Şimdi Ara

🔥 Dolar 32,21 - Euro 34,68 - Altın 2.435 | 11 NİSAN🔥 (1469. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: babacula , babacula Daha Az
2 Kayıtlı Üye (1 Mobil) ve 12 Misafir - 13 Masaüstü1 Mobil
5 sn
236.800
Cevap
1.164
Favori
11.850.309
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
1149 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 14671468146914701471
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Eğer bu şekilde üretimimiz olmazsa, daha doğrusu her şey dışarıya bağımlı olduğu sürece dolar dört lira da olur beş liraya da çıkar.
    Malesef biz tüketim toplumu olmuşuz. Günümüzde her şeyimiz yabancılara peşkeş çekilmiş durumda.
    Yap işlet devret modeliyle yapılan köprü tünel yol gibi nesnelerden yılda yeteri kadar araç geçmezse cebimizden, daha doğrusu hazinemizden çıkan paralar bile dövizi yükseltmeye yeteri kadar sebep oluyor zaten.
    Buna karşılık bizim elimizde ne var? Tarım ve hayvancılık. Ancak eğer buğdayı bile dışarıdan alıyorsak bu işte bir sıkıntı var demektir.
    Anadolu coğrafyası aslında bütün dünyayı doyuracak kadar zengin olmasına rağmen toprakları ekilip biçilmiyorsa ya da yeteri kadar tarım yapılmıyorsa bizim paramızın yabancı paralara karşı pul sıfatına düşmesi kaçınılmazdır.
    Buna örnek olarak da geçenlerde kamuoyuna düşen haberde şeker fabrikalarının emmarigalılara yok pahasına satılması söylentisi bile bizim dışa bağımlılığımızı iyice ortaya koymakta değil midir?
    Bu bile yıllardır süregelen yanlış siyasetin sonuçlarındandır.

    Bu bilgiler yanlış diyeceklere veya konuyu saptıracağımı düşünenlere cevabım şudur:
    Şahsi olarak hiç çalışmasak ve havadan geçinmeye alışmış olsak ya da borçlarla yaşasak günün birinde sıfırı tüketmez miyiz?

    Eskilerin bir lâfı vardır:
    "İtimadı lütuf sanıp borca sarılma, bir gün istenecektir sonra darılma."
    Doların günümüzdeki parayla dört liraya veya eski paramızla dörtmilyon liraya ulaşmasında temel neden bizim adam gibi bir üretim yapamamamızdadır.




  • Stand Alone kullanıcısına yanıt
    Tr'de yaşasa evet.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Her şeye zam geliyor geçen benzine zam geldi süt ürünlerine zam geldi. Devlet bunu engellemek yerine maalesef medyayı susturmaya çalışıyor kanal d ve hürriyet gazetesi satın alındı biliyorsunuz. Bu derece bir krizdeyiz ama başbakan çıkmış hala e devleti yenilemişler bunu anlatıyor. Televizyon susturuldu rtük'ün internette yeni söz sahibi olması ile birlikte internetin gücü de engellenecek,susturulacak. Artık kötü haberleri görmeyeceğiz yerine sadece Türkiye süper güç oldu tarzı haberleri göreceğiz.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi marselinyo -- 29 Mart 2018; 4:12:2 >
    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: marselinyo

    Her şeye zam geliyor geçen benzine zam geldi süt ürünlerine zam geldi. Devlet bunu engellemek yerine maalesef medyayı susturmaya çalışıyor kanal d ve hürriyet gazetesi satın alındı biliyorsunuz. Bu derece bir krizdeyiz ama başbakan çıkmış hala e devleti yenilemişler bunu anlatıyor. Televizyon susturuldu rtük'ün internette yeni söz sahibi olması ile birlikte internetin gücü de engellenecek,susturulacak. Artık kötü haberleri görmeyeceğiz yerine sadece Türkiye süper güç oldu tarzı haberleri göreceğiz.

    Seçim öncesi muhalif bir kaş, göz hareketine bile tahammül edilmeyeceğini düşünüyorum.

    "Ya padişahım çok yaşa" diyeceksin, ya da susacaksın.

    Eğer %50'yi yakalamış olsalardı "ben bu basın işine nereden girdim patron" diye ağlayan Demirören'in kucağına bırakmazlardı Doğan holdingi, eğer geçmiş olsalardı RTÜK'ün internete müdahale yasası çıkmazdı.

    İsterse ekonomi tarumar olsun, Erdoğan çıkar ekonomiden sorumlu bakanı suçlar, başbakanı değiştirir, kendisinin "benim alanım ekonomi ben anlarım ekonomiden" sözlerini unutur hiçbir şey olmamış gibi yoluna devam eder. Vatandaşta mutmain olur "demek bunlarmış ekonomiyi yönetemeyen" derler.

    Örnek ister misiniz ? Nerede Kürt açılımını sırtlayan AKP'li politikacılar ? Dolmabahçe'de mutabakat imzalayan Yalçın Akdoğan'a ne oldu, hiç görünüyor mu ?




  • Doların artması iyi birşey , Türkiye'yi rekabetçi yapııyor.Alım gücümüzde çok yükseldiği için 6 bile olsa dolar vatandaşı etkilemez.6 dan sonra etkileyebilir.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi strong mind strong body -- 29 Mart 2018; 5:6:7 >
  • 24 Mart 2018 Cumartesi

    TL Niçin Negatif Ayrışıyor?

    Yanıtlanması Gereken Sorular ve Uygulanacak Analiz Yöntemi

    Bir kurum ya da ülkenin bir göstergesinin belirli bir zaman diliminde aynı grupta kabul edilen kurum ya da ülkelerin aynı göstergesine göre olumsuz bir gelişim göstermesine negatif ayrışma, olumlu bir gelişim göstermesine ise pozitif ayrışma diyoruz. Bu deyimler, ekonomi ve finans alanlarında daha çok para birimlerinin Dolar karşısındaki durumunu açıklamak için kullanılıyor.



    TL’nin benzer ekonomilerin paralarından negatif olarak ayrıştığını herhangi bir inceleme, derin bir değerlendirme yapmadan gözlemlemek mümkün. Buna karşılık bu konudaki gözlemimizi bilimsel bir temele oturtmak istiyorsak şu soruyu yanıtlamamız gerekiyor: TL gerçekten kalıcı biçimde negatif olarak ayrışıyor mu yoksa bu geçici bir olgu mu? Bu soruya bağlı olarak bir başka soruyu daha yanıtlamamız gerekiyor: Eğer TL’nin negatif ayrışması söz konusuysa bu ayrışma ne boyutta? Eğer böyle bir ayrışmanın varlığına tanık olmuşsak o zaman şu soruyu da yanıtlamamız gerekiyor: TL’nin negatif ayrışmasının nedeni ne?



    Bu soruları yanıtlarken Ekonomide Analiz kitabımda anlattığım ‘olay yeri incelemesi benzeri veri analizini’ ve tüme varım ve tümden gelim yöntemlerinin karması olan ‘akıl yürütme yöntemini’ kullanacağım.



    Yanıtlamamız Gereken İlk Soru: TL Negatif Olarak Ayrışıyor mu?

    Bunu anlayabilmek için en anlamlı karşılaştırmayı Türkiye’nin de aralarında yer aldığı kırılgan beşli diye anılan ülkelerin para birimleriyle yapabiliriz. Başlangıç noktası olarak Bernanke’nin Fed’in tahvil alımlarını yılsonuna doğru tedrici olarak azaltacağı ve sonlandıracağı açıklamasını yaptığı tarih olan 22 Mayıs 2013 tarihini alacağız. Bu tarihten sonra özellikle dış finansman ihtiyacı yüksek olan ekonomilerin para birimlerinin Dolar karşısında sürekli değer kaybettiği bir döneme girildi.



    Aşağıdaki tablo kırılgan beşlinin para birimlerinin Dolar karşısında 22 Mayıs 2013’den bugüne kadar yaşadığı değişimi sergiliyor.



    22.05.2013

    23.03.2018

    Fark

    Brezilya (Real)

    2,0111

    3,3123

    -65

    Endonezya (Rupiah)

    9,705

    13,7815

    -42

    G. Afrika (Rand)

    9,404

    11,7473

    -25

    Hindistan (Rupee)

    54,885

    65,0125

    -18

    Türkiye (TL)

    1,8495

    3,9829

    -115

    TL Hariç Ortalama

    -38

    Kaynak:https://www.bloomberg.com/markets/currencies



    Tablo, bize kırılgan beşlinin para birimleri arasında son beş yılda Dolara karşı en fazla değer kaybedenin TL olduğunu gösteriyor. Değer kayıplarına TL’yi hariç tutarak baktığımızda bu beş yılda ortalama değer kaybının yüzde 38 olduğunu görüyoruz.



    Buna göre ilk sorunun yanıtı şu: TL, benzer ülke paralarına göre negatif ayrışıyor. Buna bağlı olan TL’nin hangi boyutta negatif ayrıştığı sorusunun yanıtı da yine tablodan çıkıyor: TL, benzer ekonomilerin para birimlerinin ortalamasından 3 kat daha yüksek bir oranda negatif ayrışmış durumda bulunuyor.



    Beş yıllık sürede görünüm böyle. Bir de daha kısa süreli bir tablo yapalım ve son bir haftada olup bitenlere bakalım. Böylece TL’nin negatif ayrışma durumunda iyiye gidiş var mı yok mu onu analiz edelim.



    19.03.2018

    23.03.2018

    Fark

    Brezilya (Real)

    3,2867

    3,3123

    -0,8

    Endonezya (Rupiah)

    13,765

    13,7815

    -0,1

    G. Afrika (Rand)

    12,0176

    11,7473

    2,2

    Hindistan (Rupee)

    65,18

    65,0125

    0,3

    Türkiye (TL)

    3,9363

    3,9829

    -1,2

    TL Hariç Ortalama

    -0,4

    Kaynak:https://www.bloomberg.com/markets/currencies



    Geçtiğimiz haftayı gösteren yukarıdaki tabloda TL’nin, son bir haftada Dolara karşı en fazla değer kaybeden para birimi olduğu görülüyor. Bu da bize TL’nin son dönemde de negatif ayrışmaya devam ettiğini yani durumda bir değişiklik olmadığını ortaya koyuyor.



    Yanıtlamamız Gereken İkinci Soru: TL’nin Negatif Ayrışmasının Nedeni Ne?

    Yukarıda TL’nin son beş yılda ve son haftada yani hem uzun hem de kısa vadede aynı kategoride yer aldığı ülkelerin para birimlerinden negatif olarak ayrıştığını verilere dayanarak ortaya koyduk. Burada bu kez bu negatif ayrışmanın nedenini arayacağız. Bunu yapabilmek için yine veri analizi çerçevesinde bu beş ekonominin makroekonomik göstergelerine bakacağız. Burada hangi makroekonomik göstergelere bakmamız gerektiğini belirlerken paranın dış değerini en çok etkileyen göstergeleri seçmemiz gerekiyor. Bu açıdan baktığımızda paranın iç değerini belirleyen enflasyon oranı, paranın dış değerini belirleyen cari açığın GSYH’ye oranı (CA/GSYH), Merkez Bankasının sahip olduğu rezervlerin miktarı ve dış borçların GSYH’ye oranı öne çıkan göstergeler oluyor.



    Aşağıdaki tablo bu saydığımız göstergeleri kırılgan beşli ülkelerinde 2013 - 2018 itibariyle ele alıp karşılaştırmayı amaçlıyor.



    Enflasyon

    CA/GSYH

    MB Rezervleri

    Dış Borç /

    Ülke

    Tarih

    (%)

    (%)

    Milyar USD

    GSYH (%)

    Brezilya

    2013

    6,20

    -3,0

    359

    20



    Mart 2018

    2,84

    -1,3

    381

    27

    Endonezya

    2013

    6,40

    -3,2

    99

    29



    Mart 2018

    3,18

    -1,9

    130

    35

    G. Afrika

    2014

    5,80

    -5,9

    49

    37



    Mart 2018

    4,40

    -2,7

    51

    54

    Hindistan

    2013

    9,40

    -1,7

    298

    24



    Mart 2018

    4,44

    -2,0

    421

    21

    Türkiye

    2013

    7,40

    -6,7

    131

    41



    Mart 2018

    10,26

    -5,4

    115

    52

    Kaynaklar: The Economist, Trading Economics, Knoema.



    Bu tabloya göre 2013 yılı sonundan 2018 yılı Mart ayına kadar Türkiye dışındaki 4 ekonomide enflasyon düşerken Türkiye’de yükselmiş. Hindistan dışında kırılgan beşlinin tamamı cari açık/GSYH oranlarını düşürmeyi başarmış. Hindistan’da artış görülüyor. Buna karşılık Türkiye dışındaki ekonomilerin hepsinin cari açığı yüzde 3’ün altında iken Türkiye, düşürmüş göründüğü halde hala yüzde 5’in üzerinde cari açığa sahip bulunuyor. Türkiye dışındaki ekonomiler Merkez Bankası rezervlerini artırmayı başarırken Türkiye’nin Merkez Bankası rezervlerinde azalma ortaya çıkmış. Dış borçların GSYH’ya oranı, Hindistan dışında kalan bütün ekonomilerde artmış.



    Özetle söylemek gerekirse Türkiye ekonomisi, paranın dış değerini belirleyecek hiçbir göstergede öteki 4 ekonomiye karşı bir üstünlük yaratamamış görünüyor. Öyle olunca da dışarıda oluşan en ufak bir olumsuzlukta bütün bu ekonomilerin paraları Dolara karşı değer kaybederken en fazla kaybeden yani negatif ayrışan TL oluyor.



    Çelişkili Bir Sonuç

    Eldeki verilere göre yapılan tahminler Türkiye’nin 2017 yılında potansiyel büyümesinin oldukça üzerinde bir büyüme oranına (yüzde 7 – 7,5 arası) ulaşacağını ortaya koyuyor. Birçok kişinin beklentisi bu kadar yüksek bir büyüme oranının TL’nin pozitif ayrışmasına yol açacağı şeklindeydi. Oysa tam tersine büyüme oranının yüksekliği bu kırılganlığı azaltan değil artıran bir gelişmeye işaret ediyor. Çünkü Türkiye ekonomisi, potansiyel büyüme oranının (yüzde 5 olarak kabul ediyoruz) üzerinde büyümeye zorlandığında, parasına değer kaybettiren bütün göstergeleri de zorlamış oluyor. Bir başka ifadeyle yüksek büyümenin maliyeti yükselen enflasyon, artan cari açık, azalan merkez bankası rezervleri ve yükselen dış borç yükü olarak karşımıza çıkıyor.



    Herkes yüksek büyüme oranının başarısını konuşurken, iktisatçılar, bozgunculukla damgalanmayı göze alarak, hep o eski soruyu sormak durumunda kalıyorlar: “Ne pahasına?”



    Mahfi Eğilmez zaman: Cumartesi, Mart 24, 2018

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >








  • 1.5 dolar evet

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Yeni hedef artık 5. Hayırlısı olsun.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: ***Leopard***

    Tr'de yaşasa evet.

    Gelir belki. 🙄

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Deadwood

    Borsa rekor kırıyordu hadi kurtarsın bizi




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi _GRKM_ -- 29 Mart 2018; 16:29:9 >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: _GRKM_


    quote:

    Orijinalden alıntı: Deadwood

    Borsa rekor kırıyordu hadi kurtarsın bizi



    Allahın izni ile hiçbir yabancı para birimi karşımızda duramaz.Bizimde Allahımız var be.Böyle böyle düşecek işte.Güzel günler yakın.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi strong mind strong body -- 29 Mart 2018; 16:15:47 >




  • turk lirasi bazinda %7.4 buyuyen ekonomi, dolar bazinda %1.5 kuculmustur. bir onceki sene 863 milyar dolan gerceklesen gsmh, bu sene 851 milyar dolara gerilemistir. \

    dahasi "buyuyen turkiye'nin" lider sektoru yine hizmet sektorudur. bence onemini nedense goz ardi edilen tarim sadece %4.7 olurken hizmet sektoru bunun iki katindan fazla buyuyerek %10.7 buyumustur.

    bunun da otesinde bu buyume rakaminin icinde hukumetin kredi garanti fonu kapsaminda kullandirdigi 200 milyar dolarlik tesvik ve kaynaklar vardir. dolayisiyla buyume surdurulebilir olmaktan uzaktir.

    kisacasi buyume ve gelismeye tekabul etmiyor. turkiye, bu sene de endustrisini yapisal olarak degistirememis ve ihracat ve ithalat arasindaki makasi (dusen kura ragmen) kapatamamistir. 2017 senesinde, ihracatin ithalati karsilama orani %67'dir (bu oran 2015 senesinde %75'e kadar cikmistir).

    bu veriler isiginda siz mutlu olabilirsiniz. ve hatta reis bizi ilk 10 ekonomiye sok diye de naralar atabilirsiniz. ama gercek baska bir seyi isaret ediyor sanki. 2018'de buyume orani %4 olarak gozukuyor. bu cumhuriyet donemi buyume ortalamasinin altinda kalacak bir rakam. dolayisiyla issizlik artacak gibi. %11'in ustunu gormemiz muhtemel. bunun yanisira doviz kurundan da kaynakli bir enflasyon artisi ve ihracatta yasanacak problemler (turkiye ne yazik ki ithalat yapamadan bir cok seyi ihrac da edemiyor, yapisal baska bir problem) bizi neseli gunler beklemedigini gosteriyor.


    alıntı




  • Benim de Allahım var. Akıl vermiş kullan diye, toprak vermiş ek diye, su vermiş iç diye. Emretmiş benimle arana kimseyi sokma diye. Emretmiş oku diye. Emretmiş kula kul olma diye. Emretmiş huzuruma kul hakkıyla gelme diye. Anlayana sivrisinek saz...

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • Milletin neye inanip neye inanmadigina kafa(!) yoranlar oldugu surece 4 de olur 14 de olur dolar. Aferin, kendince inandin ya memleketi de dunyayi da kurtarirsin artik.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Illusive Man kullanıcısına yanıt
    Olay 2 tane fazla domates almakta. Almanya'da domatesin kilosu Berlin'de 4 euro falan yaklaşık. Biraz pahalıya gidersen 6-7 euro da bulursun. Türkiye'nin Anadolu şehirlerinde 1 liraya falan düştüğü oluyor ya işte
  • Kurt Knispel kullanıcısına yanıt
    Türkiyede araba alırken sadece havadan devlete ödediğin ötv ile o aradaki 2 euroluk domates farkını ömür boyu kapatırsın.

    < Bu ileti DH mobil uygulamasından atıldı >
  • Dolar düşüyor mu yoksa keriz silkeleme operasyonu mu yapıyor?

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Ekonomi sadece üreterek değil tüketerek de büyür. Liberal politikalarla bezeli istikrar vaad edersin, bu sayede dış yatırımcının korkmadan gelmesini sağlarsın (ilk 10 yıllık Derviş-Soros siyaseti) düşük kur yüksek faizle dışarıdan borç para bulursun ve gelen bu ucuz dövizi yandaşlarla betona gömersin.

    Bu da fişek gibi büyüme rakamları verir.

    TÜİK'e göre 2017 büyüme rakamımız 850 milyar dolar (dolar 3,64 baz alınmış).
    http://www.tuik.gov.tr/HbGetirHTML.do?id=27825

    Kişi başı gelir 10 yıldır hala olduğu yerde sayıklıyor (Orta Gelir Tuzağı). Nedeni üretime dayalı modelin desteklenmemesi, kısa yoldan para kazanma ve zengin olma hevesi (inşaat ve rant).

    Türkiye'nin küçülmesinin ana nedeni 20 Mayıs 2013'te FED'in aldığı QE3'ün son bulmasıdır. Dolar girişi o andan itibaren hızla azalmaya başladı 2018'e kadar. Siz de olan biteni 8 gün sonra başlayan Gezi'den bildiniz

    Aşağıdaki grafiğe iyi bakın:
    https://data.worldbank.org/country/turkey

    2013'ten sonra aşağıya iniyoruz. Bu para girişinin kesildiğini, ucuz dövizin son bulduğu dönemin başlangıcını temsil ediyor. Büyümemiz dışarıdan gelen bol ve ucuz dövize bağlıydı. Yok Suriye, yok Rusya, yok ABD diye sorumlu aramaya gerek yok. Sorun belli. Dövize afyon gibi bağımlı hale getirildik.

    Hükümet üyeleri orta vadeli planı QE3'ün 2019'a kadar uzatılacağı varsayımına göre yapmışlardı ama elimizde patladı. Ne güzel 2019'a kadar yahudi parası girecek ve halkımızı faizle borçlandırıp inşaatçılar biraz daha zengin edilecekti ama olmadı.

    Para akışkandır ve hukukun özgürlüğün olduğu yere gelir. Suriye krizinin başladığı 2011'e kadar öyleydi ve para oluk oluk akıyor, cahil vatandaş mucizeyi RTE'den biliyordu. Dış etkenler nedeniyle RTE'nin ve partinin tedricen otoriterleşmesi sonrasında Rusya Türkiyesi'ne döndük. Şu anda Türkiye'deki rejim Rusya rejimidir aslında. Yaklaşım olarak aynıdır ama insanımıza özgü farklar var.

    2010 öncesindeki liberal ve özgürlük ortamını hatırlayın. Herkes kibardı. Ötekileştirme, öbürleştirme falan eleştirilirdi. Şimdi adamın yüzüne direkt "sus pin hain" diyebiliyorsun.

    Soros Türkiye'yi tekrardan ele geçirene kadar Rusya Türkiyesi'nde yaşamaya devam edeceğiz.

    -Alıntı-




  • “Çalışmadan, yorulmadan ve üretmeden, rahat yaşamak isteyen toplumlar; evvela haysiyetlerini, sonra hürriyetlerini daha sonra da istiklal ve istikballerini kaybetmeye mahkumdurlar.”

    Mustafa Kemal Atatürk
  • 1 Haziran'da Turkiye'de Bodrum'dayim. Umarim o gune kadar 5.5 filan olur ya 100-200 Euro bozdursam 1 ay yeter bana. Normalde tek bir hafta sonunda harcadigim para



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi VirgilSollozzo -- 31 Mart 2018; 18:30:15 >
  • 
Sayfa: önceki 14671468146914701471
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.