< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Link234 -- 25 Mayıs 2016; 21:55:00 > |
Bildirim
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Link234 -- 25 Mayıs 2016; 21:55:00 > |
Abiler VW'ye şiir yazıdm
Volkwagen Şiiri Almanya’nın halk arabasıdır, Bizim milletin araba değil babasıdır, Bilmeyen zanneder arabanın hasıdır, De get o yanı, kızdırma beni gardaş. Patates tipli arabayı on sene “yeni” diye satarlar, Gelen müşteriye kazığı kol boyu takarlar, İyi niyet adı altında senet yaparlar, Sende bit kadar akıl yok mu gardaş. Fabrika çıkar “bizim dsg patlak” der, Bizim şakşaçılar: “Alaman bu, sen parayı ver, ” Sonra kol boyu senetler, Kapına dayanır, aldanma gardaş. Dsg ısınır zorunlu mola verir yolda, Apaçilikten haftada bir karakolda, Isınan dsg bahanesi hazırda, Sigara molası veriyon demi gardaş. Premium dedim ömrümü yedin, Premiumu geçtim sen hiç araba da mı binmedin? Premium standart masalını yedin, Alice’in sana selamı var gardaş. İki kat fiyatlı arabayla karşılaşır aslan kesilir. Subaru'yu duyar Küçük Emrah gibi ezilir. Misafirliğe giderken motoru bozulur. Görüyoruz! forum var, haber var gardaş. Elin gavuru uzay gemisinden ilham alır, Bizim dobsbagenci patates tasarımı araba sanır, Fikire fukaraya, zengin premiyon ayağında takılır, Sende zerre kadar insafta mı yok gardaş. Performans performans dedin, Bende Lancer Evo falan zannetim, Binmekle en büyük hatayı ettim, Araban İihs’te başı kötü dağıtmış gardaş. Fındık motorda ne arar sürüş zevki, Öyle bir bahseder ki sanarsın Ferrari, Çekik gözlünün on senelik s2000’leri Bil ki aklını başından alır gardaş. Plastiği yumuşak, kapı sesi toktur, Bu masallara inanacak ahmak artık yoktur, İnanan adam gerçekten raporluktur, Gel bu kafayla devam etme gardaş. Şehir dışında sabit hız yüz kırk, Aracın yol tutuşu zaten tırt, Bizim akılsız be bilir ki nedir şerit Awd, kural diye bir şey duydun mu gardaş. Zanneder Almanya dünyanın en büyük gücü Beş senede harcadılar sevgili deden Adolf’ü Dünyayı bin sene idare eden Atilla’yı, Yavuz’u Bilmezsin, bilemezsin cahilsin, özentisin gardaş. Forumda demogoji yaparsınız iyi bilirim, Teker teker değil alayınız gelin, Alacağınız hazırdır bunu böyle bilin, Kırk tane deli bir akıllı etmez gardaş. Bana kedi ciğer muhabbeti yapma sakın, benim eski araçlarım bile alır senin aklın, Senin prestij, aşk dediğin passatın dereye yuvarladım, foto var gösterem mi gardaş? Gardaş gardaş dedim durdum, Gördüm ki birazcık sert vurdum, Hafiften fiyakanı bozdum, VW’nin havası yeter, demi gardaş. Ne Japon ne Almandır derdim, Milletimin parası boşa gitmesin; sen olayı sezdin Bu üniversitede torpil olaylarından bezdim Kendimi şiire, kitaba vurdum gardaş. Subarucu Aşık Muradi bıraktı artık sazı Yerlidir, Japondur bu işin gerçek özü, Bitsin artık bu masal geçtin yolunmuş kazı, Yeter de bu yalan işe gardaş. |
Arkadaşlar 46 sayfa yorumu okudum ve 10 günlük xv kullanicisiyim. Bazi arkadaşlar yakita çok takilmislar bu araç 1 lt ninhesabini yapacaksanız sizin araciniz değildir dizel hyndai almanizi tavsiye ederim. Subaru özellikleri olan ayricali bir aractir. Kullanicisi özeldir bilgilidir ayşe teyzenin bildiği alacagi bir araç değildir. Dünyanın kabul ettiği ustun bir yol tutuş ,çekiş ,motor sistemine ve saglamligi ile isim yapmis kalburüstü japon otomobilidir. Amaci benim gibi sağlam,sorunsuz beni karda kista ,çamurda güvenilir bir şekilde taşıyacak dağa tepeye viraja sokacak araba isteyenlerin alacagi bir aractir. Önceliğiniz benzinse dizel dsg ki golf alin sonra o sanzimandan gelen sesle yasayin .merak eden google te dsg yazsinda şikayetleri okuyun. Sanzimana 12.0000 TL ödeyen VW,Audi, sahiplerine sorun yakit ekonomisi araçlarini. VW bile kabul etmiştir dsg sorunlarini ,konuya inanmakta zorluk çeken alman mühendisler İst gelip konuyu arastirmis ve sebep olarak yoğun İst trafiğini göstermiştir. Aynisi 4 sene önce mm sanzimanla Toyota bin başına gelmiş insanlar isinan sanziman yüzünden yollarda kalmistir .durumu fark eden toyata hemen sanzimani değiştirmiştir. O yüzden iyi arastirip araci ne şartlarda kullanacaginiza gore karar vermenizi ve iyi arastirmanizi tavsiye ederim. 1 lt benzin hesabi yüzünden kactiginiz tam otomatik sanzimanlar en sorunsuz makinelerdir japonlar bu yüzden yari otomatik sanzimanlara henüz el surmemektedir. Audi a3 u ile mahkemelik olan arkadasim var audi dersiniz bide. Peki niye audi üst modellerinde dsg kullanmıyor ? Vw neden toureng ve amarokta dsg kullanmıyor ? Yakiti bir kenara birakin ve sorumsuzluğu temel alarak bir arastirin bakalim karsiniza hangi markalar cikacak ??? Bilgi çok değerlidir ,syg.
|
Öncelikle herkese merhabalar, ben 2013 yılından beri forumun gölge takipçisiyim. Hevesle ve elimden geldiğince her gün forumu ziyaret etmeye çalışırım. XV sahibi bir aile babası olarak diğer kullanıcıların aracın kendisi hakkında görüşlerini, bakım, onarım, sorunlarını ve deneyimlerini merakla okurum.
Yıllardır forumu takip ettiğim ve hep yorumlarımı kendime sakladığım için sizlere bugün düşüncelerimi uzun bir yazı ile paylaşacağım umarım fazla sıkılmazsınız. Bölüm 1 – XV’ yi Nasıl Aldık 2013 yılında eşimin 1.4 otomatik Polo’ su artık 80.000 Km’ ye yaklaşmıştı ve kısmet olursa bebek sahibi olmak istiyorduk. Bu nedenle daha büyük ve güvenli bir araca geçmek istedik. Eşim yıllardan beri VW kullandığından kuzeni de Tiguan sahibi olduğundan ilk istenen araç doğal olarak Tiguan oldu. Tiguan’ la(1.4 TSI 4 MOTION Sports Sunroof) beraber tatile çıktığımızdan aracı ikimizde beğenmiştik. Amacımız Polo’ yu 26 -27 Bin TL’ ye satıp üstüne para ekleyip Tiguan almaktı. Eşim otomatik vites araç kullandığından ve 4X4 olsun dediği için bir tek dizel Tiguan bu kritere uyuyordu. Fiyatını görünce ve MTV sine bakınca yok biz başka bir araç bakalım dedim. Böylece sonraki hedefimiz Golf 1.4 DSG Midline oldu. O zamanlar fiyatı 52.000 civarındaydı. Eşimle beraber gittik Doğuş oto’ ya bulduk satış temsilcisine verelim bizim Polo’ yu alalım sizden Golf’ u dedik, satış temsilcisi kalan tutarı hesapladı parayı peşin verin sıraya girin 7 ay sonra aracınız gelebilir dedi. O anda benim elimde nakit para var nasıl sıra beklerim diye adama ve eşime söylenip oradan ayrıldık. Meğerse adamların tuzu kuru olduğundan bu olağan bir durummuş . Başladım ben diğer illerdeki yetkili satıcıları aramaya, bulduklarımızın ya rengi, ya donanımı isteğimize uymadı. Bu arada bari Comfort paket alalım derken zam geldi. Bizim aklımızdaki araç oldu 57-58.000 TL. İş yerinden bir arkadaşım 60-61.000 TL’ ye temiz ikinci el BMW 1 alın motor ve gövde yenilendi dedi(eski kasalar çok yakıyordu). Allah için Polo’ dan sonra yeni kasa BMW 1 aklımıza yattı. Eşim ile gittik yetkili satıcıya bindik sıfır, gıcır gıcır, ışıl ışıl BMW’ ye beğendik tabi. Bagajı küçüktü ama Polo’ nun ki de küçük dedik. Polo’yla da tatile gittik dedik. Tamam dedik madem paramızla golf alamayacağız bari temiz ikinci el BMW alalım dedik. İşte tam bu noktada benim gizli çalışmalarım gün yüzüne çıktı. Eşim ilk başta otomatik bir 4X4 istediğinden ve Tiguan pahalı geldiğinden acaba diğer seçeneklerimiz neler diye merak etmiştim. Doğal olarak her eşin yapacağı gibi öncelikle bir piyasa araştırması yaparak elimizdeki bütçe ile en iyi ne alınabilir(kendimce) diye başlamıştım araştırmaya. Akraba, dost, Google, “car review” kendi yaptığım araştırmalar sırasında SUBARU XV yeni çıkmıştı piyasaya ve görür görmez offff bu araç güzel olmuş demiştim içimden. Pek çoğunun garibine giden jantlar benim için bilim kurgu tasarımlarına yakın olduğundan ayrıca sevmiştim. Daha sonra internette bu forumda yazılanlar ile XV almak için eşimi ikna etmeye çalıştım . Subaru' nun kendisine özgü boxer motor, AWD ve güvenlik anlayışını araştırdım ama sizlere bunu anlatmama gerek yok zaten. Subaru alıcısı bu araçları rakiplerinin arasından özellikle almakta genelde. İlk hatamı burada yapmıştım, çünkü BMW showrom’ unu gezdikten sonra kalan zamanda eşime gel bir de Subaru’ ya bakalım aracı bir görelim, bakması bedava nasıl olsa diye ısrar ettim. Saolsun kırmadı beni gittik Subaru’ ya bindi XV ‘ ye ve oturur oturmaz “cık” olmaz dedi . Ben bile o kadar araştırma yapmama rağmen, elma ile armudu karıştırmayayım derken eşime tamam ikinci el BMW 1 alalım dedim ama her fırsat bulduğumda eşime XV’ yi empoze etmeye çalıştım. Temiz ikinci el 1-2 adet BMW’ yi elden kaçırınca İzmir’ de 6000 km’ de 65.000 TL’ ye XV var dedim eşime. O sırada eşim Nissan Qashqai’ ye bir bakalım mı deyince çıktık Nissan’ a oturduk içine, eşim gene “cık” dedi. O zaman otomatik 4X4 zaten ya yoktu ya da bütçemizin üzerindeydi tam hatırlayamadım şimdi. Oradan Opel Mokka’ ya baktık fiyat olarak olmaz dedik. Ford Kuga’ da güzel bir bakalım dedim ona “cık” dedi. Suzuki SX Cross vardı o da “cık” oldu. Sonra eşimi ikna edip tekrar Subaru’ ya gittik, XV’ ye binince e bu fena değilmiş dedi . O zamanlar Vitara ve ASX otomatik vites, 4X4, dört kapı kriterini karşılamıyordu o yüzden görmeye de gitmedik. Böylece eşimin XV’ ye aklı yattı, bu seferde ikinci el almayalım 3-5 bin fazla verelim 0 km alalım dedi. O zamanda 0 km elegance indirimler ile 68.500’ e geliyordu. Böylece ilk Subaru’muzu almış olduk. Eşimi ikna etmemdeki ve beni Subaru’ ya ikna eden en büyük özellik ise çocuk güvenliğinde en yüksek puanları almasıydı. BÖLÜM 2- XV Deneyimlerimiz ve Seyahatlerimiz Aracı 2014 ocak ayında aldığımız için ilk olarak; koltuk ısıtma, cam ısıtma ve buğu önleme sistemlerini kullandık. Açıkcası yıllar sonra koltuk ısıtma Ankara ayazında çok iyi geldi . Ayrıca buğulanan camları çok hızlı gideriyordu. Klima bize kuvvetli gelmişti. Hala da bir sıkıntı yaşamadan kışı rahat geçirmekteyiz. Geri görüş kamerası gerçekten ufak bir detay ama çok konforlu bir sistem, daha önce kullandığım sesli sensörlerin dıt… dıt… dıt… dıt dıt dıttttttt sesi beni bunaltıyordu ve arada yanıltıyordu açıkçası. Geri görüş kamerası ile ilgili olarak yaşadığımız sorun yurtdışı forumlarda da gördüğüm arada siyah ekran gelmesi. Vitesi değiştirip tekrar geriye aldığımda görüntü gelmekte böyle durumlarda. Belki de vites mandalını erken veya geç kullandığım için olabilir dedim kendi kendime. VW’ dan sonra kapı ve bagaj hissiyatları farklı geliyor. Bagajı kapatmak için abanmamak gerekiyor yavaşça bırakıp eğer kapanmazsa elle bir baskı uygulayıp “klik” sesi ile veya bagaj ışığı ile kapandığını anlayabiliyorsunuz. Biz Polo’ dan alışkanlıkla sert davrandık araca, ama üretim ve yaklaşım olarak firmalar arasında farka alıştık. Kapılar VW’ de gibi tokluk hissi vermediğinden acaba güvenli değil mi diye düşündürüyor ama güvenlik detaylarına baktığımda koruyucu barlar olduğunu tekrar hatırladım. Subaru’ nun güvenlik kafesi yaklaşımı zaten üst sınıf araçlarda görülen cinsten bence. Sürüş çok konforlu, yumuşak bir şekilde yolda süzülüyoruz. İlk bankette amortisörlerin ne kadar sert olduğunu sarsıcı şekilde yaşadık(aslında yüksek araç bir şey olmaz bir görelim dedim güm diye girdim Allahtan kendimize ve araca zarar vermedik). Bagajda stepne kısmında bulunan aletler hoplayıp zıplayınca ses olarak etkisini fazla hissettirmekte. Arkadaşım aracın en kötü özelliğini söyle dediğinde amortisörleri söylemiştim. Başka bir arkadaşımla bu konuda konuşurken boş ver böyle daha iyi yol tutuşuna katkısı olur demişti. Bu konuda züğürt tesellisi mi diyelim yoksa gerçekten böyle mi test etmedim zira aracı sakin kullanmaya gayret ediyorum. Geçen yaz tatilinde jeep CRD kullandım XV ‘ den sonra hem direksiyon hem de pedallar ağır geldi. 1-2 gün sonra CRD’ ye alışıp tatil dönüşü XV’ ye binince elim ayarım alışana kadar XV’ yi hor kullandım. Meğer araç basınca gidiyormuş . Ben genelde yavaş yavaş hızlanıp mümkünse frene basmamaya çalışıyorum. Yakıt konusunda kendi adıma memnunum LPG taktırmayı düşünmüyorum. Uzun yolda (İzmir, Eskişehir, İstanbul) giderken 100-105 km sabit hız ile 5.0-5.2 lt değerlerini düz yolda tutturuyorum. Gözüm zaten anlık yakıt tüketim değerlerini takip etmekte. Bu bilgilendirme ekranı da baya faydalı olmakta. Yokuş aşağı giderken ne gaza ne frene basıyorum. Araç zaten motor frenini otomatik olarak yapıyor. Yol bilgisayarında tüketim kısmı yeşile dönüyor en sevdiğim anlardan birisi açıkçası. Şehir içinde trafik akıcı ise 5,6-6,8 lt değerlerini görmekteyim. Durağan trafikte ise 8-10 lt gördüm (İstanbul’ daki arkadaşlar kızmasınlar lütfen bu mu sıkışık trafik diye). Kışın ayrıca takılan kış lastiğine göre tüketim artmakta. Dik yokuş inişlerinde L Modu’ na alıp mümkünse gene frene basmıyorum. Başlangıç hızı düşükse baya etkili oluyor. Yokuş çıkışlarda da bir ara L Modu kullandım. Ama L Modu’ nu güce ihtiyaç duyulan yerlerde ve inişlerde dikkatli kullanmaya gayret ediyorum artık. Araç ilk çalıştığında tüketim çok fazla oluyor 2-3 km’ den sonra motor ısınınca normal değerlere iniyor. Aracı kısa mesafe kullananlar anlık yakıt değerini görünce ürkmesinler Subaru bu konuda dürüst davranıyor sürücüye. Hızlanma konusunda benim zaten bir gayretim olmadığından, benzinin fiyatı ortada olduğundan ve biraz pinti olduğumdan beklentim yüksek değil. Aracın pedallarına nazik davranıyorum. Araçta buna göre tepkisini veriyor usul usul gidiyoruz. Bir kere dik yokuşta hızlanmam gerekti, gazı dibine kadar ısrarla bastırınca araç ivmelenerek beni şaşırttı. Açıkcası ben yığılır kalır diye bekliyordum. Bunu görünce arada sol şeritten kaptırıp çıktığım oluyor. 50-60 km’ lerden yokuş başlangıcında(kelebek dönüşlerden çıkış) benzine acımazsam 90-110 km ye ulaşabiliyorum. Akşam şehir trafiğinde zaten daha hızlanmıyorum önüm sağım solum dolu oluyor. Bu performans başkasına az gelebilir onu bilemem ama bana yetiyor. 100-110 ile giderken arkamdan gelen olursa yol veriyorum beni geçen zaten önümde başkası olduğundan ya yavaşlamak zorunda kalıyor veya makas atmaya başlıyor. Hayatımda makas atmadım. Bu yaştan sonra da atmaya niyetim yok eve, eşime, bebeğime sağ salim güvenli varayım başka bir şey istemiyorum açıkçası. Start Stop sisteminin neye göre çalıştığını tam anlayabilmiş değilim ama çalışıyor. Genelde klima açıkken devreye girmiyor bende pintiliğim tutarsa araç durmadan önce klimayı kapatıyorum. Bazen klima açıkken de start stop yapıyor nasip diyorum o zaman. Belli bir rutini yok bizim araçta bu zayıf akü alameti midir bilemedim. Kliması bize göre gayet iyi kuvvetli ve soğuk üfleyebiliyor gerektiğinde, hatta üşüyüp kapattığımız da oluyor. Sistemi arka koltuklara kadar uzatsalarmış iyi olurmuş diye düşünmedim değil. Telefonu bluetooth ile bağlamak gerçekten güvenli ve konforlu. Burada bahsedildiği gibi rehber siliniyor şimdilik gelen çağrılara yanıt verebildiğim için bana yetiyor kafama çok takmadım. Bilişim sektöründe çalıştığım için ne kadar elektronik entegrasyon varsa o kadar sorun yaşanır birebir yaşamaktayım. Belki de biraz gamsızım . Hız sabitleme uzun yolda gayet iyi çalışıyor. Kitapçığında belirttiği gibi yokuşlarda kontrolü geri alıyorum ve daha çok düz yollarda kullanıyorum o da ayağım uyuşmaya başlayınca. Hız sabitleme devri hep belli bir seviyede tutuyor ben yolun durumuna göre pedalı daha hafif kullanarak yakıt sarfiyatını biraz daha düşürebiliyorum. Kendimi bu kadar yormaya gerek var mı aslında yok maksat deneyince ne yapabildiğim. Sinyal ve far sistemleri ile ilgili olarak araca alıştık. Polo’ da sinyal kolunu bir kez hafif indirince 3-4 kere kısa sinyal veriyordu aynısını XV’ den de bekledik doğal olarak yapmayınca servisi aradım sıkıntı var mı diye sıkıntı yok böyle dediler. Bende küçücük baz model Polo’ muzda vardı bunda nasıl olmaz diye sitem ettim. Bu konuyu da elimi tam indirmeden hafif basılı tutunca sinyal veriyor çekince sinyal duruyor şeklinde yapıyorum arada. Eşim ilk başlarda akşamları aracın farı yanıyor mu diye çekinceye düştü, farların aydınlatmasına alışmak zaman aldı. Araçtan beklentimiz nedeniyle farları garipsedik. Koltukların mesafesi bize gani gani yetti ben 1.72 boyundayım. Uzun boylu arkadaşlarım araca bindiğinde hem önde hem arkada rahat ettiler. Arka koltukta dik durunca kafam tavana değmiyor(Mazda CX 3 ve Audi A3 sedan da arka alan basık geldi bana). Bagaj konusunda daha büyük olsa kimse hayır demez tabi ki ama işimizi de gördü. Örnek vermek gerekirse İzmir tatiline giderken 1 büyük boy valiz, 1 orta boy valiz (Tchibo da satılan plastik olanlar), Mama Papas Urbo 2 bebek arabası(tekerleri gövdeden çıkardım), 2 sırt çantası puzzle gibi 5 denemeden sonra sığdı. Bir keresinde İKEA fırsat köşesinden 2.36 mt’ lik Pax Gardrop aldım. Bunlar teşhir ürünü oluyor genelde, kışlık yazlık hurçları kaldırmayalım ucuz yollu bir dolap alıp indir kaldır yıka ütüle derdinden kurtulmak için. Kuzen ile beraber gittik, dolabı orada alınca size söktürüyorlar. Söktük bir güzel nakliyeye verirsek gelmesi 3-5 günü bulur hazır kuzen de yanımdayken araba yükleyebilirsek götürelim montajı yapalım iş bitsin dedik. 1 saatlik gayret sonucunda 2,36 mt lik dolabı tüm parçaları ile sığdırdık. Ben arkada dolap raflarının üstünde sırtım tavanda çıktık yola güvenli ve konforlu olmayan bir şekilde eve vardık. Arabaya sığdırdığımız 2,36 dolap iskeleti asansöre sığmadı(eski küçük asansörlerden) 8 kat yukarı elle taşıdık. O gün bir daha dolapları kendim taşımam dedim. Ver nakliyeye getirsinler evine üstüne bir de bahşiş ver adamların sonuna kadar alın teri var. Zira bizim asansörler sıklıkla arıza da yapabilmekte. Dolabı o gün bitirdik üstüne bir de parça arttırdık! Acaip bir gün olduğu için ve canımız çıktığı için görmezden geldik. Büyük resimde dolap taşınmış ve bitmişti. Bagaj Jeep CRD, Honda CRV kadar geniş olsun isterim tabi ama ne kadar ekmek o kadar köfte(köfte den beklentim öncelikle otomatik vites, 4X4, güvenlik, MTV, yakıt). XV’ nin bagaj hacmi kendi sınıfındaki rakiplerine göre ortalama veya ortalamanın biraz altında olduğu aşikar ama bu işimi görmeme engel olmadı. Lastikler konusuna gelince ilk yıl sadece üstünde gelen Geolander’ ı kullandık. Lastik bolca ses çıkartıyor özellikle AVM’ lerde ses artıyor. Geolander kışın bizi hiç üzmedi Kartalkaya ve Ilgaz’ a gittik geldik bana mısın demedi. Baharda yol ve çukurlu hafif arazide, yazın kumluk alanda sıkıntı yaşamadık. Bebek gelmeden önce güvenliği arttırmak için sürtünme direnci en yüksek(doğal olarak fren mesafesi kısa) olan Michelin Alpine 5 aldık. Arada bariz fark oluyor bu durum benzine ve sürüşe de yansıyor. Alpine 5 ile sanki bot giyip koşmaya çalışıyor araç, Geolander ise kuru yolda giderken yağmur başlarsa duruma uyum sağlayıp kimlik değiştiriyor gibi geldi bana bir anda yapışmaya başlıyor sanki. Lastikler ebatlarından dolayı pahalı yapacak fazla bir şey olmadı. Bir ara Starmaxx alsam mı diye düşündüm sonra gittim Alpine 5 aldım. Lastik değişimlerinde lastikçiler, 34 ps basıyorlar genelde ben de her seferinde kapı kirişinde ne yazıyorsa onu basın diyorum (32 ve 31 ps). Lastik değişiminde buna dikkat etmek isteyen olursa diye yazdım. Lastiklerden biri Kızılcıhamam gezisi sonrasında giren parmak boyunda bir vida yüzünden patladı. Hemen bagajda bulunan tamir kitini çıkardım ve kılavuzu okumaya başladım . Yarım saat sonra nasıl yapılacağı konusunda emin olduktan sonra ekipmanları bağlayıp lastiği şişirmeye başladım ki bir süre sonra lastiğin yanak kısmında beyaz dolgu sıvısı fiskiye şeklinde dışarı akmaya başladı. Tam o sırada arka tarafa koyduğum reflektörü 80 yaşına bir amca aracı ile ezerek kırdı böylece tamir kitinin yanakta meydana gelen patlamalarda işe yaramadığını farklı duygular eşliğinde anlamış oldum. Yeni araç alacak arkadaşlara tavsiyem şiddetle stepne isteyin. Boya koruma, motor koruma, koltuk koruma, camlara film veya farklı hediyeler değil stepne isteyin. Olay şehir merkezinde yaşandığı için çekici çağırdım ama uzun yolda, dağ başında sıkıntılı bir durum bu. Çekici ile ilgili olarak ta aracı teslim alırken burundan çektirmeyin aracı vinç gibi kaldırıp yerleştirin demişlerdi. Bu konuda dikkatli olmanızı da tavsiye ederim. Maalesef orijinal stepne çok pahalı onun yerine muadil bazı ince stepneler var. XV ile atlattığım badirelerden bazıları da sürüş ile ilgili, aracın verdiği aşırı güven duygusu ile araç kontrolleri 3 kez kritik yerlerde devreye girdi. İlkinde Kartalkaya’ ya ara köy yolundan giderken yol kenarları mıcırlıydı ben dahil kimse ne olduğunu anlamadan araç devreye girdi ve bizi daha riske girmeden, araç savrulmadan, kaymadan yolumuza devam ettirdi. Araç kontrollerinin çıkardığı ses gelene kadar ne olduğunu anlamadık. Bir diğeri kışın yoğun geçtiği bir günde önümdeki araç doğal olarak yavaş gitmekteydi, bende geçmek istedim. En sola yanaştığımda aracın sol tarafı ile sağ tarafı arasında kar kalınlığı farklı idi(aslında kar küreme aracı sol tarafa karları küremiş ve bazı kesimler buz tutmuştu) doğal olarak araç dengesini yitirmek üzereydi saolsun araç toparladı ve ne yapacaksın önündekini geçip usul usul git evine dedi resmen. Sonuncusunda da kuru yolda iki araç paralel 60-70 km hızlarda giderken sert bir dönüşe girdik(direksiyonu ani kırdım ve gaza bastım). Araç 1 sn kadar kayar gibi olurken araç dinamikleri devreye girdi ve yoluma devam ettim. Özetle benden kaynaklanan hatalı sürüşlerde XV en iyi ihtimalle maddi hasarlı kazalardan korudu. Polo varken veya eski araçlarımı kullanırken bu tür durumlarda asla aynı şekilde kullanmazdım o kısmı ayrı. Bu kritik durumları 60-80 km hızlarda yaşadığım düşünülürse Subaru’ nun AWD ve Araç Dinamiklerinin sıradan bir donanım olmadığını düşünüyorum. Neticede kendime çıkardığım ders şudur; hangi güvenlik sistemi ve teknoloji olursa olsun(önden çekişli, arkadan çekişli, 4 çeker) bunu devreye alacak kullanımlardan uzak durmak en iyisi. Araba da ABS var diye hızlı gidip ani fren yaparak ABS’ nin devreye girmesinin nasıl gereği yoksa, benimde Subaru XV’ nin araç dinamiklerini tetiklettirmemin bir anlamı yok. Evet sistem var ve güzel çalışıyor. Allah korusun kötü durumlarda araç elinden geleni en hızlı şekilde yapacak ama bu duruma bilerek veya aşırı güven ile girmemek riski bertaraf etmenin en etkin yolu. Yazımın başında belirttiğim gibi forumun gölge takipçisiyim, 23 Aralık 2015; 14:09:11 tarihinde skaratas1971 ‘ ın yazdıklarını okuyunca olay kendi başıma gelmiş gibi sinirlendim ve üzüldüm. Okuduklarıma inanamayıp 4-5 kere daha okuyup her seferinde daha da içime dert oldu. Subaru resmi sayfasında iletişim kısmından forumda yazılanları paylaşıp” ya göründüğünüz gibi olun ya da olduğunuz gibi görünün” diyerek düşüncelerimi paylaştım. Aynı gün Subaru’ dan Yargı Bey beni arayarak beyefendi ile görüşeceklerini ellerinden gelen yardım ve bilgilendirmeleri yapacaklarını bana da Subaru markasına olan güvenim nedeniyle güzel bir konuşma yaptık. Forumu güncel takip ettiğimde aynı gün 23 Aralık 2015; 20:40:23 tarihinde skaratas1971 yazdıklarını okuyarak içim rahatladı ve sevindim.http://forum.donanimhaber.com/m_67821168/mpage_89//tm.htm#113353921 ile yeni arabasını aldığında yazdıklarını da okuyarak içim iyice rahatladı. Gölge takipçi olarak, XV sahibi birisine ve Subaru Markasına bence büyük zarar verecek bir sıkıntının çözülmesinde katkım olmasından dolayı kendimi iyi hissettiğimi söylemeyelim. Bu olay kurumsal olarak çözülmeseydi bir daha Subaru almayacaktım. Almaya çalışana da mani olacaktım açıkçası. Örnek vermek gerekirse mahalle bakkalına sinirlendiğimden bir ekmeği almak için bile yan üşenmeyip yan mahalleye gittim. Yıllar sonra o bakkal kapandı, su sattılar sonra onu da satamayıp dükkanı kapattılar. Yıllık bakımlarda 2 yıldır Ankara Bayraktar’ a bırakıyorum. Serviste bulunan beyefendi ilgili ve bilgili fakat fiyatlama konusunda yüksek teklif veriyorlar. Burada forumda yıllık bakım ücretlerine baktığımda İstanbul’ dan telefonla alınan teklifleri karşılaştırdığımda bariz yüksek. İlk yıl indirim yapın bu rakamlar yüksek dediğimde sizlerin paylaştığı ortalama rakamlara yaklaşmıştım. Fakat bu yıl gene yüksek rakam verdiklerinde indirim yapmalarını istedim, VW tarafından transfer bir hanımefendi ile görüştürdüler ve gözümün içine baka baka yüksek fiyattan inmediler. Bildiğiniz üzere aracın periyodik bakımda değişenleri belli, bunların rakamları da belli. Bakım sırasında 5 Lt’ lik yapı 1lt’ den 5 parça ayrı ayrı fiyatlıyorlar(en azından faturada) bir de buradan fark biniyor. En son 760 TL civarında bir rakam ödedim 550 TL civarı İstanbul’ dan aldığım yetkili servis teklifi vardı. Servisten çıkarken teknik arkadaşa ellerinize sağlık dedim(kendisini ayrı tutarak) ama bu koşulda bir daha size aracı getirmem deyip ayrıldım. Tesadüfe bakın ki Anket için aranmadım. Bir daha ki sefere harcadığım paraya değsin diye aracı İstanbul’ a bakıma götürüp hem bakım hem eş dost gezmesini birleştireceğim. Bu arada hayatımda camdam dolayı hiçbir şey yaşamamıştım nasip bu XV’ ninmiş. Ön cama gelen taş yüzünden çatladı ve ilerlemeye başladı(erken fark edemedik). Kasko camı karşıladığı için ilk önce kaskonun anlaşmalı camsına yönlendirildim. Araca uygun cam ne yan sanayi de ne de orijinal de yoktu. Bu sefer yetkili servisi aradım, ellerinde cam vardı fakat anlaşmalı cam servisi olmadığı için 1000-1500 TL arası bir fark ödemem gerektiğini söylediler. Biraz kasko firması, biraz anlaşmalı camcı ile görüşerek işi tatlıya bağladık ve anlaşmalı camcıdan orijinal cam getirttirerek değişimi yapıldı. XV’ nin orijinal cam konusunda sıkıntısı şöyle yan sanayisi yok o yüzden kaskonuzu yaptırırken orijinal cam konusunda dikkatli olmalı ve bunu kapsayan bir kasko yaptırılmasında fayda var. Aracın hoşuma gitmeyen bence küçük detayları; anahtarı, ön koltuk yan plastikleri gevşek sanki bazen ara ara boşlukları var, ön kol dayama olmaması, arka koltukta bardaklık. Aracın hoşuma giden bence küçük detayları; Geniş aynaları, yüksek oturma pozisyonu, aracın genel, olarak düşük profili( yıkamacılar bazen çok bazen az para istiyorlar), Arka görüş kamerası, yağmur ve far sensörü(aslında bu özellikler bazı rakiplerinde binlerce liralık ek donanım olarak geçmekte acaba küçük detay dememek mi lazım bilemedim). Biz XV’ yi aldıktan sonra amortisör, iç dizayn konusunda etkileyici değişikler oldu. İnsan hay allah diyor ama fiyatlarda inanılmaz artışlar olduğundan iyi ki 2014 başında almışım diyorum. BÖLÜM 3 – Bugün SUV/Crossover Almak İstesem Durum Nedir? XV’ yi 2014 yılında almadan önce altta bulunan gibi bir excel hazırlamış kendime göre Subaru XV’ yi tercih etmiştim. Geçen zaman içinde bugün SUV/Crossover almak istesem altta bulunan excel’ e bakıyor olacaktım.2014 ve 2016 listesinde bariz fark Suzuki’ de bulunmakta. SX Cross artık satılmamakta, Yeni Vitara ise dikkat çekmekte. Fakat Suzuki’ nin Türkiye genelinde son yıllarda distribütörlük anlamında sıkıntısı bulunmakta. Şu an en hesaplı ve donanımlı araç Yeni Vitara ama yetkili servis bayi kanalı sıkıntılı XV ‘ ye göre (aracı canlı görmedim). Mazda CX 3’ ü açıkçası beğeniyorum ama bagajı XV’ den de küçük, arka tavan alçak ve yetkili servis/ bayi kanalı sıkıntılı XV ‘ ye göre. Fiat 500’ e ise çocukluğumdan kalma bir gözlemle baktığım için aynı paraya Subaru teknolojisini tercih ederim. Yoksa arabanın şurası kötü diyemem. Yanlış bilmiyorsam Jeep Renegade’ lerde Fiat 500 motoru kullanılıyor. Aynı motor, farklı marka biri 90 binlerde diğeri 120 binlerde. Subaru XV’ yi almadan önce yetkili servis sıkıntı olur mu sorusu vardı. Bu sorunu Ankara’ da oturduğum için pek dert etmedim. Ankara, İstanbul, İzmir, Bursa ve bazı illerde yetkili servis olduğundan ayrıca Ankara’da kaliteli özel servislerde olduğundan sıkıntı olursa gidecek yerim var diye düşündüm. Peugeot ve Citröen modellerine (Cactus’ un bilim kurgu tasarımı sevdim orası ayrı) sıcak bakmadığım için hiç eklemedim. Netice olarak XV’ imden son derece memnunum, iyi ki almışımız dediğimiz bir araç oldu. Yolda ve park halindeyken bence mütevazi bir çekiciliği var. Kendisini fark ettiriyor ama bunu sırıtarak, insanların gözüne far sokarak yapmıyor. Ankara’ da sıkça XV görmekteyim ve bazen yan yana veya konvoy gittiğimiz oluyor. Genelde yüzlerde hafif bir tebessüm oluyor. Bunun nedeni de Subaru markası, ve bizlerde yarattığı algı. Neredeyse Reklam yapmayan bir markanın genelde böyle bir imajı olması da farklı hissettiriyor. Eğer aracımızı bul yıl almak isteseydik bebek olduğu için CX3 elenecekti, 4X4 konusunda daha başarılı olduğunu düşündüğümüz Subaru ve Suzuki nedeniyle Fiat 500 düşünmeyecektim(benim şahsi düşüncem). Karar vermek için Subaru XV ve Suzuki Yeni Vitara arasında enine boyuna bir karşılaştırma yapmam gerekecekti. Subaru’ yu 90 yıllarda rallilerden takip edip bilgisayarda oyununu bile oynadığımız için ve yıllardır Forester’ ın klasik model olmasından dolayı beğeniye sahibim. Suzuki Vitara ise gene Swift ile beraber markanın demir baş araçları. Subaru XV’ yi satıp yeni Vitara alır mıyız? Zannetmiyorum(Suzuki sahipsiz kaldı, Subaru ise yaygınlaşmaya başladı) aracımızı seviyoruz ve iyi ki almışız... Sürç-i lisan ettiysek affola… Herkese selamlar sevgiler. |
yeni ogrendigim bir seyi paylasmak istedim . aynı teknik ozellikleri cok tasımasada (yol tutus surus guvenliği gibi) tiguan ın bagajı 470 lt olarak lanse ediliyordu. bende dısardan bakıyordum cok da geniş gelmiyordu ama neyse. subaru xv ninde eleştiri aldıgı notlardan biride (gunduz ledleri dısında) bagajının 380 lt olmasıydı. O aracın bagajı zaten 380lt imiş. yeni tiguan loungue (ust donanım) alan birisi ciddi ciddi hesaplamıs şaşırıp kalmıs. suv segmentinde engeniş bagaj hacmini sunuyorlardı kataloglarda. bagaj 380 lt cıkmıs. eger stepne boslugunu halıflex ile kaplatıp kullanırsanız 470 lt oluyormus. bu şimdi firmanın duzenbazlıgı degilmi yazsana net kullanım alanı 380 lt diye XV de yazıyor kullanım alanı 380 lt diye..
gerci boş bir yazı oldu galiba da yazayım dedim.. uc kagıda inanın cok şaşırdım ..buralarda dolasıpda bagaja takılanlar için....(o kadar agzına dolu ozellikden sonra , teknik kapasiteden sonra bagaj hakkındaki yazı da komik kaldı gerci) |
Selam dostlar bir ULUDAĞ deneyimi de benden,
Eşim ve oğlum ile cumartesi sabah vurduk yollara standart fabrikasyon lastikler olan GEOLANDAR lar var üzerinde. Bursa ya vardık çekirge den çıkışa geçtik. Biraz sonra kuyruk başladı. Jandarma tüm gelen araçları (otobüsler dahil ve iyi ki de dahil) durdurup lastik ve zincir kontrolü yapıp gönderiyor yada göndermiyor. Sıra bize geldi eğildi bi baktı dedi bunlar olmaz çıkamazsınız zincir takın. Tabii ben hazırım, Dedim ki bunlar aslında kış lastiği zaten bu araç full 4x4 çıkabilirim sen sorun etme.. Tabii ki tahmin edeceğiniz üzere dinlemedi, kenara çek ya zincir ya kar paleti bir şey tak yukarıda durum çok kötü yoksa olmaz. Haydaa XV zincir takacağıma geri dönerim daha iyi, naapsam derken, baktım yoğunlukta kim kime dumduma zaten. Aradan kaydım kaçtım Eee sonuç vurdun çıkıyorum, ama yol da giderek kötüleşiyor. İçimden diyorum ki eyy donanım haber XV başlığı yazarları size güvendim bu işe kalkıştım bakalım ne olacak. Bir süre sonra tipi ye girdim ki zirveye kadar ve zirvede de devam ediyor sonradan gördüm. Neyse ben devam ettikçe arkamdaki araçlar (zincirlisi, zincirsiz range Roverlar, tiguan, qaskhai neyse isim vermeye gerek yok ) bitti kayboldu. Ben aynen çıkıyorum. En son arkamda kırmızı mavi ışıklı bir resmi araç vardı bayağı geliyordu hatta acaba yolunu mu tıkıyorum diye biraz gaz verdim, o da görünmez oldu. Neyse önümü zor gördüğüm tipide çıktık zirveye, bu arada durup kalkış yaptığım da oldu atlamıyım yani. Çıkarken karşıdan gelen kar küreme araçları şaşkınlıkla bakıyordu. Ben yukarıda telsizden plakamı haber almış beni bekleyen jandarmaları bekliyordum ama o da olmadı. Birde milli park girişinde bir şey demediler. Bugün akşam dönüşte de yol açıktı zaten tatil dönüşü trafiği bile yoktu şükürler olsun. 7.4 ortalama yakıt ile geldim. |
Sayin Cansever/Hasanoglanli
Lutfen gidip Duster ve Tucson FanBoy'lugunuzu başka yerde yapar mısınız? Artık rahatsız edici olmaya başladınız. Biz bir grup XV sahibi zavallilarda musadenizle kendi halimize takilalim forumumuzda. Bizim ezikligimizi ve zavalliligimizi gormek istedikçe, ugrayin foruma. XV sahibi oldugumuz için nasil acilar icinde kivranip, boyle sefil bir arabaya mahkum oldugumuzu ve icine dustugumuz acınası durumu izleyip, için icin bize gülün. Ama lutfen insanlari irite etmeyin. Saygilarimla, |
Bugün şantiye servisi çamura saplanmisti. Transporter ile yerinden oynatamamislar. Birde ben deneyim dedim cikarabilecekmiyim diye. 6 tonluk ivecoyu saplandığı yerden çıkarabildik XV im ile. Xv güçsüz diyenlere cevap olur sanırım.
https://www.youtube.com/watch?v=dpvGQ7hbBU4 |
Merhabalar,
Uzun zamandır herhangi bir konuya yorum yapma ihtiyacı hissetmediğim için login olmuyordum dolayısıyla şifremi unutmuşum ve yeni hesap açtım. Konunun yaklaşık olarak son 150 sayfasını okudum. 2018 model Xtreme paket XV'ye sahibiz. Sahibiz diyorum, çünkü ben 24 yaşındayım ve araç babamın(Ben ondan daha çok kullanıyorum gerçi hehehe). Mart ayından beri aracı ben ve babam kullanıyoruz. Yorum yapabilecek kadar araç konusunda deneyimli olduğumuzu düşünüyorum bu yüzden almak isteyen veya kararsız kalmış arkadaşlara yol göstermesi açısından en önemli konuları özet geçeceğim. 1)Malzeme Kalitesi Aracın malzeme kalitesi ilk binişte sınıfı içerisinde oldukça kaliteli gelebilir. Gelmeli de zaten. Çünkü öyle. Kullanırken veya yan koltukta ya da arkada yolculuk yaparken gördüğünüz, kullandığınız, dokunduğunuz yerler gayet kaliteli. Fakat bazı yerlerde, çok da gözle görülmeyen, günlük kullanımda kullanılmayan yerlerde malzeme kalitesinde veya işçilik kalitesinde yer yer düşüşler görmeniz mümkün. Bu konuda sanıyorum ki Alman üreticiler hala bir tık önde. Alman'dan kastım da bu arada Vw. Opel falan değil yani. Premium markaları zaten saymıyorum. Fakat bu bahsettiğim şeyleri belki de başka bir kullanıcı farketmeden 100.000km bile binebilir. Dikkat meselesi. Zaten önemli şeyler de değil. 2) Konfor-Yol Tutuşu Arkadaşlar araç konforlu. Cidden öyle. Bakın Tiguan'dan falan daha yüksek bir araçtan bahsediyoruz. Basit fizikten az çok anlayan herhangi birisi yerden yüksekliğin artmasıyla ağırlık merkezindeki yükselmeden dolayı yol tutuşun düşeceğini bilir zaten. Fakat bu araçta öyle bir durum yok. Yolu da baya baya iyi tutuyor. Fakat bu nasıl sağlanıyor? Süspansiyonların biraz sert olmasıyla. Ama yine de güncel c sınıfı bir hb ya da sedan araçtan daha sert değil kesinlikle. Araç hem konforlu hem de yol tutuyor. Kusura bakmasın kimse. Bu konuda araca olumsuz eleştiride bulunamayacağım. 3)Performans Geldik zurnanın zırt dediği yere. Evet, rakım yükseldikçe motorun tıkanmaya başladığını hissediyorsunuz ufaktan. Fakat sağ şeride kamyonların, tırların arkasına mahkum olmak gibi bir durum kesinlikle yaşamadım. 2000-2200 rakım gibi yerlerde otoyolda gayet 90-100(hatta 110) km hızlarla 3000-3500 devirlerde virajlı rampa tırmanıyorsunuz(Yazın klima da açıkken). Ha ama dur şöyle 120-130 hızlanmaya çalışayım derseniz (tekrar söylüyorum yüksek rakımda virajlı rampada) üzülürsünüz. Ha buna da gerek var mıdır yok mudur tartışılır zaten. Bizim arabayı alırken ailecek önceliğimiz güvenlikti. Bu araç bunları sonuna kadar sağlıyor. IIHS testlerinin sonuçlarını bilmeyen araştırıversin. Gelelim şehiriçi kullanımına. Ankara-Çankaya'da yaşıyorum. Bakın 24 yaşında otomobil hastası birisiyim. Ancak trafik kurallarına ve güvenliğe her şeyden çok önem veririm. Araçta şehiriçinde çekiş sıkıntısı yok. Şöyle izah edeyim. Herhangi bir yolda güvenlik faktörlerini göz önünde bulundurarak gidebileceğiniz maksimum sürati düşünün. Bu araba o sürate kolaylıkla çıkacaktır. Şimdi üzerine 10-20km daha ekleyin. Yine çıkacaktır. Fakaat burada bir alışma süreci sözkonusu. O alışma da motor için değil, şanzıman için. Arabayı kullandıkça gaza nerede ne şekilde basmanız gerektiğini anlıyorsunuz. Şanzımanın çalışma şeklini anladıkça da ayağınızı gaza ona göre koyuyorsunuz, çekiyorsunuz. Otoban faresi değil tabi ki. Ama onu isteyenin de zaten bu aracı alacağını düşünmüyorum. Özet dedim, uzun oldu. Uzun diye okumadan geçmezseniz eğer sizin için faydalı olur diye düşünüyorum. Hepinize güvenli, sizi mutluluğa götürecek sürüşler diliyorum. |
Düşüncelerinize birebir katılıyorum . Bu arkadaşın tek amacının son derece seviyeli geçen bir forum ortamını sabote etmek olduğunu düşünüyorum. Ben XV Aracım ile bir kış geçirdim ve son yılların en sert kışının en kötü havalarında Uludağ'a bir çok kez ailecek çıktık. İlk defa Uludağ'a zincirsiz bu kadar rahat çıkılabildiğini gördüm . Ağır offroad ortamında ne yapar bilmiyorum , umursamıyorum da . En zorlu kış ortamında beni ailecek güvenli bir şekilde tatile götürebiliyorsa , kardan dolayı taksiler bile zincirle dahi yola çıkamazken rahatça beni işe götürebiliyorsa , simetrik yapısından , boxer motorun yerleşiminden kaynaklanan yol hakimiyetinden dolayı her şartta güvende hissetiriyorsa benim aracım budur. Gerisi de teferruattır . Allanlara hayırlı olsun , alamayanlara Allah nasip etsin diyelim ..
|
|
|
|
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Link234 -- 14 Aralık 2012; 10:23:24 > |
|
|
|
|
|
|
|
|
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi burakalisari -- 3 Ocak 2013; 19:26:40 > |
|
|
|
|
|
|