Şimdi Ara

HINCAL ULUÇ!!

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
1 Misafir - 1 Masaüstü
5 sn
80
Cevap
0
Favori
1.664
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1234
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • nasıl biri fikirlerimizi yazalım...anlamadıı herhangi bi b.k var mı bu adamın? gerçek gsli mi?



  • Hıncal uzaktan akrabam olan iyi bir Galatasaraylıdır.Hernekadar yeri gelir birçok şeyine katılmasamda bence herkeste olmayan bir meziyete sahip;ÇEKİNMEDEN,DOBRA yazan bir insan.Kimseye diyet borcu olmayan.Doğrusunu söylemek gerekirse bu tür meziyetlere sahip insanlar spor medyasında kalmadı.Hıncal herzaman farklı yaklaşmak isteyen bir şahsiyet,biliyorki nasılsa bazı şeyleri herkez yazıyor..!!Doğrusunu söylemek gerekirse,90 DAKİKA adlı programla Haşmetle mükemmelbir ikili oluşturdular...İyi bir G.Saraylıdır bun inanıyorum yürekten..!!
  • en gıcık olduğum spor yazarıdır. deniz gökçe onunla ilgili bir yazı yazmış. "o tam bir HBB" (her b.ku bilir) diyor yazısında. hatırlıyorum geçen yıl süreyyanın koşacağı saatten 10 dk önce trt3 te canlı yayındaydı bu adam. süreyyanın ilk 5 e girmesinin büyük başarı olacağını söyledi. onu yerden yere vurdu ama süreyya 1. geldi. zamanım olmadığı için yarıştan sonra ne söylediğini izleyemedim. muhtemelen kabız olup tuvalete girmiştir.
  • +1s
  • Öyle veya böyle herkes onu seyrediyor.Madem bu kadar önemsiz biri neden bu kadar çok konuşuluyor.
    Ben SABAH gazetesindeki hiç bir yazısını kaçırmam. Bildiklerini dobra dobra söylüyor.
    Fikirlerine katılır veya katılmazsınız o sizin bileceğiniz bir şey. Her dediği doğru çıkacak
    diye bir şey de yok. Kendisi de yanlışını gördüğünde zaten kabulleniyor.
  • +1 Fatihy
    Ben de mutlaka okurum Spor analizleri doğru resbitler ve gerçeklerle dolu.
    Bir konu ile ilginiz varsa ve gerekli araştırma yaptıysanız o konuda yorum yapabilirsiniz Yıllarca o işle uğraşmak ayrı bilgi edinip yorum yapmak ayrı.

    Size hayatı sevmenizi hatalardan nasıl ders almanızı ve doğru şeyleri ne zaman yapmanızı gösterir.
    Diğer yazarlar gibi kuru kalabalık ve alengirli laflar etmez.Direk söyler
    Verdiği hayat örnekleri de çok güzeldir.
    2 3 kere isme bakmadan okuyun o zaman hak verirsiniz.

    Bu arada NTV de 90 dk yı da mutlaka seyredin.
  • Ben seviyorum kendisini..Ve yazdıklarını önemsiyorum..Bana sorarsanız Deniz GÖKÇE kendisinden daha HBB..4 senedir 90 dakikayı kaçırmadan izlemeye calışırım..Programı künt yapan bence Hıncal ULUÇ..
  • genellikle sürüye ters hareket etmeye çalışıp dikkat çekmeyi seviyor,olaylara başka boyut katabiliyo bence.
    son programda kızıp F.B'nin başkanlık savaşının bambaşka bir şey olduğunu(Rus silah pazarına sahip olma)söylemesi ise takdire şayandı,bi kurşunu daha hak etti[:p]

    Ama konu GS olunca adama kıllanıyorum biras:)
  • <blockquote id='quote'><font size='1' face='Verdana, Arial, Helvetica' id='quote'>quote:<hr height='1' noshade id='quote'><i>Originally posted by baldaSSare</i>
    <br />genellikle sürüye ters hareket etmeye çalışıp dikkat çekmeyi seviyor,olaylara başka boyut katabiliyo bence.
    son programda kızıp F.B'nin başkanlık savaşının bambaşka bir şey olduğunu(Rus silah pazarına sahip olma)söylemesi ise takdire şayandı,bi kurşunu daha hak etti[:p]

    Ama konu GS olunca adama kıllanıyorum biras:)
    <hr height='1' noshade id='quote'></blockquote id='quote'></font id='quote'>

    Ali Şen'in Rusya baglantılarından dolayı onu demiş olabilir..Ben o adamın pek boşa konuşacağını sanmıyorum..Ha bazen fanatikleşiyor..Onu da mazur görüyorum..Mondragon'un Cafer'i kasten teklemesini ve dirsekle yuklenmesini Cafer'in art niyeti olarak değerlendirmişti..Sanırım Mondragon bile Hıncal ULUÇ gibi düşünmüyordu..
    Genel olarak saçmalayan bir yorumcu değil..Mesela Haşmet BABAOĞLU'da iyi bir spor yazarı ama herşeye felsefe yapma zorunlulugu hissediyor..




  • İi adamda biraz ön yargılı gibi. Yani petre bratu kim görmedim dedi. Sonrada işe yaramaz dedi. Yani bi izle adamlar 2 maç yapsın sonra yorum yap. Biraz bu yönden eksi not alıyo. Ama dobralığına, zekasına diyecek lafım yok
  • <blockquote id='quote'><font size='1' face='Verdana, Arial, Helvetica' id='quote'>quote:<hr height='1' noshade id='quote'><i>Originally posted by ForeveR</i>
    <br />İi adamda biraz ön yargılı gibi. Yani petre bratu kim görmedim dedi. Sonrada işe yaramaz dedi. Yani bi izle adamlar 2 maç yapsın sonra yorum yap. Biraz bu yönden eksi not alıyo. Ama dobralığına, zekasına diyecek lafım yok
    <hr height='1' noshade id='quote'></blockquote id='quote'></font id='quote'>

    Ön yargısı olduğu konusunda sana katılıyorum :)
  • sonuçta türkiyede düşünebilen,fikir yürütebilen,fikirlerini açıkca söyleyebilen,olaylara tek taraflı bakmayan,koyun olmayan biri.
    bence çok gerekli birisi.
  • Burada sanal alemde ve diğer alanlarda adının sıkça geçmesi ve konu edilmsi değer ve önem verildiğinin bir göstergesidir zaten.
  • tek bir özelliği ile gündemde kalıyor herşeye ve herkese muhalefet etmek hiç görmedim ki şu işte çok doğru olmuştur desin :)

    hele telesekreterine bıraktığı mesajı duysanız kafayı yersiniz vaktim olunca ses kaydı alayım da burdan yayınlarız :P
  • hincal uluc hakan'i cok sever. baska bildigim yok.
    bir de mtiske hocamin +1'i cok kullandigini gordum bu aksam hehe..
  • her türlü spor dalı hakkında yorum yapsa tamamda hayatın her dalı hakkında bilen kişi modunda yorum yapıo,yani bi yere kadar..
  • en nefret ettiğim ve türk futboluna en çok zarar verdiğine inandığım insanlardan birisidir. Diğer spor dalları hakkında çok bilgili olmadığım için yorum yapmam doğru olmaz ancak gördüğüm amcam her konuda uzman. milliyet gazetesinde okuduğuma göre hiç durmadan süreyyaya akıl veriyormuş ve benim dediklerimi yapmadığı için dünya şampiyonu olamadı diyormuş. bu da bana komik geldi sanki Hıncalın dediklerini yaptığı için de Avrupa şampiyonu olmuş ta. neyse bilmediğim konuda fazla konuşmayayım sonra çuvallarım da ayıp olur.
    futbol konusunda futbolu gerçekten bilenler tarafından ne yapmak istediği çoktan çözülmüş olan ve zerre kadar değer verilmeyen ve furbol bilgisi açısından beş para etmeyen birisi ancak türkçeyi iyi kullandığı ve insanları etkileyecek konuları iyi seçebildiği için toplum tarafından ilgi ile izleniyor.
    "eğer ben beşiktaşın teknik direktörü olsaydım BJK 20 puan farkla şampiyon olurdu ve UEFA kupasını alırdı" Demesine gülmekten hala kıçım ağrıyor... En büyük hayalim bir gün bir takım yönetmesi. böylecce türk futbol tarihinin en başarısız teknik direktörü ile tanışmış olurduk ve biraz eğlenirdik.




  • Lucescunun Hürriyet gazetesindeki röportajında hıncalla ilgili kısmını aşağıya aldım:

    "Önceleri Hıncal'ı okuyordum. Sonradan futbolla ilgisi olmadığını anladım. Sadece görüntü analiz ediyor. Akılla birleştiremiyor. Derinliklere kadar inemiyor. Bunları görüyorum. Gerçek profesyoneller ortaya çıkıyor. Hıncal'ın benim için yaptığı reklama teşekkür ederim."
  • Şenol Güneşin Röportajında ise (ZAMAN GAZTeSİNDE) HINCAL ile ilgili kısmı şöyle :

    Bazı kesimlerin sizi Milli Takım antrenörlüğüne layık görmemelerinin sınıfsal bir açıklaması var mı?
    Çok sebebi olabilir. Benim üslup olarak mesafeli olmam bunlardan biridir. Ben ilişkilerimle iş bulan, ilişkilerimi kullanmayı seven biri değilim. Bazı gazetecilerle ilişkiniz varsa, size bakış farklı olabiliyor.
    Onlarla oturup kalkmadığınız için mi onca ağır eleştiriyi yaptılar?
    Evet. En yakın dediğiniz, size düşüncenizden dolayı sahip çıkan adam, bir süre sonra o tarafa geçebiliyor. Kendi şartları itibarıyla buna ihtiyaç duyuyor. İster öyle yazsın, ister ben yalnız kalayım. Ben düşüncemde zengin olmak istiyorum.
    Taşradan gelmeniz, onların İstanbullu oluşu da bir etken mi?
    Onlar ne İstanbullu, ne Türk olarak öndeler. Ama çalışmamı engellemeye çalışıyorlar. Sırf işler kötü gitsin diye gayret ettiler. Beni aşağılamak için kullanıyor geldiğim yeri. Ben evrenselim, Türkiye’yi temsil ediyorum. Ama adam benim bölgemi aşağılarsa, ben onu sahiplenmek mecburiyetindeyim. İki tip insan var: Bir, yıkanlar. İki, yapanlar. Yapanların işi zordur. Düzeyli olacağız, düzenli olacağız, çok çalışacak, planlayacak, üretecek ve başarıyı yakalayacağız. Ama yıkanlar öyle değil. Yıkılacak, kaos olacak, ondan faydalanacak. Çünkü iş kötü gittiğinde “Ben demedim mi?” diyecek. “Bununla olmaz” diyor. Bakıyor ki oluyor. Bu sefer olmaması için yazılar yazıyor, kampı karıştırıp oyuncunun kafasını bozuyor. İşler iyi gidiyor, “oldu ama o yapmadı” diyor bu sefer.
    Kıskançlık da var mı?
    Hayır çıkarcılık var. Medyadakilerin bazıları, emeklerinden daha fazla para kazanıyorlar. Düzgün çalışanlar ses getirmiyor. Kavga, gürültü, saldırı ses getiriyor. Akıl değil, duygu kullanılıyor. Kamuoyu kan görmeye alıştırılıyor. Böyle yapınca o yayın kuruluşundan aldığı para artıyor. Transfer yapanlara dikkat edin, bu üslubu göreceksiniz.
    Ama bazıları da otuz yıldır aynı köşede duruyorlar.
    Bir tane var ondan. O da köşesinde durmuyor, gazeteyi yönetiyor. Herkes onun etkisi altında.
    Sizin de düşmanlarınızı dostunuz yapmaya hiç çabanız yok.
    Hayır. Fazla yok. Üslubumu değiştirmeyeceğim.
    “İt ürür, kervan yürür” der gibisiniz.
    Düşünce belki öyle; ama onu söylemiyorum. Küçükken **** vardı bizim köylerimizde, havlardı, korkardım, geçemezdim evin önünden. Büyüdüm, yine aynı ****ler havlıyor. Baktım hiçbir şey yapmıyor. Adam çok güzel hikaye anlatıyor. Ama içeriği boş. Biz millet olarak hikayeyi severiz. Ne anladın? Hiçbir şey. Ama çok güzel anlattı! Yapılan haksızlığı millet görüyor. Ben ayrıca hakkımı aramak durumunda değilim. Çünkü onlarla savaşırsam, enerjim boşa gidecek.
    Üç dört kişilik bir çete ile mi karşı karşıyasınız?
    Ben onlara bakmıyorum. Yetiştiğimiz alan dar ve fakirdi. Ama, hayallerimiz çok büyüktü. O günden bugüne hep aldığım işi iyi yapmaya çalıştım. Bana yapılan haksızlıkların hesabını sormadım. İsyan etmedim. O gün, açken, kimse imkan vermezken, bana sahip çıkmayanlar, bugün iş iyiyken, bunun da hesabını artık bana soruyorlarsa, bunun ayıbı benim değil, ülkenin. Düzgün, kaliteli, araştırıcı, planlı, programlı, iş üreten adamlar istemiyorlar. Diyor ki “Bu anlayış seni yok edecek”. Halbuki bu düşünce onları yok edecek.
    Maçlar öncesinde Fatih Terim benzeri esip gürlemediğiniz, kendi takımınızın dev, karşınızdakinin cüce olduğunu söylemediğiniz, kendinize güvenmiyorsunuz gibi bir izlenim yarattığınız için ağır eleştirilere uğradınız.
    Ben bilginin, aklın ön planda olmasını düşünüyorum. Duyguyu bunun üzerine koyabilirsiniz. Eğer duyguyu ön plana çıkarırsanız, mantık yok olur. Fatih Hoca’nın da insana bakışının iyi olduğunu düşünüyorum, Mustafa Denizli’nin de. Tarzlarımız aynı olmayabilir. Gayet normaldir. Ben elimdeki gruba çağın gereği olarak neyi nasıl öğreteceğimi biliyorum. Daha önce de belki Fatih Hoca’nın babacan–sert tarzına ihtiyaç vardı. Anlayışlar değişebiliyor zamanla. Babam beni döverdi, niye top oynuyorsun diye. Çünkü pantolon eskirdi. Şimdi aileler çocuklarına diyor ki, futbol oynayın. Dolayısıyla Türkiye’nin dönemlerine iyi bakmak lazım. Bugün böyle, yarın daha farklı olacak.
    Hıncal Uluç’a tek bir sual sormanız gerekse soru ne olurdu?
    “Ne iş yapıyorsunuz?” diye sorardım.
    Erman Toroğlu’na ne sorardınız?
    Valla onu konuşmak istemiyorum. “Ben eleştiririm. Çünkü ben bu mesleği yaptım, kokusunu aldım” diyor. Hıncal’a veya Kazım gibi olanlara demek istiyor ki, “Siz bunların derdini bilmezsiniz”. İşi bilenin, nasıl eleştireceğini daha iyi bilmesi gerekir.
    Kazım Kanat’a nedir sualiniz?
    Onu bırak. Bunların babası, piri Hıncal Uluç’tur.
    Onun sizinle derdi ne?
    Şimdi açıklamayayım. Mahkememiz var. Bir buçuk senedir devam ediyor. Ben futbolcuyken, kampa gelip bana futbolla ilgili soru sorup, bilgi alan birisiydi. Şu tarafını takdir ediyorum ama Hıncal Uluç’un. Anlatım tarzı güzel. Kelimeleri düzgün kullanıyor. Ama hikayesinin içeriğini hiç beğenmiyorum. Medyada sıkıntı veren bu anlayışı getiren bence o. Kötüyü örnek aldılar hep. Ama öbürleri aynı üslubu yüzüne gözüne bulaştırdılar, daha saldırgan oldular. Çünkü kelimeleri kullanamıyorlar. Ayrıca ilişkileri o kadar güçlü değil. Medya içerisinde biraz daha gücü fazla Hıncal Uluç’un. Trabzonspor’dan kovulduğumda Kenan Sönmez’in yanına gittim, Sabah Gazetesi’ne. Kulüple ilgili düşüncemi anlattım. Haşmet de oradaydı. O zaman sanat yorumcusuydu galiba. Futbolla ilgisi yoktu. Sonra bir baktım beni eleştiriyor. Ula Haşmet futbolu bilmiyordun ya. Onun da düzgün yanları var. Sanatta, edebiyatta kendini geliştirmesi, anlatım tarzını güzelleştiriyor. Benim yaptıklarımı anlatsa, herhalde yüzyıl anlatır. Ama kendisinin hiç yapmadığı bir şeyi, sanki çok şeyi yapmış gibi anlatıyor. Neyse, gazetenin politikasında böyle bir saldırganlık anlayışı vardı. Bir baktım ki Hıncal Uluç, o gazeteyi hegemonyası altına almış. Çoğu onun kontrolü altında. O tarafına saygı duymak lazım. Yön verebiliyor. Ama futbolla bir ilgisi yok. Futbolun cazibesinden yararlanıp, kendi gündemini yaratıyor. Spor medyası da bu tuzağa düştü.
    90 Dakika’yı veya Erman Toroğlu’nun programını izliyor musunuz?
    Yok. Bana bir şey vermiyor ki. Kafalarında peşin hüküm var. Beni yok sayanları ben yok saymıyorum. Çünkü birlikte iş yapacağız. Bunun da tek çaresi bir araya gelmektir. Üç yıl çalıştığınız bir yerde, hiç sizinle birlikte olmayan, düşüncenizi bilmeyen bir adam sizi yorumlarsa kamuoyuna, yanlış yapmış olmaz mı?
    “Bir araya gelmemiz lazım.” diyorsunuz; ama bir kere onları yemeğe davet ettiniz mi?
    Benim işim değil. Benim basın toplantılarım, antrenmanlarım var. Herkese açık. Gelebilirlerdi. Davet de yaptım iki kez spor müdürlerine. Muhabir, yorumcu, kim varsa alın gelin dedim. Yine gelmediler. Ben şahıs olarak niye gideceğim ona? Siz bana saldırıyorsunuz. Size gelip konuşacağım! O zaman benim kişiliğim değişir.
    Şahsi olarak çağırmanızı beklediler belki.
    Kim o ya? Eğer arayıp bana bir şey sormuşsa da ilgilenmemişsem o zaman haksızlığı ben yapmışımdır. Farklı düşüncelerin olması gerektiğine inanırım. Ama fikir olmalı içinde. “Ben seni istemiyorum” diyor. Bu fikir değil ki. Hem beni yok sayıyorsun hem de beni konuşuyorsun.
    Filli Boya reklamını nasıl değerlendiriyorsunuz?
    Milli Takım’da Filli Boya. Peki Milli Takım’ın neresinde bunlar? Ama Filli Boya’da varlar. Niye? Milli Takım başarılı. Hangi katkıları var? İşin içinde hiç yoklar ki. İşte onun için diyorum ki bir, futbolun tansiyonunu yükseltmek, bir de kalitesini yükseltmek isteyenler var.
    Öcal Uluç da Hıncal Uluç’un tam tersine yazdı.
    Yazılarının iki tanesinde beni eleştirdi. Haklıydı kendi açısından. Ben haksız bir yergi kadar, haksız bir övgü de istemiyorum. 100 tane varsa medyada, bunun 95’i iyi. 5’i sıkıntı yaratıyor. Şimdi kazançlarına bakalım. Öcal mı, Hıncal mı daha çok kazanıyor? Hıncal kazanıyor. İşte sıkıntı bu. Akıl, bilgi, daha Türkiye’de yerini ve hakkını bulmadı.
    Kaç milyarlık dava açtınız?
    Para önemli değil. Toplam 25 mi, 30 mu öyle bir şey.<font size='3'><b><font color='red'>Biz göreve geldikten sonra, yazın Ümit Davala ile Arif’in bir mankenle adı geçiyor. Sekiz ay sonra Slovakya maçı var. Kamptayız, yazı çıkıyor. Niye? Kampta gerginlik olsun, Şenol gitsin. Eylülde Milli Takım antrenörlerinin toplantısı vardı İsviçre’de. Orada bizden üç tane sporcu ismi istiyorlar, “Üçü de size ait olmayacak.” diyorlar. Biz yazıp veriyoruz, üç yabancı sporcuyu. Marttaki kampta “Nasıl hoca ki, oyunculara güvenmiyor, listeye ismini koymadı” diye yazıyor bu. Yani oyunculara güvensizliğimi salacak ki, başarısız olunsun. Sırf ben başarısız olayım diye, ülkeyi batırmaya çalışan adamlar bunlar ya! Bunları konuşmaya değmez. O kadar çok işimiz var ki.</font id='red'></b></font id='size3'>




  • Ben ŞENOL GÜNEŞ in yüzüne TV de bakarken aciz ve çaresiz bir insan görüntüsü görüyorum ayrıca da inançsız.
  • 
Sayfa: 1234
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.