titre bakalım cavcav

quote:

Orjinalden alıntı: 57.ALAY

Her ne kadar üslubu yanlış olsa da dokuz köyden kovulanlardan biri oldu .

quote:

Orjinalden alıntı: Hoobastank

Uyarı : Özenle hazırladığım bir yazı. Lütfen satır atlamadan sabır gösterip okuyun. Okumadan lütfen cevap yazmayın !!!

"Fenerbahçe Cumhuriyeti" Yalçın Doğan'ın bir kitabının ismi, ancak bu yakıştırmayı ilk kez İslam Çupi kullanmıştı. Fenerbahçe Cumhuriyeti’nin bu Arnavut asıllı ideologu "Turkiye’de Fenerbahce Amerika'dır, öbür kulüpler bütün dünya!" diyor öteki kulüpleri istatistiksel bir çoğunluk olarak görüyordu. Sanatının zirvesinde kaleme aldığı köşe yazısıyla öne çıkan Çupi yıllar sonra özlemini duyduğu cumhuriyetin sınırlarını şöyle çiziyordu:

"Türkiye'de, Fenerbahçe Cumhuriyeti sağlıklı başarılı ve ilkse bu ülkede her şey mutlu ve huzurludur. Esnafın yüzü güler, parakendeci ve toptancıların tezgahında mal kalmaz. Tiyatrolar, sinemalar, sazlar, barlar meyhaneler fuldur. Stadlar Türkiye'nin her vilayetinde lebaleptir. Fenerbahçe gittiği her kente kendi ile birlikte büyük bereketini götürür, i...ler diye uğurlanmasına rağmen. Fenerbahçe Cumhuriyeti ortalıkta yoksa, Türkiye yoktur, futbol yoktur, bolluk yoktur, insanlar yoktur, canlılar güç nefes alır ve bu ülke kısa süre sonra yaşayan yer olmaktan çıkıp, mezarlık olur. Fenerbahçe büyüklüğü ne şampiyonluk büyüklüğü, ne kupa büyüklüğüdür. Onun büyüklüğü başka bir büyüklüktür işte, adı konamaz... ."

*Fenerbahçe'nin gizli tarihi var derler. Aslında demek istedikleri "Black Stocking FC" ismi altında 1899 yılında Jön Türkler'den (Bknz. [1], [2], [3]) Ayetullah Bey ve de ünlü edebiyatçı Sami Paşazade Sezai Bey’in yeğeni Enver Necip (Okaner) Bey ile Ziya(Songülen) Bey'in kurdukları kulüptür. Fenerbahçe kendi resmi sitesinde bu olayı şöyle anlatmaktadır:

Başta da değindiğimiz üzere, Fenerbahçe Spor Kulübü’nün Black Stocking FC ismi altında 1899 yılındaki ilk girişiminde öncülüğünü yaptığı gençler ile, Kadıköy Futbol Kulübü (1902) ve ilerideki yıllarda kurulacak olan Fenerbahçe Futbol Kulübü (1907) ismi altında toplanan gençler, aslında yıllardır aynı ideali sürdüren hep aynı kişilerdi. [4]

On dokuzuncu yüzyılın ikinci yarısında, Osmanlı Devleti'nde, 1789 Fransız İhtilâlinden etkilenen batı tarzı idare ve fikirlerin gelişip yayılması için çalışanlara verilen isim olan Jön Türkler'den olan Ayetullah Bey'in önderliğinde kurulan "Black Stocking FC" kulübü zamanın yönetimi tarafından kapatılmış kulüp daha sonra 1907 yılında Fenerbahçe ismi altında aynı kişiler tarafından tekrar kurulmuştur.

*Galatasaray'ı sürekli Fransız sempetizanı olarak gösteren Fenerbahçe tarihin cilvesidir ki kulübün kuruluşu için gerekli olan parayı finanse edecek olan dönemin zenginlerinden Saint Joseph [5] mezunu Mühendis Nurizade Ziya Bey’e kulübün kurucu başkanlık şerefini veriyordu. Ayrıca St. Joseph Mektebi [5] Türkçe Öğretmeni Enver (Yetiker) Bey takımın kurulmasında oldukça önemli bir görev alıyordu. Fenerbahçe St.Joseph [5], Robert College [6] ve Kadıköy numune Mektebinden topladığı genç futbolcularla takımını oluşturuyordu. [12] Bu durum Fenerbahçe'nin kendi resmi sitesinde şöyle dile getirilir :

Artık kurulacak olan kulübün ismi, başkanı, amblemi ve formaları seçilmiş, mesele sadece formaları giyerek bu ismi tescil ettirecek 11 Türk gencinin bir araya getirilmesine kalmıştı. Bu konuda da en mühim rolü St. Joseph Mektebi Türkçe Öğretmeni Enver ( Yetiker ) Bey üstleniyordu. St. Joseph Mektebi [5] talebelerinden oluşan bir grup, Moda İskelesi’nden sandallara biniyor ve koyun karşı kıyısında randevu mahalleri olan Fenerbahçesi’ne geçiyorlardı.[4]

Kurucuları arasında Jön Türkler'in olmasına rağmen aslında ilk başlarda İttihatçıların Fenerbahçe ile ilk ilişkileri hiç de iyi olmamıştır.

Enver paşa ve Cemal Paşa'nın arkasındaki askeri güce bir de toplumsal güç sağlama çabalarını, sivil yaşamdan gelen, aslında bir posta memuru olan Talat Paşa [7] üstlenmiştir.

Son derece iyi taktisyen ve teşkilatçı olan Talat Paşa'nın, nam-ı diğer Büyük Efendi'nin de aklına futbol kulüplerinin halk nezdindeki etkisini, yine çok zeki ve tam bir örgüt adamı, organizatör Kara Kemal, nam-ı diğer Küçük Efendi sokmuş.

O zamanlar özellikle Kadıköy yöresindeki halk arasında oldukça popüler olan Fenerbahçe'yi ele geçirmek kolay olmamış. Bunun üzerine o sıralar Dahiliye Nazırı olan Büyük Efendi, "Progress" takımının başına geçmiş. Takımın adı daha sonra "Altınordu" olarak değiştirilmiş ve bu takım Fenerbahçe ile amansız bir rekabete girmiştir. Bu anlamda, Büyük Efendi'nin Fenerbahçe'ye ilişkin duyguları pek de iyi olmasa gerek.

İttihat ve Terakki'nin [8], [9] Fenerbahçe'ye sızması ise Dr. Nazım ile olmuştur. Uzun süre yurtdışında sürgün kalmaları ve sonuçta İttihad ve Terakki Cemiyeti gibi neredeyse mükemmele yakın bir örgütlenme oluşturabilmeleri dikkate alındığında, İttihatçıların 1908 Devrimi sonrası bu örgütlenmelerini halka indirgeyebilmek ve halk içinde kök salarak iktidarlarını güçlendirmek amacıyla bir futbol kulübünü kullanmaları onlar açısından son derece tutarlı bir politikaydı. Aynı yöntemi kurdukları İttihat Kulübü yanında İzmir'de Altay Kulübü ile de denemişlerdi.

*Fenerbahçe Kulübünün 8. Başkanı (1916-1918) [10] olan Dr. Nazım Bey 1918 yılında savaşın mağlubiyetle sonuçlanması sonrasında diger İttihat ve Terakki ruesasiyla birlikte ülkeden kaçmış ve 1926 yılında Atatürk'e suikast girişiminde bulunmak suçlamasıyla mahkum olarak idam edilmiştir. Kendilerini Atatürk'ün kulübü olarak ilan eden kulübün eski başkanının Atatürk'e karşı düzenlendiği iddia edilen bir suikast sonrasında idam edilmiş olması da yine tarihin ilginç bir cilvesidir. [11]

Ancak Mustafa Kemal'in başlarda İttihat ve Terakki Cemiyeti üyesi olmasına karşın, daha sonra Enver Paşa ile girdiği güç ve iktidar mücadelesi sonrası bu hareketten kopması ve Cumhuriyet sonrası bu hareketi tasfiye etme çabaları (en şiddetlisi de İzmir Suikastı nedeniyle aralarında Dr. Nazım'ın da bulunduğu kalan son İttihatçıların idam yoluyla tasfiyesi) sonrası, yeni Cumhuriyetin ve onun motoru görevindeki tek parti ve hükümetinin Fenerbahçe'nin o zamanlarda bile en büyük rakibi olan Galatasaray'ı desteklememesi, sadece Fenerbahçe'nin iktidara yakın tutum takınmasıyla ve buna bağlı planlı, pragmatik ve eklektik harekete geçme yeteneğiyle açıklanabilir mi?

Fenerbahçelilerin kendilerini cumhuriyet içinde cumhuriyet olarak görmeleri ve diğerlerinden ayrı tutmaya çabalamaları ise, zoraki bir çabadan ziyade, kendilerini her zaman siyasi iktidar ile içiçe görmelerinden kaynaklanan doğal bir reflekstir aslında.

Günümüzde hiçbirimiz Fenerbahçe Kulübü'nü Ittihatçı gelenekten dolayı tutmuyor, ancak tarihte yaşananlar bize daha berrak bir bakış açısı sunuyor. Arkasında Talat Pasa'nın silueti varolan bir kulübün, İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin en önemli örgütcüsü Dr. Nazim Bey'in başkanı olduğu kulübün Kadıköy yakasında kendi cumhuriyetini ilan etmesi (Re-Public!) bana şaşırtıcı gelmiyor.

Fenerbahçe kulübünün tarihi hep "biz" ve "diğerleri" yaratma örnekleriyle doludur. Ne diyordu İslam Çupi, "Turkiye’de Fenerbahçe Amerika'dır, öbür kulüpler bütün dünya!" Ama bu biz ve diğerleri yaratma çabaları hezeyana dönüşünce ne kadar gülünç ve itici hale geldiklerinin kendileri bile farkına varamıyorlar.

Sorular :
1- Türkiye'de sporla günlük politika iç içedir. İttihat ve Terakki Fırkası'nın kurdurtup başına Talat Paşa'yı getirdiği Progres kulübünün adı, devletin resmi ideolojisinin ‘‘Pan-Turanizm’’ olmasından sonra ne yapıldı?
a. Terakki b. İttihat
c. Altınordu d. Turan

2- 3 Cumhurbaşkanlarımız da gençliklerinde sporla yakından ilgiliydi. ‘‘Prens Sabahattinci’’ Hürriyet ve İtilaf Fırkası İzmir'de Karşıyaka'yı kurunca, üçüncü Cumhurbaşkanı Celal Bayar'ın çabalarıyla İttihat-Terakki'ciler hangi kulübü kurdular?
a. Altınordu b. Altay
c. İzmirspor d. Sebat Gençlik

3- İlk yıllarda yalnızca İstanbullu'lar arasında oynanırdı futbol... Atatürk rahatsız oldu, Ankara'yı temsil etmesi için Güneş-Ateş'i kurdurttu. ‘‘Güneş’’ kulübü ne zaman kapandı?
a. 1936 b. 1937
c. 11.11.1938 d. 14.5.1950

----------------
Kanayklar
[1]-http://www.ataturk.net/imp/jon.html
[2]-http://www.dallog.com/kavramlar/jonturk.htm
[3]-http://www.gata.edu.tr/kutuphane/Kitap_Ozetleri/jon_turk.htm
[4]-http://www.fenerbahce.org/kurumsaldetay.asp?ContentID=6
[5]-http://www.sj.k12.tr
[6]-http://www.robcol.k12.tr
[7]-http://www.dallog.com/tdsa1/talatpasa.htm
[8]-http://www.ataturk.net/imp/ittihat.html
[9]-http://www.dallog.com/kurumlar/itterak.htm
[10]-http://www.fenerbahce.org/kurumsaldetay.asp?ContentID=18
[11]- EFENDİ (Soner Yalçın)http://www.dogankitap.com/kitap.asp?id=544
[12]- Fenerbahçeli merhum Dr. Rüştü Dağlaroğlu 'nun Fenerbahçe Spor Kulübü Tarihi adlı kitabından ve Halit Deringör 'ün Fenerbahçe Cumhuriyeti ve Cumhurbaşkanları adlı kitabından alınmıştır.http://www.turkfutbolu.net/tarih/tarih1.html

quote:

Orjinalden alıntı: 57.ALAY

Herkesten özür diliyorum gerçekten ve yürekten.Olayı bilmeden salakça bir yorum yapmışım.

Kendime :

quote:

Cavcav'ın PKK benzetmesi bütün söylediklerinin önüne geçmiş..
PKK benzetmesi çok ağır kaçmış ama onun haricinde temel olarak Cavcav'ın anlatmak istediği fenerbahçelilerin kendilerini cumhuriyet içinde cumhuriyet olarak görmeleri ve diğerlerinden ayrı tutmaya çabalamaları.. Bununla alakalı çok güzel bir yazı hoobastank yazmıştı..

quote:

Orjinalden alıntı: gkkt

...