Şimdi Ara

Symbol arabam ile İstanbul - Bodrum - İstanbul yolculuğum. (2. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
99
Cevap
1
Favori
8.176
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Değerli arkadaşım,

    Otomobil kullanmayı çok severim, bilhassa uzun yolda akseleratör pedalına basıp dünyayı döndüren bu mekanik deha ürününe bir defa daha hayran oluyorum. Dolmuşa binsem kullanma tarzını beğenmesem de traşsız dolmuş şoförünün dahi o vitesleri hiç düşünmeden atmasını ve ara gazı vererek radyodan üstün bir senfoni çalmasını hayretler içerisinde izliyorum.

    Araç kullanmayı zevk haline getiren herkesi selamlıyor, epik mesajınızı bir nefeste okuduğumu ve aynı zevki bir defa daha yaşadığımı belirtmek istiyorum. Simidin lezzetsizi olmayacağı gibi otomobilin kötüsü de olmaz. Hepsi bir üçgen peynir ile bir gaz-fren-şanzıman arasında. Yolunuz ve bahtınız daima açık olsun.

    Saygılarımla,

    Taner Göde

    Not: Tüm otomobiller gibi VW araçları da galvanizli sac, yani "tenekeden" imal ediliyor.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: brkcad34

    quote:

    Orijinalden alıntı: ksk307

    Yazının tamamını okudum, tebrik ederim detaylı bir yazı olmuş.

    Yanlız anlamadığım nokta şu; sen 1.4 75 hp lik araba içinde 4 yetişkin + bagaj full dolu, 170 km. hız mı yaptın?
    Benim buradan çıkardığım sonuç araçta sadece sürücü varken 200 yapacağı, öyle mi?



    Yaptım. Kimseye yalan borcum yok. Sapması yüzde kaçtır bilemem. Ama o ibre 170'e dayandı. Ve uzun uzadıya gitmedim. 30 saniye sürdü sürmedi. Bununla da övünmüyorum. Yolculuğumu, arabanın gidişatını bire bir anlattım.

    Ayni gun ayni yoldaymisiz !

    Bursa Balikesir yolunun baslangicindaki o otoyolda 170'i her araba yapar arkadaslar, super bir yol ;)




  • Bu tur yol hikayelerini okumayi seviyorum. Motosiklet forumlarindaki yol hikayeleri neden bizde yok diye dusunurum hep... Tesekkurler
  • güzel bir paylaşım olmuş ve üşenmeden yazmışsın bende zevkle okudum..Arabandan memnunsan gerisi önemli değil..Herkes bütçesine göre beğendiğini alır biner gezer.Paylaşımın için teşekkürler
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Fantastic Light


    quote:

    Orijinalden alıntı: brkcad34

    Arabamı aldığımdan beri aldığım yerin servisine götürüyorum. Periyodik bakım harici bir sorun yaşamadım. Şu an 41200 km. deyim, önümüzde ki hafta yola çıkacağımdan bir iki gün önce 45 bin bakımını yaptırdım. Yağ ve filtresi, hava ve benzin filtresi, bujiler değişti. Triger kayışı + seti, sağ/sol rot kolları değişti. Rot ayarı yapıldı. Polen filtresi takıldı ve klima petekleri temizlendi. 1200 lira ödedim.



    quote:

    Orijinalden alıntı: Fantastic Light

    Araba 41.000 KM de utanmasalar birde rektifiye yapacaklarmış ..



    Gördüğünüz üzere bu arkadaş sadece 45 bin bakımı için 1200 TL para ödemiş ama ben aracıma 75 bin bakımını yapıp aracımı 90 bin km ye kadar kullanacağımda ödediğim toplam para 1365 TL idi.

    İki araç arasındaki diğer farkları yazmaya gerek dahi yok.

    Kalite farkı bu olsa gerek ..



    iyi de zaten arkadaşın da bir dahaki bakım kilometresi 60 bin olacak yani yine 15 bin km.sizin de 75 den 90 bine 15 bin km yapacak fark ne anlamadım?rektifiye lafı oldukça abartılı olmuş.yağ ve yağ filtresinin,benzin filtresinin,trigerin,değişmesimi, klimanın peteklerinin temizlenmesi mi abartılı geldi anlamadım.oldukça rutin bakımlar.




  • Paylaştığınız için teşekkürler.
  • 2006 model 77 HP'lik 1.4 litre hacimli 8V SOHC motorlu FIAT Grande Punto ile litresi 1.75 TL'den aldığım LPG'de, klima açık, 2 yetişkin, 10 yaşında erkek çocuk ve 3 yaşında kız çocuğu (toplam 220 kg'den biraz fazla) ve 30 kg yük, yarım depo benzin ve 32'ye bastığım hava ile ben de 170 km/h ile gittim. Şaşılacak bir durum değil kanaatimce. Aracı hızlandırır ve motoru iyice açarsanız leblebi motor da volanı hızlıca çevirir. Bir dahaki sefere (ben de) resim çekeceğim.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: logann


    quote:

    Orijinalden alıntı: Fantastic Light


    quote:

    Orijinalden alıntı: brkcad34

    Arabamı aldığımdan beri aldığım yerin servisine götürüyorum. Periyodik bakım harici bir sorun yaşamadım. Şu an 41200 km. deyim, önümüzde ki hafta yola çıkacağımdan bir iki gün önce 45 bin bakımını yaptırdım. Yağ ve filtresi, hava ve benzin filtresi, bujiler değişti. Triger kayışı + seti, sağ/sol rot kolları değişti. Rot ayarı yapıldı. Polen filtresi takıldı ve klima petekleri temizlendi. 1200 lira ödedim.



    quote:

    Orijinalden alıntı: Fantastic Light

    Araba 41.000 KM de utanmasalar birde rektifiye yapacaklarmış ..



    Gördüğünüz üzere bu arkadaş sadece 45 bin bakımı için 1200 TL para ödemiş ama ben aracıma 75 bin bakımını yapıp aracımı 90 bin km ye kadar kullanacağımda ödediğim toplam para 1365 TL idi.

    İki araç arasındaki diğer farkları yazmaya gerek dahi yok.

    Kalite farkı bu olsa gerek ..



    iyi de zaten arkadaşın da bir dahaki bakım kilometresi 60 bin olacak yani yine 15 bin km.sizin de 75 den 90 bine 15 bin km yapacak fark ne anlamadım?rektifiye lafı oldukça abartılı olmuş.yağ ve yağ filtresinin,benzin filtresinin,trigerin,değişmesimi, klimanın peteklerinin temizlenmesi mi abartılı geldi anlamadım.oldukça rutin bakımlar.



    Yazıyı dikkatli okursanız arkadaş sadece 41 bin de yaptırdığı bakıma 1200 TL para ödemiş.

    Ben ise 15+30+45+60+75 bin bakımlarının toplamına 1365 TL ödedim.

    Yağ
    Yağ filtresi
    Hava filtresi
    Benzin filtresi
    Polen filtresi
    Bujiler
    Triger kayışı
    Triger seti
    Sağ rot kolu
    Sol rot kolu
    Rot ayarı
    Klima petekleri temizlendi.

    41 KM deki arabaya bu kadar iş yapılıyor hala ne varki bunda diyebiliyorsun, hayret ..

    Benim aracım 130 bin KM yi devirdi ne rot kolları ne triger (zincir vs) ne rot ayarı, ne klima peteği vs. hiçbirisine işlem yapılmadı.


    Bu arada o arkadaşın aracı şimdi 55 bin KM de ben 130 bin KM ye geldim ve ucuz ucuz, ekonomik ekonomik diye övündüğünüz aracınızdan 2 kattan fazla yol yapmama rağmentoplamda daha az bakım ücreti ödediğimden adım gibi eminim ..




  • quote:

    Orijinalden alıntı: husam74

    cliocuların hepsi neden üstüme geliyor anlamadım??
    eleştirilere neden katlanamıyorsunuz?? yaranız ne??
    ben zengin değilim aylık 800 tl ye çalışan bir işçiyim
    ayrıca aracım 94 model 3.18 piyasası 14 civarı ve sizin aracınızdan daha ucuz
    ama en azından arabaya biniyorum...
    merak etmeyin arabayı bana babamda almadı amcamda.. 5 yıllık birikimimle aldım
    kendim ev geçindiriyorum ve başka gelirimde yok para kazanmanın ne demek olduğunuda çok iyi biliyorum

    ama verdiğim paranın hakkınıda tam olarak isterim..
    anlayana artık ....



    Arkadaşım altındaki araba o kötülediğin araçtan daha güvensiz emin ol.(Amacım clioyu övmek değil bilinen bir yanlışı düzeltmek.)
  • bir solukta okudum güzel yazmış, iyi hatırlamışsınız. Ben de zaman zaman yol notları tutarım ama aklımda biraz zor kalıyor
  • quote:

    Orijinalden alıntı: brkcad34

    Merhaba arkadaşlar. Geçen hafta bir tatili daha geride bıraktık. 10 Temmuz Cumartesi sabahı tatil için sabah saat 05:30'da hareket ettim. Ben, annem ve iki kardeşim + bir bagaj dolusu valiz. Yalova'ya geçilen vapura binmek için çok kuyruk vardı. Resmen 1.5 saat bekledik. Neyse, gitmeden önce depomu doldurmuştum. 150 liralık benzin almıştım 40.5 litre. İçinde 10 litreye yakın vardı benzin. İzmir'e kadar klima açmadım. Yol boyunca 110-120'den aşağı düşmedim. Tabi yerleşim birimleri hariç. Bursa otobanında bir ara 170'e çıktım. Ama hızım o yolda 140'dan aşağı düşmedi. Manisa'dan İzmir'e doğru o rampaları 4. vites ile girip 3. vites ile sol şeritten banamısın demeden çok rahat çıktım. Diğer arabalar orta ve sağ'dan giderken sol'dan ayrılmadan çıktım rampaları yine geçen yıllarda ki gibi. İzmir'e saat 12:30 gibi geldim ve yanlışlıkla içine girdim. Trafik kilit resmen. Tam 1 saat kaldım İzmir'in içinde. Tabi klima'yı da açtım artık. Bodrum'a gidiş yolunu bir türlü bulamadım, yanlış yollara girdim ve derken yolu buldum. Hemde öyle bir yol ki. Aydın otobanına çıktım. İlk kez kullandım o yolu. Önce ki yıllar da hep alttan gidiyordum. Yine TEM boyunca 140'dan düşmedim. Klimayı da belli aralıklar ile çalıştırdım. Aydın otobanından Söke çıkışından çıkıp Söke yoluna girdim. Söke yolunu severim. Düm düz geniş bir yol. Yer yer 140'a çıktım o yolda. Didim, Bafa Gölü, Milas derken Bodrum girişinde sarı lambam yandı. Ve baktım ki İstanbul'da benzin alırken sıfırladığım km. sayacım tam 648'de. Yol üstünde gördüğüm ilk Shell'den 160 liralık benzin aldım. Yani 43 litre oluyor galiba. Aslında almasaydım bir 50 km. daha gideceğim yere giderdim. Yani bir depo ile 700 km. rahat rahat yapabiliyorum. Hatta 750'ye kadar yolu var. Ama gideceğim yer (Gümüşlük - Yalıkavak arası) şehre uzak olduğundan benzinsiz kalmamak için aldım benzinimi. Bir hafta boyunca yeri geldi Bodrum'a indik iki kez, iki kez Turgutreis'e gittik, Akyarlar'a gittik, iki kez de Yalıkavağa indik gezmek için ve tam 297 km. yol yaptım o benzin ile. Yani benzin yarım depo'nun biraz altına indi. Ve bu gezmeler boyu klima açık. Ve çoğu yol virajlı ve 3. 4. viteslik. Derken, 18 Temmuz Pazar sabahı saat 06:00'da İstanbul'a doğru yola çıktık. Yine 110 - 120 km/h ile Yalıkavak, Milas, Bafa Gölü yolu, Söke yolu derken yine TEM yoluna girdim. İzmir'e kadar yine 140 ile gittim. Bir ara 150-160 yaptım. İzmir'den Manisa'ya doğru girdim. İzmir çıkışında rampa üzerinde Shell benzincisine girdim. Çünkü TEM çıkışında sarı lambam yandı. Benzinciye girdiğim'de bir hafta öncesi Bodrum girişinde benzin alırken sıfırladığım km. sayacım 575 km. yi gösteriyordu. 170 liralık benzin aldım. 46 litre yani. Ve saat tam 09:00 idi. Gemlik çıkışına kadar durmadan sürekli klima açık şekilde yola devam. Kimi tatlı ve düz rampayı 5. vites ile çok rahat aldım. Kimini de klimayı kapatmadan 4. vites ile alabildim. Ve Bursa otobanına kadar hızım yine 110 - 120 km/h şeklinde oldu. Ama yeri geldi o hızların altına da düştüm. Derken Bursa otobanından yine 140-150 ile gittim. Ve Bursaya girmeden Yalova yoluna çıktım. Gemlik'de arabam tam 55 bininci km. sine geldi. Gemlik çıkışında yemek için saat 12:30'da İmam ASLAN tesislerinde durdum. İskender İSKENDEROĞLU, tavsiye ederim. Geçen yıl da orada yemiştik. Saat 13:20'de oradan hareket ettik. Ve saat tam 14:00'da vapura geldim. Vapur boştu ve anında girdim ilk vapura. Yeni vapurdu ve tam 20 dk. da geçti karşıya. 14:30'da vapurdan indim. E-5 Ankara asfaltından yol alarak ve o saatte yol boştu tam 15:10'da eve eldik. Yani tam 9 saatte Bodrum - İstanbul arasını tamamladım. Eve geldiğimde Km. sayacım 435'i gösteriyordu. İçinde ki benzin ile 150 km. rahat yaparım. Eğer kesintisiz devam etseydim bir 250 yapardım rahat. Ama İstanbul trafiğinde kullanacağım için 150 rahat yapar o benzin.

    Yani diyeceğim; arabam çok şükür beni bu yıl da mahçup etmedi. Performansı ahım şahım olmasa da ağabeylerini görünce sağa çekilmedi. Yani kimseye yol vermek zorunda kalmadım. Zaten kimseyede benden yol isteme fırsatı doğmadı. Sadece giderken bir Mercedes'e ve gelirken de bir Audi A6'ya yol verdim.

    Benzine gelince, yakıtı bana göre ve sürüş stilime göre bence normal. Sürüş stilim aynıdır. Çok devirli kullanmam. Ama yakıt konusunda yolunda büyük önemi var. Mesela Karadeniz yolu bence daha güzel. Samsuna kadar tam 8 saat 742 km. yol gittiğimi bilirim. Antalya'ya bir depo ile tam yine tam 8 saat 720 km. yol gittiğimi bilirim.

    Ve arabanın hacmine gelirsek. Artık yetmiyor. O koca 500 litrelik bagaj bile yetmiyor. Çünkü fazla eşya alıyoruz. Ne gerek varsa, işte bayanlar sağolsun. Ve arabanın arkası iki kardeşime de dar geliyor. 30 yaşlarında insanlar. Sağolsun bizim arabaların arkası dar. Bacakları sıkışıyor. Çok da uzun değiller gerçi. Arka koltuk kafalıklarını arıyorlar. Uyurlar çünkü genelde ve kafaları düşüyormuş. Yani C segmenti bir araba şart oldu artık.

    Gelelim klimaya. 3'den yukarı açma gereği duymadım. Yetti yani. Yol boyu dışardan aldım havayı. Kimi yerde içerden.
    Sonuç, bir tatil daha bitti. Bu yazıyı yazma sebebime gelince. TENEKE diyenlere, bilip bilmeden atıp tutanlara gelsin. Kimi der ki bende kullandım, bilmem kaç km. yol gittim, 2 gün kendime gelemedim yok ayağım ağrıdı, yok belim koptu vs. İyi de ben 6 yıldır tam 55 bin küsür km. dir kullanıyorum ve her yaz tatil için km. lerce yol yapıyorum ama hiç bir yerlerim ağrımıyor. Dün akşam geldim mesela saat 15'de ve gece 12'ye kadar uyumadım. Sanki arka sokaktan gelmiş gibi oturdum evde.

    Arabamı tanıyorum, viraja hangi hız ile girmem gerektiğini biliyorum. Nerede nasıl frene basmam gerektiğini, hangi rampayı hangi vites ile çıkmam gerektiğini de biliyorum. E yani her şeyi ilk benle olduğu için bakımını, doğduğu ilk günü, alıştırma süreçlerini vs. iyi biliyorum.

    Ve bu yazımı da harbi sürücüsünden, kullanıcısından ileri de binecek olana, alacak olana fikir olsun diye yazdım.
    YANİ DİYECEĞİM, SİZLERE GÖRE TENEKE OLABİLİR. AMA TENEKE TANIMLAMASI YAPARKEN O ARABAYA O KADAR ÇALIŞIP DİDİNİP PARA VERİP ALMIŞ İNSANLARA HAKARET ETTİĞİNİZİ DÜŞÜNÜN. Hızlı gitmek marifet değil tabi ki. Yani 110 - 120'lik hız da bana göre normal. Ama çoğu güzel araba sağ şeritten 80 ile gidiyordu yol boyunca. Hele de ben o rampaları çıkarken benden ne üstün arabalar ve hatta benim arabamın emsalleri orta ve sağ şeritten yavaş yavaş çıkıyordu. O dediğim virajda bir nokta var. Yol böyle aşağıdan gelirken sağa keskin ve azcık daha dik bir meğil ile yukarı kıvrılır. Orayı 3. vites ile çıktım.

    Yollar sağolsun acayip insanlarla dolu. Giderken; Bursa otobanında VW Golf TDI (VI kasa)sol şeritten kaptırmış belki de 200 ile gidiyor. Gitsin, Allah versin. Neyse, Tem bitti ve Bursa çıkışından Balıkesir yoluna girdik. Golf önümde hemen attı kendini sola. Hoş, ben 140 ile giderken o 200 bastı gitti ama TEm çıkışı peşpeşeydik. Ve o da ne? Yol mıcırlı. Beyimiz Golf'ü yeni almış ya, hemen yavaşladı. Ben sağdayım. Ve sıkı durun. Arkasından siyah bir Kia Suv yol istedi bundan. Bu da tam sağa kırdı üstüme. Bende kırdım sağa ve bastım kornaya. Allahtan yavaşım. Bu sefer Golf sürücüsü aynadan özür diledi. Sağdan yavaş yavaş gitmeye başladı.

    Mesela adam kamyon solluyor. Ama vites küçültmek yok. Aheste aheste. Yahu roketle arabayı bas git. Hatta sollarken frene basıyor yahu. Birde önünü görmeden sollama yapanlar. Onlar tam dayaklık. Birde senin geldiğini gördüğü halde aldırış etmeden birden yola fırlayanlar. Söke yolunda giderken 34 ELA plakalı Wrangler JEEP. 130 ile kaptırmış gidiyorum. Burnunu uzattı ve sellektör yapmama rağmen attı kendini yola. Ya o inatla yol vermeyenlere ne demeli? Gelirken, SÖKE yolunda. Nissan Micra sol şeridi zaptetmiş gidiyor. Sağ boş, önü boş. Yol istedim hayır vermiyor. Hızım düştü 100'e ve 90'a hatta 80'e. Yol vermiyor bayan hanım. Eşi de yan koltukta. Maalesef geçip sağ şeride sağlayarak basar gidersin. Ama varsın kuralı çiğnedin desin forum ahalisi. Beni o duruma sokan sol şerit zaptedicisi sürücü utansın.

    Şimdi sakın çıkıp fanatik demeyin. Arabayı övdüğüm yok. Ne olduğu da belli. Dediğim gibi almak isteyene fikir olsun. Tabi her Symbol benimki gibi de değildir. Arabayı araba yapan sürücüsüdür. Baştan öyle açtık, o da fazla vites küçültmeden gidiyor çük şükür.

    Not : Eğer motor sesi seviyorsanız sorun yok. Ama yok sevmem derseniz, 100'ü geçtikten sonra teyp bile açsanız fazla fayda etmez. Ancak volümü 20'lere getirmeniz lazım ki motor sesini bastırsın. Ama maalesef motor sesini seviyorum. Erkin baba'yı bile dinlemedim yani yolda fazla.

    güzel ve detaylı yazı, eline sağlık,




  • Geçen yıl yine aynı yolu gitmeden önce 45 bin km. bakımı için yaptırdığım 41 bin km. bakımımda ödediğim 1200 liraya istinaden;

    Tamamen triger kayışı + seti keyfi idi. Triger için 4 yıl veya 60 bin km. de değişir diyordu Renault Servisi. Ben 2004 Ekim ayında aldım ve 4 yıl süreci dolmuştu. Belkide değiştirmesem hiç 60 bin de değiştirebilirdim. Ama dedim yola gideceğim. Servise girmişim, varsın değişsin dedim. Sağ ve sol rot kolu değişti. Triger kayışı + seti değişti. Açık konuşmam gerekirse, ödediğim 1200 lira zoruma da gitmedi. Sanayi'de bir ustaya da giderim ama öyle tanıdığım güvendiğim biri yok. Servise belki girince 5-10 lira (örnek sadece bu) fazla verip kazık yiyorum ama kafam rahat. Arabanın başına bişi gelse bile karşımda bir muhatap var. Tabi servisin her dediğini de yapmıyorum o ayrı. Arka susturucu için 41 bin bakımında değişecek demişti ve 265 lira istemişti. Ama değiştirmedim. Ekim ayında Bilen egzost'a gidip 125 liraya değiştirdim. Yine o vakit akün değişmeli dedi ama değiştirmedim. Ona da 170 lira istemişlerdi. Bu yıl Ocak ayında Mutlu akü aldım ve ona da 125 lira verdim. Tesadüf yahu, egzost ve akü aynı para.
    Bu yıl yine yola çıkmadan yağımı değiştirdim sadece. Yine renault Servisine gittim. Sadece yağ + filtre + hava filtresi değişti ve 114 lira ödedim. Arabayı lifte kaldırdık ve baktık herşeyine. Çok şükür hiç bir sorunu yok. Yağımı değiştirirken ki kilometrem 53068 km. idi. Sadece ön fren balatalarım ve diskim değişecek o kadar. Ön fren balatalarımı ilk 30 bin km. de değiştirmiştim. 60 bin'e doğru ön balatalarımı ve disklerimi değiştireceğim. Diskler ilk kez değişecek. E yani diskler değişsin artık.
    Dediğim gibi, bu yazıyı yazma sebebim bu arabayı almak isteyene veya düşünene fikir olsun diye. Amacım altımda ki arabayı övmek değil. Ahım şahım bir araba değil. Sadece motoru ilk açarken iyi açtım, bilinçli açtım, bakımlarını aksatmadım, o büyük ve detaylı bakımı da zamanından önce yaptırdım ve şu an 55 bin km. de olan bir araba için faydasını görüyorum hepsi bu.




  • Gerçekten güzel ve keyifli bir yazı olmuş bir solukta okudum uzun yola gitmeyi bende sizin gibi severim aracınızın tüketim değerleride gayet iyi geldi bana üstelik aracınızın benzinli olmasına rağmen
  • Otomobil marka-model çokluğu,insanların farklı ihtiyaçları,zevkleri olmasından kaynaklanıyor.
    1000 Liradan 1 Milyon Liraya kadar otomobil mevcut.Herkesin bütçesi dahilinde kapısında bir aracı olmasını temenni ederim.
    Aynı sınıfta yer alan araçlar arasında bariz farklılıklar olduğunu iddia etmek te,
    alt segmentte yer alan aracı,nerdeyse 2 üst segmentte ki araçla kıyaslamak ta fanatiklikten başka bir şey değil..
  • Ne mutlu sana.İnsanın arabasını bilmesi güzel bir şey.Böyle uzun yazıları genelde okumam ama senin yazın çok sürükleyiciydi sonuna kadar okudumYalnız servise aşırı para ödemişsin.40 km de 1200 liralık bakım çok değil mi?
  • Biraz da fotoğraf ekleyeyim.

    Tesadüf bu ya, yıl 2008 ve Didim'e gittik. Dönerken İzmir'de benzinim bitti ve İzmir çıkışında rampa üzerinde ki Shell'den benzin aldım. Süslü benzinci diyorum oraya. yabancı müzik çalan, WC'leri gayet lüks ve temiz bir benzincidir. Geçen yıl yani 2009'da Bodrum dönüşü yine İzmir'de benzin bitti ve yine o süslü benzinci'den aldım benzini. O zaman da WC'leri temizdi. Ve bu yıl. Yani bir kaç gün önce pazar günü yine dönerken İzmir'de benzin bitti. Çektim yine o süslü sosyetik benzinciye. Ama WC'ler biraz pislenmişti. Süslü benzinci'den aldığım benzin ile İstanbul'a gelirim. Kalan benzini de İstanbulda bitiririm.
















    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi brkcad34 -- 20 Temmuz 2010; 10:30:37 >




  • Dikkatimi çeken nokta arabam bu yıl da beni mahçup etmedi, ağabeylerini görünce sağa çekmedi yazmışsınız. Sağa çekmek neden bir mahçubiyet konusu?
    Herkes bu şekilde düşünse trafik ne olur acaba?
  • Dönüş yolunda telefonum ile çektiğim birkaç kare'den bazıları.

    İlk kare Söke yolu. O yolu çok seviyorum. Geniş ve dümdüz bir yol. İkinci kare ise İzmir Otobanı ve çıkışa doğru. Üçüncü kare ise Gemlik civarında arabamın 55 bininci km. ye girmesi.













  • Gemlik çıkışında ki o büyük an. Genelde Ege tatilleri dönüşü hep Bursa'nın içine uğrarız İskender için. Ulucami'nin civarında Bursa Kebap diye bir yer. Ama trafiği hep sıkışık olur ve bunaltır insanı. Geçen yıl o geleneği bozup bu İmam ASLAN tesislerinde ki İskender İSKENDEROĞLU'nu keşfettik. Bu yıl da oraya uğradık. Tavsiye ederim.

    Ve şu mahçup etmedi yorumuma gelirsem; Sol şeride çıkmışım, rampa yukarıyım. Arabayı devirlemiş ve o yola girmişim. Dülşün şimdi çekmedi rampada sağa geçtim. E yani bunu sadece ben değil emin ol herkes böyle düşünür. Bir eda ile salına salına çıkıyorsan rampada sola kendinden emin bir şekilde var demek bir bildiğimiz ki çıktık. Çok şükür, sağa da geçmedik, o rampayı yedik.













  • Ve tatilin en zevkli yerine gelelim. 2007 yılından beri gittiğim yerlere diecast model de götürmeye başladım. Aslında öncesinde de götürürdüm ama fotoğraf çekmezdim. Mesela Antalya'ya 2007 model Mercedes GL 500, Altınoluk'a 2005 model Grand Cherokee, 2008'de Didim'e 2007 model Shelby GT 500, 2009'da Bodrum'a 2002 model 911 Turbo'yu götürmüştüm. Mesela 2007'de iş için gittiğim Qatar'a 2007 model Corvette Z06'yı götürmüştüm.
    Bu yıl ise evde ki otoparkımda bulunan 70 tana model arabanın içinden 2010 model sedefli beyaz renkli Mercedes E 350 Coupe'yi götüreyim dedim. Bu yılın popüler arabası bence E Coupe ve beyaz olanı özellikle her yerde karşısına çıkıyor insanın.

    Buyrunuz sizlere çektiğim 35 tane 1/18 ölçekli E 350 Coupe diecast model arabamın 3 karesi. E 350 ile gün batımı.
















    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi brkcad34 -- 20 Temmuz 2010; 11:00:39 >




  • 
Sayfa: önceki 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.