Şimdi Ara

TARİH TERİMLERİ

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
4 Misafir (2 Mobil) - 2 Masaüstü2 Mobil
5 sn
22
Cevap
11
Favori
17.651
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Arkadaşlar bu bölümde bildiğimiz bütün tarih terimlerini yazıyoruz.



  • Kut Anlayışı: Türk devletlerinde hükümdara ülkeyi yönetme yetkisinin Tanrı tarafından verildiğine inanılan anlayış.
    Ulusal Bağımsızlık: Bir devletin askeri,ekonomik ve siyasi açıdan bağımsız olması.
    Ulusal Egemenlik: Halkın kendini yöneteceği kişileri kendi seçmesi.

    ATATÜRK İnkılapları kısayollar;

    Cumhuriyetçilik: Yönetim ile ilgili olan herşey.
    Devletçilik: Ekonomi
    Halkçılık: Eşitlik
    Laiklik: Din devlet işlerinin ayrılması
    İnkılapçılık: Yapılan herşey inkılapçılığa girer.
    Milliyetçilik: Kendi ülkende kendine ait şeylerin kullanılması. İçinde Türk geçen tüm kurumlar bu ilkeye uygundur. Türk Hava Kurumu, Türk Tarih Kurumu gibi.

    Saltanat: Ülkeyi yönetme yetkisinin babadan oğula geçmesi
    İkili Teşkilat: İlk Türk Devletlerinde devletin doğu-batı, kuzey-güney diye 2ye ayırarak yönetilmesi
    Fetret Devri: Padişahsız geçen dönemdir.
    İstibdat Dönemi: Baskı Dönemi

    aklıma geldikçe ekleyeceğim. Hepimize sınavda başarılar:)




  • Antikite: Eski Yunan ve Roma sanatına verilen genel ad.
    Aydınlanma Çağı: 18. yüzyıl Avrupası'nda düşüncenin bütün baskılardan kurtularak aklın öncülüğünde bağımsızlığa kavuştuğu dönem.
    Cizvit: Reform hareketlerinden sonra Katolik mezhebini korumak ve yaymak için kurulan Hristiyan tarikatı.
    Merkantilizm: Coğrafi keşifler sonucunda Avrupa'ya getirilen bol altın ve gümüş madenlerinin devletlerin temel zenginlik kaynağı olması ve bu madenlerin nasıl elde edileceğini açıklayan iktisadi sistem.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Vikernes

    Antikite: Eski Yunan ve Roma sanatına verilen genel ad.
    Aydınlanma Çağı: 18. yüzyıl Avrupası'nda düşüncenin bütün baskılardan kurtularak aklın öncülüğünde bağımsızlığa kavuştuğu dönem.
    Cizvit: Reform hareketlerinden sonra Katolik mezhebini korumak ve yaymak için kurulan Hristiyan tarikatı.
    Merkantilizm: Coğrafi keşifler sonucunda Avrupa'ya getirilen bol altın ve gümüş madenlerinin devletlerin temel zenginlik kaynağı olması ve bu madenlerin nasıl elde edileceğini açıklayan iktisadi sistem.
    Mesajım bulunsun.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: HolaReis

    Mesajım bulunsun.

    Alıntıları Göster
    İltizam:Eskiden devlet gelirlerinin vergilerin bir bölümünün belli bir bedel karşılığında devlet tarafından kişilere devredilerek toplanması yöntemi.
    Pençik:Osmanlı Devleti'inde 1363'ten sonra uygulanmaya başlanmış, savaşlarda elde edilen esirlerin beşte birinin asker olarak istihdam edilmesi usûlünü ifade eden terimdir.
    Monarşi:Monarşi bir hükümdarın devlet başkanı olduğu bir yönetim biçimidir. Saltanatın bir başka adıdır.
    Teokrasi:Dine dayalı yönetim biçimi.
    Oligarşi:Sadece belirli bir grubun bir ülkeyi yönetmesiyle ortaya çıkan yönetim biçimidir.
    Tımar:Osmanlı İmparatorluğu'nda kamu arazisi (mirî) dahilinde, yönetimi sipahiye bırakılmış olan verimli topraklara verilen addır.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Panthera Leo

    İltizam:Eskiden devlet gelirlerinin vergilerin bir bölümünün belli bir bedel karşılığında devlet tarafından kişilere devredilerek toplanması yöntemi.
    Pençik:Osmanlı Devleti'inde 1363'ten sonra uygulanmaya başlanmış, savaşlarda elde edilen esirlerin beşte birinin asker olarak istihdam edilmesi usûlünü ifade eden terimdir.
    Monarşi:Monarşi bir hükümdarın devlet başkanı olduğu bir yönetim biçimidir. Saltanatın bir başka adıdır.
    Teokrasi:Dine dayalı yönetim biçimi.
    Oligarşi:Sadece belirli bir grubun bir ülkeyi yönetmesiyle ortaya çıkan yönetim biçimidir.
    Tımar:Osmanlı İmparatorluğu'nda kamu arazisi (mirî) dahilinde, yönetimi sipahiye bırakılmış olan verimli topraklara verilen addır.

    Alıntıları Göster
    kurgan : mezar
    hakan : hükümdar
    yuğ : ölüler için yapılan tören
    yabgu : hakandan sonra gelen yönetici
    vassal: feodal sistemde himaye edilen halk
    burjuvalar: kasaba ve kentlerde oturan ticaretle uğraşan sınıf
    fresk : resim
    ötüken : orta asyada ilk türk merkezi
    karabalgasun : uygur devleti başkenti



    benimde aklıma gelenler bunlar




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Ruoja

    kurgan : mezar
    hakan : hükümdar
    yuğ : ölüler için yapılan tören
    yabgu : hakandan sonra gelen yönetici
    vassal: feodal sistemde himaye edilen halk
    burjuvalar: kasaba ve kentlerde oturan ticaretle uğraşan sınıf
    fresk : resim
    ötüken : orta asyada ilk türk merkezi
    karabalgasun : uygur devleti başkenti



    benimde aklıma gelenler bunlar

    Alıntıları Göster
    cvbmblnsun




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Rindane

    cvbmblnsun

    Alıntıları Göster
    güzel konu. msj bulusun
  • quote:

    Orijinalden alıntı: pallad

    güzel konu. msj bulusun

    Alıntıları Göster
    Absolutizm : Mutlakıyetçilik
    Aforoz : Bir Hıristiyan’a Katolik kilisesi tarafından konulan yasak. Buna göre, afaroz edilen kimse, kilise
    faaliyetlerine katılamaz, Katolik mezarlığına gömülemez. Ayrıca diğer Katoliklerin bu kimse ile ilişki kurması da yasaktır.
    Ağnam : Koyun ve keçi cinsi hayvanlardan alınan vergi, ağnam resmi.
    Ampir : Hayvan ve insan suretlerinin sık kullanıldığı yapı üslubu. Türk ampir üslubunda insan ve hayvan
    kabartmaları yerine çiçek ve yaprak süslemeleri kullanılmıştır.
    Amire : Padişaha, devlete ait; resmi, tersane-i amire.
    Anasır : Unsurlar. Osmanlı Devleti'nde yaşayan çeşitli etnik unsura mensup millet-i mahkümeden halka
    verilen isim.
    Antikite : Eski Yunan ve Roma sanatına verilen genel ad.
    Aristokrasi : Soylular topluluğu; bir ülkenin yönetimini soyluların yürütmesi. Aristokrat denilen soyluların pek çok ayrıcalıkları vardır.
    Arpalık : 1. Askeri sınıfından olanlara ek gelir olarak verilen mal veya para. 2. Emekli veya görevden
    uzaklaştırma ücreti olarak kişilere bağlanan gelirlere verilen genel ad.
    Arz : 1. Sunma. 2. Bir iş hakkında padişaha resmi evrakların sunulması, Divan-ı Hümayun toplantısının
    sonuçlarını padişaha sunma.
    Arz Odası : Topkapı Sarayı'nda padişahın elçileri ve sadrazamı kabul ettiği bölüm.
    Asimile etmek: 1. Kendine benzetme, 2. Bir milletin başka bir milletin kültür unsurlarım yok ederek, kendi kültürünü kabul ettirmesi.
    Aşiret : Bir asıldan çıkmış olup birlikte yaşayan ve birlikte konup göçen topluluk. Oymak topluluğu.
    Atalet : Boş durma, duymayış, duygusuzluk.
    Avarız : Olağanüstü durumlarda halktan alınan ayni, nakdi veya bedeni vergi. Zamanla genelleşmiştir.
    Ayan : Bir memleketin ileri gelenleri. Özel olarak XVII. yüzyılın sonlarından itibaren Osmanlı Devleti'nde ileri
    gelen yerli ailelerin nüfuz kazanmasıyla ortaya çıkan kimseler.
    Azab : Osmanlıların ilk zamanlarında Türk asıllı hafif piyadelere denirdi. Ayrıca, Osmanlı deniz piyadelerine (bahriye azabı) ve bazı kale muhafızlarına (kale azabı) da denilmiştir
    (B)
    Bab-ı Ali : 1. Yüksek kapı, 2. Sadrazamın oturduğu konak. 3. Osmanlı hükümeti, başbakanlık.
    Bac : Osmanlılarda, pazarda alınıp satılan maldan alınan vergi, bac-ı bazar. Bu ise bakana bac emini denirdi.
    Balyos : Osmanlı'nın klasik döneminde Avrupa ülkelerinin elçi, general ve amirallerine verilen isim. İstanbul'daki Venedik kolonisinin başkanına da bu isim verilirdi.
    Barok : XVI. ve XVII. yüzyıllarda resim, müzik ve mimarlıkta klasik sanatı takib eden bir sanat türü.
    Bedesten : Kıymetli malların alış verişinin yapıldığı üstü kapalı çarşı.
    Berat : Bir kimseye ayrıcalık verildiğini bildiren yazı, hüküm.
    Beylerbeyi : Eyalet valisi. Askeri-idari amir. Orgenerallik rütbesine denk derece.
    Birün : Topkapı Sarayı'nın Enderun dışında kalan bölümü.
    Biat : Birinin hakimiyetini kabul etme, birine bağlılığını sunma.
    Boy : Bir aşirette bulunan oymakların her biri.
    Bürokrasi : Kalemde, dairede çalışan memurların gördükleri iş.

    (C-Ç)
    Cebeli : (Cebelü). Tımar sahiplerinin savaşa hazır olarak beslemek mecburiyetinde oldukları asker.
    Cedit : Yeni. Nizam-ı Cedid: Yeni Düzen
    Cemaat : Osmanlılar'da bir dine bağlı olarak yaşayan dini toplulukların her biri.
    Cenah : Ordunun merkeze göre iki yanından her biri.
    Cihad : İslamiyet’te kutsal savaş.
    Cizvit : Katolik mezhebini koruyup yaymak amacıyla kurulan Hıristiyan tarikatı.
    Cizye : Müslüman olmayanlardan alınan vergi.
    Cülus bahşişi : Padişahın tahta çıktığında dağıtılan bahşiş.
    Çelebi : Osmanlı Türklerinde kullanılan unvanlardan biri.
    Çıkma : Saray hizmetlerinde bulunanların/saray dışındaki hizmetlerde görevlendirilmesi, Acemi Ocağı'nda
    yetişenlerin Saray'ın dış hizmetlerinde Kapıkulu süvarileri'nde veya devletin diğer hizmetlerinde görevlendirilmesine verilen ad. Sancağa çıkma: Şehzadelerin sancaklarda görevlendirilmeleri.
    Çiftbozan : Toprağını bırakıp izinsiz başka yerlere (şehirlere) giden çiftçi. Bu suçu işleyenlerden alınan cezaya
    çiftbozan resmi denirdi.

    (D)
    Dar'ül-fünun :Fenler evi, üniversite.
    Darbhane-i Amire :Para basılan yer. (Para basma yetkisi devlete aittir.)
    Darphane : (darb-hane). Para basılan, sikke dökülen yer.
    Darüşşifa : Hastane, sağlık evi.
    Denge politikası : Bir devletin, güçlü devletlerin konumu, nüfuzunu gözeterek uyguladığı politika. Günün şartlarına göre, büyük devletten birinin tarafını tutma. Osmanlı Devleti, zaman zaman Fransa, İngiltere, Rusya ve Almanya karşısında böyle bir politika takip etmiştir.
    Derbend : Önemli geçitlerin korunması için görevlendirilen kişiler ve bunların teşkilatına verilen isim.
    Derviş : Herhangi bir tarikat şeyhine bağlanıp o tarikatın kurallarına göre nefsini terbiye eden kimse.
    Despotizm:Bir ülkeyi zora ve baskıya dayanarak yönetme anlayışı, istibdat
    Devalüasyon :. Para değerinin, altın veya yabancı bir paraya göre, düşürülmesi.
    Dogmatizm (dogmatizm) Birtakım düşünceleri her zaman için geçerli ve değişmez doğrular olarak kabul ve bunlara dayanarak hükümler çıkaran görüş. Nasçılık.
    Dünyevi: Dünya ile ilgili, dünyalık.
    Duyün-ı Umumiye: (genel borçlar, demektir). Osmanlı Devletinin borçlarını ödemek üzere ayırdığı çeşitli vergi gelirlerini toplayan yönetim birimi
    (E)
    Ehl(ehil) : Bir şeyi elinde bulunduran, bir yerde oturan, muktedir ve becerikli olan.
    Eklektik : Seçmecilik. Çeşitli görüşlerden seçilmiş fikirleri bir araya toplama.
    Emin : Güvenilir (kimse) demektir. Osmanlı Devleti'nde bazı memuriyetlere bu unvan verilmiştir. Şehremini (Belediye başkanı) gibi.
    Endülüjans: Hıristiyanlıkta, kişileri para karşılığında günahtan arındırma işlemi.
    Enflasyon : Piyasada dolaşan para miktarının çokluğu yüzünden paranın alım gücünün düşmesi ve buna bağlı olarak mal ve hizmet fiyatlarının yükselmesi şeklinde ortaya çıkan ekonomik durum, pahalılık,
    Engizisyon: Ortaçağ'da, Katolikler tarafından, dini" kurallara karşı gelenleri cezalandırmak üzere kurulan kilise mahkemeleri.
    (F)
    Feodalite : Ortaçağ Avrupa'sında toprağı ve üzerinde yaşayan köylüleri bir kişinin malı sayan rejim, derebeylik. Bu sisteme feodalizm denir.
    Ferman : Bir kararın yerine getirilmesi veya bir uygulamanın kurallarının konması için padişah tuğrası çekilmiş ve özel şekilde yazılmış padişah emri, buyrultu. Fermanlar, örf/ hukuk kurallarını oluştururdu.
    Fetva : Herhangi bir dava veya mesele hakkında, İslam dininin görüşlerini açıklamak üzere, müftü tarafından
    verilen hüküm. Fetvalar yazılı olarak verilir ve bunlar kadı kararlarına esas olurdu.
    Fıkıh (fıkh) : İslam dini hükümlerinin uygulanışı ile ilgili meseleleri ele alan ilim, İslam hukuku ilmi (ilm-i fıkh)

    (G)
    Gayri Müslim ; Müslüman olmayan.

    (H)
    Hadis : Hz. Muhammed'in mübarek sö2ü, yaptığı iş ve davranışı.
    Halffe : Hz. Muhammed'in vekili olarak Müslümanların lideri ve şeriatın koruyucusu olan kimse
    Hammadde : işlenmemiş, tabii halde bulunan madde (maden, ağaç, bitki)
    Han : Yolda veya şehirde yolcuların ve yabancıların konaklamaları için yapılmış bina.
    Hanedan : Soylu ve büyük aile. Hanedan-ı Al-i Osman: Osmanoğulları sülalesi.
    Haraç : Müslüman olmayanların ödemekle yükümlü oldukları vergi. İslami vergilerdendir. Toprak mülkiyetine
    dayalı olarak alınırdı.
    Hassa : Hükümdara ait, onun şahsına bağlı. Hazine-i Hassa: Padişah hazinesi, iç Hazine.
    Hat : Çizgi, yazı. Hatt-ı Hümayun: Padişah tarafından bir işin yapılmasını emreden ve halkın huzurunda
    okunan fermanı. Gülhane Hatt-ı Hümayunu.
    Hidiv : Mısır valisine verilen unvan. Hidivlik babadan oğula geçerdi.
    Humbara : Havan topuyla atılan demirden mermi. Humbaracı : Humbara atan havan topunu kullanan askerr sınıf.
    Hümanizm : 1. Grek ve Lalin medeniyetleri seven, onların canlandırılmasını isteyen 2. İnsan sevgisini esas alan düşünce.
    Hümayun : Devlet ve saltanat sahibi padişaha ait olan, onunla ilgili olan.
    Hegemonya : Bir devletin bir başka devlet üzerinde kurduğu baskı. İkinci devletin bağımsızlığını büyük ölçüde ortadan kaldırır.

    (i)
    Irakeyn : İki Irak demektir. Bugünkü Irak'a Irak-ı Arabi, İran'ın batısındaki dağlık bölgeye de Irak-ı Acemf denirdi.
    Islahat : İyi bir hale getirme; iyileştirme, düzelme(reform).

    (i)
    İdari reform : Yönetimde İyileştirme, düzenleme.
    İdealizm: 1. Bilgide düşünceyi temel olarak alan ve varlığı, insan düşüncesinin kurduğunu kabul eden felsefe
    görüşü. 2. (Edebiyatta) En iyiyi ve en güzeli anlatma anlayışı.
    İhtilal : 1. Büyük ve ani değişiklik, 2. Bir memleketin siyası" yapışım, fikri temellerini güç kullanarak ortadan kaldırma ve onların yerine yeni düzeni, gene kuvvete dayanarak yerleştirme. Fransız ihtilali, Rusya Bolşevik (Kominist) ihtilali.
    İhtisab : Osmanlıların klasik döneminde belediyenin İşlevini yerine getiren yönetim birimi. Bu işi yapana ihtisab ağası veya ihtisab emiri denirdi.
    İkmal : 1. Eksik bir şeyi tamamlama, bütünleme. 2. Bir askeri birliğin asker, araç, gereç ve silah bakımlarından İhtiyacının giderilmesi.
    İltizam : (Kendi üzerine alma). Devlet gelirleri olan vergilerden birini, bir bedel karşılığında toplama yetkisini alma. Bu işi yapana da mültezim denirdi.
    İmaret : Yoksullara, kimsesizlere, öğrencilere ve yolculara yiyecek veren (yemek yediren) hayır kurumu.
    İnkılap : 1. Değişme, bir durumdan başka bir duruma geçme. 2. Toplum ve devlet hayatında kısa sürede meydana getirilen değişiklik.
    İskan : Bir insanı veya insanları yerleştirme, yer ve yurt kazandırma.
    İstihdam : Bir kişi veya kişileri İse kabul etme, işsizleri iş sahibi yapma.
    İstihkam : Düşmana karşı savunma yapmak üzere taş, toprak vb.den yapılan siper.
    İtilaf (i'tilaf) : Uzlaşma, uyuşma, itilaf Devletleri.
    İttifak : 1. Birlikte hareket etmek üzere anlaşma, 2. Bağlaşma, birleşme, birlik.

    (K)
    Kaime : Kağıt para, kaime-İ nakdiyye
    Kalem : Osmanlılarda resmi" evrakı hazırlayan ünite katiplerin çalıştığı yer
    Kapitalizm : Ferdi" teşebbüsü ve piyasa serbestliğini esas olan ekonomik sistem. Bu sistemi benimseyenlere veya teşebbüs için gerekli sermaye (kapital)ye sahip olan kimseye kapitalist denir.
    Kakmacılık : Keresteyi birbirine bağlı motifler koyarak işleyen kimselerin yaptığı iş.
    Karavela : Osmanlı deniz kuvvetlerinde kullanılan büyük savaş gemilerine verilen isim.
    Kervansaray: işlek ticaret yollan üzerinde, kervanların konaklamaları ve her türlü ihtiyaçlarını karşılamaları amacıyla yapılmış büyük hanlar.
    Kolonizatör : Koloni kurucu.(Koloni: Aynı inancı ve kültürü paylaşan insanların meydana getirdiği topluluk). Kozmopolit : İçinde değişik milletlerden kimseler bulunan topluluk
    Külliye : Çeşitli işlevleri bulunan sosyal amaçlı yapı topluluğuna verilen isim. Genel olarak cami, medrese,
    imaret, kütüphane, hastahane ve hamam görevini gören binaların bulunduğu yapı. Fatih Külliyesi.
    Kümbet : Çadıra benzer şekilde yapılmış türbe .
    Küttab : Katipler. (Katip: Bir resmi" dairede yazı yazmakla vazifeli olan memur, yazıcı, bitikçi) Divan-ı Hümayun üyesi olan Nişancı ve Defterdara bağlı kalemlerde çalışan memurlara, genel olarak küttab denirdi.

    (L)
    Latin : İlkçağ'da Roma'nın çevresinde yaşayan ve Roma imparatorluğu'nu kuran topluluk. Günümüzde
    Latince'den doğan dilleri konuşan milletlere, genel olarak Latinler denilmektedir: İtalyanlar, Fransızlar, İspanyollar, Portekizliler. Latin Amerika (Orta ve Güney Amerika)
    Liberalizm : Toplum ve devlet hayatında hürriyet ve serbestliğin en geniş ölçüde uygulanmasını savunan siyasi ve iktisadi görüş.
    Lojistik : Asken" birliklerin hareketlerinde haberleşme, İkmal ve yol gibi hizmetleri sağlayan asken" bölüm.
    Lonca : (Küçük bölme, hücre demek olan locadan gelir) Esnafın mesleki meselelerini çözmek üzere kurduğu Ahiliğe dayalı meslek teşkilatı.

    (M)
    Mamul : Yapılmış, işlenmiş, ham halden çıkarılmış.
    Mebus : Millet vekili.
    Merkantilizm : Bir devletin zenginliğinin değerli madenlere (altın, gümüş) sahip olmaktan ibaret olduğunu ve bunların nasıl elde edilip koruyacağını anlatan İktisadı" görüş.
    Metropol : Bir ülkedeki sosyal ve ekonomik bakımdan en önemli ve en büyük şehirlerden.
    Mîrî : (mir: Emir, bey). Devlete ait, beylik.
    Monarşi : Miras yoluyla İktidarı elinde bulunduran kişi (sultan, İmparator, kral, melik) ve ona bağlı kimselerce devlet idaresinin yürütüldüğü siyasi" rejim.
    Muhtariyet : 1. Kendi istek ve seçimine göre davranma hali, 2. Bir topluluk veya kuruluşun kendi kendini yönetme yetkisi ve hakkı, 3. Kendi başına ve bir takım imtiyazlarla yönetilen eyaletin hali. Özerklik.
    Mutlakıyet : Siyası" iktidarı bir hükümdarın kayıtsız şartsız elinde bulundurduğu yönetim şekli, monarşi. Bu rejim taraftarına mutlakıyetçi denir.
    Mülteci ; iltica eden, sığınan, (iltica: sığınma)
    Müsadere : Suçlu görülen bir kimsenin, işlediği suçun karşılığı olarak, mal varlığına el konması. Osmanlı örfi" hukukuna göre, görevinden alınan (azledilen) yüksek dereceli memurların servetine el konabiliyordu.
    Mütareke : İki tarafın anlaşarak geçici bir süre için savaşı bırakmaları, silah bırakma, ateşkes.
    Müttefik : Biriyle söz ve güç birliği yapmış, antlaşma ile bağlı.

    (N)
    Nazır : Bakan, bir bakanlığı İdare eden. netice: Bir şey en son durumu, sonuç niyabet: Vekillik etme, birinin yerine bakma, naiblik. nizam-ı alem: 1. Dünya düzeni. 2. Kamu düzeni.
    Nizami : 1. Nizam (düzen)la ilgili, istenilen seviyede olan, 2. Osmanlı Devleti'nde, Batılılaşma hareketleri sonucunda yapılan yeni düzenlemeler çerçevesinde kurulan kurumlar, özellikle ordu ve mahkemeler için kullanılmıştır. Nizamiye mahkemeleri, nizamiye ordusu.

    (O)
    Oba : 1. Büyük ve uzun göçebe çadırı, 2. Göçebelerin bir zaman için konakladıkları yer, 3. Göçebe ailesi. Ocaklık : Bir aileye babadan oğula geçmek üzere verilen mülk.
    Oligarşi : Devlet gücünün belli bir gruba ait olması.

    (Ö)
    Örf : Gelenek, örfi" hukuk: Zamanın ve durumun gereğine göre geleneklere dayalı olarak konan kurallar.
    Öşür(öşr) : 1. Onda bir, 2. İslam hukukuna uygun olarak üründen alınan vergi, aşar.

    (P)
    Parlamento : Kanun yapma (yasama), devlet bütçesini hazırlama ve hükümeti denetleme görevinde olan ve üyeleri belirli bir süre için halk tarafından seçimle belirlenen meclis.
    Prototip : İlk örnek, ilk tip.

    (R)
    Reaya : Bir hükümdarın hüküm ve yönetimine bağlı olup vergi veren halk, yönetilenler.
    Realizm : Gerçekçilik.
    Resim (resm) : Vergi, bir maldan vergi olarak alınan para.
    Restore : (et- ile) Hırpalanmış eski bir eseri aslına uygun hale getirme.
    Ruhban : Din adamları sınıfı.
    İklim-i Rum : Roma ülkesi, Türkiye.
    (S)
    Sentez : Birleştirme
    Serasker : Yenileşme döneminde Osmanlı kara ordusu komutanı.
    Sikke : Basılmış para, gümüş akçe.
    Skolastik : İnanç ve bilgiyi kiliseyle, özellikle Aristo düşüncesiyle birleştirmeye çalışan Ortaçağ Avrupa'sının felsefe anlayışı.
    Sosyal devlet : Toplumun bütün meselelerini bizzat devletin müdahalesi ile çözmeyi benimseyen yönetim anlayışı.
    Sömürgecilik : Sömürge elde etmeyi, bir milletin diğer milletleri siyasi ve İktisadi" hakimiyeti altına almayı öngören siyasi anlayış. Müstemlekecilik.
    Stratejik : (strateji: 1. Önceden belirlenen hedefe varmak için izlenen yol, 2. Bir savaşta ordunun istenilen
    hedefe varmak için yönetilmesi.) Asken" konumu olan (yer) veya askeri önemi olan eşya. Jeo strateji: Bir coğrafi bölümün askeri bakımdan değerlendirme siyaseti. Jeopolitik.

    (Ş)
    Şer'i hukuk : İslam dininin kurallarına bağlı olarak geliştirilen hukuk, islam hukuku.

    (T)
    Tampon : Stratejik bakımdan iki rakip devletin arasında yer alan devlet.
    Tanzimat : İdari işlerin düzenli bir hale konulması ve bunun için alınan tedbirler ve yapılan işler, ıslahat, reform.
    Tebaa : Bir devletin hükmü altında bulunan halk.
    Teorik : Uygulama dışında kalan, akla dayanılarak ileri sürülen düşünce.
    Terakki : 1. Yükselme, artma, çoğalma, ilerleme, 2. Savaşta gösterdiği basanlarından ötürü, bir sipahiye işletmek üzere verilen ek toprak.
    Teokrasi : Dine dayalı, esasları ve uygulaması dinden gelen devlet yönetimi
    Teokratik: Teokrasiye dayanan.

    (U)
    Ulema : Alimler, bilginler.
    Ulufe : Kapıkullarına üç ayda bir ödenen aylık, ücret.

    (Ü)
    Ümera : Emir verme yetkisine sahip olanlar, üslup: 1. Tarz, usul. 2. İfade ve yapma biçimi, 3. Bir sanat eserinin ifadesindeki emsallerine benzemeyen ve üstün anlatım biçimi.

    (V)
    Vakrf : Vakfeden.
    Vakvak : Eski Arap seyyahların var olduğunu iddia ettikleri meyveleri insan şeklinde olan ve ekvatora
    yakın yerde yetişen hayali ağaç.
    Vaka-yı Vakvakiye : Vakvak Ağacı Olayı.
    Vezir-i azam : Büyük vezir, sadrazam, başbakan.
    Voyvoda : 1. Eflak ve Boğdan beylerinin unvanı, 2. Kesime verilen yerlerin vergisini toplamakla görevlendirilen kimse

    (Y)
    Yörük : Göçebe (konar-göçer) Türkmen boylarına verilen isim.
    Yurt : Oturulan yer, göçebe çadırı, yurtluk: Beylik arazi, ocaklık.

    (Z)
    Zimmi : İslam devletinin koruma ve yönetiminde bulunan gayr-ı müslim halk.




  • Barok-rokok: avrupanın en önemli mimari tarzı
    dirlik:tımar
    daruttıb'atul amire(matbaayı amire):resmi devlet matbaası
    hendesehane:askeri teknikokul(mesleki okul)
    messen:sanattan anlayan ve sanatı destekleyen sınıf
  • takip
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Sungur Bey

    takip
    takip..
  • quote:

    Orijinalden alıntı: awolf34

    takip..

    Alıntıları Göster
    Egemenlik: Karar verme ve söz hakkına sahip olma yetkisidir.Demokrasilerde, egemenlik ulusa aittir, buna Ulusal Egemenlik denir.
    Meşrutiyet: Krallık veya padişahlık gşbş rejimlerde, halkın az-çok yönetime katılmasıdır.
    Emperyalizm: Sömürgecilik
    Liberalizm: Ülkelerde, ekonomik ve siyasi faaliyetlerin özgürce yerine getirebilmesidir.(Özgürlük)
    Ümmetçilik: Birden çok milletin din duygusuna göre bir arada tutmak.
    Hiyerarşi: Bir kuruluşta yer alan kişilerin alt-üst ilişkileri.
    Beşik uleması: Osmanlı duraklama döneminde Müdderislerin(öğretmenlerin) yeni doğan çocuklarına direk Müdderis(öğretmen) denilmesi.
    Federal: Bir çok siyasal topluluktan oluşan devlet.
    Müsadere: Osmanlıda ölen devlet adamlarının malına el koyma.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: PODO

    Egemenlik: Karar verme ve söz hakkına sahip olma yetkisidir.Demokrasilerde, egemenlik ulusa aittir, buna Ulusal Egemenlik denir.
    Meşrutiyet: Krallık veya padişahlık gşbş rejimlerde, halkın az-çok yönetime katılmasıdır.
    Emperyalizm: Sömürgecilik
    Liberalizm: Ülkelerde, ekonomik ve siyasi faaliyetlerin özgürce yerine getirebilmesidir.(Özgürlük)
    Ümmetçilik: Birden çok milletin din duygusuna göre bir arada tutmak.
    Hiyerarşi: Bir kuruluşta yer alan kişilerin alt-üst ilişkileri.
    Beşik uleması: Osmanlı duraklama döneminde Müdderislerin(öğretmenlerin) yeni doğan çocuklarına direk Müdderis(öğretmen) denilmesi.
    Federal: Bir çok siyasal topluluktan oluşan devlet.
    Müsadere: Osmanlıda ölen devlet adamlarının malına el koyma.

    Alıntıları Göster
    güncelll




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Panthera Leo

    güncelll

    Alıntıları Göster
    mesajım bulunsun
  • quote:

    Orijinalden alıntı: suskun550

    mesajım bulunsun

    Alıntıları Göster
    Fatih Terimleri diye okudum



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi materyalist imam -- 28 Ocak 2012; 17:21:34 >
  • Up
  • quote:

    Orijinalden alıntı: materyalist imam

    Fatih Terimleri diye okudum

    Alıntıları Göster
    mesaj bulunsunmesaj bulunsun
  • quote:

    Orijinalden alıntı: silverscreen

    mesaj bulunsunmesaj bulunsun

    Alıntıları Göster
    Arkadaşlar tarih terimlerinin olduğu bir mobil uygulama var. Buradan ulaşabilirsiniz
    https://play.google.com/store/apps/details?id=com.sozlugu.tarihterimleri




  • quote:

    Orijinalden alıntı: egvrcn

    Arkadaşlar tarih terimlerinin olduğu bir mobil uygulama var. Buradan ulaşabilirsiniz
    https://play.google.com/store/apps/details?id=com.sozlugu.tarihterimleri

    Çok iyi oldu bu, sağolasın hocam
  • 
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.