Şimdi Ara

Avrupalı nın Yapamadığını Biz Yaptık..

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
18
Cevap
0
Favori
1.307
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
23 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Elin Avrupalısı 3 bin euro maaşla eline para geçince 3-5 bin euroluk station wagona binerken
    biz dalga geçtik onlarla

    Bizim yiğitler 3-4 bin lira maaşla kredi çekip 200bin liralık arabalara bindi.

    Elin Almanı aç kalıp patates yiyip kartoffelkopf (patates kafa) lakabını yiyene kadar çalıştı üretti.

    Biz ne yaptık onların ürettiği lüks arabaları marifet gibi alıp bindik.

    Elin Avrupalısı kira ile 100m2 kare evde otururken
    Bizim yigitler kredi çekti 300 - 400 bin liralık evleri satın aldı.



    Elin Avrupalısı evden işe yemek götürürken
    Bizim yiğitlerimiz lokantalarda yedi öğlen yemeklerini.

    Elin avrupalısı toplu taşıma kullanırken bizim cengaverlerimiz
    3 kmlik yolu kendi jipiyle gitti.

    Elin avrupalısı 2 senede bir telefon değiştirirken
    bizim yigitler durur mu?
    durmadı
    6 ayda bir yeni telefon değiştirdi.

    Elin cimri avrupalısı gider 1 centin hesabını yapar
    bizim cengaver yiğitlerimiz caddelerde sokaklarda dolarları ateşe verir.

    bizim cömert yiğitler gider garsona masadaki hesabın yarısını bahşiş atar.


    Bizim yiğitlerin önünü kimse kesemez çünkü en iyisine layığız


    Avrupalının patronları 1milyon euro ile fabrika kurar senelik 200bin euroluk iş yapar(hiç ticaret bilmiyor bu slk avrupalılar.)

    Bizim ticari deha patronlarımız 200bin euro ile iş kurup 1 milyon euroluk borca girer
    sonra 2 milyon €luk iş tutar bizim yiğitler
    sonra alacağını alamaz
    borcuda ödeyemez batar.



    Niye çünkü biz onlardan zenginiz onlar üretemiyor,
    biz üretiyoruz ve en lüks yaşam bizim hakkımız..

    Elin avrupalısı kazandı kazandı bizim cengaverler onlardan borç aldı.

    416milyar dolarcık.
    416.000.000.000$
    onlar kazandı biz yedik
    kendi paramız gibi
    hiç ödemeyecek gibi.

    Suç kimin?
    Hepimizin...
    Ağlamaya kimsenin hakkı yok.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi herons -- 19 Ocak 2017; 23:21:38 >
    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >







  • Olsun endise duymaya gerek yok dunyanin her yerinde insanimiz var ulkemizi parcalasalarda bizi bitiremezler

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • Para ne için var ozaman..?
    Bu saydıkların olmadıktan sonra neye yarar?
  • Hocam kim ne derse desin çok savurgan bir milletiz ki yazınızdan da bu anlaşılıyor. Bana düşmez tabi ki 3-4 bin maaş alıp da altına Mercedes çeken adamı sorgulamak ama şöyle de bir gerçek var elimizde ki parayı tutmayıp , sürekli gereksiz şeylere para veriyoruz ve ekonomimiz şuan bu durumda.
  • Evet arkadaşlar asgari ücretli iphone ev araba sahibi olmalı mı olmamalı?

    Malum birçok insan asgari ücret düşük, herşeye zam geliyor, şudur budur derken ve rahatsızlığını dile getirirken diğer kesim bunlara nankörsün, senin neyine iphone almak, gitmiş araba almış gibi laflar ediyor.

    Peki hangi taraf haklı? Bu adamlar bunları almalı mı? yoksa almamalı mı?

    Senaryoya kısaca bakalım neler olacak?

    Kıstasımız neydi? Asgari ücretli vatandaş.

    Ülkemizde kaç milyon kişi çalışıyor? ve ne kadarı asgari ücretle çalışıyor? Önce buna bakalım.

    SGK verilerine göre 6,5milyonu asgari ücretle çalışıyor görünüyor. Çalışan nüfusun yarısı demektir.

    Peki piyasa nasıl oluşur? En basiti cem yılmazın dediği gibi "ver parayı al çokomeli", yani arz talep meselesidir.

    Çalışan nüfusun yarısı talepten kesilirse ne olur? İşte ekonomik kriz olur. Siz devlete güveneceksiniz bir istikrar olacak ve kredi çekmeyi göze alabileceksiniz ki, piyasa canlansın. Piyasada para döndükçe ekonomi güçlenir.

    Bunu basite indirgeyelim.

    5 kişilik bir şirkette ufak tefek dükkanlara firmalara ve direk müşteriye bilgisayar alıyor satıyorsunuz. Önce bireysel müşteriler asgari ücretten dolayı alımı durdurdu, sizden mal almamaya başlıyor, aynı şekilde sizin bilgisayar sattığınız firmadan da mal almamaya başladı ne olur? Önce sizin pazarınız yok olmaya başlar, çünkü hem bireysel müşteri kaybetmeye başlarsınız, hemde firmaları. Sizde işe göre maaliyetleri kısmaya başlarsınız.

    Peki bilgisayar sattığınız firma ne oldu? oda asgari ücretli müşterilerini kaybettiği için borçlarını ödeyemeye dükkanı çevirememeye başlayacak ve toplu bir çöküşün ilk dişlileri kırılmaya başlayacak,

    Çünkü sizin şirketiniz ve firma olan müşterileriniz artık iflas edecek hep beraber dükkanları kapatacaksınız ve size de bilgisayar getiren firma zora düşeceği gibi kira ödediğiniz kişilerinde suyu kesilecek. Suyu kesilen dükkan sahibi ne yapacak? Oda bol keseden harcamalarını kısmaya başlayacak. Onu yapmayacak bunu yapmayacak.....

    İşte bu en alt tabakadan başlayan kıvılcımlar yukarı doğru yangına dönüşmeye başlayacak.

    İşte farkındaysanız birçok firma da ülkemizden çekilmeye başlıyor. Elektroworld, Praktiker, Chevrolet, Total, HSBC,Darty,Best Buy,Camel Active,C&A,Tesco,Real gibi birçok dev şirketler çekiliyor.

    Bunun sebebi istikrarsızlıktır. Yani firma ürünlerini satacak mı satamayacak mı? Bu istikrarsızlık başta olmak üzere birden fazla etmen firmaların ülkeye girişini de engeller, giriş yapanı da çıkartır.

    Sizde; yarına işten çıkarılma riskinizin çok olduğu bir yerde çalışırken birşey satın alırmısınız? Kredi çeker misiniz? Borca girmek ister misiniz? İşte aynı şey firmalar içinde geçerlidir.

    Bu firmaların gitmesi demek binlerce kişinin işsiz kalması, bir o kadar da rekabet ortamı oluşmasını engelleyip tek el olmasının gücü ile 10 liralık malı 100 lira satması demektir.

    Şuan çevrenizde 4 tane farklı elektronik mağaza olsa ne olur? Rekabet olur ve siz daha ucuza satın alırsınız.

    Yani olayın özeti eğer siz kendinize bir yaşam standardını çok görür de "ya kardeşim ne gerek var işte 2 oda küflü evde de kalırım" derseniz orada kalmaya devam edersiniz.

    Nedendir bilemiyorum bizim milletimiz herzaman hiçbir şeyi kendine layık görmüyor. Ben bir insanım, tabiki belirli standartlarda bir evde, iyi kötü bir arabam olsun. Bir sabit gelirim olsun. Çocuğumun eğitim seviyesi belirli bir düzeyde olsun demiyor. Bunları siz istemediğiniz sürece kimse size bunları sunmayacaktır.

    Ne zamanki bilinçlendiniz ozaman refaha erersiniz. Bununda yegane şekli eğitimdir. Eğitim olmaz ise senelerdir olduğu gibi hep başa döneriz, kriz,darbe,kriz,darbe....

    Bu yazdıklarımı israf ile karıştırmayın. israfı yapan alt kesimdeki tabaka değil.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi ercan_wrc -- 19 Ocak 2017; 20:33:14 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: ZaFLooBrect

    Para ne için var ozaman..?
    Bu saydıkların olmadıktan sonra neye yarar?

    Cebinde gözü olanlar hariç;
    Mevcut-Var olan paranı harcadıktan sonra sana kim ne diyebilir?
    Konu içeriği, olmayan parayı(kredi,borçlanma) harcamaya yönelik haklı bir eleştiri.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: M4RLB0RO


    quote:

    Orijinalden alıntı: ZaFLooBrect

    Para ne için var ozaman..?
    Bu saydıkların olmadıktan sonra neye yarar?

    Cebinde gözü olanlar hariç;
    Mevcut-Var olan paranı harcadıktan sonra sana kim ne diyebilir?
    Konu içeriği, olmayan parayı(kredi,borçlanma) harcamaya yönelik haklı bir eleştiri.

    Dostum benim aylık 3bintl yaklasık gelirim var.
    Ev alabilmem için kredi çekmem lazım. Yada ömrümün sonuna kadar kira vericem.
  • Aslında adam Türkiye'nin halini özetlemiş.
  • İşte bunu söyleyince de yok ben özgürüm kim karışır diyorlar.


    Kendi çikolatanızda boğulun diyeceksin.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: hotel california

    İyi de yazdığın harcamaların çoğu kişisel tercih. Adam Sefasını sürmek için cefasını çekti ne biliyorsun? Saçma sapan hipotezler farazi saptamalar falan. Gerek yok bunlara.

    anlamamışsınız bu yüzden açıklama yapmayacağım.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Doların/Euronun artması bir şey değiştirmiyor, hala tüketim çılgınlığına devam. Tavır bile koyamıyoruz
  • ercan_wrc kullanıcısına yanıt
    Sizin millet neresi bilmiyorum ama Türkiye'de insanlar her şeyi kendisini en pahalısına,en lüksüne layık görüyor asıl problem bu zaten ayağını yorganına göre uzatamamak. Kimsenin hakkı değil bir asgari ücretliye sen Iphone alamazsın, ev alamazsın, araba alamazsın senin neyine gibi sözler fakat o asgari ücretlinin de birazcık düşünüp tartması gerekir "Bunu alsam beni aşar mı, bütçemi zorlar mıyım?" diye ve bana göre de her şeyin lüksünü almaya çalışan, kendini borç batağına sokan, aylık gelirinin 2.5-3 katını bir telefona veren asgari ücretlinin sızlanmaya,geçinemiyoruz demeye hakkı yok. Piyasanın oluşması dediğiniz gibi "Ver parayı al çokomeli" şeklinde bile olsa sorun zaten Türkiye'de çoğu insan çokomeli borçla,krediyle veya bitmek bilmeyen vadelerle almaya çalışması. Borçla yürüyen bir piyasa ne kadar sağlıklı olabilir bu da tartışılır yani piyasa yürüsün diye insanların altından kalkamayacakları borçlara girmesi doğru değil bu yüzden bilinçli tüketiciler olmamız gerekir ve bunun için de dediğiniz gibi "Eğitim şart."




  • quote:

    Orijinalden alıntı: cemilseri

    Sizin millet neresi bilmiyorum ama Türkiye'de insanlar her şeyi kendisini en pahalısına,en lüksüne layık görüyor asıl problem bu zaten ayağını yorganına göre uzatamamak. Kimsenin hakkı değil bir asgari ücretliye sen Iphone alamazsın, ev alamazsın, araba alamazsın senin neyine gibi sözler fakat o asgari ücretlinin de birazcık düşünüp tartması gerekir "Bunu alsam beni aşar mı, bütçemi zorlar mıyım?" diye ve bana göre de her şeyin lüksünü almaya çalışan, kendini borç batağına sokan, aylık gelirinin 2.5-3 katını bir telefona veren asgari ücretlinin sızlanmaya,geçinemiyoruz demeye hakkı yok. Piyasanın oluşması dediğiniz gibi "Ver parayı al çokomeli" şeklinde bile olsa sorun zaten Türkiye'de çoğu insan çokomeli borçla,krediyle veya bitmek bilmeyen vadelerle almaya çalışması. Borçla yürüyen bir piyasa ne kadar sağlıklı olabilir bu da tartışılır yani piyasa yürüsün diye insanların altından kalkamayacakları borçlara girmesi doğru değil bu yüzden bilinçli tüketiciler olmamız gerekir ve bunun için de dediğiniz gibi "Eğitim şart."

    Zaten yazımın sonuna israfla karıştırmayın diye söylemiştim. Fakat burada birkaç nokta daha var. Birinicisi asgari ücretlinin de yaşamaya hakkı var tabiki birşeyler isteyecek yaşamında, peki siz hiçbir asgari ücretlinin kredi çekip yat aldığını duydunuz gördünüz mü? yada bir rezidans? olay asgari ücret değil olay alım gücünün düşük fiyatların yüksek olması. Bir ev 200-300bin olurda kirada 800-1000 lira olur ise ne yapacak? yada şöyle diyim adamın iş yeri evine 3km uzakta otobüse binse 2,5tl, arabası olsa ve onla ile gitse 50krş bile yaksa 1,5tl tutar. Yani burada suç o asgari ücretlide değil. Mesela toplu taşımada durak sayısına göre ücret alınca toplu taşıma bile çok farklı bir yerde olurdu.

    Diğer taraf ise bu kadar harcamanın bir o kadarda vergisi alınıyor hemde deli vergiler. 100bin liralık arabanın neredeyse 60 bini vergi, işte o vergi ile bir yerden başlasaydık bugün böyle olmazdı.
    Örneğin buzdolabı üreteceğiz demi, önce bir lastik fitil üretimine başlasa devlet, buzdolabını üretene kadar satsa, sonra motor üretimi fabrikası, sonra kasası, anakartı vs derken, buzdolabı üreten fabrika üretilseydi hem istihdam artardı hemde dışarı paramız gitmezdi. Tabi bunları uzunca detaylı açıklayabilirim ama foruma çok geliyor ve kimsede okuma alışkanlığı yok.




  • ercan_wrc kullanıcısına yanıt
    Bu mesajınızda konuyu başka bir boyuta taşımışsınız ki yazdığınız şeylerde hemfikiriz. Ne zaman bir şeyler üretebilir duruma gelirsek, değer veya değerler yaratabilirsek işte o zaman hayat sadece asgari ücretli için değil hepimiz için biraz daha kolaylaşır.
  • cemilseri kullanıcısına yanıt
    birbirinin sebep-sonucu aslında başka yere çekmedim.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi ercan_wrc -- 22 Ocak 2017; 13:27:41 >
  • Tum dunyada para bollugu vardi. Abd krizden cikmak icin tam 2 trilyon dolar basip piyasaya surdu. Bu paradan ulkemize de girdi. Millet borcla gecici zenginlik yasadi. Zannettiler ki bu bolluk iktidarin basarisi. Simdi paranin geri gitme zamani geldi ait oldugu yere. Biz de kabak gibi borcumuzla kaldik

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Asıl sorun millete tasarruf enstrümanı sunulmaması. Borsa keriz silkeleyici dolu. Mevduat faizleri negatifte. Yatırım fonları çakalların elinde, milletin parasını kemiriyorlar.

    Geriye altın, döviz ve gayrımenkul kalıyor ki oralara yapılan yatırımın da ülkeye faydası yok.

    Zorunlu BES çıktı, %60 ı mevduata yatırılabilecek. Onun da bir getirisi olmayacak.

    Doğru dürüst yatırım fonları kurulsa, YİD projeleri ile yabancılara ödenen tatlı karlar halka ödense insanlar tasarrufa yönelirler. 2001 krizinden sonra piyasada bollaşan parayı hunharca inşaat ve tüketime harcadık. Şİmdi geri ödeme zamanı. Nasıl ödeyeceksek.
  • 1.5 sene sonra güncel.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.