Şimdi Ara

AYDIN SAPMASI VE OZUR DILEMIYORUM KAMPANYASINA DAVET !!! (3. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
54
Cevap
0
Favori
2.441
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 123
Sayfaya Git
Git
Giriş
Mesaj
  • vasago haklısınız yani o arkadaşımzda belki farklı bir konudan böyle özeleştiri yapsa olaya daha objektif bir şekilde bakmak için belki hatalıyızdır ve hatamızı kabul edip özür dilemeliyiz demesi kabul edilebilir. hatta ben şahsen özürün gerçetkten çok büyük bir erdem olduğunu ve insan olduğumuz için mutlaka hata yapabileceğimizi ve busebeplede özür dilememiz gerektiğine inanıyorum. ama bukonu sıradan bir konu olmadığından, ülkemiz ve yüce milletmiz için çok önemli olduğundan bence burda insanlarımızın hassasiyetinide anlamak ve ona göre yaklaşmak lazım..
    quote:

    Orjinalden alıntı: vasago

    Haddime değil biliyorum ama @massaimassai arkadaşı savunma ihtiyacı hissettiğim için söyliyeceğim. Mesajlarını takip ettiğim kadarı ile kendisi din, dil, ırk gibi ayrımlara girmeden her milletten insana sadece "insan" gözüyle bakıyor. Bu yüzden bu konuda bir çok kişiden farklı bir mantığa dayanarak "özür dilemeyi bilmeliyiz" düşüncesini savunuyor.




  • quote:

    “Büyük Felaket”

    Özür kampanyasını düzenleyen dört kişiden biri olan Dr. Cengiz Aktar, kampanyayı izah ederken diyor ki:
    “Bu kampanyanın öznesi bireyler. Bireyin vicdanından gelen bir ses bu. Özür dileyen diler, dilemeyen dilemez.”
    Bir başka “aydın” şöyle diyor:
    “Sonuç olarak tarihi olayla ilgili bir grup insan, bir ulusla acıları paylaşıyor. İnsani bir şey yapıyor. Ne var bunda yani? Her zaman biz mi haklıyız? Kendi tarihimizde yüzleşeceğimiz şeyler yok mu?”
    Bu arkadaşlar ya attıkları imzanın anlamını bilmiyor ya da bu ülke insanını çok saf sanıyorlar... Ne diyor bakın özür metninde:
    “1915’te Osmanlı Ermenileri’nin maruz kaldığı Büyük Felâket’e duyarsız kalınmasını, bunun inkâr edilmesini vicdanım kabul etmiyor. Bu adaletsizliği reddediyor, kendi payıma Ermeni kardeşlerimin duygu ve acılarını paylaşıyor, onlardan özür diliyorum.”
    Büyük Felaket’in özel bir deyim olduğu büyük harfle yazılmasından da belli. “Büyük Felaket” Ermenice “Medz Yegern”in karşılığıdır.
    Nasıl Yahudiler soykırım yerine halk dilinde “Shoah”ı kullanıyorsa Ermeniler de “Medz Yegern”i aynı anlamda kullanırlar.
    Bu konuda en net yorumu emekli büyükelçi ve milletvekili Şükrü Elekdağ yaptı:
    “Büyük Felaket’i kabul etmek, soykırımı kabul etmektir.”
    Ermenistan da deyimi böyle tercüme ediyor. Ermenistan’ın en büyük haber sitesi Pan Armenian 15 Aralık günü haberi şöyle verdi:
    “200 Türk aydını soykırım nedeniyle Ermenilerden özür diliyor.”
    Aynı sitede Avrupa Ermeni Federasyonu Başkanı Hilda Tchoboian şöyle dedi:
    “EP should encourage Turks who apologized for Armenian Genocide.”
    Yani:
    “Avrupa Parlamentosu Ermeni soykırımı için özür dileyen Türkleri yüreklendirmelidir.”
    “Aydınlar” denen zevat aslında Türkiye’nin soykırımı kabul etmesi kampanyasını başlattı...

    İmza verenlerin kimisi bilerek, kimisi bilmeden “kalenin içerden fethi”ne omuz veriyorlar...
    Türkiye’yi mahkûm etme operasyonunu tazminat ve toprak talepleri izleyecek...
    O masum ! imzalar, Türkiye’ye yönelik büyük bir komploya hizmet ediyor...

    Melih Aşık


    Kaynak




  • Hepsinden beteri Cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturan zat-ı muhteremin bu özürcülere destek çıkmasıdır hatta siper olmasıdır. Ben özür dilemesem ne olur.

    Zaten Ermenistan'a futbol maçına gitmeler ve arkasından medyada estirilen güya yakınlaşma ve açılma rüzgarları bu iradenin dış kaynaklı bir irade olduğunun en başından beri işaretleriydi bence. Merhum Hrant Dink'te bu yolda zemin hazırlığı için öldürtülmüş olabileceği şüpheleri taşıyorum.
  • 1915'e geriye gitmeye bile gerek yok. Daha 20 sene öncesine kadar Asala'nın; Orly'de ve Avrupa'nın çeşitli şehirlrinde diplomatlarımızın ve insanlarımızın canını alırken bu aydın denen zibidi ve soysuz takımı neredeydi? Bizim insanımız öldürülürken iyi oluyor da, savaş esnasında ''Millet-i Sadıka'' denen tebaanın kışkırtılamsıyla azgınlaşan bir kitle yüzünden üstelik vatan toğrağı içinde tehcir edilmesinin neresi kötü? Dünyanın hangi ülkesinde bu çifte standart varmış söylesin bu bozguncular...

    Bu kadar satılmışlık olunmaz!..
  • Yıl 1915
    Ermeni tecrit yılı
    İngiliz kaynaklarına göre ; 1,2 milyon göç, 600 bin ölü
    Türk kaynaklarına göre; 400 bin göç, 60 bin ölü
    ABD kaynaklarına göre ise 500 bin göç

    Osmanlı nüfus sayımı 1914; ermeni nüfusu 1.3 milyon
    Ermeni kilisesi vergi kayıtlarına göre ermeni varlığı 1.9 milyon
    Ermenilere göre katledilen kişi sayısı 1.5 milyom

    Rakamlar değişir

    Osmanlı arşivlerine göre ise 1906- 1922 arası ermeni teröristlerin öldürdüğü Türk, Rum, Musevi sayısı 500 bin

    Bütün bu rakamların yüzde onu bile gerçek olsa büyük üzüntü nedenidir ama özür dilemek için henüz erken…

    Bundan sonra yazacaklarım hemen tamamıyla tarihi bilgi, kimi Türk kimi yabancı kaynaklı alıntıdır.
    Tarih olmadan bir şey savunmak boş konuşmaktır ki bilgisizlerin en sevdiği şeydir.
    Efendim bunlar resmi Türk tezleridir…gibi itirazlar olacaktır, yanıtım Ermeni tezlerini de itiraz edeceklerin yazmasını dilemek olacaktır. Yeri değil ama, Malta sürgünlerine hiçbir kanıt bulamayıp mavi kitabı düzmece ilan edenler Türkler değil İngilizlerdir.

    1545-1784 yılları arasında yaklaşık 57 ermeni ayaklanması olmuştur.
    1855 – ilk ermeni ayaklanması, Hamidiye Birlikleri tarafından bastırılır, çok kanlı olur, Ermeniler Hamidiye Katliamı diye anımsarlar
    1870- İlk örgütlü ayaklanma
    1880- Erzurumda silahlı saldırı
    Erzurum Olayı (Haziran 1890)
    Kumkapı gösterisi (Temmuz 1890)
    Merzifon, Kayseri, Yozgat Olayları (1892-93)
    Birinci Sasun isyanı (Ağustos 1894)
    Bab-ı Ali gösterisi (Eylül 1895)
    Zeytun isyanı(Kasım 1895)
    Van isyanı (Haziran 1896)
    Osmanlı Bankasına Saldırı (Ağustos 1896)
    İkinci Sasun İsyanı (Nisan 1904)
    Yıldız'da Abdülhamit'e bombalı saldırı (Temmuz 1905)
    1909- Adana Ayaklanması

    Bunlar en büyük ve önemli ayaklanmalar, sanılmasın ki bu kadar az!

    Ermeniler, Rusya ve Osmanlı toprakları üzerinde yaşalar, 1870 yıllarına kadar Rusya, Ermenileri Ortodoks olmaya zorlayan politikaya sahiptir, Ortodoks olmayı kabul etmeyen Ermeniler, hapse atılır, Sibirya ya sürülürler, kiliseleri kapatılır, ermeni dili yasaklanır! Arkadaşlar, soykırım tanımımı hatırlayın!
    1877 yılında Osmanlı-Rus savaşı patlak verince zaten var olan ermeni terör örgütleri ve konumları Rusya için yeni bir dış politikaya malzeme olur, Rusya Doğu Anadolunun 6 ilini Ermenistan olarak ilan-vaad eder. Ermeni teröristler şifreli talimat yanınlar; “ Ruslar huduttan ilerler Osmanlı çekilirse her taraf birden ayaklanacak, Osmanlı ateş arasında bırakılacak, devlete ait binalar yıkılacaktır. Eğer Osmanlı ordusu ilerlerse, Ruslara yardım edilecektir.”

    Sonuç; Ruslar, Erzurum, Bingöl, Van ve Bitlisi işgal ederler, Rus ordusunda 15000 den fazla ermeni, asker olarak görev yapar. Daha sonra İtalyan üniforması giyeceklerdir. Bu kentler Osmanlı ve Rus orduları arasında el değiştirler.

    1915 de Sarıkamış yenilgisiyle Ruslar Doğu Anadoluya doğru ilerler, Erzincan’ı işgal ederler, 250 bin Ermeni Van da toplanır. Rus ordusuyla birlikte savaşmaya devam ederler.
    1915 Van ayaklanmasıyla Osmanlı ordusundaki tüm Ermeniler silahsızlandırılır, 24 Nisanda İstanbuldaki 2500 kadar ermeni sürgün edilir, 700 kadarı bazı kaynaklarda da daha çoğu ölür ya da öldürülür. Ermenilerin dünyada ki ermeni soykırımını 24 Nisan seçmelerinin nedeni budur.


    Peki, aslında tablo ne?
    Rusyanın asimile etmeğe çalıştığı Ermenilerin Osmanlıdaki konumları ne?
    Hani bir ulusu ezersin, dillerini yasaklar, ibadetlerini engellersin o da sana karşı öfke duyar, Peki Ermeniler nasıl yaşıyorlar?

    Osmanlı imparatorluğunun ilk elçisi (Paris) Agop Gırcikyan 1834
    Özellikle Tanzimat fermanıyla birlikte
    PTT Genel Müdürü, banker, bakan, milletvekili, politikacı, müsteşar, bürokrat, asker, devlet memuru gibi sıfatlara, makamlara gelen Ermeniler, özellikle İstanbulda ticaret ve altın işiyle uğraşırlar, sarayın resmi altıncılığı bile yaparlar, Yahudilerle aralarında ticaret kavgaları bile doğar. Kiliseleri açık, gazete, dergi basan, 1. dünya savaşı sırasında kabinede 2 tane bakan bile bulundurabilen, Osmanlı petrolünün haklarını temsil bile edebilecek kadar sivrilebilen konuma gelebilmektedirler. Bütün bunlarda şaşılacak bir şey yoktur, sorun insan gibi yaşadıkları topraklarda Türk avına çıkmış, işgalci bir devlete yataklık ve yardımcılık hatta bizzat erlik yapmış olmalarıdır. Annesi Ermeni olan ve bunda hiçbir problem olmayan
    Abdülhamit’e bombalı suikast düzenleyebilecek kadar terör eylemlerine bulaşmış olmalarıdır sorun!

    Modern anlamda dünyada ilk terör eylemlerinin Osmanlı dönemindeki Ermeni saldırıları olduğu söylenebilir, banka basma, bombalı suikast, sokak ortası infaz…Kendilerine ilk olarak bir isim de bularak“İntikam Ve Adalet Hareketi” olarak adlanan Ermeni terörünün bir özelliği de dış kaynaklı olması. Taşnaklar Cenevre de, Hınçaklar Tiflis te kurulmasına rağmen hareket alanları Anadoludur. İlk olarak özellikle İstanbul ve Anadolu Ermenileri tarafından benimsenmezler, bu yüzden ilk kurbanları Ermeniler olmuştur, bu hem Ermenilerde korkuya hem de dış basında Ermeniler katlediliyor diye propagandaya yol açmıştır.

    İşte marifetleri( bu bölüm alıntıdır) ;

    Ermeni Taşnak Partisi'nin, 1910 yılında Sosyalist Enternasyonal'e sunduğu raporda, Ermeni çetelerin nasıl kurulduğu ve ayaklanma hazırlıkları anlatılıyor.
    Popüler Tarih dergisinin nisan 2005 sayısında yer alan raporda, ''Bitlis ve Van'ın köylerinde, 1908'de bütün Ermeni halkı bayrağımızın altında örgütlenmişti'' deniliyor.
    Dergide, araştırmacı Orhan Koloğlu imzasıyla yer alan yazıda, raporun, 'Brüksel'deki Vandervelde Sosyalist Enternasyonal Arşivi'nde, B.579238 numara altında kayıtlı' olduğu belirtiliyor.
    Yazıda, Cenevre'de 1910 yılında basılan Fransızca raporun, Sosyalist Enternasyonal'in o yıl Kopehnag'da toplanan kongresine sunulmak üzere, M. Warandian (Varandiyan) tarafından hazırlandığı kaydediliyor.
    Dergide açıklanan ve ''Enternasyonal'in bir şubesi Türkiye Asyası'nda, Ermenistan'da kurulmuştur'' cümlesiyle başlayan raporda, 1905'de Yıldız Sarayı'nda II. Abdülhamid'e yapılan suikast girişimi ile Van Valisine suikast, şöyle anlatılıyor:
    ''Bir araba içinde Yıldız'a taşınan Taşnak'ın ölüm makinesi, 8 haziran 1905 günü Selamlık'ta infilak edip 40 kişiyi öldürdü; ama asıl hedefi olan Abdülhamid'e ulaşamadı. ... Doğu Anadolu'nun, bu talihsiz bölgenin felaketi sayılan Kürt haydutlarıyla mücadele ettik... Van valisine suikast düzenleyip öldürdük.''

    Ayaklanma hazırlıkları

    Taşnak sözcüsü M. Warandian (Varandiyan), raporda, ihtilalci örgütlerinin nasıl silahlandığını ve hazırlandığını ayrıntılı şekilde,aynen şöyle anlatıyor:
    ''Bitlis ve Van'ın köylerinde, 1908'de bütün Ermeni halkı bayrağımızın altında 'siyasi gruplar' halinde örgütlenmişti. ... Bu gruplar savunma ve saldırı için talimliydiler. Her köyde, en deneyimlive en cesurlardan -çoğu 45 ile 50 yaşları arasında- güvenilir beş ila sekiz kişi seçiliyor ve bunlar yoğun bir gözetimle görevlendiriliyordu. Bu gruplar, fedailerin çeşitli ihtiyaçlarını karşılayacak, onları bir yerden diğerine aktaracak, kovalanma durumunda kaçmalarını sağlayacak ve özellikle Kürt çetelerince tehdit edilen komşu köylere yardım edecek, seyyar çetelerdi.''

    Ermeni çetelerin örgütlenmesi

    Raporda, bu 'seyyar çeteler'in yanında her köyde bulunduğu belirtilen başka gruplar şöyle sıralanıyor:
    Militan grup: Daima köyün içinde kalmakla yükümlü 30-50 kişi; görevleri, saldırı anında vurmayı sağlamak.
    Yardımcı ya da 'maliyeci' grup: Maddi kaynakları bulmakla yükümlü olanlar.
    Askeri grup: Silah sağlayanlar.
    Kadınlar grubu: Mektup taşımak, değişik mahalleler arasında haberleşmeyi sağlamakla görevliler.
    Orhan Koloğlu, yazısında, Ermeniler için, ''... herhalde bu yüzden, olayların tarihçiler düzeyinde değerlendirilmesine de yanaşmıyorlar'' diyor.

    Van'da katliam

    Dergide yer verilen kronolojide ise şunlar yer alıyor:
    ''Mart 1915'te Rus kuvvetleri Van'a doğru harekete geçtiler. 11 nisan günü Van Ermenileri isyan etti ve Müslüman halka saldırdı. 21 Nisan günü, Çar II. Nikola, Van Ermeni Devrimci Komitesi'ne bir telgraf çekerek, 'Ruslara hizmetlerinden dolayı' teşekkür etti. ... 1915 şubatında başlayan Van Ermeni ayaklanması, nisanda doruk noktasını yaşadı. Ayaklanmanın ilk birkaç gününde, 30 bin Müslüman öldürüldü. Amerika'daki Ermeni gazetesi Gochnak, 24 mayıs tarihli sayısında, Van'da sadece bin 500 Türk kaldığını bildirdi. Osmanlı kuvvetleri Van'a 22 temmuz 1915'te girebildiler.''

    'Ermeni sorunu' nasıl yaratıldı?

    'Ermeni terörü' konusunu bir dosya olarak ele alan Popüler Tarih dergisinde ayrıca, 'Ermeni taburlarının, Batılı devlet adamlarınca yaratıldığı' belirtiliyor.
    Dergide, bu konuda özetle şöyle deniliyor:
    ''Önce Ruslar, sonra da İngiliz ve Fransızlar, Birinci Dünya Savaşı'ndan Kurtuluş Savaşı'na uzanan dönemde, Osmanlı İmparatorluğu'nu parçalamak için, 'Ermeni sorunu'nu her seviyede kullandılar. ... 19'uncu yüzyılın ikinci yarısından sonra yavaş yavaş dillere yerleşen 'Ermeni Sorunu' tabiri aslında hiçbir devlet için 'sorun' olarak görülmemiştir... Bu konuyu 'sorun' sayanlar ve 'dava'yı takip edenler, Ermeni Kilisesi, Ermeni terör örgütleri ve Batılı ülkelerin 'tuzu kuru' diasporaları olmuştur. Ama bu 'sorun' yaratılmıştır ve sorunu yaratanlar da Sevr'den çok önce Skyes-Picot Antlaşması'nı yapan Batılı devlet adamlarıdır... ''


    SONUÇ;

    Yıl 1915
    Osmanlının durumu;
    Ruslar doğu Anadolu içine yürüyorlar, bölge halkı Ermeniler tarafından terörist saldırılara maruz kalıyor, 500 bin insan yok ediliyor!
    İngilizler ve Fransızlar Çanakkalede
    Güneyde Araplar İngilizlerle işbirliği içinde Türklere saldırıyor
    Ve tecrit kararı alınıyor, o dönemde her ulusun alacağı bir karar
    Şimdi Osmanlıdan bu savaş ortamında bir bazı insanların deyim ile, bir devlete yaraşır, tam korumalı bir göç yaptırılabilir mi?
    Siz , işkence görmüş, tecavüz edilmiş, öldürülmüş Anadolu insanından nasıl korursunuz göç edenleri? Göçe korumalık yapan askerin midesi boş, üstübaşı harapken tecrit edilenlere 3 öğün yemek nasıl verilir düşündünüz mü?

    İşte Mustafa Kemal’ in sözleri; “ Osmanlı doğu cephesinde Ruslara karşı savaşırken, Ruslar içinde Türk kıyımı yapan Ermeni askerleri vardı. Tansak örgütü Türk cephesinin arkasında Osmanlı olan Ermenileri kışkırtarak, Osmanlı askerlerinin ikmal yollarını kesmistir, cephe gerisinde köylere baskın yaparak çoluk çocuk ne bulurlarsa toplu olarak öldürmeye başlamışlardır. Osmanlı içte, arkada kendi, önde ise Rus Ermenilerin kıskacında kalmıştır. Buna karşı önlem almak üzere biricik çare yağı(düşmanla) işbirliği yapan Ermenileri geçici sürgüne yollamasıdır. O çağda aç, sel sefil olan Osmanlı askeri hastalıktan kırılırken, sürgün yollarında da bir çok Ermeni hastalıktan ölmüştür. Kalanlar o çağda Osmanlı toprağı olan Suriye ile Lübnan kentlerine yerleştirilmiştir. Anadolu’da başlayan Kurtuluş savaşıyla birlikte değişen siyasi koşullar sonucu , gidenlerin pek azı geri dönmüştür”.

    1.Dünya savaşında yaklaşık 4 milyon Türk öldürülür, güneyde Araplar, batıda Sırplar, Bulgarlar, Yunan ve Ermeniler bu işi başarırlar. Bundan kimseden ses çıkmaz! Kimse özür dilemez. Biz yazınca da adı resmi tarih oluverir!! Batılıların her yazdığı doğru bizimkiler de külliyen yalandır!!:(
    6. filoya hayır diye bağırırken emperyalizimi anımsatanlar kültürel emperyalizmi ve tarihsel yıkımı unutmayıp, emperyalizim her atağına karşı da bi zahmet duruversinler!

    Gelelim Ermeniler bir şey istemiyor masalına; Ermeni Anayasasının 13. maddesi, açıp bakın Ağrı dağı onların!
    Yine 23 ağustos 1990 bağımsızlık bildirgelerine göre Ermenistan devletinin ilkesi BATI ERMENİSTAN da soykırım olduğunu Türkiye ye ve Dünyaya kabul ettirmek. Ermenistan ayrıca bütün bunların üstüne Türkiye ile arasındaki sınırı belirleyen 1920 tarihli Gümrü ve 1921 tarihli Kars Anlaşmasını da tanımamaktadır.

    Batı Ermenistan; Trabzondan Adanaya kadar uzana, geçmişte Ermenilerin yaşadıkları, yaklaşık 300. 000 km kare alan
    Elalem ne kadar saf, bakın sadece bizden bi özür istiyorlar!!
    Azerbaycan topraklarını % 20 si Ermenistan işgali altında, kim konuşuyor?
    Türkiye’nin 40 diplomatı sözde Ermeni soykırımı için öldürülürken batının eli bile kıpırdamamıştır. Yeryüzünde bu düzeyde yetişmiş, aydın, suçsuz kıyımının bir örneği daha yoktur




  • quote:

    Orjinalden alıntı: yanlızkurt_35

    AYDIN SAPMASI VE OZUR DILEMIYORUM KAMPANYASINA DAVET !!!


    Degerli okur ,

    Bilindigi gibi Ulkemizde AYDIN SAPMASI vardir.
    Aslinda bu sapmaya ugrayanlari "AYDIN" olarak nitelemek yanlistir.
    Bu niteleme ,gercek ulke aydinlarina haksizlik olmaktadir.

    Aydinlanma sapkinligina ugrayanlar,
    Kuresel efendilerinin yaninda diz cokerek saf tutarlar .
    Avuclarini hizmetlisi olduklari efendilerine acarlar.
    Yurekleri ve beyinleri disa bagimlidir.
    Bir sirt oksanmasina neler satmazlar ki !

    Vatan , Millet , Bayrak , Bagimsizlik ONLAR icin anlamsizdir.
    Guclu olana ve hizmetlerini odullendirenlere hizmeti severler.
    Kendi soylemleriyle ,
    iki kadin memesine vatanlarini satarlar !

    Kapitalizmin ,pembe emperyalist gulucuklerine kur yaparlar !
    Emperyalist baronlarini cok severler !!!

    Bildigimiz gibi bu sapmaya ugramis olanlardan,

    Prof. Ahmet İnsel,
    Prof. Baskin Oran,
    Dr. Cengiz Aktar,
    Gazeteci Ali Bayramoglu ,

    Ermeni'lerden ozur dileme kampanyasi baslatmislardir.
    Bu konuda kaleme aldigim asagidaki yazi sonrasi degerli Prof.Dr.D.Ali Ercan
    bu konuda bir imza kampanyasi onermistir..

    Degerli dostlar ,

    Imza kampanyasinin saglikli yuruyebilmesi icin ,
    TEK BIR ve GUVENILIR bir site sahibinin bir link acarak
    bu kampayayi ustlenmesi gerektir.

    Gorebildigim kadariyla ,
    YURT DISINDA YASAYAN VATANDASLAR KURULU
    Bu konuda duzenleme yaparak , kullanisli bir link acmistir.

    Sizleri asagidaki linkte ;

    OZUR DILEMIYORUM KAMPANYASINA DAVET EDIYORUM.

    Lutfen siz ve aile bireyleriniz linki tek tek imzalayiniz.

    Bu duyuruyu olabildigince cevrenize iletiniz.
    Katilimlarini isteyiniz.


    Özür Dilemiyorum - I Do Not Apologize
    http://www.yyvdkusa.org/







    BIR IHANET BELGESI


    Degerli Vatandasim ,

    Sizlere asagida bir ibret belgesi sunuyorum.
    Bu imza belgesi,
    Ulkemizin sozde aydinlarinin,
    Ermeni'lerden OZUR DILEME BELGESIDIR .

    Bu imza belgesi ,
    SEVR'e hizmet ,
    bu kisilerin kendi toplumlarina ve ulkelerine yaptiklari,
    bir IHANETin belgesidir.

    Bu belge , kendi toplumuna ardini donen kisilerin isimlerini ,
    tarih icinde gelecek kusaklara tasiyacak ve bu kisileri hak ettikleri
    yere koyacaktir.

    Bu listeyi saklayiniz.
    Listede isimleri olanlar zaman icinde,
    Ya Soros , ya CIA , ya NED , ya BILDERBERG baglantilari,localar ,
    ve AB fonlarindan yemlendirmelerle veya kisisel odullendirmelerle ,
    taltifen aldiklari kadrolarla, makamlarla karsimiza cikacaktir.

    Ermeni baskaldirilarinin temeli ,
    1860'da Ermeni Milli Anayasası (Sahmanadrouthiun) ile ortaya çıktı .
    1863 te Babıâli tarafından. Ermeni Millet Nizamnamesi adı altında kabul edildi.
    Bu gelişmelerden ve Avrupa'nın desteğinden cesaret alan bazı Ermeniler,
    gizliden gizliye Türk-Ermeni. Müslüman-Hıristiyan düşmanlığını,
    okullar ve toplantılarda Ermeni gençlere aşılamaya basladilar !!!

    Tarihin icinde 1915 tehcir olayi olarak yer alan ,
    Olayin temelinde ,

    Rus ile , Fransiz ile , Ingiliz ile
    bir olarak Osmanli'ya bas kaldiran,
    ceteler kurarak 600 bin civarinda Turk'u katleden,
    Osmanli'ya SAVAS DONEMINDE ihanet eden ,
    arkadan vuran Ermeni toplumu vardir.

    18 Mart 1915'te İtilaf Devletleri Çanakkale'ye saldırırken ,
    aynı günde Osmanlı Ermenilerinin isyani baslamistir !!!
    Şubat 1915 başlarında Van ihtilalinin başlayacağının işaretleri gorulmustur.
    Bu isyanı diğer isyanlar takip edecektir.
    Kilikya'da ayaklanan Ermenilere silah ve cephane
    Yunan gemileri tarafindan tasinmistir.
    Bu donemde ise ;
    14 Ermeni asilli vekil ve pasa gorevdedir !


    Bu bir kirismadir.
    Kirismayi baslatan ise Ermeni toplulugudur.
    Osmanli Devleti O gunun imkanlari icinde sadece kendisini savunmustur ....
    Her bir tehcir veya mubadele olayinin kendi icinde trajedi tasimasi ,
    Bu durumun geregidir.

    Ermeni tehciri olayini tek yanli olarak yorumlayip ,
    kabahati kabul edenler ozur dilerken ,

    Ermeni'ler tarafindan vahsice katledilmis olan
    600 bin Turk,
    Asala tarafindan katledilmis olan diplomatlarimiz dahil 70 kisi,
    Hocali katliaminda vahsice oldurulmus olan yuzlerce
    Azeri Turk kardeslerimiz icin acaba ne dusunuyorlar ?

    Bu nylon aydinlar ,

    Anadolu'yu istila etmis olan ,
    Ingiltere'den,
    Fransa'dan,
    Yunanistan'dan
    Italya'dan,
    Anzak'lardan
    NEDEN ,
    OZUR ISTEGINDE BULUNMUYORLAR ?

    Turkiye'nin dis ve ic politikasini yonlendiren
    kureselcilere , AB'ye , ABD'ye perde arkasinda olan Israil'e,
    neden edilgen ve sessizler ?

    Imzacilar ,
    bir paranin IKI YUZU oldugunu bilmezden geliyorlar.
    Kendi milli aidiyetlerinle celisiyorlar.

    Kuresel'ciler tarafindan dayatilan ve talep edilen,
    sozde Ermeni soykirimini ve Ermenistan'i tanima isteginin yolu ,
    Cumhurbaskani A.Gul'un ,
    Ermenistan'i HAVADAN - SUDAN nedenle ziyaretiyle baslatilmistir.

    Asagidaki imza belgesi ise bu acilimin ve GOP/BOP 'un devamidir.
    Sevr'in sozde aydinlarla tekrar Turk toplumu onune konmasidir.
    Toplumu alistirmak ve benimsetmek oyununun bir bolumudur.

    Bu imza listesi ,
    C.Dundar'in Belgesiz filimi Mistik'in bir baska versiyonudur.
    Ulke gundemindeki temel sorunlari buyutmek,
    bazilarini da toplum belleginden kacirmak,unutturmak isteklidir !
    Turkiye'nin , Tehcir konusunda var olan hukuki haklarini karartmaya yoneliktir.

    Bu belgeye imza koyanlar,
    yasamakta olduklari ulkeye ,
    Turkiye Cumhuriyeti Devletine,
    tarihin gerceklerine ihanet ediyorlar.
    Buyuk , kuresel bir oyunun hizmetine giriyorlar.

    Agri daginin,
    ARARAT olmasina destek veriyorlar.

    Bu imzalarin ardindan ,
    3 T 'yi bekleyiniz ...

    TANINMA
    TAZMINAT
    TOPRAK

    Listeye konan her bir imza ,
    Ermenistan'a ve cikarlarina hizmettir.

    Listeye imza koyanlari
    ve koyacak olanlari kiniyorum.


    *****************************************************************************************



    BU UNUTULUR MU?
    ( Unuttuk '' Unutturuldu '' Maalesef…)
    NALET OLSUN BU İÇİMDEKİ İNSAN SEVGİSİNE
    ********
    Birinci Dünya Savaşı'nda
    İngilizlere,
    150 bin askerimiz esir düştü.
    Bu askerlerden bir kısmı da Mısır'ın
    İskenderiye şehri yakınlarında bulunan Seydibeşir Usare Kampı'na
    Hapsedildi.
    ********
    Kampın tam adı,
    'Seydibeşir Kuveysna Osmani Useray-I Harbiye Kampı' idi.
    Bu kampta,
    1918'de
    Filistin Cephesinde esir düşen 16. Tümen'in 48. Alayı'na bağlı
    Osmanlı Askerleri
    Tutuluyordu.
    ********
    12 Haziran 1920'ye kadar
    Iki yıl boyunca
    Her türlü işkence, eziyet, ağır hakaretler ve aşağılamaya maruz kaldılar.
    ********
    İnsanlık dışı muamelenin nedeni ise Ermeniler idi…
    ********
    Kamptaki, Türkçe bilen Ermeni tercümanların
    Yalan yanlış çevirileri ve
    kışkırtmaları nedeniyle,
    kampların İngiliz komutanları,
    azılı Türk Düşmanı haline
    gelmişlerdi.
    ********
    Savaş bitmişti.
    Ancak,
    Kamptaki ağır koşullar nedeniyle
    ölenler dışındaki askerleri
    Teslim etmek,
    İngilizlerin işine
    Gelmiyordu.
    Çünkü,
    olası yeni bir savaşta,
    Bu askerlerin
    Yeniden karşılarına çıkabilecekleri, Ermeniler tarafından,
    İngilizlerin beyinlerine işlenmişti.
    ********
    Çözüm
    Toplu katliamdı…
    Askerlerimiz,
    Mikrop kırma bahanesiyle,
    süngü zoruyla
    Dezenfekte havuzlarına sokuldu.
    Ancak;
    Suya normalin çok üzerinde
    'krizol' maddesi
    katılmıştı..
    Mehmetçik,
    Suya daha ayağını soktuğunda,
    aşırı krizol maddesi nedeniyle haşlanıyordu.
    Ancak,
    İngiliz Askerleri,
    dipçik darbeleri ile askerlerimizin havuzdan çıkmalarına izin vermiyorlardı.
    Mehmetçikler,
    Bellerine kadar gelen suya başlarını sokmak istemediler.
    Ancak,
    Bu kez İngilizler havaya
    (başlarının üzerine)
    ateş etmeye başladı.
    Askerlerimiz,
    ölmemek için,
    çömelerek başlarını suya soktular.
    Ancak,
    başını Sudan kaldıran artık göremiyordu.
    Çünkü gözleri yanmıştı…
    ********
    Dışarı çıkanların halini gören
    sıradaki askerlerimizin direnişleri de fayda etmedi
    Ve 15 000 (15 bin) askerimiz
    kör oldu.
    Bu vahşet,
    25 Mayıs 1921 tarihinde
    TBMM.' de görüşüldü.
    Milletvekilleri Faik ve Şeref Beyler
    Bir önerge vererek,
    Mısır'da esirlerin
    Krizol banyosuna sokularak,
    15 bin vatan evladının gözlerinin kör edildiğini,
    Bunun faili olan
    İngiliz doktor,
    Garnizon Komutanı ve
    Askerlerin
    cezalandırılması için,
    TBMM' nin teşebbüse geçmesini istediler.
    ********
    Ancak,
    Yeni kurulan devletin bin türlü derdi vardı.
    Ağır sorunlarla uğraşan TBMM' de
    Bu hesap sorma işi
    Unutuldu gitti.
    Ama onlar
    Unutmuyorlar…
    Kendi ihanetlerini bile
    soykırım ambalajına sarıp,
    dünya kamuoyuna
    Sunuyorlar.
    En üzücü olanı da
    Malum birilerinin,
    Bu karalama kampanyalarına
    çanak tutması…
    ********
    ERMELİLER SOYKIRIM YAPILDI DİYE DÜNYAYI AYAĞA KALDIRIYOR.
    BİZİM
    TARİHİMİZDEN HABERİMİZ YOK.!!!
    Not:
    ... LÜTFEN ...
    EĞER ŞEHİTLERİMİZE SAYGINIZ VARSA;
    3 dakikanızı almaz
    Bu yazıyı
    arkadaşlarınıza göndermek…

     AYDIN SAPMASI VE OZUR DILEMIYORUM KAMPANYASINA DAVET !!!






  • quote:

    Orjinalden alıntı: vasago

    Haddime değil biliyorum ama @massaimassai arkadaşı savunma ihtiyacı hissettiğim için söyliyeceğim. Mesajlarını takip ettiğim kadarı ile kendisi din, dil, ırk gibi ayrımlara girmeden her milletten insana sadece "insan" gözüyle bakıyor. Bu yüzden bu konuda bir çok kişiden farklı bir mantığa dayanarak "özür dilemeyi bilmeliyiz" düşüncesini savunuyor.


    Desteğiniz için tşk ederim. Hümanist olduğum doğrudur. Önce Hümanist sonra Türküm. Herbir etnik kültüre saygılıyım. Seviyorum da! Özür dileme amacım hem insanlığım, hemde Türklüğümle alakadardır. Çünki ben atamdan böyle gördüm. Atamın göreli olarak adil ve iyi insan olduğuna inanıyorum. Ermeni tehciri konusunda yine atamdan aldığım kültürle hareket ediyorum. HErkes bunun doğru olduğu düşüncesinde olmayabilir. Bu benim kanım...Eğer bir hata varsa özür dilemekten kaçınmam... Ki tehcir de hata var!

    Saygılarımla,




  • Türklerin tarihinde hiçbir utanılacak olay yoktur.

    Not: Van'ın isminin Şehitvan olarak değiştirilmesi için başlatılan kampanyaya destek verelim.
  • quote:

    Orjinalden alıntı: ardent_boy




    rica ederim teşekkürler

    bir başka dip not daha

    1900 lü yılların tamda başında dünyada çok büyük bir banka ve petrol şirketi vardır; petrol şirketinin adı sizce nedir arkadaşlar

    1-bp
    2-shell
    3-elf
    4-total
    5-birtane daha var ama ismini bulamadım şu an
    6-hepsi

    evet şimdi dikkat yıl 1900 yılların başı demiştik

    o şirket en büyük olan şirket bir osmanlı şirketi idi 1. dünya savaşından hemen önce ingiliz yalakası bir ermeni tarafından ki bakanlık ta görevli şirketten sorumlu şahsiyetsiz şirketin batması için ingiliz ve fransızlar ile elinden geleni yapmıştır

    eeeeeee ne var bunda diceksiniz dimi

    şimdi tekrar dikkat

    o şerefsiz ermeni o şirketin başına çorap örmeyi başarır ve hakkına düşen pay da ingilizler ve fransızlar tarafından anlaşmalar ile payına düşen %1 evet evet yanlış okumadınız %1 ile belçikada öldüğünde ki ( ASALA,PKK ve ermeni vakıflarının enbüyük destekçisi idi ) dünyanın sayılı zenginlerinden biri ve enbüyük servet sahiplerinden biri ayrıca çoğu luvr müzesine bağışlanmış enbüyük tablo kolleksiyoneri idi.

    pekii soruya cevabı bulabildinizmi acaba ?

    daha da meraklanmanıza sebebbiyet vermeden cevaplıyayyım

    6. şık hepsi cevabı doğru olucak

    yaaa

    o şirket OSMANLI PETROLLERİ olan adı 5 e bölünüp paylaşılıp listedeki 5 şirket oluşturuldu ve o şerefsiz ermenide bunlardan aldığı para ile hem gününü gün etti hemde bize hayatı zehir etmeye devam etti

    tarihimizi bize okutmamakta direnenler ve okumaya değer bulmayanlar inşallah daha dikkatli olurlar




  • @yanlızkurt_35

    Bahsettiğniz ermeni asıllı osmanlı vatandaşı Kalust Sarkis Gülbenkyan' dır ve kendisi "Bay Yüzde Beş" diye anılır, bu ilginç karekterin bahsettiğiniz marifetlerini araştırmak isteyenler 2000 yılına kadar T.C.' nin alması gereken %5' in nasıl el değiştirdiğini ve ünlü 1928 'Kırmızı Hat Anlaşması' nın sonuçlarına ulaşacaklar, bir başka ermeni vatandaşımız Türk Dostu Tosunyan'ın ( T.C. liyakat nişanı vardır) "Türkiye'de petrol yok demenin kuyruklu bir yalan olduğu, ABD güdümündeki bu yalanı yutmak ya Türklere çok para yedirmeyi gerektiriyordu ya da safi salak olmayı" gibi ilginç sonuca ulaşacaklardır.
  • quote:

    Orjinalden alıntı: as74

    @yanlızkurt_35

    Bahsettiğniz ermeni asıllı osmanlı vatandaşı Kalust Sarkis Gülbenkyan' dır ve kendisi "Bay Yüzde Beş" diye anılır, bu ilginç karekterin bahsettiğiniz marifetlerini araştırmak isteyenler 2000 yılına kadar T.C.' nin alması gereken %5' in nasıl el değiştirdiğini ve ünlü 1928 'Kırmızı Hat Anlaşması' nın sonuçlarına ulaşacaklar, bir başka ermeni vatandaşımız Türk Dostu Tosunyan'ın ( T.C. liyakat nişanı vardır) "Türkiye'de petrol yok demenin kuyruklu bir yalan olduğu, ABD güdümündeki bu yalanı yutmak ya Türklere çok para yedirmeyi gerektiriyordu ya da safi salak olmayı" gibi ilginç sonuca ulaşacaklardır.




    meselede bu ya zaten kimsecikler bunu anlatmıyor ve öğretmiyor hatta ve hatta yeri bile gelince konu edilmiyor




  • Hasan PULUR

    “TAMAM, doğru, Birinci Cihan Savaşı’nda Doğu Anadolu’daki Ermeniler, yerlerinden yurtlarından edilerek güneye zorla gönderilmişlerdir, buna “tehcir” denir.
    Peki, niçin?
    Bu soruyu soran yok, “tehcir” durup dururken başlamamıştır değil mi!
    Savaş sırasında Ermeni çeteleri Büyük Ermenistan hayalleriyle Türklere arkadan saldırmışlar, Osmanlı ordusunda asker olanlar silahlarıyla Ruslara geçmişler, Rus ordusunda Osmanlı’ya karşı savaşmış, yakıp, yıkıp öldürmüşlerdir.
    İşte bunun üzerine Osmanlı hükümeti “tehcir” kararı almıştır, isyan edenlere karşı her devletin alacağı bir “tedbir” vardır, “tehcir” de bunlardan biridir.
    “Tehcir” elbette “acılı” bir olaydır, ama silahsız, masum köyleri basmak, insanları katletmek de “tatlı” bir olay değildir.
    * * *
    RUS ordusu Kars, Erzurum ve çevresini işgal edip Sovyet ihtilaliyle çekildikten sonra buralarda ne olmuştur?
    “Nedense” demek yersiz ama, nedense, bu olayları görmezden gelirler, “özür dilemeyi” düşünmezler bile...
    Bugün size o günleri anlatan üç belgenin özetini göstereceğiz. (x)
    Birinci belge, Stockholm Sosyalist Konferansı’na, İstanbul’dan çekilen telgrafta şöyle denir:
    “Rus ordusunun geri çekildiği her tarafa Ermeni çeteleri girerek, her nevi öldürme, işkence ve yazıyla belirtilmesi imkânsız ırza geçme girişiminde bulunmakta ve yolları üzerinde gördükleri kadın çocuk ve ihtiyarları öldürmektedirler.”
    Telgrafı çekenler, İstanbul “Sosyalist” milletvekili Salah Cimcoz ve İzmir “Sosyalist” milletvekili Nesim Mazelyah’dır.
    * * *
    İKİNCİ belge, Kolordu Komutanı Kâzım Karabekir Paşa’nın Kars Ermeni topluluğuna çektiği telgraftır.
    Paşa, “Osmanlı Ermenileri”nin yaptıklarını Kars Ermeni topluluğuna şöyle anlatır:
    “Onların elleri kanlı, yüzleri lekelidir (...) Geçtikleri yerlerde ne hayat, ne namus, ne mal bırakmışlardır.”
    Karabekir Paşa, Kars’taki Ermenileri uyarmakta, bu canilere kapılmamalarını, ileri harekâta başlamadan önce, cevap beklemektedirler.
    * * *
    ÜÇÜNÇÜ belge, Erzurum, Deveboyu’nda konuşlanmış Rus topçu alayının kumandanı Yarbay Toverdohleyof’un yazdıklarıdır, aşağıdaki üç satır yeter:
    “(Ermeniler) ahaliyi bir yere doldurduktan sonra birer birer katletmişlerdir. Bu gece katledilenlerin sayısı 3 bine baliğ olmuştur. (...) Ermenilerin ileri gelenleri, katliamın önüne geçebilirlerdi. Bu geceki ve evvelki katliamlarda, Ermeni mütefekkirleri de eşkıyayla hemfikirdirler.”
    Rus Yarbay yazısını şöyle bitirir:
    “Ermeniler rüzgâr ektiler, fakat rüzgâr ekenin, fırtına biçeceğini unuttular.”
    * * *
    ÖZÜR dilemek elbette güzel bir davranıştır...
    Peki, bir gecede katledilen 3 bin Erzurumlunun ruhundan kim özür dileyecek?..
    En büyük özür, bu olayları bir daha hatırlamamaktır.
    Biz varız!”

    Hasan PULUR’ un bugünkü yazısı
    Ermenilere zamanında “MİLLET-İ SADIKA” denildiğini unutmamalı, Osmanlının ayrıcaklı azınlığı, Sadrazam ( bugünkü Genelkurmay Başkanı ) bile olmuş azınlık!




  • bugünlerde de eğer dikkat etti iseniz cumhuriyet kuruluşu ve o zamanki davranışlar hatta Atatürk hakkında da ilginç ve yepyeni şeyler yazılmakta ve çizilmekte nedense tam da bu zamanda bi pompaj var

    Allah sonunu hayretsin inşallah
  • Zamanında Orgenerallerimizden birisi Türkiye, İran, Rusya gibi alternatif dış politikalara yönelmeli, Nato ve AB ye bağlı kalmamalı demiş, basın ise Nato' nun alternatifi İran manşetleri atmış, Asker susmalı demiş, bir kaşık suda boğmuşlardı. Erol Manisalı ise mütareke basınını geçtiler demişti.
    Atilla İlhan' nın değişiyle daima kontenjanımız var
    Bu adamlar birşeyi pompalamaya başlamışlarsa sonu hayır değildir!
  • 
Sayfa: önceki 123
Sayfaya Git
Git
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.