Şimdi Ara

Düşünelim Ve Gülelim

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
1 Misafir - 1 Masaüstü
5 sn
8
Cevap
0
Favori
522
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Üçüncü Boğaz (Fıkra)

    Üçüncü Boğaz Köprüsünün yapım işini Japon, Amerikan ve Türklerden
    oluşan bir konsorsiyum almış. Tam açılışın yapılacağı
    sırada kurdele kesilirken köprü büyük bir gürültüyle yıkılmış.
    Japon: 'Gitti bütün emeklerim, mahvoldu kumlarım' diyerek
    harakiri yapmış.
    Amerikalı: 'Gitti çeliklerim, tonlarca çelik yıkıldı' diyerek
    tabancasını çekip intihar etmiş.
    Tüm bunları izleyen Türk müteahhit de derin bir 'Oh!' çekerek
    yanındakilere dönmüş: 'İyi ki çimento koymamışım, yoksa bunlar
    gibi mahvolurdum'...

    EŞŞEĞİN DİRENCİ

    Köylü Ahmet eşeğini satmaya karar vermiş.
    Kıymeti taş çatlasa 50 milyon lira etmeyen eşşek için pazarlık
    payı da ekleyerek 100 milyon lira fiyat koymuş.
    Komşu köyden acilen eşşeğe ihtiyacı olan Mehmet ağa 100 milyon
    ödeyip eşşeği pazarlıksız satın almış. Köylü Ahmet eşşeğini
    satmasına satmış ama akşam da gözüne bir türlü uyku girmemiş.
    Gece boyunca düşünüp, durmuş.
    "Mehmet ağa 50 milyon liralık eşşeğe niye 100 milyon lira
    verdi?"!!!!!... diye.
    İçi rahat etmeyince ertesi gün eşşeğini geri almaya karar vermiş.
    Pazara gitmiş Mehmet ağayı bulmaya. Bir de ne görsün eşşek
    200 milyon liradan satışa Çıkarılmış...
    Bi kere içi rahat etmemiş, geri alacak eşşeğini...
    200 milyon lira ödeyip geri almış eşşeğini (pazarlıksız.).
    Aynı olay bu defa Mehmet ağa'nın başına gelmiş, o da uyuyamamış.
    "Allah allaaaah, Ahmet niye 100 milyona sattığı eşşeği
    200 milyona geri aldı var bu işin içinde bir iş..." diye gece boyunca düşünüp, durmuş.
    O da ertesi gün eşşeği geri almaya karar vermiş. 400 milyon
    lira vererek geri almış eşşeği...
    Bu alışveriş her gün fiyat arta arta devam etmiş. Bir kaç gün
    sonra pazara bir başka köyden Hüseyin gelmiş. Hüseyin pazardaki
    kalabalığın arasına dalınca bir de ne görsün ;
    "al, al, al, sat, sat, sat" bağrışmaları arasında bir yaşlı eşşek
    ve bu eşeğin tam 1.000.000.000 TL satış fıyatı...
    Yanındakine sormuş, "Hemşehrim, nedir bu? Bu yaşlı eşşek
    1 milyar lira eder mi yahu?"
    Adam hemen yanıtlamış;
    "Valla grafikler ortada, bu eşşeğin fiyatı bir haftada 50 milyon
    liradan başladı, 950 milyon liraya geldi. Şöyle bir teknik analizine
    bakarsan görürsün. Eşşeğin fiyatı 1 milyardaki direncini bi kırarsa,
    1.5 milyara kadar yolu var."

    Kötü Yola Düşmüş mü? (Fıkra)

    Birer kız çocuğu sahibi iki aile bir gün misafirlikte
    sohbete başlamışlar.
    -- Eee sizin kızdan naber?
    -- Valla işte ne olsun biliyorsunuz, işe girdi geçen sene.
    Başını kaşıyacak vakti yok. İlk başlarda geceleri fazla
    mesai yapıyordu. Sonra hafta sonları da çalışmaya başladı.
    Patronu çok sevmiş her işi ona veriyormuş. Derken Ankara
    seyahatleri başladı. Bizimki çanta sekreter gibi patron
    nereye o oraya. Sonra Paris seyahatleri filan en sonunda
    bu iş böyle olmayacak dediler, patronu ev tuttu. Deli gibi
    çalışıyor evladım. Ee, peki sizin ki ne alemde?
    -- Valla bizim kız da kötü yola düştü ama ben sizin kadar güzel
    anlatamıyorum.

    HAMİLE KADIN (Fıkra)

    Küçük bir çocuk, hamile bir kadının karnına dokunarak:
    -Ne var sizin karnınızda teyze,
    Kadın:
    -Çocuğum var evladım, diye cevap verir.
    -Sizin çocuğunuz mu?
    -Evet
    -Onu seviyor musunuz?
    -Evet
    -Çok mu seviyorsunuz?
    -Evet evladım.
    -Öyleyse neden yediniz?

    Sherlock Holmes (Fıkra)

    Sherlock Holmes ile Dr. Watson kampa giderler. Güzel bir yemek
    yedikten sonra uykuya dalarlar.
    Birkaç saat sonra Holmes uyanır ve arkadaşını dürdükler.
    "Watson, yukarıya bak ve bana ne gördüğünü söyle".
    Watson cevap verir: "Milyonlarca yıldız görüyorum"
    Holmes sorar:
    "Bu sana neyi gösteriyor?"
    Watson bir an düşünür ve yanıtlar:
    " Astronomik olarak milyonlarca galaksinin ve dolayısıyla milyarlarca
    gezegenin varlığını görüyorum. Yıldızların konumuna bakarak saatin 3'ü
    çeyrek geçtiğini çıkarıyorum. Teolojik olarak Allah'ın kudretini ve
    kendi acizliğimizi görüyorum. Meteorolojik açıdan da bugün havanın
    çok güzel olacağını tahmin ediyorum. Neden sordun? Sana ne gösteriyor?"
    Holmes arkadaşını sabırla dinlemiştir ama artık dayanamaz:
    "Ulan hıyar, çadırımızı araklamışlar!"


    Borcunu Ödeyecek

    Yargıç temele sormuş :
    Davacıya borcunu bir türlü ödemiyorsun. Neden?
    Temel boynunu büker. "Vereceğum vermesine de bana
    üç ay mühlet ver diyorum, vermiyor.
    Üç yıldır beni oyalıyor."

    Rus Askeri

    Çeçenistan'da savaşan bir rus Rusya'ya geri döndüğünde bir berbere gider.
    Berber ona nerede askerlik yaptığını sorar ve oda çeçenistan'da der. Berber
    tıraşa devam ederken 5 dk. kadar sonra yine nerede askerlik yapmıştınız
    diye sorar. Asker berber herhalde unutkan biri diye yine çeçenistan'da
    diye cevap verir. 5 dk. kadar sonra berber yine ya siz askerliği nerede
    yapmıştınız diye sorunca rus asker kızar ve sana 3. Kez çeçenistan'da
    diyorum ya diye kızarak cevap verir ve niçin ikide bir bunu
    kendisine sorduğunu sorar. Berber bunun üzerine şu cevabi verir:

    Ben ne zaman bu soruyu sorsam ve sende ne zaman çeçenistan diye
    cevap versen saçların diken gibi oluyor ve kesmesi daha rahat oluyor.




    MÜŞTERİ ŞİKAYETLERİ

    Aşağıda anlatılanlar Wall Street Journal tarafından
    yayınlanmış bilgisayar teknik servisine yapılmış gerçek şikayetlerdir.

    1. Compaq "Press any key" komutunu "Press return key"
    şekline dönüştürmeyi düşünüyor. Neden? "Any" tuşu nerede
    sorusuna cevap vermekten baygınlık gelmiş.

    2. Bir müşteri, üzerinde "toz koruyucu" olduğunda fareyi
    kullanmakta güçlük çektiğinden dert yanmış. Toz koruyucu
    dediğinin farenin plastik paketi olduğu ortaya çıkmış.

    3. Disklerinin hatalı olduğunu savunan müşteriye "diskleri
    satıcıya yollayın" denmiş. Satıcının eline geçen mektuptan
    disklerin fotokopileri çıkmış.

    4. Dell şirketinin bir müşterisi bilgisayarının faks
    çekememesinden şikayet etmiş. 40 dakikalık bir telefon görüşmesi
    sonucunda adamın kağıdı monitöre dayayıp "Gönder" tuşuna bastığı
    ortaya çıkmış.

    5. Bir IBM müşterisi dokümanı yazıcıya aktaramadığından
    şikayet etmiş. "Bilgisayar yazıcıyı görüyor mu?" sorusuna
    karşılık "Ekranı yazıcıya doğru çevirdim, ama hala görmüyor"
    cevabını vermiş.

    6. Yeni aldığım bilgisayar çalışmıyor diye Dell firmasını arayan
    kadın sürekli "Ayak pedalına basıyorum, basıyorum makinadan hiç
    ses gelmiyor" demiş. Ayak pedalı dediğinin fare olduğu ortaya çıkmış.

    7. Novell Netware'in ünlü hikayesi:
    NetWare: Buyrun Sistem Operatörü.
    Adam: Bilgisayarın kahve taşıyıcısı kırıldı. Garanti kapsamında,
    ne yapmam lazım?
    Netware: Kahve taşıyıcı mı?
    Adam: Evet, bilgisayarın önündeki!
    Netware: Pardon anlamakta güçlük çekiyorum. Bu kahve taşıyıcıyı
    nereden aldınız.
    Promosyon falan mı? Üzerinde bir marka var mı?
    Adam: Bilgisayarla birlikte geldi. Promosyon olup olmadığını
    bilmiyorum. Üzerinde 24X yazıyor.
    **(Bahsedilen cihaz CDROM sürücüsü olur, 24X herkes için çok şey
    ifade etmeyebilir diye...)

    8. Bir IBM müşterisi:" İlk disketi sürdüm. İkincisini sürerken
    çok zorlandım. Üçüncüsü asla içeri girmiyor."








  • quote:

    Orjinalden alıntı: serakin22


    Rus Askeri

    Çeçenistan'da savaşan bir rus Rusya'ya geri döndüğünde bir berbere gider.
    Berber ona nerede askerlik yaptığını sorar ve oda çeçenistan'da der. Berber
    tıraşa devam ederken 5 dk. kadar sonra yine nerede askerlik yapmıştınız
    diye sorar. Asker berber herhalde unutkan biri diye yine çeçenistan'da
    diye cevap verir. 5 dk. kadar sonra berber yine ya siz askerliği nerede
    yapmıştınız diye sorunca rus asker kızar ve sana 3. Kez çeçenistan'da
    diyorum ya diye kızarak cevap verir ve niçin ikide bir bunu
    kendisine sorduğunu sorar. Berber bunun üzerine şu cevabi verir:

    Ben ne zaman bu soruyu sorsam ve sende ne zaman çeçenistan diye
    cevap versen saçların diken gibi oluyor ve kesmesi daha rahat oluyor.










  • Bir makine mühendisi, bir elektrik mühendisi ve bir de bilgisayar mühendisi binmisler bir arabaya gidiyolar. Yolun yarisina geldiklerinde araba bozuluyor ve makine mühendisi 'ben hallederim' deyip yatiyor arabanin altina, bi kaç yere çekiç vuruyo, vida sikiyo falan, biniyorlar arabaya, hala bozuk.
    Bu sefer elektrik mühendisi hemen atliyo, 'bana birakin' diye. Kablolari kontrol ediyo, elektrik aksamina bakiyo, biniyolar arabaya ama tik yok gene.
    Makina ve elektrik mühendisi bilgisayar mühendisine dönüyorlar. siranin kendisine geldigini anlayan bilgisayar mühendisi: -eee..sey...arabadan çikip bi daha girsek?
    Bu sirada elemanlarla ilgili gözlemlerini sürdüren endüstri mühendisi, etüd çalismalari sonucunda her üç elemanin da verimsiz çalistigina kanaat getirerek üçünü de arabadan indirir ve direksiyona geçerek digerlerine arabayi ittirir.


    Sobadaki Hİkmet

    Fizikçi, matematikçi, kimyaci, jeolog ve antropologdan olusan bir heyet
    bir arastirma için arazide bulunmaktadir. Birden yagmur bastirir. Hemen
    yakindaki bir arazi evine siginirlar. Ev sahibi bunlara bir seyler
    ikram etmek için biraz ayrilir. Hepsinin dikkati soba üzerinde toplanir.
    Soba yerden 1 m. kadar yukarda, altindaki dizili taslarin üzerindedir.
    Sobanin niçin böyle kurulmus olabilecegine dair bir tartisma baslar.
    Kimyaci, "adam sobayi yükselterek aktivasyon enerjisini düsürmüs, böylece
    daha kolay yakmayi amaçlamis"; fizikçi, "adam sobayi yükselterek
    konveksiyon yoluyla odanin daha kisa sürede isinmasini saglamak istemis";
    jeolog, "burasi tektonik hareketlilik bölgesi oldugundan herhangi bir
    deprem aninda sobanin taslarin üzerine yikilmasini saglayarak yangin
    olasiligini azaltmayi amaçlamis"; matematikçi, "sobayi odanin geometrik
    merkezine kurmus, böylece de odanin düzgün bir sekilde isinmasini saglamis";
    antropolog, "adam ilkel topluluklarda görülen atese tapmanin daha hafif
    biçimi olan atese saygi nedeniyle sobayi yukariya kurmus". Bu sirada
    ev sahibi içeri girer ve ona sobanin yukarda olmasinin nedenini
    sorarlar.,
    Adam cevap verir:
    - "Boru yetmedi."



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi serakin22 -- 25 Ağustos 2007; 17:45:27 >




  • Sherlock Holmes çok güzelmiş ilk kez duydum
  • ışıgı Gören Geliyor
    Adamin karisi hamileymis.Bir gece yarisi sancilanmis.Çagirilan ebe tam doguma baslarken elektrikler kesilmis.Adamcagiz mecburen fener tutarak doguma yardimci oluyormus.
    Nihayet bebek saglikla dogmus.Ancak ebe bakmis bir bebek daha geliyor.Onu da dogurtmus.
    Bitmemis ardindan bir tane daha..
    Adam derhal feneri söndürmüs.Ebe;
    -Ne yaptin,yak su feneri!..
    -Olmaz ebe hanim,baksana isigi gören geliyor!..

    Sınav SOrusu
    Biyoloji dersinden yapilacak sinav için siniftaki herkes acayip çalismis, notlar fotokopiler havada uçusmus. Daha sonra sinavin yapilacagi gün gitmisler bir de bakmislar, ortada kagit kalem yok sadece sira sira mikroskoplar. Hocada baslarinda bekliyorken demis ki, "Bu mikroskoplarda lam'da bir böcegin bacagi var, sinaviniz bacagindan böcegi tanimak" Tabi hemen itirazlar, ama fayda etmemis, hoca dedigi dedik. Ögrenciler mikroskoplarin basina geçmis. Ama bir sey yapamiyorlar. En sonunda biri dayanamamis, kapiyi çarpip çikmis. Hoca arkasindan seslenmis :

    ''Kimsin ulan sen, kapiyi çarpip çikiyorsun?" Kapi hafifçe aralanmis ve bir bacak uzanmis :
    "Tanisana hadi, tanisana kim oldugumu"

    Roman Yazmış
    Bir akil hastanesinde bir deli, öteki deliye:
    - Ben bir roman yazdim, al oku; bakalim begenecek misin, demis.
    Ve kendisine kalinca bir kitap vermis.
    Öteki deli, bir hafta boyunca okumus romani. Sonunda arkadasi deliye:
    - Romanin çok ilginç, demis; yalniz biraz kalabalik, çok isim var içinde.
    Kitabi veren deli:
    - Al, demis, ikinci cildini de oku.
    Ve kalinca bir kitap daha vermis.
    Yine aradan bir zaman geçmis. Romanin ikinci cildini de alan deli:
    - Bunu da okudum, demis; gerçekten çok ilginç ama, bu da çok kalabalik; çok isim var içinde...
    O sirada akil hastanesinin doktoru gelmis üstlerine:
    - Verin bakayim, demis, o telefon rehberlerini. Ne zaman aldiniz bunlari; ben de kaç gündür onlari ariyordum


    PES DOGRUSU
    “Trabzon’da yürüyen bir merdiven arizalandi. 6 vatandas mahsur kaldi. Kurtarma ekiplerinin iki saat süren yogun çalismalari sonunda vatandaslar kurtarildi.”

    Çay Demleriz
    Temel uzun yoldan gelir ve yol boyunca da esini hayal eder durur. Ama eve geldiginde çok yorgundur ve bu yüzden performansi ile ilgili tereddütleri vardir... Ya yorgunluktan bir sey olmazsa, ya yapamazsam rezil olurum diye düsünür. Sonunda ne yapacagina karar verir ve Fadime’ye seslenir...
    - Fadime suyu ocaga koy! Olmazsa çay demleruz!

    ORMANIN KRALI
    Bir gün aslanin birinin cani çok sikilmis, söyle bir ormani gezeyim tebaamla biraz egleneyim demis...

    Ormanda gezerken bir devekusu görmüs, hemen devekusunu boynundan yakalamis, öteki pençesiyle de "sak, sak, sak" diye üç tokat atmis hayvana, sonra da
    " Söyle "demis
    " Kim bu ormanin krali? ",
    devekusu ürkekçe
    " Sensin aslan abiyyy " demis,
    " Tabii benim " demis aslan ve " Sak, Sak, Sak " diye üç tokat daha atip firlatmis hayvani.

    Derken aslanin karsisina bir kurt çikmis, tutmus kurdu boynundan;
    " sak, sak, sak" diye atmis tokadi,
    " Söyle " demis
    " kim bu ormanin krali ",
    kurt da ürkek ürkek "sensin aslan abi" demis,
    Aslan da " Tabi benim " demis, "sak, sak, sak" diye üç tokat daha atmis firlatmis bi kenara.

    Derken bu defa aslanin karsisina bir fil çikmis, tam tirsik tirsik kenardan siyirtacagi sirada kurtla devekusu gelip
    "sen bu ormanin krali degil misin aslan abi? kos yakala su hayvani" demisler.

    Bu gazi yiyen aslan kosmus tutmus fili "sak, sak, sak" diye patlatmis tokadi ve hemen sormus
    " Söyle; kim bu ormanin krali? "...
    Filin kafasi bir atmis, tutmus hortumuyla bunu
    "Pat, pat, pat" diye üç kere yere çarptirip firlatmis atmis...

    Aslan yerden zorlukla kalkip elleriyle üstünü silkerken file dönmüs ve söyle demis

    "Bilmiyosan bilmiyom de kardesim"... ne vuruyorsun...




  • Neden mizah bölümünde olmadığını anladım
  • Genç delikanli heyecanla annesine gelir ve asik oldugunu, evlenmek
    istedigini ve annesini tanistirmak istedigini söyler. Ama sadece
    eglence olsun diye eve 3 kiz getirecegini ve annesinin evlenecegi kizi tahmin etmesini ister.
    Ertesi gün 3 güzel kizla eve gelir. Otururlar bir süre sohbet ederler.
    Bir süre sonra çocuk heycanla annesine sorar tahmin ettin
    mi diye. Anne, duraksamadan cevap verir: "Ortadaki kizil saçli" Oglan
    hayretle annesine sorar: "Inanilmaz, nasil bildin?"

    Anne cevap verir: "Ondan hoslanmadim."

    Öptürecekse Öptürsün
    Delikanli,nisanlisi ilegezip dolastiktan sonra evine getirmis.Kapida tam ayrilacaklari vakit bir elini duvara dayayarak kizcagizi kendi ile kapi arasina sikistirmis;
    -"Bir kerecik öpeyim hayatim..
    -"Olmaz,komsular görür.."derken tartisma uzamis,
    O sirada kapi açilmis ve kizin küçük kardesi gözlerini ogusturarak ablasina seslenmis;
    -"Babam diyor ki...Öptürecekse öptürsün,yoksa ben asagi inip o herifi öyle bir öperim ki bir daha unutamaz..Hem söyle elini de diyafonun dügmesinden çeksin..."



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi serakin22 -- 25 Ağustos 2007; 18:19:01 >




  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.