Re-Pie Portföy TurkNet’in yüzde 40’ına ortak oluyor (3. sayfa)

Görmüşken yazayım Türknet pişmanlıktır  

THY gibi Aselsan Havelsan gibi özerk bir kurum olmalıydı devlete bağlı ama özel bir yapıda olmalıydı 657 tabi olan kişiler zaten maaş geliyor ha 1 saatte işi yapmışım ha 5 saatte kafasına giriyor.

Tabiki de bu şekilde olmamalıydı.

Türk Telekom demek ülkenin haberleşme kaynağı demek arap bir şirkete türk bankalarından çekilen kredi ile verildi sonuç olarak altyapısal olarak gelişme sağlandı fakat Türkiye'ye borç bırakıldı ve bu borcu ödemekle uğraşıyor sonuç olarak ucu gene bize dokunuyor kimden çıkaracak bu paraları telekom müşterilerinden ne yazık ki fahiş fiyatlara internet kullanıyoruz.

Türksat kablonet'e bakın mevcut olduğu illerde gram bir metre bile ilerlemiyor şu anda kamuda.

Aslında iş BTK'da bitiyor bütün İSS'lere gelirlerinin %10'luk bedeli kadar son kullanıcıya fiber altyapı çekeceksiniz maddesini koymasa onlarda keyiflerine göre düzen kurar.

Tüketiciler olarak biz uğraşıyoruz çabalıyoruz.İnternetimizin her gün daha iyi olması için gayret ediyoruz edeceğizde.

Merhaba Telekom süreci ile ilgili bizimle paylaştığınız bilgiler için teşekkür ederim Türknet başlığı altında bu bilgilerin kaybolmaması adına yeni bir konu başlığı altında tüm yazılarınızı toplarsanız daha sağlıklı olacağını düşünüyorum.

Turknetten bir ben memnunum galiba.

Yalnız Turknet'e geçecekler için bir tüyo vereyim, eğer eski servis sağlayıbınızdaki altyapınız iyiyse eskisini kapatıp geçmeyin. Hattınızı taşıtın. Yoksa yeni portta sıkıntı olabiliyor.

Merhaba hocam, tavsiyeniz için çok teşekkür ederim. Esasında ben bunları konulaştırmak çekiniyorum, çok tepki çekeceğimi düşünüyorum. Belki bir 15-20 sene sonra toplum biraz daha anlayışlı olabilir. Yine de gerçekten bir faydası olacaksa belki konulaştırabilirim.

Hocam katılmakla birlikte bir konuda düzeltme yapmak isterim. Borç kimseye kalmadı hocam. Borç OTAŞ'ın elindeki hisselerin, LYY'ye devredilmesiyle kapandı. Yani bankalar acısını çıkartmak için Telekom'un ürün ve hizmetlerinin fiyatlarını yüksek tutuyor diye düşünmek büyük bir hata olur çünkü bankalar Türk Telekom'un Üst Yönetimie karışmazlar, yalnızda Yönetim Kurulu'nda temsil haklarını kullanarak azalar barındırıyorlar. Bu konuda zaten esasında Doany'nin bahsettiği Yeniden Yapılandırma süresi, OTAŞ'ın hisse devri sürecinde Türk Telekom'un zarar görememesi için hissedar işlerinden şirketin yönetiminin ayrılması idi aslında.

Türk Telekom'un (aynı zamanda Turkcell'in de) pahalı olmasının altında yatan sebep çalıştıkları karlılık oranıyla alakalı. Farz edelim ki finansal olarak olağanüstü derecede olumlu bir ortam olsun yine de bu şirketler %45-50 FAVÖK Marjından aşağıda çalışmayı muhtemelen göze almayacaklardır. Esasında temel sorun burada Türk Lirası.

Borçlar konusunda da bir not ekleyeyim. Oger Telecom'un bankalara olan borcu hiç bir zaman Türk Telekom'a ait bir borç olması, ayrıca yine bu durum Türk Telekom'a herhangi bir mali yükümlülük veya ödeme yükümlülüğü yüklemedi. Türk Telekom'un kendi kullanmış olduğu krediler ve ödemekle yükümlü olduğu borçlar tamamen Türk Telekom'un kurumsal yapısı içerisinde Türk Telekom Üst Yönetimin aldığı kararlar neticesinde ortaya çıkar. Bu borçlar da şirketin faaliyetleri üzerinde, yan, ürün ve hizmet fiyatları üzerinde doğrudan bir etki yapmaz aslında, mesele tamamen şirketin hangi karlılık oranında çalışmayı hedeflediğiyle alakalıdır. Zaten bu yüzden finansallarda şirketin performasını görmek için Net Kar'dan ziyade FAVÖK'e ve FAVÖK Marjı'na bakarız.

Konu ile ilgili inanılmaz bir bilgi kirliliği var insanlar doğruları bilmesi açısından iyi olur. Hakim oyuncu olarak hala mevcut olmaları düzenleyici kurumların etik sorunları (telekom icra kurulu ile düzenleyici kurumların organik bağları)

Katılıyorum hocam.

Esasında Türk Telekom'un sürekli bir bağı olduğunu söyleyebiliriz. Şuan Türk Telekom'un organizasyon yapısında herhangi bir icra kurulu bulunmuyor. İcra tamamen Üst Yönetim'e ait. Yönetim Kurulu ise icracı değil. Yönetim Kurulu Başkanı da Ömer Fatih Sayan, biliyorsunuz UAB bakan yardımcısı kendisi. Tabii etik olarak tartışmalı olabilir ancak ben bu kararda şu durumun etkili olduğunu düşünüyorum. Türk Telekom'un esas sözleşmesinde bu konu hakkında yanılmıyorsam net bir hüküm yer almıyor ancak Yönetim Kurulu Başkanlığı için A grubu hisse sahibi aday gösterir. Ömer Fatih Sayan ise yanlış hatırlamıyorsam Hazine ve Maliye Bakanlığı'na ait olan imtiyazlı hisseyi temsil eden C grubu hisseyi temsilen Yönetim Kurulunda. Peki neden eskiden olduğu gibi Yönetim Kurulu başkanı A grubu hisse temsilcileri arasından, Başkan Yardımcısı da B veya C grubu hisseyi temsil eden azalar arasından atanmadı da, Yönetim Kurulu Başkanı C grubu hisseyi temsil eden azadan, Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ise A grubu hisseyi temsil eden azalardan seçildi derseniz benim tahminim şu.

Önceki sayfada attığım Doany'nin konuşmasında bahsettiği yenliden yapılandırma sürecinde OTAŞ hisselerinin LYY'ye geçmesi sürecinde bankaların şirket işleinden bağımsızlığının sağlanması amacıyla böyle bir karar alındığı düşüncesindeyim. Tabii burada sebebi ne olursa olsun etik tartışmaları meydana gelebilir.

Eskiden ise, Doany'nin ilk döneminde yani, özelleştirmeden sonraki dönemde Paul Doany (murahhas aza), Prof..Dr. Metin Ercan (Murahhas aza) ve Emin Başer'den oluşan bir İcra Kurulu vardı. Prf.Dr.Metin Ercan bir dönem Özelleştirme İdaresi Başkan Yardımcılığı yapmıştı aynı zamanda Boğaziçi'nde profesör kendisi. Emin Başr de zamanında RTÜK üyesi olarak görev yapmıştı kısaca bürokrasi ile ilişkili adamlardı. Lakin bu durum ne derece etik sorunlara yol açmıştır, meçhul ve ihtilaflı bir konu çünkü o dönemde özellikle Türk Telekom, Turkcell ile 3G ihalesi, numara taşınabilirliği ve arabağlantı ücretleri konusunda ciddi sıkıntılar yaşamıştı ve bunların doğrudan Türk Telekom lehine çözüldüğü de söylenemez.