Şimdi Ara

En Son İzlediğiniz Anime ve Yorumlarınız (37. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
1.490
Cevap
21
Favori
76.316
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
7 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 3536373839
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • maybe4you kullanıcısına yanıt

    İncelemeyi okurken aklıma bu animeyle ilgili okuduğum bir yazı geldi. Orada da şöyle diyordu anime çok komik olsa bile aslında oldukça üzücü bir olayı anlatıyor. Yani ana karakter komik olsa bile aslında çok çaresiz...


    Öte yandan bu animeyi izleyince japonların görsel romanları aslında ne amaçla ortaya çıkarttıklarını da anlıyorsun : )


    Son olarak bu animeyi bazıları tam adıyla yazıyor, bazıları Watamote yazıyor bazıları ise Warui! yazıyor. 3'ü de aynı anime.




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Periah -- 6 Aralık 2020; 11:57:21 >
  • Periah kullanıcısına yanıt

    Evet tamamen haklısın. Ağlanacak halimize gülüyoruz tadında komik değil aslında trajikomik bir anime olmuş.


    İzlerken benim de aklıma görsel romanlar geldi hep. Görsel romanları daha önceden araştırdığım için böyle şeyler duymuştum ama animede görmek ilginç oldu. Hele o anne baba sahneleri... En Son İzlediğiniz Anime ve Yorumlarınız 


    Tam adı baya uzun. Warui (kötü) deyince garip geliyor bana. O yüzden watamote iyi bence. Bazı kısaltmalar daha garip. Mesela oregairu deyince farklı anime anlayan olabiliyor.


    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • En Son İzlediğiniz Anime ve Yorumlarınız

    Trigun: Badlands Rumble


    Trigun animesini izlemediyseniz veya karakterleri, hiçbirşeyi bilmiyor olsanız bile izleyebileceğiniz ana hikayeye bir katkısı olmayan kendi içinde başlayıp kendi içerisinde sona eren ayrı bir hikayeye sahip, eli yüzü düzgün ve Trigun havasını taşıyan bir film.


    10/7.5




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Periah -- 8 Aralık 2020; 7:58:17 >
  • En Son İzlediğiniz Anime ve Yorumlarınız

    Hand Shakers


    Psikolojide bir yöntem vardır. Size bir takım resimler gösterip aklınıza ilk gelen şeyleri söylemenizi isterler. Hand Shakers izlerken benim aklıma ilk gelenler şeyler:

    • Yarım kalmış bir inşaat.
    • Düşük fpsde oyun oynamak
    • Garip


    Hand Shakers'in konusu biraz Fate serisini andırıyor. El ele tutuşan insanlar çeşitli güçler kazanıyorlar ve başka hand shakerlar ile mücadele ederek yükseliyorlar. Yeterince güçlenen kişi ise tanrıya meydan okuyup bir isteğinin gerçekleşmesini sağlayabiliyor.


    Buraya kadar bir sıkıntı yok fakat animedeki ana karakterlerimizden kız olanın özel durumu nedeniyle sürekli partnerinin elini tutmasına ihtiyaç duyuyor ve özel durumlarda bile en azından animenin başında birbirlerinden ayrılamayan iki karakter görüyoruz ki buda tuhaf ve garip sahnelerin başlangıcı oluyor.


    Anime ilerlerken garipliklerde pek bir değişiklik olmuyor karşımıza çıkan her yeni karakter tuhaf, zaten animenin çizim tarzı da tuhaf, müzikler deseniz japon anime oyunlarını oynayanlar farkedecektir sürekli bir tarz müziğin arkada monoton bir biçimde çalmasından oluşuyor. Pek fazla sahne - müzik uyumuna dikkat etmemişler daha çok fon müziğini açık unutmuşlar gibi bir hava alıyorsunuz : ) Arkada sürekli aynı müzik çalarken konuşmaların sürekli sünmesi durumu daha garip bir hale getiriyor : ) Keza savaşlarda çalan müzikde bir garip : )


    Bu animede uygulanan çizim tarzını daha önce sadece bir animede görmüştüm. Gerçek mekanların üzerine animasyon karakterleri oturtmak diyebilirim kabaca. Gerçek mekanlarda animasyon karakterler ve savaşlarda bilgisayarda oluşturulmuş görüntüler izleyince yer yer animasyon kalitesi flash tv seviyesine inebiliyor : )


    Bu animenin pek bir izlenecek yanı olduğunu düşünmüyorum ama garip olduğu için beni çekti ve nereye varacağını görmek için sonuna kadar izledim. Sonuna doğru gittikçe biraz toparladı, ana hikayesi de fena değildi. Anime yarım kaldı ve devamı olsaydı devamını da izlerdim çünkü garip şeyler izlemeyi seven biriyim yapacak birşey yok : )


    10/5

    Not: Bu anime dolaylı olarak japonlardaki lolicon kültürünün yansımalarını gösteriyor.




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Periah -- 9 Aralık 2020; 11:28:6 >




  • En Son İzlediğiniz Anime ve Yorumlarınız

    Kino no Tabi - Kino'nun Yolculuğu


    Kino'nun yolculuğu dendiğinde aklınıza gezelim görelim, üstüne de her gittiğimiz yerde bir macera yaşayalım tarzı hafif bir anime geliyorsa oldukça yanılıyorsunuz. Çünkü karşımıza felsefi konulara eğilen, psikolojik tarafları da olan derin bir anime olduğunu söyleyebilirim.


    Elbette Kino'nun yolculuğu motorla değişik ülkeleri gezmeye dayanıyor fakat burada amaç farklı ülkeleri tanıtmak değil tersine her ülke bir felsefi derinliği olan bir konuyu açıklamak amacıyla oluşturulmuş birer paravandan öte birşey değil. Kino'nun dünyasında organik veya gerçekçi bir dünya tasviri bulunmuyor. Daha çok modüler ve birbirleriyle alakasız bir arada bulunmaları imkansız ülkeleri tek tek ziyaret ediyoruz.


    Bu kısmı biraz açmam gerekirse hem geçmişte var olabilecek hem günümüzde var olan hem de ütopik bir geleceğe ulaşmış ülkeleri peş peşe geziyoruz. Dolayısıyla bir motorla gezilebilecek kadar yakın olan bu ülkelerin birbirlerinden bu denli farklı olması anlamsız zaten animeyi izlerken de animenin derdinin bu olmadığını kısa sürede anladığınızdan bu durumu yadırgamıyorsunuz.


    Bu animeyi izlerken çok hoşuma giden bölümler oldu, derin mevzularda konuşmaya çalışması da hoşuma gitti fakat işin diğer tarafına yani bir felsefe kitabından öte bunu nasıl animeleştirdiklerine veya hikayeleştirdiklerine baktığımızda Kino no Tabi'nin sorunları olduğunu düşünüyorum.


    Herşeyden öte bu animenin derdi size birşeyler anlatmak ve bunu kaçırmamanız için anlatmak istediği şeyi gözünüze sokacak kadar belli hale getiriyor. Yani insan zihninde veya kültüründe bir sorun varsa, bir sorun görüyorsa gerçek hayatta bu kadar belli ve açık olmayan bir sorunu animede çekip alıyor, yalnızlaştırıyor, büyütüyor ve gözünüzün önüne koyuyor. Bu açıdan biraz Bilal'e anlatır gibi olması teknik açıdan beni hayal kırıklığına uğrattı. Yani pek fazla düşünüp bulmanız gerekmiyor animenin anlatmak istediklerini.


    İkinci kusurda ilk kusurla paralel. Bu animede bulunan kişiler neredeyse ana karakterde dahil olmak üzere karakter olmaktan ziyade tip gibi davranıyorlar. Yani animenin kişileri tek boyutlu ve bir amaç için oradalar. İnsan zihnindeki bir takıntıyı veya sorunu yansıtıyorlar, parmak bastıkları noktalar doğru fakat anime bunu gösterirken o insanların diğer boyutlarını onlardan çekip alıyor ve onları sadece tek yönde hareket eden tipler olarak bize sunuyor.


    Bu açıdan Kino'nun yolculuğunda da geçen şu ifade bence bu anime için çok uygun olmuş. Aşırılıklar tiyatrosu.


    Bu eksilerinin ardından animenin bazı bölümlerinin hem düşündürücü hem de etkileyici olduğunu söylemem gerekli fakat bu etkileyicilik her bölümü kapsamıyor. Bazı bölümler gayet güzelken bazıları zorlama. Ama dediğim gibi derinliği olan sorunlar işlenmiş. Çoğunluğun kararı her zaman doğru mudur ?, mükemmel insan olmak için duygularımızı terketmek bizi mutlu eder mi, herşeyin robotlara bağlı olduğu bir dünyada insanların boşluğa düşmesi veya bireylerin toplum için yaşaması toplumun birer dişlisinden öte birşey olmaması gibi konular işlenmiş.


    Animenin dünyası genel olarak distopyalardan veya karanlık ülkelerden oluşuyor. Bir mutluluk yok. Bu ortamda Kino genelde ve mecbur kalmadıkça bir kurtarıcı olmaktan ziyade sadece gözlemci olamyı tercih ediyor. Zaten kendisi de hayata karşı bir anlam bulamamış ve sürüklenen biri izlenimi veriyor.


    Kino'nun kendi kişiliğine bakacak olursak ona da genel olarak bir tip diyeiblirdim fakat animenin son bölümlerine doğru ve daha sonra çekilmiş kısa filmlerde onun karakter gelişimini ve neden böyle olduğunu bir nebze anlıyor, onunda insan olduğunu hafiften hissedebiliyoruz. Karakter yoksunluğunun yoğun bir biçimde hissedildiği bu seride bir karaktere en yakın şey Kino en azından.


    Müzikleri genelde animenin dingin havasına uygun, yavaş parçalar. Animenin açılış müziğini fazla beğenmesem de kapanış müziğinin güzel olduğunu düşünüyorum. Bence çok hoş bir parça. Dinlemek isteyenler için bırakıyorum.


    Sonuç olarak bence Kino no Tabi izlenebilir hatta izlenmesi gereken bir anime olmuş. Verdiği mesajlar ve işlediği felsefi konular anlamlı, gerçek hayatta yaşadığımız ve gördüğümüz anlamsızlıkları güzel yakalamış yani boş laf salatası veya altını dolduramadığı laflar etmiyor. Fakat düşünce tarafı ile anime, yani sanat tarafını ayırdığımızda ikinci nokta da yalpaladığı da bir gerçek.


    Son olarak bu anime ile ilgili bilmeniz gereknen iki nokta bulunuyor.


    1- Kino no Tabi bir roman uyarlaması. Dolayısıyla anlattığı konuların altının dolu oluşu buna dayanıyor.

    2- Benim izlediğim anime 2003 yapımı ilk seri. Bunun yanında birkaç yıl sonra çıkmış 2 kısa filmi ve 0. bölüm olarak geçen kısa bir bölüm daha var. Birde 2017 yılı yeniden yapım animesi bulunuyor. Ben yeniden yapımın orjinali kadar güzel olacağına inanmıyorum ve ilk seriyi izlemenizi tavsiye ediyorum. Tabi karar sizin..


    10/7




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Periah -- 10 Aralık 2020; 19:57:13 >




  • En Son İzlediğiniz Anime ve Yorumlarınız

    Karakai Jōzu no Takagi-san


    Bizdeki ''Yenilen pehlivan güreşe doymaz.'' atasözünün animeye uyarlanmış hali. Seri, iki ortaokullu çocuğun birbirleri arasında geçen olayları, iddialaşmalarını, anlatmakta. Okula giderken, okulda, okuldan dönüşte veya tatil günlerinde... Hiç fark etmiyor, birbirleriyle karşılaştıkları her yerde iddia malzemesi olacak bir konu bulup iddialaşıyorlar. Çoğunlukla da bizim zeki(!) oğlan Nishikata iddiaları başlatan taraf oluyor.


    Seri konu itibariyle güzel fakat bölümleri art arda izleyince bir yerden sonra istemsizce bana kabak tadı vermeye başladı. O yüzden bölümleri parça parça izlemenizi tavsiye ederim.


    Eğer seriyi romantiklik kısmı için izleyecekseniz biraz sabırlı olmanız gerektiğini söylemeliyim. Bu konuda seri çok yavaş ilerliyor.


    Fakat seriyi izlerken biraz içim burkulmadı değil. İçimden keşke ben de ortaokulda şöyle şeyler yaşasaydım dediğim çok oldu :D


    Normalde seriye 7 puan verecektim ama son bölümlerde kalbimi kazanmayı başardı. Bu yüzden puanım 8/10




    En Son İzlediğiniz Anime ve Yorumlarınız

    Another


    Her yerde bu kızın fotoğrafını görüyordum, konusunu da öğrenince izleyeyim dedim En Son İzlediğiniz Anime ve Yorumlarınız 

    Seriyi korku temalı sanmıştım ama daha çok gerilim üzerine kurulmuş. Kısaca konu Kuzey Yomiyama Ortaokulu'nun 3-3 şubesinde bulunan lanetle ilgili. Geçmişte aynı şubede okuyan bir kızın ani şekilde ölmesinin ardından 3-3 şubesi bir lanetin pençesine düşer ve bu lanet sadece o yıl ile sınırlı kalmaz (1972). Gelecek senelerde de aynı şubede okuyan öğrenciler lanetin tehditi altındadır. Biz de seri boyunca 1998 yılında 3-3 şubesinde okuyan öğrencilerin başından geçen olaylara tanık olmaktayız.


    Öncelikle söylemeliyim ki eğer sizi kan tutuyorsa bulaşmanızı hiç önermem :D


    Konusu olsun, ortamı olsun beni içine çeken bir seri oldu. Kendimi hikayeye kaptırıp 3 günde bitirdim. Zaten 12 bölüm + 1 ova bölümünden oluştuğu için hemen bitiveriyor. Sonraki bölümde ne olacak diye diye 1 günde bile bitirebilirsiniz ama seriyi tek günde harcamak istemedim ben :D


    Söylemeden geçemeyeceğim, animeyi izlerken aklıma hep Son Durak filmi geldi. Acaba başkaları da iki seriyi birbirine biraz olsun benzetmiş midir diye internette bakındım ve benim gibi düşünen birkaç kişinin olduğunu gördüm. Demek ki aklın yolu birmiş :D


    Ancak o son bölümler var ya son bölümler... Eğer bu seriye 7 puan veriyorsam sebebi sonu için. Bence seriyi o kadar güzel işledikten sonra o son olmamış gibi geldi bana. Bu yüzden puanım 7/10




    En Son İzlediğiniz Anime ve Yorumlarınız

    Kanojo, Okarishimasu


    Sevgilisinden ayrıldıktan sonra buhrana giren ana karakterimiz bu durumdan kurtulmak için bir uygulama üzerinden kız arkadaş kiralar. Fakat parlak beyinli ana karakter kiralık kız arkadaşını ailesine sevgilisi olarak tanıtır. İşte bu yalan ile birlikte olaylar gelişmeye başlar.


    Bu seri hakkında diyeceğim tek bir şey var. Bence önce mangasını okuyun. Animesiyle mangası arasında pek fark yok zaten ama ben mangasını okurken keyif aldığımı söyleyebilirim. Ne var ki önce animesini izlemiş olsaydım belki de 2. bölümden sonra izlemeyi bırakırdım. Sebebi ise ana karakter bazen o kadar utanç verici hallere sokuyor ki kendini onun yerine utanmaktan animeyi izleyemeyebiliyorsunuz. (Dürüst olmam gerekirse son yazdığım cümle daha çok önce animesini izleyenlerin belirttiği bir durum. Animesini genellikle yemek yerken izlediğim için pek odaklanarak izlemedim.) Mangasını okurken animesindeki kadar etkilenmiyorsunuz. Ayrıca manganın çizimleri bence çok iyi. O yüzden ilk olarak mangasının okunmasını tavsiye ediyorum.


    Konu anime üzerine olduğundan ve ben animesini atlaya zıplaya izlediğim için bu seriye puan vermem mantıklı olmaz. O yüzden puan veremiyorum maalesef.





  • tercihimne T kullanıcısına yanıt

    Another kasvetli atmosferi ile sıkıcı ve durağan olacakmış gibi hissettiren fakat izlendiğinde bunun aksine güzel bir gerilim sunan başarılı bir anime. Benim de çok beğendiğim serilerden ama sonu tamamen aklımdan çıkmış bir ara tekrar izlemeyi düşünüyorum.


    Diğer iki seri de tam kafa dağıtmalık animeler gibi duruyor.

  • En Son İzlediğiniz Anime ve Yorumlarınız

    Blood Lad


    En sonda söylemem gereken şeyi en başta söylüyorum. Bu anime en güzel yerine doğru giderken yarıda kalıyor ! Toplamda 10 bölüm var başta gırgır bir şekilde giderken ilerledikçe güzelleşiyor. Hatta ciddi noktalara giderken ve sizi iyice içine çekerken düğümleri ortaya koyup asıl aksiyondan önce sona eriyor. Dolayısıyla önünüzde bir sürü soru işareti fakat çok az yanıt alarak ortada kalıyorsunuz. Dolayısıyla Blood Lad izleyecekseniz mangasını da okumayı göz önüne alarak başlayın çünkü güzel bir anime.


    Konusuna gelecek olursak Staz adlı anime, manga ve oyunlar başta olmak üzere insan dünyasının kültürüne hayran olan bir vampirin birgün yanlışla şeytan dünyasına gelen bir kızla tanışması ve başlarından geçen bir olayın ardından hayatını kaybedip ruha dönüşen bu kızı tekrar diriltmeye çalışması diyebilirim.


    Staz tam bir otaku fakat çekingen veya içine kapanık birisi de değil. Onun otaku olması da animede bu konuda göndermeler göreceğimiz anlamına geliyor yani iyi bir anime seyircisiyseniz Blood Lad'dan daha çok keyif alırsınız.


    En Son İzlediğiniz Anime ve Yorumlarınız

    Öte yandan daha önce dediğim gibi gırgır bir biçimde başlasa da sonuna doğru ilerleyip ana hikayenin hatları ortaya çıktıkça yön değiştirip daha güzel bir animeye dönüştüğünü söyleyebilirim. Tabi bu değişim olurken anime o hafif havasını da korumayı başarıyor bu açıdan güzel bir kıvam tutturduğunu söyleyebilirim.


    Müziklerinde ise pek bir numara olduğunu söyleyemem. Hatta animeyi yeni bitirmeme karşın hiçbir müzik aklımda kalmamış. Çizimler ve animasyonlarsa gayet güzel.


    Toparlamak gerekirse komedisi olsun, güzel bir hikaye anlatıyor oluşu olsun, hafif ve sıkmayan yapısıyla bu animeyi herkese tavsiye ederim. Çok harika bir anime olmasa bile bence devamı gelecek kadar iyiydi.


    10/7.5


    Not: Bu arada seride en sevdiğim karakter Braz oldu.




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Periah -- 12 Aralık 2020; 11:46:46 >




  • En Son İzlediğiniz Anime ve Yorumlarınız

    Masamune Kun'u indirdikten sonra yorumlarına baktığımda popüler incelemelerde oldukça düşük puanlar aldığını gördüm. Bu animenin aldığı puanları hem hakettiğini hemde haketmediğini düşünüyorum. Evet hakediyor çünkü bu animenin sonunu oldukça kötü bir şekilde batırmışlar. Hayır haketmiyor çünkü batırılan noktaya kadar elimizde gayet güzel bir romantik komedi olduğunu düşünüyorum.


    Konusundan bahsetmek gerekirse, küçükken şişman ve ezik biri olan Masamune'nin aşık olduğu kız tarafından reddedilmesi ve büyüdüğünde onu kendisine aşık edip terkederek intikam istemesi diyebiliriz.


    Animenin esas kızı oldukça suratsız ve kendine yaklaşan tüm erkekleri rezil eden ve bir ilişki yaşamaktan korkan tam bir tsundere tip. Esas oğlanımız ise yaşadığı aşağılık kompleksi nedeniyle yakışıklı, fit ve popüler olmakla kafayı bozmuş bir tip ve hikayemiz ise bu iki karakterin arasındaki inişli çıkışlı hikaye.

    En Son İzlediğiniz Anime ve Yorumlarınız


    Animenin ilk 8 bölümü başarılı. Hem ana karakter olan Masamune her ne kadar bölümler ilerledikçe bu özelliğini kaybetse bile biraz olsun ağırlığa sahip hemde esas kızımız olan Aki'de ceberrut yapısının ardında aynı kalmayıp bölümler ilerledikçe yavaş yavaş açılıyor ve duygusal yanını, insan yanını azar azar gösteriyor. Bunun yanında anime bu çizgide ilerleyip monotonlaşma emareleri göstereceği esnada giren 3. bir karakterde tempoyu tekrar yükseltmeyi başarıyor. Sonuç olarak başarılı bir romantik komedi olarak anime kurgusunu oturtuyor, yeni karakterleri katıyor ve arada bir uyum sağlayarak 8. bölümde hikaye zirve noktasına ulaşıyor. Animenin bitmesi gereken nokta ise 9. bölüm fakat burada bitirmek yerine uçurumdan aşağı atlamayı tercih etmişler.


    9. bölümden itibaren ne izliyoruz. Masamune'nin bütün karakter gelişimini çöpe atıp en başa dönmesini. Aki'nin naz yapmak için naz yapan, hikayeyi sündürmek dışında bir halta yaramayan anlamsız ve çocukça kaprislerini, eski yan karakter ve 3. kişinin yerini doldurmak için getirilmiş acınası ve saçmasapan figüranlar, katledilmiş bir hikaye, zorlama olaylar kısacası bitmiş bir animenin sanki yöntetmen ve yazarlar greve gittikten sonra zorla sündürülmesini izliyoruz. Zaten bitmiş olan bir animeyi sündürerek birde yarıda bıraktıkları için yapımcıları tebrik ediyorum.


    Onun dışında serinin çizimleri güzel, müzikleri ise sıradan çok akılda kalıcı parçalar duymadım.


    Genel olarak toparlamak gerekirse elimizde 9. bölüme kadar güzel bir romantik komedi oradan sonra ise kurdupğu herşeyi mehveden bir seri var. Bu açıdan 9. bölüme kadar izlenebilir bir anime olduğunu düşünüyorum.


    10/6 ( İlk 8 bölüm 7.5, son 4 bölüm 4.5)


    Not: Bu arada seride en sevdiğim karakter bulunmuyor. Hiçbirini buraya yazacak kadar sevemedim : )





  • En Son İzlediğiniz Anime ve Yorumlarınız

    Tokyo Godfathers toplumun artıklarını anlatan bir anime. Hayatın sillesini yemiş ve bunu kaldıramayarak veya bunla yüzleşemeyip kaçan yarım insanların hayatlarını görüyoruz. Animedeki neredeyse bütün karakterler marjinal veya yenilmiş, yıpranmış kimselerden oluşuyor. Animenin öyküsü ise bu insanlardan 3 tanesi olan evsiz Hana, Miyuki ve Gin'in bir çocuk bularak bu çocuğu polise dğeil ailesine götürmeye karar vermelerinden oluşuyor.


    Animenin kurgusu çok başarılı değil, bütün kilit noktalar için zorlama tesadüfler var fakat animenin bir noktasından sonra arkada mistik birşeyler hissedilmeye başlandığı için bu tesadüflerin sadece hikayeyi bağlama amaçlı mı yoksa bilinçli bir tercih mi olduğu konusunda hafifi bir soru işareti oluşabiliyor. Öte yandan Kiyoko'nun(bebeğin adı), ailesini arama yolunda her bir karakterin kendi geçmişinden de bir parça izliyoruz.


    Filmin çizim tarzı başarılı ve detaylı yapılmış. Tarz olarak Ghost in the Shell filmine benzeyen çizimleri olduğunu söyleyebilirim. Bu açıdan eski olduğu belli fakat kaliteli bir anime.


    Tokyo Godfathers'ın başarısı birazda sizin karakterlerle ne kadar özdeşeceğinize bağlı. Animenin genelinde kötü diyebileceğimiz karakterler zevk için insan döven bir grup serseri dışında yok.


    Animenin bence en esaslı düşüncesi çocuğa yardım etmeleri veya her bir karakterin kendi içlerindeki dram değil. Doktorun söylediği şu sözde gizli "Herkes ancak kendi elinden geleni yapabilir." Yani hepimizin elinin uzanabildiği sınırlı bir alan var ve eğer kendimizi ayakta tutamazsak en yakınlarımız bile bizi kurtaramaz. Çünkü filmde bize gösterilen o mistik el gerçekte yok ve bunun bilincinde olarak asla düşmemeliyiz veya hayattan kaçmamalıyız. Marjinal olmak bir çözüm değil tam tersine sonu kötü olacak olan bir kaçıştır...


    10/7




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Periah -- 14 Aralık 2020; 0:8:4 >




  • @Periah son zamanlarda güzel inceleme yazıların var. Hiçbirini izlemedim :)) tokyo godfathers ilgimi çekti. Daha önceden duymuştum zaten. Bir şans vereceğim. Gelmişken bir yorum da ben bırakayım.

    Yowamushi Pedal
    Bu anime tam bir bisiklet animesi. Spor animesi sevenler bu animeyi çok sevecekler. Gerçekten ilk iki sezon çok güzel. Karakter gelişimi, rekabet, zorlukların üstesinden gelme derken bölümler akıp gidiyor. İzleyeni gaza getiriyor. Hele bisiklet süren biriyseniz dışarı çıkıp uzaklara gitmek istiyor insan. Ama ne yazık ki 3. ve 4. sezon çok kötü. Karakter gelişimi yok, aynı devam ediyor. Olayların yüzde 90'ı aynı. Isıtıp önümüze koymuşlar resmen. Üstelik yarım kalmış. Mangası bittiği halde 5. sezon çıkmamış hâlâ. Hoş, izleyecek hâl kalmadı zaten bende. Bu nedenle spor animesi sevenlere, bisiklet sevenlere bu animenin ilk iki sezonunu tavsiye ederim. 3. sezon zaten yeni yıla geçiyor. İlk iki sezonu izleyip tadında bırakmak gayet iyi.
    İlk iki sezon 7/10 spor animesi sevenler daha çok puan verebilir.
    Sonraki iki sezon 4/10

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • maybe4you kullanıcısına yanıt

    Anime izlemek iyi güzelde ah birde yarım bitmese diyor insan. Manga okuyan bir insan değilim zaten her animenin Türkçe mangası da bulunmuyor birde sokağa çıkma yasağı olmasa zaten izlediğim anime sayısı bile az. Kısacası eskiden 800 900 bölümlük animeler olurdu insan bıkana kadar izlerdi şimdi tam havaya girerken pat diye bitiyor : )


    Attack on Titan'ın ilk sezonunu izledikten sonra bıraktım(ilk sezonu yıllar önce çıktığında izlemiştim) şu an animenin tam final yapmasını bekliyorum, öte yandan Re Zero 2. sezonu 2 bölüme ayırmışlar izlemedim 2 sezon ikinci yarının bitmesini bekliyorum. One Punch Man 12 bölümlük çok kısa bir ikinci sezonu var ona da tekrar bakmak istemedim bu kadar az bölümü olduğu için 3. sezonunun çıkmasını bekliyorum. Yakusoku no Neverland hiç başlamadım bile yeni sezonu gelecek diye, Made in Abyss, No Game No Life ikinci sezonlarını bekliyorum. Kısacası anime dünyası yarım kalmış hayatların hikayesi gibi geliyor : )


    Öte yandan benim birşeylere ilgi duyduğum zaman onunla ilgili herşeyi toplamak gibi kötü bir huyum var(6 tb anime arşivi olmuş) daha kötü olan huyum ise devasa bir yığın topladıktan sonra o alana olan ilgimi kaybediyorum : ) Bu izlediğim animelerin hepsi arşivden ve yıllar önce indirilmiş seriler. Hazır sokağa çıkma yasağı var ve ben bunca izlenmemiş animeyi öylece bekletiyorum bana sıkıntı veren herşeyi oturup bitireyim dedim. Şu an arşivde en az ilgimi çekenlerden en çok çekenlere doğru izlemeye başladım fakat kötü olacağını düşündüğüm animeler beni şaşırtmayı başardı : ) Bakalım güncele ulaşabilecek miyim .


    İkinci oalrak ise benim en sevdiğim türlerin başında spor animeleri geliyor. Güzel biçimde açıklamışsın zaten hem insanı gaza getiriyorlar hemde moralini yükseltiyorlar. İzlerken animeye emek harcaman gerekmiyor tersine bu tarz animeler seyirciyi sırtına alıp götüren seriler oluyor. Daha önce de dediğim gibi ben bu tarz animelere kılçıksız anime adını taktım : ) Gerçi şöyle geriye dönüp baktığımda çok fazla spor animesi de izlememişim elbet onlara da sıra gelecek.





  • Periah kullanıcısına yanıt
    En Son İzlediğiniz Anime ve Yorumlarınız


    Devamını beklediğimiz animeleri geçtim bi de asla devamı gelmeyecek animeler var. Yazmaya kalksak bir kitap oluşturur. En Son İzlediğiniz Anime ve Yorumlarınız  Yakusoku no Neverland konusunda ise, önce animeyi izleyip merak edip sonra da o merakla mangasını okuduğum için çok memnunum. Mangası final yaptı. Okumaya değer güzel bir seriydi. En Son İzlediğiniz Anime ve Yorumlarınız 


    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • En Son İzlediğiniz Anime ve Yorumlarınız

    Neon Genesis Evangelion izledim ama sevemedim. Ikına ıkına izledim. Seri ne anlatıyor ne yapmak istiyor anca sonlara doğru bi' fikir oluşturdu. Son 2 bölüm ise hayal kırıklığı. Fikirleri bitmiş. Son 2 bölümü yapmak için yapmışlar gibi.

    Animasyonları dönemine göre güzel. Mecha kısımları çok iyi bence. Müzik namına OP dışında pek bir şey yok. Mecha sesleri güzel. Gıcırtılar, efektler vs.'de çok iyi. Karakter tasarımları da dönemine göre güzel.

    Ama konusu... Konusu sarmadı beni. Ne anlattıklarını kendileri bile bilmiyor gibiydi sanki. Son 2 bölüm ise felaket. Bu muydu ya dedim ? Tüm seriyi bu 2 bölüm için mi izledim dedim. Felsefe olarakta hiçbir şey göremedim. Hiçbir şey. Hani bölümlerde yaptıkları alıntılar var ama sadece var. Ana karakter ise ayrı bi' felaket. Hani bunu yazarken daha az ağlak biri gibi yazsalar tamamım. Ama yok arkadaş her bölüm ağladı ya. Her bölüm. Sıfır beklentiyle izlemiştim zaten. En azından üzülmedim

    Anlaşılan ne Mecha animeler ne de Cyberpunk tarzı animeler bana göre değil. Bu türden uzak durmakta fayda var

    6/10

    Koskoca forumda bir ben sevemedim herhalde seriyi



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Are You Hitting On Me -- 15 Aralık 2020; 15:5:22 >




  • Enen no Shouboutai


    En Son İzlediğiniz Anime ve Yorumlarınız

    Bu animenin birinci sezonunu ilk çıktığı zaman izlemiştim. O zamanlar izlerken gayet akıcı ve izlenebilir gelmişti. Dün ise 2. sezonu bitirdim ve hayal kırıklığına uğradım. Sanki stüdyo sadece 2. sezon çekelimde nasıl olursa olsun kafasında çekmişler gibiydi.


    Animenin başlıca sıkıntıları;

    1- Sürekli dayak yiyen mc. ( ilk sezon daha güçlü gibiyidi halbuki.)

    2- Sıfır karakter gelişimi.

    3- Çok gereksiz ve sadece komedi olsun diye yapılan sahnelerin fazlalığı.

    4- Aşırı fazla fanservis.( Hele o kedi kız yok seni gidi. )


    Animeyi aslında 2. sezonun ortasına bırakmayı düşündüm ama hikayenin sonu nereye varacak merak ettiğimden sezonu bitirdim. Bu animeyi izleyecek arkadaşlara önerim ilk sezonu izleyip bırakabilirsiniz 2. sezon tam bir hayal kırıklığı.


    Puan: 6.5 / 10




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Ainz Ooal Gown -- 15 Aralık 2020; 15:25:33 >




  • @Are You Hitting On Me Hocam bence sevmediğin halde çok bile puan vermişsin.  Forumda sevmeyen baya var merak etmeyin. Hatta ana konusunda ufak çaplı tartışmalar bile olmuştu. 

    https://forum.donanimhaber.com/neo-genesis-evangelion--26078100-1

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • maybe4you kullanıcısına yanıt
    Şimdi siz söyleyince Darling in the FranXX için 3 vermiştim. Buna 3 verdiysem Neon'a 2 falan vermem lazım
  • Are You Hitting On Me kullanıcısına yanıt

    Aslında bu animenin yeni filmleri çıkmıştı. Filmler aynı hikayenin yeniden yapımı. Esas hikayeyi günümüzün animasyon ve sesleriyle izlemek daha cazip olabilirdi.


    Evangelion: 1.0 You Are (Not) Alone

    Evangelion: 2.0 You Can (Not) Advance


    Evangelion: 3.0 You Can (Not) Redo


    Evangelion: 3.0+1.0 Thrice Upon a Time




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Periah -- 15 Aralık 2020; 19:44:9 >




  • Are You Hitting On Me kullanıcısına yanıt

    Yalnız değilsiniz. En Son İzlediğiniz Anime ve Yorumlarınız Shinji konusunda millet bir sürü sebep sayıyor neden öyle olduğuna dair ama sinir bozucu olduğu gerçeğini değiştirmiyor hiçbiri.

  • En Son İzlediğiniz Anime ve Yorumlarınız

    True Tears


    Çok güzel bir romantizm ve dram animesiydi. İç içe geçmiş birçok aşk hikayesini, kalp kırıklıklarını ve insani duyguları, B yolundan değilde inatla bizi mutsuz kılmak pahasına A yoluna takılıp kalmanın hikayesiydi biraz. İnsan birazda böyle birşey, mutsuz olmasına, mutsuz olacağını bilmesine karşın birşeye takılıp kalır ya, aslında elinin uzanacağı yerdeki bir çözüme asla eli uzanmaz ya biraz öyle bir öyküydü.


    İzlerken insanın içini burkan çok güzel bir anlatıma sahipti. Anime hikayesini düz bir biçimde bize sunmak yerine Noe'nin hayvanlarına yüklediği anlamın bir yerden sonra animeye yüklenip ardından Shinichirou'nun çizim defterinde hayat bulması şeklinde oluyor. Bir yandan animeyi izlerken bir yandan da Shinichirou'nun eskiz defterinde resmedilmiş , soyut anlamlar yüklenmiş animenin vurucu noktalarını anlatan öyküyü takip ediyoruz. Bu ikinci katman hem animenin duygu yoğunluğunu, hem de derinliğini arttıran çok güzel bir dokunuş olmuş.


    Karakter kadrosu da gayet başarılıydı. Isurugi Noe serinin felsefi ve derin olan herşeyini oluşturan kişiydi. Animeye çok şey kattı, farklıydı ve hikayenin sonunda belki de en çok üzülen kişiydi. Yuasa Hiromi kendi içinde fırtınalar yaşayan, çok acılar çeken bu nedenle biraz katılaşmış animenin ikinci önemli karakteri. Noe gibi bir karakterin yanında, onun dramının içinde yok olmayıp ,animenin ikinci gerilim noktası ve denge unsuru durumundaydı.. Çok başarılı işlendiğini düşünüyorum. Son olarak en dış halkada Andou, Aiko bu ikisinin peşinde farklı bir kulvarda animeye renk kattı. Her ne kadar diğerlerinin yanında sönük bile kalsa onunda bir anlamı vardı.


    Erkek karakterlere bakarsak bütün animelerden alıştığımız üzere Nakagami Shinichirou seriyi bence aşağı çeken bir ana karakterdi. Animede işlevini yerine getirdi ve gitti. Jun dram olarak başarılı ve animenin en tartışmalı karakteri, ahlaki olarak gri noktada olduğu için. Fakat sevgisinin yanlış olduğunu bildiği için bundan uzak durmak için yapması gereken herşeyi yaptı ve sonunda ortamı terkederek gitti. Miyokichi ise başarılı bir yan karakterdi.


    Shinichirou'nun ailesi de başarılı bir şekilde (gerçekçi) resmedilmişti.


    İşin teknik tarafına gelirsek çizimleri güzeldi. Anime hiçbir noktada abartıya kaçmamış. Yani mekanlar gerçekçi , renkler sade ve abartısızdı. Ama mekanlar ve ortamlardaki bu gerçekçilik animenin genel havasına kesinlikle uyuyordu.


    Müziklerse tek kelimeyle harikaydı. Animenin vermek istediği duyguyu bir katman daha güçlü vermesini sağlayan ve öykünün anlatımına, doğasına uygun çok güzel melodiler seçilmiş. Keza vurucu olaylarla beraber gelen parçalar ekran başında sizinde o anlarda animenin içine çekilmenizi sağlayacak kadar iyiydi. Kısacası müzikleri bu animenin parçalarını birbirine bağlayan onların anlamını ve sinerjisini arttıran harika bir katalizör işlevi görüyordu. Çok beğendim.


    Sonuç kısmına gelecek olursak. True Tears sessiz bir ortamda, tercihen akşam vakti elinizde sıcak bir kupa kahveyle izlemeniz gereken, insanın içini burkan çok güzel bir dram animesiydi.


    10/8.5

    En Son İzlediğiniz Anime ve Yorumlarınız




  • 
Sayfa: önceki 3536373839
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.