Şimdi Ara

UltraPixel Nedir ?

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
3
Cevap
0
Favori
1.017
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Öncelikle şunu belirteyim. Yazı alıntıdır.. ultra pixel'i bu konu üzerinden tartışabiliriz.. hepsini okumanıza gerek yok belli kısımları okumanız yeterli bilgi edinmek için.

    Malum Şubat 19'da HTC One modelini tanıttığında mobil dünyaya bomba gibi düşen bir detayı cihaza eklemişti: Ultrapixel. Üzerine çok şey yazıldı çizildi, 1 ultrapixel 4 mpx'e denk denildi. Sağda solda benim gibi standart kullanıcılara Çince gibi gelen teknik yazılar yazıldı. Biz bugün farklı bir şey yapacağız, ultrapixeli anlayacağız. Yazıyı üstün bir fotoğrafçılık bilgisiyle ya da günlerce yapılmış bir araştırma ile yazmadığımı belirtmem gerek. Beklentilerinizi en alt seviyeye çekerek okumanızı tavsiye ediyorum.

    Öncelikle teknik detayları hakkında ufak bir alıntı yapalım:

    "Cihazın en çok merak edilen özelliği kuşkusuz 4.3 MP Ultrapiksel olarak isimlendirilen kamera. Bu kamera Ultrapiksel adını almasının nedeni ise piyasada bulunan telefonlarda kullanılan kameralara göre sensör ve piksel boyutunun oldukça büyük olması. Bunun neticesinde de cihaz standart akıllı telefon kameralarına göre 3 kata kadar daha fazla ışık alabiliyor ve ışığın az olduğu ortamlarda daha net fotoğraflar çekebiliyor. Kamera ayrıca, HTC ImageChip 2’yi barındırıyor, diyafram aralığı F2.0 olan optik görüntü sabitleyicisi ile HDR formatında video ve fotoğraf çekimi de gerçekleştirebiliyor."

    Teknik detayı kameranın kısaca bu, biraz daha açıklayacak olursak; cisim, cisimden gelen ışık ve sırasıyla kameranın içinde takip ettiği lens, diyafram ışığı süzen bir süzgeç olarak adlandırılabilecek filtremiz ve ışığı algılayan çip. Yine detaya girmeden üzerinden geçiyorum. Burada bahsetmemiz gereken bir konu; bu parçaların her birinin kaliteli olması gerektiği. Örneğin Sony'nin dijital fotoğraf makinlerine bakarsanız çok benzer 2 ürün arasında 150 TL gibi fiyat farklılıkları oluşabildiğini göreceksinizdir. Bir daha dikkatle bakarsanız pahalı olan makine muhtemelen, Nokia'nın da telefonlarında kullandığı Carl Zeiss lense sahiptir.

    Lensi dış görüntüyü toplayıp içeri aktaran organ olarak görebiliriz, tahminimce kameraların aldığı görüntünün açısının da lens ile alakası mevcut. Daha sonra diyafram geliyor, içeriye alınacak ışık miktarını belirlemek için belirli genişliklere sahip organı kameranın. Genişliği arttıkça içeriye aldığı ışık miktarı ve kameranın gece performansı artmakta. Buradan da geçen ışık, huniden geçip süzgece gelmiş oluyor. Filtre olarak adlandırdığım alandan süzülerek geçiyor ve çipe yansıyor. çip de aldığı ışığı görüntü olarak kaydediyor.

    Kameralara, halihazırda çoğu insan için en önemli kalite göstergesi olan mpx değerini veren parça, bahsettiğimiz bu ışık filtresi. Örneğin 16 mpx bir kamerada 16 milyon adet deliği bulunan bir süzgeçten bahsediyoruz, mpx değeri arttıkça delik sayısı artıyor. Bu da aynı puzzle gibi, ışığın daha çok parça halinde çipe yansımasını ve fotoğrafımızın daha keskin bir görüntü almasını sağlıyor. Dolayısıyla temelde ne kadar yüksek mpx değeri o kadar iyi bir fotoğraf makinesi deneyimi diyebiliriz.

    Ancak bu durum mobil dünyalarımız olan akıllı cep telefonlarında da böyle mi?

    Mobil cihazlarda güçlü kameralara olan ihtiyaçla birlikte, firmalar dar alana yüksek çözünürlüklü kameralar sığdırmak adına ciddi bir rekabete girdi. Örneğin son dönemde 13 mpx neredeyse piyasa standardı haline geldi. Fakat artan mpx değeri kameranın yüzeysel olarak büyümesini beraberinde getirmek zorunda zira artan piksel sayısı filtremizde büyümelere yol açmakta. Ama çoğu kullanıcı hala, çok büyük olarak nitelendirilebilecek 5 inç üzeri cihazlara sıcak bakmıyor, üstüne üstlük büyüyen kamerayı korumak için büyüyecek koruma camı kırılma ve çizilmelere daha müsait hale geliyor. Bu durumda çözümü firmalar piksellerin botunu düşürmekte buluyor. Böylece 13 mpx olan bir telefon kamerasının merceği, neredeyse mercimek boyutunda yer kaplarken, 10 mpxlik bir dijital fotoğraf makinesinin merceği aşağı yukarı kayısı çekirdeği boyunda oluyor.

    Pikselleri küçültmek alandan kazanmak için başarılı bir çözüm ancak bu durumda cihaz ışık süzme yeteneğinden bir miktar feragat etmek durumunda kalıyor. Tabi ki de bu mercekten geçip çipe kadar rahatlıkla ulaşabilecek güçte olan ışıkları süzerken değil daha zayıf ve az yoğunluktaki ya da aşırı güçlü ve yoğun ışıkları süzerken oluyor. Çünkü ya zayıf olan ışık filtrenin dar olan deliklerinden tamamen ya da kısmen geçemiyor ki bu durumda düşük ışığı algılamaya çalışan makine noise denilen renkli noktalar üretiyor fotoğrafın üzerinde ya da çok kuvvetli olan ışık çipe yoğun olarak geldiği için pikselleri ayıran bölmeler diyelim, ışığın gücüne kurban gidiyor ve çip renkleri veya detayları doğru olarak seçmekte zorlanıyor ve parlama ya da ren dengesizliği sunuyor; buna en canlı örnek olarak göz ve Güneş'i verebiliriz. kafanızı kaldırıp Güneş'e baktığınız takdirde sadece bir ışık hüzmesi göreceksiniz, çünkü gözünüz yoğun gelen ışığı süzemeyecek ve Güneş'in şeklini ya da arada geçmekte olan bir uçağı algılayamayacak.

    Peki Nedir Bu Ultrapixel?

    Bu kadar ara sıcak sunduktan sonra, yazının da başlığında değindiğimiz ana yemeğimize, yani Ultrapixel'i anlama kısmına geçiş yapıyoruz. Nedir bu Ultrapixel?

    Tutmayacağını da düşünen çok oldu, devrim gibi gören de. Her modelde kullanılacağını tahmin etmiyorduk ancak sanırım artık HTC için kameraları Ultrapixel ile birlikte sunma zamanı geldi. Duyurulan ya da sızdırılan her yeni orta-üst ve üst segment modelde Ultrapiksel'den bahsedilliyor neredeyse.

    İşin açıkçası ismi çok havalı, ancak baktığınız zaman megapikselden farkı yok. Lens, diyafram, filtre ve çipten oluşuyor yine. (Bazı yerlerde 2 ve ya 3 filtreden bahsedenler olmuş bu konuda net bir bilgi yok yeri gelmişken belirteyim.) Ancak HTC'nin bu işleyişin içine kattığı esas detay mobil dünyanın dar alanlara sıkıştırdığı piksellere rahat yüzü göstermek. Kabaca baktığınız zaman aynı boyuttaki bir filtreyi daha az parçaya bölüyor. Bu da güçsüz ışıkların filtreye takılıp çipe ulaşamamasını önlerken, güçlü ışıkların yaptığı parlamayı ve renk bozma etkisini daha aza indiriyor. Ancak normal ışıkta az olan bölme sayısı rahatsız edici bir hal alabiliyor.

    Örneğe dökersek, aynı kalınlıkta parçalar ile bir pencereyi böleceğinizi düşünün. Yüksek sayıda bölme oluşturmak aynı yüksek miktarda gölge oluşturmak demektir ama daha az bölme oluşturursanız, daha az ışığı kesmiş olursunuz ama birinde pencereye yaklaşsanız dahi çok sayıda bölme olduğu için bölmelerin varlığı yokluğu belli bile olmazken (Otobüslerin üzerine kaplanan reklamlar gibi) diğerinde pencereye yaklaştığınız takdirde bölmeleri görebilir net şekilde hatta sayabilirsiniz.

    HTC'nin yaptığı şey sadece pikselin bir kenarını yaklaşık 2 katına çıkarıp alanını yine yaklaşık olarak 4 katına çıkararak, normalin 4 katı daha iyi ışık yakalayabilen bir filtre oluşturmak.

    HTC, Ultrapixel adını verdiği bu ultra büyüklükteki megapikseller ile şöyle bir deneyim amaçladığını söylemişti:
    "Artık insanlar fotoğrafları sosyal medyada paylaşmak için çekiyor, istediğiniz kadar büyük çekseniz de yükleme esnasında fotoğraf küçültülüp yükleniyor. Dolayısıyla artık kameranın çözünürlüğü değil sunduğu kalite ön plana çıkıyor."



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi kahraman0991 -- 1 Haziran 2014; 23:22:49 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >







  • Bir incelemede mesut çevik bu ultrapixel olayını beğenmediğini ve umarım htc bundan vazgeçer dediğini hatırlıyorum. Kullananlar ne diyor?

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Ultrapixel mantık olarak güzeldir ancak htcnin bunu uygulayış biçimi yanlış.4 yerine 8mp değerinde olmalıydı diye düşünüyorum.
    Neticede hepsi cebimizdekileri boşaltmak için sunulan gerekli-gereksiz hizmetler.
  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.