Şimdi Ara

Edebiyatımızdaki En Güzel Beyitler, Kıtalar, Şiirler... (63. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
1.308
Cevap
11
Favori
167.672
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 6162636465
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • chakra

    Harika bir paylaşım
  • Bir şey var aramızda
    Senin bakışından belli
    Benim yanan yüzümden
    Dalıveriyoruz arada bir
    İkimizde aynı şeyi düşünüyoruz belki

    Gülüşerek başlıyoruz söze
    Bir şey var aramızda
    Onu buldukça kaybediyoruz isteyerek

    Fakat ne kadar saklasak nafile
    Bir şey var aramızda
    Senin gözlerinde ışıldıyor
    Benim dilimin ucunda




    Nahit Ulvi AKGÜN
  • chakra

    Tamda aradığım şiiri yazdın. Teşekkürler
  • Ünv. yıllarında oluşturduğum seçme şiirler defterimi blog sayfama aktarmıştım.
    Beğendiğim şiirleri arada bir oradan aktarıyorum işte.



    ----------------------------------------------



    Desem ki vakitlerden bir Nisan akşamıdır,
    Rüzgârların en ferahlatıcısı senden esiyor,
    Sende seyrediyorum denizlerin en mavisini,
    Ormanların en kuytusunu sende gezmekteyim,
    Senden kopardım çiçeklerin en solmazını,
    Toprakların en bereketlisini sende sürdüm,
    Sende tattım yemişlerin cümlesini.

    Desem ki sen benim için,
    Hava kadar lazım,
    Ekmek kadar mübarek,
    Su gibi aziz bir şeysin;
    Nimettensin, nimettensin!
    Desem ki...
    İnan bana sevgilim inan,
    Evimde şenliksin, bahçemde bahar;
    Ve soframda en eski şarap.
    Ben sende yaşıyorum,
    Sen bende hüküm sürmektesin.
    Bırak ben söyleyeyim güzelliğini,
    Rüzgârlarla, nehirlerle, kuşlarla beraber.
    Günlerden sonra bir gün,
    Şayet sesimi farkedemezsen,
    Rüzgârların, nehirlerin, kuşların sesinden,
    Bil ki ölmüşüm.
    Fakat yine üzülme, müsterih ol;
    Kabirde böceklere ezberletirim güzelliğini,
    Ve neden sonra
    Tekrar duyduğun gün sesimi gökkubbede,
    Hatırla ki mahşer günüdür
    Ortalığa düşmüşüm seni arıyorum.

    Cahit Sıtkı Tarancı




  • Kapımı çalıp durma ölüm,
    Açmam;
    Ben ölecek adam değilim.

    Alıştım bir kere gökyüzüne;
    Bunca yıllık yoldaşımdır bulutlar.
    Sıkılırım,
    Kuşlar cıvıldamasa dallarında,
    Yemişlerine doymadığım ağaçların,
    Yağmur mu yağıyor,
    Güneş mi var,
    Farketmeliyim
    Baktığım pencereden.
    Deniz görünmeli çıksam balkona.
    Tamamlamalı manzarayı
    Karlı dağlarla sürülmüş tarlalar.
    Ekmekten olamam doğrusu,
    Nimet bildiğim;
    Sudan geçemem,
    Tuzludur teneffüs ettiğim hava.
    Ya nasıl dururum olduğum yerde,
    Öyle upuzun yatmış,
    İki elim yanıma getirilmiş,
    Hareketsiz,
    Sükûta râmolmuş;
    Sanki devrilmiş bir heykel?

    Ellerim ne der sonra bana?
    Soğumuş kalbime ne cevap veririm?
    Utanmaz mıyım ayaklarımdan?

    Kalkmalıyım,
    Dolaşmalıyım,
    Sokaklarda, parklarda.
    El sallamalıyım
    Giden trenlere,
    Kalkan vapurlara.
    Bilmeliyim,
    Gölgelerin boyundan,
    Saatin kaç olduğunu...
    Islık çalmalıyım.
    Türkü söylemeliyim
    Yol boyunca,
    Keyfimden ya hüznümden.
    Geçmiş günleri hatırlamalıyım,
    Dalıp dalıp akarsuya,
    Hayaller kurmalıyım,
    Güzel geleceğe dair.
    Yanımdan geçenler olmalı,
    Selâm almalıyım;
    Robenson'u düşünmeliyim,
    Garipliğini:
    Şükretmeliyim
    İnsanlar arasında olduğuma.
    Nedir ki eninde sonunda ölüm?
    Ayrı düşmek değil mi aşinalardan?

    Kapımı çalıp durma ölüm,
    Açmam;
    Ben ölecek adam değilim.

    CAHİT SITKI TARANCI




  • Yılda bir kere çıldırır ağaçlar sevincinden
    Rabbim ne güzel çıldırır.
    Yılda bir kere uzatır avuçlarını yaprak;
    Sevincinden titreyerek.
    Yılda bir kere kendini verir toprak
    Yılda bir kere yarılır bahçeler hazdan
    Rabbim ne güzel yarılır.
    Biz de bir kere sevinebilseydik.
    Çiçek açmış ağaçlar gibi çıldırasıya.
    Kimbilir belki bir gün sulh olunca
    Biz de deliler gibi seviniriz,
    Ağaçları ve baharı taklit ederiz
    Renkli bez parçalarıyla donatırız şehri
    Renkli ampuller asarız pencerelerden
    Kimbilir belki bir gün sulh olunca
    Biz de çatır çatır çatlarız binbir yerimizden
    Ağaçlar gibi.

    BEDRİ RAHMİ EYÜBOĞLU
  • HZ MEVLANA
    Aşkta karşılık beklemek olur mu?
    Buna düpedüz aşkı ile alışveriş yapmak denir.İns...ani diye bahsedilen muhabbette bile''Ben onu seviyorum ama o da beni sevsin''diyorsan ona aşk demezler.Sen onun tarafından sevilmeyi seviyorsun''.O bana ne verir'' diye değil ''Ben ona ne verebilirim ''diye düşündüğün zaman aşk olur.
  • Daha dün gibi yalnızlığım
    Daha sen gibi ben
    Ellerimde kurumuş çiçeklerle
    Yollarına savrulan
    Göz yaşlarımı yalancı çiğ tanelerine
    Benzeten
    Ağlamayı unutmuşken avutulan ben
    Nahoş bir yaşamın
    Terk edilen sen’inde ben
    Garipliğimde bir parça
    Sevincimde tümden sen
    Elveda diyemezken
    Elveda denilen
    Ben

    Hasan Sabah




    Daha ziyade Fars Edebiyatı olsa da,okumaya değer...
  • Kırık kibrit

    her kapı eşiğinde
    çocuk mezarı diye takıldığınız
    45 numara ayakkabılarımla
    içinde etleri çürüyen
    bir çocuk cesedi taşıdığımı
    nasıl da bildiniz

    hiçbir bardakta
    dudak payı bırakmadınız bana
    bir kaşık sesini
    bile çok gördünüz
    şekersiz içerek
    çaylarınızı

    bakarak yürüdüm oysa balkonlara
    göz göze
    gelebilmek için
    çamaşır ipinin arkasına astığı
    iç çamaşırlarının
    ıslaklığın

    kanaryasını güneşe çıkaran
    bir kadınla

    yanıma yaklaşıp kibrit istediğinizde
    ıssız bir adaya düşen
    yalnız adamın
    dumanı görülsün diye yaktığı
    ateşiydi sizlere
    uzattığım

    ve siz
    her seferinizde
    sigaranızı yaktınız
    ama açıktan geçen gemiler gibi
    yanınıza beni almadan
    gittiniz! ..


    Sunay Akın




  • Çırılçıplak
    Küstahlığımı nezaketim götürdü
    Saadece kendime bakakaldım.
    Kararsızlık bir an sürdü.
    Gizlenen insanların ortasında ben kaldım,
    Çırılçıplak.

    Selamımı tanıdıklar götürdü.
    Saygı bekleyince alçaldım.
    Kararsızlık bir an sürdü.
    Kendini beğenmişlerin ortasında ben kaldım,
    Çırılçıplak.

    Ağlamayı ölenler götürdü
    Kendimi ölmez sanınca ufaldım.
    Kararsızlık bir an sürdü.
    Ölülerle dirilerin ortasında ben kaldım,
    Çırılçıplak.

    Sonsuzluğu ufuklar götürdü.
    Yarattığım dünyaların içinde daraldım.
    Kararsızlık bir an sürdü.
    Başlangıç ile bitiş ortasında ben kaldım,
    Çırılçıplak.

    Aydınlığı bulutlar götürdü.
    Yıldızlara doğru yol aldım.
    Kararsızlık bir an sürdü.
    Varanlarla duranların ortasında ben kaldım,
    Çırılçıplak.


    Özdemir Asaf




  • Fermân-ı aşka can iledir inkiyâdımız Hükm-i kazaya zerre kadar yok inadımız (BÂKÎ)
  • seviyorum seni
    ekmeği tuza banıp yer gibi
    geceleyin ateşler içinde uyanarak
    ağzimi dayayıp musluğa su içer gibi
    ağir posta paketini
    neyin nesi belirsiz
    telaşli, sevinçli, kuşkulu açar gibi
    seviyorum seni
    denizi ilk defa uçakla geçer gibi
    istanbul'da yumuşacık kararırken ortalık
    içimde kımıldayan bir şeyler gibi
    seviyorum seni
    yaşıyoruz çok şükür der gibi.

    nazım hikmet
  • Guzel'e

    Dun gece senin kucucuk elinle yalniz yattik
    Yalniz senin kucucuk elinle yalnizlik
    Kandilli ilkokulu kadar kalabalik
    Zilleri caldiginda duslerinin
    Siniflarin kapilari ardina kadar acik
    Gokyuzunun, denizin, topragin, hayalle, emegin
    Hakli siniflari

    Belki de baskin korkusuyla vefasiz, akintiya atilan
    Kitaplar varya onlardan
    Ogrenmis Marx'i, gumus baliklari
    Ve belki de onun icin o kadar,
    O kadar aydinlik ortalik...

    Sen ki cicekleri toplamayan guzelim
    Cicekleri sulayan cocuk
    Ve ben ki buruk ve kavruk
    Bir ihtiyar adamim artik
    Oyle guzeldim ki senle, ciceklerden cok
    Ve anladim, anladim ki bir daha
    DUSUNDE BILE GOREMEZ ISLER
    DUSLERIN GORDUGU ISLERI

    Can Yucel
  • Efendimsin cihânda i'tibârım varsa sendendir
    Miyân-ı âşıkanda iştihârım varsa sendendir

    Benim feyz-i hayâtım hâsılı rûh-ı revânımsın
    Eğer ser-mâye-i ömrümde kârım varsa sendendir

    Veren bu sûret-i mevhûma revnak reng-i hüsnündür
    Gülistân-ı hayâlim nev-bahârım varsa sendendir

    Felekden zerre mikdâr olmadım devrinde rencîde
    Ger ey mihr-i münevver âh u zârım varsa sendendir

    Senin pervâne-i hicrânınım sen şem'-i vuslatsın
    Beher şeb hâhiş-i bûs u kenârım varsa sendendir

    Şehîd-i aşkın oldum lâlezâr-ı dâğdır sînem
    Çerâğ-ı türbetim şem'-i mezârım varsa sendendir

    Gören ser-geştelikde gird-bâd-ı deşt zanneyler
    Fenâ-ender-fenâyım her ne varım varsa sendendir

    Niçün âvâre kıldın gevher-i galtânın olmuşken
    Gönül âyînesinde bir gubârım varsa sendendir

    Şafak-tâb eyledin peymânemi hûn-âb ile sâkî
    Sabâh-ı sohbet-i meyden humârım varsa sendendir

    Sanadır ilticâsı Gâlibin yâ Hazret-i Monlâ
    Başımda bir külâh-ı iftihârım varsa sendendir


    Şeyh Gâlib




  • Yine De İyimserlik

    kardeşim
    sonu tatlıya bağlanan kitaplar yollayın bana
    uçak sağ salim inebilsin meydana
    doktor gülerek çıksın ameliyattan
    kör çocuğun açılsın gözleri
    delikanlı kurtarılsın kurşuna dizilirken
    birbirine kavuşsun yavuklular
    düğün dernek yapılsın hem de
    susuzluk da suya kavuşsun
    ekmek de hürriyete
    kardeşim
    sonu tatlıya bağlanan kitaplar yollayın bana
    onların dediği çıkacak
    eninde de sonunda da...

    Nazım Hikmet Ran.
  • Vapurun dümen yerinde çaldığım ıslık
    Yağmurlu güvertedeki türküm
    Sana yaklaşmaya vesiledir
    Yoksa canım, seni unutmak için değil.
    Senden sonra ancak anlaşılır
    İnsanoğluna öğretilen yalanlar.
    Senden sonra anlaşılır ancak
    Boşluğu herşeyin.
    Seninle beraberdir dolu kadehler
    Şaraplar seninle aziz
    Cigaralar seninle tüter
    Ocaklar seninle yanar
    Yemekler seninle yenir.

    II

    Senden bahis açılmadıkça susmak isterim
    Senden bahis açılmaya vesiledir.
    Kınalıada, vapur, deniz, yunus
    Şimdiye kadar neden gökyüzü değildi
    Niye böyle oldu
    Neden kitapları severdim?
    Bu şehirde ikimiz birden nefes alıyoruz
    Yoksa neye yarardı bu garip şehir?
    Burada senin doğduğun bana malumdur
    Yoksa sever miydim minareleri
    Süleymaniye´yi?
    Sen gavur olduğun halde.

    Sait Faik Abasıyanık




  • "bir gece sabaha karşı
    en kilitli kapılarım açılacak
    yalnızlığımdan çıkıp gideceğim
    ne sensiz kalırsam korkusu
    ne kitaplarda okuyup altını çizdiklerim
    ne alkol tutabilecek beni
    ne ölüm telaşı"

    Attila İLHAN


    boş bir sinema salonunda oynuyor
    tek başına çektiğim siyah beyaz
    sessiz son film
    ne kuşları seyreden kedi kadar heyecanlıyım artık
    ne de o kuşlar kadar
    salak ve kendine hakim
    kamera stop! yalnızlığıma kapalı gişeyim.


    K. İskender
  • Vız Gelir

    Olmadık zamanda, olmadık yerde
    Kalender hayatın küçük zerresi...
    Başım dimdik! Alnım açık.
    Bu baş benim; kırılsa da, kesilse de vız gelir…
    Adı büyük, kendi küçük beşerin,Haline de şaşarak;
    Yaşamışım, ölmüşüm vız gelir…
    Derme çatma, eğik bükük, kıvrak, dönek,
    Kelle koltuğuna almak ne bilir?
    İstense de olunmaz ki olunca,
    İki büklüm kalınca,Üç düğmeyle kulluk eder pezevenk
    Ondan sonra “Erkek” desen, vız gelir…

    Ahmet Haldun Terzioğlu.


  • Kendi sesinden.
  • 
Sayfa: önceki 6162636465
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.