KABLONET [ANA KONU] (2379. sayfa)

quote:

Orijinalden alıntı: k8s

Merhaba, burası forum hocam. bilgilerimizi yazacağız, yanlış biliyorsak düzelteceğiz, bilmiyorsak öğreneceğiz. Burası bunlar için var.

Hocam cevap vermeden önce ben de şunları yazayım. Gerçek fiber olarak tabir edilen eve kadar fiber yani FTTH bağlantıyı ele alalım. Binanıza kadar turuncu rente teorik olarak 100Gbps internet taşıyabilen fiber optik kablo çekilir. Bu kablonun içerisindeki fiber kılları, pasif dönüştürücüye girerek daire sayısı kadar fiber kılına, yani sarı ince optik kabloya dönüştürülür. Buradan dairelere dağılır. ONT cihazında sonlanır. Bu kılların ulaşabileceği teorik hızlar ise 10Gbps'dir. Teknik olarak dediğiniz doğru. Daire başına bir fiber kılı ayrılır. Yani şahsa ait bir port tahsis edilir. Ancak fiber optik kablonun bağlandığı OLT'ye kadar. OLT, yani pasif dönüştürücü gelen trafiği belirli algoritmalara bölerek internet alınan aktif cihaza yani büyük çoğunlukla santrale iletir. Yani kısaca, GPON FTTH altyapısında sadece ONT ile OLT arası bağlantınız size özeldir. Kalanı tamamen ortak altyapıdır. Sizin tabiriniz ile paylaşımlıdır. Bu tüm Dünya'da kabul edilen fiber altyapıdır.
FTTB de fiber olarak kabul edilir. Ancak GPON olarak geçmez. FTTB'de, FTTH'nin aksine aktif bir sistem vardır. Binanızın altına kadar turuncu fiber optik kablo gelir. Binanızın altına aktif bir sonlandırıcı router tarzı cihaz konur. Ülkemizde genelde 2.5GE sistem kullanılır. 24 adet port çıkışı sağlanır ve dairelere ethernet olarak dağıtılır. Bunda ONT cihazına gerek duymaksızın bir router üzerinden internet sağlanabilir. Bu da Dünya üzerinde yaygın kullanılan ve tüm Dünya şirketleri tarafından fiber olarak kabul edilen bir sistemdir. Burada ise tek fark, binanızın altına kurulan aktif cihazla daireniz arasında size özel port vardır. Yani size tahsis edilen portun mesafesi biraz daha kısadır diyebilirim özetle.

Kablo internet teknolojisi ise, FTTB sistemine benzerdir. Binanızın altına kadar turuncu fiber optik kablo gelir. Aktif bir sonlandırıcı cihaz özelinde sonlanır. Ancak bu cihaz FTTB sistemlerinin aksine, ethernet üzerinden değil, koaksiyel kablo üzerinden frekanslar ile iletişim kurar. Burada da size özel tahsis edilmiş port mevcuttur. Ve fiber olarak kabul edilen FTTB gibi, binanızın altına kurulan cihaz ile daireniz arasında özel port tahsis edilir. Ancak kablo sistemi fiber olarak kabul edilmez. Bu bir kandırmaca mıdır? Sayılabilir, evet. Ethernet üzerinden teorik olarak 10Gbps gibi hıza ulaşabilecekken, yaygın kullanılan Docsis 3.0 sisteminde teorik olarak 1Gbps, pratik olarak da ortalama 600-700Mbps hızlara ulaşılabilir. Ve bu sistemde 10'a 1 oranının olduğunu düşünürsek teoride ve pratikte 100Mbps upload hızı alabilirsiniz. Ancak ülkemizdeki hiç bir fiber veya kablo sistemi 1Gbps internet sunmaya hazır değil. Hazır olmamasının sebebi ise kablo sisteminden veya optik sistemlerden kaynaklı değil, cihaz kapasitelerinden kaynaklıdır. Yukarıda yazdığım gibi FTTB kurulan sistem 2.5GE iken 24 port atanır. Bu da port başına 100Mbps demektir. 1Gbps verilirse prime time'da maksimum 90Mbps anca sağlanır. FTTH sistemde de, santraldeki cihazların kapasiteleri önemlidir. Ve bildiğim kadarıyla daire başına 100Mbps atanan da mevcut, 10Mbps atanan da. Yani herkesin yoğun-aktif olarak internet kullandığı anda FTTH sistemle bile 10Mbps hız görebilirsiniz ülkemizde. Ancak dediğim gibi, bu kablodan veya sistemden kaynaklı değildir, ISP'lerimizin bölge kapasitesini gözeterek cihaz kurmamasından kaynaklıdır.

Şimdi gelelim sizin paylaşımsız dediğiniz internete. Sizin mantığınıza göre, dairemizden çıkan internet karşı sunucuya kadar bize özel atanan portta gitmeli. Öncelikle, ülke içerisinde taşıyıcı operatörlere bağlanana kadar kendinize özel fiber sistem çekebilirsiniz. Lakin karşı sunucuyla iletişim kurmak için taşıyıcı operatöre bağlanmanız gerekmekte. Buradan ise kendinize özel bir fiber kılı, bir fiber kablo alamazsınız, bulamazsınız. Kısaca dediğiniz şey imkansızdır. Sadece yurt içinde yapılabilir. O da internet olarak geçmez. İntranet olarak geçer. Dediğinize en yakın sistem metro ethernet sistemidir. Genelde veri merkezleri bunu kullanmakta ve fiyatları fazlasıyla yüksek. 100Gbps için 1.5 Milyon ₺ ödemeniz gerekli. Bu sistemde ise, 100Gbps port satın almadığınız sürece, omurga üzerinden veri merkezine kadar size özel fiber kablo tesis edilir. Omurgaya bağlandıktan sonrası ise yine ortak bağlantıdır. Veri merkezi olup 100Mbps için 10.000₺ ödüyor bile olsanız, evinde Oris telekom üzerinden 100Mbps alan kullanıcı ile aynı kablo üzerinden gider internetiniz.

Peki buradaki ayrım nedir? QoS sistemidir. Metro ethernet kullanıcıları QoS'ta ilk sıralardadır. Normal Türk Telekom kullanıcıları ilk 15'tedir. Tivibu alırsanız ilk 10'a girersiniz. Alternatifler ödediği paraya göre 15-25. sıralardadır. Türksat ise ödediği paraya göre 30-40. sıra, yani en sonlardadır. Turkcell'de bu kadar ayrım yoktur QoS üzerinde. Ancak yine son sıralardadır. Çünkü az para ödemek istiyorlar. Ve az para ödüyorlar. Türk Telekom veya Turkcell tarafında, en ufak bir tıkanıklık olursa, bu ilk bize yansır. Çünkü QoS üzerinde son sıradayız. Turkcell kullanıcısı, Türk Telekom kullanıcısı bu tıkanıklığı hissetmezken bile, bizim pinglerimiz 500'lere varabilir. Çünkü Türksat az para ödemek için bu işkenceye razıdır.

Özetle, pinglerin yüksek olmasının sebebi sistemin fiber olmaması, kablo olması vs. değildir. Türksat'ın az para ödemek için önceliği düşük olan hat kiralamasıdır. 3 yıl boyunca Frankfurt'a stabil 50-55ms arası ping aldım. CS'de maksimum 60ms pingim vardı. 50-55'leri sık sık görürdüm. Superonline üzerinden 24.133'lü IP'lerden çıkış sağlamaktaydım. Son 3 aydır Türk Telekom üzerinden 195'li IP'lerden çıkış sağlamaktayım. Türkiye'de bulabileceğiniz en kötü 100Mbps internetlerden birini kullanmaktayım. Pinglerim arada yükselse yine neyse. Her zaman yüksek. Her zaman 90-100ms yurt dışı, minimum.

NBA 2K için, gördüğüm kadarıyla Amazon kullanıyorlar. Avrupada ise Frankfurt ve çoğunlukla İrlanda kullanıyorlar. Neden NA serverlarına bağlanıyorsunuz emin değilim. Ping için ise web sitesine göndermesi aşırı saçma. Zira web sitesi bir oyun sunucusunda barındırılamaz. Barındırılıyorsa da o oyundan da sunucusundan da hayır gelmez. Ping atmanın da bir manası yoktur. Ancak 2K bildiğim kadarıyla böyle bir oyun değil. NA için de Amazon kullanmakta.

Pinglerinizin böyle dengesiz olması bölgesel yoğunluktan alakalı diye düşünüyorum. Türksat ile twitter üzerinden iletişime geçip bu ss'leri gönderip IP blok değişikliği talep edebilirsiniz. Türk Telekom'a geçirirlerse arada böyle dengesizlik olmaz. Ancak ABD için 110-120ms'leri unutursunuz. Avrupa için stabil o değerleri almaya, ABD için en az 160-170'leri görmeye başlarsınız. Karar sizin.

Uzun bir yazı olmuş. Kusura bakmayın

quote:

Orijinalden alıntı: Guest-C99111CD4

Bu mesaj silindi.

quote:

Orijinalden alıntı: inan_ed

Uzun uğraşlar sonucu, neredeyse her mecradan şikayet kaydı açmam üzerine arıza kaydı bölümüne böyle bir not düşmüş; "projelendirilecek". Ne demek bu acaba?