Andımız'dan sonra Nutuk'u yasakladılar. (Çamlıyayla Milli Eğitim Müdürü görevden alındı)

Bir yandan Ulu önder Mustafa Kemal Atatürk diyor bir yandan yine Ulu önder Atatürk'ün Vahdettin ve dönemin osmanlı hükümetleri için söylediği sözleri sakıncalı bularak kitabı yasaklıyor.

Acaba bu şahıs hayatında Nutuk'u bir kere bile olsun okumuş mudur merak ediyorum.Nutuk doğrundan bu ülkenin kurucusu ve milli mücadelenin başkomutanı tarafından kaleme alınmış bir ibret vesikasıdır.Türk gençliğine bu ülkenin ne koşullar altında ve kimlere rağmen ne fedakarlıklarla kurulduğunu anlatan baş ucu eseridir.Bu eserden rahatsız olan birisi içten içe vahdettin ve dönemin osmanlı hükümetlerinin zihniyetine sahiptir.

Sözüm ona ortalıkta milliyetçi geçinen küççük ortağa gelince...Küççük ortak muhtemelen bunu da yatağın altına süpürür,gıkını çıkarmaz,üç maymunu oynamaya devam eder.

Sahi hala daha küççük ortağı Türk milliyetçisi bir parti olarak gören var mı?

Andımız yasaklanır ses etmez,

Atatürk'ün kabartmaları madalyalardan çıkartılır ses etmez,

Devlet görevlerinde Atatürk'e kin kusanların atanmasına ses etmez

Sahi bu parti neyin Türkçülüğünü yapıyor çok merak ediyorum.Malum kişi artık bu partinin başından ayrılıp layık olduğu floresan partisine geçmeli ve orada siyaset yapmalıdır.Belki kainat lideri bu sadakatinden ötürü kendisini Osmaniye'deki floresan partisinin il başkanlığına atar.

yerliyiz milliyiz lafını yutturdukları kitle belli. neyin derdindesiniz. o kitleye ne dersler yutuyor kitle.

Bunun adı ideolojik öc alma ve karşı devrimdir. Atatürk ve cumhuriyetin ne kadar değeri varsa hepsini itibarsızlaştırmaya çalışıyorlar. Bu yeni olan bir şey değil 15 yıldır var.

Bunların iktidar ortağı olan malum milliyetçi partide bakıp sevinsin!

Neyin tatavasını yapıyorsun kripto! Kendi ülkenin tarihini öğren!

Hayatında "Nutuk" okumayan bize nutuk öğretecek. Nutuk içinde böyle bir ifade vardır. Sen bu masalları başka yerde yedir buradaki kitle "cahal" değil.

Cevaplamayın şunu ya.

Amaçları konuyu dağıtmak ve bomboş bir kavga çıkarmak.

Bırakın bağırsın boş boş.

İngilizler mi Mustafa Kemal Paşa'nın Doğuda rahat hareket etmesine izin vermiş?Hem de bunu Vahdettin istediği için mi yapmışlar?Ciddi ciddi buna inanan var mı?

Mustafa Kemal paşa'nın Doğuda rahat hareket edebilmesinin tek nedeni o dönem 15.Kolordu komutanı olan Kazım Karabekir Paşadır.Bunu kısaca izah etmek gerekirse;Vahdettin ve onun hükümeti Mustafa Kemal Paşa Samsunda karaya çıktığı andan itibaren ona cephe almıştır.Zira Mustafa Kemal Paşa Samsuna çıktığı andan itibaren bölgedeki Türkleri örgütlemeye,silahlandırmaya ve dağıtılmaya başlanılan askeri birlikleri yeniden toparlamaya başlamıştır.İngilizlerde Mustafa Kemal Paşa'nın bölgede sıkıntı yaratacağını görerek Vahdettinden onu geri çağırmalarını istemiştir.Mustafa Kemal Paşa 19 Mayıs 1919'dan 9 Temmuz 1919'a kadar Vahdettinin ve onun hükümetinin çeşitli engellemeleriyle ve geriye dönmesi yönündeki çağrılarıyla uğraşmak zorunda kalmıştır.En sonunda Vahdettinin geriye dönmesini emretmesi üzerine 9 Temmuz 1919'da askerlikten ve dokuzuncu ordu müfettişliğinden istifa ederek sivil bir pozisyona geçmiştir.Yani Mustafa Kemal Paşa sadece 19 Mayıs 1919-09 Temmuz 1919 tarihleri arasında 52 gün boyunca İstanbuldan aldığı yetkilerle hareket edebilmiştir.Ondan sonrada Vahdettinin baskısı üzerine istifa etmek zorunda kalmıştır.

Peki Mustafa Kemal Paşa istifa ettikten sonra ne oldu?Vahdettin ve onun İstanbul hükümeti derhal tutuklanması yönünde o dönem Erzurumda konuşlandırılmış olan 15.Kolordu komutanı Kazım Karabekir Paşaya emir gönderdi.Kazım Karabekir paşa ise bizzat Vahdettinin vermiş olduğu tutuklama emrini yok sayarak askerlikten istifa etmiş ve hiçbir resmi görevi olmayan Mustafa Kemal paşa'nın emri altına girdi.Kazım Karabekir paşanın bu tutumu açıkça padişaha bir meydan okumadır.O andan itibaren Mustafa Kemal Paşa 15.Kolordu komutanı Kazım Karabekir Paşanın koruması altında Doğuda faaliyetlerde bulunmaya başladı.Hemen ardından 23 Temmuz 1919'da toplanan Erzurum kongresinde kurulan Temsili Heyetin reisi olarak mevcut durumunu yasal bir zemine oturttu.

Yani 23 Temmuz 1919'dan sonra alınan Erzurum kongresi kararları sonucunda kendisine verilen yetkiler çerçevesinde Mustafa Kemal Paşa Anadoluda hareket etti.Burada ne Vahdettinin ne de onun hükümetinin bir etkisi ya da yardımı yoktur.Bilakis Vahdettin ve İstanbul hükümeti onun faaliyetlerini engellemek ve tutuklamak maksadıyla o dönem Elazığ'da vali olan Ali Galip bey'e Sivas'a giden Temsili heyeti yakalaması ve İstanbul'a göndermesi konusunda emir verdi.Sivas valiliğine de Mustafa Kemal Paşa ve onunla gelen heyeti şehre sokmaması yönünde emirler verdi.Ancak bu durum anlaşılınca bölgedeki askeri birlikler ve Kuvay-ı Milliye milisleri ile bölgede devlete sadık bazı Kürt aşiretlerinin de desteği alınarak bu girişim boşa çıkartıldı.Ali Galip kaçarken onunla beraber hareket eden İngiliz Binbaşı Noel ise tutuklandı.

Dahası Vahdettinin ve onun hükümetinin Mustafa Kemal Paşa'yı durdurmak ve Anadoludaki milli direnişi söndürmek maksadıyla birçok iç isyanıda doğrudan tertiplemişlerdir.İstanbul'un kışkırtması nedeniyle 1919-1921 başlarına kadar Anadoluda Ankara'ya ve Mustafa Kemal Paşa'ya karşı 20'den fazla iç isyan çıkmıştır.Bu iç isyanlar bazen Ankara'ya yaklaşmış ve Ankaranın telgraf hatları bile isyancılar tarafından kesilir hale gelmişti.İstanbul'un kışkırtması ile ayaklanan isyancılar Ankara'ya bağlı birçok subayı vahşice katlettikleri gibi bulundukları bölgelerdeki ahaliyide isyana teşvik etmişlerdir.

Vahdettin ve İstanbul hükümeti Anadoluda ayaklandırdıklarıyla yetinmemiş doğrudan İstanbuldan finanse edilen 'Hilafet Ordusu' ve 'Kuvay-ı İnzibat' gibi oluşumları kurdurmuşlardır.Yani Vahdettinin ve İstanbul hükümetinin bu tutumu nedeniyle aslında 1919-1921 yılları arasında Anadoluda bir iç savaş yaşanmıştır.Yunanlıların Ankara/Polatlılaya kadar gelebilmelerinin en büyük nedeni iç isyanların bastırılması içinde askeri kuvvetlerin ayrılmasıdır.Ankara bir yandan cephede düzenli düşman ordusuyla savaşırken cephe gerisinde İstanbulun kışkırtması nedeniyle ayaklananlara karşıda mücadele etmiştir.

Vahdettin bununla da yetinmemiş.Anadolu ahalisini Ankara hükümetine iyice düşman edebilmek için Ankara hükümetini ve Mustafa Kemal Paşa'yı dinsiz ilan etmiştir.Emri altındaki şeyhülislamın Mustafa Kemal Paşa ve Ankara hükümeti destekçilerine yönelik vermiş olduğu idam kararlarına da göz yummuştur.

Vahdettinin ve onun hükümetlerinin yaptıkları saymakla bitmez.Türk ordusu I.ve II.İnönü ile Sakarya ve Büyük Tarruzda zafer kazandığı halde Türk ordusunu bir kere bile olsun tebrik etmemiştir.En sonunda da 17 Kasım 1922'de İstanbul İşgal Kuvvetleri komutanı İngiliz general Harringtona yazılı bir şekilde sığınma talebinde bulunmuş ve bir İngiliz zırhlısı olan Malaya'ya binerek İstanbuldan kaçmıştır.

Vahdettin'in milli mücadele boyunca böyle işlerin içine girmesinin nedeni hem tahtını hem de hanedanını korumak istemesidir.Zira Vahdettin tahtta çıktığında Almanyada Hohanzeller hanedanlığı ve Avusturya-Macaristanda hüküm süren Hasburg hanedanlığı yıkılmış,bu yerlerde 'cumhuriyet' iian edilmişti.Osmanlının en büyük düşmanlarından olan Çarlık Rusyası'da 1917'de devrilmiş ve Rus Romanov hanedan üyeleri bolşevikler tarafından kurşuna dizilerek tümden katledilmişti.Vahdettinde İtilaf devletlerinin Osmanlı hanedanını tahttan indirmesinden çekinmiş ve tahtı ile hanedanı'nın geleceğini garanti altına almak için İtilaflarla işbirliğine gitmiştir.

Kısacası ortada gizli saklı hiçbir şey yoktur.Vahdettinin ve onun hükümetlerinin bu devlete ve millete nasıl zararlar verdiğini tarih kaydetmiştir.

Bu akp savunuculugundan daha değişik bir şey, daha çok toplumu kutuplastirmaya yonelik hareket ediyor. Belli ki bir amacı var, dur bakalım.