Şimdi Ara

Yükselen Standartlar Ve Kaybettiğimiz Otomobil Ruhu Üzerine

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
47
Cevap
0
Favori
1.154
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 123
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  •  Yükselen Standartlar Ve Kaybettiğimiz Otomobil Ruhu Üzerine

    Otomotiv teknolojisinin geçtiğimiz 20 yıl içerisinde kat ettiği mesafeyi görmek için sanırım otomobil delisi olmaya gerek yoktur. 20 yıl önce birer “lüks” olarak algılanan pek çok donanım (klima,abs,esp), artık ortalama bir günümüz otomobilinde standart olarak sunuluyor ve eskiye oranla daha az yakıp daha çok giden, daha konforlu, daha güvenli otomobiller kullanıyoruz; kabulümdür. Fakat bütün olarak incelendiğinde daha iyi bir otomobil gerçekten daha çok “otomobil” midir?

     Yükselen Standartlar Ve Kaybettiğimiz Otomobil Ruhu Üzerine

    Bir Renault Broadway’i ele alalım. Otomatik ön camları ve merkezi kilit sistemi hariç aklıma herhangi bir konfor ögesi gelmiyor. Rahatlık, iç mekan hacmi gibi konularda çok iddialı olduğunu da söyleyemem. Peki bu otomobilin bir sürüş kahramanı olduğunu söylesem şaşırır mısınız? Hafif, basit ve minik gövdesi acayip bir sürüş deneyimi sunar ve direksiyon başındakine gerçek kahkahalar attırabilir. Bir arıza çıkardığında kendiniz rahatlıkla onarabilirsiniz. Uzun yolda çok üşürsünüz. Bir “İskandinav Fiskesi” atmak isterseniz asla hayır demez ve bundan memnuniyet duyar. Şirin ve asla hafife alınmayacak bir otomobildir Broadway. Ruhsuz bir otomobil değildir; sürücüsüne daima, iyi ya da kötü, hissettirdikleri vardır.

     Yükselen Standartlar Ve Kaybettiğimiz Otomobil Ruhu Üzerine

    Gelelim günümüze… Bir Clio Symbol düşünelim. Dizel bir Symbol… ABS, sürücü hava yastığı, klima, hidrolik direksiyon gibi donanımları, onu Broadway’den ayıran ve akla ilk gelen ekstralar… Ve hakkını vermeliyim kullandığım en ekonomik otomobildir kendisi. Hayır yakıtını ben almasam inanmam o kadar az yakabileceğine fakat çalıyor mu ne yapıyor bilemiyorum, tüm çabalarıma rağmen bir türlü yolda bırakmadı. Gelgelelim, konu sürüş keyfi ve karakter ise “Bay Çok Ekonomik”, dedesinin eline su bile dökemiyor. Sizi dertsiz tasasız, güvenli bir şekilde, çok az yakarak istediğiniz yere götürebilir ama size direksiyon başında kahkalar attırabileceğini sanmıyorum. Günümüzün hemen hemen her otomobili gibi Symbol de işini profesyonelce yapıp sürücüsüyle ilişkisini minimum düzeyde tutan bir otomobil.

    Broadway ve Symbol örneklerini seçmemin iki nedeni vardı: İki otomobili de tabiri caizse ciğerlerine kadar tanıyorum ve ikisiyle de geçmişim var. Özellikle Broadway’le… İtiraf etmeliyim ben o tadı günümüzde herhangi bir otomobilden alamıyorum. Leonard Cohen şarkıları kadar hisli direksiyonu, geniş yanaklı lastikleri ve minik motoruyla limitlere ulaşmak için üç haneli hız rakamlarını görmenize gerek yoktur. İşinize karışmayan, sizi dinleyen bir otomobille limitlerde dolaşmaksa, A+ sürüş eğlencesi demektir. Dahası var! Aracın limitlerini zorlamak, direksiyonda eğlenmek için mutlak yol değildir. Broadway, 3. vites, 2500 rpm ve sağ şerit kavramlarını birleştirerek de pekala kaliteli bir sürüş yapabilirsiniz. Özledim seni EM 197… İkinci neden ise daha kısa: “Sürüş keyfi yaşamak için zengin olmanıza gerek yoktur” tezini bir kez daha kanıtlamak istedim.

     Yükselen Standartlar Ve Kaybettiğimiz Otomobil Ruhu Üzerine

    Modern zamanların otomobillerine geri dönüyoruz: Start&Stop sistemli hardcore sporcular, koltuk ısıtmalı GTI’lar, babaannemin bile kullanabileceği Ferrari’ler, kahvaltı masası büyüklüğünde jantların üzerinde yol alan MPV’ler, böbreklerinizi acıtacak kadar sert süspansiyonlu aile sedanları, ne idüğü belirsiz Crossover’lar, arazide ancak bir Lotus kadar başarılı SUV’lar… Afedersiniz ama bunlara gerçekten ihtiyacımız var mı? Atom fiziğine de, profesörlüğe de lanet olsun!

     Yükselen Standartlar Ve Kaybettiğimiz Otomobil Ruhu Üzerine

    Tüm bu kargaşa, ortaya “sentetik” sürüşlü mutant otomobiller çıkarıyor. “Bre adam sürüşle kafayı bozdunsa, git karting kullan!” derseniz haksız sayılmazsınız fakat sürüş kavramını es geçtiğimizde bile, ortaya başka başka durumlar çıkıyor. Örneğin, yaya güvenliği modası yüzünden tüm otomobiller birbirlerine benziyorlar ve hepsi şey gibi görünüyorlar: cırcır olmuş gibi… Ortak parça kullanımı gün geçtikçe artıyor; “Karakterli otomobil” kavramının sözlükteki karşılıklarından biri olan Alfa bile, iç mekanda Fiat parçaları kullanabiliyor. Jantlar büyüdü, süspansiyonlar sertleşti vs. vs.

     Yükselen Standartlar Ve Kaybettiğimiz Otomobil Ruhu Üzerine

    Bir Pazar ikindisi, evinin önünde otomobilini yıkayan adam figürünü en son ne zaman gördünüz? Peki ya babasının duruladığı camları, içeride zevkle izleyen çocuğu? İşte o yıllarda kaldı Renault 11 Turbo’lar, Alfa Romeo 75’ler, 205 GTI’lar… Ruhu olan otomobillerden bizlere ise kala kala otobotlar ve deseptikonlar kaldı.

    http://ismailterzi.com/tag/renault-broadway/ Alıntıdır, okudum ve sizinle paylaşmak istedim



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi airinterceptor -- 27 Nisan 2014; 21:23:51 >







  • Yeniliklere ayak uydurmayı öğrenmek lazım.

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • Bu tarz bir konu açmayı uzun zamandan beri düşünüyordum ama şimdi yazmaya başlasam bayağı uzun olur zaten uzun olunca da kimse okumaz o halde ellerime gözüme yazık diyerek açmamıştım. Bende yazar ile aynı şekilde düşünüyorum. Gittikçe araçlar ve dolaysıyla markalar standart hale gelmeye başladı işin konfor, güvenlik v.b. öğelerini tartışmak gerçekten anlamsız ancak harbiden otomobilin ruhu gittikçe bitiyor. Herşey de var olan standartlaşma artık kağıt üzerindeki teknik veriler ve donanımlar boyutuna taşıdı olayı 10 yaşında bir çocuk iki aracın teknik verilerini ve donanımlarını kıyaslayıp kendince bir hüküm verebiliyor. Yazıyı yazanı son derece iyi anlıyorum çünkü 1990 lı yıllarda 2 adet 1992 ve 1995 model broadway'imiz olmuştu (sıfır km). Bende yeri ayrıdır broadway'in.
    Ben sadece olaya teknolojik ilerleme açısından da bakmıyorum örneğin porsche kontak anahtarını soldan sağa almaya başladığında 3 gün kendime gelememiştim (bana neyse) veya legacy çerçevesiz cam kullanmayı bıraktığında (hayatta legacy almak gibi bir amacım olmadı) dünyam yıkılmıştı gibi...
    Ancak ben halen bazı araçların karakterlerini seviyorum, ve hangi araca binersem bineyim onun bazı farklarını seviyorum. Ve uygun bir zamanda bir klasik mutlaka alacağım (klasik derken aklınıza servet değerindeki araçlar gelmesin murat 124 bile benim için şu ortamda klasiktir)


    Yine yazdıkça yazasım geliyor bu yüzden kesiyorum Anlatmak istediğimi anlatabildim galiba.
    Saygılarımla...




  • Sürekli olarak çevreme bundan bahsederim eski araçların verdiği zevki günümüz araçları veremiyo. Üstelik ilk sürdüğüm araç broadway olunca konu daha da dikkatimi çekti. Eski araçları eski zamanları çok özledim.
  • önceleri otomobil zor bulunan birşeydi.zor bulunduğu içinde kıymetliydi, ailenin bir parçasıydı.artık sadece bir araç....
  • Sürüş hissi,elektronik gaz pedalları,elektronik el frenleri,elektrik destekli direksiyonlar,bir düzine fren destek sistemlerinden oluşan fren sistemleri,yaygınlaşan 7-8 ileri otomatik vitesler sayesinde kayboldu.Hatta artık bazı arabalarda vites kolu diye bir şey dahi yok.Bakınız yeni c serisi...Eskiden atari oynamak bugünkü arabaları kullanmaktan zordu....
  • Bu konu benim de yakındığım bir konu.
    Eskiden diye gireceğim lafa ama yaşım 21 olsa da, otomobillere gerçekten meraklıyımdır.
    Her neyse, eskiden ESP, ABS gibi sürüş yardımları pek yokken, otomobiller daha iyi yol tutması, daha oturaklı olması için tasarlanırdı. Yani aracın kendisi yol tutardı, kendisini sürerdiniz aracın. Oysa şimdi ESP var, o kurtarır gibi bir düşünce ile yol tutuşa pek önem verilmiyor. Yani mutlaka veriliyor ama, araç yoldan çıkma eğilimi gösterse bile ESP müdahale edeceği için olay sürüş zevkinden çıkıyor.
    Ayrıca aerodinamik kaygı geri planda kaldığı için, araçlar daha köşeli ve sert hatlarla tasarlanabiliyordu. Şimdi aerodinamik kaygılar da sağ olsun bütün otomobiller birbirine benzemeye başladı. Bununla birlikte maliyet düşürme kaygıları ile bütün araçlar birbirinin aynısı olmaya başladı.
    Bakın bütün Ford modelleri önden aynı oldu çıktı. Otoyolda karşınızdan gelen bir aracın Fiesta mı Focus mu Mondeo mu olduğunu anlamanız oldukça güç. Passat ve Transporter'da kullanılan aynı kadran da Passat'ın prestijini baltalamıyor mu?
    Peki ya şuna ne demeli?
    Gaz pedalı elektronik olduğunda? Sanki bilgisayarda oyun oynuyormuşçasına sürülen arabalar.
    Peki ya hepsi birbirine benzeyen markalara ne demeli?
    Bazı otomobiller var, marka amblemini sökseniz ve başka bir amblem taksanız inanılır.
    Oysa eskiden bir mesela Peugeot'a baktığınız zaman, kasa hatları ve kıvrımları kendisini belli ediyordu. Renault ona keza. Bir Peugeot ile Renault birbirine benzemezdi mesela.
    Biraz da yine maliyet düşürmek için iç mekandaki plastik malzemeler işi iyice oyuncak kıvamına getiriyor.
    Hatta aynı kasa araçların farklı amblemle satılması var.

    Gibi gibi gibi...




  • Önceden otomobiller yapıldıktan sonra fiyat belirlenirmiş günümüzde önce fiyat belirleniyor sonra ona göre araçlar üretiyor. Ayrıca 3 harfli ne kadar yardımcı donanım varsa araç ve sürücüsü arasındaki bütün bağları koparıyor. Haliyle sürücü aracının gerçek limitinin ne olduğunu nerde durması gerektiğini bilemiyor bu da arada bir bağ oluşmasını engelliyor.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Evin önunde araba yıkayanlara uyuz olurum.Arabayı yıkatıp parıl parıl yola çıkarım geçtiğim sokakta biri arabasını yıkar yer su olur (haliyle pıs su olur) tamponum kirlenir. Tabiki yıkayan yıkasın ama uyuz olurum işte :) birde arabayı yıkattıktan sonra önümde bozuk silecek suyuyla camını yıkayıp benim tertemiz camıma su sıcratan insanlarada çok küçük söverim :)
  • Burda ruh değilde yaşlanmadan dolayi eskiye bir özlem var , daha yaşlı ya sorsak nerde o 70 lerin heybetli arabaları der, alfa bile fiat tan parça alıyor demiş bayadir aliyordu zaten örneğin fiat tempra ile alfa Romeo 155 in neredeyse her şeyi ayni dışardan içerden ikiz gibiler

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Fiat 131 ler , renault 12 'ler , ford granada'lar , vw t3 'ler vs...

    Yukarıda arkadaşın dediği gibi , biraz da eskiye özlem var.

    Bunlara şimdi değil, 80lerde binmek vardı. Özlemini duyduğumuz çocukken hissettiklerimiz birazda

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Sanirsam zamaninin ulkemizde dayatilan avrupa satandardlarinin cok altinda kalmis hurdalara manevi olarak anlamlar yuklemeye calismissiniz. Zamaninin cok gerisinde otomobillerdi hala da oyleler. Lakin o donemde renault ve sahin disinda araclari almak imkansiz iken su anda kolayca alinabildikleri icin dandik arabalar insanlara keyif vermiyor. Secenek fazla ve hangi arabayi alirsaniz alin akliniz bir digerinde kaliyor. Beklentiler ve araclarin sundugu konfor fazla olunca kalitesiz otomobiller surmek hic keyif vermiyor.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Eskiye rağbet olsaydı, bitpazarına nur yağardı. Kütük gibi arabalara çok fazla anlam yüklemeye gerek yok bence.
  • Ben şunu hep derim,

    BMW hariç dünyadaki bütün araç firmaları (Honda hayranıyım fakat maalesef Honda'da dahil) 2006 yılından sonra ruhsuz araçlar üretmeye başladı. 2006-2012 seneleri arasında 6 senelik geçiş dönemi vardı fakat 2012 yılından itibaren BMW hariç hiçbir aracın ruhu kalmadı.
  • Araçlarda sürüş vs. mevzularına giremeyecem ama tasarım noktasında eski araçlar birer sanat eseri.
    Geçenlerde koç müzesini gezdim , her kıvrımı adeta bir heykel edasında yapılmış araçlardan geldiğimiz nokta çok üzücü.
    Şimdi bütün araçlar nerdeyse birbirine benziyor, logoları kaldır , arabaya ilgisiz birine sor , arada pek fark bulamaz..
  • quote:

    Orijinalden alıntı: makturk42

    Eskiye rağbet olsaydı, bitpazarına nur yağardı. Kütük gibi arabalara çok fazla anlam yüklemeye gerek yok bence.

    Kütüğü tanımlaman lazım önce daha sonra neye göre "kütük" diye nitelediğini açıklaman gerekir.
  • Bende motor hariç diğer tüm donanımların çokta hızlı gelişmediğini düşünüyorum. Özelikle elektronik donanım açısından hala her yapılan şey binlerce lirayla ölçülüyor. Hala arka camı otomatik olmayan araçlar var. Bluetooth nimetten sayılıp dünya para isteniyor. Navigasyon 500 tl ye ama aracın orjinaliyle almak istersen 1500 tl. Ekran dersen adamlar samsung note 3 kadar ekran koyunca 3 tl fiyat istiyor. İpad bugün 1500 tl enfazla. Ben araçların yeterli gelişimi sağladığını düşünmüyorum. Cep telefonları 10 yılda inanılmaz değişimler geçirirken 100 yıldan fazla mazisi olan arabalar için son 10 yılda ne geldi. Bence gelen şeyler çok az şeyler.
  • Ah bi anadol um olsa diye gecirdim icimden okurken

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  •  Yükselen Standartlar Ve Kaybettiğimiz Otomobil Ruhu Üzerine
     Yükselen Standartlar Ve Kaybettiğimiz Otomobil Ruhu Üzerine
     Yükselen Standartlar Ve Kaybettiğimiz Otomobil Ruhu Üzerine
     Yükselen Standartlar Ve Kaybettiğimiz Otomobil Ruhu Üzerine


    Şimdikiler tırı vırı

    Daha eskileri hiç katmadım

     Yükselen Standartlar Ve Kaybettiğimiz Otomobil Ruhu Üzerine




  • konuyu açan kişi kullandığı aracın şanzıman tipini söyleyebilir mi, otm.? manuel?



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi WarSaw -- 28 Nisan 2014; 3:17:47 >
  • 
Sayfa: 123
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.