Şimdi Ara

Amerikan Sinemasından ne istiyorsunuz ?

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
67
Cevap
1
Favori
1.220
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1234
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • İstersen Kongo Cumhuriyeti sinemasının en iyi sinema kültürü olduğunu düşün. Bana ne ? Amerikan sınavını sevmezsin onu da anlarım bir ölçüde. Ama bulduğu her fırsatta amerikan sinemasına bok atanlar neyin kafasını yaşıyor ? Amerikan sinemasına b.k atanlara gazetelerde sinema köşesi veriliyorsa söyleyin biz de kapalım bir tane. İster uzak doğu izle ister yakın doğu ister iran sineması izle ister kore hiç olmadı madagascar sinemasına ibadet et. Amerikan sinemasını, yani bence dünyanın en iyi sinemasını rahat bırakın yahu.

    En iyileri Amerikan sineması izler...



  • Dünyanın geri kalanını toplasan bir Hollywood etmez.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Haklısınız, ortalık Amerikan sineması düşmanlarından geçilmiyor. Bu çok rahatsız edici bir durum. Bu Amerikan sinemasını kötüleyici insanları sevmiyor ve anlamıyorum. Sırf entel gözükmek için de Amerikan sineması kötülenmez ki. Hem Amerikan sineması olmasa biz popüler kültür gençleri nasıl eğlenecektik. Amerikan sineması, sinema dünyasının lokomotifidir. Yazık o entellere, bir şey anlamadıkları halde abidik kubidik filmleri izleyip, beğeniyormuş gibi yapıyorlar.
  • Sinema farklı bir şey dostum. Sinema sanattır, kimse Amerikan sinemasına düşman değil, Amerikan filmlerine düşman olabilirler, yani Hollywood filmlerine. Bağımsız Amerikan sinemasına saygım sonsuzdur. Zira sanatın milleti olmaz.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: diminishedtriad

    Haklısınız, ortalık Amerikan sineması düşmanlarından geçilmiyor. Bu çok rahatsız edici bir durum. Bu Amerikan sinemasını kötüleyici insanları sevmiyor ve anlamıyorum. Sırf entel gözükmek için de Amerikan sineması kötülenmez ki. Hem Amerikan sineması olmasa biz popüler kültür gençleri nasıl eğlenecektik. Amerikan sineması, sinema dünyasının lokomotifidir. Yazık o entellere, bir şey anlamadıkları halde abidik kubidik filmleri izleyip, beğeniyormuş gibi yapıyorlar.

    Akıl ve zekayla dolu dolu iğneli mesajlar atabilen birisi pek tabi ''Popüler kültür'' tanımlamasıyla bir tarzı aşağılama hakkına sahiptir... Bende züpper kahramanlardan, ha bire dünyayı kurtaran insanlardan çok hoşlanmam. Arada bir eleştiririm de. Ama ben sınırını bilen bir insanım. Kendi özgürlük alanı mı genişleteyim derken kimsenin alanını işgal etmem. Seven sever. Bu mesajı gören de koskocaman amerikan sinemasını sadece koca bir popüler kültür örneği zannedecek. Başka hiçbir şey yok zannedecek.

    Zaten verdiğin tepkiyle yani yazdıklarımı üzerine alınmanla kendini yeterince belli ediyorsun. Amerikan sinemasından hazzetmediğini belli etmene ayrıca gerek yok.




  • Tanımlamanda hata var. Ben iğneleyici bir mesaj yazmadım. Sadece sizin sesiniz olmak, söyleyemediklerinizi dile getirmek istedim.

    Bence popüler kültürün tanımını da öğrenin. Bunun hakkında makaleler okuyun. Bu öyle basit bir söz öbeği değil yani, sosyolojik bir içeriği, bir arka planı var.
  • la havle ...
  • Hollywood gerisi yalan açık ve net ha nedenmi ? aradığım herşey orda propagandalara takılan izleyiciler zaten Hollywood'u eleştiriyor dünyanın geri kalanını toplasan bir Hollywood etmez önemli olan hitap etmesi bana o duyguyu vermesi aradığımda abd sineması gerisi pekte umrumda değil zati ha nedenmi dünyanın en iyileri orda sinema demek Hollywood demek..
  • Amerikan sinemasinin kokten sokulup atilmasini ben de dogru bulmuyorum. Sahsen eski hollywoodun demirbaslarindan Francis F. coppola, Woody Allen, Elia Kazan, John Ford, Billy Wilder vs. Gibi yonetmenleri cok severim. Amerikanin bagimsiz sinemasindan da gayet guzel filmler cikiyor, Kubrick, Tarantino gibi yonetmenleri var sevdiklerimden. Mesela Boyhood da abd bagimsiz sinemasindan bir film ve bence bu yilin en iyi filmi izlediklerim arasindan.

    Ama gelgelelim ki sinema konusunda kendini sadece hollywoodla sinirlayan(bak Abd degil, boyle kisiler abd nin bagimsiz sinemasindan bihaberdir genelde) ve ozellikle son donem yapmacik,propaganda dolu hollywoodunu dunya sinemasini izlemeden en iyi ilan eden ve dunya sinemasi denince Fransa, İtalya, Almanya, Japonya gibi ulkeler yerine sirf kendince dalga gecerek madagaskar,uruguay gibi ulkeleri ornek gosteren kisilere de acayip kıl oluyorum onu da belirteyim.

    Ben sahsen son donem hollywoodunu hic sevmem cunku bence ici bos filmlerle dolu, eski hollywoda lafim yok, Godfather favori filmlerimdendir. Bunlar disinda bagimsiz sinema her daim tercihimdir buna Abd'ninki de dahil.

    Bu bolumde bu tur tartismalar cok yapildi ve hicbir sonuca varilamiyor cunku bir tarafta kendini belli bir seyle kisitlamayan bir kitle dunya sinemasini da millete anlatmaya calisiyor diger tarafta hollywood disindaki filmlere dogustan dusman kesilmis bir kesim sanki babasinin mecrasiymis gibi olumune hollywood diyor, bunun disindaki filmlerden de yararlanmak yerine onlara cephe aliyor. Yani nasil samsung-apple fanlari surekli bos bos didisip duruyorsa bu is de o hali almaya basladi.

    Ben sinemanin her kolundan da yararlanirim, kendimi belli bir yerle kisitlamam cunku sinemayi seviyorum. Bu saatten sonra kendini sadece hollywoodla kisitlayip da sinemanin her kolundan yararlanmadan hollywoodu en iyi ilan edenler de sadece kendilerine zarar verir bence, bu bir yaris degil nede olsa, bir tarafi olumune savunmak, diger tarafa ustelik adam akilli izlemeden tamamen cephe almak mantiksiz ve gereksiz..



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Mr.Pacino -- 24 Aralık 2014; 23:54:33 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Amerikan sinemasını eleştirenlerin genelde ortak noktası: sinemayı endüstriye dönüştürmüş olmaları. Fabrika gibi film yapıyor adamlar. CGI denilen konuda var. Filmden çok özel efekt seyrettiriyorlar. Birde yeşil perde olayı var. İşin sanat kısmı gitti yerine, tekneloji kısmı geldi.
    Yakın bir gelecekte etli -kanlı- canlı insanlarda görmeyeceğiz bu gidişler. Ne diye milyon dolarlar verip aktör- aktris oynatsınlarki. Animasyonlarla işi götürüyorlar.
  • Biz rahat bıraksak onlar insanları rahat bırakmıyor ki.

    Önce Bond vardı, james bond... filmlerinde bond'a eşlik eden, asık suratlı, düşünmekten ziyade emirleri uygulamaya programlanmış robotlar gibi görününen KGB ajanları. Soğuk Savaş zamanıydı ve kapitalist blok bu savaşta üstün gelmek ve hegemonyasını kurmak için elindeki tüm araçları kullanıyordu. CIA ajanları gerçek hayatta Şili devlet başkanı Allende'ye yapılan darbeyi organize ederken, sinema perdesinde yakışıklı ve sempatik James Bond, soğuk Ruslara karşı dünyayı kurtarıyordu.

    Sonra soğuk savaş bitti. SSCB ile birlikte KGB'de ortadan kalkınca dünyayı hain emellerine karşı kurtarılması gereken kişiler, Araplar oldu. Soğuk ve bir android gibi davranan Rusların yerini cahil ve şiddet düşkünü Araplar aldı. Araplardan sonra da aptal ama kendini beğenmiş Orta Asyalılar.

    Bugünlerde de namlunun ucunda Kuzey Kore var.

    ABD için güncel tehdit ve düşman değiştikçe, Holywood'da vatani görevini yerine getirerek güncel tehdit algısına göre pozisyon alıp düşmanı kötülemeye girişiyordu. Holywood ürünü film ve diziler tüm dünyada onlarca ülkede gösterime girdiğinde bu yapımları izleyenler ABD'nin gücüne itaat etmeyen herkesi cahil, kendini beğenmiş, kendi başına karar vermekten yoksun ve tüm dünyaya kasteden şeytani planlar içinde görüyor ve öyle tanıyorlardı.

    Hollywood'un filmlerini seversiniz, sevmezsiniz beni ilgilendirmez. peki bu kültürel zorbalığa, yavşaklığa ne diyeceksiniz?
    Bu tür amaçlar güden bir yapının filmlerinden kendinize ne tür dersler çıkartmayı, sizlere neler verebileceğini zannediyorsunuz?








  • Herkes filmleri bir ders çıkarmak için izlemek zorunda mı ? Keyifli vakit geçirmek için film izlemek isteyenler olamaz mı ? Sanat sanat için midir sanat toplum için midir tartışmasına benziyor bu da biraz. İsteyen istediği şey için yapsın.Lafı nerenizden anlıyorsunuz anlamadım ki ? Niye XYZ sinemasını seviyor musunuz dedik ? Yok.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Guest-8EF5824CF -- 25 Aralık 2014; 3:57:55 >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Mr.Pacino

    Bu mesaj silindi.
    .



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Guest-8EF5824CF -- 25 Aralık 2014; 3:57:22 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Gothmog a Maia

    Biz rahat bıraksak onlar insanları rahat bırakmıyor ki.

    Önce Bond vardı, james bond... filmlerinde bond'a eşlik eden, asık suratlı, düşünmekten ziyade emirleri uygulamaya programlanmış robotlar gibi görününen KGB ajanları. Soğuk Savaş zamanıydı ve kapitalist blok bu savaşta üstün gelmek ve hegemonyasını kurmak için elindeki tüm araçları kullanıyordu. CIA ajanları gerçek hayatta Şili devlet başkanı Allende'ye yapılan darbeyi organize ederken, sinema perdesinde yakışıklı ve sempatik James Bond, soğuk Ruslara karşı dünyayı kurtarıyordu.

    Sonra soğuk savaş bitti. SSCB ile birlikte KGB'de ortadan kalkınca dünyayı hain emellerine karşı kurtarılması gereken kişiler, Araplar oldu. Soğuk ve bir android gibi davranan Rusların yerini cahil ve şiddet düşkünü Araplar aldı. Araplardan sonra da aptal ama kendini beğenmiş Orta Asyalılar.

    Bugünlerde de namlunun ucunda Kuzey Kore var.

    ABD için güncel tehdit ve düşman değiştikçe, Holywood'da vatani görevini yerine getirerek güncel tehdit algısına göre pozisyon alıp düşmanı kötülemeye girişiyordu. Holywood ürünü film ve diziler tüm dünyada onlarca ülkede gösterime girdiğinde bu yapımları izleyenler ABD'nin gücüne itaat etmeyen herkesi cahil, kendini beğenmiş, kendi başına karar vermekten yoksun ve tüm dünyaya kasteden şeytani planlar içinde görüyor ve öyle tanıyorlardı.

    Hollywood'un filmlerini seversiniz, sevmezsiniz beni ilgilendirmez. peki bu kültürel zorbalığa, yavşaklığa ne diyeceksiniz?
    Bu tür amaçlar güden bir yapının filmlerinden kendinize ne tür dersler çıkartmayı, sizlere neler verebileceğini zannediyorsunuz?

    Güzel tespit, ilginç bir bakış açısı. Yani evet bunu filmlerinde farketmedim değil. Rusları hep soğukkanlı gözü kara acımasız pislikler ve tehdit olarak göstermeler, Çin'i tehdit olarak göstermeler, Türkiye'yi Araplar gibi gösterip Ortadoğu'yu ve Arapları olduğu gibi Ortaçağ insanı gibi, terörist gibi göstermeler aynı şekilde dini de bu şekilde göstermeler, her şeyi çözen halleden tehdidi yok eden, sizin onu değil onun sizi bulduğu CIA ajanları, Nazi Almanyası'nı, Vietnam'ı Japonya'yı Kuzey Kore'yi gömmeler. Evet ortada bir gariplik var tabi. Ama sapla samanı da karıştırmamak lazım. Tamamen bu tarz filmlerden oluşmuyor.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Kartal Göz


    quote:

    Orijinalden alıntı: Gothmog a Maia

    Biz rahat bıraksak onlar insanları rahat bırakmıyor ki.

    Önce Bond vardı, james bond... filmlerinde bond'a eşlik eden, asık suratlı, düşünmekten ziyade emirleri uygulamaya programlanmış robotlar gibi görününen KGB ajanları. Soğuk Savaş zamanıydı ve kapitalist blok bu savaşta üstün gelmek ve hegemonyasını kurmak için elindeki tüm araçları kullanıyordu. CIA ajanları gerçek hayatta Şili devlet başkanı Allende'ye yapılan darbeyi organize ederken, sinema perdesinde yakışıklı ve sempatik James Bond, soğuk Ruslara karşı dünyayı kurtarıyordu.

    Sonra soğuk savaş bitti. SSCB ile birlikte KGB'de ortadan kalkınca dünyayı hain emellerine karşı kurtarılması gereken kişiler, Araplar oldu. Soğuk ve bir android gibi davranan Rusların yerini cahil ve şiddet düşkünü Araplar aldı. Araplardan sonra da aptal ama kendini beğenmiş Orta Asyalılar.

    Bugünlerde de namlunun ucunda Kuzey Kore var.

    ABD için güncel tehdit ve düşman değiştikçe, Holywood'da vatani görevini yerine getirerek güncel tehdit algısına göre pozisyon alıp düşmanı kötülemeye girişiyordu. Holywood ürünü film ve diziler tüm dünyada onlarca ülkede gösterime girdiğinde bu yapımları izleyenler ABD'nin gücüne itaat etmeyen herkesi cahil, kendini beğenmiş, kendi başına karar vermekten yoksun ve tüm dünyaya kasteden şeytani planlar içinde görüyor ve öyle tanıyorlardı.

    Hollywood'un filmlerini seversiniz, sevmezsiniz beni ilgilendirmez. peki bu kültürel zorbalığa, yavşaklığa ne diyeceksiniz?
    Bu tür amaçlar güden bir yapının filmlerinden kendinize ne tür dersler çıkartmayı, sizlere neler verebileceğini zannediyorsunuz?

    Güzel tespit, ilginç bir bakış açısı. Yani evet bunu filmlerinde farketmedim değil. Rusları hep soğukkanlı gözü kara acımasız pislikler ve tehdit olarak göstermeler, Çin'i tehdit olarak göstermeler, Türkiye'yi Araplar gibi gösterip Ortadoğu'yu ve Arapları olduğu gibi Ortaçağ insanı gibi, terörist gibi göstermeler aynı şekilde dini de bu şekilde göstermeler, her şeyi çözen halleden tehdidi yok eden, sizin onu değil onun sizi bulduğu CIA ajanları, Nazi Almanyası'nı, Vietnam'ı Japonya'yı Kuzey Kore'yi gömmeler. Evet ortada bir gariplik var tabi. Ama sapla samanı da karıştırmamak lazım. Tamamen bu tarz filmlerden oluşmuyor.

    Evet bende yeri geldiğinde hollywood, bağımsız yönetmenlerin filmlerini izliyorum ve beğendiğim filmler oluyor.
    Fakat ne amaçla, nelere hizmet ettiklerinin farkındalığıyla izliyorum. çoğu insanlar bunların farkında değiller.
    Sonra da böyle acayip acayip "amerikan sinemasından ne istiyorsunuz?" "hollywood olmadan sinema bir hiçtir" tarzı şeyler görüyoruz.
    Hollywood insanlardan ne istiyormuş, hangi kalıpların içine sokmak istiyormuş?, kültürel zorbalıklardan hiç bahsetmezler.




  • İnsanların görüşlerinden bir hamle komplekslerle neden bu kadar sinirleniyorsunuz anlam veremiyorum. Bir kere düşünce, bir yerde doğru olsa da ifade biçiminden sınıfta kalmış. Çeşitli ülkelerin filmlerini yalayıp yutmuş insanların amaçsız ve anlamsızca tüm ABD yapımlarına direnmesi bana da garip geliyor. Fakat düşünce biçimi öyle bir hal almış ki, utanmasanız ''Dünya'da Hollywood'dan başkası yalandır.'' diyeceksiniz.

    Bir insanın en iyi gördüğü sinema ülkesi kişiden kişiye farklılık gösterir. Ayrıca buna kimsenin bir şey söylemeye de hakkı yok. Sadece bir yere bağlı kalarak bir şeyleri yakalamaya çalışan insanlar filmseverdir, sinemasever değil. Bu ABD dışına çıkmayıp film izleyenler için de, tüm dünya sinemasını gezip ABD'ye hiciv düzen de aynı seviyede benim için. Bir şeylere karşı çıkacağınız yerde her şeyin tadına bakmayı en az bir kere bile olsa deneyin. Saçma sapan senaryolu, iq seviyesinden muzdarip konulu Türk filmlerini izleyip 'TÜRK SİNEMASI ÇÖPTÜR' diyenler gibi bir şeyler hakkında yargıda bulunuyor çoğu kişi. Halbuki bu lüzumsuzluğu yaratanlar gerçek sanatı icra eden insanların emeklerini hiçe sayanlardan ibarettir. En ücra yerdeki sinema biçimi bile bir insanı etkileyip, o kişinin baş tacı olmasında pay sahibi olabilir. Lâkin bu, kişinin orada kendinden ne kadar pay çıkardığında saklı.

    Gerçekten sinemayı bilen ve aklı selim davranan kişiler eminim ki ABD'yi eleştirmekle (özellikle bağımsız dışında kalan Hollywood'un) son yıllarda verilen tamamen kapitalist sistem üzerine inşa edilmiş beyinlerin üzerinedir. Zamanın Hollywood'un başyapıtlarını 'siyah beyaz' yaftasıyla eleştirip, belki de 2000 gerisine gitmeye korkup bu önyargı çevresinde gezen insanların ABD sinemasını toplu tüfekle savunmaya çalışabilmesi de ayrı bir içler acısı. Sinemayı seven, bunu bir hobi olarak görüp kendini ciddi şekilde kültür birikimiyle dizayn etmiş insanlar Orson Welles'i, Forrest Gump'ı, Alfred Hitchcock'ı, Charles Chaplin'i, The Shawshank Redemption'ı izleyip tanık olanlar asla bu yüzden ABD'ye sırt çevirmezler. Bugün baktığınız zaman Marvel, DC Comics, remake yapımlar, bol efekt harcayıp senaryo yazarken ellerindeki dolarları saymakla meşgul olup boş film yapan insanları eleştiriyorlar. Bugün patır patır bu filmler çıkıyor.. Tabii ki çıksın, inanılmaz zevk veriyor. Sırf bir şeyler olacak diye de modern çağdan kendimizi koparmamız amaçsızca olur. Fakat insanları bunları yapıp dışı şekil görünen içi boş cevizleri benim önüme sunmalarını eleştiririm.

    Bu dünya üzerinde eleştirilmeyecek tek bir nokta yoktur. Ancak gel gelelim bir şeylerin fanı olup, tutkuyla bağlanıp, o zihniyetin etkisinde kalıp bir çare diğer emekleri göz ardı eden hiçbir birey ''ben sinemaseverim'' dememeli. Filmseverim derse eğer saygı duyarım... Bugün Hollywood senin dediğin rahatta olsaydı bir şeylerin çırpınışını sergilemezdi. Temel olarak düşünce doğru, eleştiri ve fikir biçimi olarak yanlış bir yorumlama.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Ed Wood -- 25 Aralık 2014; 2:14:33 >




  • Ben sinemayı İstanbul'a benzetiyorum. Dışarıdan gelen biri için İstanbul denince akla; Nişantaşı, Cihangir, Bebek,Beşiktaş vs gelir. Ama esas İstanbul; Üsküdar, Kalamış, Eminönü, Beyoğlu'dur.

    Sinema denince de akla Hollywood gelir ama iş öyle değildir :)

    Sonuç olarak herkes istediğini bulur. Gösteriş isteyen gösteriş, sanat isteyen sanat. O yüzden tartışmaya gerek yok çünkü bi sonuç yok.
  • sen oscarları falan da takip edip, aa kim aldı bu alıcak diye tartışıyorsundur bi de yazık peh peh
  • O Amerikan sinemasını eleştirenler emin ol senden bende fazla Amerikan filmleri izliyordur.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • 
Sayfa: 1234
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.