Warhammer Fantasy Evreni (Fantastik Evren Meraklılarına)

moosmoos

Çavuş

Konu Sahibi

5 yıl

6

Edit: Arkadaşlar kusura bakmayın fotoğraflar biraz kötü olmuş fakat bu konu da biraz beceriksizim fotoğrafların boyutunu vesaire ayarlıyamadım o yüzden biraz düzensiz olmuş olabilir kusura bakmayın şimdiden.

HİKAYE VE IRKLAR

WHF (Warhammer Fantasy) dünyası coğrafi olarak günümüz dünyasına benzer ve her ırkın dünyamızın orta çağ döneminden bir karşılığı bulunabilir. WHF ırkları, Yüzüklerin Efendisi gibi fantastik romanlar da ortak bulunan ve oldukça popüler olan ırkları içerir.

Warhammer Fantasy Evreni (Fantastik Evren Meraklılarına)

LIZARDMEN(KERTENKELEADAMLAR): Cahillere göre yalnızca Kertenkeleadamlar, Bilglere göre ise, Dünyanın koruyucuları.

WHF dünyasında ilk ırkların ortaya çıkışı bu gezegene gelip hayatı oluşturan Kadim Tanrılar (Old Ones) sayesinde oluşmaya başlamıştır. Kadim Tanrılar yaşanabilir gezegenler üzerinde yaşam formları oluşturmuştur ve ilk olarak kendilerini gezegeni doğal tehlikelerinden korumak için “Lizardmen”leri yaratırlar. Kesin bir emir komuta zinciri altında olan bu sürüngen-savaşçı ırk uzun süre yaratıcılarına tapmaya ve hizmet etmeye devam eder. Bir gün Kadim Tanrılar önemli bir olay sonucu aniden gezegeni terk ederler. Bu yaratıklar Tanrıları gezegeni terketmesine rağmen onlara tapmaya ve dünya üzerinde olan her olayın onların planının bir parçası olduğunu düşünmeye devam ederler. Kadim Tanrıların düşmanı olan kaos tanrılarından da hiç hazzetmezler.

Yaşadıkları kıtanın adı Lustria’dır. Lustria bir imparatorluk kaşifi olan Marco Colombo tarafından keşfedilmiştir ve İmparatorluk halkı bölgede yerleşmeye başlamıştır.

LUSTRİA

Lizardmen orduları savaşta Slaan adı verilen kuvvetli büyücülerle yönetilirler. Soğuk kanlı sürüngenler olduklarından korkusuz, yüksek disiplinli ve acımasızlardır. ekonomik olarak zayıflardır ve bu eksikliklerini zehirli silahlar ve dinazorvari büyük hayvanlarla kapatırlar ve genelde sayıca diğer ırkların ordularından geri kalmazlar.

THE EMPIRE(İMPARATORLUK): İnsanlığın son umudu.

İmparatorluk eski dünyanın ortasında bulunan eyaletler halinde yönetilen devasa bir güçtür. Neredeyse her ırkla sınırı olan ve savaşan İmparatorluğunun askerleri ne elfler gibi çevik ve yetenekli, ne orklar gibi kuvvetli, ne de cüceler gibi dayanıklıdır ama onları zafere götüren umutları ve inançlarıdır.

İmparatorluk orduları taktiklerini ağırlıklı olarak sayı üstünlüğüne, tüfek ve top gibi teknolojik silahlara, Bretonyalılar kadar olmasa da etkili şövalyelere ve hatta buharla çalışan savaş tanklarına dayandırır. Bütün bunların yapımını insanlara öğreten ırk impraratorluğun kuruluşu sırasında insanlarla dost olan cücelerdir.

2000 yıl önce insanlar ve orklar kabileler halinde yaşar ve savaşır iken bir kabile şefinin çok farklı bir oğlu oldu. Efsaneye göre bu çocuğu gökten yere inen bir kuyruklu yıldız getirmişti. Şef oğluna Sigmar adını verdi ve onu her açıdan iyi yetiştirdi.

Sigmar çok güçlü bir savaşçı ve çok becerikli bir yönetici olmuştu. Cüce kralı ile dostluk kuran Sigmar onu bir ork pususundan kurtarınca cüceler sırlarını insanlar ile paylaştılar. Bu sırları kullanan Sigmar insan kabilelerini birleştirip yerleşik hayata geçirdi ve ilk insan imparatoru oldu. Sigmar ölümünden yüzlerce yıl sonra bazı tarikatlerce tanrı kabul edildi ve sigmar rahip ve şövalyeleri imparatorlukta boy göstermeye başladılar.

Başlangıçta 14 kabilenin kurduğu 14 eyaletten oluşsa da sonradan eyalet sayısı 10’a inmiştir. Her eyaletin soylu bir elektor-kont’u vardır ve her imparator öldüğünde elektor-kontlar toplanıp yeni bir imparator seçerler. Her eyaletin ordusu ayrı da olsa imparatorluk içindeki belli başlı kurumlar standartlaşmış ve bütün imparatorluğun hizmetinde çalışmaya başlamışlardır.

İmparatorluk orduları genelde savunma ağırlıklı olup bol miktarda barut ve zırh kullanımına dayanırlar. Her tür işi yapabilecek insan gücüne sahip olmasına rağmen bunların hiçbiri o işte uzmanlaşmış olan ırkın ünitelerinden daha iyi değildir. İmparatorluk büyücüleri oldukça etkilidir ve birçok farklı büyü okulundan büyü yapabilirler. İmparatorluk şövalyeleri ise genelde uygun pozisyonda son vuruşu yapmak üzere pozisyon alınıp bekletilirler.

İMPARATORLUK EYALETLERİ

BRETONNIA(BRETONYA): Şövalyeler Diyarı

Bretonya halkı şövalyelerine ve lordlarına bağlı serflerdir ve bütün krallık hiyerarşik bir şövalye-lord-dük-kral yönetimi ile yönetilmektedir. Breton efsanelerine göre “Gölün Hanımı” adı verilen mistik bir varlık ilk breton kralına kutsal kaseyi vererek şövalyelik mitingini başlatmıştır.

Bu şövalye mitinglerinin peşinden giden Breton komutanları sıradan halktan oluşan orduları ve ağır zırhlı şövalyeleri ile savaş alanlarında boy gösterirler. Breton taktikleri ağırlıklı olarak çok kuvvetli şövalyeler ile düşmana sağlam bir darbe vurmak ve savaşın devamında şövalyelere normal askerlerin desteğini vermektir. Bretonlar, “Bretonya Kraliyet Hava Kuvvetleri” de denilen pegasus ve griffonları da kullanabilir ve şövalyelerini onlara bindirebilir. Ayrıca iyide birer okçulardır.

BRETONYA

ELFER(ELVES): Kudretli oldukları kadar kindar, yüksek egolu ve kendini beğenmiş bu yüzden de bölünmüş bir ırk.

-High Elves (Yüce Elfler)
Anka Kralı Savunucu Aenarion diyor ki:
Bizler Asuryan’ın seçilmişleriyiz, Tanrılar tarafından sevilenler ve onların Dünya’daki varisleriyiz. Ordularımız en iyi yaradılıştadır; Düşmanlarımızın hantal olduğu zaman hızlı, barbar oldukları zaman ise kültürlüyüz! Başarısızlığı ve yenilgiyi düşünmek yok, bizler Ulthuan’ın çocuklarıyız ve galip geleceğiz!

Yüce Elfler, veya kendi tabirleri ile “Asur”, WHF Dünyası’ndaki en eski ve güçlü milletlerden biridir. Büyük Okyanus’un ortasında bulunan, etrafı güçlü bir sis ile örtülü olan Ulthuan’da yaşarlar. Ulthuan’ın Yüce Elfleri, usta savaşçıların, kudretli büyücülerin, göğün ve denizin efendilerinin bulunduğu gururlu ve güçlü bir ulustur.

Ancak bir zamanlar, Elfler’in en büyük karakteristik özelliği olan asil ve merhamet edici doğaları, kısa sürede yerini büyük bir ego ve kibir hissi ile değiştirmişti. Bu küstahlık sonucu, eski müttefikleri olan Cüceler ile dostluklarını parçalayıp, her iki millet için de kötü sonuçlar doğuracak olan Büyük Savaş’a tutuşmuşlardı. Bu savaştan sonra her iki millet de büyük zararlar alarak belki de geleceklerini karartmışlardı. Artık kontrol edemedikleri Dünya’da Yüce Elfler, varlıklarını karanlık yıllara bırakıyorlar. Şehirleri, eskiden olduğu gibi canlı ve kalabalık değil, şimdi onlara nihai, beklenmedik ölümün kasvetli hatırlatıcısı olarak hizmet ediyorlar.

Askerleri zırhlı ve dayanıklıdırlar. Taktikleri, Savaş alanında genelde büyü ve ok atışları ile rakibi zayıflatırken, elit savaşçı ve şövalyeleri ile zayıflamış düşmanı kırmaya eğilimlidir.

-Dark Elves (Kara Elfler)
Malekith adlı Elf prensi, babasından sonra tahta geçmeyi beklerken Elf konseyi onu taht için çok saldırgan ve uyumsuz bulduğundan hayal kırıklığına uğrar. Hakkı olduğunu düşündüğü taht için annesi Kraliçe Morathi ile birlikte konseye karşı mücadele edip kaybeder ve adamları ile birlikte kuzeyde Naggaroth denilen bölgeye kaçar.

NAGGAROTH

Kendilerine Druchii adını veren bu grup, kendilerini savaşa, yağmaya ve katliama adayarak yeni bir düzen kurar. Bu düzende sadece Elflerin cinayet tanrısı olan Khaine ve Kaos tanrısı Slaanesh’in tarikatlerina yer vardır. Bir süre sonra kara elfler hem Ulthuan hem de eski dünya için büyük bir problem olmaya başlar.

Kara Elf birimleri hızlı, ölümcül fakat dayanıksızdır. Kara elf taktikleri genelde hızlı hareket etmek, önce vurup, geriye vurulmadan hayatta kalmak üzerine kuruludur. Ayrıca büyü Kara Elf
için biçilmiş kaftandır. Büyüye bayılır ve onunla yaşarlar, anlayacağınız sağlam birer büyücüdürler.

NOT:Kara Elfler diğer fantazi eserlerindeki gibi siyah tenli ve yer altında yaşayan bir ırk değil, Yüce Elflerin ve Orman Elflerinin biraz daha yozlaşmış toplum yapısına ve acımasızlığına sahip olan kuzenleridir.

-Wood Elves (Orman Elfleri)
Orman Elfleri , ''Athel Loren'' adlı büyülü bir ormanda yaşayan , kendilerini akrabaları olan Yüksek Elflerden ve Karanlık Elflerden tamamen soyutlamış, gizliliğe önem veren içine kapanık bir halktır ve dış dünyayı pek fazla umursamazlar. Onlar ormanın ebedi muhafızlarıdır her kırık dalın bile hesabı sorulur , her düşen yaprak bir alametin yaklaştığına haber verir. İçinde yaşadıkları ormanı korumaya yemin etmişlerdir. Bu yemin uğruna bir çok savaşta kan dökmüş ve can vermişlerdir. Elbette bu savaşların birçoğu azılı düşmanları olan Canavaradamlar(Beastmen)'a karşı olmuştur. Fakat Orman Elfleri , Athel Loren'e zarar veren ırkı , devleti düşünmez. O artık ormana zarar vermiştir.

Orman Elfleri vur kaç ağırlıklı, çevik ve dağınık bir savaş stiline sahipdir. Orduları hafif zırhılıdır. Fakat bunu büyülü korumalarla kapatırlar, savaş alanın da Orman Elflerinin ruhlarıyla bütünleşmiş Athel Loren'de Orman Elfleri ile çoğu zaman uyum içinde yaşayan ruhani yaratıklarla omuz omuza savaşırlar. Dryad, Ent gibi bunlar Athel Loren'in kudretiyle ortaya çıkmış büyülü yaratıklardır.

ATHEL LOREN

DWARFS(CÜCELER): Bir kaya gibi dayanıklı, keçi gibi inatçı.

Cüceler WHF evreninin en eski ırklarından biridir. Cüceler metal, taş ve kimya konusunda birer ustalardır ve ortalama bir cüce vücudu bile insan ve elfler den kat kat daha dayanıklı ve güçlüdür.
Ayrıca, yaradılış itibarı ile ateşe doğal bir dayanıklılıkları vardır. Bu demek olmuyor ki cüceler ateş geçirmez fakat, elf, insan ve bir çok farklı ırk'dan çok daha fazla ateşe karşı dirençlidirler.

Cüceler büyüden hoşlanmaz, fakat WHF dünyasındaki bütün büyücülerin güçlerini çektikleri büyü rüzgarlarındaki enerjiyi Rünlere hapsedip bunları parçalayarak kullanmak konusunda uzmanlaşmışlardır. Rün ustaları cüce ordularının büyücüleridir ve yanlarında taşıdıkları portatif örs ve çekici kullanarak cüce ordularını büyüsüz bırakmazlar.

Cüceler yakın dövüşte yavaş fakat etkilidirler. Silahlarına takabilecekleri çok sayıda Rün vardır ve bu sayede cüceler yakın dövüşte çok ölümcül olabilirler. Cüce tüfek ve topları düşman yaklaşıncaya kadar ateş edip büyük bir kıyıma neden olabilirler. ve genelde düşmanları yaklaşamadan infilak edilir. Cüce ordularının düşman üzerine yürüdüğü nadir görülür fakat bu da vakit vakit işe yarayabilen bir taktiktir.

NOT: Cüceler favori ırkım dır bu arada :)

GREENSKINS(YEŞİLDERİLİLER): Neden ve ne amaçla yaratıldıkları büyük bir soru işareti olan ırk.

Ork ve goblinler, dünyaya neden geldikleri niçin yaratıldıkları büyük bir sır olan dünyanın başının belası, kabileler halinde yaşayan ve tek amaçları savaşmak, yıkım olan fakat yanlışlıkla olur da gökten zembille bir beyin inip sadece bir ork'un bile kafasına yerleşirse dünyanın süper gücü olabilecek kapasitede bir ırk.

Yeşilderililer, kabileler halinde dünyanın dört bir yanına yerleşmiş haldedirler. Büyük bir kısmı kırgıbayır da yaşıyor olsa da dünya da ayaklarının basmadığı hiç bir kara parçası yoktur. Tabi Yüce Elfler'in toprakları, Ulthuan hariç. Orası bam başka bir olay. Yeşilderililer, güruhlar halinde ork deyişiyle, sürünün en güçyüşünün en guvvetlişinin ve en büyüünün yönettiği bir sistemi takip ederler. Sürü lideri orkların'da dediği gibi sürünün en iri yarısı en güçlüsüdür. Nadir de olsa goblinler de sürü lideri olabilirler.

Orklar, tabiri caiz ise irade sahibi hayvanlardır. Zor düşünür, zor harekete geçerler. Zekasız olmalarının yanı sıra oldukça iri yarı, kuvvetli ve her türlü acı karşısında dayanıklıdırlar. Ortalama bir ork erkeği, 2.30 metreye ve 250 kilolara kadar rahatlıkla ulaşabilirken 3 metreyi geçmiş orklara'da sık rastlanılır. Goblinler ise kuzenlerinin tam tersidir. Oldukça kırılgan ve çelimsizdirler savaş da pek bir işe yaramazlar. Fakat orklara oranla çok daha kurnaz ve zekidirler. Orkların giydiği ayakkabı'dan kullandığı baltaya kadar goblinler tasarlar. Ayrıca Yeşilderililer, kendileri dışın da kimsenin tanımadığı Mork ve Gork adlı kendileri gibi yeşil olan tanrılara taparlar.

Yeşilderili ordularını tanımlayacak tek kelime anlamsızlıktır. Bir Yeşilderili birliği aldığı ilk ok ateşi ile kaçabilir, düşmanı bitirecek olan son saldırıyı yapmak üzereyken askerler birbirleri ile dövüşmeye başlayabilir veya gaza gelip kendilerinden kat kat üstün düşmanları baltaları ile yere yıkabilir. En iyi Yeşilderili komutanı bile ordusunun ne yapacağını yeni yetme bir komutandan daha iyi bilemez. Bunun yanı sıra Yeşilderili'ler ile zaman zaman uyum içinde yaşayan başka varlıklar'da vardır. Troller, Devler, Devasa örümcekler, kurtlar, sık sık orkların üstüne binmeyi tercih ettiği devasa yaban domuzları gibi canlıları da savaş alanın da kullanmayı ihmal etmezler.

Bir ork savaş beyi'nin dev için söylediği sözler: Bag bag görüoonmu şu goca adamı öle sinirli durduyuna bagma zavaş da ebey iş görüoo.

TOMB KINGS(MEZAR KRALLARI): Bitmek bilmeyen lanet

Güneydeki çöl krallıklarında, krallar binlerce yıldır öldüklerinde kendileri ile birlikte bütün sadık hizmetkarlarını gömerlerdi. Bütün bu işlemin öteki dünyada kralların krallıklarını rahatça yürütmelerini sağlayacağına inanılır ve krallar bütün bu masrafları seve seve yaparlardı.

Bir gün Nagash adlı bir rahip bir savaşta ele geçirdiği kara elflerden kara büyüyü öğrenir ve üstünde çalışmaya başlar. Güçleri ile warp evreninden dünyaya çeşitli şeytanları getirip onları hapseder ve onlardan zorla öğrendiklerini de bilgilerine katarak kendi büyü stilini geliştirir: “Necromancy”. Amacı ölümsüz olmaktır.

WHF evreninin ilk ölüm büyücüsü olarak Nagash hemen mezarlardaki mumya ve iskeletleri ayağa kaldırarak bir ordu oluşturur. Bilgisini çeşitli kitaplara yazar ve istekli rahiplere ölüm büyülerini öğretip onları da ordusuna katar. Bu arada bölgedeki krallar kendisine karşı birlik oluşturmuş ve üzerine yürümektedir. Yapılan büyük savaşta yenilen Nagash kaçar ve kitaplarının çoğu yok edilir. Kendine yeni bir kale kuran ve işlerini gizlice yürüten Nagash önce büyüleri ile Vampirleri oluşturur, sonra da krallıkların bütün halklarını iskelet savaşçılara çevirmek için büyülere başlar. Büyük savaşlar sonucunda Nagash İnsan imparatoru Sigmar tarafından öldürülür fakat bütün Khemri halkı iskelet savaşçılara dönüşmüş ve bütün mumyalar uyanmıştır.

Mezar Krallıkları'nın orduları iskeletler ile sayı üstünlüğü sağlayıp düşmanı yavaşlatırken ana vurucu gücü olan büyücüler, at arabaları ve dev çöl yaratıkları ile düşmanı vurmak üzerine kuruludur.

VAMPIRE COUNTS(VAMPİR KONTLARI): Ölülerin yeni düzeni!

Nagash'ın savaşı devam ederken Nagash’a ait bir kitap ele geçiren Kraliçe Neferta ölümsüzlük kazanmak için yanıp tutuşmaya başlar. Nagash ile gizlice bir anlaşma yapan Neferta kendisine ve adamlarına vampir yozlaşmasını bulaştırır ve diğer kralların nefretini üzerine çeker. Diğer krallıklar birleşip Neferta ve krallığını dümdüz ederler. Neferta adamlarını dünyanın dört bir yanına yozlaşmayı yayması için yollar ve bunların her biri kendi soyunu oluşturur. Bu soylardan bazıları İnsan İmparatorluğu ve Bretonya krallığına girerek bazı kontlukların Vampir kontrolüne geçmesini sağlarlar.

Vampirler daima yaşayanlar için bir lanet olmuştur ve Onlar kaçınılmaz olarak, azametli bir Hortlak ordusuyla adım attıkları her yeri yozlaştırırlar. Bu orduda güce aşık Ölü Çağıranlar, Zombi güruhları, çeşitli rütbelerde İskeletler, toprak altında olmayı reddeden Mezar Hortlakları ve korkunç Varghulflar, bir Vampir Kontu'nun karşı konulmaz iradesine doğru çağırabileceği kâbuslardan bazılarıdır.

Vampir Kontlarının en ihtişamlı soylarından biri olan von Carstein soyuna mensup WHF evreninin en kudretli Kontların'dan biri olan Manfred von Carstein,

SKAVEN: Yer altın da ki İmparatorluk.

Skavenlar için basitçe fare adamlar denilebilir. Ama onlara sadece bu özelliklerle hitap etmek ayıp olur. Skaven ırkı bütün şehirlerin ve dağların altındaki tünellere yayılmış devasa bir imparatorluktur. Skavenlar kısıtlı büyü yeteneklerini, ürettikleri ilginç teknolojiler ve warp taşı denilen ve dünya üzerinde çok az bulunan büyülü maddelerin gücünü kullanan aletler yaparak kapatırlar.

Skavenlar da tıpkı Orklar gibi dünyanın bitmek bilmeyen, usanmayan bir belasıdır. Fakat orklar'dan kat kat zeki ve sinsi oldukları için her ne kadar fiziksel olarak daha çelimsiz ve savunmasız olsalar da çok daha tehlikelidirler. Yer altın da kurdukları devasa şehirlerin içinde gizli gizli divanlar kurar ve dünyaya nasıl bir veba daha bulaştırsak diye kendi araların da fısıldaşırlar. Bazen kimileri yerin altın dan korkunç cıyaklamalar duyduğunu iddia etse de kimse aldırış etmez. Bu, yaptıkları son büyük hata olur.

Skaven orduları sayı üstünlüğüne ve çeşitli teknolojik silahların kullanımına dayanır. Skaven savaş lordları için hayat o kadar ucuzdur ki bütün bir ordusu infilak edilse bile onun umurun da olmaz o, uzaktan izlemeye devam eder. Ayrıca Skavenlar da tıpkı yeşilderililer gibi ödlektir. Skavenlar tüm cesaretini yanın da ki fare arkadaşın'dan alır yanın da ne kadar çok fare olursa o kadar cesaret alırlar. Yani ne kadar fare, o kadar ekmek

WARRIORS OF CHAOS(KAOS SAVAŞÇILARI): Eski Dünya'nın gerçek düşmanları.

Kuzey buz çölleri ve donmuş ormanları, kaos ordularına ev sahipliği yapar. Bu ordular kuzeydeki kabilelerden oluşur ve kendilerini tek bir kaos tanrısına veya hepsine birden tek bir inanç olarak adayarak onlardan güç ve warptan getirdikleri iblisler yolu ile yardımı alırlar. Kaos Savaşçılarının tek amacı Kaos Tanrıları için kan dökmektir. Kaos Tanrıları dökülen her damla kandan güç alır ve dökülen her kan onları daha da yüceltir. Bu nokta da Kaos Savaşçılarının tek ve kendilerine göre ilahi görevi, Eski Dünyaya yıkım getirmek nefes alan/almayan her türlü varlığı yok etmektir.

Kaos Orduları, her türlü yozlaşabilen canlılar'dan oluşan ve kendilerini kaos tanrılarının ellerine bırakan devasa bir güruh'dur. Genel de bunlar yozlaşmış, mutasyona uğramış insanlar olsa da, Kaos Savaşçılarının ordusun da yozlaşmış Cüceler, Troller, Devler, Kurtlar, Çeşit çeşit warp evrenin'den çağrılmış devasa güç de ve yetenek de iblisler'den oluşur.

BEASTMEN(CANAVARADAMLAR): Kaos'un canavar çocukları.

Beastmen: Evrendeki serbest kaos enerjisinin insanları ve hayvanları etkileyerek yozlaştırmasından oluşan yaratıkların bir araya gelerek kurdukları ezensürülerdir.

Eski Dünya'nın büyük bir kısmı karanlık, caydırıcı ormanlarla kaplıdır, gölgelik alanların gökyüzünü örttüğü, geniş ve sık ormanlık arazilerde günlerce yürüyüp, güneşi hiç göremeyebilirsin. Tabii, böylesi bir yerde, bu kadar uzun süre gezinip de sağ kaldığını var sayarsak. İnsanlık bu toprakları yüzyıllarca yönetmiş olsa da ormanların sadece Bretonya Krallığı sınırlarında kaldığı için ehlileştirildiğini düşünmek yanlış olur. Ormanları uğursuz lekesinden arındırmak için sayısız soykırım yapılsa da, onlar her daim kötülüğe yataklık etmiştir. Karanlık ormanlar, insanların yuvası değildir, onlar Çatal Tırnaklılar?ın kan topraklarıdır.

Morrslieb'in parıltısı, vahşi ormanların sık dallarını deldiğinde, Canavaradamlar menzillerini bulur. Kan topraklarında av için dolaşırlar; bu rakip sürüler, doğal fauna ya da tercihen insan eti olabilir. İnsanoğlu, Canavaradamlar'ın en sevmediği ırktır, fakat Orman Elfleri ile de uzun süreli ve keskin düşmanlıkları olmuştur, ayrıca fırsatını bulurlarsa Cüce etiyle de ziyafet çekebilirler.

Canavaradamlar, Kaosun yaratıklarıdır, Yıkıcı Güçleri takip ederler, bu yüzden medeniyet onlar için lanetlidir. Canavaradamlar , tüm varlıklarını sarmış, yanan bir arzuyla doludur. İlerlemeyi ve toplumları, buldukları her yerde yok etmek. Bu yüzden, kan topraklarında var olmaya cüret etmiş mezra ve köyler gibi daha kolay hedeflere baskın düzenleyip buraları yok ederler. Çirkin Şamanların, birbirinden ayrı canavar kabilelerini bir araya getirip, tek bir kuvvet oluşturduğu bir ezensürü yaratılırsa, daha büyük kasabalar ve hatta şehirler bile saldırıya uğrayabilir...

OGRE KINGDOMS(OGRE KRALLIKLARI): Başıboş ordu.

Ogre Krallıkları, İnsan İmparatorluğunun doğusunda kalan dağlara yerleşiktir ve buradan diğer krallıklara savaş, yağma veya paralı askerlik için giden birçok ogre grubu vardır. ogreler, devasa vücutları sayesinde kuvveti ve dayanıklılık konusunda çok iyi olsalar da zırh ile araları pek iyi değildir ve sayıca az olmaları dezavantajlarıdır.

Ortalama bir ogre. (Sizcede devasa değil mi?)

Ogre orduları sayılarını arttırmak ve kendilerine kalkan yapmak üzere gnoblar adı verilen ve goblinlerin uzak akrabaları olan ufak yaratıkları kullanırlar. ogreler genelde yakın dövüşü tercih etse de menzilli silahlar ile araları da fena değildir. Devasa hayvanları da eğitip kullanabilirler ve “mide büyüleri” adını verdikleri güçlü büyüleri yapan büyücüleri de vardır.