Çocukken oynadığınız oyunlar

ttmine · 2018-01-27T14:41:27.0000000+03:00

Küçükken, çocukken sokakta oynadığımız oyunlar vardı. Şimdiki çocuklar artık bu oyunları oynamıyor veya oynayamıyor. Hadi, şöyle bir eskilere gidelim, aklımıza gelen ilk oyunu veya oyunları, nasıl oynandığını burada paylaşalım. Ne dersiniz ? . O zaman ilk örneği ben vereyim. BEZİRGAN BAŞI UYGULAMA: İki oyuncu seçilir. Ebe olarak seçilen oyunculara bir hayvan ya da meyve ismi seçmeleri söylenir. Oyuncular, ellerini köprü şeklinde birleştirirler. Diğer oyuncular da sıraya girer. Bütün oyuncular hazır olunca oyunun şarkısı söylenerek oyuncular ebe olan çocukların etrafından dolaşır ve şarkıyı söyleyerek oyuncuların oluşturdukları köprünün altından geçerler. - Aç kapıyı bezirgan başı, bezirgan başı. - Kapı hakkı ne verirsin ?, ne verirsin? - Arkamdaki yadigar olsun, yadigar olsun. - Bir sıçan, iki sıçan, üçüncüsünde dolaba kaçan. Şarkı söylenirken, üçüncü sıçan dolaba kaçan dendiğinde o çocuk halkanın içinde kalır. Köprünün içinde kalan çocuğa diğer çocuklar duymadan hangi hayvan ya da meyveyi seçtiği sorulur. (Ör: Elma mı, kiraz mı?) Hangisini seçerse, o çocuğun arkasına geçmesi söylenir. Oyun bütün çocuklar köprüde kalana kadar devam eder. Bütün çocuklar ebelerinin arkasına geçtikten sonra çekişmece yapılır. Bir yere çizgi çizilir. O çizgiyi hangi grup geçerse yenilir, yani oyunu karşı taraf kazanmış olur. Oynamak isteyenlere, şimdiden iyi eğlenceler. :)

Ben de bir oyun anlatayım. Adı: Kale. Toprakta karşılıklı iki kişi oturur. Aralarına 2 sıra, 8 cm çap, 4 cm derinlik gibi 5'er çukur açılır. Her oyuncunun önündeki 5 çukur, kendisine aittir. 10 çukura da 5'er adet, misket boyutunda taşlar konur. Yazı-tura vb. ile, oyuna başlayacak kişi belirlenir. Bu oyun evde de, çay tabaklarına nohut konarak oynanabilir.

Başlayan kişi, sadece kendi tarafındaki çukurlardan birini seçerek, içindeki 5 taşı alır, sol yanındakinden başlayarak, sağdan sola sıra atlamadan her çukura 1 taş bırakır. Bıraktığı son taş dolu çukura gelirse, o çukurdaki tüm taşları alarak, bir sonradan başlayarak tekrar dağıtmaya devam eder. Ne zaman ki dağıttığı taşların sonuncusu boş bir çukura gelir, o zaman, o çukurun karşısındaki tüm taşları önüne alır. Bundan sonra karşıki oyuncuya sıra gelir. O da, kendi tarafındaki çukurlardan istediğini seçerek, yine saat yönünde dağıtır. Son taş boş çukura gelene kadar devam eder, karşı çukurdakileri önüne çeker. Sıra diğer kişiye gelir.

Her oyuncu, ilk yerleşim hariç, kendi tarafındaki çukurlarda birer birer biriken taşların sayısı 5'e ulaşınca, o çukurdaki 5 taşı önüne alabilir. Bu şekilde devam eden oyun, sonunda, bir oyuncunun oynayamayacağı bir duruma gelir. Kendi tarafında hiç taş kalmaz. Karşıdaki oyuncu, oyun tamamlandığı için, kendi önündeki taşların da sahibi olur.

Sonra herkes, kazandığı taşları kendi önündeki çukurlara 5'er adet doldurur. Fazlası olan, karşı oyuncunun çukuruna doldurur. 3 taş, 1 kale (çukur) kapatır. Yani, bir oyuncunun 8 fazla taşı olmuşsa, karşı oyuncunun çukurlarından 2'sini kapatır. 7 fazla taşı olmuşsa, 1 çukurunu kapatır. Kaybedilen çukur, bir nesne ile örtülür. Çukur kapatmaları, kaybeden oyuncunun sol başından başlar, sıra atlamadan kapatılır. Kapalı çukurdan taş alınmaz, taş da konmaz, hep atlanır. Oyun, bir oyuncunun 3'den az taşa düşmesi ile biter.

Anlatımı uzun ama, oyun gerçekten eğlencelidir. Bu oyun, 3'lü, 4'lü, 6'lı, 7'li taşlarla da oynanabilir. Beyni çalıştıran bir oyundur. Kartona, karşılıklı 10 cm çapında yuvarlak çizerek de oynanırdı kış günlerinde eskiden.

< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Marangoz_65 -- 9 Şubat 2018; 22:30:3 >

Bethesta

Yarbay

3979 Mesaj

Tüm Başarılarını Gör

Pablo Vader

Binbaşı

1980 Mesaj

Tüm Başarılarını Gör

limbesh

Binbaşı

1312 Mesaj

Tüm Başarılarını Gör

Çocukken oynadığınız oyunlar

Benzer içerikler