LPG Montajı ve Kullanımı ile ilgili herşey, LPG & Dizel Mukayeseleri

MaviBodrum · 2005-08-24T11:08:28.0000000+03:00

Arkadaşlar sürekli yapılan benzin zamnları ve fiyatları mağlum artık ülkemizde. Memleketimizde normalden 5 kati fiyatla benzin satildigi icin böyle bir kampanya aklıma geldi. Benzinin rafineli çıkış fiyatını ve üzerine sadece % 18 KDV koyup satılacağını hayal edersek arada nasıl korkunç bir fark olduğunu görebilirsiniz. Devlete boşu boşuna söğüşleniyoruz arkadaşlar, ödediğimiz bu ekstra vergi karşılığında ne alıyoruz hangi hizmeti görüyoruz birisi bana söylesin ? Aldığımız her lire benzin ve ödediğimiz her kuruş vergi devletin o paralarla bir başkasını besleyebilmesi için yardım ediyoruz. Aracı olan herkes LPG sistemine geçecek olursa devlet şap gibi kalacak ve benzin satamadığı için fahiş gelir elde edemediği için dumura uğrayacaktır. LPG'de de vergi var gerçi bir sürü ama en azından Benzin'deki gibi Ohhhhaa dedirtecek oranlarda değil. Gelin LPG'ye geçelim ve daha fazla soyulmamıza bi son verelim. Yazıktır günahtır bu kadar fazla ödemek, kime çalışıyoruz biz kimi zengin etmeye uğraşıyoruz. Vergi aciklarini kapatmak icin durmadan akaryakita zam yapan, arac sahiplerini yolunacak kaz zanneden, dunyadaki en pahali yakiti bizlere reva goren tüm beceriksiz yoneticileri protesto etmek icin desteklememiz gereken kampanyadir. Elin İngilizi metro ucretine minicik bir zam yapildiginda kiyameyi kopartip, metrolari kullanmayarak zammi geri aldirtabiliyor. biz ise zam ustune zam gelen bu urunu ancak oyle bakip duruyoruz. Duyarli olalim, biz de tum arac sahipleri olarak benzin almayalim LPG olayına girelim. Herkes bu protestoyu surdururse elbette akaryakit saticilari da hukumete yuklenerek, en azindan otv indirimi ile zammi geri aldirabilir. Gelin en kısa zamanda LPG'ye dönüştürelim araçlarımızı ve artık bu soyguna bir sur diyelim, Trafikde halen gezinmekde olan araçların sadece % 40'ı bile LPG'li olsa bu devlete bir tokat gibi gelecektir. Görüşlerinizi bekliyorum

senmühendislik

Yüzbaşı

636 Mesaj

Tüm Başarılarını Gör

senmühendislik

Yüzbaşı

636 Mesaj

Tüm Başarılarını Gör

Akü takviyesi yapmadan önce yakıt seçici anahtarı benzin konumuna getirin ve SEQ.24 sigortasını sökün. SEQ.24 ECU' su direkt aküden beslendiğinden takviye esnasında zarar görebilir.
Daha sonra başka bir akü takviyesi ile aracınızı çalıştırabilirsiniz. (Key Code' lu araçlarda akünün sökülmesi tavsiye edilmiyor).
Takviye yaparken aşağıdaki hususlara dikkat etmelisiniz.
"Takviye kablosu ile tabir edilen, atlatma kablosu da denilen ve bir başka aracın aküsünden yardım alınması, doğru yapıldığı takdirde zararsızdır. Doğru takviye nasıl olur?
Öncelikli sıralamaya göre;
1. Önce takviye için yardım eden aracın aküsüne + (pozitif ) uç takılır.
2. Sonra takviye alacak olan aracın aküsüne +(pozitif ) uç takılır.
3. Daha sonra takviye için yardım eden aracın aküsüne - (negatif) uç takılır.
4. Takviye için yardım eden araç çalıştırılır.
5. Takviye alacak aracın aküsüne -( negatif) uç takılıp marşa basılır.
Araç çalıştıktan sonra, aracın aküsü tamamen boş ise, 10 sn kadar bu şekilde beklenir. Daha sonra yukarıdaki işlem, tersinden yapılarak takviye kablosu sökülür. Eğer aracın aküsü tamamen boş değilse, marş basılıp araç çalıştıktan hemen sonra kablolar, yukarıdaki işlemin tersinden sökülür.
Ancak aracın devri yükseltilmez. Rölantide de aküsü güçlü olduğundan zorlanmaz. Ancak motor çalıştıktan hemen sonra aküden ayırmanız gerekir. Çünkü extra bir yükleme olacağından akünüze zarar verebilirsiniz.
Bir motorun aküsünü tam olarak şarj edebilmesi için sabit 3000-4000 rpm/dk aralığında 60 km yol katetmesi lazım. Ancak o zaman tam olarak şarj olabilir."

İyi günler.

quote:

Orjinalden alıntı: speedgear
Arkadaşlar yardım.

Arabamın (2003 Fiat Palio 1.2 16V Speedgear&BRC Sequent 24) aküsü boşaldı. Arabamı en son 2 gün önce kullanmıştım. Bugün kullanmak için bindiğimde açık unuttuğum araç içi tavan lambası nedeniyle akünün boşaldığını farkettim.
Ankara'daki yetkili BRC servisine geçen ay gittiğimde bana eğer arabayı takviye akü ile çalıştırmak gerekirse; LPG sisteminin sigortalarının sökülmesi gerektiği söylendi, aksi taktirde LPG ECU'sunun yanabileceği ikazı yapıldı.
Ben de bu şekilde ilgili LPG sistemi sigortalarını sökerek başka bir arabanın aküsünden takviye ile arabayı çalıştıracağım. Ama bu işlemi yapmadan önce merak ettiğim konular var. Cevaplandıran arkadaşlara şimdiden teşekkürler.
1. Benzin enjektörleri komutları direkt olarak benzin ECU'sundan değil, LPG ECU'su üzerinden dönüştürülerek alıyorlar. LPG sistemi sigortaları sökülmesi sonucu LPG ECU'su devre dışı kalınca benzin enjektörleri de devre dışı kalmaz mı?
2. Başka bir arabadan akü ile takviye konusunda ilave önerileriniz var mı? Aküyü söküp şarj ettikten sonra yerine takmak daha mı iyi olur?
3. Takviye alacağım arabaya ait akünün amper-saati, benim akünün 10-15 amper-saat üzerinde olmasınının (her iki akünün de 12 voltluk olması kaydıyla) bir mahsuru olur mu? (Arabanın kitapçığında takviye alınacak arabaya ait akünün amper-saatinin eşit veya daha fazla olması gerektiği yazıyor. Ama internette çoğu sitede ille de eşit olması gerektiği söyleniyor.)
İyi çalışmalar...

senmühendislik

Yüzbaşı

636 Mesaj

Tüm Başarılarını Gör

Daha önce dünya çapında kullanılabilen rezervler açısından doğalgaz birincisi olan İran'la komşu olduğumuzu yazmıştım. Biliyorum, konu direkt olarak LPG ve LPG sistemleri ile alakalı gibi görünmüyor ama, bana göre herkesin gözünü açıp bu yazdıklarımı okumasında fayda var. Son dönemde basında çıkan haberlerde, türkiyeyi sözüm ona krize sürükleyen! doğalgaz sıkıntısı TAMAMEN BİR DÜZMECE! Arkadaşlar, İran'ın teknik arızalardan dolayı bize gaz satamadığı haberlerini şöyle tam detayıyla bir öğreneyim dedim ama ne mümkün. Bizim vatan haini birkaç medya kuruluşumuzun attığı "bilmem şu fabrikaya da doğal gaz satışı kesildi" başlığından fazlasını göremiyorum. Haberlerin detaylarına baktığımda ise (benim işim bu), o gaz satışı durdurulan fabrikalara "aynı gün öğle saatlerinde yeniden gaz transferine başlandığını" öğreniveriyorum. ama nedense bunu başlıkta görmek mümkün değil.

Sözü nereye getirmeye çalışıyorum? Daha önce söylemiştim, master tezim türkiye-iran doğalgaz işbirliği ve ABD ile Rusya'nın çevirdiği dolaplar üzerineydi. Son dönemde basında çıkan doğalgaz sıkıntısı haberleri ve hükümetin açıklamaları bir dolap! Burnumuzun dibinde, ABD ambargosu nedeniyle ve nükleer çalışmaları yüzünden ABD ve İsrail'in yakın kıskacında bulunan ve ekonomik açıdan doğal enerji zenginliğini kime olursa olsun satmak için (özellikle de doğalgaz) kazınan bir İran var. Ve biz, iran ve rus doğalgazından binlerce kilometre uzaklıktaki avrupa ülkelerinin çekmediği doğalgaz sıkıntısını çekiyoruz???? arkadaşlar, bu resimde eksik olan ÇOOOOOOOK şey var.

İş nedeniyle çok meşgulum, ama haberleri gördüğümde/duyduğumda habire saydırıyorum bu hükümete (Sanki diğer hükümetlerin suçu yok, onların da var tabii, başta bizi pahalı Rus mavi akımına sürükleyen, ve anlaşma yapıldıktan sonra da anlaşma/müzakere kayıtlarını 10 yıllığına mühürleten Mesut Yılmaz şe.efsi.zi var!). Şimdi İrandan "teknik nedenlerle" alamadığımız gazı, daha pahalıya Rus mavi akımdan almaya çalışıyoruz. Açıkça -terbiyemi bozarak- söylüyorum. Bizi s.k.yorlar, veya henüz yapmadılarsa çok yakındır.

Bence önümüzdeki günlerde beklenmesi gereken gelişmeler şunlar olmalıdır:
* Birilerinin bu spekülasyondan malı götürdüğünü duyabiliriz. Gözden kaçırmayın sakın, hükümet te buna çanak tutuyor. bu da demektir ki, hükümette bundan rant elde eden bir kesim var veya olacak - enerji bakanlığına dikkat!
* Hükümet doğalgazın fiyatını artırmak istiyor olabilir. Şimdiden suni bir senaryo ile spekülasyon, sonra "bak zaten gazımız da sıkıntılı günler yaşatıyor bize" teranesi, ve bir gün deeeeeeee artan doğalgaz (donan kıçımız) ve dolayısıyla artan LPG fiyatları (çünkü benzin devleri LPG yüzünden epey bi paydan oluyorlar).
* Dış kaynaklar ve/veya dış sermaye sahipleri bundan malı götürüyor - sadece biz bilmiyoruz.

Düşündükçe çıldıracak gibi oluyor insan! Komşunuzda mahallenin en büyük (2nci büyükten en az 200 kat daha büyük) su deposu var, size su satıyor, satmak için iştahı kabarıyor. Ama babanız çıkıp size "suyumuz yok" diyor. İşte böyle salakça bir şey. önümüzdeki günlerde göreceğiz, inşallah bundan LPG etkilenmez.

İyi tatiller...

senmühendislik

Yüzbaşı

636 Mesaj

Tüm Başarılarını Gör

eflatun

Yüzbaşı

641 Mesaj

Tüm Başarılarını Gör

guide

Yarbay

3772 Mesaj

Tüm Başarılarını Gör

oct

Yüzbaşı

361 Mesaj

Tüm Başarılarını Gör

Otogaz adıyla araçlarda kullanılan LPG, %30 propan ve %70 bütan gazlarından müteşekkil bir hidrokarbondur. Yüksek yanma değerleri ve temiz oluşundan dolayı benzine mükemmel bir alternatiftir. Rafinerilerde ham petrolün işlenmesi sırasında ister istemez açığa çıkması sonucu çok ucuza maledilmektedir. Ayrıca doğalgazdan da belli işlemler sonucunda elde edilmektedir. Bu yakıtın araçlarda kullanılması ise araçların kendi besleme sistemleri farklı olduğundan değişik tipteki kitlerle yapılmaktadır. Burada kısaca bu kitlere de değineceğim.

1) Karbüratörlü araçlarda kullanılan kitler: Bu kitlerde bir adet regülatör bulunmaktadır. (halk arasında gazın beyni denilen parça) Bu regülatörün görevi motordan alınan sıcak su yardımıyla depoda 8-10 bar basınçta bulunan LPG’yi 10-12 mbar mertebelerine indirerek karbüratörün en üstüne, hava filtresinin hemen altına konulan bir mikser yardımıyla havayla birlikte motora vermektir. Bu regülatörün içinde diyafram denilen bir lastik zar bulunmaktadır ve motorun emişine göre biraz önce bahsettiğim mikserden emiş devam ettirilerek regülatörün diyaframı oynatılmaktdaır ve motora gaz gönderimi yapılmaktadır. Bu esnada aracın benzin hortumu üzerine konulan bir elektrovalf sayesinde aracın karbüratörüne depodan benzin gönderimi kesilmektedir. Araç benzinde çalışırken ise (içerideki düğmeden ayarlıyoruz gaz-benzin seçimini) başka bir elektrovalf regülatöre gelen LPG akışını kesmekte ve araç normal olarak, hiç dönüşüm uygulanmamış gibi benzinle çalışmaktadır. Burada önemli bir husus şudur; araç LPG ile çalışırken karbüratörün tüm benzin devresi kesinlikle kullanılmadan karbüratörün direk hava emdiği yerden tabiri-caizse bir T bağlanarak (mikser dediğimiz olay aslında bir T görevi yapan basit bir metal ğarçadır) hava ve LPG nin emme manifolduna bir arada gitmesidir. Yani o esnada araç bir nevi kandırılarak salt hava emdiğini sanarken beraberinde LPG+hava emerek çalışması için gereken yakıtı bir arada almış olmaktadır ve karbüratör tamamen devre dışı olmaktadır. Karbüratörün sadece gaz kelebeği kısmı kullanılarak gaz pedalıyla hava+LPG girişi ayarlanmaktadır.Yani LPG hava girişinden havayla birlikte motora girmektedir. Bu sistemde çok önemli olan husus aracın LPG regülatöründen çıkıpta miksere gelen borusu (hani şu basıncı 10 mbara düşmüş LPG) üzerinde bir ayar vanası bulunmaktadır ve buradan arabanın çekişini etkileyecek gaz ayarı yapılmaktadır. O vananın görevi gaza bastığımızda karbüratörün gaz kelebeğinden hava emilirken 15:1 oranında olan yakıt hava oranını tutturacak şekilde LPG göndermektir. Vana az açık olursa az LPGden dolayı fakir karışım olacak, fazla gönderilirse araç çok yaktığı halde zengin karışım olacağından araç yine aşırı şekilde performans kaybedecektir. Regülatörün ısıtılması ise aracın göğüs kısmına giden kalorifer borusu kelepçesinden çıkartılarak önce LPG regülatörüne ve regülatörden çıkan boruda aracın kalorifer borusuna girilerek sağlanmaktadır. Bir nevi elektrikteki seri bağlama olayının aynısı. Amaç suyun regülatörden de dolaşması. Şimdi bu sistemin sorunlarına ve LPG nin adını kötüye çıkaran olaylara bir göz atalım.

A) En başında demiştik ki 8 bardaki sıvı LPG ancak sıcak suyla ısınmış bir regülatörün içinden geçerken ısınarak basıncı 10 mbar seviyelerine düşer. İnsanlar sabahları soğuk motordaki arabalarını LPG ile çalıştırmayı deneyerek devamlı marşa basmakta ve regülatör soğuk olduğundan gerekli ve düzgün çalışmasını yapamadığından araçlar çalışmamaktadır, yada çalışsa bile silkelemektedir. İlk önce araç benzinle çalıştırılıp hararet ibresi oynamaya başladıktan sonra anahtarı LPG konumuna getirmek en ideal yaklaşımdır ve doğrusu da budur. Benzinle çalışırken ısınmış olan motor suyu regülatörü ısıtmış olduğundan araç LPG ile sorunsuz çalışmasına devam edecektir.

B) O ayar vanası üzeinden gaz ayarının çok doğru şekilde işin ehli kişilerce yapılması gerekmektedir. Herkes tarafından işi bilen-bilmeyen kişilerce yapılan karıştırmalar sonucu araçların çekmemesi, rölantide vs silkelemesi, aracın aptal şekilde çalışması tabiki kaçınılmazdır.

C) Regülatörün içinde zar şeklinde diyafram var demiştik. Regülatörün kaputun içinde montajı tekerleklere paralel olacak şekilde olmalıdır. Tekerleklere dik durumda olursa ani gaz vermelerde yada ani frenlerde regülatör içindeki zar eylemsizlik kuvvetiyle kafasına göre hareket edip oynayacaktır bu da arabanın istemdışı hareketler yapmasına sebep olacaktır. Bunu bu işi yapanların %95 inin bilmemesinden insanlar LPGde çok sorunlar yaşamaktadır.

Bunlar sadece aklıma gelen karbüratörlü sistemlerdeki sorunlardan bir kaçı…

2) Tek nokta enjeksiyonlu sistemler: Tek nokta enjeksiyonlu sistemlerde aracın besleme yapısı genel olarak karbüratöre benzemektedir. Sadece karbüratörün memelerinin püskürttüğü yakıt bir elektrikli enjektör yardımıyla olmaktadır. Sistem karbüratördekinin aynısı olup araç LPG ile çalışırken benzin gelmesin diye benzin hortumuna elektrovalf koymak yerine benzin püskürten enjektöre giden elektrik gaz-benzin yakıt seçme anahtarı tarafından kesilmektedir. Yine regülatörden gelen basıncı düşmüş LPG hava filtresinin altından emilmekte sistem karbüratördeki gibi çalışmaktadır. Bu sistemin sorunları karbüratörlü sistemdekilerin hemen hemen aynısıdır.

3) Çok nokta enjeksiyonlu ilk sistemler: Bu sistemde de besleme karbüratördeki gibidir. Hava filterisinin gaz kelebeği tarafına bir mikser konarak LPG buradan havayla birlikte emilmektedir. Bu esnada emülatör denilen bir elektronik devre vasıtasıyla aracın benzin enjektörleri devre dışı bırakılmaktadır. Diğer çalışma şekli yukarıdaki gibidir. Bu sistemin yukarıdakilere ek olarak en önemli sorunu patlatma sorunudur. Bu patlama aracın emme manifoldu içerisinde olmaktadır ve manifold, hava filtresi kutusu, ara borular gibi heryeri patlatıp kırmaktadır. Sebebi ise araçta gaza basarken yapılan emişten dolayı hava filtresinden manifolda giren havayla beraber LPG alırken, gaza basmayı bir anda bıraktıktan sonra aracın önceki gaza bastığı zamandaki kadar yakıta ihtiyaç duymaması neticesinde, içeri yani manifolda giren LPGnin manifoldun sıcaklığıyla patlamasıdır. LPG nin adını kötüye çıkaran en önemli sorunlardan biriside budur. Bu patlatma etkenlerinden biriside işin ehli olmayan kişilerce yapılan gaz ayarı neticesinde aracın zaengin karışımla çalışmasıdır. Ama ne olursa olsun bu sistem gerçekten başarısız ve verimsiz bir sistemdir.

4) Çok nokta enjeksiyonlu yeni nesil sıralı sistemler: Bu sistem tamamen önceki sistemlerden bağımsız, çok nokta enjeksiyonlu sistemlerde %100 sorunsuz şekilde çalışan çok verimli bir sistemdir. Tek dezavantajı pahalı oluşudur. Bu sistemde de aynen öncekilerde olduğu gibi bir regülatör bulunmaktadır. Fakat bu regülatörden çıkan basınç 10 mbar değil de 1500 mbar=1.5 bar seviyelerindedir. Bu sistemde aynı aracın kendi ecusu olduğu gibi LPG kitininde bir ecusu bulunmaktadır ve sistem tamamen bu ecu tarafından yönetilmektedir. Bu sistemde kusursuzluk sağlanabilmesi için kullanıcının aracı ilk olarak LPG ile çalıştırılmasının önüne geçilmiştir. İlk hareket ister istemez benzinle olmaktadır. Aracın iç kısmındaki anahtar LPG konumunda olsa bile araç benzinle çalıştıktan sonra önceden laptopla programlanan ısı derecesine geldikten sonra LPG ye geçmesi mümkün olmaktadır. Bu sistemde yakıt havadan bağımsız şekilde, aracın emme manifolduna, hemen benzin enjektörlerinin dibine delinen deliklere bağlanan yeni LPG enjektörleri tarafından motora gönderilmektedir. Bu yeni gaz enjektörlerinin tamamı ortak bir rail üzerinde bulunmaktadır. Bu rail 20-25 cm uzunluğunda sopa gibi düşünülebilir. Rail bir ucundan regülatörden gelen 1.5 bardaki LPG ile doldurulmaktadır. Enjektörler bu 1.5 bardaki LPG yi püskürtmektedir. (Aynı benzinde olduğu gibi benzin pompasının 1.5 barla doldurduğu benzin raili üzerinden manifolda benzin püskürtülmesi gibi) Aracın kendi benzin enjektörlerine giden soketler hiç kesilip biçilmeden fişlerinden çıkarılarak gazın ecusundan gelen dişi fişlere takılmakta olup buradan aracın orijinal sinyalleri gazın ecusuna gitmekte olup gazın ecusunda 2 takım dönüş kablosu gelmektedir. Bunlardan birinci takım benzin enjektörlerine sırasıyla girilip, diğer ikinci gelen takım soketler ise aracın yeni LPG enjektörlerine girilmektedir. Araç çalışırken aracın kendi ecusu tarafından silindir zamanlamasına göre benzin püskürtmesi için aracın hangi benzin enjektörüne sinyal geldiyse bu sinyal, biraz önce bahsettiğim soketleri çıkarıpta LPG ecusunun giriş soketine bağladığımızdan benzin enjektörlerine gitmez. LPG ecusunun dönüş soketleri vasıtasıyla araç benzindeyse benzin, gazdaysa gaz enjektörlerine sinyal dönüşü olur ve o yakıt püskürtülür. Bu süre, zamanlama, püskürtme miktarı aracın kendi ecusunun sinyallerine göre büyük bir hassasiyetle gerçekleştiğinden kesinlikle patlatma olmamaktadır. Zaten güç kaybı olmamasının da sebebi budur. Güç kaybı en fazla 95 oktan benzin yerine, LPG nin 93 oktan olmasından kaynaklanmaktadır. Bu da takdir edersiniz ki %2 yi geçmez. Eski sistemlerde (karbüratölü-enjeksiyonlu farketmez) ayarın manuel olarak insan tarafından yapılması ve mikser bulunması neticesinde mikserde gözle görülmeyen kaçakların olması sonucu performans kaybı hissedilir şekilde olmaktadır. Bunun aksini kimse iddia edemez. Bu sistemde regülatörün diyaframının nasıl hareket edeceği ise manifolda açılan ekstra bir delikten regülatörün uygun bağlantısına çekilen bir hortumla sağlanmaktadır. Manifoldun oradan emişinin ne kadar olduğunu regülatöre hissettirip aynı basınçla regülatörün LPG railini, dolayısıyla LPG enjektörelerini istenilen basınçta beslemesi sağlanmaktadır. 4 silindirli bir araçta metrik 6 ölçüsünde (10 numara cıvata dişi kadar) toplam 5 adet delik açılmakta ve aracın devir saati sensörü kablosu yandan yaralanarak giriş yapılmak suretiyle sistem çalışmakta olup bunun haricinde araçta en ufak bir değişim, bozulma yapılmamaktadır. Sistemin elektrik enerjisi de aracın akülerinin kutup başına bağlanan kablolarla karşılanmaktadır. Sistem söküldüğü taktirde manifolda 4+1 tane kör tıpa basit bir şekilde takıldıktan ve devir saati sensörü kablosu çıkarılıp bantlandıktan sonra olay bitmiş olmaktadır.

5) Dizel araçlar için LPG dönüşümü: Karbüratörlü araçlardaki olayın benzeridir. LPG mikser vasıtasıyla motora hava ile birlikte verilmektedir. Benzinlidekinden temel fark olarak ana yakıt olarak mazot yakılmaya devam edilmetedir. Bu araçlarda buji bulunmadığından LPG+havanın patlatılabilmesi için mazot pompasının püskürttüğü mazota yine ihtiyaç vardır. Yani şöyle ki normal dizel arabalarda hava emilip şıkıştırılmış havanın üstüne mazot püskürtülerek yanma gerçekleşirken bu sistemde kuru kuruya hava değil de, hava+LPG emilerek mazot sadece havayla değil hava+LPG yle yakılarak daha güçlü bir yanma sağlanmaktadır. Burada amaç ekonomi değil de güç kazancı+emisyondur. Bu sistemlerle dizellerde ortalama %30 civarında güç artışı olmaktadır. Ülkemizde hiç uygulanmamış bir olaydır.

Şimdi ise genel olarak LPG nin araçlarda kullanımının artı ve eksilerinden bahsedelim.

1) Temiz yanma, LPG pistonların, sekmanların, valflerin ve bujilerin aşınmasından meydana gelecek kurşun, vernik yada karbon atığı çıkartmaz. Motor karterini yada motorun yanma odalarını kirletmez. Motoru temiz tutar, karbon ve kurum oluşturmaz dolayısıyla motor ömrünü uzatır. Yağlama km si benzine nazaran bire ikidir. Benzin motorda kurum oluşturup uzun vadede sorun çıkartırken LPG de böyle bir sorun ve benzindeki gibi motora zarar bulunmamaktadır. Mobil Oil Ar-Ge nin yaptığı bir araştırma neticesinde kurşunsuz benzinle çalışan araçlarda LPG li motorların benzinliye göre daha uzun ömürlü olduğu deneylerle ispatlanmıştır.

2) Ateşleme bujisinin ömrünü uzatır, yanma odalarında yada ateşleme bujilerinde tortu oluşmaz, çünkü LPG'nin farklı karışımlarındaki kuvvetlendiricilere ihtiyacı bulunmamaktadır. Ateşleme bujileri, diğer yakıtları kullanan araç motorlarındaki bujilere nazaran daha uzun ömürlüdür.

3) Yakıt pompası gerekmez, LPG kendinden tazyikli olduğu için, benzinli motorlarda oldugu gibi yakıt pompasına ihtiyaç bulunmamaktadır. Bu durum tamirat veya değişimden doğacak masraflarında azalmasını sağlar.
Azalan karbüratör masrafı, LPG yakıtlı motorlardaki karbüratör, birkaç hareketli parça ve kirliliği engelleyecek havalandırmasız basit bir mekanizma olup, karbüratör servisi ve tamiratı yok denecek kadar azdır. Enjeksiyonla, yakıt sistemi, bu motorlar karbüratörlü motorlara göre daha az bakım gerektirmektedir.

4) Daha fazla güç kullanımı, LPG yakıtlı motorlar, dizel motorlara göre, aynı mesafeler için daha fazla beygir gücü üretirler. Yakıt tasarrufu, LPG yakıtlı motordaki en önemli faktörü oluşturur. Bu sonuç kalitesinden, kanıtlanmış randımanından ve atık çıkarmamasından meydana gelmiştir.

5) Kapalı yakıt sistemi, tamamen kapalı yakıt sistemi akıtma ve buharlaşma kaybını ortadan kaldırır.
Temizleyici egzoz, özellikle LPG yakıtı kullanan kamyon ve diğer endüstriyel araç teknisyenleri tarafından LPG motor yakıtının düşük kirlilik özellikleri kanıtlanmıştır. Amerikan Maden Bürosu yönetiminde gerçekleştirilen araştırmalar LPG kullanılan motorlarda karbon monoksit tesirinin benzin yakıtı kullanılan motorlardaki tesirinden %50-90 oranında daha düşük olduğunu gösterir. LPG'deki hidrokarbon tesiri benzinden %38-62 oranında daha düşüktür.

6) Güvenlik milyonlarca taşıt ve sabit makine kullanıcılarına LPG yakıtı kullanmaları sağlanmıştır. Bu ülke çapında LPG yakıtının güvenilirliğini kanıtlayıcı bir sonuçtur. Eğer bu doğru olmasaydı sigorta primleri bu yakıtın kullanımını engelleyecek şekilde yasaklayıcı ve sınırlayıcı olurdu. Altmışlı yılların başında Japonya hükümeti faaliyet gösteren bütün taksilerin LPG kullanımını mecburi kılan bir karar aldı. Diğer Asya ülkeleri Güney Kore ve Tayland aynı şekilde karar almışlardır. Avustralya hükümeti 1992 yılında LPG oto yakıtının 5 sene vergiden muaf tutulması kararlaştırılmıştır. Bu kararın sonucu olarak Avustralya'daki araçların %20'si LPG ile çalışmaktadır. Amerika'da 1990 yılında " Clean Air Act " kanununda yapılan değişikliklerle daha ağır yeni standartlar yürürlüğe sokulmuştur. Dünyada LPG ile çalışan araçların en fazla olduğu ülke olan İtalya'da hava kirliliğinin yoğun olduğu zamanlarda uygulanan iki günde bir trafiğe çıkma yasağı LPG ile çalışan araçlara uygulanmamaktadır. Belçika LPG kullanımını teşvik için LPG'den vergi almamaktadır. Bu ülkede LPG dizel yakıttan iki kat, benzinden ise üç kat daha ucuzdur. Belçika'da LPG ile çalışan araçlar her yıl %5 oranında artmaktadır.

7) LPG tatbik edilen araçlarda iyi bir montaj ve uygun bir ayarlama ile benzinli araçlara oranlara oldukça düşük egzoz gazı emisyon değerlerine ulaşılması.

Bunlara ek olarak insanların aklına takılan en büyük sorun olarak gördüğüm güvenlik sorununa gelince şunlaru söylemek istiyorum. Biliyoruz ki LPG tankları 3.5 – 4 mm çelikten üretilmiş normal ev tüplerine bile nazaran çok daha sağlam ve kalın depolardır. Bunların normal şartlar altında durup-dururken patlaması zaten mümkün değildir. Artık üretilen ve yeni sistemlerin tamamında bulunan AB normlarına uygun multivalfler sayesinde tüm tehlike unsurları yok edilmiştir. Şöyle ki; deponun %80 nin üstünde dolum multivalf tarafından engellenmektedir. Yani 10 derece sıcaklıkta aldığımız gaz 45-50 derece yaz sıcağına çıksa bile bu %20 lik tolerans payı depoyu güvenli şekilde korumaktadır. LPG depolarının nominal çalışma basıncı 8-10 barken depoların herbiri 45barda test edilmekte olup, üretilen bir parti malın içerisinden de bir tane numune alınarak 150 barda test edilmektedir. Ayrıca herhangi bir yangın durumunda vs aracın LPG tankının bomba gibi güm diye patlamasının önüne geçmek için 27 bardan sonra açan tahliye sibobu konularak gazın basınçtan dolayı deponun patlay**ak değilde gazın kontrollü olarak dışaraıya salınması sağlanmıştır. Herhangi bir arkadan çarpma durumunda ise depo zaten normal basıncının 5 te biri oranında çalışacak şekilde imal edildiğinden deponun patlaması için 5te biri oranından daha küçük hale gelmesi gerekmektedir. (x hacimde 8 barsa, basıncın 45 bar olması için hacimin 6da bir oranına inmesi gerekir ki tahliye sibobu var birde) Zaten en sağlam arabaların bile şasileri dahi en kalın 1.5 mm civarıyken 4 mm kalınlığında bir çaeliği bükerek hacmini 6 da bir oranına indirmesi mümküm gözükmemektedir. Böyle bir şey olsa dahi tahliye sibobu güvenlik için yetip de artacaktır ve gaz havaya karışacaktır.

Gelelim bir de eksi yönlerine:

1) Kurşunlu yani standart süper benzinle çalışmaya göre imal edilmiş araçlarda sübapların ihtiyaç duyduğu kurşun elementini alamaması neticesinde sibopların erken aşınması,

2) Arabayı aldıktan sonra birde 1000-1500 Euro gibi ekstra bir külfet oluşturması,

3) Toplum tarafından prestij unsuru olarak görülmesi,

4) Devletimizin LPG yi ruhsata işletirken 300 milyon, aracı satarken sökünce ise bir 300 milyon daha vermeye mecbur kılması,

pulpa

Yarbay

3681 Mesaj

Tüm Başarılarını Gör

LPG Montajı ve Kullanımı ile ilgili herşey, LPG & Dizel Mukayeseleri (102. sayfa)