madende ölenler neden şehit oluyor? (10. sayfa)

Yanlışın var dostum. O arkadaş muhtemelen hiç düşünmüyor. At gözlüğü takmış. Düşünse zaten garipliği sezerdi, yav bu işte bi yanlış var demeye başlardı.

Hocam ben gerçekten anlamıyorum artık şimdi de deist bir arkadaş dinden çıktığımı söylüyor galiba dini ne olursa olsun insanlar tabulaşmış ve propaganda amacı taşıyan İslama işte İslam bu diyor ve gerçek islama inandığımızı söyleyince kâfir ilan ediyor

Medeni olmak ne demek?

Bence medeni olmak Medineli olmaktan geliyor, Müslüman olmak demektir.

Siz hangi ülkeyi medeniyet ölçüsü olarak görüyorsunuz?

Eleştiriye müsaade eden özgürlüğü ve eleştiri yapabilecek rasyonalite ve kapasiteyi ihtiva eden, kurumsal düzlemde bilim ve teknoloji üretebilen, insanlarına belirli bir servet ve refah sağlayabilen yerleri medeni olarak addediyorum. Bu nitelikleri de günümüzde en çok "Batı" olarak adlandırılan yerde bulunan toplumlar ve ülkeler, onların Greko-Romen antikitesinden temellenen modern Avrupai kültürel kodları sağlamaktadır. Bu medeniyet ligine dahil edilebilecek bazı Uzakdoğu ülkelerinin başarısının sırrı da Batı'ya bir öykünmede ve kültürlerinden gelen toplumsal disiplinlerinde yatar.

Bu çerçevede Müslüman olmak anlamında "Medineli" olmanın en azından günümüzde kayda değer bir yer işgal ettiğini düşünmüyorum. Ortadoğu ve Afrika'nın genel vaziyeti, üstüne Ortadoğu'daki muhtemelen en modern ve Avrupai ülke sayılabilecek Türkiye'nin genel bir resmi bize bunu göstermektedir. Şu anki Medine'yi (orijinal adıyla Yesrib) mi tercih edersiniz; yoksa Viyana, Londra, Paris, Berlin, Madrid ya da New York'u mu?

Bu arada İslam dininin doğduğu zamanda bile - Arap yarımadasındaki önemli kentlerden birisi olsa da - Yesrib'in öyle çok parlak bir tarafı yoktu. İstanbul, Antakya, Selanik gibi zamanının uygar Akdeniz dünyasının mega şehirlerinin yanında bir hiçti Yesrib. Çin'deki veya Hindistan'daki hatta Amerikalardaki - Tenochtitlan gibi - mega kentlerin yanında da bir hiçti. Medine manevi ve kültürel değer kazanmasının ötesinde muhtemelen hiçbir zaman medeniyetin beşiği addedilebilecek bir yer olmadı. İslam uygarlık tarihinde koskoca Bağdat veya Kordoba dururken sizin "Medine" dediğiniz zaten nedir ki? Bari çıkın, Müslüman dediğiniz Bağdatlı'dır deyin. Zamanında Beytü'l Hikme'yi kuran ve onun sahibi olandır deyin Müslüman için.

Her şeyi bu kadar kendi merkezinizden ve dar bir dünya bilgisi ve ufkuyla görmeseniz işler çok daha kolay olacak.

Bu arada Rus-hegemonik Avrasya imparatorluklar serisinin bir devam sürümü olan Putin İmparatorluğu'yla Batı dünyasını birbirine karıştırmıştınız. Pek çok açıdan Bizans ve Osmanlı artığı denebilecek küçücük bir Levanten Balkan ülkesini (Yunanistan'ı) sırf bazı manevi, kültürel, ekonomik ve siyasi sebeplerle AB'de oldukları için "Batılı" zannetmeniz haliyle hiç şaşırtıcı değil. Yunanlar bence Avrupalılardan çok biz Türklere benziyor. İnkar etseler de en az bizim kadar Osmanlı'dırlar ve Osmanlı ile Ortodoks Bizans mirasının olumsuz yanlarını taşırlar.

Tabii hümanizmin insanı ve insanın bilgi ve zekasını merkeze koymasıyla tanrıyı ve vahyi merkeze koyan major İbrani dinlerin özde ters düştüğü kesinlikle söylenebilir. Ben de zaten öyle okuyorum. Aslında bu literatürde sıkça dillendirilen veya alıntılanan bir durum. Yine de hümanizmanın insan merkezli tavrı böylesi bir çelişki yokmuş gibi davranabiliyor. "Melez karakterlerden" çokça var. Bu modern kategorileri biz onlara sonradan - bir şeyleri daha iyi anlamlandırabilmek için - yerleştiriyoruz. Kurucu sosyologlardan Max Weber'ın "ideal tipler" kavramlaştırmasının yorumlandığı şekliyle ideal tiplerin ölçüt olduğu bir spektrum tanımlanabiliyor. Buna göre kimse kusursuz mavi veya kusursuz kırmızı değil. Ama bazısı kızıla daha fazla kaçıyor. Bazısı çok çok fazla. Hümanizm-din çelişkisi de öyle bir ölçüte - şüphesiz sıkıntılı olsa da - oturtulabilir.

Yunanistan'ın Avrupalı sayılmasındaki esas bence Yunanların kendilerini Avrupa'ya nispet etmesi değil aksine Avrupalıların kendilerini Yunan'a nispet etmesi. Helenofiller biliyorsun, medeniyetlerinin kaynağını eski Yunan'a bağlarlar.

Ben konu hakkında pek bir şey okumadım ama gözlemleyebildiğim kadarıyla kendini herhangi bir ibrahimi dine nispet eden insanların çok büyük bölümü medya yoluyla kendisine evla diye tanıtılan avrupa ölçülerine girebilmek için dinlerinden taviz veriyor ve gerçekle uzaktan yakından herhangi bir alakası olmayan bir itikat ediniyorlar. Bizi salla kendisini hristiyan olarak tanımlayıp lgbtijklmoöprsşt savunuculuğu yapan insanlar bahsettiğim duruma çok iyi örnek.

Konformizm bence bu saçmalığın kaynağı. Çıksınlar açık açık biz hristiyan falan değiliz desinler canımı yesinler.

Aynen öyle. Bazı Yunanlar da ülkelerinin (Batı) Avrupa standartlarını elde etme sürecinde Avrupa'yı kendi antik medeniyetlerinin bir uzantısı gibi okuyorlar. Hani bir nevi "öze dönüş" veya esasen zaten "bizde bir zamanlar olanı yeniden elde ediş" gibi. Ama Batı Avrupa'yı yakalamaktan bayağı uzaktalar, bunun da farkındalar, aklı başında olan hepsi de kendi halkını, politikalarını ve politikacılarını vs yoğun biçimde eleştiriyor. Avrupa'nın yersiz ve duygusal Helenofilliği (gerçi ben de eski Yunan'a saygı ve hayranlık duymuyor değilim), Yunanistan'ın da yersiz ve duygusal Türko-fobikliği baki, neredeyse bir norm gibi. Yunan faktörü Türkiye'nin Batı dünyasıyla ilişkilerinde hep ağır bir parazit etkisi yaratıyor.

İşte onların da delüzyonelleri geçmişleriyle övünürken ilerlemecileri çağı yakalayamamalarından yakınıyor. Türk düşmanlığının elli seneye yok olabileceğini düşünüyorum ben ama. Yeni nesil kindar değil.

Avrupalıların helenofilliklerinin altında kabilelerinin geldikleri yerleri unutma çabası görüyorum ben aslında.

Batı dünyasında çoktandır kurumsal olmayan, deizmle arasındaki sınırlarının muğlaklaştığı, genelde aile tarafından aşılanmış basit kör kabullere dayanan bir çeşit bireysel/öznel yoruma dayalı bir Hıristiyanlık anlayışı gelişti. Bir yandan kurumsal Hıristiyanlık da yani çeşitli Kiliseler - bakış açısına göre özellikle bazı yerlerde can çekişiyor ve asla Ortaçağ'daki dominasyonunun kıyısında bile olmasa da - varlığını ve bir dereceye kadar da etkisini sürdürüyor. Aslında politikaya giriş yapıp dogmaları çerçevesinde siyaseti dahi etkilemiş ve halen etkileyebilen yerel kiliseler / cemaatler vs de var. Oğul Bush misal böylesi bir yapının parçası olarak İncil'e dayanan tuhaf apokaliptik ve İsrail fanatiği olan inançlarla da Irak'ı işgal etti. Avrupa'nın tüm itiraz ve yer yer gayet sertleşen tepkisine Bush kulak tıkadı. Bu da Batı'yla ilgili karşımıza oldukça karmaşık ve eklektik bir tablo çıkarıyor. Bush örneği bir tarafa orada başta "bireysel Hıristiyanlık" adı altında belirtiğim gibi "Hıristiyanım" deyip de kurumsal Hıristiyanlığın kaideleriyle veya kiliseyle düpedüz alakasız kalan, herhangi bir kiliseye bağlı olmayan, Hıristiyanlık veya kilise tarihi okuması hiç yapmamış insan çok. Bunlarda sevgiye veya fedakarlığa vurgu gibi Hıristiyanlıkla özdeşleştiren tematikler ve oldukça ham denebilecek deistik bir tanrı inancı çok yaygın.

Bu arada Türkiye'de de böylesi tarzda bir Müslüman grubunda patlama var. Namaz kılan, dua eden, oruç tutan, zekat veren vs geleneksel Müslüman tiplemesiyle tek alakaları Müslümanım demeleri ve inanç bazında deistik / teistik yani bir tanrıya inanıyor olmaları. Türk toplumunun seri modernizasyonunun ve sekülarizasyonunun yani teknolojik innovasyona ve bilgi işlemeye dayalı kapitalist ve fonksiyonalist bir veri üretim ve tüketim toplumunun ortaya çıkışı ve bilim gibi din harici-seküler bilgi sistemlerinin yayılmasının bu gayet olumlu addettiğim gelişmenin birincil etkenleri olduğunu düşünüyorum. Özellikle internetle, teknolojik cihazlarla ve sayısız miktarda yapılan araştırma ve kaynakla bilgiye ulaşmak çok kolaylaştı. Yine de modern insanların günlük hayatın koşuşturmasına kapılıp din bilgisine sahip ol(a)maması çok sıkıntılı bir durum. İnansan da inanmasan da dinlere dair bilgin olmalı. Hatta bana kalırsa bu bilgisizlik durumu bu toplumca verilmiş genel bir kabule ya da hakikate uymak için şekli biçimde inanan kişilere yol açıyor. Din bilenler ya dini reddediyor ya da sıkı şekilde içselleştirip benimsiyor gibi.

Evangelistlerin yahudileri kasapların kuzuları sevdiği gibi seviyor olması bana çok komik geliyor açıkçası.

Türkiye'de hiç kimse hiçbir şey bilmiyor. Ben de ya sev ya terket şeklinde yaklaşıyorum fakat insanlar dinin Allah ile kendileri arasında olması durumunu "kapsamı dışına büyütüyor". Ben maalesef inanmayanların İslam dinini inananlardan (genellikle) daha iyi biliyor olduğunu görüyorum, ama sanırım onlar da yeterince öğrenmemişler ki din ve bilimin birbirine alternatif olabileceğini düşünüyorlar ve çoğu zaman Allah'ı empati yoluyla anlamaya çalışıyorlar. Konunun çok dışına gidiyoruz gene ahahahha

Aynen. Mevzular büyük ama ne yapalım? Dallanıp budaklandıkları için kontrol altında bir sohbet yürütmek zor. :D

bende bu konuyu nereye yolladılar diyorum

anlayış nasılsa buraya yollamışlar .

din karşıtlarına malzeme çıkacak ya

din deki şehit anlayışı yanında devletin şehit saydıkları da vardır.

yani dinine hizmet ederken devletine hizmet ederken....

yani

KONUYU BİTİRELİM

SEHİT OLMAK YANINDA BİR DE ŞEHİT SAYILMAK VARDIR...

DEVLET EĞER VATANI İÇİN ÇALIŞANLARDAN VEFAAT ETTİKTEN SONRA AİLESİ ÇOCUKLARI ORTADA KALAN VARSA BUNLARI MAAŞA BAĞLAMAK SAHİPLENMEK İÇİN HİZMET VERİRKEN VEFAAT EDENLERİ ŞEHİT SAYAR HİZMET ŞEHİDİ GİBİ

KUYUDAN ÇIKARAMADIĞINIZ DURUM BU...

DEVLETİN SAHİP ÇIKMASIDIR.

HER DEVLETTE SAHİP ÇIKMAZ SEVİNİN.

BİTTİ.

ilk defa sanırım seni artıladım la