Şimdi Ara

Edebiyatımızdaki En Güzel Beyitler, Kıtalar, Şiirler... (62. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
1.308
Cevap
11
Favori
167.665
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 6061626364
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Karın yağdığını görünce
    Kar tutan toprağı anlayacaksın
    Toprakta bir karış karı görünce
    Kar içinde yanan karı anlayacaksın

    Allah kar gibi gökten yağınca
    Karlar sıcak sıcak saçlarına değince
    Başını önüne eğince
    Benim bu şiirimi anlayacaksın

    Bu adam o adam gelip gider
    Senin ellerinde rüyam gelip geçer
    Her affın içinde bir intikam gelir gider
    Bu şiirimi anlayınca beni anlayacaksın

    Ben bu şiiri yazdım aşık çeşidi
    Öyle kar yağdı ki elim üşüdü
    Ruhum seni düşününce ışıdı
    Her şeyi beni anlayınca anlayacaksın

    Sezai KARAKOÇ
  • "Men bende-i Kurânem, eğer candârem. Men hâk-i rah-i Muhammed-i Muhtarem."


    Meâli: "Ben yaşadığım müddetçe Kur'an'ın hizmetkârıyım. Ben Muhammed-i Muhtar'ın yolunun tozuyum."


    -Mevlânâ Celâleddin-i Rumi (K.S.)
  • Bu hasretlik kalır gitmez teninden
    Eksilmez acılar ezik yüreğinden
    Alma başını nasırlı ellerimden
    Sen istedin gültenimde yaralar
    Bu ayrılık hem seni
    Hem beni yaralar
    Sel dağda birleşince
    Dağda güller ezilince
    Yara açtı gültenimde
    Ağlar dağlar
    Dağlar ağlar
    Yüreğimi sancı sarar
    Sel dağda kalır gitmez
    Sel altında güller bitmez
    Gültenimde yara geçmez
    Ağlar dağlar
    Dağlar ağlar
    Yüreğimi sancı sarar

    Ahmet Kaya
  • Ben cürümüs bir asayim
    Zindanlara yol eyledi dert beni
    Carmiha gerilmis bir Isa´yim
    Civilere zapteyledi dert beni

    Pir Sultan´i darda gördüm
    Daragaca vur eyledi ask beni
    Haci Bektas´i kirda gördüm
    Bir ceylana pir eyledi ask beni

    Her yangina her atasa
    Köz eyledi dert beni
    Bu daglara bu yollara
    Toz eyledi ask beni

    Ben yanarim ask icin
    Ben yanarim gül icin
    Bu ates sönmesin diye
    Ben yanarim kim icin
    Ben yanarim sen icin
    Bari sen yanma diye


    Ben yakilmis bir ozanim
    Yanginlara kül eyledi dert beni
    Kerbela cölünde bir Hüseyin´im
    Damla suya kul eyledi dert beni
    Ben Yunus´u nurda gördüm
    Dergahina gül eyledi ask beni
    O Mecnun´u firarda gördüm
    Bir Leyla´ya derleyledi ask beni

    Söz: Yusuf Hayaloğlu

    (İlahi) Ahmet Kaya'dan bir dinleyin derim.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi destroyer39 -- 6 Kasım 2010; 23:17:10 >




  • Hocam neyzen Tevfik'in küfürlü bir beyiti.Ancak ben çok beğenirim.Onun için sansürleyerek koyuyorum.

    ben bu dünyanın devr-i devranını,izzet-i nefsini s..k..yim,
    yansın bu ibn..l..r su veren itfayenin hortumunu s..k..yim,
    ben delimiyim mecnun gibi bir ..m için çöllere düşeyim,
    verirse verir, vermezse leylayı da s..k..yim.

    Neyzen Tevfik...

    Farklı versiyonları var ama orjinal bu herhalde
  • Toprak yanar, su yanar, ateş yanar, gül yanar,
    İsmini söylemeyen dudak yanar, dil yanar!
    Tutuşup hasretinle kavrulur nice beden,
    Visâlinle Efendim parmak yanar, el yanar!
    Kıvılcımlar saçılır mahşerinden hülyanın,

    Yokluğunla ey Nebi gayrı nice kul yanar!
    Kavuşmak ümidiyle nice tenden can uçar,
    Sağ yanımdan aşk vurur, sonra döner sol yanar!
    Yıkılır ihtiraslar birden; sesler hep susar,
    Sensiz tutunduğumuz umut yanar, dal yanar!

    Bir ok gibi yalnızlık saplanır yüreklere,
    Gözlerden oluk oluk yaş düşer, melâl yanar!
    Bütün renkler beyazdır Sen’in baktığın yerde,
    Utancından mor yanar, yeşil yanar, al yanar!
    Ebedî karanlığa gömülür bin bir arzu,

    Sonra gökler kararır umut ve hayal yanar!
    Ses verir mâverâdan zümrüt gagalı kuşlar,
    Ebrehe’nin feryadı yankılanır fil yanar!
    Bir şahadet uğruna sana açılan elin,
    Parmağında gül biter, öbür yanda çöl yanar!

    O sedâ ki ‘Allah bir!’ diye, yükselir arşa;
    Hicrânınla her vakit Amr yanar, Bilâl yanar!
    Sana ulaşmak nedir ey Sultanlar Sultanı ,
    Kaç asırdır yürürüz ayak yanar, yol yanar!

    Bir dokunuş bin asır ömre bedeldir, heyhat;
    Sen’i bilmeyen canda küflenmiş vebâl yanar!
    Oysa şimdi tarumar yediveren-yedi renk,
    Sensizlik diyarında bağbân yanar, gül yanar!

    Talihin aynasında kan ve yanık kokusu,
    Sensizlik özlemiyle vurulan ikbâl yanar!
    Karanlık bir fezâ ki, ötesi yangın yeri,
    Güneş bahtına küskün her lâhza hilâl yanar!
    Ebedî karanlığa mahkûm olmuştur baykuş,

    Her seher vakti ferman bekleyen bülbül yanar!
    Toprak yanar, su yanar, ateş yanar, gül yanar,
    İsmini söylemeyen dudak yanar, dil yanar

    Köksal Akar




  • quote:

    Orijinalden alıntı: vaynett

    sevdiğim kim kurtarır zincir-i zülfünden beni
    görmemek yeğdir görüp divane olmaktan seni


    güzel akçe ister dinlemez gazel
  • Kula Bela Gelmez Hak Yazmadıkca
    Hak Bela Yazmaz Kul Azmadıkca ...

    her zaman örnek aldığım bir beyit...
  • Mona Roza

    Mona Roza, siyah güller, ak güller
    Geyvenin gülleri ve beyaz yatak
    Kanadı kırık kuş merhamet ister
    Ah, senin yüzünden kana batacak
    Mona Roza siyah güller, ak güller

    Ulur aya karşı kirli çakallar
    Ürkek ürkek bakar tavşanlar dağa
    Mona Roza, bugün bende bir hal var
    Yağmur iğri iğri düşer toprağa
    Ulur aya karşı kirli çakallar

    Açma pencereni perdeleri çek
    Mona Roza seni görmemeliyim
    Bir bakışın ölmem için yetecek
    Anla Mona Roza, ben bir deliyim
    Açma pencereni perdeleri çek...

    Zeytin ağaçları söğüt gölgesi
    Bende çıkar güneş aydınlığa
    Bir nişan yüzüğü, bir kapı sesi
    Seni hatırlatıyor her zaman bana
    Zeytin ağaçları, söğüt gölgesi

    Zambaklar en ıssız yerlerde açar
    Ve vardır her vahşi çiçekte gurur
    Bir mumun ardında bekleyen rüzgar
    Işıksız ruhumu sallar da durur
    Zambaklar en ıssız yerlerde açar

    Ellerin, ellerin ve parmakların
    Bir nar çiçeğini eziyor gibi
    Ellerinden belli oluyor bir kadın
    Denizin dibinde geziyor gibi
    Ellerin, ellerin ve parmakların

    Zaman ne de çabuk geçiyor Mona
    Saat onikidir söndü lambalar
    Uyu da turnalar girsin rüyana
    Bakma tuhaf tuhaf göğe bu kadar
    Zaman ne de çabuk geçiyor Mona

    Akşamları gelir incir kuşları
    Konar bahçenin incirlerine
    Kiminin rengi ak, kimisi sarı
    Ahh! beni vursalar bir kuş yerine
    Akşamları gelir incir kuşları

    Ki ben Mona Roza bulurum seni
    İncir kuşlarının bakışlarında
    Hayatla doldurur bu boş yelkeni
    O masum bakışlar su kenarında
    Ki ben Mona Roza bulurum seni

    Kırgın kırgın bakma yüzüme Roza
    Henüz dinlemedin benden türküler
    Benim aşkım uymaz öyle her saza
    En güzel şarkıyı bir kurşun söyler
    Kırgın kırgın bakma yüzüme Roza

    Artık inan bana muhacir kızı
    Dinle ve kabul et itirafımı
    Bir soğuk, bir garip, bir mavi sızı
    Alev alev sardı her tarafımı
    Artık inan bana muhacir kızı

    Yağmurlardan sonra büyürmüş başak
    Meyvalar sabırla olgunlaşırmış
    Bir gün gözlerimin ta içine bak
    Anlarsın ölüler niçin yaşarmış
    Yağmurlardan sonra büyürmüş başak

    Altın bilezikler o kokulu ten
    Cevap versin bu kanlı kuş tüyüne
    Bir tüy ki can verir bir gülümsesen
    Bir tüy ki kapalı gece ve güne
    Altın bilezikler o kokulu ten

    Mona Roza siyah güller, ak güller
    Geyve'nin gülleri ve beyaz yatak
    Kanadı kırık kuş merhamet ister
    Aaahhh! senin yüzünden kana batacak!
    Mona Roza siyah güller, ak güller

    Sezai Karakoç




  • MONA ROSA- Ölüm ve Çerçeveler

    Bir lamba yanıyor hafif ve sarı
    Garip bir yolculuk, tren ve geyve
    Bir hançer bölüyor, ah... rüyaları:
    Bir rüya, bir hançer, bir el: ve, ve, ve...

    Lambalar yanıyor hafif ve sarı
    Gece kar yağacak sabaha kadar
    Toprakta et, kemik çatırtıları...
    Yarı ölüleri bir korku tutar,
    Değince bir taşa kafa tasları,
    - Ölüler ki yalnız tırnakları var,
    Ve yalnız burkulmuş diz kapakları...

    Bir lamba yanıyor hafif ve sarı,
    Esmer delikanlı, hatıra ve kan.
    Yeşil gözlü kızın hıçkırıkları,
    Sızıyor bir kapı aralığından,
    Lambalar yanıyor hafif ve sarı

    Bir lamba yanıyor hafif ve sarı
    Açıyor elini göğe bir kadın
    Uzuyor, uzuyor altın saçları
    Uğrunda ölünen güzel kızların

    Lambalar yanıyor hafif ve sarı
    Çocuklara açar mağaraları
    Güngörmemiş kuşlar ve örümcekler
    İlân-ı aşktan dil balıkları
    Aşina suları çabuk terkeder.

    Lambalar yanıyor hafif ve sarı
    Bakıyor ateşe, küle böcekler.
    Köpekler parçalar kanaryaları
    Mektupları bir boz ağaç kurdu yer
    Baykuşlar ötüyor harabelerde
    Yanıyor lambalar hafif ve sarı.

    Bir kaza kurşunudur her yerde
    Süvarisiz şaha kalkan atları
    Bir ruhun ışığı vardır göklerde
    Lambalar yanıyor hafif ve sarı
    Ötüyor baykuşlar harabelerde.

    Bir lamba yanıyor hafif ve sarı
    Titriyor yıldırım düşmüş gibi yer
    Bekledi arzuyla karanlıkları
    Anneler, babalar, erkek kardeşler:
    Tâ içinden duyar ani bir ağrı
    Bir hüzün şarkısı tutturur gider
    Anneler, babalar, erkek kardeşler...

    Lambalar yanıyor hafif ve sarı
    Her yatak dopdolu, bir yatak bomboş
    Bir neşe şarkısı tutturur gider
    Birinci, ikinci, üçüncü sarhoş
    Kurşunlar sıkılır göklere doğru
    Serçe yavruları havada titrer
    Lambalar yanıyor hafif ve sarı...
    Bir lamba yanıyor hafif ve sarı
    İnce yelkenleri alıyor yeller
    Titretir kalpleri ve bayrakları
    Gemiden toprağa uzanan eller...

    Lambalar yanıyor hafif ve sarı
    Bir yosun köküne hasret kalacak
    Gizli hazineler, su yılanları...
    İnce yelkenleri alıyor yeller
    Bir lamba yanıyor hafif ve sarı

    Bir lamba yanıyor hafif ve sarı
    Beyaz pelerinli hür tayfaları
    Kendine bağlar siyah kediler
    Titriyor gönüller ve kara bayrak
    Bir yosun köküne hasret kalacak
    Gemiden toprağa uzanan eller
    Bir lamba yanıyor hafif ve sarı

    Bir lamba yanıyor hafif ve sarı
    Garip bir yolculuk, tren ve geyve
    Bir hançer bölüyor, ah... rüyaları:
    Bir rüya, bir hançer, bir el: ve, ve, ve...

    Sezai Karakoç




  • hangisini not alacağımı şaşırdım birbirinden güzeller......
  • Yar beni katl eylese kanım helaldır kime ne
    Ben bilürüm çekdiğim ahile zarım kime ne

    Müddeiler arasında dediler kim mey haram
    Saki-i dilcu elinden ben içerim kime ne

    Ham sofular secde kılar mescidin mihrabına
    Benim ancak yar eşiği secdeğahım kime ne

    Ey NESİMİ sözlerin çün kim hatadır dediler
    Benim ancak bu kadardır ıstılahım kime ne

    Nesimi
  • Sen,
    en son şiirdeki
    gönül pazarlıkları...

    Sen,
    bir meltem edasıyla,
    tenimi okşayan,
    bahar ılıkları...

    Sen,
    Sükutta içime işleyen
    düş kalabalıkları...
    Gecemi aydınlatan,
    mehtap yankıları...
    Şehrin gürültüsünde,
    Ruhun yalnızlıkları...
    Aşk çölündeki,
    Buz yangınları...

    Sen,
    harap mabedin,
    hatıra dolu yıkıkları...

    Sen,
    gönül kapımın
    Son çıkrıkları...

    Gitmek üzereyken
    yüreğimden
    umut kırıkları,
    Gel artık neredeysen
    Kalp hıçkırıkları...

    Mehmet TEKİNER
  • Monna Rosa müthiş ve efsanevi bir şiir...
    Bir de Nurullah Genç'in şiirleri muhteşem.
    Herkese MUTLAKA tavsiye ederim. YAĞMUR ve RÜVEYDA herkesin kütüphanesinde olması gereken birer hazine...
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Yaktaver

    Hocam neyzen Tevfik'in küfürlü bir beyiti.Ancak ben çok beğenirim.Onun için sansürleyerek koyuyorum.

    ben bu dünyanın devr-i devranını,izzet-i nefsini s..k..yim,
    yansın bu ibn..l..r su veren itfayenin hortumunu s..k..yim,
    ben delimiyim mecnun gibi bir ..m için çöllere düşeyim,
    verirse verir, vermezse leylayı da s..k..yim.

    Neyzen Tevfik...

    Farklı versiyonları var ama orjinal bu herhalde


    Müstehcen amma ve lakin
    Hocam acayipmiş ve ilginçmiş...
  • quote:

    Orijinalden alıntı: K.AYDIN

    Kula Bela Gelmez Hak Yazmadıkca
    Hak Bela Yazmaz Kul Azmadıkca


    Ne Var Pazarlıga Girecek Ecelle
    Tek Sermayem Var Allah Azze Ve Celle

    Üstad ne doğru ne güzel söylemiş
  • "Sen Yanmasan, Ben Yanmasam, Biz Yanmasak Nasıl Çıkar Karanlıklar Aydınlığa?" (Nazım Hikmet RAN)
  • İNSANLAR

    Yeryüzünde olmuşlar
    Kafaları kafama benziyor
    Elleri ayakları var
    Benim de var
    Su istiyorum
    Su veriyorlar
    Meramımı anlıyorlar
    Ağzımın kımıldanışından
    Dokununca gövdelerine
    Kaçmıyorlar
    Soruyorum kim olduklarını
    İnsanız diyorlar

    ASAF HALET ÇELEBİ
  • Ben senin en çok sesini sevdim
    Buğulu çoğu zaman, taze bir ekmek gibi
    Önce aşka çağıran,sonra dinlendiren
    Bana her zaman dost, her zaman sevgili

    Ben senin en çok ellerini sevdim
    Bir pınar serinliğinde, küçücük ve ak pak
    Nice güzellikler gördüm yeryüzünde
    En güzeli bir sabah ellerinle uyanmak

    Ben senin en çok gözlerini sevdim
    Kâh çocukça mavi, kâh inadına yeşil
    Aydınlıklar, esenlikler, mutluluklar
    Hiç biri gözlerin kadar anlamlı değil

    Ben senin en çok gülüşünü sevdim
    Sevindiren, içimde umut çiçekleri açtıran
    Unutturur bana birden acıları, güçlükleri
    Dünyam aydınlanır sen güldüğün zaman

    Ben senin en çok davranışlarını sevdim
    Güçsüze merhametini, zalime direnişini
    Haksızlıklar, zorbalıklar karşısında
    Vahşi ve mağrur bir dişi kaplan kesilişini

    Ben senin en çok sevgi dolu yüreğini sevdim
    Tüm çocuklara kanat geren anneliğini
    Nice sevgilerin bir pula satıldığı bir dünyada
    Sensin, her şeyin üstünde tutan sevdiğini

    Ben senin en çok bana yansımanı sevdim
    Bende yeniden var olmanı, benimle bütünleşmeni
    Mertliğini, yalansızlığını, dupduruluğunu sevdim
    Ben seni sevdim, ben seni sevdim, ben seni...



    Ümit Yaşar OĞUZCAN




  • quote:

    Orijinalden alıntı: chakra

    Ben senin en çok sesini sevdim
    Buğulu çoğu zaman, taze bir ekmek gibi
    Önce aşka çağıran,sonra dinlendiren
    Bana her zaman dost, her zaman sevgili

    Ben senin en çok ellerini sevdim
    Bir pınar serinliğinde, küçücük ve ak pak
    Nice güzellikler gördüm yeryüzünde
    En güzeli bir sabah ellerinle uyanmak

    Ben senin en çok gözlerini sevdim
    Kâh çocukça mavi, kâh inadına yeşil
    Aydınlıklar, esenlikler, mutluluklar
    Hiç biri gözlerin kadar anlamlı değil

    Ben senin en çok gülüşünü sevdim
    Sevindiren, içimde umut çiçekleri açtıran
    Unutturur bana birden acıları, güçlükleri
    Dünyam aydınlanır sen güldüğün zaman

    Ben senin en çok davranışlarını sevdim
    Güçsüze merhametini, zalime direnişini
    Haksızlıklar, zorbalıklar karşısında
    Vahşi ve mağrur bir dişi kaplan kesilişini

    Ben senin en çok sevgi dolu yüreğini sevdim
    Tüm çocuklara kanat geren anneliğini
    Nice sevgilerin bir pula satıldığı bir dünyada
    Sensin, her şeyin üstünde tutan sevdiğini

    Ben senin en çok bana yansımanı sevdim
    Bende yeniden var olmanı, benimle bütünleşmeni
    Mertliğini, yalansızlığını, dupduruluğunu sevdim
    Ben seni sevdim, ben seni sevdim, ben seni...



    Ümit Yaşar OĞUZCAN






  • 
Sayfa: önceki 6061626364
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.