Şimdi Ara

Henüz açıklanamamış 10 olay (2. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
1 Misafir - 1 Masaüstü
5 sn
56
Cevap
0
Favori
2.587
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 123
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • ms500 lü yıllarda öısırda açık kalp ameliyatının yapıldığını okuyunca bayğı şaşırmıştım ama bunlarda çok şaşırtıcı payşlaşım için saol
  • bunların dogruluunu nasıl kanıtlicaz ben sahsen gormediim şeylere inanmam belki tatmin edicim bir yazı olsaydı bi nevi ama şimdi bek kafam yatmadı bunlara..
  • quote:

    benım köyümde hala insanların girmediği magralar mevcut kımsenın cesareti yok içinde gecmişte neler oldugu belli değil dağlık arazi

    ya öyle mağaralar ülkemizin her yerinde var bide işin içine halk efsaneleri girince iş çok acayipleşiyo yok bu mağarada cinler varmış yok burad ışılklar çakıyomuş falan...
  • Töbe haşa Allaha inanıyomusun yada meleklere yada havanın olduğuna inanıyomusun sanırım cvbın evettir peki bunları şahsen gördünmü ?
    quote:

    Orjinalden alıntı: JanbO

    bunların dogruluunu nasıl kanıtlicaz ben sahsen gormediim şeylere inanmam belki tatmin edicim bir yazı olsaydı bi nevi ama şimdi bek kafam yatmadı bunlara..
  • Ya arkadaşlar aramızda hiç maya varmı???
    Çünkü 1012deki felaketi ortaya atan ilk onlardır...
    Hadi 1012de felaket olucak.5. güneş dedikleri(Mayaların tabiriyle)bu göktaşı veyahut kuyruklı yıldız yada uydu nereye çarpıcak???Ve etkisi ne kadar olucak???
    Ben asıl bunları merak ediyorum...
  • Bu sorular yada olaylar her zaman kafamı kurcalamıştır.
    Bilime inanırımda bu sorular bilimin bile cevap veremediği sorular olsa gerek mesela Piri Reis'in haritası tüm dünyada bırakın cevap vermeyi bu konu hakkında mantıklı yorum bile yapan olmadı henüz " gerçi ufo'lara inananların en büyük silahı olmuş durumda ama " bir cevap bulunamadı.
    Umarım ömrüm bitmeden birkaçının cevabı bulunur.
  • quote:

    Orjinalden alıntı: Berkei_Lee

    Ya arkadaşlar aramızda hiç maya varmı???
    Çünkü 1012deki felaketi ortaya atan ilk onlardır...
    Hadi 1012de felaket olucak.5. güneş dedikleri(Mayaların tabiriyle)bu göktaşı veyahut kuyruklı yıldız yada uydu nereye çarpıcak???Ve etkisi ne kadar olucak???
    Ben asıl bunları merak ediyorum...


    Şu an için kesin bir şey söylenemiyor.Maya tablet ve yazılarından edinilen ipucların dan yola cıkılılarak daha once yakından gectiği varsayılıyo.Ve periyoduk bir hareketin tekrarı olarak tekrar yakından gecicek sanırım.Okudğum kadarıyla çarpması daha düşük bir ihtimal.Ama bir gezgenin gereğinden fazla yakınımızdan geçmesi de oldukça yeterli bir sebep yokoluş için.
  • güzel paylaşım teşekkürler
  • Iskalamış, yakınından geçmiş, geçecekmiş.. Onlar değil de beni asıl şaşırtan şey bu adamların taa kaç bin yıl önce bu tür hesaplarla uğraşmaları.
  • paylaştığın için teşekkürler
  • -hazreti süleyman rüzgara hükmeden biriydi ordusunu rüzgarla mahiyetini bilmediğimiz şekilde çok uzak mesafelere götürebiliyordu (m.ö.1000)bu ordudakilerden haritacılar bunu yukarıdan bakarak çizmişler bu haritalardan biri de piri reis in eline geçmiştir benim tahminim bu erich daniken in gökten geldi dediği kimseler de bence hz süleymanın ordusu dur ucak işaretler gökten gelenler onunla ilgildir
    -insan da gökten gelmiştir çok uzaklardan bir yerden adı da cennet
    -selamlar
  • çok ilginç olaylar bazısını ilk defa duyuyorum. teşekkürler
  • Bilgiler için sağol hepsi çok güzel
  • ilk kez duydum
  • uzaylılarla ufolarla ilgili bir program izlemiştim amerikan yapımı, tam kanalı hatırlamıyorum, işte uzaylıların dunyaya geldiklerine dair ipucularını anlatılıyordu, mısır pramidleri vs. birde piri reisin haritasını ornek olarak verdiler daha cografi keşifler olmamaışken, dunya haritası diye bir şey yokkken piri reisin bu haritayı nasıl çizebilmiş olabiceğini? buradan da olayı uzaylılara bağladılar, uzaylılarla ilgili hiçbirşey bana inandırıcı gelmiyor ama piri resin çizdiği harita çok esrarengiz. belkide bilemsel bir yol bulup dunyanın şekli ve kıtalar ın yerleşimini hesaplayan bir formul buldu kimbilir.

    wikipediadan:
    Piri Reis haritası 1960'lı yıllarda bazı bilim ötesi teorilere ilham kaynağı olmuştur. Charles Hapgood, haritada Güney Amerika'nın güney ucundan doğuya doğru olan uzantıyı, 16. yüzyılda henüz varlığı bilinmeyen Antarktika olarak yorumlamıştır. Bu kara parçasının haritada buzlu görünmemesi, Sahra çölünde ise göllerin görünmesi yüzünden Hapgood, Piri Reis'in kullandığı kaynaklar arasındaki bir haritanın, dünyanın onbin yıl önceki, ikliminin günümüzden çok farklı olduğu, bir dönemine ait olduğunu öne sürmüştür. Bu iddiaya göre Piri Reis, tarih öncesi çağlarda yaşamış bir medeniyetten kalma bir haritadan yararlanmıştır. Erich von Daniken ise Tanrıların Arabaları adlı kitabında, Piri Reis haritasındaki bazı şekil bozukluklarını açıklamak için, uzaylı bir medeniyetin uzaydan çektiği dünya fotoğraflarından yararlanılmış olduğunu iddia etmiştir.

    Ancak, bu görüşler bilimsel çevrelerderde destek bulmamışlardır. Örneğin, haritada gösterildiği biçimiyle Nijer nehrinin yatağı, Sahra'da olmuş olabilecek göllerden beslenemeyecek kadar yüksek bir irtifadadır. Haritanın pek çok ayrıntısı dünyanın uzaydan görünümüne uymacak derecede hatalıdır. Üstelik, Antarktika teorisiyle çelişkili olarak, Piri Reis'in kendisi, bir notunda haritanın alt kısmındaki kara parçası hakkındaki bilgileri rotalarından çıkıp kaybolmuş Portekizli denizcilerden aldığını, onların dediğine göre o yörenin çok sıcak olduğunu yazar.

    Haritada Güney Amerika kıyılarının doğuya doğru dönmesinin bir açıklaması, Güney Amerika'nın doğru çizilmesi halinde haritanın üzerine çizildiği kıymetli ceylan derisinde ona yer kalmayacağıdır. Bu görüşe göre Piri Reis, haritaya bir ekleme yapıp onun güzelliğini bozmaktansa Güney Amerika kıyılarını haritasının alt kısmına kaydırmıştır.


    http://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/7/70/Piri_reis_world_map_01.jpg

    piri reisin haritadaki imzası:" Bunu Kemal Reis'in biraderzadesi diye meşhur, Hacı Mehmet'in oğlu fakir Piri 919 (1513) Muharremülharamında Gelibolu şehrinde yazdı, Allah ikisini de affetsin."




  • Daha ilginci Piri Reisin bu haritayı yazdıgı yerin hemen yanındaki kilitbahir kalesi...
  • quote:

    Orjinalden alıntı: matador01

    uzaylılarla ufolarla ilgili bir program izlemiştim amerikan yapımı, tam kanalı hatırlamıyorum, işte uzaylıların dunyaya geldiklerine dair ipucularını anlatılıyordu, mısır pramidleri vs. birde piri reisin haritasını ornek olarak verdiler daha cografi keşifler olmamaışken, dunya haritası diye bir şey yokkken piri reisin bu haritayı nasıl çizebilmiş olabiceğini? buradan da olayı uzaylılara bağladılar, uzaylılarla ilgili hiçbirşey bana inandırıcı gelmiyor ama piri resin çizdiği harita çok esrarengiz. belkide bilemsel bir yol bulup dunyanın şekli ve kıtalar ın yerleşimini hesaplayan bir formul buldu kimbilir.

    wikipediadan:
    Piri Reis haritası 1960'lı yıllarda bazı bilim ötesi teorilere ilham kaynağı olmuştur. Charles Hapgood, haritada Güney Amerika'nın güney ucundan doğuya doğru olan uzantıyı, 16. yüzyılda henüz varlığı bilinmeyen Antarktika olarak yorumlamıştır. Bu kara parçasının haritada buzlu görünmemesi, Sahra çölünde ise göllerin görünmesi yüzünden Hapgood, Piri Reis'in kullandığı kaynaklar arasındaki bir haritanın, dünyanın onbin yıl önceki, ikliminin günümüzden çok farklı olduğu, bir dönemine ait olduğunu öne sürmüştür. Bu iddiaya göre Piri Reis, tarih öncesi çağlarda yaşamış bir medeniyetten kalma bir haritadan yararlanmıştır. Erich von Daniken ise Tanrıların Arabaları adlı kitabında, Piri Reis haritasındaki bazı şekil bozukluklarını açıklamak için, uzaylı bir medeniyetin uzaydan çektiği dünya fotoğraflarından yararlanılmış olduğunu iddia etmiştir.

    Ancak, bu görüşler bilimsel çevrelerderde destek bulmamışlardır. Örneğin, haritada gösterildiği biçimiyle Nijer nehrinin yatağı, Sahra'da olmuş olabilecek göllerden beslenemeyecek kadar yüksek bir irtifadadır. Haritanın pek çok ayrıntısı dünyanın uzaydan görünümüne uymacak derecede hatalıdır. Üstelik, Antarktika teorisiyle çelişkili olarak, Piri Reis'in kendisi, bir notunda haritanın alt kısmındaki kara parçası hakkındaki bilgileri rotalarından çıkıp kaybolmuş Portekizli denizcilerden aldığını, onların dediğine göre o yörenin çok sıcak olduğunu yazar.

    Haritada Güney Amerika kıyılarının doğuya doğru dönmesinin bir açıklaması, Güney Amerika'nın doğru çizilmesi halinde haritanın üzerine çizildiği kıymetli ceylan derisinde ona yer kalmayacağıdır. Bu görüşe göre Piri Reis, haritaya bir ekleme yapıp onun güzelliğini bozmaktansa Güney Amerika kıyılarını haritasının alt kısmına kaydırmıştır.


    http://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/7/70/Piri_reis_world_map_01.jpg

    piri reisin haritadaki imzası:" Bunu Kemal Reis'in biraderzadesi diye meşhur, Hacı Mehmet'in oğlu fakir Piri 919 (1513) Muharremülharamında Gelibolu şehrinde yazdı, Allah ikisini de affetsin."


    Herşeye rahmen kimsenin varlığından haberi olmadığı bir coğrafyayı çizmiş.Kısmen yanlıs olsada .. Öyle değilmi ?




  • http://fotoanaliz.hurriyet.com.tr/GaleriDetay.aspx?cid=6301&p=1&rid=4369

    Burdan resimli olarak konuyu inceleyebilirisiniz.

    Generalin tokasının saf alimünyum olmasının dışında tıpkı bir uçağa benzemeside oldukça ilginç..
  • Bunlara ek birkaç açıklanamayan olay daha:


    ESKİ MISIR 'da HAVACILIK

    1898 Yılında , Mısır'da Kuzey Sakkara'da , m.ö. 200'den kalan Pa- di-Imen'in mezar kazılarında garip kanatları olan bir cisim bulundu . O yıllarda , daha henüz uçak ve uçuculuk kavramı gelişmemişti , olsa olsa bir kuş olabilirdi .

    Cisim , Kahire Müzesine yollandı ve katologlara alındıktan sonra diğer açıklanamayan eşyaların arasında yerini alarak tozlanmaya terk edildi . 70 yıl sonra Mısırılog ve arkeolog Dr. Halil Messiha , müzedeki kuş figürleri üzerinde çalışırken , Sakkara cismi ile karşılaştı , daha ilk bakışta cismin kuş olmadığına karar verdi , önünde modern bir uçak dizaynı duruyordu .

    İşin ilginç yanı Dr. Messiha'nın , bir model uçak meraklısı olmasıydı , kısa bir çabadan sonra Mısır Kültür Bakanlığını bir araştırma yapılması için ikna etmeyi başardı . Cismin son derece hafif bir maddeden yapılmıştı , ağırlığı 14 gr.'dı ,kanat açıklığı 17.78 cm.'di ve aerodinamiği mükemmeldi . Kanatlar modern bir makette olduğu gibi , özel olarak açılmış bir deliğe monte edilmişti ve arka kuyruğu tam anlamıyla modern bir uçağa benziyordu .

    Yapılan tasarım sonucunda ortaya çıkan uçak modeli düşük hızlı bir yük uçağına benziyordu , hızı ancak saatte 45-65 mil olabilirdi ama tabiki güç kaynağının ne olduğu bilinmiyordu .

    Mükemmel bir planör olarakda düşünülebilirdi ama bu cisim 2000 yıllıktı ve planör olarak uçabilmesi için , bir jet uçağının çekişine ihtiyacı vardı . Messiha , Eski Mısırlılar'ın günlük yaşamlarında her şeyin modelini yapmaya bayıldıklarını biliyordu ; mezarların tapınakların gemilerin arbaların hizmetçilerin hayvanların ve hemen her şeyin küçük modellerini yapmışlardı .

    Sonuç olarak bir uçak modeli bulunmuştu ; Dr. Messiha şimdi çok daha öte bir hayal kuruyor ; acaba çöllerin kumlarının altında daha neler gizli? Ve Eski Mısırlılar uçuyor muydular?


    BABİLİN ŞASIRTICI PİLİ ve GÜMÜŞ KAPLAMA ÇÖMLEKLERİ

    1938 Yılında Avusturyalı Arkeolog Dr. Wilhelm Konig bir müze oluşturmaya çalışıyor ve durmaksızın kazı yapıyordu . Kazı sırasında , 15 cm yüksekliğinde parlak sarı renkte kilden yapılmış ikibin yıllık bir çömlek buldu ; çömleğin içinde bakır levhadan yapılmış 3.81 cm. çapında 5 cm. yüksekliğinde bir silindir vardı .

    Silindirin kenarları 60/40 oranında kurşun/kalay alaşımıyla kaplanmıştı ve bu oran günümüzde kullanılan en iyi orandı . Tepesinde şapka gibi duran katlanmış ve bakırın içine gömülmüş mühre benzer zift ya da asfalt bir parça veya katman görülüyordu . Bu katmanın içinden çıkan bir demir çubuk , bakır silindirin içine doğru asılı duruyordu , bakar bakmaz demir çubuğun paslanmış olduğu yani asitlendiği anlaşılıyordu . Bir mekanik uzmanı olmayan Dr. Konig bu garip cisme önce uzun uzun baktı ama fazla düşünmesine ve uzman olmasına hiç gerek yoktu çünkü kil çömlek antik pilden başka birşey olamazdı .

    Bu pil şu anda Bağdat Müzesindedir ve resmi tarihlemesi ise m.ö. 248 ile m.s. 226 arasındaki Part/Pers işgalidir yani o dönemden kaldığı bilimsel olarak kabul edilmiştir . Dr. Konig bu garip çömleğin dışında yine şu anda aynı müzede bulunan gümüş kaplı başka bakır çömlekler de bulmuştu ; tüm çömleklerin bulunduğu yer Güney Irak'taki Sümer kazılarıydı ve bu alanın arkeolojik tarihi m.ö. 2500 olarak belirlenmişti ama tutucu müzeciler inatla kendi bildikleri tarihi çömleklerin yanına yazmaktan geri kalmadılar .

    Bugün özellikle gümüş kaplı çömleklere baktığınızda , yüzeydeki parlak mavimsi rengi görebilirsiniz ; bu renk gümüşün elektro kaplama yöntemiyle bakıra kaplanması halinde ortaya çıkan karakteristik renktir . Bir an için müzecilerin haklı olduklarını kabul edelim ; öyleyse Persler , bildiğimiz en eski uygarlık olan Ortadoğu uygarlığının dışında ve ötesindeydiler çünkü pil kullanıyorlar ve elektro kaplama yapabiliyorlardı . Ya da Sümerler bunu yapıyordu ; yapan veya sahibi kim olursa olsun ; sormamız gerekmiyor mu?
    Biz neden pil yapmayı ve elektrolizi 4000 yıl sonra hatırladık? Ya diğer unuttuklarımız?


    ASHOKA SÜTUNU BİLMECESİ

    Antik bir metalürji harikası arıyorsak , Hindistan'a Delhi'ye gitmemiz yeterlidir . Çünkü Ashoka Sütunu oradadır ; boyu 23 m. çapı 40 cm. , ağırlığı 6 tondur . İşlenmiş demir şaft olan sütunun , kaynakla birleştirilmiş disklerden yapıldığı belirlenmiştir .

    Bir iddiaya göre , m.s. 413'te ölen Kral II. Chandra Grupta'nın mezar taşıdır . Böyle olsa dahi , sütunun 1500 yıldan beri aynen kaldığı ve hiç bozulmadığı gerçeği değişmeyecektir . Sütunun yüzeyi yumuşak ve prinçle kaplı izlenimini vermektedir , hava koşullarından etkilendiğini gösteren birkaç iz bu kaplama yüzeyde görülebilir . 1600yıllık süreç içerisinde , Hint yağmur ormanlarına , muson ikliminde , sert rüzgarların ve yüksek nemli ısının altında eşdeğer bir demir kütlesinin paslanıp , çürümemesini düşünmek ancak bir hayaldir .

    Demir yapımı ve paslanmaya karşı korunma teknikleri bilindiği kadarıyla ancak 5. yüzyıldan sonra geliştirilmeye başlanmıştır ama bu bilgi Ashoka Sütunun'da geçerli değildir . Bu garip sütunu yapan gizemli metalürjistler kimlerdir ve onların uygarlıklarına ne oldu ? Ve neden onlardan kalan başka bir ize ulaşamıyoruz ? Yoksa , geçmişin tarihini yazarken , atalarımızı ilkel insanlar sanıyor ve saçmalıyor muyuz?


    ANTİKYTHERA'da BULUNAN YILDIZ HESAP MAKİNESİ

    1900 Yılında Paskalya'dan birkaç gün önce , Yunanlı bir grup sünger avcısı , Antikyhera adlı küçük bir adanın yakınında su altına dalış yaparken , antik bir geminin kalıntılarına rastladılar .

    Kalıntıların arasında m.ö. 50 yılından kalma bronz ve mermer heykeller vardı , dalgıçlar bunları çıkarmaya çalışırken şekilsiz garip bir cisme rastladılar , bu cisim sonradan incelenmek üzere Atina Müzesine yollandı . Sonrası malum , cisim temizlendi ve çürümüş bronz ve tahta kalıntılarının arasında modern bir saatin dişli çarklarına benzeyen dişliler bulundu .

    1958'de Dr. Derek J. de Solla Price , uzun bir çelışma sonucunda cismin bir taslağını yaptı , bu bir makinaydı . Dişlilerin çalışması sonucunda Ay'ın ve Güneş'in hareketleri hesaplanabiliyordu .

    Bir saat değildi ama bir tür hesap makinesiydi ama en önemlisi yıldızların geçmişteki ve gelecekteki konumlarını gösteriyordu . Büyük olasılıkla Antikyhera aygıtı , Eski Yunan'ın çok öncesinde yapılmıştı ; gizem hala çözülmüş değil ; aygıt müzede duruyor ve bir benzerine hala rastlanmadı . Göksel Hesap Makinesini yapanların kimliğini şu ana kadar öğrenmiş değiliz. Kimdi onlar?



    ALINTIDIR



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi _SoundofSilence_ -- 30 Eylül 2007; 12:20:01 >




  • benim en fazla pil dikkatimi çekiyor pil varda nasıl bi aleti çalıştırmak için kullanım alanı ne
  • 
Sayfa: önceki 123
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.