Şimdi Ara

Hayatınızı başarısız kılan en önemli etmen: Utangaçlık [Birbirimize destek oluyoruz] (9. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
224
Cevap
15
Favori
7.109
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
54 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 7891011
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • quote:

    Orijinalden alıntı: TurtleTut

    Benim bu konuda çok farklı bir sıkıntım var. Topluluk önünde konuşma-sunum yapma !

    "insan beyni doğduğunuz andan itibaren çalışır ve bir topluluk önünde konuşana kadar durmaz." - sir george jessel

    Güzel bir arkadaş çevresine, kızı-erkeği ayırt etmeksizin sohbetine, kızlar konusunda bayağı bir tecrübeye ve girişkenliğe sahibim, uzun süredir düzenli ve kusursuza yakın bir ilişkim var...

    Ancak okuduğum bölümden ötürü sürekli sunum yapmamız gerekiyor ve 100-150 kişinin önünde ben bildiğin ben olmaktan çıkıyorum. İçime cin kaçıyor. Kas katı kesiliyorum. O boru gibi testosteron kokan sesim oluyor cızırdama, titremelerle sarsılıyor.

    Günlük yaşantımda ve çevrem içerisinde ağır-kültürlü-lider-güçlü kimlikli bir insanım ve o şekilde çok fazla lanse ediliyorum. Bir başkası bir şey yapınca gülünüp geçiliyor ama ben yapınca beklenti tavan oluyor. Herkesin farklı bir beklentisi (sevenin-kıskananın) anında karşıma çıkıyor.

    Çok şükür bu güne kadar ailemde dahil bu beklentileri besleyenlere karşı kendimi ispatladım(belkide buna çok fazla yoğunlaştığım için bu konuda bu haldeyim) ancak mevut bölümde "sunum hazırla, ezberle, işin içini süsle püsle ve senden beklenen gibi yap" kısmında tökezliyor ve büyük korkular besliyorum.

    Dil yabancı olunca (bölüm ingiliz dili edebiyatı) konularda ağır olunca, doğaçlama yapmak ve sunumu doğal bir şekilde sunmak zorlaşıyor. Zart diye hoca birden en kıl yerden kelimenizi cımbızla çekip size sataşıyor, sıkıştırmaya çalışıyor, en kral sunan adama dahi eleştiri getiriyor ve sürekli daha iyisini istiyor. Bunu da o 150 kişinin içinde ifade ediyor.

    Gerek kişiliğim, gerek hocayı sevmeyişim, gerek dersi sevmeyişim, gerekse ezberimin iyi olmayışı üzere birde o eleştirilere katlanamayacak olmam beni dahada geri çekiyor.

    Peotry gibi ana bir derste adam kıçını kaldırmıyor ve en arkaya geçip millete sunum yaptırtıp kalemini sallayıp duruyor. Dolayısı ile işi tam olarak kabullenmeme, sürekli hocayı zihnimde sorgulama da söz konusu.

    Uzattım, kusura kalınmasın; neticede topluluk önünde konuşma korkusunu yenmiş olan yada bu konuda bilgili olan arkadaşlardan tavsiye-yardım almayı çok isterim.

    İyi forumlar, saygılarımla, sevgilerimle.

    Kendinize hep iyi şeyler söyleyin. Başaracağınıza inanın.



    Ayrıca hoca vs. size çelme takan kişileri umursamayın bu konuda. Düşündükçe moralinizi bozar. Siz yapmanız gerekeni yapın hocanın karşısında ve işiniz bitince aklınızdan uçurun.

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: halemo_96

    Utangaclik genelde cocuklukta yasadigimiz olaylarin ruhumuzda actigi yaralardan kaynaklaniyor; bu yaralari deprestiren her olay karsisinda utangacligimiz tutuyor. Bunun ustesinden gelmek icin de tedavi gormenizi oneririm, cunku bu yaralari bir nebze de olsa rahatlatabilmek icin o yarayi acan anıya geri donmek gerekiyor. Ve maalesef genelde bu anılar kendi kendinize ulasabileceginiz kadar yuzeysel olmuyor. Bu nedenle de isinin ehlinden yardim almak en iyisi.

    Çocuklukla ilgisi olduğu doğru bana kalırsa, ama tedavi falan son çare olarak görülmeli bence. Ne bileyim o kadar para bayılmak, insanı robotlaştıran ilaçlar kullanmak gerekli değil çok da bence. Bence ilk olarak yaşadığımız kötü anılara savaş açmak ve yok etmeye çalışmak yerine kabullenip umursamayarak yola devam etmek daha mantıklı.

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: By_Coder

    Canınızı acıtacak çok büyük bir olay yaşadığınızda o utangaçlık gidecek. Çünkü daha kötü ne olabilir ki diye düşünecek ve daha rahat yaşayacaksınız hayatı. En azından ben böyle geçtim bu süreci.

    Birsürü yolu var, ancak böyle bir yöntem de insana çok fena koyar. Daha dertsiz yolları vardır mutlaka.

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: hedefsınıföğretmenliği

    Siz siz olun sakın platonik olarak sevmeyin en önemlisi bunu o kişiye söylemeyin benim gibi üzülürsünüz zalımın çocuğu üzdü beni üstünede engel attı

    Hocam öyle gelip de çat diye ben seni seviyorum derseniz tabii ki de olmaz. Önce sağlam bir ilişki kurup temelini atmak lazım.

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: eddy

    Çevirin doğru sayılır dostum. "Utangaçlık gereksiz bir duygudur"

    Demem o ki topluluğunuzu yabancılar da desteklemekte hatta bu konuda dillerine yerleşmiş bir söz bile var. Lakin durum şuradan ters bizim kültürümüzde utanç çoğu zaman erdem kabul edilir. Utanmaz kelimesi ağır bir hakaret sözcüğüdür, ar damarı diye asla çatlamaması gereken bir damarımız vardır. Yani utanma yüz yıllardır o sözdeki gibi gereksiz değil, önemli bir duygudur bizde.

    Bu tip yanlış zihniyetli kişileri umursamamak lazım, doğru olan neyse onu yapmalı.

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: TurtleTut

    Öncelikle cevabınız için çok teşekkür ederim. Çok büyük bir egom yok -her insanda olduğu kadar- ama tepkileri kesinlikle önemsiyorum. Bu konuda tespitiniz doğru.

    Bahsini ettiğiniz sonucu zamanında bende düşündüm ve gördüm -ki neredeyse her sunum yapmaya çıkan "ay kusurabakmayın çok heyecanlandım-bu tür durumlarda çok sıkılıyorum-hocam ölmek üzereyim bana geldiler vs vs" gibi yer yer komik ama gerçek tepkileri sayılamayacak kadar fazla verince, bu mevzu kanıtları ile dahada pekişti.

    Ama sıkıntı şurada işte o heyecanı sevmiyorum, katlanamıyorum, dayanamıyorum, canımdan can gidiyor. Yani kalbim öyle atmaya başladığı anda hayat benden gidiyor. İstemiyorum bedenim o hale bürünmesini, çok yabancı geliyor, çok itici geliyor. Nasıl desem nefesinizi tuttuğunuzda ciğerlerinize dolan acının bir benzeri gibi. Kimse istemez, isteyemez. Bunun için Dideral alacaktım ilaç olarak hatta.

    Sizde çok güzel demişsiniz, çişiniz gelir ama kontrol altında tutmaya çalışırsınız. İşte ben o çiş olmasın istiyorum. Çiş burada bariz bir ihtiyaç olabilir ama o heyecan orada fazlalık-yük ve düşman konumunda.

    Yani çiş benim hayatımı devam ettirebilmem için gerekliyken, o heyecan tam aksine benim hayatımı kötü yönde etkilemek (belki kalp krizi belki bayılıp düşme vs vs gibi saçma derecelere kadar) adına orada. Dolayısı ile her şeyi bizi daha ileriye taşımak ve hayatımızı en iyi-uzun şekilde idame ettirmeye yöneltmek üzere evrimleşmiş bir beden-beyin neden bunu ortadan kaldırmaz hatta salgılayıcısı konumunda olur ?

    Köpekten kaçmıyor, hırsızla dövüşmüyorum ki o adrenalin her santimetremi doldursun. Neden yani ? Müthiş derecede rahatsız edici bir durum değil mi ? Zihnim bunu neden ayırt edemiyor. Bana faydalı olanı seçemiyor. Zira o heyecan ve adrenalin bana zarar vermek dışında hiçbir şeye hizmet etmiyor. Ve sizinde belirttiğiniz gibi kaçınılmaz olması, bundan kurtulamayacak olmak, hele ki benimki gibi bir ortamda

    Yazdıklarım ne kadar mantıklı yada kendimi ne kadar iyi ifade edebiliyorum bilmiyorum. Kusuruma bakmayın o yüzden, değerli vaktiniz içinde teşekkür ederim.



    Hocam yok etmeye değil kontrol altına almaya çalışmalısınız işte siz de yazmışsınız zaten.

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: pekbiumursanmaz

    Eğer ki yüzümün kızarması ve alev almasını engelleyecek bir şey varsa utangaçlık sorunum yok. Anlamıyorum karşıdakine belki ilgi bile duymuyorum bazen kıpkırmızı oluyorum hatta ilgi duyduğum biriyse kızarmıyorum, direkt morarıyorum

    Belli ki siz de baya çekmişsiniz bu durumdan. Siz de artık kurtuluş için çabalayın.

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Yigido59


    quote:

    Orijinalden alıntı: pekbiumursanmaz

    Eğer ki yüzümün kızarması ve alev almasını engelleyecek bir şey varsa utangaçlık sorunum yok. Anlamıyorum karşıdakine belki ilgi bile duymuyorum bazen kıpkırmızı oluyorum hatta ilgi duyduğum biriyse kızarmıyorum, direkt morarıyorum

    Belli ki siz de baya çekmişsiniz bu durumdan. Siz de artık kurtuluş için çabalayın.

    yok ben konusuyorum rahatça yüzümün gözümün kızarmasına aldırmıyorum sadece cidden ilgi duydugum biri olursa çok kızardığım için biraz çekiniyorum.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: pekbiumursanmaz


    quote:

    Orijinalden alıntı: Yigido59


    quote:

    Orijinalden alıntı: pekbiumursanmaz

    Eğer ki yüzümün kızarması ve alev almasını engelleyecek bir şey varsa utangaçlık sorunum yok. Anlamıyorum karşıdakine belki ilgi bile duymuyorum bazen kıpkırmızı oluyorum hatta ilgi duyduğum biriyse kızarmıyorum, direkt morarıyorum

    Belli ki siz de baya çekmişsiniz bu durumdan. Siz de artık kurtuluş için çabalayın.

    yok ben konusuyorum rahatça yüzümün gözümün kızarmasına aldırmıyorum sadece cidden ilgi duydugum biri olursa çok kızardığım için biraz çekiniyorum.

    Az da olsa bir şey var o zaman sizde birazcık zorlansanız bile rahatça konuşabiliyorsanız yine isteğe bağlı olarak bir uğraş içerisine girebilirsiniz. Ama utangaçlık olmamasına rağmen yüzünüz şekilden şekile giriyorsa çok garip bir durum. Bir doktora falan mı gitseniz?

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >




  • Dostum sevmeye çalış öyle senin algıladığın gibi kötü bir şey değil, sevmeyi kontrol etmeyi başarırsan gerçekten sana güç verir, dinamizm kazandırır ciddi söylüyorum ilerde hoşuna gitmeye başlıyor.

    "ay kusurabakmayın çok heyecanlandım-bu tür durumlarda çok sıkılıyorum-hocam ölmek üzereyim bana geldiler vs vs" bak bu cümlelerle kesinlikle sunuma başlanmaz, kendinden emin olmalısın sen sunuyorsun, yönetici sensin. Kimse kendine güvenmeyen bir sunucuyu dinlemek istemez. Kendine güvenli ol, çekinme, utanma, büyük büyük el hareketleri yap, basit ve kısa cümleler kur, asla sahnede geri adım atma. Heyecanını sevmeyi dene, onu güce dönüştürmeye çalış, sahne senin showunu yap. May the force be with you




  • quote:

    Orijinalden alıntı: pekbiumursanmaz

    Eğer ki yüzümün kızarması ve alev almasını engelleyecek bir şey varsa utangaçlık sorunum yok. Anlamıyorum karşıdakine belki ilgi bile duymuyorum bazen kıpkırmızı oluyorum hatta ilgi duyduğum biriyse kızarmıyorum, direkt morarıyorum

    Gel bi sarılalım bende de aynı sıkıntı var yav utanmıyorum sıkılmıyorum ama bi bakmışım yüzüm kızarmış sırf yüzüm kızardığı için utanıyorum sonra

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: eddy

    Dostum sevmeye çalış öyle senin algıladığın gibi kötü bir şey değil, sevmeyi kontrol etmeyi başarırsan gerçekten sana güç verir, dinamizm kazandırır ciddi söylüyorum ilerde hoşuna gitmeye başlıyor.

    "ay kusurabakmayın çok heyecanlandım-bu tür durumlarda çok sıkılıyorum-hocam ölmek üzereyim bana geldiler vs vs" bak bu cümlelerle kesinlikle sunuma başlanmaz, kendinden emin olmalısın sen sunuyorsun, yönetici sensin. Kimse kendine güvenmeyen bir sunucuyu dinlemek istemez. Kendine güvenli ol, çekinme, utanma, büyük büyük el hareketleri yap, basit ve kısa cümleler kur, asla sahnede geri adım atma. Heyecanını sevmeyi dene, onu güce dönüştürmeye çalış, sahne senin showunu yap. May the force be with you

    Katılıyorum hocam.

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: SebnemFerahHayranı

    Ben daha 1 aydır falan hoşlanıyorum gittim açtım duygularımı.Red yedim ama en azından içim rahatladı.Içinize atmayın böyle şeyleri yoksa olan size olur.

    Iyi yapmissiniz hocam en azindan icinizde kalmamis

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: aslan168

    Hocam peki bi kiza sevdiğimi söyleyip beni sevmediğini öğrenip o kizla konuşmayı 1 yil kesip sonra tekrar konusmaya başlamışsak bu is bi yerlere varir mi

    Hocam siz kendinize guvenin hayirlisiysa olur

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Bahsettiğiniz olay sosyal anksiyete bozukluğu ve tedavisi için önerilere açığım

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Fenerlico

    Bahsettiğiniz olay sosyal anksiyete bozukluğu ve tedavisi için önerilere açığım

    Hocam baya bir mesaj yazdık bu konu hakkında, inceleyin bir ne yapmanız gerektiğine siz karar verin.

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • unicef iyi niyet elçisi U kullanıcısına yanıt

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • Utangaçlık kötü değildir ama olması gereken yerde var olmazsa işte o zaman gerçekten kaybedenlerden olursunuz.
    Nötr olun.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: kty28

    Utangaçlık kötü değildir ama olması gereken yerde var olmazsa işte o zaman gerçekten kaybedenlerden olursunuz.
    Nötr olun.

    Her şeyi utangaçlığın sıfır olması ile %100 açık olarak belirtmek de elbette kötüdür, ancak bir o kadar da gereğinden fazla olması iyi değildir. Ben şahsen o fazlalığı almaya çalışıyorum.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi BrightSilence -- 20 Kasım 2017; 14:18:54 >
    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • Gençler utangaçlık yoktan varolmaz, genetik bir bozukluk değil, utangaç olmasanız orda burda rezil olursunuz, örneğin çirkin birinin güzel kıza utangaçlığı iyidir, rezil etmezsiniz kendinizi, haliyle gidip açılarak düzeltemezsiniz bunu, fiziksel olarak değişmeniz lazım, kökünden halletmeniz, yoksa bugün yensen nolur, yarın yine vururlar yerden yere, ilk adım sorunu kabullenmek, kabullenmeden düzeltmeye çalışmayın.
  • 
Sayfa: önceki 7891011
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.