Şimdi Ara

Theologist (4. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
73
Cevap
0
Favori
5.562
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
43 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 1234
Sayfaya Git
Git
Giriş
Mesaj
  • çorapların sol tekini saklayın.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: pcdaly

    o özelden sana yazıp gel gel diyenler de gitse keşke forumda.

    tipim nasıl konuları bile senin konularından daha faydalı.

    yine türk gencinin hangi "olumsuz" yönünü eleştireceksin bakalım.

    Aaaa hocam ama bilmediğiniz bişey var.Arkadaş bü ülkede Türk gencinin 600 TL ile geçineleceğinide savunuyor.Ayrıca cevap veremediği yorumlarıda sildiriyormuş.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: SoloTurk3734


    quote:

    Orijinalden alıntı: pcdaly

    o özelden sana yazıp gel gel diyenler de gitse keşke forumda.

    tipim nasıl konuları bile senin konularından daha faydalı.

    yine türk gencinin hangi "olumsuz" yönünü eleştireceksin bakalım.

    Aaaa hocam ama bilmediğiniz bişey var.Arkadaş bü ülkede Türk gencinin 600 TL ile geçineleceğinide savunuyor.Ayrıca cevap veremediği yorumlarıda sildiriyormuş.

    Geçinebilir dedim, bakın KYK da kalan öğrencilere? Okula bisikletle gidebilenlere, asgari ücretlilerin çocukları nasıl okuyor zannediyorsunuz? Sadece 450 lira bursla geçinenler var.

    Bu arada yorumları ben silmiyorum, küfür ve hakaret yoksa niye silinsin?

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >




  • Rajeesh kullanıcısına yanıt
    Aynen kendileri kucuk daglari yaratti ve dunyada etrafinda donuyor.

    Konulari full tahrik ve kultur karmasasi yasadigi icin kisikik bozukluguda yasiyor.

    Simdi tembel genclik diye konulari goruruz. Turk halki gerizekali diye baslik acar sonra nie tahrik oluyorsun diyecekler.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi hayansame -- 23 Ağustos 2017; 9:8:50 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Admin abiye beni sınırsız banlayın dedim
    Yapamayız dedi..
    İLLA ETİK DIŞI DAVRANIP KENDİMİ
    Şener şen/ Kemal sunal mı dedim..
    ?
    O ZAMAN mesajlarım ne olacak dedim
    Onların kullanım hakkı
    DH ait miş........
    --------------
    Silinmiyor muş.
    FACEBOOK bu açıdan daha iyi ve daha güvenli
    ------
    DH facebooktan önce kurulmuş galiba...
  • Eleştiri ve soru sormak insanlığın gelişimi için vazgeçilmez olan iki temel unsurdur. Birisi oluşturur, birisi geliştirir. Ancak sorulan soruya cevap vermek, yapılan eleştiriye de çözüm bulmal oluşturma ve geliştirme konusunun ikinci önemli basamağıdır. Çözüm bulamadığınız konuyu eleştirmenin ne faydası olacak?



    Konuyu açan arkadaş güzel elestiriyor ama eleştirilerini de çözümleyemiyor. Türk gençliğinin Alman gençliğinden geride olduğunu iddia edip, onların otobüste kitap okuduğunu ekliyor. Ama tıklım tıkış gidilen otobüslere, zar zor binilen metrobüslere, değil kitap okumak ayakta zor durulan toplu taşımaya bir çözüm getirmiyor. Gelişimin bisikletle olduğunu iddia edip; bu ülkede x parayla geçinilebilir deyip Almanya'da yaşamaya da devam ediyor.



    Konuları çelişkili, çözüm bulmuyor ve Türk gençliğinin hevesini kırmaktan ileriye gitmiyor. Her ay Türk milleti aleyhinde konular açıp ''Ben sizden daha Türküm'' diyenlere itibar etmeyin.

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Tarihçi

    Eleştiri ve soru sormak insanlığın gelişimi için vazgeçilmez olan iki temel unsurdur. Birisi oluşturur, birisi geliştirir. Ancak sorulan soruya cevap vermek, yapılan eleştiriye de çözüm bulmal oluşturma ve geliştirme konusunun ikinci önemli basamağıdır. Çözüm bulamadığınız konuyu eleştirmenin ne faydası olacak?



    Konuyu açan arkadaş güzel elestiriyor ama eleştirilerini de çözümleyemiyor. Türk gençliğinin Alman gençliğinden geride olduğunu iddia edip, onların otobüste kitap okuduğunu ekliyor. Ama tıklım tıkış gidilen otobüslere, zar zor binilen metrobüslere, değil kitap okumak ayakta zor durulan toplu taşımaya bir çözüm getirmiyor. Gelişimin bisikletle olduğunu iddia edip; bu ülkede x parayla geçinilebilir deyip Almanya'da yaşamaya da devam ediyor.



    Konuları çelişkili, çözüm bulmuyor ve Türk gençliğinin hevesini kırmaktan ileriye gitmiyor. Her ay Türk milleti aleyhinde konular açıp ''Ben sizden daha Türküm'' diyenlere itibar etmeyin.

    Almanya'da değil Türkiye'de yaşıyorum, tespitleriniz ön yargı dolu.

    Okula eve nereye gidersem gideyim, Genelde Istanbul'da yaşamama rağmen bisikletle giderim üstelik Avcılar-Şirinevler-Bayrampaşa güzergahlarını kullanarak.

    Kitap okuma için illa tıklım tıklım otobüs şart değil, bakın bir parka ve bakın Avrupa'daki bir parka, hatta onu bırakın çıkın bir Ayasaofya'ya Tursitleri ve Türkleri bi kontrol edin, geziye bile kitapla gidenleri göreceksiniz.


    Görünen köy kılavuz istemez...


    Çözüm yok diyorsunuz bakın yazıyorum kendimce, her zaman olduğu gibi....
    1
    Eğitim ve kültür sorunumuz var, çözüm kitap okuma.
    2
    Ulaşım ve pahalılık sorunumuz var çözüm tren ve bisiklet. (Geçen hafta İstanbul-İzmir arası bisikletle gittim)
    3
    Asosyallik sorunumuz var çözüm iletişim ve sosyal platformlara katılım.
    4
    Siyasi, etik ve sosyal sorunlarımız var çözüm toplumsal dayanışma, empati ve sosyal projelere katılım
    5
    Dil öğrenme sorunumuz var, çözüm Dynamic Immersion


    Vs vs böyle gider hepsinin konusu da vardı

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Theologist


    quote:

    Orijinalden alıntı: Tarihçi

    Eleştiri ve soru sormak insanlığın gelişimi için vazgeçilmez olan iki temel unsurdur. Birisi oluşturur, birisi geliştirir. Ancak sorulan soruya cevap vermek, yapılan eleştiriye de çözüm bulmal oluşturma ve geliştirme konusunun ikinci önemli basamağıdır. Çözüm bulamadığınız konuyu eleştirmenin ne faydası olacak?



    Konuyu açan arkadaş güzel elestiriyor ama eleştirilerini de çözümleyemiyor. Türk gençliğinin Alman gençliğinden geride olduğunu iddia edip, onların otobüste kitap okuduğunu ekliyor. Ama tıklım tıkış gidilen otobüslere, zar zor binilen metrobüslere, değil kitap okumak ayakta zor durulan toplu taşımaya bir çözüm getirmiyor. Gelişimin bisikletle olduğunu iddia edip; bu ülkede x parayla geçinilebilir deyip Almanya'da yaşamaya da devam ediyor.



    Konuları çelişkili, çözüm bulmuyor ve Türk gençliğinin hevesini kırmaktan ileriye gitmiyor. Her ay Türk milleti aleyhinde konular açıp ''Ben sizden daha Türküm'' diyenlere itibar etmeyin.

    Almanya'da değil Türkiye'de yaşıyorum, tespitleriniz ön yargı dolu.

    Okula eve nereye gidersem gideyim, Genelde Istanbul'da yaşamama rağmen bisikletle giderim üstelik Avcılar-Şirinevler-Bayrampaşa güzergahlarını kullanarak.

    Kitap okuma için illa tıklım tıklım otobüs şart değil, bakın bir parka ve bakın Avrupa'daki bir parka, hatta onu bırakın çıkın bir Ayasaofya'ya Tursitleri ve Türkleri bi kontrol edin, geziye bile kitapla gidenleri göreceksiniz.


    Görünen köy kılavuz istemez...


    Çözüm yok diyorsunuz bakın yazıyorum kendimce, her zaman olduğu gibi....
    1
    Eğitim ve kültür sorunumuz var, çözüm kitap okuma.
    2
    Ulaşım ve pahalılık sorunumuz var çözüm tren ve bisiklet. (Geçen hafta İstanbul-İzmir arası bisikletle gittim)
    3
    Asosyallik sorunumuz var çözüm iletişim ve sosyal platformlara katılım.
    4
    Siyasi, etik ve sosyal sorunlarımız var çözüm toplumsal dayanışma, empati ve sosyal projelere katılım
    5
    Dil öğrenme sorunumuz var, çözüm Dynamic Immersion


    Vs vs böyle gider hepsinin konusu da vardı






    Aslında her ikinizin de savunduğun şeyler aynı. Sadece bir birinizi yanış tanımlamışsınız.

    Fakat Theologist, sana bir noktada katılmıyorum. "Devletimizin Türk Gençlerine ..... Ücretsiz Sağlıyor" tarzı bir çok konun var. Bakın, bizler bu ülkenin gençleriyiz (yani bunu okuyan bir çok kişi sanırım 50 yaşının altında). Devletin ücretsiz olarak sağlaması gereken şeyleri, sanki diğer ülkelerde bu yokmuş, bizim ayrıcalığımız var tarzı yazman yanlış. Bu birinci hatan.
    İkinci hatan da ne biliyor musun? Devlet bunları ücretsiz sağlamıyor.
    Konu siyasete girecek biraz ama durum böyle, senin cebinde ki para ile, senin vergin ile gerçekleşiyor bu eylemler. Vergi vermek her bireyin hakkı, hatta zorunluluğu, bu konuda hem fikiriz. Ama fazladan cebinden para çıkarmak, kimsenin zorunluluğu değil. Ki yaşadığımız ülke de böyle bir durum var, cebimizden fazla para çıkıyor. Sonra teorik olarak "ücretsiz" adı altında lanse edilen şeyleri gerçekten ücretsiz sanıyoruz.
    Her seferinde sosyalleşmekten söz ediyoruz dimi? Yada sosyalleşmek için, dışarı çıkıp kültürel mekanları gezmek gibi eylemlerin ücretsiz olduğunu savunuyoruz. Daha doğrusu savunuyorsunuz. Bugün ben bulunduğum konumdan çıkıp İstanbul'un bir diğer noktasına gitsem, benzin, mazot parası aklıma gelecek (benzin fiyatlarında ilk ondayız!) Her şeyi geçtim, aklıma o tıklım tıklım trafik gelecek. Aklıma trafik kurallarına uymayan varlıklar gelecek (diğer ülkeleri gezdiysen, bizim ülkeye oranla ne kadar edepli olduklarını görebilirsin). Hem maddi, hemde manevi açıdan zarara uğratan bir şeyi, gerçekleştirmem için nedenler çok az.
    Parası olmayan biri "s o s y a l l e ş e m e z! nokta"
    Şimdi bana arabayla gideceğine, bisikletle git diyeceksin. Demekle haklısın. Fakat... Bisiklet'de ücretli. Ayrıca manevi zararları da var. Yaşadığımız ülkede bisiklet kullananlara değer yok, ve her bisikletle dışarı çıktığında arkadan arabayı öküz gibi kullanan bir araç gelip, sana çarpacak mı korkusuyla dışarı çıkıyorsun.
    Diğer ülkelerde bu yok! gerçekten bu yok. İstanbul'da yaşıyorum ben mesela, ort. 5 milyon kişilik bir coğrafi bölgede 15 milyon insan yaşıyor. Bunun 5 de biri Suriye'li. Suriye'liler diye yadırgamıyorum, ama özellikle Işid gibi terör örgütlerini barındıran ülkeden kaçıp gelmiş insanların, bir kısmının terörist olmadığı ne malum?

    Dünya'daki en mutsuz gençlere sahibiz, (bunu diyen sendin, hatta bununla ilgili bir konun var).
    Dünya'daki en mutsuz gençlere sahip olmamızın sebebi ne biliyor musun? çalıştığımızın karşılığını alamamamız.
    Alamıyoruz, gerçekten alamıyoruz. Bütün gün hamallık yapıp, günlük 50 lira için gece eve geç gelen bir insanın, bisiklet sürmesini bekleme.

    Kitap okumak için insanın kafasının boş olması, dertli olmaması gerekiyor. Bu benim şahsi görüşüm. Şahsen kafama bir şeyler takılı ilen, sıkıntım varken, kitap okuyamıyorum. Bu bir çok insanda böyle. + olarak az önce verdiğim örnekteki kişiyi düşünün, bütün gün çalışıp, eve yorgun argın geç saatlerde gelen bir insanın, oturup kitap okumasını mı bekliyorsunuz?

    Çözüm eğitim de, kitap okumada, teknolojiye ve bilime önem vermekte. Fakat halk kısıtlanıyor. Geçmediğimiz köprülerden alınan vergiler, izlemediğimiz kanallarının vergileri (trt vergisi) silaha topa gidiyor. Gitmesin demiyorum, ama siyasi olarak yaptığımız yanlış hamleler, bize farklı sonuçlar açıyor. Bir takım kişilerle dost olup, dostluğumuz bozulunca yaptığımız hatalar karşısında yüzlerce insanın ölmesi gibi (15 temmuz) yada ne bileyim, terör örgütlerine öfkeli çocuklar topluluğu demek gibi (Işid), önce elini sıkıp, yıllar sonra terörist demek gibi (Pkk) yada terörist dediğimiz bayrakları, Ankara'da dalgalandırmak gibi (Kürdistan Kuzey Irak Bayrağı)... Daha da sayayım mı? Halk neden mutsuz biliyor musun? her gün eve gelince gündem siyaset.

    Ne zaman gündem teknoloji, bilim olursa, o zaman gençler mutlu olur. Ama gençlerimizin çoğu sorgulamayan kafa yapısına sahip. Sorgulayan kafa yapısına sahip olsalardı, bugün bu durumda olmayacaktık.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Theologist


    quote:

    Orijinalden alıntı: Tarihçi

    Eleştiri ve soru sormak insanlığın gelişimi için vazgeçilmez olan iki temel unsurdur. Birisi oluşturur, birisi geliştirir. Ancak sorulan soruya cevap vermek, yapılan eleştiriye de çözüm bulmal oluşturma ve geliştirme konusunun ikinci önemli basamağıdır. Çözüm bulamadığınız konuyu eleştirmenin ne faydası olacak?



    Konuyu açan arkadaş güzel elestiriyor ama eleştirilerini de çözümleyemiyor. Türk gençliğinin Alman gençliğinden geride olduğunu iddia edip, onların otobüste kitap okuduğunu ekliyor. Ama tıklım tıkış gidilen otobüslere, zar zor binilen metrobüslere, değil kitap okumak ayakta zor durulan toplu taşımaya bir çözüm getirmiyor. Gelişimin bisikletle olduğunu iddia edip; bu ülkede x parayla geçinilebilir deyip Almanya'da yaşamaya da devam ediyor.



    Konuları çelişkili, çözüm bulmuyor ve Türk gençliğinin hevesini kırmaktan ileriye gitmiyor. Her ay Türk milleti aleyhinde konular açıp ''Ben sizden daha Türküm'' diyenlere itibar etmeyin.

    Almanya'da değil Türkiye'de yaşıyorum, tespitleriniz ön yargı dolu.

    Okula eve nereye gidersem gideyim, Genelde Istanbul'da yaşamama rağmen bisikletle giderim üstelik Avcılar-Şirinevler-Bayrampaşa güzergahlarını kullanarak.

    Kitap okuma için illa tıklım tıklım otobüs şart değil, bakın bir parka ve bakın Avrupa'daki bir parka, hatta onu bırakın çıkın bir Ayasaofya'ya Tursitleri ve Türkleri bi kontrol edin, geziye bile kitapla gidenleri göreceksiniz.


    Görünen köy kılavuz istemez...


    Çözüm yok diyorsunuz bakın yazıyorum kendimce, her zaman olduğu gibi....
    1
    Eğitim ve kültür sorunumuz var, çözüm kitap okuma.
    2
    Ulaşım ve pahalılık sorunumuz var çözüm tren ve bisiklet. (Geçen hafta İstanbul-İzmir arası bisikletle gittim)
    3
    Asosyallik sorunumuz var çözüm iletişim ve sosyal platformlara katılım.
    4
    Siyasi, etik ve sosyal sorunlarımız var çözüm toplumsal dayanışma, empati ve sosyal projelere katılım
    5
    Dil öğrenme sorunumuz var, çözüm Dynamic Immersion


    Vs vs böyle gider hepsinin konusu da vardı






    Ben de İstanbul'da bisikletle gezilmesini, halkımızın kitap okumasını, üniversite öğrencilerimizin kendisini geliştirmelerini istiyorum. Ama bu sadece eleştiriyle sağlanabilecek bir şey değil.



    Kitap okunmuyor-Halk kitap okusun

    Asosyallik problemi var-Sosyal olun



    Diye çözüm yolu gösterilemez. Bir arkadaşın gelip sana "Bana para lazım" dediğinde ona "Sana para lazım, o halde para bul" falan mı diyorsun? Ortaya koyduğun şeyler çözüm değil. Komik oluyor sadece.

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Tarihçi


    quote:

    Orijinalden alıntı: Theologist


    quote:

    Orijinalden alıntı: Tarihçi

    Eleştiri ve soru sormak insanlığın gelişimi için vazgeçilmez olan iki temel unsurdur. Birisi oluşturur, birisi geliştirir. Ancak sorulan soruya cevap vermek, yapılan eleştiriye de çözüm bulmal oluşturma ve geliştirme konusunun ikinci önemli basamağıdır. Çözüm bulamadığınız konuyu eleştirmenin ne faydası olacak?



    Konuyu açan arkadaş güzel elestiriyor ama eleştirilerini de çözümleyemiyor. Türk gençliğinin Alman gençliğinden geride olduğunu iddia edip, onların otobüste kitap okuduğunu ekliyor. Ama tıklım tıkış gidilen otobüslere, zar zor binilen metrobüslere, değil kitap okumak ayakta zor durulan toplu taşımaya bir çözüm getirmiyor. Gelişimin bisikletle olduğunu iddia edip; bu ülkede x parayla geçinilebilir deyip Almanya'da yaşamaya da devam ediyor.



    Konuları çelişkili, çözüm bulmuyor ve Türk gençliğinin hevesini kırmaktan ileriye gitmiyor. Her ay Türk milleti aleyhinde konular açıp ''Ben sizden daha Türküm'' diyenlere itibar etmeyin.

    Almanya'da değil Türkiye'de yaşıyorum, tespitleriniz ön yargı dolu.

    Okula eve nereye gidersem gideyim, Genelde Istanbul'da yaşamama rağmen bisikletle giderim üstelik Avcılar-Şirinevler-Bayrampaşa güzergahlarını kullanarak.

    Kitap okuma için illa tıklım tıklım otobüs şart değil, bakın bir parka ve bakın Avrupa'daki bir parka, hatta onu bırakın çıkın bir Ayasaofya'ya Tursitleri ve Türkleri bi kontrol edin, geziye bile kitapla gidenleri göreceksiniz.


    Görünen köy kılavuz istemez...


    Çözüm yok diyorsunuz bakın yazıyorum kendimce, her zaman olduğu gibi....
    1
    Eğitim ve kültür sorunumuz var, çözüm kitap okuma.
    2
    Ulaşım ve pahalılık sorunumuz var çözüm tren ve bisiklet. (Geçen hafta İstanbul-İzmir arası bisikletle gittim)
    3
    Asosyallik sorunumuz var çözüm iletişim ve sosyal platformlara katılım.
    4
    Siyasi, etik ve sosyal sorunlarımız var çözüm toplumsal dayanışma, empati ve sosyal projelere katılım
    5
    Dil öğrenme sorunumuz var, çözüm Dynamic Immersion


    Vs vs böyle gider hepsinin konusu da vardı






    Ben de İstanbul'da bisikletle gezilmesini, halkımızın kitap okumasını, üniversite öğrencilerimizin kendisini geliştirmelerini istiyorum. Ama bu sadece eleştiriyle sağlanabilecek bir şey değil.



    Kitap okunmuyor-Halk kitap okusun

    Asosyallik problemi var-Sosyal olun



    Diye çözüm yolu gösterilemez. Bir arkadaşın gelip sana "Bana para lazım" dediğinde ona "Sana para lazım, o halde para bul" falan mı diyorsun? Ortaya koyduğun şeyler çözüm değil. Komik oluyor sadece.

    Madem aynı şeyi istiyoruz peki konuların ana başlığına bakıp neden detayına inmiyorsun?

    Mesela Asosyallik problemine çözüm Sosyal olun başlığının altında aranır.

    Sosyal olma çözümünün detaylarını verdim çözüm olarak zaten mesela...

    Couchsurfing sosyal olmaya bir çözüm, defalarca paylaştım.

    Bisiklet grupları asosyalliğe bir çözüm.

    Foodrail asosyalliğe bir çözüm.

    Üniversite kulüpleri asosyalliğe bir çözüm.

    Bu konuları hep birlikte işledik zaten...

    İşine geldiği gibi yorum yapmak kolay tabi, çünkü görmezden gelmek istiyorsun, sebebini de çözemedim doğrusu....

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: serhatwxe


    quote:

    Orijinalden alıntı: Theologist


    quote:

    Orijinalden alıntı: Tarihçi

    Eleştiri ve soru sormak insanlığın gelişimi için vazgeçilmez olan iki temel unsurdur. Birisi oluşturur, birisi geliştirir. Ancak sorulan soruya cevap vermek, yapılan eleştiriye de çözüm bulmal oluşturma ve geliştirme konusunun ikinci önemli basamağıdır. Çözüm bulamadığınız konuyu eleştirmenin ne faydası olacak?



    Konuyu açan arkadaş güzel elestiriyor ama eleştirilerini de çözümleyemiyor. Türk gençliğinin Alman gençliğinden geride olduğunu iddia edip, onların otobüste kitap okuduğunu ekliyor. Ama tıklım tıkış gidilen otobüslere, zar zor binilen metrobüslere, değil kitap okumak ayakta zor durulan toplu taşımaya bir çözüm getirmiyor. Gelişimin bisikletle olduğunu iddia edip; bu ülkede x parayla geçinilebilir deyip Almanya'da yaşamaya da devam ediyor.



    Konuları çelişkili, çözüm bulmuyor ve Türk gençliğinin hevesini kırmaktan ileriye gitmiyor. Her ay Türk milleti aleyhinde konular açıp ''Ben sizden daha Türküm'' diyenlere itibar etmeyin.

    Almanya'da değil Türkiye'de yaşıyorum, tespitleriniz ön yargı dolu.

    Okula eve nereye gidersem gideyim, Genelde Istanbul'da yaşamama rağmen bisikletle giderim üstelik Avcılar-Şirinevler-Bayrampaşa güzergahlarını kullanarak.

    Kitap okuma için illa tıklım tıklım otobüs şart değil, bakın bir parka ve bakın Avrupa'daki bir parka, hatta onu bırakın çıkın bir Ayasaofya'ya Tursitleri ve Türkleri bi kontrol edin, geziye bile kitapla gidenleri göreceksiniz.


    Görünen köy kılavuz istemez...


    Çözüm yok diyorsunuz bakın yazıyorum kendimce, her zaman olduğu gibi....
    1
    Eğitim ve kültür sorunumuz var, çözüm kitap okuma.
    2
    Ulaşım ve pahalılık sorunumuz var çözüm tren ve bisiklet. (Geçen hafta İstanbul-İzmir arası bisikletle gittim)
    3
    Asosyallik sorunumuz var çözüm iletişim ve sosyal platformlara katılım.
    4
    Siyasi, etik ve sosyal sorunlarımız var çözüm toplumsal dayanışma, empati ve sosyal projelere katılım
    5
    Dil öğrenme sorunumuz var, çözüm Dynamic Immersion


    Vs vs böyle gider hepsinin konusu da vardı






    Aslında her ikinizin de savunduğun şeyler aynı. Sadece bir birinizi yanış tanımlamışsınız.

    Fakat Theologist, sana bir noktada katılmıyorum. "Devletimizin Türk Gençlerine ..... Ücretsiz Sağlıyor" tarzı bir çok konun var. Bakın, bizler bu ülkenin gençleriyiz (yani bunu okuyan bir çok kişi sanırım 50 yaşının altında). Devletin ücretsiz olarak sağlaması gereken şeyleri, sanki diğer ülkelerde bu yokmuş, bizim ayrıcalığımız var tarzı yazman yanlış. Bu birinci hatan.
    İkinci hatan da ne biliyor musun? Devlet bunları ücretsiz sağlamıyor.
    Konu siyasete girecek biraz ama durum böyle, senin cebinde ki para ile, senin vergin ile gerçekleşiyor bu eylemler. Vergi vermek her bireyin hakkı, hatta zorunluluğu, bu konuda hem fikiriz. Ama fazladan cebinden para çıkarmak, kimsenin zorunluluğu değil. Ki yaşadığımız ülke de böyle bir durum var, cebimizden fazla para çıkıyor. Sonra teorik olarak "ücretsiz" adı altında lanse edilen şeyleri gerçekten ücretsiz sanıyoruz.
    Her seferinde sosyalleşmekten söz ediyoruz dimi? Yada sosyalleşmek için, dışarı çıkıp kültürel mekanları gezmek gibi eylemlerin ücretsiz olduğunu savunuyoruz. Daha doğrusu savunuyorsunuz. Bugün ben bulunduğum konumdan çıkıp İstanbul'un bir diğer noktasına gitsem, benzin, mazot parası aklıma gelecek (benzin fiyatlarında ilk ondayız!) Her şeyi geçtim, aklıma o tıklım tıklım trafik gelecek. Aklıma trafik kurallarına uymayan varlıklar gelecek (diğer ülkeleri gezdiysen, bizim ülkeye oranla ne kadar edepli olduklarını görebilirsin). Hem maddi, hemde manevi açıdan zarara uğratan bir şeyi, gerçekleştirmem için nedenler çok az.
    Parası olmayan biri "s o s y a l l e ş e m e z! nokta"
    Şimdi bana arabayla gideceğine, bisikletle git diyeceksin. Demekle haklısın. Fakat... Bisiklet'de ücretli. Ayrıca manevi zararları da var. Yaşadığımız ülkede bisiklet kullananlara değer yok, ve her bisikletle dışarı çıktığında arkadan arabayı öküz gibi kullanan bir araç gelip, sana çarpacak mı korkusuyla dışarı çıkıyorsun.
    Diğer ülkelerde bu yok! gerçekten bu yok. İstanbul'da yaşıyorum ben mesela, ort. 5 milyon kişilik bir coğrafi bölgede 15 milyon insan yaşıyor. Bunun 5 de biri Suriye'li. Suriye'liler diye yadırgamıyorum, ama özellikle Işid gibi terör örgütlerini barındıran ülkeden kaçıp gelmiş insanların, bir kısmının terörist olmadığı ne malum?

    Dünya'daki en mutsuz gençlere sahibiz, (bunu diyen sendin, hatta bununla ilgili bir konun var).
    Dünya'daki en mutsuz gençlere sahip olmamızın sebebi ne biliyor musun? çalıştığımızın karşılığını alamamamız.
    Alamıyoruz, gerçekten alamıyoruz. Bütün gün hamallık yapıp, günlük 50 lira için gece eve geç gelen bir insanın, bisiklet sürmesini bekleme.

    Kitap okumak için insanın kafasının boş olması, dertli olmaması gerekiyor. Bu benim şahsi görüşüm. Şahsen kafama bir şeyler takılı ilen, sıkıntım varken, kitap okuyamıyorum. Bu bir çok insanda böyle. + olarak az önce verdiğim örnekteki kişiyi düşünün, bütün gün çalışıp, eve yorgun argın geç saatlerde gelen bir insanın, oturup kitap okumasını mı bekliyorsunuz?

    Çözüm eğitim de, kitap okumada, teknolojiye ve bilime önem vermekte. Fakat halk kısıtlanıyor. Geçmediğimiz köprülerden alınan vergiler, izlemediğimiz kanallarının vergileri (trt vergisi) silaha topa gidiyor. Gitmesin demiyorum, ama siyasi olarak yaptığımız yanlış hamleler, bize farklı sonuçlar açıyor. Bir takım kişilerle dost olup, dostluğumuz bozulunca yaptığımız hatalar karşısında yüzlerce insanın ölmesi gibi (15 temmuz) yada ne bileyim, terör örgütlerine öfkeli çocuklar topluluğu demek gibi (Işid), önce elini sıkıp, yıllar sonra terörist demek gibi (Pkk) yada terörist dediğimiz bayrakları, Ankara'da dalgalandırmak gibi (Kürdistan Kuzey Irak Bayrağı)... Daha da sayayım mı? Halk neden mutsuz biliyor musun? her gün eve gelince gündem siyaset.

    Ne zaman gündem teknoloji, bilim olursa, o zaman gençler mutlu olur. Ama gençlerimizin çoğu sorgulamayan kafa yapısına sahip. Sorgulayan kafa yapısına sahip olsalardı, bugün bu durumda olmayacaktık.

    Güzel ve uzun yazmışsın, katıldığım bir çok yönü var, müsait olunca detaylı şekilde konuşalım yine.

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >




  • hoşgeldin
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Zlatan.İbrahimovic

    hoşgeldin

    Hoşbulduk teşekkür ederim.

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >
  • 
Sayfa: önceki 1234
Sayfaya Git
Git
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.