Şimdi Ara

TÜRK KADININA SAYGI...

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
1
Cevap
0
Favori
470
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • KAHRAMAN TÜRK KADINI..

    NENE HATUN;



    Tarihimizde 93 Harbi olarak anılan 1877 - 1878 Osmanlı - Rus Savaşı sırasında, Erzurum'daki Aziziye Tabyası'nın savunulmasında kahramanca çalıştı. Adını bu şekilde tarihe yazdırdı. Mücâdeleye, küçük yaştaki oğlunu ve kızını evde bırakarak katılmıştı. O sıralarda 20 yaşlarında genç bir gelindi.


    7 Kasım 1877 gününün gece yarısında, bölge halkından olan Osmanlı vatandaşı Ermeni çeteleri Erzurum'un Aziziye Tabyası'na girmeyi başarmışlardı. Tabyayı koruyan Türk askerlerini öldürdüler. Arkadan gelen Rus askerleri, hiçbir mukavemetle karşılaşmaksızın tabyayı ele geçirdiler. Baskından yaralı olarak kurtulmayı başaran bir er, şehir merkezine ulaşıp kara haberi Erzurum'lulara ulaştırdı. Sabah ezanından hemen sonra minârelerden şehir halkına duyuru yapıldı. "Moskof askeri Aziziye Tabyası'nı ele geçirdi." Bu haber, Erzurum halkı tarafından, vatan savunması için emir telakki edildi. Silâhı olan silâhını, olmayanlar; balta, tırpan, kazma, kürek, sopa ve taşları ellerine alarak Tabya'ya doğru koşmaya başladı. Kadın - erkek tüm Erzurum halkı yollara dökülmüştü. Tüm Erzurum düşmana karşı tek yürek, tek bilek halinde şahlanmışken, Nene Hatun durur mu? Kundaktaki birkaç aylık bebeğine sarılıp öptükten sonra, belki de bir daha göremeyeceği yavrusunu evde tek başına bırakarak mutfaktaki satırı alıp, tabyalara doğru olanca gücüyle koşan kalabalığa katıldı ve Mecidiye'yi aşıp Aziziye'ye vardığında, düşmanın kulakları sağır eden tüfek ateşleri altında yaralanana, ölene bakmadan ileri atılarak satırıyla önüne çıkan her Rus'u devirmeye başladı Koşanlar arasında, erkeği cephede çarpışan bir tâze gelin de vardı. Ağabeyi bir gün önce cepheden yaralı olarak gelmiş ve kollarında can vermişti . Üç aylık bebeğini emzirmiş, "Seni bana Allah verdi. Ben de O'na emânet ediyorum." Diyerek vedâlaştıktan sonra sokağa fırlamıştı.


    Erzurumlular, ölüme gittiklerini bildikleri halde, Aziziye Tabyası'na doğru koşuyordu. Tabyaya yerleşmiş olan Rus askerleri, gelenlere yaylım ateşi açtı. Ön sıradakiler o anda şehit oldular. Arkadakiler, geri çekilmek yerine daha bir kararlı ve hızlı olarak ileri atıldılar. Demir kapılar kırılıp içeri girildi. Boğaz boğaza bir savaş başladı. Mükemmel silâhlarla donanmış Moskof ordusu, baltalı - tırpanlı, taşlı - sopalı eğitimsiz halk karşısında ancak yarım saat tutunabildi. 2300 Moskof öldürülüp, Tabya geri alındı.


    Hemen yaralıların tedâvisine başlandı. Nene Hâtun da yaralılar arasındaydı. Her tarafi süngü darbeleriyle parçalanmişti Fakat o yarasına aldırmıyor, evindeki bebeğini unutmuş, diğer yaralıların kanını durdurabilmek, yaralarını sarmak için çırpınıyordu. Nene Hâtun böyle bir ortamda tanındı ve saygı ile sevil di.


    O'nun, vatan için gece başlayan mücâdelesi, tüm düşman Erzurum'dan kovuluncaya kadar devam etti. Erzurum'un her karış toprağında cephâne taşıyarak, yaralılara hemşirelik yaparak, yemek pişirerek, su dağıtarak, hizmetten hizmete koşarak destanlaştı. Gazi Ahmet Muhtar Paşa'nın zaferinde Nene Hâtun'un ve O'nun vatan aşkını paylaşan sivil insanların da payı vardı.


    Savaştan sonra da Nene Hâtun, destan kahramanlarına yaraşır bir asâletle yaşadı. Kendisini ziyâret eden NATO'da görevli Amerika'lı subayın bir sorusuna: "O zaman vazifemi yapmıştım. Bu gün de ilerlemiş yaşıma rağmen aynı hizmeti, daha mükemmeliyle yapacak güç ve heyecana sahibim." cevabını vermişti...


    TÜRK Kadinlarimiz hep bizlerle beraberlerdi, anamiz bacimiz,nenelerimiz yada savaşta yanimizda, gerimizde savaşan neferimiz...

    Bizler yeterki onlara; Muhalefet olmayalim, Önlerini tikamayalim, Saygida kusur etmeyelim, Yaşami beraberce paylaşalim..


    Tüm kahraman TÜRK Kadinlarina hitaben...













  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.