Şimdi Ara

Ahlak'a Eleştirilerim

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
48
Cevap
0
Favori
2.144
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 123
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Ahlak; insanı ve toplumu mükemmelleştirme amacıyla, insanlar tarafından kurulmuş değerler ve yöntemler bütünüdür.
    Böyle bir tanımla başlayınca, ahlak taraftarı bir yazı yazarak, başlığımla çeliştiğini düşünebilecek olsanız da, göreceksiniz ki bu tanımın kendisi bile ahlak hakkında eleştirdiğim pek çok şeyi içeriğinde barındırıyor.
    Öncelikle, insanın mükemmelleştirilmesini amaç olarak, ben, reddetsem de varsayım olarak kabul edip ahlakın yöntemini ve yöntemindeki çelişkileri tartışacağım.
    Birincisi, her insanın ahlak kurallarına uyduğu -sanırım bunları burada saymama gerek yok, az çok aklınızda bir resim vardır- bir dünyanın mükemmel olacağı yönündeki düşüncemiz herhangi bir kesinlik arz etmez, aksine tamamen bir mahva sürükleyebilir. Bu şekilde, düşünmemizin temelinde bunu istememiz vardır.
    İkinci olarak; ahlak kurallarının ne olduğuyla ilgili pek çok farklı düşüncenin olması ve bu düşüncelerin bir kaos oluşturması, baştaki mükemmel ve istikrarlı yapıya aykırıdır. Yani belli bir amaçla oluşturduğumuz bir alet, amacımıza ulaşmamızı engelliyor.
    Ahlak; bizi amaca ulaştırması kesin ya da güvenilir olasılıklara sahip olmayan, aksine amacın yapısına aykırı bir alettir ve bu açıdan son derece başarısızdır.
    Şimdi neden insanlığın mükemmeliyetini amaç olarak reddettiğimi ve sizin, okuyucular, neden bir insan olarak bunu reddetmemeniz gerektiğini anlatacağım.
    Gelişimde esas olan, alette işlevin yeterliliği değil, genel olarak işlevlerdir. Yani bir saatin hata payı olmadan işlemesi teorik ve pratik açıdan anlamsız olduğu gibi, mükemmel bir insan ve toplum da anlamsızdır. Bunun yerine yeni alet ya da yeni canlılar çok daha önemli bir önceliğe sahiptir. İnsanın mükemmelleşmesi amacını reddetmemin temel nedeni budur.
    Peki, bu genel gelişim tanımı çerçevesinde, insanın mükemmelleşme arzusu ne ifade eder ve ne işlevi vardır ? Yeni bir ahlak sistemiyle, eski bir ahlak sisteminin etkileşimini inceleyerek bu soruya cevap verebiliriz. Filozoflar, sanatçılar ve bilim adamları yanı sıra suçlular, deliler ve alçaklar tarafından oluşturulan yeni ahlaksal sistemlere, geçmişte oluşmuş ve toplum tarafından kabul edilmiş ahlaksal sistemler tarafından toplumsal baskı ve ön yargı şeklinde bir karşı güç oluşturulur. Bu tıpkı DNA'da oluşmuş bir hatayla, o hataları düzelmekle görevli yapı arasındaki işleve benzer. Bunun yanı sıra ilk ahlaksal sistem dışındaki bütün sistemler kendinden öncekine göre birer hatadır.
    Mükemmelleşme isteğinin temelinde ne yatar peki ? Yaşam isteği. Çünkü yaşamını devam ettirebilmenin en kesin yolu mükemmelleşmedir.
    Bütün bunlardan çıkan sonuç şudur ki bu istek gelişimin karşısında olmak birlikte en önemli dinamiklerden birisidir. Bir şeyin hem dost, hem düşman olduğunu mantık çerçevesinde açıklayabilen çok az sistem vardır.
    Peki, bu isteğin gerçekten tehlikeli bir biçime büründüğü bir durum var mıdır ? Evet, bu durum mükemmeliyet durumudur. Aynı zamanda gelişimin gerçek "yok oluşudur".
    Her şey bir yana hem mükemmeliyet isteğiyle, hem de hatalarla dolu ahlak, gerçekten de insanca, pek insanca !
    Not:Ahlak, tanımım gereği; siyasi, ekonomik, felsefik, hatta pratik sonuçları dolayısıyla bilimsel sistemleri de içine almaktadır.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Gün Doğumu -- 2 Ocak 2010; 12:01:23 >







  • Ahlak; uzun, korkusuz bir sahtekarlıktır. (İyinin ve Kötünün Ötesinde, madde 291) Friedrich Nietzsche
  • frengiden ölen biri için pekde şaşılmayacak nasihatler fikirlerindeki tutarsızlıkların temel nedenlerinden biride bu olsa gerek malumunuz frengi beyni süngere çeviriyor eserlerine sonradan giren kalemlere hiç değinmiyorum ..neyse

    ayrıca mükemmelleşme yolundaki çabaların anlamsızlığına vurgu yapmak son derece nakıs bakış açısıdır..hele şu saat örneği evlere şenlik insanların kendi cevherlerini bu şekilde sekteye uğratıp köreltmeye çalışmasına şaşırmamalı..
  • Ne yapabilirim, benim gönlüm de eksik olanı istiyor. Bu arada sizin de üyesi olduğunuz canlı türünün, baştan aşağı zayıflıklarla dolu olmasına rağmen, dünya üzerindeki en güçlü varlık olduğunu hatırlatmak istiyorum. Ne garip şey şu insan, güçlenmeyi istemeyi bırak, güçlenmek için zayıf olmanın gerekliliğine bile inanabiliyor.
  • hedefi belirlemede sorun var sanırım burada ayrışıyoruz mükemmelleşme=güç değildir..en azından benim için

    misalen forumda paylaşımda bulunmak fikir alış verişi yapmak bir çok emeli ve neticeyi içinde barındırır

    bunlardan bir kaçı muhattabına kendini .. fikirlerini arzuladığın şekilde aktarabilmektir bunun için çabada sarf ederiz genelde

    araştırırız muhakeme ve mukayese yeteneğimizi geliştiririz anlamlı cümleler kurmak için çaba sarf ederiz vs..

    bu çabalar daha iyiye güzele ulaşma amaçlıdır değil mi

    yoksa yıkımı mı içinde barındırır ama gelin görün ki..saatin doğru çalışması ihtimaline bile burun kıvırmak sevememek yada soğuk bakmak .. nasıl bir buhranı ve karmaşayı içinde barındırır bunun değerlendirmesini size bırakayım

    ayrıca insan zayıf değilmidir..bu zaafı kabullenememenin sebebi olan kibir insanı daha mı güçlü yapıyor..




  • Benim için de mükemmelleşme güç değildir. Mükemmelleşme amaca giden yolda hata payı olmamasıdır. Güç ise aracı harekete geçirebilme kabiliyetidir. Ama hata payının olmaması gücün artışını engelliyor. Temel karşı çıkışım da budur zaten.
    Saydıklarının hepsi daha iyiye, daha güzele giden yoldur. Benim yaptığım da farklı bir şey değildir. Bilincimin karşı çıkıyor olması, davranışlarımı belirleyebilecek güce sahip olduğunu göstermez. Mükemmele giden yolda olsak da, kendimiz mükemmel olmadığımız için bu yoldan çıkabiliyoruz, bu yoldan çıkışımız da hatalar oluyor ve gelişim dinamiklerini oluşturuyor. Belirttiğim gibi bu yol benim hem dostum, hem düşmanım.
    İnsanın, zayıf olduğu konusuna katılmam mümkün değildir. Güç; amaca uygun bir şekilde araçları harekete geçirebilme kabiliyetidir. Diğer canlı türlerini, maddeyi, gerektiğinde kendi türdeşlerini bile kullanma yoluna giden insan, gücün şu ana kadarki doruğu değil de nedir ? Zayıf olduğu tek konu ise kendi bedenidir.




  • takip ettiğiniz yol ve ölçülere göre değişir dostluk düşmanlık ayrıca insanın zaafları sadece bedeni ile kayıtlı değil..aklen ve ruhen de zaaflarımız mevcut hem neden bu kadar ürkütür ki sizi bir çok noktadan bakıldığında aciz oluşumuz.. bunun mahsuru nedir ? gerçeği kabullenememeye sebeb egomuzmudur yoksa ..(ah şu ego niçe gibi tanrı yok der ama kendi egosunu ilahlaştırır günde bin defa secde eder kendisine ) insanın taban ve zirve noktaları mevcuttur esfele safilinden ahsenü takvime giden bu yolda sarf etmememiz gereken çabaların anlam kazanmasına sebeb olan önemli bir hususda aczin idrakidir.. siz ben aciz değilim zayıf değilim deseniz bile gerçekler size bunun aksini haykırır farkına ne kadar erken varırsak yol almamız o kadar kolaylaşır..asıl kusur insanın kendisine aid olmayan güçler yada sahip olamadığı değerler veya özellikler ile donanımlı zannetmesidir ..maddesel bakış açısının doğurduğu sakıncaların başında insanın kendisini yok ettiğini zannettiği yüce gücün yerine koyma çabası gelir ..halbuki terazimiz bu sıkleti çekmez bocalama ve karmaşa akabinde yılgınlık ve ümitsizlik takip eder ennihaye her şeyi hiçe indirgeyip maksadlı ve anlamlı tüm varlığı sıfırın altına iter hayat damarlarını bir bir keser yaşama küser sahip olduğumuz elmas hükmündeki cevheri kömüre inkılap ettiririzde kısacık ömür hüsran ile sona erer ..tıpkı şey gibi ..neyse




  • Gerçekliğin reddini yapmış bir bilince sahipseniz, ne kadar haykırsa da aczinizi, hepsi vız gelir.
    Maddesel bakış açısı, insanlığın şu ana kadarki bakış açılarının en güçlü ve işlevsel olanıdır.
    Son olarak yıkılış, sandığınız kadar kötü bir şey olmayabilir.
  • materyalist bakış açısının işlevselliği konusunda yeterince bilgiye sahip durumdayım

    en doğal en insani hallerden biri olan ağlamayı ishal ile müsavi kabul etmesi mesela oldukça anlamlıdır benim için

    gerçeklik nedir ve neye göre reddini gerçekleştirdiniz merak ettim doğrusu ..ayrıca yıkıma işaret babında misalen frengi den delirerek türlü acılar ve buhran ile ölmenin nesi iyidir ve anlamlı (malum niçe bu şekilde öldü) somut bir örnek mesela



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi sinuhe.s -- 2 Ocak 2010; 15:53:42 >
  • Dış dünyanın kontrolü açısından, onun işleyişini bilmek can alıcı bir öneme sahip. Maddesel bakış açısı, dolayısıyla bilim, bunu bilmemizi sağlayan en iyi alettir. Herhangi bir soyut, felsefi ya da manevi bir bakış açısından çok daha güçlü olmasının nedeni burada yatar. En insani hallerden biri olan ağlamayı tetikleyen duygu olan üzüntünün bilimsel bir açıklamasına ulaşabileceğimizi düşünüyorum. Sadece psikolojinin tamamen bilimsel bir temele oturtulup, nörolojinin gelişmesi gerekiyor.
    Siz frengiden delirmediğinize göre, bunun nasıl bir his olacağını bilemezsiniz, şu ana kadar yaşadığı en zevk verici duygu da olabilir. Unutmayın ki her acının kendine göre bir zevki olabilir. Ayrıca delirmesi hayatının son bölümüne rastlar, geriye kalan onlarca yılı vardır. Ben size şöyle bir soru sorsam, Çanakkale'de ölen şehitlerin ölümünde ne anlamlılık vardır. Siz; kahramanlık ve şehitliğin yüceliği hakkında bir şeyler söyleyebilirsiniz. Ama bunlar sadece sizin değer yargılarınızdır.(Bunu sadece örnek olması için yazdım. ) Ben de Nietzsche'nin ölümünün çok anlamlı olduğunu söyleyebilirim, ki ne böyle olduğunu ne böyle olmadığını gösteren kesin bir delil yoktur. Mutluluk, anlamlılık mı demektir size göre? O halde, bana göre de acılar ve buhran anlamlılıktır.

    Gerçekliğin ne olduğu ve neye göre reddettiğim hakkında sadece şunları söyleyebilirim. (Aksi halde çok uzun sürer.) Gerçeklerle hayalleri ayıran tek şey önceden kabullenilmiş önyargılardır.




  • AHLAK’IN TANIMI: Sözlük anlamı;yaratılış mayası,yerleşmiş huy

    Kişinin DOĞUŞTAN getirdiği, zorlanmayıp İSTEYEREK ve SÜREKLİ yaptığı İYİ ve GÜZEL DAVRANIŞLARA ahlak denir.Örn: Dürüstlük
  • Ben zaten burada kendi tanımımı yapıyorum, o yüzden başında belirttim; ahlak bu diye. İlk mesajımın sonunda belirttiğim şeyden dolayı da zaten genel ahlak tanımına uymuyor.
  •  Ahlak'a Eleştirilerim

     Ahlak'a Eleştirilerim

     Ahlak'a Eleştirilerim

    quote:

    10 ila 25 yıl sonra, tedavi edilmeyen hastalarda bu döneme özgü karakteristik lezyonlar ve belirtiler ortaya çıkabilir. Vücudun kılcal damarlarının harap olduğu yerlerde gom denilen tahribat ve şişlikler oluşur; kronik menenjit, boşaltım yapmada bozukluk ve bunları yaparken şiddetli ağrılar ortaya çıkar ve bazen de genel felç, zihinsel işlevlerde bozulma görülür; bu bozulmalar sonunda megalomaniye ve ölüme kadar varabilir.



    ben bilemem elbet frengiyi bilmeyi de nasip etmesin Allah berbat bir şey ama bakın ağzınıza sakız yaptığınız bilim neler diyor

    3. devreden bahseden belirtiler ve siz bu "bilimsel" bulguların eşliğinde frengiden kaynaklanan ölümü zevkli hale getirip sahip olduğunuz anlayışı kutsama adına mutluluk verici olabilir ihtimali üzerinden değerlendirmeye devam ediniz birde dine afyon derler ya gelde tebessüm etme
    şehidlerin feda ettikleri canlarını (uhrevi karşılıkları bir yana) materyalistler gibi egoistçe ve anlamı olan her şeyi hiçe indirgeyen anlayışla öne sürmezler şehidler bizlere yaşanılabilir bir vatan bırakmıştır ..başlangıç olarak bu kafi gelmeli.. aradaki farkı anlayabilmeniz için öncelikle frenginin mutluluk verici olabilme ihtimalini yok saymanız gerekmekte insana ve insanı insan yapan belkide hayvan dan ayıran en mühim değerlere bulmaya çalıştığınız kulpları bırakıp insaflı şekilde düşünmenizi tavsiye etmekten başka ne gelir elimden

    "hisseden" "üzülen" "sevinen" "kızan" "nefret eden" insan ne gariptir ki eli ile tutamadığı ve ihtimal ya adımını bile atmadığı lab..ortamında tespit edemediği her şeyi yok saymasından ve bunu bilim eldeki somut kanıtlara dayanır soyut manevi söylemler bizi bağlamaz bu sebeble değeri de yoktur safsatası ile dillendiriken ..acaba yazdıklarımı okuduğunda ihtimal ya bilimsel olarak tespit edilememiş kızgınlığını ve öfkesini bastırmada hangi aracı kullanacaktır bilim adına maddeyi madde adına bilimi putlaştıranlara mananın hürriyet kapılarını göstermek kabahat sayılmamalı değil mi




  • Bu güzel yazının sonunda yazan kişinin hayatında kendi inandığı ve hedeflediği şeyleri merak ediyorum. Yazıya katılıyorum fakat sonrasında sadece eee? demek geliyor içimden.
  • quote:


    ben bilemem elbet frengiyi bilmeyi de nasip etmesin Allah berbat bir şey ama bakın ağzınıza sakız yaptığınız bilim neler diyor

    3. devreden bahseden belirtiler ve siz bu "bilimsel" bulguların eşliğinde frengiden kaynaklanan ölümü zevkli hale getirip sahip olduğunuz anlayışı kutsama adına mutluluk verici olabilir ihtimali üzerinden değerlendirmeye devam ediniz birde dine afyon derler ya gelde tebessüm etme

    Anlamamakta direniyorsunuz. Mutluluk, mutsuzluk, acı, zevk değer yargılarınıza göre belirlenir. Ben kendi yargılarımı söylemiyorum. Sadece böyle bir yargının da olabileceğini ifade etmeye çalışıyorum. Bunu görebilmek hayal gücünüze bağlıdır.
    quote:


    şehidlerin feda ettikleri canlarını (uhrevi karşılıkları bir yana) materyalistler gibi egoistçe ve anlamı olan her şeyi hiçe indirgeyen anlayışla öne sürmezler şehidler bizlere yaşanılabilir bir vatan bırakmıştır ..başlangıç olarak bu kafi gelmeli.. aradaki farkı anlayabilmeniz için öncelikle frenginin mutluluk verici olabilme ihtimalini yok saymanız gerekmekte insana ve insanı insan yapan belkide hayvan dan ayıran en mühim değerlere bulmaya çalıştığınız kulpları bırakıp insaflı şekilde düşünmenizi tavsiye etmekten başka ne gelir elimden

    Ne yazık ki şehitliğin anlamlılığı yine sizin değer yargılarınıza kalmış bir şeydir. Ayrıca materyalistler anlamı olan her şeyi hiçe indirgemezler. Madde gerçekten de bu kadar kötü bir şey midir anlamıyorum ki. Hayvanlarla insanları ayıran bazı değerler vardır haklısınız. Ama insanlarla da beni ayıran bazı şeyler var. Bu yüzden "kulplarımı bırakıp insaflı şekilde düşünme" tavsiyenizi hiçe saymak zorundayım.
    quote:


    "hisseden" "üzülen" "sevinen" "kızan" "nefret eden" insan ne gariptir ki eli ile tutamadığı ve ihtimal ya adımını bile atmadığı lab..ortamında tespit edemediği her şeyi yok saymasından ve bunu bilim eldeki somut kanıtlara dayanır soyut manevi söylemler bizi bağlamaz bu sebeble değeri de yoktur safsatası ile dillendiriken ..acaba yazdıklarımı okuduğunda ihtimal ya bilimsel olarak tespit edilememiş kızgınlığını ve öfkesini bastırmada hangi aracı kullanacaktır bilim adına maddeyi madde adına bilimi putlaştıranlara mananın hürriyet kapılarını göstermek kabahat sayılmamalı değil mi

    Burada, benim duyguların var olmadığını düşündüğümü nereden çıkarttınız anlamadım. Ben mi yanlış anladım yoksa ? Benim söylediğim duyguların bilimsel bir şekilde açıklanabileceği idi.

    Not:Dediklerimi gerçekten anlayabildiğinizi sanmıyorum. Belki de anlatamamamdan kaynaklanıyor. Ama daha geniş bir açıdan bakarsanız bazı düşüncelere saplanıp kalanın ben değil, siz olduğunu görebilirsiniz.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: köle

    Bu güzel yazının sonunda yazan kişinin hayatında kendi inandığı ve hedeflediği şeyleri merak ediyorum. Yazıya katılıyorum fakat sonrasında sadece eee? demek geliyor içimden.

    Açıkçası ben de düşüncelerimin pek çoğunun pratik olarak hiç bir şey ifade etmediğinin, beni pek çok kararsızlık ve boşlukta bıraktığının farkındayım. Sosyal ya da ekonomik açıdan hiç bir beklentim yok. Hayatta yapmak istediğim şey, sadece ve sadece soyut dünyamın içinde mümkün olduğu kadar çok şey yaratabilmek. İnsanlığa katkı gibi yüksek amaçlardan da yoksun ne yazık ki gönlüm. Tek bir istek var, o da biraz olsun kendimi tatmin edebilmek. O da pek mümkün görünmüyor.




  • quote:

    Anlamamakta direniyorsunuz. Mutluluk, mutsuzluk, acı, zevk değer yargılarınıza göre belirlenir. Ben kendi yargılarımı söylemiyorum. Sadece böyle bir yargının da olabileceğini ifade etmeye çalışıyorum. Bunu görebilmek hayal gücünüze bağlıdır.


    yani ilgili belirtiler "kılcal damarların harap olması menenjit boşaltım yapamama felç değer yargıları ile alakalı" ne desem ki..

    acı ve keder hasıl olmayabilir değer yargılarına göre şekillenir mi demek istiyorsunuz


    quote:

    Ne yazık ki şehitliğin anlamlılığı yine sizin değer yargılarınıza kalmış bir şeydir. Ayrıca materyalistler anlamı olan her şeyi hiçe indirgemezler. Madde gerçekten de bu kadar kötü bir şey midir anlamıyorum ki. Hayvanlarla insanları ayıran bazı değerler vardır haklısınız. Ama insanlarla da beni ayıran bazı şeyler var. Bu yüzden "kulplarımı bırakıp insaflı şekilde düşünme" tavsiyenizi hiçe saymak zorundayım.


    madde ve elde ki somut bulgular kötü değildir ama manayı inkara götürüyorsa sorun var demektir ki genel uygulama anlayış bu yöndedir şehitlik konusunda kısmen haklısınız ki bende inkar etmedim

    quote:

    Burada, benim duyguların var olmadığını düşündüğümü nereden çıkarttınız anlamadım. Ben mi yanlış anladım yoksa ? Benim söylediğim duyguların bilimsel bir şekilde açıklanabileceği idi.


    alıntıladığınız bölüm genele yönelik idi..direkt seni hedef almadı zaten ifadenin başlangıcı bu durumu ortaya koyuyor



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi sinuhe.s -- 2 Ocak 2010; 18:08:25 >




  • Orada anlatmak istediğim, nelerden zevk alacağımıza, nelerden acı çekeceğimize, nelerden mutlu olacağımıza, nelerden mutsuz olacağımıza değer yargılarımız etki ettiğiydi. Mesela benim değer yargılarım, mutsuz olmaktan mutlu olmam gerektiğini söylüyor ve acı çekmekten zevk almak. Epey bir uç bir örnek olsa da "kılcal damarların harap olması menenjit boşaltım yapamama felç"'ten zevk alabilecek insanların olabileceği sonucuna götürür bizi bu.

    Bilim bizi, mananın inkarına kaçınılmaz bir şekilde götürüyorsa; ya manayı inkar etmeliyiz ya da bilimi.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Gün Doğumu -- 2 Ocak 2010; 18:19:55 >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Gennosuke

     Ahlak'a Eleştirilerim

    quote:

    10 ila 25 yıl sonra, tedavi edilmeyen hastalarda bu döneme özgü karakteristik lezyonlar ve belirtiler ortaya çıkabilir. Vücudun kılcal damarlarının harap olduğu yerlerde gom denilen tahribat ve şişlikler oluşur; kronik menenjit, boşaltım yapmada bozukluk ve bunları yaparken şiddetli ağrılar ortaya çıkar ve bazen de genel felç, zihinsel işlevlerde bozulma görülür; bu bozulmalar sonunda megalomaniye ve ölüme kadar varabilir.



    ben bilemem elbet frengiyi bilmeyi de nasip etmesin Allah berbat bir şey ama bakın ağzınıza sakız yaptığınız bilim neler diyor

    3. devreden bahseden belirtiler ve siz bu "bilimsel" bulguların eşliğinde frengiden kaynaklanan ölümü zevkli hale getirip sahip olduğunuz anlayışı kutsama adına mutluluk verici olabilir ihtimali üzerinden değerlendirmeye devam ediniz birde dine afyon derler ya gelde tebessüm etme
    şehidlerin feda ettikleri canlarını (uhrevi karşılıkları bir yana) materyalistler gibi egoistçe ve anlamı olan her şeyi hiçe indirgeyen anlayışla öne sürmezler şehidler bizlere yaşanılabilir bir vatan bırakmıştır ..başlangıç olarak bu kafi gelmeli.. aradaki farkı anlayabilmeniz için öncelikle frenginin mutluluk verici olabilme ihtimalini yok saymanız gerekmekte insana ve insanı insan yapan belkide hayvan dan ayıran en mühim değerlere bulmaya çalıştığınız kulpları bırakıp insaflı şekilde düşünmenizi tavsiye etmekten başka ne gelir elimden

    "hisseden" "üzülen" "sevinen" "kızan" "nefret eden" insan ne gariptir ki eli ile tutamadığı ve ihtimal ya adımını bile atmadığı lab..ortamında tespit edemediği her şeyi yok saymasından ve bunu bilim eldeki somut kanıtlara dayanır soyut manevi söylemler bizi bağlamaz bu sebeble değeri de yoktur safsatası ile dillendiriken ..acaba yazdıklarımı okuduğunda ihtimal ya bilimsel olarak tespit edilememiş kızgınlığını ve öfkesini bastırmada hangi aracı kullanacaktır bilim adına maddeyi madde adına bilimi putlaştıranlara mananın hürriyet kapılarını göstermek kabahat sayılmamalı değil mi



    Ahlak bana göre de gereklilik hatta zorunluluktur ama sizin bu yaklaşımınızı görünce birdenbire aklıma kara veba ve toggenburg geliverdi. Bu kadar mı benzerlik olur? Zaman farkı da cuk oturuyor.

     Ahlak'a Eleştirilerim




  • kıpçaklar vesile oldu malumunuz evropada yayılmasına pedro ve leanor resmedilmiş sanırım

    "gün doğumu" son yorumunuza yazacak bişey bulamadım



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi sinuhe.s -- 2 Ocak 2010; 20:17:51 >
  • 
Sayfa: 123
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.