Şimdi Ara

SİMİDİN İKİ YARISI

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
2
Cevap
0
Favori
442
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • SİMİDİN İKİ YARISI


    İlkokula başladığımız günü hatırladın mı?
    Aynı sırayı kapmıştık koşarcasına
    Nasıl da sevmiştik birbirimizi
    Dost olmuştuk taparcasına
    Tanımadan bilmeden kimliğimizi.
    Hangimiz simit alsak bölerdik orta yerden
    Yarısı senin yarısı benimdi
    Hastalansan, bir gün okula gelmesen ya
    Yarısı paketlenir, yarısı boğazıma düğümlenirdi
    Her şeyi böler paylaşırdık
    Artık simidin iki yarısı olmuştuk
    Simidin iki yarısı

    Hatırladın mı?
    Cebimizdeki bozuklukları
    Döker masanın üstüne sayardık
    Farketmezdi, bende fazla sende eksik
    Oldu mu iki bilet parası, haydi sinemaya.
    Film de kafamıza göre değildi ya
    "Gönül Yarası",
    Olsun biz yine giderdik.
    Maksat birliktelik...
    Hatırladın mı?
    Resim öğretmenimiz mum boya istemişti
    Kuru boyalar zaten harçlığımızı bitirmişti
    Bir kutu alıp da bölmüştük renkleri
    Ne farkederdi;
    Birlikte boyamıyacak mıydık resimleri?
    Sen de saklar mısın hâlâ?
    Atmamışım küçülmüşleri
    Bende siyahı, sende sarısı, kalemler...
    Kalemler bile simidin iki yarısı

    Hayallerimizi de paylaşırdık,
    Hatırladın mı?
    Ben de evlenecektim ileride, sen de.
    Benim kızım, seninse oğlun olacaktı
    Çoktan takılmıştı isimleri de.
    Dostça, kardeşçe
    Sevmeyi öğreneceklerdi, kenetlenmeyi
    Dahası, bir simidi ortadan bölmeyi
    Kimbilir, severlerdi birbirlerini aşkla
    Belki de evlenirlerdi
    Ne güzel hayallerdi

    Benim kızım,
    Senin oğlunun karısı, hayaller...
    Hayaller bile simidin iki yarısı
    Ne kadar oldu görüşmedik bilmiyorum
    Kayboldun birden
    O günden beri simidin yarısı elimde
    Yarısı boğazımda düğüm
    Ben şerefli bir görev aldım orduda.
    Kızım büyümekte
    İsmi de kararlaştırdığımız gibi,
    Ya sen?
    Hep seni merak edip durdum,
    Evlendin mi, oğlun var mı?

    Ta ki...
    Kanımı donduran o güne kadar
    O harekât gününe...
    Savaş alanındaydık, senin elinde silah
    Benim elimde silah
    Savaşmak zorundaydık
    Bire-bir bırakmıştı kader
    Ölmek-öldürmek değildi beni kahreden
    Bir can borcumuz vardı,
    Ha bugün, ha yarın ödenecekti zaten
    Ne düşündüğünü bilememek
    Ve öğrenememekti beni öldüren

    Kıpırdamadan duruyordun,
    bir heykelden farksız bir ölüden sessizdin.
    Davranmaman şaşkınlık mı
    Yoksa sevginin bedeli miydi, bir bilebilsem?
    "Davran" diyordum.
    Seni öldürmem için yüce bir sebebim var,
    Ölmem için de.
    Vatan-Millet sağolsun
    Yine de istiyordum
    Kendime ait bir sebebim olsun
    Tüm savaşlar sevgiyi kurtarmak içindir.

    Bir simidin bedeli; sevgiyle ödenirmiş.
    Bir sevginin bedeli; ölüp, ölüp dirilmekle
    "Davran, seni bu şekilde öldüremem"
    Sesim, dağlara çarpıp yankılanıyordu
    Öldürsem de ölmüştüm, öldürmesem de
    Ne Vatanıma ihanet edebilirdim, ne de sevgine

    Belli ki, sen de keskin nişancıydın, ben de
    Yoksa gönderirler miydi bizi birbirimize?
    Aynı anda karşılıklı iki kurşun ve iki beden,
    Düşen, beyaz karlar üstüne sızan,
    Kanımız değildi.
    Hani, lisenin köşesinde takıldığımız
    Kafe vardı ya...
    İçtiğimiz tavşan kanı çayların demiydi.

    Cebimizden çıkan üç-beş kuruşu gördün mü,
    Sende eksik, bende fazla, ne farkeder?
    Tam iki bilet parasıydı.
    Bu film de kafamıza göre değildi ya
    "Gönül Yarası..."
    Olsun, maksat birliktelik, haydi sinemaya.

    Hasretten açık kalan gözlerimizde
    Son hayallerimizi gördüm;
    Benim kızım senin oğlunun karısıydı.
    Beyaz karlardan
    Bedenlerimize yansıyan ışığı gördüm;
    Güneşin sarısıydı.
    Ellerimizde sımsıkı sarıldığımız
    Ve gevşeyen avuçlarımızdan kayan
    Simidin iki yarısıydı.

    Duyuyor musun?
    Şimdi arkamızdan yalan yanlış zanlar
    "Aynı anda ikisi ha", yanlış yargılayanlar
    Al eline kalemi, yazalım taşımızı.
    Bende siyahı, sende sarısı
    Söylesin taşlar, söylesin yazgımızı
    "-Çekinmedim Vatan uğrunda öldürmekten"
    "-Kaçınmadım sevgim uğruna ölmekten"
    Kimdi bizi bize böylesine düşman eden?
    Şüphesiz ki, yaşarlar bir simidi ikiye bölmeden
    Yarısı sende yazsın, yarısı bende
    Bizi kim anlar? Ancak zamanlar...
    Bir simidi ikiye bölen zamanlar, zamanlar...
    Zamanlar bile simidin İki Yarısı,
    Simidin İki Yarısı...

    Zehra Birsen Yamak


    kimse simidini tek başına yemek zorunda kalmasın... şimdiye kadar dostça yaşadığımız kişilere sesleniyorum... simidin iki yarısının da unu, suyu, tuzu aynı toprağın, gelin paylaşmaya devam edelim ama bölmeyelim...



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Abdullah Alpaslan -- 5 Nisan 2005, 2:43:27 >







  • UP
  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.