Şimdi Ara

Lost Finalini az önce izledim.

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
9
Cevap
0
Favori
686
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Arkadaşlar yaklaşık 6 ay önce başlamıştım Lost izlemeye ve az önce bitirdim, final biraz ucu açık bir şekilde oldu ve tam olarak anlayan varsa, benim anladımklarımın doğru olup olmadığını bana söylemesini rica ediyorum.


    Uçak düştükten sonraki hayat tamamen gerçek. Dharma, the Others, zaman yolculukları hepsi gerçek. İlk sezonlardaki flashbackler karakterlerin o uçağa binmeden önceki gerçek hayatlarını anlatıyor.

    Hidrojen bombası patladıktan sonra olanlar ise ( Uçak sorunsuz şekilde iniyor, James ve Miles polis oluyor, Jack'in oğlu oluyor vs.) Bunlar gerçek değil bir nevi yanılsama, tüm karakterler öldükten sonra kilisede toplanıyorlar ve Jack'in babası kapıyı açıyor, yolculuk sona eriyor. Son ölen karakter Hugo Reyes yani adanın son Jacob'ı oluyor. Yeni Jacob ise Walt oluyor.

    Son sahnede Jack'in bir uçak gördüğünü ve gözlerini kapadığını görüyoruz. O uçak Sawyer, Kate, Frank, Richard, Miles ve Claire'ın olduğu uçak sanırım. Jack görevini yapıp ölüyor.







  • Hayırlı olsun

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • ben yine anlamadım :D
  • dıdısının dıdısı
  • Fazla kurcalamamak lazım bu diziyi böyle daha güzel

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >

  • Sanırım anlatmak istedikleri iki paralel evren arasındaki dengeyi hem bozan hem geçişi sağlayan hemde biribirine karışmasını vs gibi olayları sağlayan ada her iki evdren arasındaki bir platform demek istemişler yoksa adada gerçekleşen türlü alakasız olayların açıklaması bu sanırım
  • 4 sezon izleyip bıraktıgım bi dizi..
  • quote:

    Orijinalden alıntı: NextArnold

    4 sezon izleyip bıraktıgım bi dizi..

    ne olursa olsun devam etmelisin
  • paralel evren, fizik teorileri, biyoloji, felsefe, mitoloji, dini inanışlar ne varsa ... bir senaryo lost. öncelikle şunu belirteyim, ilk 4 sezonu orjinal timeline'da takip edip, ardından mezuniyet derdi, iş güç, karı kız, askerlik derken son 2 sezonu yeni izlemiş birisiyim. detaylarda sıkıntı yaşarım veya unuttuğum noktalardan dolayı kopukluklar olur diye de diziyi baştan sona tekrar izledim yıllar sonra. neden bu kadar uzak kaldım diye sorarsanız bilmiyorum. zorunlu olarak ayrı kalmak durumunda olduğum 2 sezonun ardından sağda solda koskoca lostu piç ettiler finalde yorumlarıyla sık karşılaştığımdan, efsanenin gerçekten piç edildiğini düşünüp, kafamda efsane olarak kalmasını istediğimden izlemeye hiç yanaşmadım. vaktimin de bol olduğu bu günlerde daha fazla dayanamayıp en baştan tüm diziyi tekrar izleyip bu sefer sona ulaştım. iyi ki de yapmışım.

    baştan şunu bir açıklayalım, aslında adadakilerin hepsi ölüymüş, izlediğimiz lanet 6 sezon boyuncu son anlarında kafalarından geçenleri görüyormuşuz tadında bir şeyler çıkardıysanız yanılıyorsunuz. böyle çıkarmamanız için son bölümde senarist insanların kafasına kafasına vuruyor adeta çünkü. böyle düşünenlerin diziyi bir yere bağlayamadıklarından ilk gördükleri çıkmaz sokağa girdiklerini düşünüyorum.

    anlatıyorum.

    o lanet ada kesinlikle gerçekti. sahip olduğu güçler de kesinlikle gerçekti. dizinin başından sonuna kadar izlediğimiz tüm o olaylar, flashbackler, flashforwardlar hepsi gerçekti ve yaşandı. yani adanın araf olması, cennet olması veya cehennem olması gibi bir durum söz konusu değil. adanın gerçekten farklı güçleri var ve sizin de anladığınızı düşündüğüm kadarıyla koordinatları belli etkenlerle değişiyor. zaman kırılmaları yaşıyor, iyileştirici veya öldürücü etkileri mevcut. kate, sawyer ve son uçaktaki diğer elemanlar gerçekten de jack tarafından kurtarıldı ve gerçek hayatlarına geri döndü.

    jacob ve kötü adam (black smoke) mitinden de öğrendiğimiz kadarıyla, yıllar boyunca adaya jacob tarafından insanlar getiriliyor ve kendi iradeleriyle bir dizi testten geçiriliyor. bu testin bazı kuralları var (birbirlerini öldüremezler vb.) ve kazanan kötü adam olması halinde adanın yok olacağı ve tüm dünyaya kötülük saçacağı öngörülüyor. jacob yıllar boyunca getirdiği insanların hür iradeleriyle doğruyu bulacağını düşünerek, onlara hiç ulaşma isteği hissetmeden oyunu sürdürüyor ta ki blackrock adlı gemiyi adaya getirene kadar. yine jacob'un düzenlediği bir kader oyunuyula bildiğimiz üzere blackrock adlı gemiden richard çıkıyor ve jacob onun önerisiyle önceki uygulamasını güncelliyor. onu elçisi yapıyor (peygamber tarzı bir şey diyebilirsiniz buna) ve gelen ziyaretçilere mesajlarını iletmek için kullanıyor. kötü adamın özelliği ise şu ki; ölü insanların bedenlerine bürünebiliyor ve onları hayatlarındaki değer verdiği şeylerle yakalayıp kandırabiliyor. jacob'ın veliahtı olarak getirdiği tüm adayları bir şekilde oyuna getirip birbirlerini öldürmelerini sağlıyor yıllar boyunca kötü adam. kurallar gereği durum böyle çünkü adayların hiç birini direk olarak öldüremiyor. buradan da dizi boyunca black smoke tarafından öldürülen hiç bir insanın aslında aday olmadığını çıkarabilirsiniz. örneğin; mr.eko. buradan sadece adayların değil, başka kişilerin de adaya giriş çıkış yapabildiklerini çıkarmanız gerekiyor.

    malum adanın keşfini yapan ve garip özelliklerini keşfeden dharma initiative adlı bilimsel bir örgüt bu olaylar yaşanırken adaya geliyor ve adayı araştırmaya başlıyor. bu şirketin jacob tarafından mı getirildiği, yoksa adayı normal yollarla mı keşfettiğinin ucu açık. yorumunuzu yapabilirsiniz fakat tüm girişimin bizim the others diye tabir ettiğimiz jacob'un elemanları tarafından yok edildiğini düşünürsek, black smoke'un yine oyununu oynadığı ve adadakileri kandırıp birbirine düşürdüğü öngörüsünde bulunabiliriz. yani bana kalırsa dharma da jacob'ın eseri diyebiliriz. ama dediğim gibi bu benim yorumum, fazlası değil.

    dharma araştırmalarının içeriği malum; manyetizma, biyoloji, psikoloji, fizik gibi başlıklar bulmak mümkün. bu alanda adanın eşsiz özelliklerini keşfediyorlar ve bunun üzerine gidiyorlar. zamanla bu araştırmalar için türlü türlü laboratuvarlar inşa ediyor ve malumunuz bizim hatch diye bildiğimiz manyetizma ile alakalı labaratuvarı inşa ederken bir kazaya sebep oluyor. kaza sonrasında açığa çıkan enerjiyi zararsız hale getirebilmek için 108 dakikada bir düğmeye basılması gerekiyor vs. vs. yukarıda da anlattığım gibi zamanla black smoke tarafından kandırılan ben (burada ben'in gördüğü anne figürünün black smoke olduğundan bahsediyorum) tarafından yönlendirilen the others tayfası tarafından tarihin derinliklerine gömülüyorlar. hatch'de yaşanılan elim kaza sonucu açığa çıkan manyetik alan üreme özelliklerine etki ediyor (kadınların doğuramaması ve erkeklerin yüksek miktarda sperm üretmesi) ve bizim the others'lar bir yandan jacob'ın telkinleriyle yaşarken, bir yandan da bu sıkıntılı durumu aşmaya çalışıyor. üreme özellikleri mevzusunun kazadan sonra oluştuğunu juliet'in 1977 yılına gittiklerinde bir adet çocuk doğumuna vesile olmasından anlıyoruz.

    burada bir ara verelim. gördüğünüz üzere izlediğiniz her şey size verilmiş birer ipucu. neyin nerde olduğunu, ne zamandan beri olduğunu en ince ayrıntısına kadar anlatıyor jey jey. diziyi anlatması da zormuş amk. finali anlatacaz diye girdik dizinin senaryosunu özet geçelim dedik ama bitmiyor.

    neyse.

    gelelim bizim elemanların adaya düşmesine. malum adaylıkların açıklandığı dönemde bizim elemanlar toplu halde oceanic airlines'a başvuruyor ve başvurularının kabul olmasına müteakip kendilerini bu adada buluyorlar *. kurtuldular, kurtulmadılar, geçmişe gittiler, geleceğe döndüler derken geliyorlar son sezona. black smoke'un isimlerin yazdığı mağarada sawyer'a söylediklerine dikkat edelim. görevi kabul etmek, hiç bir şey yapmamak (ki böyle yaparsan üstüne bir çizik yersin-bu seçeneğin de gerçek olduğunu şu an adını hatırlayamadığım diş hekimi ve onun siyahi eşinin her şeyi boşverelim ikimiz yaşayalım seçiminden anlıyoruz. bahsettiği seçenek tam olarak bu-) ve adadan basıp gitmek gibi 3 seçeneğiniz mevcut. 3. seçeneği seçer gibi yapan jack, kate, hurley, sayid ve sun beşlisi, black smoke'ın yıllar boyu kandırdığı benjamin'in yönlendirmeleriyle adaya geri dönüyor. (esasen bu da bir soru işareti ve yorumumuza kalmış, jacob'da bunu istiyor çünkü) malum mağarada bildiğiniz üzere bir adet ''kwon'' mevcut. bu kwon'un sun mı yoksa jin mi olduğunu bilmediğini söylüyor black smoke. yani ikisinden yalnızca birisi aday. belki gerçekten bilmiyor belki de yalan söylüyor bilmiyorum ama bu adayın sun olmadığı çok açık. bunu nereden anlıyoruz? geçmişe giden ekipten. ikinci uçakta bizim elemanların hepsinin kaza sırasında kaybolup 1977'ye gitmesi fakat sun'ın günümüz dünyasındaki adaya düşmesinin açıklaması da bu. çünkü sun, seçilmiş olan kwon değil. yalnızca adaylar zamanda yolculuk yapıyor. yani biz ne anlıyoruz? bizim the others dediğimiz tayfadan da aday olan yok. çünkü onlardan da zamanda yolculuk yapan yoktu dikkat ederseniz. sun'da aday olmayıp kader kurbanı olanlardan. gelişen olaylardan sonra elimizde kalan adaylar son dönemeçte şöyle oluyor; jack, kate (jacob kate'in annelik yaptığı için üzerini çizdiğini fakat isterse bu işi alabileceğini söylemişti ateşin başında), sawyer, jin, sayid jarrah, hurley, claire. malum ateş konuşmasında bu insanlardan dördünü bir araya getiren jacob'ın sorusu üzerine jack gönüllü oluyor ve yani jacob arayışı son buluyor. jacob'ın insanları neye göre seçtiğini anlatmama sanırım gerek yok çünkü ateş başında yeterince açık konuşuyor. yalnız olmaları, yaşadıkları dünyada kaybedecek bir şeyleri olmamaları ve adada kendi benliklerini bulabilmeleri önemli etkenler.

    artık son dönemece yaklaşıyoruz, yani bir çoğunuzun anlayamadığı final bölümüne. malumunuz üzere jack çakma locke'u öldürüyor ve adadan kaçmasını engelliyor. jacob bunu neden yapamadı derseniz cevabı açık; desmond'un girdiği ışık havuzunda yaptığı şey hem black smoke'un adadan kaçmasına ön ayak oluyor hem de jacobgillerle blacksmokegiller arasındaki savaştaki kuralların askıya alınmasını sağlıyor. yani artık birbirlerini öldürebiliyorlar. dolayısıyla bu boşluktan yararlanan jack, çakma locke'un işini bitiriyor ve birazdan öleceği ışık havuzuna tekrar girerken görevi hurley'e teslim ediyor. gerisi malumunuz, jack başladığı yerde bambu tarlasının içinde üzerinde uçan uçağı seyrederek ölürken, hurley adanın yeni jacob'u oluyor ve yardımcısı olması için benjamin'i atıyor(bir nevi yeni richard).

    buraya kadar da her şey anlaşıldı ise kafa karıştıran paralel evren görüntülerine dönüyorum.

    burası ne cennet ne cehennem. işte dizide esas anlamanız gereken ve gerçekten jey jey'in bizleri en çok zorladığı alan bu. dizi senaristinin bir tezi var ve bir sezon boyunca bu tezini bize anlatmak için bu paralel evren görüntülerini veriyor. doğru tahmin edebildiniz mi bilmiyorum fakat işte karşınızda ''araf'' . dizi senaristinin tezine göre araf insanların cennet'e girmeden hemen önce saf kaderlerini yaşadıkları yer olarak şekillendirilmiş. jacob'ın üzerlerindeki etkisini tamamen kaldırarak yaşadıkları bu dünyadan cennet'e geçmeleri için gereken şart; son bölümde kafamıza vura vura gösterilen aydınlanmayı yaşamak. çoğunlukla sevdikleri insanlar gibi görünse de bu daha çok hayat amacını anlamak gibi. locke için yürüyebilmek mesela. gerçek hayattaki en etkili anları başka birinin etkileriyle hatırlayabildikleri zaman cennnet'e gitmeye hak kazanıyorlar veya hazır oluyorlar (jack'in babasının son sahnede açtığı kapıdaki ışık). yani gerçek hayatlarını hatırlayabildikleri zaman. peki bunu nerden çıkarıyoruz? christian shephard'ın büyük dinlerin sembollerinin olduğu kilisede toplanan kadrodan(buradaki tüm dinlerdeki ortak inançlardan biri olan cennette sevdiklerinizle beraber olursunuz tarzı derinliklere girip sizi boğmayacağım). dikkat ederseniz locke kiliseye girerken benjamin'i de çağırıyor. peki benjamin neden kiliseye girmiyor? kilisede neden eko yok? ana lucia yok? çünkü hiç biri henüz bu olayı haketmemiş. aslında benjamin'in kafasında bir şeyler var fakat yeterli noktaya getirememiş. ana lucia hala rüşvet yemenin derdinde. benjamin için bu durum belki french chick ile belki de kızı alex ile gerçekleşecek ama toplantıya yetişememiş. locke ile benjamin arasındaki dialog sıradan gibi gözükse de çok derin. locke bence sen de gelmelisin diyor ve benjamin sanırım henüz oraya giremem diyor. çok çok çok önemli bir sahne ve bizi tamamiyle aydınlatıyor. aslına bakarsanız olayların gelişimi adada da ''kilidi açacak anahtar'' rolü oynayan favori karakterim desmond, tüm bu aydınlanmaların ve toplantının baş mimarı.

    doğru anlatabildim mi bilmiyorum fakat son sezonda gösterilen tüm paralel evren görüntüleri (burada da einstein'e selam çakıyor bir nevi) bir çeşit araftan ibaret. yani oradaki herkes birer ölü. yanlış anlaşılmasın hepsinin aynı anda öldüğünden bahsetmiyorum; hurley gerçekten adayı korudu, kate, sawyer ve diğerleri gerçekten adadan kaçabildiler fakat sonraki hayatların bir yerlerde öldüler. christian shephard'ın da üstüne basa basa jack'e söylediği gibi hepimiz ölüyüz fakat ne zaman olduğu önemli değil. 70 yaşında da olsa bu insanlar öldüler ve şu anda beraberler. what's done is done!

    aslına bakarsanız final bölümü tek başına çok yeterli değil, üzerine gerçekten düşünmek gerekiyor ve bu sebeple dvd koleksiyonuna ek olarak koydukları şu görüntüler kafanızdaki resimin canlanması için size yardımcı oluyor. peki bu videoda cevaplanan sorular neler? sadece kutup ayısının nerden geldiğini anlatmak için mi zahmete girmişler? videodaki bizi temsil eden elemanın söylediği gibi ''biz cevapları hakediyoruz!'' peki tamamiyle zeka ürünü dialoglardan oluşmuş bu videoda bize ne anlatmak istiyorlar?

    az önce de söylediğim gibi kutup ayıları nereden geliyor? hamilelik neden sorunlu? beyin yıkama istasyonu ne için kullanılıyordu (room 23) ? tam hatırlayamamakla beraber 1. veya 2. sezonda gökten atılan kutular dharma yok olmasına rağmen veya adanın yerinin değişmesine rağmen nereden geldi? adanın yiyecek kaynakları neden tükenmiyor? final sezonunda neredeyse hiç görünmeyen walt 'a ne oldu? hurley adanın koruyucusu olduktan sonra ne yaptı? ve her şeyden önemlisi tüm bunlar gerçek mi? evet gerçek. bu videonun ekstra olarak dvd'ye konulmasının ana nedeni bu. tüm bunlar gerçek! ve hugo jack'ten aldığı emanet'i ormanda sağdan soldan çıktığı dönemlerde bizim fıçıfıçı walt* olarak tanımladığımız walt'a emanet ediyor. new protector of the island, walt oluyor yani. yani olayların bir sonrası var...

    evet dostlarım, diziyi enine boyuna inceledik, altında yatan detayları elimizden geldiğince açığa koyduk. bu detayları göremeyen insanların lost çok bozdu yea demesi kadar doğal bir şey yok. aslında hepsi rüyaymış, aslında hepsi ölmüş demesinden doğal bir şey de yok. adamlar oturup dinlerin felsefelerine, kuantum fiziği tartışmalarına, biyolojiye, mitolojiye, tarihe enine boyuna çalışmış, sinema tarihini değiştiren bir sürü filme selam çakmış (hey i am walking here sahnesini kate paralel evrende airporttan claire'ın taksisini alarak kaçarken fen öğretmeninin bavullarını ezerken gören bir tek ben miyim? fen bilgisi öğretmeninin bağırışlarını hatırlayın *) ve üstüne dizi tarihinin en felsefi finalini bize izletmiş, 1. sezondan 6. sezona kadar bütün bir senaryoyu önümüze koymayı başarmış (jacob'ın annesini, kardeşini ve olayı temsilen bıraktığı siyah ve beyaz taşları koyduğu mağarayı 1. sezonda jack'in bulması, locke'un işte bizim adem ve havvamız yorumu) ve lost çok bozdu yea diyin.

    --------------------------- spoiler bitti--------------------------

    işte böyle bir dizi lost. henüz izlememişlere çok özenmekle beraber, söylenenlere aldırmayın, dizi tarihinin en iyi senaryosu, en derin karakter anlatımı ve en iyi finali olmaya aday bir sona sahip 6 sezona kendilerini hazırlamalarını tavsiye ediyorum. efsane olmayı kesinlikle haketmiş bir dizi.

    -syozkn

    demişti katiliyorum tamamen




  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.