Şimdi Ara

Demir (2. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
62
Cevap
0
Favori
11.929
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 1234
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • @ar-tryk;
    Ultrasonik; sismografinin küçüğü;
    Bana niye soruyorsunuz, gidin sizin oraya bir ara Japon deprem uzmanları gelmişti onlara sorun!
    Şaka bir yana; ( yalnız alttaki linkler ve yukarda Neverlate'e verdiğim linkler ingilizce. Yukarda verdiğim 2. linkte özellikle çok detaylı ve yeni kaliteli bilgi var çekirdek hakkında, zaten yalnızca dünya çekirdeğini araştıran bir jeofizik kurumu.);

    http://www.astro.oma.be/SBC/SBCtechnote.pdf

    Yalnızca örnek olarak verdim yukardakini, görüleceği gibi adi manyetik alan ölçümü sonuca götürmüyor, tek bir ölçüm değil, çok detaylı ve çekirdek-manto arasındaki torgu dahi dikkate alan hesaplamalar söz konusu.
    Benim ancak-genel geçer bilgim var. Deprem dalgasının ölçümü ile bu tür bilgilere ulaşılıyor, kırılması, çekirdekten geriye yansımaları, hızında ani değişiklikler, vs. dikkate alınıyor. Bu şekilde derinliklerde hangi maddenin olduğuna dair çok isabetli tahminler yapılabiliyor.
    Aslında merak ediyorsanız veya meslek olarak ilgiliyseniz Neverlate'e verdiğim 2.linki Gogıl çeviri ile inceleyebilirsiniz biraz sabırlı davranarak. Çok detaylı hesaplamalar ve linkler var.




  • Sadece meraktan soruyorum. Günlük hayatta lazım değil. Bu yüzden uzun uzun araştırmaya zamanım yok. Belki bu konuları daha önce araştırmış biri denk gelir de kısa yoldan bilgi sahibi oluruz.

    Ultrasonik derken demir altın vs bahsettim. Sismograf derken yeraltının derinliğinden ve hatta çekirdekten bahsettim. Ses dalgaları ile ilgili sanırım. Yeraltında bomba patlatıp veya ses dalgası gönderip geri gelen sesi tahlil ediyorlar. Ama çekirdek biraz fazla derin. Kendiliğinden gelen ses vs tahlil ederler belki de çok kesin yüzdeler nasıl veriyorlar.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi ar_tryk -- 9 Aralık 2010; 3:18:24 >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: metalok

    Dünya göktaşı bombardımanına uğradı ise Ay veya diğer gezegenlerinde bu bombardımandan paylarına düşeni almaları gerekiyor. Ay'da altın madenleri olmalı... Olsaydı Amerikalılar orada çoktan maden kazıları yapıyor olurdu.


    bu mesajı gönderdiğiniz tarihten sonra ABD Ay'da su arama bahanesiyle (bana göre bahane ) Ay'ı bombaladı..Ay'da dünyadan daha değerli madenlerin olduğuna hatta enerji bakımından petrolden daha yüksek enerji veren madenlerin olduğunu düşünüyorum..Abd Ay'ı bu yüzden bombalamıştır.
    Ay'da şu an bildiğimizden daha çok şeyler yapılıyor bence..
  • quote:

    Orijinalden alıntı: soho


    quote:

    Orijinalden alıntı: metalok

    Dünya göktaşı bombardımanına uğradı ise Ay veya diğer gezegenlerinde bu bombardımandan paylarına düşeni almaları gerekiyor. Ay'da altın madenleri olmalı... Olsaydı Amerikalılar orada çoktan maden kazıları yapıyor olurdu.


    bu mesajı gönderdiğiniz tarihten sonra ABD Ay'da su arama bahanesiyle (bana göre bahane ) Ay'ı bombaladı..Ay'da dünyadan daha değerli madenlerin olduğuna hatta enerji bakımından petrolden daha yüksek enerji veren madenlerin olduğunu düşünüyorum..Abd Ay'ı bu yüzden bombalamıştır.
    Ay'da şu an bildiğimizden daha çok şeyler yapılıyor bence..


    Konu dışı bir yorum yapacağım;
    Su bulma bahanesi diye birşey yoktu, onların amacı "bombalayalım bakalım ne çıkacak" idi. Dünyanın en zengin ülkesi biz olsak aynısını yapardık. Amerika 'yı en azından bilimsel çalışmaları için yadırgamamak gerekir. Sayısız gözlemevi - labaratuvar - klinik - hastane ve interneti ile bilime en çok hizmet eden ülke. Nasa her yıl bir düzine mekik gönderiyor uzaya.

    @ar_tryk: Yerkabuğundaki demir gökten indi - çekirdeğindekini nasıl tespit edilebiliyor... demişsin, fakat senin cümlende benim dikkatimi çeken konu yerin merkezindeki demirin de gökyüzünden inme olduğunu kabul etmemiş olman. Dünya doğduğu zamanlarda eriyik bir kütleydi, ve sayısız meteor yağmuru çekiyordu. Ne zaman ki yüzeyi katılaşmaya başlayıp oluşan kabuğun altında bir mağma - demir dönencesi oluşmaya başladı, işte o zaman Dünya 'nın manyetik alanı oluştu. Manyetik alanı hareket eden mağma sayesinde biliyoruz. Ve bu hareket hemen hemen dünya ile aynı yönde. Hemen hemen diyoruz çünkü bu da kesin bir kanıt üzerine kurulu. Pusulalar hiçbir zaman tam olarak kuzeyi göstermiyor, çünkü manyetik kutup ile dünyanın kutbu farklı yerlerde. Hatta bu manyetik kutbun 7000 yılda bir yer değiştirdiği, yani kuzeyi gösteren pusulanın güneye dönmesi durumu mevcut. 7000 yıl önce pusula keşfedilseydi atalarımız bunu farkedecekti. Fakat bulunduğumuz yüzyılda şans eseri bize denk geldi ve 7000 yıllık döngü bizim yüzyılımız içerisinde tamamlanacak. 20. yüzyıl boyunca Dünya'nın manyetik alanı yaklaşık %6 - 7 azaldı, yani kutupsal yer değiştirme başladı.

    Asıl bu durumun sonuçları konu ile alakalı. Çünkü az önce sözünü ettiğim Dünya 'nın manyetik alanının oluştuğu ilk zamanlardan sonra yer üzerine düşen büyük çaplı demir içerikli meteorlar dışında bir meteor çarpabilmiş değil. Çünkü manyetik alan bu meteorları itiyor. Her 7000 yılda bir ise manyetik kutup yer değiştirdiği için manyetik alanda bir azalma söz konusu oluyor. Biliminsanları bu azalmanın çok sayıda demir içerikli meteorun Yer 'e düşebileceğine dikkat çekiyor. Yani hala gökyüzünden demir iniyor.

    Basit olarak, gözlemlemek isteyen amatör gözlemciler, gece boyunca Atmosfere giren 5 - 6 adet göktaşı gözlemyelebilirler. Hatta içeriği farklı olan göktaşlarının atmosferde bıraktığı izin rengi dahi farklılık gösterir.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: neommy
    Yalnızca örnek olarak verdim yukardakini, görüleceği gibi adi manyetik alan ölçümü sonuca götürmüyor, tek bir ölçüm değil, çok detaylı ve çekirdek-manto arasındaki torgu dahi dikkate alan hesaplamalar söz konusu.
    Benim ancak-genel geçer bilgim var. Deprem dalgasının ölçümü ile bu tür bilgilere ulaşılıyor, kırılması, çekirdekten geriye yansımaları, hızında ani değişiklikler, vs. dikkate alınıyor. Bu şekilde derinliklerde hangi maddenin olduğuna dair çok isabetli tahminler yapılabiliyor.
    Aslında merak ediyorsanız veya meslek olarak ilgiliyseniz Neverlate'e verdiğim 2.linki Gogıl çeviri ile inceleyebilirsiniz biraz sabırlı davranarak. Çok detaylı hesaplamalar ve linkler var.


    Benim soylediklerim 4-5 yil once universitede aldigim astronomi dersinden aklimda kalanlar. Linkler icin tesekkur ederim, hizlica bir goz attim.

    Sesmik dalgalarin hizi ve yonu bircok bilgi veriyor. Ornegin dalganin yavaslamasini maddenin sivi halde bulunmasina bagliyorlar. Kac metre sonra hangi tabaka basliyor onu buluyorlar. Dalganin farkli yonlerde farkli hizlarda gitmesini ise anisotropik yani kristal yapili madde bulunmasina bagliyorlar. Ama bunun demirin veya nikelin varligini tespit icin kullanildigina dari bir bilgi (sizin verdiginiz linklerde) yok.

    Sesmik dalga yontemi sadece sesin maddedeki hiziyla ilgili bilgi verir. Ama ses farkli metal alasimlarinda, degisik sicakliklarda, degisik basinclarda asagi yukari ayni hiza sahip olabilir. Yani sadece buna dayanarak bir tahmin yapildigini sanmiyorum. Zaten agir elementlerin merkezde olacagi kesin. Dunya yuzeyinde de gunes sisteminde en cok bulunan agir element demir. Dunyanin manyetik alani da cok guclu. Bu yuzden zaten cok fazla bir olasilik kalmiyor geriye. Büyük ihtimalle demirdir.




  • Konu demirin dünyaya gökten geldiğini iddia etmendi. Ama dünyayı oluşturan nebula da, yani senin dalga geçtiğin yıldız tozunda demir zaten vardı.

    Kullandığımız demir çekirdekten de çıktı tabiki,

    Dünyanın içi dışına çeşitli şekillerde çıkıyor. Peki bu nasıl oluyor?

    İşte bunu bilmediğinden aklınca devamlı dalga geçmeye çalışıyorsun. Plaka hareketleri diye birşey duydun mu? Peki buna sebep olan kuvvetleri biliyor musun?

    Plakaların üstüste gelmesi, alta girenin erimesi, üste çıkanın yükselmesi. Bunlar birşey ifade ediyor mu?

    Peki ilk plakalar nasıl oluştu? Dünya kor halindeyken çekirdek veya alt kademe üst kademe vs var mıydı?

    Sana defalarca dünya nasıl oluştu diye sormamın seebi bu. Olayı baştan bilmdeden bir sürü şey iddia ediyorsun.

    Bilimsel kaynak dediğin şey gerçekten bilimsel bir kaynak ama senin ondan çıkardığın sonuç çok saçma. Seninle tartışmayı tiksinç yapan şey bu.

    Adam diyor ki alt katmanlarda demir 60 var. Sen bundan çekirdeğe kadar demir 60 olduğu manasını çıkarıyorsun. Daha izotop nedir ve doğada neden izotoplar azdır bunu bilmeden.

    Okudugunu anlayamamak gibi. Alt katmanlarda demir 60 var cümlesinden, çekirdekte demir 60 var anlamı çıakrıyorsun. Bu çıakrım hatalı.

    Senin görüşünü çürütmek için çekirdeğe kadar sondaj yapılmadığını, en derin madenlerin derinliğini yazıyorum. Neden bunu yaptığımı anlamaya çalışmadan,

    Gene dalga geçmeye kalkıyorsun. Böyle tartışma, paylaşım olmaz. Birşeyi de yanlış biliyor olabileceğini kabul et. Anlamaya çalış.

    Atalarımız boşuna dememiş anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az diye. Ya da boşuna dememişler ne kadar bilirsen bil, karşındakinin anlayabileceği kadarsın diye.

    Hala benim seni "çok bilgili, tartışması zor, güçlü bir rakip gördüğüm için seninle tartışırken tiksindiğimi" düşünüyorsun. Güya sen varsın diye rahatça konuşamıyoruz.

    Yahu bir insan bu kadar pişkin olur. Pes.

    Sana uzatma diyorum. Yani ithamda bulunarak yazma.

    Ben, bana ithamda bulunursan uzatırım. Sen kendini seviyeli yazıyor zannedebilirsin ama, küfür etmemen veya hakaret etmemen kışkırtıcı yazmadığın anlamına gelmez.

    Bunu sana daha öncede belirttim. Yazıların küfür gibi, insanları aptal yerine koyuyormuşuz. O senin algılayışın, aslında görüşümüzü kendimizde benimsemiyor muşuz da

    sanki altta kalmamak için kıvırtıyormuşuz demeye getiriyorsun.

    "Evrimcilerde evrimin gerçek olmadığını biliyorlar ama Allaha inanmamak için evrimi savunuyorlar" diyen yobazlar kadar komik bu iddiaların.

    Senin kışkırtıcı yazılarından ötürü (ki ben bunu yapmamaya özen gösteriyorum karşımdaki sabrımı zorlamadıkça) sana aptal dedim. Uzaklaştırma aldım.

    Evet şimdi sen çok seviyeli oldun pardon...

    Smileyler konusuna gelince, forumun sana verdiği bir özellik evet. Ama çocuk gibi bir satırda 4 smiley kullanman hoş değil. Konu dışı mı yoksa gereksizler mi burası?

    Evet, seninle tartışmaktan tiksiniyorum ama yazdıklarının doğru olmadığının da bilinmesini istiyorum. Yoksa emin ol sana laf yetiştirmeye çalışmaktan hoşlanmıyorum.

    Yapacak işim gücüm var. Konuyu kasıtlı olarak mecrasından kaydırıyormuşum. Yahu sen karşındakinin tavırlarını yaftalamadan konuşamazmısın? Yapma şunu anlamıyor musun? Konuyu mecrandan kaydırmaya çalışan falan yok.

    Kaç sayfa tartıştık her şeyden bahsettik nereyi nereye kaydırıcaz? Konuştuğumuz olay belli zaten.


    "ben kalkıp desem ki dünyadaki tüm demir madeni süpernova kaynaklıdır dünya ise süpernova patlamaları sonucu bünyesinde demir ve diğer metallerden bazılarını muhafaza ederek oluşmuştur .. "

    Demişsin. Nihayet anlayabilmişsin. Bizim güneşimiz de dahil zaten bütün güneş sistemi bunlar sonucunda oluşmadı mı? O zaman güneşte demir oluşmaz diye bağrınıp durmanın manası ne?

    En baştan beri bunu diyorsun güneşte demir oluşmaz. Sanki tersini söyleyen var. Sonra ne diyorsun?


    "Kullandığımız yani menfaat temin ettiğimiz demir madenini yıldız tozuna çekirdekteki demire endeksleyip durumu kurtarma ve insanları yanıltma yoluna gittiniz.. "

    Yahu ne durumu kurtarması? En baştan beri söylediğimiz şeyi tekrar söylüyoruz.Biz zaten bu menfaat kısmına, kullandığımız demir kısmına takılmadık.

    Bu senin konuyu öğrendikçe attığın taklaların sonuncusu sadece. Sanki 5 milyar yıldır dünyayı gözlemliyorsun, bütün atomlarını tek tek izliyorsun da, çekirdekteki demir yüzeye gelmedi abi ben gördüm diyorsun.

    İlk başta dünyada çekirdek bile yok, bu katmanlar bu şekilde değil, toprak yok. TOPRAK YOK YAHU . Neden bahsediyorsun.

    Kullandığımız demir çekirdekten gelmiyormuş. Dünyanın tamamı zaten lavlar içinde, plazma biz gezegen. Daha toprak yok piyasada beyfendinin iddiasına bakın.


    "tabi tiksinirsin yeni türkü ..karşında çömez ve tecrübesiz bilimsel terimler ve laf kalabalığı ile etkileyeceğin birini göremediğinde tabi tiksinirsin..hakaret de edersin nitekim daha önce ettin ve ceza aldın"

    Bu kadar komiksin işte ne diyim.

    Kullandığımız demiri çekirdekten çıakrmaya kalkmışım. Çekirdek değil, ama alt katmanlardan evet. Yanlış mı yapmışım?

    Sana neden detaylı detaylı anlatmak istemiyorum biliyormusun? Çünkü öğrenmeyi haketmiyorsun. Anlattığım şeyleri ilk kez duyacak olmana rağmen,

    sanki hayatını bunu araştırarak geçirmiş gibi gelip söylediklerimi, her zaman her yerde yaptıgın gibi eksik, yalan yanlış anlayacak

    (anlamaya çalışmayan ama altta kalmamaya çalışan birinin yapacağı gibi) sonra anlattığım şeyleri kendi saçma karşı argümanlarınla bana sunmaya çalışcaksın.

    O yüzden gönlüm ne notlarımı derleryip toplayıp bıraya koymaya, ne de çektiğim fotografları buraya yüklemeye elvermiyor.

    Ne değişecek ki? ÜNİVERSİTEYE GİDİP, KONUYU ARAŞTIRAN BENİM. Dini boyutuna bile girdim, ayetten de bahsettim, senin iddialarınıda direkmen götürüp sordum.

    Yanlış olduğunu bile bile sordum ve tahmin ettiğim cevapları aldım.

    Ama kıçını kaldırmayan adama, yer bilimcilerin söylediğini anlatamıyoruz 10 kişi.

    Neden? Çünkü beyefendi nin kozları çok güçlü; çok bilgili, tecrübeli kendisi...

    Çünkü kendisi içinde 3 cümle "alt katmanlarda demir 60 var" yazan bir yayın bulmuş. İşte bilimsel kaynak ortada diyor.

    Yahu gittim bunuda sordum.

    Dedim ki, bu adamlar ikna olmayacak. Dünya da demirin en baştan beri varolduğunu gösteren bir kitap söylermisiniz.

    Adam gösteremedi. O kadar genel bir bilgi ki, bakındı arkasındaki ders kitaplarına...

    "Valla direk şunun içinde şurada yazıyordu diyemeyeceğim" dedi.

    "Ama o panoda bu yazıyor" dedi.

    Ben de panoyu hazırlayan hocaya e mail attım. Alabilir miyim dedim basılmamış halini, dijital olarak.

    Vermek istemedi herhalde, sonuçta o kadar emek harcamış. E maile cevap gelmedi.

    Bende panonun fotoğraflarını çektim artık.



    Ama pardon, gennosuke hazretlerinin iddiaları çok güçlü.

    Biz ne dersek birşey ifade etmez ona. Çünkü o "gerçeği" biliyor.


    Olay budur.

    Daha isteyen varsa, bulunduğu ildeki üniversitelerden birine gitsin, sorsun. Ben üstüme düşeni yaptığımı düşünüyorum.


    Gennosuke ısrarla, koyu koyu yazarak şunu söylüyor.

    "ben diyorum ki kullandığımız demir madeni ve kökeni dış uzaydır demir meteorlarıdır.. "

    Ama ne hikmetse bunu bizim doçent söyleyemiyor. İşte burada bir gülücük koyma hakkım var sanırım




  • quote:

    Konu demirin dünyaya gökten geldiğini iddia etmendi. Ama dünyayı oluşturan nebula da, yani senin dalga geçtiğin yıldız tozunda demir zaten vardı.


    konu kullandığımız demirin kökeni idi zaten hadid suresinden hareketle konu ortaya çıktı hadid suresini ve işaret ettiği "menfaat" temin edilen demirin kökeni demir meteorlarıdır ..dedim ki öyledir

    bak hala kurnazlık peşindesin başlangıçtan beri bunu uygulamaya koydunuz başka çarenizde yoktu çünki ..yt konu hadid suresinden ortaya çıktı

    ayette ne deniyor "menfaat" temin ettiğiniz demir ..değil mi aksini söyleyebilirimisin iddaa edebilirmisin

    anlaman için kalın harfler ile yazacağım

    ayette geçen menfaaati elde edebilmek için demire ulaşman gerekir !!

    direkt yada endirekt fayda için bu şarttır..kullandığın yani madenlerden çıkarmak sureti ile ele geçirdiğin demir

    yer kabuğundadır..


    ve plaka hareketleri ile iç çekirdekten yer kabuğuna ulaştığı iması senin uydurman olsa gerek..ve hocanın tabii

    gerçi doçent kalkıp yerkabuğundan çıkarılan demir madeninin plaka hareketleri ile yer kabuğuna ulaştığını söylüyorsa ünvanını elinden alıvermek şart..

    bak kaynak da var hocana göster olurmu

    bu konudaki çalışmalardan bahsediyor..


    bethrezen eklemiş ama gözün öylesine dönmüş ki nefreti ve kinden farkına bile varamamışsın

    tiksinen adam .yt.

    http://www.space.com/scienceastronomy/space_gold_000726.html

    bu linkte hocanın ve senin ufkunu açacak bilgiler var .. bethrezen çevirisinide yapmış üstte

    pek vaktim yok şehir dışına çıkacağım ..dönüş sonrası devam ederiz..

    diğer ifadeler için vakit harcamaya değmez zira hırsın garezin kinin rahatlıkla görülmekte..değmez yani..ama okuduğunu anlamaktan yana problemli oluşunu benim cahil olmama dayandırmışsın ya bravo




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Yeni Türkü

    Konu demirin dünyaya gökten geldiğini iddia etmendi. Ama dünyayı oluşturan nebula da, yani senin dalga geçtiğin yıldız tozunda demir zaten vardı.

    Kullandığımız demir çekirdekten de çıktı tabiki,

    Dünyanın içi dışına çeşitli şekillerde çıkıyor. Peki bu nasıl oluyor?

    İşte bunu bilmediğinden aklınca devamlı dalga geçmeye çalışıyorsun. Plaka hareketleri diye birşey duydun mu? Peki buna sebep olan kuvvetleri biliyor musun?

    Plakaların üstüste gelmesi, alta girenin erimesi, üste çıkanın yükselmesi. Bunlar birşey ifade ediyor mu?

    Peki ilk plakalar nasıl oluştu? Dünya kor halindeyken çekirdek veya alt kademe üst kademe vs var mıydı?



    Sorun demirin, demir izotoplarinin ve demir bilesiklerinin yüksek yogunluga sahip olmasi. Fizik kurali yogun maddelerin yercekimi yönünde, yani cekirdege dogru ilerleyeceklerini söylüyor.

    Bunu destekleyen bir durum da, günes sistemini olusturan nebuladaki demirin, genelde merkür venus gibi merkeze yakin gezegenlerde bulunmasi. Merkezden uzak gezegenlerde ise pek bulunmuyor.

    Dünyanin ise cekirdegi demir. Bu da yukaridaki fikri destekliyor. Ancak ilginc olay dünyanin yüzeyinde bazi lokal bölgelerde de demirin bulunmasi. Nebula evresinde cekirdege yerlesen demirin dis kabuk olustuktan sonra yüzeye kadar cikmasi demek, yukarida bahsettigim fizik kuralinin tersine bir hareket demektir. Bu yüzden sanirim bilim adamlari yüzeydeki demiri göktaslarina bagliyorlar.Benim ögrendigim kadariyla dünyanin olusumunun bir evresinde bir sürü göktasi dünyaya carpmis ve yüzeyi sekillendirmis. Bunlardan bazilarinin da demir, nikel gibi agir metalleri icermesi gayet olasi bir durum. Yani demirin olusumunu bu sekilde aciklamak daha kolay.

    Occram'in usturasini bilirsiniz. Eger birsey daha basit bir teoriyle aciklanabiliyorsa, bu teoriyi cürütmeyen daha karmasik teoriler kesilip atilir. Belki de bu yüzden demirin sonradan gelmedigini kanitlamak icin önce bu teorinin cürütülmesi gerekiyor.

    Ayrica eger "demiri gökten indirdik" ayetini kanitlamaya veya "yalanlamaya" calisiyorsaniz bu bosuna bir ugras. Sahsen Kurandan bu tarz sifrelerin cikarilmasina karsiyim. Yer dünya ise gök uzaydir. Dünyaya gelen bütün elementler zaten gökten gelmistir. Demir elementi de insanligin gelisimi acisindan son derece önemlidir, sadece bu acidan bakmak lazim.




  • Dünya'nın jeolojik zamanlarına da kısaca bakmak gerekebilir. Tam olarak bilmediğim için düzeltilirse iyi olur; bilinen en eski yaşam formu ~260 milyon yıl öncesine ait. O zamanlar Dünya 'da tek bir kıta ve dünyanın 3/4 'ü değil 4/5 'i okyanusla kaplı diye ifade edilir. Eğer günümüzde o yaşam formlarının kalıntıları bulunabiliyorsa yeryüzü çok da devinim yapmış gibi durmuyor. Ancak; volkanik bölgelerde oluşan yüksek platoların binlerce yıl içinde derinden mağma tabakası tarafından eritilip tekrar ovalaştığı durumlar söz konusu. Buralarda canlı izi bulmak çok kolay değil. Canlı izi bulmak kolay olmadığı gibi buralar da lokal bölge ilan edilebilir diye düşünüyorum.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi _fisico_ -- 23 Aralık 2010; 12:38:14 >
  • neverlate: Din tartışmak istemiyorum aslında en başından beri. O yüzden ayetin arapçası veya demir indirdik in mecaz olduğu, kuvvet helvası indirdik, bıldırcın indirdik gibi oldugu konularına vs hiç girmiyorum. Gerçekten, din tartışmak istemiyordum aslında.

    fisico: dünyanın yaşı 4,5 milyar yıl. son 260 milyon yıl öncesi veya pangea dan bahsetmiyorum ben aslında. Çok daha öncesinde, bu kıtaların, toprağın, suyun, bildiğimiz dünyanın, bildiğimiz dünya olmadan önce, kızgın gazlardan, topaklanan astreoitlerden, sıvı eriyiklerden oluşması var. Bunu kastediyordum.


    Gelelim güçlü rakibimiz Bingo ya:

    Ben senin gibi birisiyle din tartışmak istemediğimden ("çok güçlü" olduğundan dolayı) tek bir iddiayı baz aldım.

    İşin dini kısmını tartışan historia idi ve yazdıkalrı da hala oradadır muhtemelen, isteyen okuyabilir.

    Ben hadid suresi veya altın suresi veya uranyum suresi ile ilgilenmiyorum.

    Senin , kendinden emin tavrınla demir uzaydan gelmiştir iddiana karşı çıkıyorum.

    Daha öncede dediğim gibi bu menfaat kısmı senin olayın iç yüzünü öğrendikten sonra attığın taklalardan sadece birisi.

    "Çekirdeğe demir göktaşları ile doldu" demenden konuyu ne kadar bildiğin zaten belli oluyor. Bunu inkar edemezsin, söylemedim diyemezsin.

    Söyledin, orada yazılı, bu cümleni de şu an yeni bilgilerinle savunamazsın. Buradan senin konumun zaten ortaya çıkıyor.


    Senin söylediğin açık ve net arkadaşım:

    Demir uzaydan gelmiştir. Kuranda bu vardır. Bu da mucizedir.


    Benim itiraz ettiğim nokta da açık. Dünya da demir zaten vardı.

    Bunu kabul etmiş olman güzel. En azından burada olgun davranda yanlış bildiğini kabul et. Ölmezsin lan, korkma.. Kimse senden jeolog kadar bilgili olmanı beklemiyor.

    Bir iddiada bulundun, yanlış çıktı.

    Gülüyordun dünyada demir zaten vardı diyenlere. Orada duruyor açıp okuyabilir isteyen.

    Ne oldu? Dünyada zaten varmış di mi?

    Gelelim son taklana, fayda elde edilen demir kısmı.


    Bak kullandığımız bütün demir de uzaydan gelmiş değildir diyorum. Daha doğrusu, tüm atomları tek tek izlemedikçe bunu bilemezsin diyorum.

    Dünyanın oluşumunu bu yüzden vurguluyorum sürekli.


    Neyse, bir kaç şey daha yazayım bari madem konuyu bu kadar açtık. (sana öğrettiğim ve öğreteceğim her şeye de acıyorum inan)


    Senin bu iddiaların üzerine, belli başlı 5 soruyu götürdüm ben. Hatta not aldığım cümlelerin harfine dokunmadan yazayım onları.


    1-Kullandığımız tüm demir uzaydan mı gelme?

    2-Dünyadaki tüm demir uzaydan mı gelme yoksa dünyanın oluşumunda demir var mı?

    3-Çekirdekteki veya uzaydan gelmeyen demir yer yüzüne çıkıyor mu?

    4-Magmadan demir çıkıyor mu?

    5-Dünyanın oluşumu hakkındaki teoriler


    1-Kullandığımız tüm demir uzaydan mı gelme?


    Hayır (detayına giricem sonra)


    2-Dünyadaki tüm demir uzaydan mı gelme yoksa dünyanın oluşumunda demir var mı?

    Burada şunu belirteyim ki, insanlar bu tarz sorulara alışkın değiller. Çünkü bu öyle kesin olarak bilinebilecek bir şey değil.

    Biyoloji de evrim nasıl biyoloji çalışmaları sonucu ortaya çıkan bilgilerin mantıklı bir şekilde açıklanması ihtiyacı sonucu ortaya çıktı ise,

    jeolojik devirler, Kıtaların kayması, Dünyanın oluşumu vs de bu şekilde, jeoloji (yer bilimi) bilgilerinin mantıklı bir şekilde açıklanmaya çalışılması sonucu ortaya çıkan teorilerdir


    Var (detayına giricem)


    3- Çekirdek veya uzaydan gelmeyen demir yeryüzüne çıkıyor mu? (ar_tryk nın sorusu)


    Çıkıyor


    4- Magmadan demir çıkıyor mu?


    Çıkıyor


    5-Dünyanın oluşumu hakkındaki teoriler


    =>Pano




    Olayın özü şu, bazı önbilgileri bilmeden yapılan tartışma saçma oluyor. Sorularda, eksik, hatalı, yanlış oluyor.

    Dolayısıyla bu sorulara doğru bir cevap verilemiyor çünkü yanlış bir sorunun doğru bir cevabı olamıyor.


    Demir, dünyada cevher olarak, saf halde bulunmuyor. Peki nasıl blunuyor?

    Limonit, Hematit, Manyetit, Götit, Pirotin, Pirit, Siderit vs vs gibi cevherlerin içinde bulunuyor.


    Peki? Magma bu cevherleri içeriyor olabilir mi?

    Olabilir tabiki, sonuçta bunlar en kaba tabiriyle, agrega, taş!

    Magma'nın içindeki silikatlı eriyikte demir olabilir. Demir silika mineralleri içerebiliyor.


    Magma zaman zaman yer yüzüne çıkıyor. (Yanardağ, volkan)

    Dolayısıyla, demirde yer yüzüne çıkıyor.(uzay sevdalılarına kötü haber)



    sorulara tekrar dönecek olursak,


    1-Kullandığımız tüm demir uzaydan mı gelme?

    Hayır. Dünyanın 4,5 milyar yıl yaşında olduğunu düşündüğünüzde, doğal olarak yüzeyde bulunan kayaların azımsanmayacak bir kısmı (şu an oran veremeceyeğim ama) "magmatik kayaç" sınıfına

    girmekte. Azımsanmayacak seviyede olduğunu nereden çıkarıyorum? Çünkü inşaat yaparken koyduğun çimento ve agrega (taş kum vs) kimyasal özellikleri önemli.

    Binayı yaptıktan 2 yıl sonra beton içinde reaksiyonlar sağı solu çatlatmamalı. İşte bu yüzden alkali - silika reaksiyonu gibi bazı sipesifik reaksiyonalrın

    kullandığınız agregada gözlemlenip gözlemlenmediğine bakmanız gerekiyor.

    Agraga da silika... Tanıdık geldi mi? Magma da ki silika olmasın? Agrega da kullandığın taşların basınç dayanımının belli bir aralıkta olması gerekiyor.

    Güçlü basınç dayanımları olan taşlar kullanılıyor. İçinde metal olabiliceğinden, lavların uzun süre de, yavaş yavaş soğuyarak, amorf değilde, düzgün kristal yapıda oldukalrından

    olabilir mi? Kullandığımız taş toprağın ne kadarının magmatik kayaç olabileceği hakkında bir fikir vermiştir umarım.



    Ben, 2 satır yazıdan, evreni çözmeye çalışmam. Mevcut bütün bilgilerim ile bir çıakrım yaparım. Bu doğrultuda konuşurum. Neyi, neden böyle düşündüğümü

    en ufak ayrıntısına kadar izah edebilirim. Hemde en başından beri. Bilgi olsun, genel jeoloji 1, birinci sınıf birinci dönem dersi. Malzeme bilgisi de birinci sınıf ikinci dönem dersi.

    2. sınıf 2. dönemde de yapı malzemesi alıyorsun. 3. sınıfta, hem 1., hem 2. dönem Zemin mekaniği dersi alıyorsun. 4. sınıfta seçmeli derslerden yine zemin/toprak/jeoloji dersi alabilirsin ki ben aldım.


    Bu, daha önceki konuda "bilgi sahibi olmadığın konuda niye konuşuyorsun" diyen arkadaşların merakını da gidermiş olur umarım.



    2-Dünyadaki tüm demir uzaydan mı gelme yoksa dünyanın oluşumunda demir var mı?


    Dünyayı oluşturan nebulada (yıldız tozu) manyetit (veya diğerleri) yoktu, ben tüm nebulaya atom atom baktım diyen biri çıkmadıkça, dünyanın oluşumunda demir yoktu demek cahil cesaretinden başka birşey değildir.

    Elbette dünyaya dünya ya uzaydan demir gelmiş olabilir.

    Ben dünya oluştuktan sonra 4,5 milyar yıl boyunca baktım, tek bir düşen gök taşında bile demir atomu yoktu diyen biri çıkmadıkça, bu konuya itiraz edilemez.

    Zira uzaydan demir geldiği konusunda bir paylaşımda yapıldı. Keşke birileri oradaki, "alt tabakalar da demir 60 var " ifadesinden dünyayı fethetmeye kalkmasaydıda, tadımız kaçmasaydı bu kadar.


    3- Çekirdek veya uzaydan gelmeyen demir yeryüzüne çıkıyor mu? (ar_tryk nın sorusu)

    Kıta hareketleri, plaka hareketleri ile oluyor. Plakalar birbirinin altına giriyor. Alta giren plaka, eriyik haldeki o magma içinde kendiside eriyor, magma oluyor.

    Yüzeye çıkan plaka, soğuyup toprak, taş kaya oluyor. Peki bir plakayı iten şey ne? Oda daimi olarak ona magmanın katılması ve topraga dönüşerekkıtayı, plakası herneyse itmesi.

    Yani magma toprak oluyor. Magma toprak olurken, dünyanın alt katmanalrından demir yeryüzüne çıkmıyor demek komik olur.

    Dünyanın altı üstüne geldi derken bunu kastettim.

    Kaldı ki, Yanardağlardan, volkanik kayaçlardan bahsetmiştim.


    4- Magmadan demir çıkıyor mu?


    -Çıkıyor. Farkettiniz mi aslında tüm sorular, tüm bu kafa karışıklığı, hepsi temel bir kaç bilgiyi bilmemekten kaynaklanıyor.

    "Dünyaya demir gökten geldi heyoooo" modunda takılmak daha rahat olabilir. Bu bilgiyi çok küçük yaşta almış, sorguayamamışta olabilirsin ama olayı az çok bilen

    ÖNYARGISIZ, BİLGİ SAHİBİ OLMADAN FİKİR SAHİBİ OLMAYAN, bir beyin neyin, ne olduğunu anlamakta zorlanmıyor. Buraya bu yazıları bu yüzden yazıyorum.


    5-Dünyanın oluşumu hakkındaki teoriler


    -Tartışmanın en başında, ncrdbl nin anlattığı teori, şu an kabul edilen teori.


    Çok güçlü fikirsel rakibime hayatta başarılar diliyorum.

    Daha önce olduğu gibi şu anda da kendisiyle muhabbet etmek, fikir paylaşmak gibi isteklerim yok ama mecburiyetten yazıyorum.


    Hayatımı bu tarz insanlarla tartışarak harcamamaya karar verdim.

    Bu zihniyet değil miydi Siyaset meydanı evrim tartşmasından sonra

    Prof Dr Celal Şengör için:

    http://celalsengoruegitelim.com/

    diye site açan?



    İşte aynı mantıkla, benim sorularımı sorduğum doçentimi eğitecek bu bingo da.

    Bu kadar kibirden, bu zihniyetten, tiksinmek gibi hafif bir duygu ile etkilendiğim için şanslıyım.

    Her ne kadar bence doğruyu savunmak tarihin her devrinde kutsal bir görev olsada, bu görevi sürdürmek istemiyorum.

    Hayatımı bu şekilde iletişim kuramayarak, iletişim kuramadığım için sinirlenerek, tiksinerek geçirmek istemiyorum.


    Daha öncede dediğim gibi, Hiç kimse, ama hiç kimse, bana, evrim konularında yazdığım için, veya da, burada bu araştırmayı yaptığım için para vermiyor.

    Maaşımı size laf yetiştirmekten almıyorum. Değerli zamanımı harcadığım için de üzülüyorum. Burada bu yaptığım:

    bir turkun, "yumurtada kromozom yoktur!" iddiasına verdiğim cevap gibi, (onunla tartışmaktan da hiç hazetmiyorum)

    Evrim karşıtlarının türlü iddialarına bilgim dahilinde cevap vermem gibi, bilgim dahilinde bir konuyu açıklığa kavuşturma isteğimden ibarettir.



    Bu işten maaş almıyorum. Ayda yılda bir "Teşekkür" mesajı alıyorum. Oda bana yetiyor.

    Kalın sağlıcakla.




  • @Yeni Türkü: ben sadece neverlate 'in mesajına farklı bir yaklaşımda bulunmak istedim direk sizle alakalı bir bağlantım yok. Sizin bahsettiğiniz gibi demir ve diğer elementlerin hemen hepsinin o zamanlarda biraraya gelerek yeri oluşturduğu en kuvvetli teori ve din konusu bence de bilim için paravan olarak kullanılmamalı.
  • “Yıldızlararası bulutların temel bileşimi güneşinkine çok benzer; bu bileşimin yaklaşık %90 hidrojen ve %9.99 da helyumdan ibarettir. Ağır elementlerin bu bulutlara katkısı %0.01 tir

    (http://www.istanbul.edu.tr/fen/astronomy/populer/cevre/cevresi.htm)

    dendikten sonra şu(http://www.haberbilgi.com/bilim/astronomi/yildiz_tozu.html) linkte de

    “Nükleer tepkimeler sonucu, aşama aşama daha ağır elementler oluşur. Hidrojenlerin birleşmesiyle helyum oluşur. Yeterli helyum oluştuğunda, yıldızın çekirdeği daha da ısınır ve yıldız bu sefer helyum yakmaya başlar. Bu tepkimeler, demir oluşumuna değin sürer. Bir yıldızın içindeki sıcaklık ve basınç, demirden ağır elementlerin oluşumuna yetecek enerjiyi sağlayamaz. Bu elementler, ancak, çok yüksek enerjinin ortaya çıktığı süpernova patlamalarında oluşabilir. Bir yıldızda pişirilen elementler, yıldızın ömrünü tamamlamasıyla, süpernova patlaması ya da daha az şiddetli patlamalarla gaz ve toz biçiminde uzaya savururlar. Daha çok yıldız patladıkça evren giderek ağır elementlerce zenginleşir. Bu zengin gaz ve tozdan, gezegenlere sahip yeni yıldızlar oluşabilir. İşte, Güneş sistemi, bu elementlerin yeniden biraraya gelmesiyle oluştu.” Diyor.

    Bir paralellik var değil mi? Var.

    Şimdi sizin birkaç satır diyerek anlamıyla beraber küçümsediğiniz şu cümleleri ele alalım. Link bildiğiniz gibi şu; (http://www.istanbul.edu.tr/fen/astronomy/populer/cevre/cevresi.htm )

    Ne diyor burada; “Daha yaşlı süpernova olaylarını gösteren deliller de vardır: Deniz tabanında biriken demir-60, yaklaşık 5 milyon yıl önce güneşten 90 ışık yılı uzaklıkta meydana gelen bir süpernova patlamasının delilli olarak yorumlanmıştır. Süpernova patlamasında oluşan demir-60, 1.5 milyon yıl yarılanma ömrü olan radyoaktif bir izotoptur. Dünyanın yeraltı katmanlarında bulunan demir-60 izotopu yakın uzayda bulunan elementlerin nükleosentez geçirip, önce dünya atmosferine oradan da yeraltı katmanlarına saplanması sonucu oluşmuştur.”

    Bakalım ne deniliyor …..

    Bir süpernova patlaması var mı? Var.

    Demirin -60 izotopundan bahsediyor mu? Bahsediliyor.

    Bu izotopla bir süpernova patlaması delillendiriliyor mu? Evet.

    Bu -60 demir izotopunun oluşumu nasıl izah ediliyor?

    “Dünyanın yer altı katmanlarında bulunan bu -60 izotopu yakın uzayda bulunan elementlerin nükleosentez geçirip önce dünya atmosferine oradan da yer altı katmanlarına saplanması sonucu oluştu.”
    Tekniklikten biraz daha sıyırıp ne anladığımı ifade edeyim. Yakın uzaydan gelen bu -60 izotopu önce dünya atmosferine saplanmış. Sonra ise yer altı katmanlarına saplanmış.

    Artık dünya atmosferinde yakın uzaydan gelen bir demir izotopu var mı? Var.

    Bu demir izotopu dünya atmosferine saplanmakla mı kalmış? Hayır. Oradan yer altı katmanlarına da saplanmış.

    Doç Dr. Yaşar Eren’in Jeolojiye Giriş isimli çalışmaından ….

    Dünya yaklaşık 4,6 milyar yıl önce elektromanyetik ve gravitasyonel çekim nedeniyle birikme/yığışım mekanizmasıyla oluşmuştur. ….oluşur oluşmaz da ısınmaya başlamış.Isınmayla az yoğun elementler yukarıya , daha yoğun olanlar ise merkeze doğru hareket etmeye başlamıştır.Buna bağlı olarak merkezde demir ve nikel gibi metaller, yüzeye yakın kesimlerde ise daha hafif elementler yer almıştır.
    Devam ediyor ve dünyanın farklılaşması alt başlığı altında şunları söylüyor.

    Dünyanın farklılaşması

    Homojen gezegen
    Dünya ısınması
    Yığışım ve kompresyon (T~1000°C)
    Radyoaktif bozunma (T~2000°C)
    Demir ergir- merkeze doğru göçer ve çekirdeği oluşturur
    Demirin göçü sürtünme ısısını oluşturur
    Az yoğun maddeler yüzerek ilkel kabuğu oluşturur
    Orta yoğunluktaki maddeler ise mantoyu oluşturur
    İlkel kabuğun farklılaşması ise kıtasal kabuğu oluşturur

    Anladığım kadarıyla basit bir dille toparlayayım;

    Dünyanın oluşumu esnasında bir birikim ve yığışım var. Bu birikimde demir zaten var mıydı yoksa sonradan mı geldi? Bunun cevabı şimdilik kalsın. Ne olmuş sonra…ısınma başlamış ve bu ısınmayla yoğun olan elementler merkeze kaymış. Demek ki ısınma öncesinde dünyanın oluşumunda ağır elementler var. Ama ısınmayla yerleri merkez olmuş.Niçin? Çünkü radyoaktf bozunma olmuş ve bu elementlerden biri olan demir ergimiş, merkeze giderek çekirdeği oluşturmuş. Başka bir deyişle çekirdek, demirin ergimiş halde merkeze kaymasıyla oluşmuş. Demirin çekirdeğe nasıl geldiğini öğrendik. Bir soru kaldı? Demir dünyanın oluşumu sırasında nereden geldi? Onun da cevabını alıntı yapılan diğer link söylüyor. “yakın uzayda bulunan elementlerin nükleosentez geçirip önce dünya atmosferine oradan da yer altı katmanlarına saplanması sonucu oluştu.”

    Bilmiyorum artık yanlışım var ise, bir “öğretici” olarak düzeltmenizi talep ediyorum ....

    Bu arada şu çelişkinizi de belirtmeden geçemeyeceğim.

    quote:

    1-Kullandığımız tüm demir uzaydan mı gelme?
    Hayır.
    2-Dünyadaki tüm demir uzaydan mı gelme yoksa dünyanın oluşumunda demir var mı?
    Burada şunu belirteyim ki, insanlar bu tarz sorulara alışkın değiller. Çünkü bu öyle kesin olarak bilinebilecek bir şey değil.


    Madem bilinebilecek bir şey değil, nasıl oluyor da ilk soruya “hayır” şeklinde kesinlik ifade eden bir hükümde bulunuyorsunuz. Başka bir yerde de “olabilir” dediniz. Kesin olarak bilinebilecek bir şey yok ise, demirin uzaydan gelebileceğine karşı çıkıp bunca kelime sarfiyatında bulunmanız garip olmuyor mu? Yoksa kesin kabulünüz başka şeyleri delillendirir diye mi bu çelişkili tutum?

    Not: bu konu kesinlikle alanım değildir, haliyle cehaletim vardır ama metin okumam meslek gereği iyidir. Yine de alandaki bilgisizliğimin metin okumama olumsuz etkisi olabileceğini kabul edebilirim. Bu kadar açığım varken beni ikna edin ve bana öğretin yeni türkü.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi seymes -- 24 Aralık 2010; 12:30:45 >




  • Seymes

    Güzel, faydalı linkler vermişsin. Seninde alıntıladığın o paragraf olayı özetliyor. Dur bende alıntılayım:

    "Daha çok yıldız patladıkça evren giderek ağır elementlerce zenginleşir. Bu zengin gaz ve tozdan, gezegenlere sahip yeni yıldızlar oluşabilir. İşte, Güneş sistemi, bu elementlerin yeniden biraraya gelmesiyle oluştu."

    Evet olay tamamen budur. Güneş sistemi bu elementlerin bir araya gelmesi ile oluştu. Dünya da öyle.


    "Yerel Yıldızlararası Bulut (YYB) olarak bilinen ve Güneş sistemini çevreleyen ortam, ılık ve kısmen iyonize olmuştur. YYB yi oluşturan madde, gaz ve tozdan oluşmuş olup tozun YYB ye kütlesel katkısı yaklaşık %1 tir. Yıldızlararası bulutların temel bileşimi güneşinkine çok benzer; bu bileşimin yaklaşık %90 hidrojen ve %9.99 da helyumdan ibarettir. Ağır elementlerin bu bulutlara katkısı %0.01 tir."

    Çelişki gibi duran şu kısıma bakacak olursak, dünyanın oluştuğu 4,6 milyar yıl zaman önceki nebula, içinde astroit kuşağı barındırıyormuydu bilmiyoruz. yıldızlar arası bulut günümüzdeki YYB ye benziyormuydu bilmiyoruz. Biz bu evrene gözümüzü şimdi açtık ve anlamaya çalışıyoruz. Zira bakın üstteki alıntıda da ne diyor:

    "Daha çok yıldız patladıkça evren giderek ağır elementlerce zenginleşir. Bu zengin gaz ve tozdan, gezegenlere sahip yeni yıldızlar oluşabilir. İşte, Güneş sistemi, bu elementlerin yeniden biraraya gelmesiyle oluştu"


    Gelelim küçümsediğimiz kısıma:


    quote:


    Şimdi sizin birkaç satır diyerek anlamıyla beraber küçümsediğiniz şu cümleleri ele alalım. Link bildiğiniz gibi şu; (http://www.istanbul.edu.tr/fen/astronomy/populer/cevre/cevresi.htm )

    Ne diyor burada; �Daha yaşlı süpernova olaylarını gösteren deliller de vardır: Deniz tabanında biriken demir-60, yaklaşık 5 milyon yıl önce güneşten 90 ışık yılı uzaklıkta meydana gelen bir süpernova patlamasının delilli olarak yorumlanmıştır. Süpernova patlamasında oluşan demir-60, 1.5 milyon yıl yarılanma ömrü olan radyoaktif bir izotoptur. Dünyanın yeraltı katmanlarında bulunan demir-60 izotopu yakın uzayda bulunan elementlerin nükleosentez geçirip, önce dünya atmosferine oradan da yeraltı katmanlarına saplanması sonucu oluşmuştur.�



    Küçümsüyoruz çünkü demirin kütle numarası 56. Demir 60 demek, bir izotop demektir ve izotoplar, elementlerin doğal hallerine göre daha az sayıda bulunurlar.

    Bunu da defalarca belirttik. Dünyadaki demir 60 izotopu oranı az, kullandığımız ( başka bir ifade ile menfaat sağladığımız) demiri içinde demir 60 oranı devede kulak bile değil, devede mitokondri dedik.

    Nedense kimse bu sözlere kulak asmadı. Hayır bu oranı getir koy dedik, hepde yan çizildi.

    O işide ben yaptım. Buyrun efendim, Günümüzde, yer kürede ki demirde(menfaat sağladığımız demirde) Demir 60 ın oranı!:

    "Iron, the fourth most abundant element in the Earth’s crust, has four naturally occurring
    stable isotopes: 54Fe (5.84%), 56Fe (91.76%), 57Fe (2.12%), and 58Fe (0.28%), and the natural,
    mass-dependent isotope variations of Fe in the rock record span a range of ~4 per mil (‰) in
    56Fe/54Fe ratios (Fig. 1)."



    ~~~~56Fe (91.76%)

    ~~~~54Fe (5.84%)

    ~~~~57Fe (2.12%)

    +~~~58Fe (0.28%)
    ________________
    ~~~~~~100%


    Haydi sizin gül hatrınız için bu rakam yuvarlaktır, orada binde 1 simgesi var açıklamada, %0,001 veya %0,00001 kadar da demir 60 olsun.

    Yani, işte bilim, işte makale, işte görüşümüz destekleyen kaynak diye ortaya konulan yazı, bingonun görüşü ile alakası olmayan bir yazı.

    Bakın, hangi bilgiden ne manayı çıkardığımız önemlidir.

    Bu forumdaki tiksindiğim şahış, bu ifadeden çekirdekte demir 60 var manasını çıkarmıştı mesela.

    2 cümle ile dünyayı fethetmeye kalkmak derken bunu kastediyorum.

    Tek bildiğimiz, uzaydan meteor geldiği. Bunuda demir 60 tan anladık.

    Bu bilgiden, gelen meteorun kütlesini bilmeden, çekirdekteki demirin normal demirmi yoksa izotopmu olduğunu bilmeden (sondaj muhabbeti buradan açılmıştı, çekirdeğe kadar sondaj mı yapıldı da çekirdekteki demirin demir 60 olduğunu biliyorsun demek istemiştim ama tecrübeli ve güçlü rakibim bunu çok güçlü ve tecrübeli olduğundan anlayamadı. ) Menfaat sağladığımız demirden uzaydan geldi, dünyanın oluşumunda demir yoktu demek ne derece doğrudur? Gördük ki, oranını bilmesekte varmış. En az YYB kadar olduğunu varsayarsak % 0,01 kadar demir zaten dünyayı oluşturan nebulayı, standart nebula kabul edersek içinde bulunuyor. Kaldıki dünyanın oluştuğu nebulanın özelliklerini bilmiyoruz. Tahminler yürütüyoruz. Bethrezenin verdiği alıntıya bakarsak:


    Walker said the bombardment probably occurred within 50 million to 100 million years after Earth first formed or accreted from smaller pieces of rock and dust some 4.6 billion years ago. The meteorites likely were dozens of miles (kilometers) wide much larger than asteroids and comets blamed for some later mass extinctions and they dumped enough material on Earth to equal the moons mass, Walker said.


    Bombardıman muhtemelen dünya 4,6 milyar yıl önce ilk formunu aldıktan veya küçük taş ve toz parçalarından oluştuktan sonra 50 ila 100 milyon yıl sonra
    olmuştur. Meteorlar astreoidlerden düzinelerce kilometre genişti ve sonradan kütle kaybı yüzünden kuyruklu yıldızlar suçlandı ve onlar dünyaya ayın kütlesi kadar kaynak bıraktı.

    Bu haber, demir uzaydan geldi görüşünü desteklese bile, bu haliyle dahi Dünyadaki kullandığımız bütün demir uzaydan geldi iddiası için yeterli değil.

    Neden mi?

    "dünya 4,6 milyar yıl önce ilk formunu aldıktan veya küçük taş ve toz parçalarından oluştuktan sonra"


    Dünyanın zaten taş toz vb nden oluştuğunu söylüyor. Hani bu nebulanın %99.9 u hidrojen ve helyumdu? Umarım demek istediğimi anlatabilmişimdir. Dünyanın oluşum şartlarını kimse bilmiyor. O yüzden

    "Daha çok yıldız patladıkça evren giderek ağır elementlerce zenginleşir. Bu zengin gaz ve tozdan, gezegenlere sahip yeni yıldızlar oluşabilir. İşte, Güneş sistemi, bu elementlerin yeniden biraraya gelmesiyle oluştu."

    Deniliyor. Şimdi bir kişi çıkıpta bu güneş sistemini oluşturan yığında demir yoktu, manyetit yoktu, Limonit yoktu, demir silika minerali yoktu diyebilir mi?

    Diğer yönden, bırakılan kaynak için verilen isim iron loving, demir seven elementler, yani: Au, Co, Fe, Ir, Mn, Mo, Ni, Os, Pd, Pt, Re, Rh, Ru



    Bu bilgiler ışığında,

    Menfaat sağladığımız demir uzaydan geldi, dünyada yoktu demek, en başından beri kabul edilebilir değil.


    Şimdi, hayır derken, neden hayır dediğimi ve bilinecek birşey olmadığını iddia ettiğimi umarım anlatabilmişimdir. Daha önceki yazıda da yazdığım gibi, dünyayı oluşturan bir nebula ise, içinde en az %0,01 demir zaten var. Yok dünya bambaşka şekilde oluştuysa bile, dünyadaki bütün demir uzaydan mı gelme sorusuna, mevcut bilgilerimize göre gönül rahatlığı ile hayır demekte bir sakınca görmüyorum.


    Tekrar belirteyim, bende bu konunun uzmanı değilim, bunun uzmanı olan insanlar gökbilimciler.

    Ben, ilkokulda bile basitçe öğretilen, "dünya yuvarlana yuvarlana oluştu" bilgisine ters birşey gördüğüm için bunu yazıyorum.


    Diğer konuda tartışmanın bu kadr uzamasının sebebi, 2 satırlık cümleden , cümlenin anlamını aşan çıkarımlar yapılmasıydı.


    Menfaat sağladığımız demir, gerçektende gökten gelmiş olabilir. Sonuçta bilim bu, 5 yıl sonra bu görüş gökbilimciler arasında geniş bir kabul görebilir.

    Ama şu an için, böyle bir durum yok. Var diyende, lütfen, alakasız çıakrımlarla değil, direkmen dünyada kullandığımız, menfaat sağladığımız demir uzaydan geldi ibaresi bariz belli olan bilgilerle gelsin.


    mesela bethrezenin verdiği linklerden birisi :

    National Geographic: The Iron (Fe) Came
    From Outer Space

    National Geographic just couple days back give the show that
    iron (Ferum) actually came down from the outer space. To show
    the similarities, here is from a scripture source :

    We sent aforetime our messengers with Clear Signs and sent
    down with them the Book and the Balance (of Right and
    Wrong), that men may stand forth in justice; and We sent down
    Iron (waanzalna hadiid), in which is (material for) mighty war,
    as well as many benefits for mankind, that Allah may test who it
    is that will help, Unseen, Him and His messengers: For Allah is
    Full of Strength, Exalted in Might (and able to enforce His Will)
    (QS.Al Hadid 57:25).
    There is no Book of Religion on earth that say this fact as Al
    Qur’an does.

    Bu linkte Nat-Geo ya dair bir bilgi yok.

    Diğer kitabı alıp okumamız lazım ki ulaşırsam neden okumayım

    Öbür linkte yukarda açıklmasını yaptığımız görüş.



    Hani Din ve bilim kol kola, hani bütün demir (sonradan da menfaat sağladığımız demir şeklinde karar değiştirildi) uzaydan gelmişti?




  • @Yeni Türkü, yukarıdaki bir mesajımda DÜnya 'nın manyeik alanından bahsetmiştim, Bu alanın azalması sebebi ile yere düşen demir içerikli meteor sayısındaki artıştan vs. Bunun kullandığımız demir ile alakası olduğunu düşünmüyorum tabiki de fakat merak ettiğim bir iki konu var,
    1. Dünya'nın manyetik alanı ne zaman oluştu ? (yani tabiri yerindeyse Dünya ne zamandan beri gökten inmek isteyen demirleri sepetliyor)
    2. Demir içerikli meteorların hepsi 60 izotop mudur ?
    Tamamen bilimsel merakımdan soruyorum, atışma ile alakam olmaksızın.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: _fisico_

    @Yeni Türkü, yukarıdaki bir mesajımda DÜnya 'nın manyeik alanından bahsetmiştim, Bu alanın azalması sebebi ile yere düşen demir içerikli meteor sayısındaki artıştan vs. Bunun kullandığımız demir ile alakası olduğunu düşünmüyorum tabiki de fakat merak ettiğim bir iki konu var,
    1. Dünya'nın manyetik alanı ne zaman oluştu ? (yani tabiri yerindeyse Dünya ne zamandan beri gökten inmek isteyen demirleri sepetliyor)
    2. Demir içerikli meteorların hepsi 60 izotop mudur ?
    Tamamen bilimsel merakımdan soruyorum, atışma ile alakam olmaksızın.


    Hocam birde sen yorma beni, inan şu cevapları hazırlamak bile 1,5-2 saat alıyor. Ve şu ara çok sıkışığım :/

    Konu hakkında bir bilgim yok, araştırabiliriz beraber, çeviri yapabilirim. Tabi çok uzun olmazsa makbule geçer ...




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Yeni Türkü


    quote:

    Orijinalden alıntı: _fisico_

    @Yeni Türkü, yukarıdaki bir mesajımda DÜnya 'nın manyeik alanından bahsetmiştim, Bu alanın azalması sebebi ile yere düşen demir içerikli meteor sayısındaki artıştan vs. Bunun kullandığımız demir ile alakası olduğunu düşünmüyorum tabiki de fakat merak ettiğim bir iki konu var,
    1. Dünya'nın manyetik alanı ne zaman oluştu ? (yani tabiri yerindeyse Dünya ne zamandan beri gökten inmek isteyen demirleri sepetliyor)
    2. Demir içerikli meteorların hepsi 60 izotop mudur ?
    Tamamen bilimsel merakımdan soruyorum, atışma ile alakam olmaksızın.


    Hocam birde sen yorma beni, inan şu cevapları hazırlamak bile 1,5-2 saat alıyor. Ve şu ara çok sıkışığım :/

    Konu hakkında bir bilgim yok, araştırabiliriz beraber, çeviri yapabilirim. Tabi çok uzun olmazsa makbule geçer ...


    Evet kaynaklara ulaşabilirliğiniz benden daha iyi, yabancı dilim yok malesef, yoksa posta kutuma Nasa 'dan hergün ortalama 10 - 15 haber mesajı geliyor ama nafile :/

    Ben aslında daha çok biliyorsunuz diye sormak istemiştim. Yoksa zahmet vermek niyetinde değilim :) Yine de teşekkür ederim.




  • quote:

    Tek bildiğimiz, uzaydan meteor geldiği. Bunuda demir 60 tan anladık.

    Bu bilgiden, gelen meteorun kütlesini bilmeden, çekirdekteki demirin normal demirmi yoksa izotopmu olduğunu bilmeden(…..)Menfaat sağladığımız demirden uzaydan geldi, dünyanın oluşumunda demir yoktu demek ne derece doğrudur?



    Şu şekilde bir fikir yürütelim.

    Herhangi bir yıldızın çekirdeği normal demirden oluştuğunda bu durum o yıldızın ölümüne sebep olabiliyor. Yaşar Eren’in çalışmasından yaptığım alıntıda şu vardı. “Demir ergir- merkeze doğru göçer ve çekirdeği oluşturur” Çekirdek, demirden oluşmuş ise ve hâlâ dünyamız için bir ölüm söz konusu olmadı ise, çekirdekteki demir (etkilerinin hafif görülmesi gibi bir nedenle)pekâlâ izotop olabilir.

    Şöyle bir durum da var. Her ne halde ve oranda bulunursa bulunsun mevcut demir, bitkilerin fotosentezinde etkili. Bu etki ile dünyanın devamını sağlıyor denilebilir. Öyleyse çekirdekteki demir izotop değil, normal demir olabilir mi? Mümkün.

    Yine Eren’in çalışmasına göre; “Demirin göçü sürtünme ısısını oluşturur” deniliyor. Bu sürtünme bir manyetik etki ve alan oluşturmaz mı? Oluşturur. Peki, bir izotop manyetik güç oluşturacak özelliklere sahip olabilir mi? Bilmiyorum. Olabiliyorsa menfaati açısından bu bile yeterlidir. Yoksa değil midir?

    Ben kaçıyorum..hayırlı geceler.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi seymes -- 25 Aralık 2010; 1:21:25 >




  • bence demir uzaydan gelmemiştir. demir denince aklıma ereğli demir çelik geliyor..


     Demir


     Demir
    2.219px × 1.398px

     Demir
    1.024px × 678px




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Yeni Türkü

    1-Kullandığımız tüm demir uzaydan mı gelme?

    Hayır. Dünyanın 4,5 milyar yıl yaşında olduğunu düşündüğünüzde, doğal olarak yüzeyde bulunan kayaların azımsanmayacak bir kısmı (şu an oran veremeceyeğim ama) "magmatik kayaç" sınıfına

    girmekte. Azımsanmayacak seviyede olduğunu nereden çıkarıyorum? Çünkü inşaat yaparken koyduğun çimento ve agrega (taş kum vs) kimyasal özellikleri önemli.

    Binayı yaptıktan 2 yıl sonra beton içinde reaksiyonlar sağı solu çatlatmamalı. İşte bu yüzden alkali - silika reaksiyonu gibi bazı sipesifik reaksiyonalrın

    kullandığınız agregada gözlemlenip gözlemlenmediğine bakmanız gerekiyor.

    Agraga da silika... Tanıdık geldi mi? Magma da ki silika olmasın? Agrega da kullandığın taşların basınç dayanımının belli bir aralıkta olması gerekiyor.

    Güçlü basınç dayanımları olan taşlar kullanılıyor. İçinde metal olabiliceğinden, lavların uzun süre de, yavaş yavaş soğuyarak, amorf değilde, düzgün kristal yapıda oldukalrından

    olabilir mi? Kullandığımız taş toprağın ne kadarının magmatik kayaç olabileceği hakkında bir fikir vermiştir umarım.



    Merhaba Yeni Turku,


    Ben de din tartismak istemiyorum. Kurandaki ifadenin de mecaz oldugu konusunda sana katiliyorum.


    Hepsini okuyamadim ama verdigin bilgiler icin tesekkurler. Ama alinti yaptigim kismi anlamadim.

    Sadece magmada demir oldugunu soylemissin. Magmadaki demirin nereden geldigi hakkinda bir sey bulamadim. Ornegin cekirdekten mi cikti yoksa yuzeyden mi indi?

    Magmanin yer yuzune cikmasi zaten bilinen birsey. Ama magma ve cekirdek icerisinde de tekntonik hareketleri var mi acaba? Yoksa bu durum sadece kuruyan tabakalar icin mi gecerli?




  • 
Sayfa: önceki 1234
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.