına kadar inceledim. Geçen gün başka bi konuda da vermiştiniz.

    Yani otomobil endüstrisine her ülke bi şekilde bişeyler katmış.

    Ağırlıklı olarak , abd , alman ve japon markalarını görüyorum listede.

    Aslında genel olarak , şu ülke muhendislik olarak şu ülkeden önde diyemiyoruz otomotiv endüstrisinde. Özellikle yukarıda söylediğim 3 ülke arasında.




  • Maksadı çok iyi anlamışsınız. Tebrikler.

    Otomotiv sanayi'nin 1 numaralı referansı ism-i motorsporlar'ında da aynısını görebilirsiniz.
    Ferrari milleti döver sonra onu gider Ford, Shelby döver, sonra gelir onu Honda döver, sonra başkasında Porsche dövecek gibi olur, gider başkasını Peugeot döver, onu Mercedes'de döver sonra gelir Renault hepsini döver vs vs
    Yine yeri gelir Citroen birilerini döver sonra Audi gelir onu döver, sonra Mitsubishi dövmekten beter eder, sonra BMW döver kaçar sonra Subaru döver de döver

    Hep böyle gider bu işler....Ama herkes anlamaz takılır kalır bazılarına.

    Almanlar CNC tezgah, kalıp işinde çok iyidir ama bu demek değildir ki İtalyanlar onlar da daha ince işçilik yapmasın, daha karmaşık alaşımlar kullanmasın, Fransızlar gelir suyunu farkı verir çeliğin, aynı tezgahın alasını Japon yapar ama bazen az satar, Korelinin yaptığını herkes kullanamaz belki, Amerikalı nasıl yapar bilmem hayret ettirir genellikle ama şimdi birebir aynısını hatta alaşımlar olarak daha iyisini Çin'li yapar hem de daha ucuza satar. Alman da aç kalır, Japon da. :P Millet halen İtalyan, Alman diye sayar tabi bilmez İsveçli'nin işini. Böyle gider ağır sanayi, otomotivcilerin hali. He biz mi biz de onların hepsinin yaptığını daha iyi kullanacak, birleştirecek zanaatkar var ama aş yok mamül yok cnc yok. Kimi yapar da bilinmez zaten kimi cihan ötesi de, bilinsin istenmez...
    Yaptırana değil yapana saygı duyuyoruz her zaman tabi. Öyle olmak istiyorum.




  • aslında almanlar otomobilde en iyilrden .yani amerkalılar zaten iflas etti.chrysler in bir kısmını fiat sattılar. huumer i çinlilere satılar. yine aynı şekilde isveçlilerde volvo yu çine sattılar.range rover u tata aldı. jaguarı da tata aldı. rover çinliler aldı.dünyada dengeler değişirken çin en karlı ülke gibi gözüküyor.sonuç olarak bence fazla satan en iyidir derim çünkü insanlar artık bir ürünü almadan önce kullanıcılarla temasa gecip araştırma yapıyorlar.
  • 
Sayfa: önceki 12
Sayfaya Git
Git
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.