Şimdi Ara

Alışmak

Bu Konudaki Kullanıcılar:
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
22
Cevap
0
Favori
1.328
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Merhaba;

    Sevgi yoktur derler,bende bu tür bir düşünceye sahibim aslında. Düşünüyorum da bu da o kadar doğru bir düşünce değil sanırım.

    Sevginin alışmak olduğunu düşünen,savunanlar,hayatımıza biri girdiğin de zaman ile ona alıştığımızı onu sevdiğimizi sandığımızı söylerler(sevgi yoktur aslında ama alışmayı sevgi olarak nitelendirmişler)

    Düşünüyorum da;

    Madem sevgi dediğimiz şey alışmak. Neden hayatımız da belli bir müddet yer edinmiş bir kadın bir erkek bir canlı için gittiği zaman üzülüyoruz da,hayatımız da yer edinen cansız şeyler yok olunca üzülmüyoruz ?

    Yani ben alıştığım ve sonradan hayatımdan çıkan bir dış fırçası,bir ayakkabı,bir bilgisayar için ne kadar üzülebilirim ?

    Alışmanın da mı şekilleri vardır ? az alışmak,çok alışmak gibi ? Yoksa bu bir psikoloji midir ?

    O canlı gibi bir şeyi bir daha bulamayacağımızı düşündüğümüz için mi üzülürüz ?

    Senin düşüncen nedir?










  • Müthiş.
  • Olmamış.

    Bir fikre ihtiyacım var.
  • Güzel bir konuya değindin.Cansız varlıklar dedin ya bence , attığımız diş fırçasına üzülmek absürt olurdu sonuçta yenisini alabiliyorsun.
  • Sevgiye alışkanlık diyerek düşülen gafletin farkında olmamak ne kadar acı. Bu kadar basit değil sevgi ama aynı zamanda bir o kadar basit sevmek. Sen dış görünüşe aldanıyorsun ama çoğu zaman dışarıdan çok basit ve sade görünen özünde bir o kadar karmaşıktır.
    İnsanlar sevdiklerinin yakınında olmaya alışkındırlar, alıştıkları için sevmezler.
  • ben senin ilk mesajındaki dediğin kadar basit olamayacağını düşünüyorum. ve bunu yazarken sadece sen gibi düşünmeye çalıştım;

    Şimdi senin hayatında yer etmiş şeyleri aynı oranda sevmiyorsun çünkü onlara aynı oranda alışmıyorsun.

    şimdi sen A ve B arkadaşını düşün;
    A ile yediğin içtiğin ayrı gitmiyor ve günde belli bir süre konuşuyorsunuz(en azından 2 saatinizi beraber geçiriyorsunuz), dertleşiyorsunuz. yani paylaştığınız şeyler bir hayli çok.
    B ile de bazı dersler(yada ofiste bazı saatler) görüşüyorsunuz ve günlük sohbetiniz 10dk yi geçmiyor. haftada ise sadece 1 gün, ders(ofis) ortamından ayrı biryere gidip birşey paylaşıyorsunuz diyelim.

    Hani güven açısından ikisine de aynı güven fakat bu iki kişinin sevgisinin tabiki aynı olamaz. Daha fazla zaman geçirdiğiniz kişi daha çok sevilir. Aslında sizin düşündüğünüz gibi bir nevi alışkanlık. Daha çok şey paylaştığın daha çok alışılmış oluyor.

    Bu olay sevgili ayağına geldimi ise daha çok karmaşık durumlara giriyor(biyolojik faktörler bile bunun içinde)




  • İraden zayıfsa alışırsın. Eğer aklını iradene baskın kılarsan...
  • Canlı varlıklar ile cansızları ayıralım.

    Canlılar ile etkileşim halinde olabildiğimiz için acısı daha fazla oluyor. Bilim teknikte de okudum geçen ay aşık beyin diye bir yazı. Vücutda bolca bir değişim oluyor.

    Sevgilinizden ayrıldığınız da salgılanan seratonin hormonu baya azalıyor,buda sizi üzüyor. (ve bir çok hormon değişimi)

    Son mesaja tamamen katılıyorum,irade.
  • Sevmek hem tercih meselesidir aslında hem de değil.
    Alışmakta kabullenmek ve sevmekle olur bence.
    Eğer zevkle yapmaktan hoşlandığınız bir mesleğiniz, sıkıldığınızda buluşup eğlenebileceğiniz dostlarınız ve dinamik bir hayatınız varsa sevmek sizin elinizde olabilir.
    Fakat sıkılan birisi bir insanı çabuk sever, çabuk aşık olur. Aşık olmakta sıkıntıdandır biraz, biraz kaçış, biraz sığınmak, biraz kurtulmak, biraz mutlu olmak istemek, biraz kadınım var duygusu, biraz dünya umrumda değil olgusu, biraz vücut dokusu, biraz şarap, biraz ekmek, biraz da üzüm...
    Alışmakta sevdiğin birşey vardır, onun yanında bulunmasını istersin, ondan başka pekte sevdiğin birşey yoktur ve dinamik bir hayatında yoktur, sana zevk veren çok az şey var ise hayatında ve kendinden de o kadar zevk alamıyorsan gider alışırsın, gider bağlanırsın, gider aşık olursun.
    Sonra sıçarsın büyük ihtimal.
    Cansız nesneler başkadır tabi, onlara da alışırsın; fakat alışmanın sönmesi kolay olur. Sonuçta durağan birşey ve sana bir ruh veremiyor.
    Canlı şeylerde ise sana karşı verdiği birşeyler var, dokunabiliyorsun, hissedebiliyorsun, konuşabiliyorsun, oynayabiliyorsun vs. Yani onların hepsi senin ruhuna işleyen renklerdir.
    Bana biraz renk verdikçe ben de ona bağlanırım.
    Konuyla tam ilintili olmayabilir, ama ben bunları yazmak istedim




  • sevgi alışkanlık değil hormondur.Sen nasıl acını hissetmeme gibi bir duruma sahip değilsen sevgide öyledir.Vucudunun herşeye verdiği değer farklıdır o yüzden böyle hissedersin.Bir kişiye üzülmek onunla geçirdiğin vakitten çok onun sana kattıklarıdır.Hergün gördüğün brinin hayatından çıktığına üzülmezsin fakat hayatında kısa sürede bulunsa birşeyler paylaştığın birinin hayatından çıkmasına fazlaca üzülebilirsin.
  • @arjest

    İnsan bu kadar mekanik değil. Yapmayın şunu ! Bu kadar basite indirgemeyin kendi doğanızı.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: alpay86

    @arjest

    İnsan bu kadar mekanik değil. Yapmayın şunu ! Bu kadar basite indirgemeyin kendi doğanızı.

    Fakat öyle bilim gösteriyorki hissettiğin düşündüğün herşeyin beynindeki biyokimyasal olaylardan başka bir sebebi yok.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: ArjesT

    quote:

    Orijinalden alıntı: alpay86

    @arjest

    İnsan bu kadar mekanik değil. Yapmayın şunu ! Bu kadar basite indirgemeyin kendi doğanızı.

    Fakat öyle bilim gösteriyorki hissettiğin düşündüğün herşeyin beynindeki biyokimyasal olaylardan başka bir sebebi yok.

    Eğer baş ağrısını dindirmek için ne yapmamız gerektiğini düşünürsek durum söylediğiniz gibidir. Eğer başınız sürekli ağrıyorsa, dediğiniz çoğu zaman doğrudur.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi SonOfPatriot -- 18 Haziran 2012; 21:55:48 >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: destroyer39

    Sevmek hem tercih meselesidir aslında hem de değil.
    Alışmakta kabullenmek ve sevmekle olur bence.
    Eğer zevkle yapmaktan hoşlandığınız bir mesleğiniz, sıkıldığınızda buluşup eğlenebileceğiniz dostlarınız ve dinamik bir hayatınız varsa sevmek sizin elinizde olabilir.
    Fakat sıkılan birisi bir insanı çabuk sever, çabuk aşık olur. Aşık olmakta sıkıntıdandır biraz, biraz kaçış, biraz sığınmak, biraz kurtulmak, biraz mutlu olmak istemek, biraz kadınım var duygusu, biraz dünya umrumda değil olgusu, biraz vücut dokusu, biraz şarap, biraz ekmek, biraz da üzüm...
    Alışmakta sevdiğin birşey vardır, onun yanında bulunmasını istersin, ondan başka pekte sevdiğin birşey yoktur ve dinamik bir hayatında yoktur, sana zevk veren çok az şey var ise hayatında ve kendinden de o kadar zevk alamıyorsan gider alışırsın, gider bağlanırsın, gider aşık olursun.
    Sonra sıçarsın büyük ihtimal.
    Cansız nesneler başkadır tabi, onlara da alışırsın; fakat alışmanın sönmesi kolay olur. Sonuçta durağan birşey ve sana bir ruh veremiyor.
    Canlı şeylerde ise sana karşı verdiği birşeyler var, dokunabiliyorsun, hissedebiliyorsun, konuşabiliyorsun, oynayabiliyorsun vs. Yani onların hepsi senin ruhuna işleyen renklerdir.
    Bana biraz renk verdikçe ben de ona bağlanırım.
    Konuyla tam ilintili olmayabilir, ama ben bunları yazmak istedim

    Gayet de güzel yazmışsınız. Teşekkür ederim.

    Dediğiniz gibi biyokimyasal tepkimeler var. Belki geçen ayın sayısı olan bilim teknik eliniz de vardır,gerçekten iyi bilgiler var.

    Libido durumu ile de açıklanabilir mi sizce?

    Nede olsa uyum sağladığımız insanların kaybı bizi daha çok üzebiliyor.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: SonOfPatriot

    quote:

    Orijinalden alıntı: ArjesT

    quote:

    Orijinalden alıntı: alpay86

    @arjest

    İnsan bu kadar mekanik değil. Yapmayın şunu ! Bu kadar basite indirgemeyin kendi doğanızı.

    Fakat öyle bilim gösteriyorki hissettiğin düşündüğün herşeyin beynindeki biyokimyasal olaylardan başka bir sebebi yok.

    Eğer baş ağrısını dindirmek için ne yapmamız gerektiğini düşünürsek durum söylediğiniz gibidir. Eğer başınız sürekli ağrıyorsa, dediğiniz çoğu zaman doğrudur.

    Alıntıları Göster
    Birde BURDAN ayrıntılı bilgi bulabilirsin aslında hatta yazıları okuyup tatmin olmazsan sayfada sorabilirsin ve ordaki kişilerden bilimsel bilgi alabilirsin.




  • Her sevgi, insanın kendisine yöneliktir. (F. Nietzsche) Daha sonra detaylarla bir mesaj yazacağım.
  • Onu düşünüyordum bende, her şey acaba kendimizde mi ? Yani biz ona değer veriyor olmasak o bizden bir şey alabilecek mi?
    Ama bir de şunu düşünüyorum,o yokken sen kimseye (ya da ona) değer vermiyorsun. O gelince ona veriyorsun. Bir iradesizlik mi var bu işte ?
  • üstteki videoyu neden izledimki ben şimdi
  • Fikirlerinizi bekliyorum
  • Konu alışmak ve sevmek arası bir şey sanırım
    Yani aslında birbiriyle bağlantılı şeyler aslında . Kimse sevmediği , hayatında görmek istemediği bir şeyi görmeyi çok istemez sanırım .
    Sevmek tabiki de vardır ve bunu alışkanlık olarak görmek bence mantıklı olamaz.
    İnsan sevmeden nasıl birine bel bağlar ki ? Onunla olmak onu mutlu ediyorsa , ona keyif veriyorsa ve başkasıyla aynı şeyleri yaşayamıyorsa buna alışkanlık bu sevgi değil demek bir şeylerden kaçıştır bence.
    İnsani duyguların bu kadar bilimsel görülmesini sevmiyorum . O kadar basit olamaz bu işler olmamalı . Bir insan sevgilisinden ayrılınca günlerce bazen aylarca onun acısını yaşıyor . Muhakkak her insan bir kezde olsa yaşamıştır bunu . Bunu üstesinden gelmek bence hormonlarla ilgili bir şey değil ; Alışmak sanırım
    Alışmyı sevgi olarak görenler bence sevgini ne demek oldugunu bilmiyor . Belki nerden biliyorsun ne yaşadın ki dicekler .
    Bazen hayaller ve düşler insanın hayatına yön verirler . Sevginin nasıl olması gerektiğini eminim herkes kendince hayalini kurmuştur kafasında . Budur benim hayatımda aşk , budur benim aradıgım sevgili diye hayalini kurmuşlardır .
    Üzüleceğimizi bile bile severiz . Biraz riskli bir oyundur sonunda kazanan ya da kaybeden olacagımızı bilemeyiz ama yaparız , garip değil mi?
    Ama her şey insanın hayatında bir yeri oldugu için vardır buna inanıyorum ben . Acı,ayrılık,sevinç,hasret,özlem hepsi .
    Hiçbir zaman keşkelerim olmadı . Yaşadıgımız herşeyin bize kattığı bir şey var çünkü.
    Alışmak da insanı olgunlaştıryor bence . İnsan her şeye alışıyor sonucta . Yeter ki ondan kaçmasın . Kaçarak hiçbir şeyden kurtulamıyoruz çünkü aksine üstüne gitmek lazım .
    Yine dene yine yenil ; daha iyi yenil...




  • 
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.