Şimdi Ara

Tekrar müslüman olmaya yakınım (2. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
49
Cevap
2
Favori
1.604
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 123
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • "laik seküler ateist yaşam tarzı hayatımi mahvetti."


    Sanki dinden çıkana zorla içki içiriyorlar, çavuş tokatlattırıyorlar. İçtiysen içtin. İçerken iyiydi keyif aldın, şimdi yeşilaycı olunca suçlusu laiklik, ateizm mi oldu? İçki içmemen için illa da sana birinin yasaklaması gerekiyosa felsefeyi değil iradeni sorgula.

  • Arapça dua etmen gerektiğini sana kim söyledi ? (bu bir sorudur)

  • highest in the room kullanıcısına yanıt
    İslam hak din cografyası bir şeyi değiştirmez.İslam alemi zamanında bilimde altın çağını yaşadı. Bağdat kütüphanesinden haberdar mısın? Hani moğollar tarafından yakılan? Bilmelisin ki değişen şey müslüman oldu . İnsanların İslam ı en doğru yaşadığı zamanlar Müslümanın ilim ,irfan insanı olduğu zamanlardı. O zaman da İslam vardı. Hala var.

    < Bu ileti Android uygulamasından atıldı >
  • Arapça'yı az çok bilen adam direkt çevirilerin tam aslını yansıtmayacağını bilmektedir. Arapça'da Türkçe'de karşılığı olmayan en yakın anlama çevrilen bir sürü kelime var.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Mikrop Adam -- 6 Ocak 2022; 0:15:27 >
    < Bu ileti Android uygulamasından atıldı >
  • namazın 5 vakit olduğunu zannediyorsunuzdur bir de siz, hiç tartışmaya girmek istemiyorum çünkü inançlarını bir kenara koyup objektif bir biçimde tartışılacak mentaliteyi ne yazık ki göremiyorum. aksi durumda olduğunuzu düşünüyorsanız belirtirseniz konuşabiliriz.


    namazda yüce yaratıcıyla iletişim halinde olduğunuzu kalben bilmeniz ve sahiden ona göre davranıp içten bir hal içinde olmanız yeterlidir. ağzınızdan ne çıktığının veya kaç defa eğilip kalktığınızın bir önemi yoktur, yaratıcının bizi hesap günü geldiğinde "o'ndan sorulacaksınız" dediği kitaba bakınca cümlelerimde bir yanlışlık olmadığını göreceğinizin garantisini veriyorum.


    ibadette şekil değil içerik, duygu, his, hâl, ruhsal durum önemlidir. arapların öznel yorumları islamın özüyle büyük oranda çelişmektedir, tanrım arapların tanrısı değil kurandaki tanrıdır ve eğer siz müslüman iseniz ben müslüman değilim demektir.




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Guest-B849B3DA4 -- 6 Ocak 2022; 2:48:48 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Hocam ibadette şekil önemli değil(kaç kere eğilip kalktığımız, ağzımızdan çıkanlar vs.) diyorsunuz, buna destek olarak ayet ve hadis gösterir misiniz?

    < Bu ileti Android uygulamasından atıldı >
  • Namazı 5 rekat sanıyorsundur demeni anlamadım. 5 vakit sanıyorsundur demeye çalışıyorsan. Namaz 5 vakittir . Taha suresi, Bakara Suresi, Hud Suresi bu surelerin içerisindeki bazı ayetlerden namazın 5 vakit olduğunu çıkartabiliyorsun. Namazın nasıl kılanılacağı ise bize Peygamberimiz tarafından öğretilmiştir. Ayrıca ben sana Müslüman değilsin demem uygun olmaz. Keza bir müslümanın bir müslümana kafir demesi küfürdür. Müslümana da şüpheli durumlarda böyle ithamlardan uzak durmak düşer.
    “Hiç kimse, başka bir kişiye fasık (yoldan çıkmış sapmış) diye söz atamaz, kafir diyemez. Eğer fasık dediği kimse fasık, kafir dediği kimse de kafir değilse, bu sıfatlar muhakkak onları söyleyen kimseye döner.” (Buhari,Edeb,44)
    “Her kim bir adama: Ey kafir veya Allah’ın düşmanı der de o adam dediği gibi değilse, o sözler bunları söyleyene döner.” (Müslim, İman, 112)
    Kim müslüman kim değil buna biz karar vermeyelim. Benim kalbimde Allah inancı var. Namazımı huşu içerisinde kılıyorum. Peygamberin gösterdiği şekilde kılıyorum ki dinde sadece Kuranı esas almıyoruz. Allah'ın elçisi bize nasıl kılmamız gerektiğini oğretiyor. Surelerimi okuyorum. Bize öğretilen namazın bu şekilde kılınması gerektiği peki neden arapça? Çünkü kuran Arapça bütünlük kazanıyor. Gerçekten doğruyu bulmak mı istiyorsun dostum Arapca hakkında detaylı bir araştırma yap ya da Arapça öğrenmeye çalış. Dediğim dil farkı olayı daha iyi anlaşılacaktır. Ayrıca Namaz , Ezan bunların arapça olmasının bir sebebide Ümmetin dünyanın her yerinde cemaat olarak ibadet etmesine olanak sağlamasıdır. İstediğini yazabilirsin fikir alışverişine açığım . Yukarda yazdıklarım da hata görürsen "... hatalı ... öyle değil ... böyle değil." dersen o kısımları araştırırım . Peşinden gider doğruyu buluruz.

    < Bu ileti Android uygulamasından atıldı >




  • bu biraz doğru ya. mesela turban için saçma sapan bahanelerle millete anlatıyorlar ki millet ikna olsun. sonra millet geliyor makyaj yapıp turban giyene laf ediyor. islamda makyaj yapmak güzel görünmek günah değil. saçının görünmesi günah. erkeklerin bile sürme sürdüğü dinde millet geliyor makyajyapmıs bu nasıl musluman turbanlı diyor lol

  • söylediğiniz hiçbir şeye katılmıyorum, bakış açılarımız tamamen bambaşka. siz, genel kanıya yakın görüşlere sahipsiniz fakat ben sizin gibi düşünmüyorum. namazın 3 vakit olduğu kuranda açıkça belirtilmiştir.


    hadisleri dikkate almıyorum, sahih olarak bildirilenler de dahil. hadisleri reddediyor olmamda vesile olan birkaç kuran-hadis çelişkisi örneği verebilirim:


    Alıntı

    metni:
    Kuran: O’nun benzeri gibi hiçbir şey yoktur.42- Şura Suresi 11
    Hadis : “Allah ahirette Peygamberlere kimliğini kanıtlamak için bacağını açıp baldırını gösterir.”Müslim-İman 302; Buhari 97/24, 10/29; Hanbel 3/1


    bu hadisin hangi kitaplarda geçtiğine iyice dikkat edin. hadis kitaplarının "en doğrusu" olarak gösterilen, tek hadisini inkâr edenin kafir olacağı söylenen müslim ve buhari’de. hadisçilerin mantığına göre bu hadisi inkâr eden kafir, bu hadise inanan gerçek müslüman olacaktır. allah'a hiçbir şeyin benzemediğini söyleyen ayete karşın hiçbir mecazi ifadeyi çağrıştırmadan, allah’ın baldırı olduğunu ve ahirette baldırını açacağını söylemenin yanlışlığını uzunca anlatmaya gerek var mı?


    Alıntı

    metni:
    Kuran: Dinde zorlama yoktur.2-Bakara Suresi 256
    Hadis: “Dinini değiştireni öldürün.”Nesai 7-8/14; Buhari 12/1883


    allah’ın hükmünü hadisle aşmaya, allah’ın dinini kendi kafalarına uydurmaya çalışanların bu anlama gelen uydurmaları yüzünden birçok insan öldürülmüştür. dine referanslar veren bazı örgütlerin yaptığı katliamları, bu örgütlerin zihinlerinde meşrulaştıran da bunun gibi hadislerdir. djyanet bahse konu örgütleri kınamaktadır ama aynı diyanet, buhari ve nesai gibi hadis kitaplarını ise hiçbir eleştiriye açmamakta, dinin kaynağı olarak göstermektedir. bu bir çelişki değil de nedir? ne yazık ki katliamları meşrulaştıracak izahlar hadis kitapları ve mezhep izahlarında mevcuttur.


    Alıntı

    metni:
    Kuran: Ben sizden erkek olsun, kadın olsun hiçbir çalışanın ürettiğini boşa çıkarmayacağım. Hepiniz birbirinizdensiniz.3-Ali İmran Suresi 195
    Hadis: “Kadınlar arasında iyi kadın, yüz tane karga arasında alaca bir karga gibidir.”Buhari 9/1391


    Alıntı

    metni:
    Kuran: Ey iman edenler! Herhangi birinize ölüm gelip çattığında vasiyet zamanı aranızda tanıklık şöyle olsun: Kendinizden adalet sahibi iki kişi, yahut yolculuk etmekte iken ölüm musibeti başınıza geldiyse sizin dışınızda iki kişi.5-Maide Suresi 106
    Hadis: “Varis için vasiyet yoktur.”Hanbel 14/238


    Alıntı

    metni:
    Kuran: De ki “Allah’ın kulları için çıkardığı süsü ve temiz rızıkları kim haram etti?” De ki: “Bunlar dünya hayatında iman edenler içindir, kıyamet gününde ise yalnızca onlarındır.” Bilen bir topluluk için ayetleri böyle detaylı anlatırız.7-Araf Suresi 32
    Hadis: “Altın ve ipek ümmetimin kadınlarına helal, erkeklerine ise haramdır.”Müslim 2/16


    Alıntı

    metni:
    Kuran: Seni alemlere yalnızca rahmet olarak gönderdik.21-Enbiya Suresi 107
    Hadis: “Ureyne ve Ukeyle kabilelerinden bir grup Medine’ye gelerek Müslüman oldular. Medine’nin havası onlara dokununca Peygamber onlara deve sidiği içmelerini öğütledi. Adamlar develeri dağıttılar ve çobanı da öldürdüler. Peygamber onları yakalattı, ellerini ve ayaklarını kesti, gözlerini oydu, çölde susuz ölüme terk etti. Biz onlara su vermek isteyince, Peygamber bizi engelledi.”Buhari Tıp5/1, Hanbel 3/107,163


    kuran, peygamberimizi “âlemlere rahmet” olarak tanıtmaktadır. peygamberimiz ancak karşı taraf kendisine saldırınca savunma amaçlı savaşlar yapmış ve hayatını kuran’ın emirleri doğrultusunda affedici ve merhametli olarak geçirmiştir. oysa bu ve benzeri hadislerde anlatıldığı gibi gözleri oymak, çölde susuz ölüme terk etmek nasıl “âlemlere rahmet” peygamber ile bağdaşır? kendi yaptıkları canilikleri hoş göstermek için bu hadisi uyduranlar, peygamberimiz’i zalimmiş gibi gösterip, peygamberimiz’e hakaret etmiş oluyorlar.


    bir başka konuya değinmek istiyorum, arapların kadınlara verdiği değer (!) konusu:


    Alıntı

    metni:
    eğer bir kimsenin bir kimseye secde etmesini emretseydim, erkeklerin kadınlar üzerinde olan haklarından dolayı kadınların erkeklere secde etmelerini emrederdim.
    tirmizi, rada; ebu davud, nikâh;ahmed b. hanbel, müsned; ibn mace, nikâh
    kocanın vücudu irin ile kaplı dahi olsa ve karısı onu yalayarak temizlese, yine de kocasının hakkını ödemiş olmaz.
    ibni hacer el heytemi; ahmed b. hanbel, müsned
    ey kadınlar! eğer kocalarınızın size olan haklarını bilseydiniz, ayaklarının tozunu yüzlerinizle silerdiniz.
    hafız zehebi, büyük günahlar
    kadınların dinleri ve akılları eksiktir.
    buhari
    çok lanet ediyor ve kocalarınıza karşı nankörlük ediyorsunuz. aklı başında bir erkeğin aklını sizin kadar çelebilen, aklı ve dini eksik başka bir varlık görmedim.
    müslim, iman; ibn mace, fiten
    kadınlar arasında iyi kadın, yüz tane karga arasında alaca bir karga gibidir.
    buhari
    ey kadınlar topluluğu! sadaka veriniz ve çok istiğfar ediniz. çünkü ben, cehennem halkının çoğunun sizler olduğunu gördüm.
    müslim, iman; ibn mace, fiten
    bir kadın, kocası kendisinden razı olduğu halde ölürse cennete girer.
    riyazus salihin
    namazı bozan şeyler kara köpek, eşek, domuz ve kadındır.
    müslim, salat; tirmizi salat; ebu davud, salat
    uğursuzluk üç şeyde vardır: kadında, evde ve atta.
    ebu davud, tıb; müslim, selam; buhari, nikâh
    içinizden biri yaşı ileri, ağzındaki dişleri dökülmüş, görünüş itibarıyla da çok çirkin olabileceği gibi aksine karısı da genç ve güzel olabilir. bu genç ve güzel kadın, çarşıya çıktıktan veya davet edildiği düğün ve ziyafetten evine döndükten sonra dışarıda gördüğü yakışıklı erkeklerle yaşlı ve dişleri dökülmüş kocasını kıyas ederek kocasının yüzüne dahi bakmak istemez. belki kocasının kendisini öpmesini ve cinsel ilişkide bulunmasını dahi istemez. işte genç kadının erkeklerin çokça bulunduğu çarşı, pazar, şenlik ve toplantı yeri gibi mekânlara gitmesinin kadın üzerinde yapacağı etki en azından budur.
    imam şarani, uhudül kübra
    dövme yapan ve yaptırana, yüzündeki tüyleri aldıran ve estetik için dişlerini seyrelttiren kadınlara allah lanet etsin.
    buhari
    takma saç takan ve taktıran, kaşları incelten ve incelttiren, dövme yapan ve yaptıran lanetlenmiştir.
    ebu davud
    eğer bir kadın peruk takarsa, eğer kol ve yüzüne dövme ya da ben yaparsa, yüzünden ve kaşlarından cımbızla kıl aldırırsa, yüzüne güzellik vermek için şekil değiştirirse lanetlenmiştir.
    imam şarani, uhudül kubra
    bir hadise göre ashabı kiram, eşlerinin, pencere ve kapı aralıklarından dışarıyı seyretmelerini ve erkek görmelerini önlemek üzere evlerinin pencerelerini sıkı sıkıya kapatırlar ve dışarıya bakanlara dayak atarlardı.
    imam gazali, ihyayı ulumuddin
    kadınları zarar vermeyecek miktarda aç, aşırı gitmeyecek kadar da kıyafetsiz bırakınız. çünkü kadınlar iyice doyar, güzelce giyinirlerse onlar için dışarı çıkıp gezmekten daha sevimli bir şey yoktur. fakat onlar biraz aç, biraz da çıplak kalırlarsa onlar için evde oturmaktan hayırlı bir şey yoktur.
    ibnül cevzi, mevzuat; suyuti, lealil masnua; ibn arrak, tenzihüş şeria
    kadınlarınıza evlerinin kapısında oturmamaları için yeni elbise yaptırmayın çünkü elbiseleri güzel ve yeni olursa kalplerine dışarı çıkmak arzusu gelir.
    imam gazali, kimyayı saadet; ibn ebi şeybe, musannaf
    dışarı çıkması kesin gereken kadın ise kocasından izin aldıktan sonra dışarı çıkacak ve şu kurallara kesin uyacaktır:1- sıkı sıkıya örtünüp kötü giysilere bürüne,2- hiç çıkmamış gibi davrana,3- başını öne eğip kimsenin yüzüne bakmaya,4- kalabalığa karışmaya,5- erkeklerin bulunduğu yerlere yanaşmaya,6- herkesin dolaştığı sokaklardan uzak dura,7- işini bir an önce bitirip evine döne.
    imam gazali, ihyayı ulumuddin
    kadının sıfatları şunlardır:1- giyim kuşam hevesinden maymun.2- fakir düşmeye razı olmadığından köpek.3- kocasına ve diğer insanlara kibrinden yılan.4- gece gündüz koğuculuk yaptığından akrep.5- evden eşya sattığından fare.6- erkeklere hile kurduğundan tilki.7- kocasına itaat ettiğinden dolayı koyundur.
    imam gazali, nasihatül mülk
    hanefilerden bazıları kadının sesinin de avret olduğu görüşündedirler.
    fıkhus siyre
    bir hadis şöyledir: ancak ve ancak mahremleriniz olan erkeklerle konuşacaksınız.
    ibni kesir 4/355
    kadınlara danışmayın, onlara muhalefet edin. kadınlara muhalefet edin, zira kadınlara muhalefet berekettir.
    kadınlara dîni bilgiler; suyuti, lealil masnua 2; ibn arrak, tenzihüş şeria 2
    kim ki karısına itaat ederse allah onu yüzüstü cehenneme atar.
    ibn arrak 2
    başlarına bir kadını geçiren bir kavim asla iflah olmaz.
    hanbel, müsned; tirmizi, fiten; nesai, kudat; buhari, fiten
    kadınlara yazıyı öğretmeyin. dikişi ve nur suresi’ni öğretin.
    ibnü’l cevzi, mevzuat
    kişi kadınını yatağa davet eder de kadın kaçarak eşi sinirli bir şekilde gecelerse, melekler o kadına sabaha kadar lanet eder.
    buhari 9/36
    bir kadın kocasından boşanırsa, o kadına cennet kokusu haram olur.
    kadınlara dini bilgiler
    bir hadiste şöyle denilir: “camiye gelirken kokulanan kadın, evine dönüp de cünüplükten ötürü boy abdesti alır gibi yıkanmadıkça, allah katında onun namazı kabul olmaz.”
    avnül mabül 11/230
    kadının yeri soğumadıkça erkek, kadının oturduğu yere oturmamalıdır.
    kadınlara dini bilgiler


    müslim de, buhari de, tirmizi de, muvatta da, şii kaynaklar da emevi ve abbasi döneminde uydurulmuş, bazı kişilerin kadına kendi bakış açılarını dinselleştirmeye çalışmalarının ürünü olan bu tip uydurmalarla doludurlar. oysa kuran'ın hiçbir yerinde, biraz önce örneklediğimiz tipteki hadislerde olduğu gibi kadınların çoğunun kötü, cehennemlik, dinen eksik olduğu geçmez. kuran'ın kendi çağının üstünde bir anlayışla yazıldığının sayısız göstergelerinden birisi budur; eğer kuran kendi kültürünün etkisi altındaki bir insan tarafından yazılmış olsaydı, kuran'da da döneminin hakim anlayışının yansımaları olması kaçınılmazdı. kuran, üstünlüğü erkek veya kadın olmaya değil, allah'a yakın olmaya, allah'ın dininde titizliğe bağlar.


    hucurat suresi 13. ayet:

    "ey insanlar! biz sizi bir erkek, bir dişiden yarattık ve birbirinizle tanışmanız için sizi halklar ve kabileler kıldık. şüphesiz allah katında en üstün olanınız takvaca en ileride olanınızdır."


    ayetten de anlayacağımız gibi kuran, üstünlüğü bir ırka, bir kabileye veya erkek, kadın gibi bir cinsiyetten olmaya değil, allah'ın dinine titizlik ve allah için hatalardan sakınma tipi manalara gelen "takva"ya bağlamıştır. oysa buraya kadar gördüğümüz hadislere göre kadın olmak daha baştan cehennemlik olma ihtimalini arttıran bir unsurdur. bu zihniyet, eksik ve cehennemlik ilan ettiği kadını, ezik karakterli bir varlığa dönüştürüp, kayıtsız şartsız erkeğin kumandasına verir ve bu anlayışı da "din" diye insanlara dayatır.


    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • LeviEfendi kullanıcısına yanıt

    hadisleri neden dikkate almamak gerektiğini bir üstteki mesajımda açıkladım. şimdi size, sözünden şüphe edilmeyecek yüce yaratıcının sözleri üzerinden abdest ve namaza dair birkaç şey yazacağım. onun sözünden daha güvenilir bir kaynak bulmak mümkün mü?


    Alıntı

    metni:
    abdest
    “ey iman edenler! namaza kalktığınızda; yıkayınız: yüzlerinizi ve dirseklere kadar ellerinizi. sıvazlayınız: başınızı ve topuklara kadar ayaklarınızı. eğer cünüp iseniz temizlenin. eğer hasta veya yolculukta iseniz, veya biriniz ayak yolundan geldi ise, ya da kadınlara dokunduysanız, ve de su bulamamışsanız: temiz bir toprakla yüzünüzü ve ellerinizi sıvazlayın. allah size zorluk çıkarmak istemez. allah sizi temizlemek ve üzerinizdeki nimetini tamamlamak istiyor. umulur ki; şükredersiniz.”maide suresi 6. ayet
    “ey iman edenler! sarhoş iken ne söylediğinizi bilinceye kadar, cünüp iken de yolculuk hali müstesna yıkanıncaya (gusül edinceye, boy abdesti alıncaya) kadar namaza yaklaşmayın. eğer hasta veya yolculuktaysanız, biriniz ayak yolundan gelmiş, yahut kadınlara dokunmuş da su bulamamışsanız, temiz bir toprakla teyemmüm edin: yüzlerinizi ve ellerinizi sıvazlayın. allah affedici, bağışlayıcıdır.”nisa suresi 43. ayet


    abdeste yönelik söylenmesi gerekenler özetle yukarıda söylenmiş. ekstra olarak şimdi sıkça sorulan sorulara cevap bulalım istiyorum, bu konuda akla takılan çokça soru var fakat her zamanki gibi en güvenilir kaynağa yani yüce yaratıcının sözlerine bakarak doğruyu bulacağız.


    Alıntı

    metni:
    abdest konusunda sıkça sorulan sorular
    1) abdest ve boy abdesti niçin lazımdır?
    ayetlerden açıkça anlaşılıyor ki; abdest de, boy abdesti de bir tek namaz için lazımdır. maide suresi 6. ayetin başında abdestin namaz için alınması gerektiği söylenir. nisa suresi 43. ayette de cünüp olanın yıkanmadan namaz kılamayacağı anlatılır.
    2) abdest ne zaman alınır?
    iki ayetin de son kısımlarına dikkat ederseniz, bize suyun gerekli olup da suyu bulamadığımız hallerde ne yapmamız gerektiği açıklanır. suyun bize gerekli olduğunun açıklandığı hal ile, abdesti neyin bozduğu da açıklanmıştır. burada “ayak yolundan geldiğinizde” diye çevirdiğimiz ifade bize abdestin ayak yolundan gelince alınması gerektiğini göstermektedir. “ayak yolu” diye çevirdiğimiz kelimenin arapça’sı “gait”tir. arapça bu kelime “çukur yer” anlamında olup, “ayak yolu, tuvalet” kelimelerine karşılık gelmektedir.(kelimeyi “tuvalet” diye çevirmedik çünkü; “tuvalet” günümüzde küçük ve büyük tuvalet dışında başka amaçlarla da kullanılan bir yerdir. oysa “ayak yolu” ile kastedilen yer, sırf bu iş için kullanılır.) yani abdestin çukur yerlere yapılanlardan sonra alınması gerekmektedir. bunun dışında tarif edilen hiçbir şeyle, ne kanın akması, ne deve eti yenmesi abdesti bozmaz. ayetten abdesti neyin bozduğu açıktır. kişiler “ayak yolunda”, çukur olan yere ne yapıyorsa abdesti o bozar.
    3) boy abdesti (gusül) ne zaman alınır?
    “abdest” ve “boy abdesti” farsça’dan türkçe’ye geçen kelimelerdir. kuran’da geçmezler. “boy abdesti” diye kastettiğimiz kuran’da geçen cünüp olunca gerekli olan yıkanmadır. “gusül” zaten arapça “yıkanma” demek olduğu için “boy abdesti” yerine türkçe “gusül” veya “gusül abdesti” diyenler olmuştur. suyun gerekli olduğu diğer halin iki ayette de “kadınlara dokunma” olduğu söylenir. (arapça’da da türkçe gibi deyimler vardır. türkçe’de de “kadınlarla beraber olma” “aynı odada yalnız kalma” anlamında değil “cinsel ilişkiye girme” anlamında kullanılır. “kadınlara dokunma” ifadesi de arapça’daki aynı manaya gelen bir deyimdir.) yani boy abdesti kadınlarla cinsel beraberlikten sonra alınır. zaten cünüp olunduğunda boy abdesti alındığını söylemiştik. cünüplük, “cenb” kökünden türemiştir. bu kelimenin kökünde “yakında olma, beraberlik” manaları vardır. buna göre “cenabet” terimi beraberliğin en ileri seviyesi olan birleşmenin sonucuna ad olmuştur. ayetin içinden boy abdestinin ne zaman alınması gerektiğine dair vardığımız sonucu “cünüp” kelimesinin manası da doğrulamaktadır. cinsel bir birleşme dışında, şu şu hallerde boy abdesti almanın vacip (farzla sünnet arası, farza yakın uygulama) veya sünnet olması da kuran’da yoktur. isteyen istediği zaman, rahat ettiği zaman boy abdesti alır, fakat kuran’dan çıkmayan bir hüküm ne farz, ne vacip, ne sünnet, ne de her hangi başka bir başlıkla kimseye yüklenemez. maide suresi 101. ayette açıklanmayan her şeyin affedildiği söylenmektedir. bu yüzden kuran’da açıklanmayan her hususta serbest olduğumuz dışında hiç kimse bu açıklanmayanlara ilave bir cevap aramasın.
    4) abdest nasıl alınır?
    maide suresi 6. ayetin başında abdesti nasıl almamız gerektiği anlatılır. bu anlatımda “yıkayın” fiilinin ardından “yüz ve dirseklere kadar elleri” ifadesi geçer, “sıvazlayın” fiilinin ardından da “baş ve topuklara kadar ayakları” ifadesi geçer. biri size “yıkayın banyoyu ve mutfağı, silin salonu ve antreyi” derse ne anlarsınız, antrenin yıkanması gerektiğini mi yoksa silinmesi gerektiğini mi? herkes antrenin silinmesi gerektiğini anlar. fakat sünni mezhepten olanların hepsi ne hikmetse “sıvazlayın” fiilinden sonra geçen “ayakların” sıvanması yerine “yıkanması” gerektiğini savunmuşlardır. o zaman ayetteki bu ifade neden “yıkayın” fiilinden sonra geçmiyor? ayette yukarıdan aşağı yapılacağının söylendiğini, sıvazlamanın ara izah olduğunu ve bir tek başın sıvazlanması gerektiğini söylemek de mümkün değildir. çünkü ayette önce yüz ve ellerden bahsediliyor, sonra başa çıkılıp, sonra aşağı ayaklara iniliyor. bu yüzden ayakları topuklara kadar sıvazlamayı “yıkayın” fiiline göndermenin hiçbir mantığı yoktur. bu düşünce uydurma sünni hadislerinden türemiştir. oysa şiiler’deki bir çok hadise göre ayaklar elle sıvazlanır. amacımız hadisleri hadislerle çürütmek değil, fakat kuran’ı yeterli görmeyenlerin hadiste bile keyfi davrandıklarını göstermektir. süleyman ateş birçok sahabenin de ayaklarını sıvazlamayla yetindiğini belirttikten sonra ayetin arapça’sından anlaşılanı şöyle açıklar:
    yüce allah abdestte vücudun iki temel uzvunun yıkanmasını emretmiştir ki; bunlar yüz ve kollardır. iki uç uzvun da sıvazlanmasını emretmiştir ki; bunlar da baş ve ayaklardır. yıkayınız fiilinden sonra iki tümleç getirmiştir. bunlar yüz ve ellerdir. demek ki yüz ve eller yıkanacaktır. sıvazlayınız fiilinden sonra da iki tümleç getirmiştir, bunlar da baş ile ayaklardır. demek ki bunlar da sıvazlanacak uzuvlardır. ayette bu manayı son derece güçlendiren ince bir nokta vardır. kuranı kerim’de her kelime birbiriyle son derece uyumlu ve mütenasiptir. şimdi “yıkayınız” fiilinden sonra gelen iki tümleçten ilki nasıl tek bir uzvu, ikincisi iki uzvu (yani iki eli) gösteriyorsa, “sıvazlayınız” fiilinden sonra gelen iki tümleçten de birincisi bir tek uzvu, ikincisi iki uzvu (iki ayağı) göstermektedir.(süleyman ateş, kuran ansiklopedisi, 1. cilt, abdest bahsi)
    kısacası abdestte yüz ve dirseklere kadar eller yıkanır, baş ve topuklara kadar ayaklar sıvazlanır, ayrıca da bir şey gerekmez. isteyen ağzını ve burnunu çalkalar, üç parmakla ensesini sıvazlar, serçe parmağı ile kulağını hilaller, ayaklarını topuklarıyla birlikte yıkar, her uzvunu yıkayışta arapça dualar okur. fakat bunları yapan bilsin ki bunların abdestle alakası yoktur. abdesti allah, kuran’da açıklamıştır ve bunlar o açıklamada yoktur.
    5) boy abdesti nasıl alınır?
    boy abdestinin cünüp iken alınması gerektiğini daha önce söylemiştik. cünüpken ne yapmamız gerektiği iki kelime ile anlatılır. maide suresi’nde “tahare” kelimesi “temizlenmek”, nisa suresi’ndeki “gasâle” kelimesi “yıkanmak” demektir. boy abdesti için şuradan şuraya kadar yıkanın, ağzınızı, burnunuzu üçer kez çalkalayın, toplu iğne başı kadar kuru yer bırakmayın, sağ omzunuzdan başlayarak üçer kez su dökün ifadeleri geçmez. böyle sınırlamalar olmadığından “gasâle” kelimesinden sadece “yıkanmak” anlaşılır.
    “tahare” kelimesi ile de bu yıkanma işleminde kirlerden arınmanın önemi anlaşılır. bunu yerine getiren boy abdesti almış olur. bir anne beş yaşındaki çocuğuna “yıkan” dese, o çocuk bunu anlayıp yıkanır. oysa koskoca adamlara “yıkan” deniyor, fakat onlar “nasıl yıkanacağım? toplu iğne başı kadar kuru yer kalırsa ne olur? önce hangi omuzuma su dökeceğim?” diye sorup allah’ın ayetini anlamıyorlar. üstelik bu anlamamanın kendi anlayışsızlıklarından kaynaklandığını da anlamıyorlar. bir de allah’ın kitabını eksik ilan edip, bu garip soruların açıklandığı kitapları dinin tam ve eksiksiz kaynağıymış gibi rehber ediniyorlar.
    6) su bulunamazsa ne yapılır?
    normalde bir insanın su bulamama ihtimali çok azdır. kuran’ın bu durumu açıklaması kuran’ın gereğinde nasıl tüm detayları verdiğinin bir delilidir. tüm bu durumlarda kişi suyun eksikliğini temiz bir toprağa teyemmüm ederek giderir. temiz toprağa eller sürülerek yıkanamayan yüz ve eller sıvazlanır. böylece namaza hazırlık suyun olmadığı zaman da sağlanmış olur.
    her iki ayetin de sonunda geçen allah’ın bize güçlük çıkarmak istemediğine, bağışlayıcılığına, affediciliğine dair ifadelere dikkatinizi çekerim.


    kalan bir iki önemli konuya daha değinmek ve ardından asıl meseleye, vakit konusuna gelmek istiyorum. insanların en çok yanıldığı konu ne yazık ki vakit konusu, 5 vakit biliyorlar ve yanlış bildiklerinin farkında değiller.. neyse, önce şu 2 konuyu bi halledelim.


    Alıntı

    metni:
    kıbleye dönmek
    bakara suresi 144, 149 ve 150. ayetlerde müslümanlar’ın nerede olursa olsunlar mescidi haram’a, kabe’nin olduğu yöne dönmeleri söylenir. bu, namaza düzen de veren bir uygulamadır. özellikle toplu kılınan namazlar bu sayede daha düzgün ve düzenli olur. bakara suresi 115. ayette nereye dönersek dönelim allah’ın orada olduğu söylenerek, kabe’ye dönmeye yanlış manalar yüklenilmesi, mescidi haram ve çevresinin putlaştırılması önlenir. mevcut camiler bakara suresi’nin ayetlerine binaen mescidi haram’a doğru yapılmıştır. müslümanlar kıldıkları namazı mescidi haram’a dönerek kılmaktadırlar. müslümanlar kıbleyi biliyorlarsa (mescidi haram yönünü) oraya dönüp namazı kılar. eğer yönü bulamazlarsa allah’ın her yerde olduğunu bilip ibadetlerine devam ederler (bakara suresi 115. ayet).
    kıyafet ve temizlik
    kuran’da namaz için özel bir kıyafet geçmez. tek başına namaz kılan namazını istediği gibi kılar. namazın toplu kılındığı yerlere gidenin güzelleşmiş, düzgün kıyafetle gitmesi iyidir (araf suresi 31. ayet). araf suresi 26. ayette insanların avret yerlerini örtecek giyim tarzı olduğu gibi güzellik ve süs kazandıracak giyim tarzı da olduğu söylenir. bundan beş ayet sonra araf suresi 31. ayette mescit yanında (namaz kılınan bölgede) süslenmeden bahsedilir. baş örtüsü diye bir şey yoktur, erkeğin baldırını örtmesine gerek yoktur. normalde olmayan bu zorunluluklar namaz kılarken de yoktur. çünkü kuran’da namaz kıyafeti diye özel bir kıyafet tarif edilmez.
    bakara suresi 125. ayet ve hac suresi 26. ayetlerden namaz kılınacak bölgenin temizlenmesinin ve temiz tutulmasının önemi anlaşılır.


    evet, sıra geldi vakit konusuna. burada kafalar karışabilir, devreler yanabilir, söylemedi demeyin hocam. dikkatinizi vererek okursanız anlayacağınızdan şüphem yok. vakit başlıklarını kolaylık olsun diye ortaladım. neyse, lafı daha fazla uzatmadan başlayalım.


    Alıntı

    metni:
    kuran’da namazın, vakitleri belirlenmiş bir farz olduğu geçer (nisa suresi 103. ayet):
    • sabah namazı (fecr namazı)
    kuran’da namaz kelimesi “salat” kelimesi ile ifade edilir. “bağlantı kurmak” tipinde manalara sahip olan “salat” kulun yaratıcısıyla kurduğu bağlantı, yani namaz için de kullanılır. “salat” kelimesi “ikame” fiiliyle beraber “namaz kılmak“ manasında kullanılmıştır. “salatı fecir” yani “sabah namazı” ismi nur suresi 58. ayette geçmektedir. “fecir” gecenin karanlığında güneşin ilk ışıklarının çıkışını ifade eder. bu bir süreçtir ki güneşin doğuşuna kadar devam eder. nitekim varlığı adından belli olan bu namazın, hud suresi 114. ayette vakti de tam belli olmaktadır.
    “gündüzün iki tarafında, gecenin yakınlarında namaz kıl. güzellikler çirkinlikleri giderir.”hud suresi 114
    arapça’daki “nehar” “gündüz”, “leyl” “gece” demektir. “tarafeyinnehari” ifadesi gündüzün iki tarafını ifade eder. “taraf” ise; “uç, dıştan bitişik bölüm” manalarına gelmektedir. kuran’da geçtiği diğer ayetlerde de aynı anlamda kullanılır. gündüzün başlangıcını güneşin doğuşu, günün bitişini güneşin batışı olarak alırsak günün iki tarafında sabah ve akşam namazları vardır. bu zamanların tam anlaşılması için “zülefen minelleyl” ifadesi ile bu vakitlerin, aynı zamanda gecenin gündüze yakın zamanları olduğu vurgulanır.
    yani sabah namazı, ismi ile nur suresi 58. ayette geçer. bu isim aynı zamanda sabah namazının vaktini de tarif eder. ayrıca hud suresi 114. ayette sabah namazının vakti belirlenmiştir. sabah namazı, kuran’daki ismiyle “salatul fecir” adından da belli olduğu gibi günün ilk ışıklarıyla başlar ve günün başlangıcı olan güneşin doğuşuyla biter.
    • akşam namazı (işa namazı)
    işa namazının ismi de nur suresi 58. ayette geçmektedir. sözlükten “işa” kelimesinin anlamına bakanlar, güneşin batışından havanın kararmasına kadar olan vakte, yani bizim türkçe’de “akşam” dediğimiz vakte “işa” denildiğini görürler. yusuf suresi 16. ayet ve naziat suresi 46. ayette de aynı kelime geçmektedir. diğer iki ayetteki aynı kelimeyi “akşam” diye çeviren bazı çevirmenlerin, bu kelimeyi türkçe bir kelime olan “yatsı namazı” diye çevirmeleri, mezhep izahlarının etkisinde kalmalarındandır. bu çeviri “yatsı namazı” diye mezheplerin tarif ettiği namazı kuran’ın da farz kıldığı izlenimini vermektedir ki bu yanlıştır. fakat “yatmak” kökeninden gelen “yatsı” kelimesinden kasıt “işa namazının” yatmadan önce kılınan son farz namaz olması ise bu doğrudur. ayette buna işaret de vardır:
    “ey iman edenler! yönetiminiz altındakilerle, ergenlik yaşına gelmemiş olanlarınız sizden üç vakitte izin istesinler. fecir(sabah) namazından önce, öğle vakti elbisenizi çıkardığınızda, işa(akşam) namazından sonra. çıplak olabileceğiniz üç vakittir bunlar.”nur suresi 58. ayet
    son namazı kılmak için mescide giden, topluca namazı kılan kişi bu namazdan sonra mescide gitmeyeceği için muhtemelen üzerini değiştirecektir. ev kıyafetine bürünecektir. bu yüzden yatmadan önceki son namaz işa namazı olarak düşünülüyorsa bu doğrudur. yoksa vakit olarak akşamı ifade eden bir kelime, namaz kelimesiyle birleşirse bambaşka bir vakit olan yatsıyı ifade eder deniliyorsa, bunun yanlışlığı ortadadır. bu ayette son farz namazın akşam namazı olduğunu destekleyici bir ifade tarzı vardır. arapça sözlüklerden “işa” kelimesinin manasını araştıran herkes, “işa” kelimesinin “güneşin batışından gecenin karanlığına kadar olan zaman dilimi”ni ifade ettiğini görecektir.(evdeki çocukların çıplaklığın mümkün olduğu vakitlerde izinsiz odalara dalmamalarını öğütleyen bu ayetten bir sonraki ayette, bu çocukların ergenlik yaşına gelince, her zaman özele saygı gösterip, izin alarak ebeveynlerinin odalarına girmeleri öğütlenir.)
    akşam namazının vaktinin anlaşıldığı ayet (hud suresi 114. ayet) sabah namazında belirttiğimiz ayettir. gündüzün iki tarafında kılınan namazlardan biri sabah namazı olunca, diğeri de bu namazın simetriği olan akşam namazıdır. bu namazın vakti de aynı şekilde gecenin gündüze yakın olan zamanıdır. bu ayet dışında akşam namazının vaktini belirleyen bir ayet daha vardır:
    “güneşin sarkmasından, gecenin kararmasına kadar namaz kıl. fecir (sabah) vakti kuran’ı, fecir (sabah) vakti kuran’ına tanık olunur.”isra suresi 78. ayet
    gecenin kararması, akşamın bitiş vaktini vermektedir. ışığın alametlerinin tamamen yok olmasıyla akşam namazının vakti biter. bu durumda da “güneşin sarkması” ifadesi güneşin ufukta batışını belirler. böylece güneşin batımı ve gecenin kararmasının arasındaki vakit, namaz vakti olarak belirtilir. bu ayetin devamında sürekli akşam namazıyla beraber geçen sabah namazının vaktinin vurgulanması da ilginçtir. fakat bu ayette sabah namazı değil, sabah kuran okumak vurgulanır. demek ki sabah namazının vaktinin içinde veya namazın dışında kuran okumaya özel bir önem vermek gerekir. görüldüğü gibi akşam ve sabah namazları isimleriyle beraber kuran’da geçerler. üstelik bu isimler namazın kılınacağı vakti de ifade ederler. ilaveten sabah ve akşam namazının zamanı da açıklanmıştır. üstelik nur suresi 58. ayette sabahın günün ilk, akşamın günün son namazı olduğuna işaret vardır.
    • vusta namazı (orta, en iyi namazı)
    vusta namazına delil olarak bakara suresi 238. ayet gösterilir.
    “namazları koruyun. ve vusta (orta, en iyi) namazı da.”bakara suresi 238. ayet
    sabah ve akşam namazının vakitlerini çıkardığımız ayetler ve bu ayet dışında namaz vakitlerinin çıkartılabileceği hiçbir ayet yoktur. demek ki namaz vakitleri bu ayetlerden anlaşılacaktır. günün bir ucundaki namaz sabah namazı, günün diğer ucundaki namaz da akşam namazı olunca orta namazını bu iki namazın ortasında aramak lazımdır. tüm kültürlerde günün uyanmayla başladığını, gecenin dinlenmemiz için yaratıldığını, geceleyin kalkıp ibadetin bir tek peygamberimiz’e has kılındığını (isra suresi 79. ayet) düşünürsek orta namazı, sabah ile akşam namazının arasında gündüz kalan vakit olur. “vusta” kelimesine “orta” manasının verilmesinden günün ortalarında kılınan bir namaz olduğunu düşünenler olabilse de bu kelimeyi sınırlayan hiçbir ifade olmadığı için sabah ile akşamın arasında kalan tüm zaman dilimini, bu namazın vakti olarak kabul etmek gerekir. vusta namazı ifadesinden, orta namazı sonucuna varıldığında “vusta” kelimesi hem namazın ismini, hem zaman dilimini belirleyen kelime olur.
    diğer bir görüşe göre “vusta” kelimesinin “en iyi” manasına sahip olduğu, bu kelimenin bir namazı belirtmediği, ayetten namazların korunması ve en iyi şekilde kılınmasının anlaşıldığı söylenir. “vusta” kelimesi üzerinde bir inceleme bu konuya açıklık getirecektir. bakara suresi 143. ayet, maide suresi 89. ayet, kalem suresi 28. ayet, adiyat suresi 5 ayetlerinde de bu kelime geçer. bu ayetleri inceleyerek “vusta” kelimesini anlamaya çalışabilirsiniz.


    “o kitap sana ve kavmine bir hatırlatmadır; yakında sorgulanacaksınız.” diyen yüce yaratıcının sözünden herkesin ibret alması dileğiyle..


    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Allah neyi yasaklıyorsa onda bir şer vardır, neyi emrediyorsa da onda bir hayır vardır.Nofap la uğraşınca bir şeyi fark etmiştim.Aslında tüm nofapçılar İslamın emirlerini uygulamaya çalışıyor.Allah bize harama bakmayın dedi ama biz dinlemedik.Yine aynı şekilde çağdışı ! olarak nitelenen örtünmenin arkasındaki hikmeti anladım.Çıplaklık hem kadına hem de erkeğe zarar veriyor.


    Namaz kılarken sure ve dualar Arapça okunur ama normal zamanda dua ederken Türkçe edebilirsin.Ayrıca Namaz da okuduklarının anlamlarını öğrenebilirsin.Ne dediğini bilerek ibadet etmek çok önemli.Şimdi dini kendimce yorumlayacam demişsin ama yorumlamak için önce bilgi düzeyini artırman lazım.İslamın ilk emri olan "oku" nun hakkını ver gerisi Allah'ın izniyle hallolur.Onun dışında sen Allah'a yakınlaşmaya bak.Namazını kıl ve diğer ibadetlerini yap.Aklına takılan şeyleri anlamak için Allah'tan yardım iste.Allah bizleri dosdoğru din üzerine kılsın ve düz yolda sapıtanlardan eylemesin inş.




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Cerade -- 6 Ocak 2022; 4:36:57 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • İbadetler Allah'ın rızasını kazanmak için vesiledir.Onun dışında ibadetlerde insanlara faydalar da vardır.Mesela Namaz kötülükten alıkoyar.Bunu bir çok insan deneyimlemiştir.Namazın bir çok faydası daha vardır.Zamanında bunla ilgili bir konu açmıştım isterseniz okuyabilirsiniz.


    https://forum.donanimhaber.com/namaz-kilmanin-beyne-etkisi--145001223




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Cerade -- 6 Ocak 2022; 4:50:26 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • stockholm sendromu

  • Müslümanlığa yeşil ışık yaktı!
    Bakın o isim kim!

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • Blue Sky 77 kullanıcısına yanıt

    harama giden yolları kapatmazsan iblis yolunu bulur yaptırır insana.biz önlemimizi alıp Allah dan yardım istemekle mükellefiz. Mastrubasyon yüzde yüz zina riski olan durumlar için son çare olarak çıkış yolu olduğu belirtilir.Ama biz en ufak şey o işi ilk başa almakla başlıyoruz bu da büyük bir sorundur. Şimdi arkadaşlar diyecek evlenemedim şehvetim çok yükseliyor diyebilir bu çok normal. Ama diğer yandan sen gelene geçene bakıp ee onlar da düzgün giyinsen laflarına sığınıp haramdan gözünü sakınmakta gayret etmiyorsan sakıncalı dizi filmleri izleyip fındık fıstık vb. sürekli tüketirsen bir de boş şeylerle oyalanırsan Allah dan yardım istemiyorsan aklını hep bu tür şeylere yönlendiren şeylerle meşgul edersen şeytan aklına elbet bunları getirir. Zaten ortalık günaha davetiye çıkarır nitelikte.Biz kendimizi ve de çevremizdekileri ne kadar korursak kar.O yüzden çevremizdekileri seçerken buna dikkat etme hassasiyetinde olmalıyız .Hemen pes edip Bahanelere sarılıp mastrubasyona yönelirsen sonra bu bir bağımlılığa dönüşür evlensen de bundan kurtulamazsın Allah ın sana emanet verdiği bedene eziyet boyutuna kaçarsın. Aslında biz kendimizi birtakım sebeplerle kandırıp haramın yolunu yapıyor bu da bizi kurtaracak sanıyoruz. O sebeple nikah erkek için de kadın için de ne kadar doğru zamanda yapılırsa okadar iyi olur zinaya bulaşmanın önüne geçilir böylece. Sağlıcakla kalın





  • eagle-1453 E kullanıcısına yanıt

    Kardeş evlimisin bilmem ama ben 15 yıllık evli olduğum halde 13 yaşından beri mastürbasyon yaparım çünkü kadınlara çok düşkünüm eşim cinsellik haricinde çok iyidir ama cinsellik olarak çok şansızım ayda bir kere ilişkiye girsek kendimi şanslı hissediyorum


    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • sigara, alkol, mastutbasyon ve porno bagimliligi içinde marturbasyon hariç diğerleri zararlı. Ama mastürbasyon aşırı yapmaz isen ve pornoya mastürbasyon yapmaz isen zararlı değil. Tam tersine faydalı. Bilimsel bir araştırma. Ama diğerleri gerçekten zararlı.

  • Araplar harbi kavmi necip

  • BeforeIforget B kullanıcısına yanıt

    araplar üstün ırk değildir, yeterli somut kanıt günümüz dünyasında yeterince mevcut ve görülmeye müsaittir


    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • 
Sayfa: önceki 123
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.