Lozan Hezimetinin 97. Yılı! #LozanHezimettir (8. sayfa)

Geçmişte ve bugün İngilizlerin ve Siyonistlerin kucağından inmeyenler için hezimettir!

Aynen kardeşim sana katılıyo.. oh wait...

Bir kitabını okumuştum bazen yazılarını da okuyorum. Facebook'ta da takip ediyordum. Bilgi versin yeter ki herkesin yazılarını okurum.

Lozan, donemin sartlarina gore cok iyi bir anlasma, ancak gunumuz sartlarina gore kotu bir anlasmadir. Lozana hezimet diyen arkadaslar lutfen anlasmayi gunun sartlariyla degil o zamanin sartlariyla degerlendirin. Savstan yenik cikmis ordusu dagitilmis bir millet. Yapilacak olan yapilmis ve kurtarilabilinecek max. toprak kurtarilmisti. Belki masabasi siyasetiyle bir kac toprak parcasi daha alinabilirdi. Ama otesi hayal olurdu. Hele hele ki 1. Dunya savasina girmeden onceki topraklarimizi geri almamiz tumden hayal olurdu. Bazi arkadaslara sadece sunu soyluyorum. Osmanli devletinin son donemlerine baksinlar. Balkan savaslari ve trablusgarp savasi biz o zaman bile bizden ayrilan devletciklere karsi kendi toprak butunlugumuzu koruyamiyorduk. Nerde kaldi ki tum dunyaya karsi eski topraklarimizi geri alalim hemde dogru duzgun bir ordu ve lojistik destegi olmadan. Hayalprestligi birakin. Lozana hezimet diye benim gozumde biseyleri carpitmaya calisiyordur. Cumhurbaskanimizin bir sozu var "Lozana bizi razi ettiler" evet razi ettiler razi olmak zorunda kaldik. Neden baska caremiz yoktu da ondan yapabilecegimiz herseyi yapmis ancak bu kadarina gucumuz yetmisti. Fakat artik devir degisti o gunler gecti artik. İnsallah zaten atadan kalan ancak simdi baskalarinin elinde olan topraklari yani hakkimiz olani geri almaya baslariz. İse de evvela montro bogazlar sozlesmesiyle baslamak lazim.

Anlaşmaya tarafsız bakmak gerekirse çok büyük zafer maddeleride vardır çok yanlış ve kısmen hezimet maddeleride vardır.

İlk olarak Kapitilasyonların kaldırılması EFSANE bir harekettir. Üst düzey bir başarıdır.

İkinci olarak yabancı okulların kapatılması veya Türk okullarına entegre edilmesi bir başarıdır.

Üçüncü olarak Türkiye Cumhuriyeti içinde ki Azınlıkların Patrikhanenin ve dini grupların kontrol altına alınması bir başarıdır.

Dördüncü olarak Osmanlı Borcunu diğer devletlerede paylaştırma bir başarıdır.

Gelelim kısmen Hezimet olan maddelere.

-Kurtuluş savaşı boyunca 1 tek kurşun atmadığımız İlgiltere'ye Savaş tazminatı ödememiz bir hezimettir. ( Nakit vermesekte zamanında parasını peşin verdiğimiz dönemin en lüx ve üst düzey zırhlı savaş gemilerini alamadık.)

-Yunanistan'ı eze eze yenmemize rağmen adam akıllı bir savaş tazminati alamadık. ( Yunan'ın işgal ettiği yerlerde ve çıkarken İzmir'de yaptığı yıkıpmlar tahribatlar aşikar iken sadece Karaağaç gibi ufak bir köyü vererek sıyrılmışlardır.)

-Misak-i Milli Sınırlarımız içinde olan Musul- Kerkük- Hatay Alınamamıştır. ( Hatay'ı sonradan aldık ama Musul ve Kerkük'ü vermemiz şuan Petrol ve doğalgaz anlamında yüzde 90 dışa bağımlı olmamızın nedenlerinden orası elimizde kalsa refah seviyemiz ve maddi durumumuz hiç böyle olmayabilirdi. )

-Sonra adalar konusunda büyük bir hezimet yaşadık hiçbir adayı alamadığımız gibi Lozan'da Kıbrıs'ı resmen İngilizlere verdik.

-Bana göre en büyük hezimet bu madde o günün şartlarında bile olsa nasıl kabul edilmiş gerçekten ilginç Boğazlar konusu. ( Boğazları Avrupa'lı devletler bir komisyon ile yönetecek ve etrafında Türk tarafı tek tane asker bulunduramıyacak. Bütün gemiler boğazdan serbestçe geçebilecek. ) Daha sonra Montro Boğazlar sözleşmesi ile bu madde kısmen düzeltilmiş Allah'tan ama halen yetersizdir. Boğaz etrafı tamamen Türk Kontrolüne geçti Silahlandırabiliyoruz ama halen hiçbir Ticaret gemisinden para alamıyoruz. Savaş gemileride bize bildirmesi şartıyla istediği gibi Karadeniz'e geçebiliyor.

O gün Misak-i Milli sınırlardan biraz taviz vermişik normalde istenen harita aşağıda ki gibiydi. Ama Batum'u alamadık Musul- KerKük alamadık Batı Trakyada bazı Türk çoğunluğu olan yerleri alamadık. Çevremizde ki neredeyse bütün adaları kaybettik. ( Haa Serv anlaşmasına göre başarımıdır KÖKÜNE kadar efsane bir başarıdır. Ama Misak-i Milli Ruhuna göre zayıf bir anlaşma olmuştur 3 kazanmışsak 5 kaybetmişiktir. Ayrıca O zaman ki 1. Meclis biz bu anlaşmayı kesinlike İmzalamayız gerekirse tekrar savaşırız diye direnmiştir. Hatta Mecliste büyük tartışmalar ve kavgalar olmuştur. Bunun Üzerine Mustafa Kemal Atatürk Meclisi feshetmiş ve muhalif isimlerin dışarıda kaldığı yeni seçilen 2. meclis Lozan'ı Kabul etmiştir.

Hocam tamam güzel bilgi oldu bu da fakat ben açıkçası neyi konuştuğumuzu bile anlamadım. Ondan dedim artık Allah benim belamı versin susayım da olay kapansın. Ben herhangi bir şeyi tartışmaya da açmadım. Geçmişte olmuş şeyler konuşulabilir tartışılabilir geçmiş iyisiyle kötüsüyle bizim geçmişimiz zaten buna itiraz edemem. Yazdıklarınız o kadar dallı budaklı olmuştu ki ben tek seferde tek şeyle ilgilenebilen biriyim benim için yazdıklarınızı takip etmek de zor oldu.

-Kurtuluş savaşı boyunca 1 tek kurşun atmadığımız İngiltere'ye Savaş tazminatı ödememiz bir hezimettir. 1. Dünya Savaşında onlarla savaştık o bakımdan gayet normal.

-Yunanistan'ı eze eze yenmemize rağmen adam akıllı bir savaş tazminati alamadık. Ele geçirdiğimiz 20.000 Yunan askerinden inşaat taburu kurduk. Keşke para da alsaydık hakkımızdı.

-Misak-i Milli Sınırlarımız içinde olan Musul- Kerkük- Hatay Alınamamıştır. En önemlisi buralardı ama İngiliz'in Fransız'a bile vermediği bu yerleri bize geri vermesini beklemek biraz hayalperestlik olur diye düşünüyorum. Atatürk gibi bir kumandana ve yüksek ruhlu Türk ordusuna sahip olmamıza rağmen oraları almak çok çok zordu. Savaşmadan vermezlerdi. Ki orada bazı Türkmenler, subaylar ve aşiretler İngilizlere karşı ayaklandı onlar da İngiliz askerleri tarafından bastırıldı.

-Sonra adalar konusunda büyük bir hezimet yaşadık hiçbir adayı alamadığımız gibi Lozan'da Kıbrıs'ı resmen İngilizlere verdik. Adaların akıbeti az çok Birinci Lozan'da yani Uşi anlaşmasında belli oldu. Keşke o zaman bir bekleyelim bakalım demek yerine İtalyanların isteklerini yerine getirip tüm askerleri Kuzey Afrika'dan çekseydik. Bu tabi biraz da bahaneydi. Çeksek bile çöreklenmişlerdi.

Eğer Avrupa'daki yükselen sağ parti akımı ve savaş çanlarının çalıyor olması durumu oluşmasa biz Montrö'yü bile rüyamızda anca görürdük.

Sonuç olarak bazı maddeler insanı gerçekten yaralasa bile o dönemde daha iyisini koparabilir miydik bilmiyorum. Gönül isterdi ki en azından Misakı Milli sınırlarını koruyabilelim. Yunan ordusunu bile zor bela yendik. O yüzden bu sonuca hezimet denmesini kabul edemem. Her ne kadar içimde bir burukluk olsa da.

Forum öldü diyordum bu konuyu gördüm. Başarılı bir başlık

1. Dünya savaşı 1918'de oldu Lozan 1923'te arada 5 yıl var. Ayrıca Fransa İtalya Rusya vb bir sürü ülke varken sadece İngilizlere Tazminat ödemek bariz hezimet bence. ( Üstüne bizim askeri esirlerimizi öldürmesi gözlerini kör etmesi işlence yapması gibi bir sürü negatif harekete savaş suçuna rağmen. Yemen Filistin Suriye Cephesine giden askerlerden neredeyse dönen olmamıştır İngiliz işkenceleri yüzünden. )

Ne pahasına olursa olsun şansımızı denemeliydik bence Musul Kerkük için. En kötü orada referandum şansı olsaydı onlar bize bağlanmak isterdi. Üstüne İtalya ve Fransa Anadoludan tamamen çekilmişti ve Ruslan bizim tarafımızdaydı. Hatta Rusya İngiltere Türkiye ile anlaşmazsa onun yanında savaşa girecem diye bir bildiri yayınlamıştır. O sırada Gürcista ve Ermenistan Rusya kontrolündedir ve Muzul Kerkük'e çok yakındır Bu kozu kullanıp Musul- Kerkük için bastırmamız gerekirdi bence.

Montrö konusundada gene çok kötü bir anlaşma olmasına rağmen ölümü gösterip sıtmaya razı etmiştir bizi. ( Boğazlar kağıt üstünde bizim oldu tamam nikah bizdede kullanım hakkı başkasında istediği gibi geliyorlar giriyorlar çıkıyorlar hiçbir şey diyemiyorsun para talep edemiyorsun. )

Bu anlaşmaya ağır ezimet demek haksızlık olur zaten ama Ultra başarılı bir anlaşmada değildir. Geçen mesajımdada dediğim gibi 3 kazandıysak 5 kaybettiğimiz bir anlaşma.

İnsanlar Lozan ile ilgili şu detayı unutuyor. Lozan sadece Kurtuluş Savaşı'nı değil, Birinci Dünya Savaşı'nı da bitiren bir antlaşmadır. Türkler de o savaşta kaybeden tarafta olduğu için İngiltere'ye savaş tazminatı ödenmesi tuhaf değildir. Yani Lozan tamam biz belki savaşı kaybettik ama o kadar da kaybetmedik antlaşmasıdır.

Ada almanın pek de bir yolu yoktu. Ülkede donanma namına bir şey yoktu çünkü. Kıbrıs çok önceleri Osmanlı'nın elinden çıkmıştı. Lozan ile bu durum resmiyete döküldü sadece.

Musul ile Kerkük şu an Irak'ta ama oranın refahı bizden iyi değil. Hiçbir doğal kaynağı olmadığı halde gayet refahta olan ülkeler de var. Önemli olan eindekileri nasıl değerlendirdiğin.

Tamam tarih doğru ama bize Sevr'i dayattılar 1920'de Millet Meclisi bu barış anlaşmasını tanımayınca iş uzadı. Diğerlerine ne verildi ne verilmedi bilmiyorum ama bu gayet doğal. Diğer ülkelerle Millet Meclisi zaten anlaşma yapmıştı. Örnek: Ankara, Kars antlaşmaları.

Yine söylüyorum 2. Dünya Savaşı tehlikesi olmasa ne Hatay gelirdi ne Montrö. İstanbul'u mermi sıkmadan alınca Boğazlar konusunu da ilerde hallederiz demişler. Neyse bu da benim fikrim. Ayrıca Musul vs zaten sonraya kalmıştı Lozan'da çözülemedi. Sen daha iç isyanlarla zor baş ederken Kerkük Musul'a operasyon çekmek bilemiyorum adamı yerlerdi yerler. Burada da anlatmışlar durumu. Daha önceki mesajda da kısaca Musul Kerkük'teki ayaklanmadan bahsetmiştim.

https://www.dunyabulteni.net/olaylar/musul-ve-kerkuk-turkiye-den-nasil-koparildi-h223260.html

https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/26217

Lozan Konferansı sürecinde yaşanan gerginlik ve İzmir Limanının kapatılması.