Şimdi Ara

80 darbesinin amacı neydi?

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
11
Cevap
1
Favori
1.480
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • yani abd neden ülkemizde darbe yaptırdı? kendileri açısında ülkemizde kötü giden neydiki darbeyle buna son verdiler? veya başarılı olabildilermi? our boys have done it lafından öte gerçekten istediklerini aldılarmı?



  • 12 Eylül, 79 İran Humeyni devrimine cevaptı. Başarılı oldular. Yalçın Küçük'ün aşağıdaki videoda bahsettiği Richard Perle anektodu açıklayıcı olabilir.

    http://www.youtube.com/watch?v=gIUycfEtWTA
  • Amerika için Türkiye de darbe olması her zaman istenilebilirdir... Her darbe amerikan çıkarınadır...
    Hatta rus yörüngesinde darbe olsa, ya da sosyalizm darbesi olsa bile fark etmez. Amerika'nın çıkarınadır...
    Amerika'nın türkiye de istemeyeceği tek şey,kaliteli, şeffaf, birleştirici ve çözüm üretici bir demokrasidir. İşte bunu asla istemezler...
  • peki şu sonucu çıkarabilirmiyiz: süleyman demirel gerçekten Türkiyenin çıkarlarına hizmet ediyordu ve bu abd nin hoşuna gitmedi? o yüzden de hükümeti devirdi?
  • quote:

    Orjinalden alıntı: verbandal

    peki şu sonucu çıkarabilirmiyiz: süleyman demirel gerçekten Türkiyenin çıkarlarına hizmet ediyordu ve bu abd nin hoşuna gitmedi? o yüzden de hükümeti devirdi?


    çıkaramayız... Çünkü şanslıyız... Olay geçmiş zamanda olduğu için hadiselere daha kuşatıcı bakabiliyoruz,hem daha kuşatıcı bakma şansına sahip olup hemde böyle düşünürsek bir problemimiz var demektir...


    Amerika'nın çıkarı ? dediğimiz anda hadiseleri onların açısından rasyonel değerlendirebilmek sanıldığı kadar kolay değildir...

    Amerika dünya üzerindeki politikalarında ne kadar yayılmacı ve kuşatıcı ise ,türkiye o kadar içe kapalıdır ... (gerçi kırıyor kabuğunu şimdilerde...)

    Kuşatıcılık da ilk bakışta dünyanın bir noktasında sanki zararınıza gibi görünen bir durum bir başka uzantısında fayda da getirebilir.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi driver -- 22 Ekim 2008; 0:18:44 >




  • Amerika çıkarcıdır. Yaptığı tüm savaşlar ve darbeler ekonomik çıkarlar üzerine kuruludur. Darbedeki amaçlarından biri Türkiye'de gitgide artan Sovyet yanlısı grupları çökertmekti. Öyle ya, o zamanın iki kutuplu Dünyasında ya Amerikanın yanında ya da Sovyetlerin yanında olacaktık. Ülkemizin jeopolitik konumunu da göz önüne alırsak Amerika-Sovyet gerginliğinin tam ortasında kalıyoruz. ABD o zamanlar git gide Sovyet etkisinde kalmaya devam eden ülkemizde kendi etkisi arttırabilmek için darbeyi indirdi bence. Başka sebepler de var ama bence en önemlisi bu.
  • Zamanında Sovyetler de güçlü ve daha da önemlisi dibimizde iken onbinlerce km uzakta olan ABD nasıl oldu da bizi etkisi altına almayı başardı?
    Sovyetler Türkiye'yi etkisine almayı düşünemeyecek kadar saf mıydı? Zayıf mıydı?
  • Türk - Islam sentezli aşırı sağ ideolojik yapıyı topluma dikte ederek ABD'nin kucağına daha fazla oturmuş, daha fazla sömürülen bir Türkiye yaratmaktı. Başardılarda. Bugünkü halimiz ortada.
  • Kısaca özetleyeyim isterseniz 12 mart ve 12 eylül darbelerini..
    1960'lı yılların Türkiye egemen sınıflarının tutuştuğu ve onlar için tehlike oluşturabilecek bir dönemdir.Bunu biraz açalım.
    Sosyalizm aydınlar ve gençlik arasında prestij kazanıyordu.Anti-emperyalizm bütün eylemlerin başında yazılıyor,ABD'nin 6.filosu İstanbul'a sokulmuyor,öğrençli gençliği hızlı bir şekilde siyasallaşıp örgütleniyor,okullarda son derece meşru boykot ve işgaller gerçekleştiriliyordu.

    Tabi o dönemin sendika ve partilerinden bahsetmeden olmaz..
    Özellikle TİP çalışmalarını yoğunlaştırmış,65 yılında yapılan seçimlerde %3 oy alarak 15 milletvekili çıkararak meclis kürsüsünde sosyalizm probakandasının en önemli mevsizisi halindeydi..
    Türk-iş içinde var olan sendikalar ayrılarak DİSK'i kurdu,böylece yukarıda bahsetmiş olduğum "Türkiye egemenleri"grev,mücadele,işçilerin kaznanımları kelimelerinin gerçek anlamlarını öğrenmeye başlamıştı..

    Şehirlerde sendikalar,Ege'de toprak emekçileri işgal ile tanıştı,Karadeniz'de ise fındık ve çay üreticileri direnişi örenip öğretti.

    Kısacası bir hareketlilik oldu bu dönemlerde...İlericilik denen bir gündem oluşmuştu..

    (1970 yılından bahsediyorum) 15-16 Haziran günlerinde DİSK'i yasaklayan bir tasarıya karşı işçi sınıfının gerçek anlamda bir mücadelesiyle karşı konuldu..Sonra ne oldu?Kocaeli ve İstanbul'da sıkı yönetim ilân edildi.
    Sonuç:İşçi sınıfı kendisini görmek istemeyenlere "Ben varım" dedi..

    Peki gelelim bu yukarıda yazdığım gelişmelerin ardından yaşanan olaylara..Yani en önemlillerine..

    Burjuvazi işareti aldı ve Silahlı Kuvvetler "yönetim krizini" ve Atatürkçülükten uzaklaşmayı öne sürerek 12 Mart 1971'de muhtıra verdi.SÜleyman Demirel ve yönetimi istifa etti.
    Peki sonrası....

    İşçi sınıfına ve ilericilere saldırı gecikmedi...
    Yıl 1972 ve sıkıyönetim grev,direniş ve toplantıları yasakladı..
    1961 Anayasasın'ın emekçilerin lehine yer alan maddelerin çoğu iptal edildi.
    Memurların sendika kurması ve öğretmenlerin siyasi partilere üye olması yasaklandı.

    TİP kapatıldı.devrimciler cezaevlerinde işkencelerden geçirildi..Deniz Gezmiş ve Mahir Çayan'ın da içlerinde olduğu devrimciler asıldılar,katledildiler..

    Bu yıl ise ABD dışişleri bakanlığı ,eski başkan Nİxon dönemine ait 1969-1972 yıllarına yer veren bir dizi belgenin gizliliği kaldırıldı.
    Bu belgelerde ,12 Mart'ta hükümete verilen askeri mutirayı önceden bildiği belirtiliyordu..

    Aynı belgeler ,2 aralık 1972'de Süleyman Demirel'in Deniz Gezmiş ve arkadaşalrını kastederek,
    "anarşistleri yargılayıp cezalandırma" sözü verdiğine yer veriliyor...



    Şimdi gelelim ikinci konumuza..Yani meşhur 12 Eylül 1980 Darbesine...

    Şimdi türkiye'de darbelerin nasıl ve kime karşı yapıldığını anlamak isteyenlerin bakması gerken durak Kenan Evren ve arkadaşlarının 1980'de gerçekleştirdiği izlerinin derinliğini bugün de birçok alanda taşıdığımız 12 Eylül darbesi..

    Emekçi sınıfımızın elinden elınan haklar ile sermaye sınıfının ordu ile işbirliğinin somut örneği olduğu için bilinmesi gereken bir darbe..

    Şimdi biraz da bundan öncesi olan 24 Ocak tarihine gitmek istiyorum.Neden diyeceksiniz?
    Çünkü bu tarih,işçi sınıfına yapılacak olan bu darbenin nasıl yapacağının bir planıydı da ondan..Yani 24 Ocak Kararları!
    Yani ekonomik kararların ana noktası,ihracata dayalı büyüme, başta finansal piyasalar olmak üzere ekonominin birçok alanda "sermestleştirilmesi" idi..Sonradan çıkan belgeler Turgut Özal'ın verdiği brifingler 12 Eylül ile bu tarih arasındaki bu ekonomik dönüşümün ne anlama geldiği ve zorunlu olduğunu kanıtlıyor.

    Gelelim biraz da siyasilerin açıklamalarına..
    TİSK başkanı Halit Narin demiş ki:"Şimdiye kadar biz ağladık onlar güldü.Şimdi gülme sırası bizde."

    Kenan Evren darbeden sonraki açıklamalarının birinde de:"bir garson bile benden fazla maaş alıyor" demesidir..
    Deminki Turgut Özal'ın verdiği brifinglerin 24 Ocak ile olan bağını şimdi daha iyi anlatabildim mi?
    Yani "Netekim Paşa" kendi maaşını herhalde 5 yıldızlı bir garsonun maaşıyla kıyaslarken amacını tahmin etmek hiç de zor değil:işçi sınıfının yıllardır sürdürdüğü mücadeleye karşı savaş açmak!

    Şimdi de darbeden hemen sonrasına gelelim..Yani 18 Eylül..

    MGK,DİSK'in bütün mal varlığına el koydu.Türk-iş hariç bütün sendikalar ve dernekler kapatıldı..Sendikalaşmak fiili olarak imkansız hale getirildi yeni düzenlemelerle..artık ücretleri yüksek hakem kurulu beliliyordu..

    Peki darbenin sonuçlarını duymak ister misiniz?
    İşte sonuçlar..

    1979'da 40 bin işçi yaklaşık 190 ayrı yerde greve çıkmışken ,1980'de darbeye kadarki 9 aylık sürede bu sayı 36 bin kişinin katıldığı 227 işyeri olmuştu..

    Darbeden sonra 1984'e kadar tek bir grev olmadı!

    1980'de 5.721.074 olan sendikalı işçi sayısı,1985'e gelindiğinde 1.711.074'e düştü!

    Kıdem ve ihbar tazminatları kırpılmıştı..
    İkramiyelere son verildi.

    Üstelik Kenan Evren "ücretleri %70 artıracağız" derken bu palavra da boş çıktı!

    İşçilerin gelir dağılımından alınan pay 1979'da yüzde 32.8 iken,1988 yılında bu oran yüzde 14'e düştü..

    ABD istihbarat örgütü CIA,12 Eylül ile ilgili "bizim çocuklar başardı" diye not geçti merkeze..
    ABD'nin çocukları 650 bin kişiyi göz altına aldılar,
    14 bin kişiyi vatandaşlıktan çıkardılar,
    Sıkıyönetim mahkemelerinde 230 bin kişiyi "yargıladılar",

    İdamla 52,işkenceyle 171 kişiyi katlettiler..

    AB(o zmaan AET'di) "bizim çocuklar" demedi ama 22 ocak 1982'de TR ile olan ilişkilerini dondurarak ne kadar "demokratik"olduğunu gösterdi...












  • Full As kullanıcısına yanıt
    Türk islam sentezi siyasal islamcılardan gün yüzü göremedik

    < Bu ileti iOS uygulamasından atıldı >
  • Yukarıdaki harika özete ek olarak, ABD 1960'larda Almanya'ya Türk işçileri tercih etmesei için de baskı yapmıştır. Bunu Alanb ve Türk delegeler çok iyi bilseler de hehalde iki taraftaki milli egolar açıkça söylenmesine engel olmuştur. Yoksa Almanya, o dönemin daha zayıf olan İtalya ve İspanya'sı ile ve Avrupa'nın köyü Portekiz'den işçi almayı düşünüyordu. 1960'lar boyunca bütün ülkeler sosyal kazanımlarla toplumlarındaki sınıfsallıkları aşındırırken Türkiye bu senelerde eksikli kalmıştır. Bugün, Hindistan kadar kurumsallaşmış olmasa da sınıflı bir toplum görüntüsü vermesinin sebeplerinden biridir. Bu toplumlar kollektif hareketlerin kazanımlarından, ortak-bilgi, branş ve kümülatif ekonomilerden istifade edemeyecektir.

  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.