Şimdi Ara

Diyeceklerim var!

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
41
Cevap
9
Favori
1.860
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
11 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 123
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • 11 Şubat 2015

    Her şey anlamsız geliyor. Okuduğum bölüm, gelecekte bu işi yapıyor olacağım düşüncesi hem anlamsız hem de korkutucu geliyor. Anlamsız gelmeyen tek şey motosikletin üstüne binip nereye gittiğini bilmeden gidebilmek. Bazılarınız diyecek e bin git kardeşim. O kadar basit değil herşey. Bunları yapabilmek için gerekli parayı elde edebilmek için çalışmak gerek. Ama çalışmak demek boş zamanın hiç olmaması demek. Robot gibi sistemin size dayattığı hayatı yaşamak demek. Sistemin bizlere dayattığı hayatlardan haberiniz var mı? Çalışmaya başlarsınız aşık olursunuz evlenirsiniz çocuk yaparsınız çocuklarınızı büyütmek için daha da çok çalışmaya başlarsınız ve ölürsünüz. Çok basit aslında. Ama ben bunları yapmak istemiyorum bunları yapmaktan korkuyorum.

    Anlamsız gelen birşey daha.. İlişkiler. İnsan ilişkileri. İnsan ilişkilerini hiç düşündünüz mü? Çıkarcılık, bencillik üzerine kurulmuş pis ilişkiler. Şunu unutmayın bir insanı sadece ailesi ve ailesi gibi gördüğü insanlar sevebilir. Onun dışındaki insanların hiç biri sizi sevmiyordur buna emin olabilirsiniz. Sizi neden sevsin? Sizi sevebilmesi için mutlaka ona bir fayda sağlamanız gerekmektedir. Kabul edin sizde bir insanı durduk yere sevemezsiniz. Tamamen mutualist yaşam tarzı. Örnek bir kızla bir erkek arasındaki ilişkiyi ele alalım. Bir kız neden bir erkekle beraber olur? Seks, para. Bu kadar iki madde. Bazı kızlarda sadece seks için birlikte olur.Erkekler içinde aynı şey geçerli. Aşk yok inanmayın. Liseli kardeşlerimiz ne demek istediğimi kavrayamayacak büyük ihtimal "nasıl aşk yok bla bla" bağıracak. Varsın bağırsınlar biraz düşünmeye başladıklarında bana hak verecekler.Özetle aşk yok.

    Bir erkek birey olarak kızları ele almak istiyorum. Bundan bir kaç yıl önce şuanki sahip olduğum kişilikten çok farklı bir kişiliğe sahiptim. İnsanların dertlerini dinlemeyi onlara yardım etmeyi çok severdim. Artık böyle değilim. Neyse sebebini bilmiyorum ama kızlar benimle konuşmayı severdi. Dertlerini bana anlatmayı onları teselli etmemi severdi. Benim içinde hava hoştu çünkü ben iyi bir insandım ve insanlara yardım etmeyi severdim.Ama sonra farkettim ki o kızların bana hiç bir saygısı yoktu. Beni sadece kullanıyorlardı. Bu olaylardan sonra girdiğim her ortamda kızları gözlemlemeye başladım. Kızları tanıdıkça ne kadar şeytan olduklarını anladım. Her tanıştığım kız aynıydı. Çıkarcılar. Ama yeri gelmişken kızlar erkeklerden kat kat zekidir ama bunu kötü bir amaç için kullanırlar fakat zekalarını bu amaç için kullanırken gerçektende aşağılık ve gülünç durumlara düşüyorlar.Belki de kızlarda erkekler için aynı şeyi düşünüyorlardır bilmiyorum. Bu arada az önce annem aradı. Sadece nasılsın diye sormak için. Canım annem. Annelerinizi sevin değer verin.

    Not: Arada sırada böyle şeyler yazacağım. Kimler okumuş umrumda değil sadece yazmak istiyorum.

    12 Şubat 2015

    Okurken dinlemenizi tavsiye ederim.

    https://www.youtube.com/watch?v=Yyy4yaVwsv0

    Saat sekize doğru geliyor. Bütün gün cam kenarında oturup oldukça işlek olan caddeyi izledim. İnsanlar ne yapıyor böyle diye sorguladım. Anlamsız gelen birşeyler var! Bitmek bilmeyen araba trafiği. Evet çok anlamsız. Bu kadar insan koşuştururken benim bu hareketlilik içinde sabit bir şekilde onları izliyor olmam çok anlamsız. Bu anlamsızlık trafiği beni oldukça acıktırdı yordu. Kalktım yerimden ve birşeyler yedim. Tabiki yemeği pencerenin önünde yedim. Yemek yerken bile düşünüyorum. Etrafımda insan olmamasın sebebini düşündüm. Bu da anlamsız geldi. Etrafımda neden bir insan olsun ki? Siz tiksindiğiniz bir şeyi etrafınızda bulundurabilir misiniz? Eskiden iyi bir insandım ve insanlara yardım etmeyi severdim demiştim. Aslında şuan kötü bir insan mıyım bilmiyorum. Çünkü etrafımda insan yok. Ama bence kötü bir insanım çünkü etrafımda insan yok. Bundan bir kaç yıl önce yeterli sayıda arkadaşım vardı. Eh genellikle ben onları arar sorardım onları ben dışarıya çağırırdım. Çünkü ben iyi bir insandım ve insanların bana ihtiyacı olduğunu düşünürdüm. Bir gün aramayı bıraktım. Kimse geri aramadı. Kimse merak etmedi. Artık aramayı bıraktığıma göre insanları umursamadığımı göre kötü bir insandım. Sonra tiksindim. İnsanlardan tiksindim. Kazara beni gördüklerinde ise hiç aramadığıma dair sitem ediyorlardı. Haklılar ben iyi bir insandım ve insanları umursardım ama artık kötü bir insanım ve insanları umursamıyorum suç bende bana kızmalarını haklı buluyorum.

    Bugünlerde aşık olma duygum iyice körelmişti.Kesinlikle aşık olamıyordum kimseye bağlanamıyordum.Herneyse.Sizi hiç derinden etkileyen bir şarkı oldu mu? Hiç bir şarkıyı dinlediğinizde tüm saflığınızla gözyaşlarınız yer çekimine yenik düştü mü? Benim düştü. Muhtemelen şuan o şarkıyı dinliyorsunuzdur. Her neyse lise yıllarımdı. Bir kız vardı. Renkli gözlü güzeller güzeli. Aşıktım. Ama o kızın benim için fazla olduğunu düşünüyordum. Açılmaya cesaret edemiyordum. Bana bağırdığınızı duyar gibiyim. "Hani aşk yalandı hani aşk yoktu şerefsiz sus ve buradan git pis herif lanet olsun sana" Lütfen bağırmayın. Ben de sizler gibi var olduğuna inanıyordum aşkın.Bir gün o kız başka bir erkekle beraber olmaya başladı. Açtım ve o şarkıyı dinlemeye başladım. Işıkları söndürdüm. Tüm saflığımla ağlamaya başladım. Neden bilmiyorum ama dedem öldüğünde bile çok az ağlamıştım. Zaten epeyce yaşlıydı Allah rahmet eylesin. Her neyse bu olaydan sonra bana aşkta anlamsız gelmeye başladı. Neden ağladım diye düşünmeye başladım. Bunun üzerine yine mevcut aşkları incelemeye başladım. İnceledikçe inceledim. Aşklarda gülünç gelmeye başladı bana. İşte o zamanlar kesin tanıyı koydum. Aşk yoktu. Aşk yalandı. Aşk geçiciydi. Aşk bazı amaçlar için kurulmuş dengesiz bir köprüydü sadece.

    14 Şubat 2015

    https://www.youtube.com/watch?v=jQcBwE6j09U

    Bugün de diyeceklerim var. Bugün 14 şubat. Her anlamsız gelen gün gibi 14 şubatta sıradan bir gün.14 Şubatla ilgili birşey söylemeyeceğim.Umrumda da değil.Neyse iki gün önce son cümlemi tamamladıktan sonra laptopumu sırt çantama koyup çıktım evden. Benim için biraz da olsa anlam ifade eden insanların yanına gitmek için yola koyuldum. Ailemin yanına. Bazen böyle çıkışlarım olur birden evden çıkar yanlarına doğru yola koyulurum.Aslında biraz da yolculuk yapmayı sevdiğimden bu çıkışlarım. Yolculuk ederken duygularımı hisseder gibi oluyorum. Sizce duygularımız gerçekten gerekli mi? Bizi güçsüz kılanlar duygularımız değil midir? Yoksa duygularımız bizi biz yapan mıdır? Kaybettim duygularımı yıllar önce, bu satırları yazdığım ufak şirin anılarla dolu şehirde. Bu şehrin her sokağı benim için acı verici.Yinede vazgeçemiyorum bu yerden. Anılarımızdan kopamamak duygunun bir belirtisi mi acaba? Her geldiğimde annemin ve babamın gözlerine dalar giderim. Yaşlanmışlar. Bir gün gittiklerinde çekip gidebileceğim bana az da olsa anlam ifade edebilen bir yer ve insan olmayacak.

    Burada ki odamın penceresinin manzarası pek iyi olmasa da her zamanki gibi pencerenin önüne oturdum ve düşünmeye başladım. Bu şehirin bana yaptırdıklarını düşünmeye başladım tekrardan. Tüm sorunların benim kafamda olduğunu; henüz aslında sorunun insanlarda olduğunu anlamadığım zamanlarda psikiyatra gitmeyi denemiştim. Lise yıllarıydı. Adını bile hatırlamadığım ilaçları içerken bulmuştum kendimi. İlaçların yan etkisinden mi bilmiyorum ama korkuyordum. Kafamın her noktasında sancılanan bir korku. Gerçek korkuyu o zaman deneyimledim. Korkularım kendimi öldürmemi emrediyordu bana.Korkum geçmiyordu. O zamanlar arkadaşlık, dostluk kavramının varlığına da inanıyordum. Eskiden böyle biri değildim. Bazı insanlara dostum diyordum. Korkularımın hat safhaya ulaştığı bir gecede kendimi sokaklara verdim ve dostlarıma ulaşmaya çalıştım. Durumumu anlattım. Hiç biri beni önemsemedi. Yokmuşum gibi davrandılar. Haklılar. Sorunlu bir insanla kim uğraşmak isterdi ki? " Bir gün aramayı bıraktım. Kimse geri aramadı. Kimse merak etmedi." Bu sözlerim işte tam bu zamanlara tekabül ediyordu. Çok iyi hatırlıyorum. Nasıl unutabilirim ki işte o gece yaşadıklarımdan sonra eve döndüm annemin ve babamın karşısına geçip ağlamaya başladım. 18 yaşındaydım ve bu çocukça bir ağlayış değildi gerçekten ağlıyordum. Ağzımdan üç kelime çıktı sadece. "Bana yardım edin." Ettiler. Hemde koşulsuzca.Sanırım bu kadar anlamsızlık içinde bana biraz da olsa anlam ifade eden insanların neden ailem olduğunu anlamışsınızdır.

    10 Mart 2015

    Uzun zamandır birşeyler yazmıyordum. Daha doğrusu ne yazacağımı bilmiyordum. Hayatım öylesine boş öylesine amaçsız ve öylesine anlamsız ki bazen düşünmeyi bile bırakıyorum. Düşünecek birşeyler bulamıyorum. Düşünmek benim için çok önemli. Düşünmeyi bıraktığım zamanlar kendimi sıradan bir insan gibi hissediyorum. Sıradan.. Sıradan insanlar düşünmez sıradan insanlar hayatta kalmaya çalışır. Sıradan insan sıradan insandır işte aslında söylenebilecek birşey yok. Her gün sokaklarda, otobüslerde yüzlercesiyle karşı karşıyayız. Hiç birini sıradan oldukları için suçlamayın bende sıradan biri olabilmek isterdim.Herkes bir sistemi sorgulayabilecek kadar akıllı değildir. Kimisi sorgular belki karşı çıkar belki de elinden hiç bir şey gelmez sisteme maruz bırakılır. Kimisi sorgulamadan etmeden sistemin gücüne maruz kalır. Yani özetle sistemi yenmek zordur çoğumuz bunu gerçekleştiremeyiz. Herkes sistemi sorgulayabilecek kadar akıllı değildir dedim ama aslında sorgulayan mı daha akıllı yoksa sorgulamayan mı daha akıllı diye bu konuyuda biraz sorgulamak lazım. Sorgulayabilenler ve sisteme yenik düşenler sistemin kanatları altında yok olup gidecektir bir gün hem de en acımasız bir şekilde. En can yakan şekilde..

    Uzun zamandır insanlarla oturup konuşmuşluğum yoktu.Ama geçenlerde birileri ile konuşmak istedim anlatacak birşeyim yok dinlemek istedim sadece. Bu kişinin de kız olmasını istedim. Belki de içgüdüsel birşey biraz insan sesi duymak istedim. Belki de kendimi sıradanlaştırmaya çabaladım belki de düşüncelerimden uzaklaşma çabası.Belki de sadece testosteron hormonu.Sınıfımdan bir kaç kere muhabbet ettiğim bir kız vardı. Onu ders bittikten sonra birşeyler yemeye davet ettim. - Bazen olduğum kişiden farklı birine dönüşüp tüm düşüncelerimi silip atabiliyorum.Kendimle çelişebiliyorum- Kız tamam dedi gittik birşeyler yemeye. Kız anlatıp duruyordu. sürekli anlatıyordu. O an farkettim aslında bir insanın sesini duymaya ihtiyacım yokmuş.Anlatıkları anlamsız geliyordu işte. Herşeyin anlamsız gelmesi gibi o cümlelerde anlamsızdı. Kızı susturdum ve ben anlatmaya başladım. Burada anlattığım herşeyi anlattım bütün düşüncelerimi söyledim. Sonra kalkalım mı dedim. Kız anlam veremedi biraz bu duruma hem ben onu çağırmıştım hemde ben kalkmamızı istiyordum.Otobüs durağına kadar beraber yürüdük hiç bir şey konuşmadan. Otobüs durağına geldiğimizde beni öptü yanağımdan görüşmek üzere dedi.Beklemediği bir şey söyledim: "keşke sıradan bir insan olabilseydim". Neden sıradan olmak istiyorsun ki dedi. Herşey anlamsız gelmezdi ve yanımda biri olduğu için belkide mutlu olabilirdim.Belki de sadece birşeyler hissedebilirdim.Duygularım olabilirdi dedim.Bazen hislerimi duygularımı özler gibi oluyorum. Kulaklıklarımı takıp eve doğru yola koyuldum. Müzik insanı rahatlatıyordu. Eve gittiğimde direk uyudum ta ki sıradan ve anlamsız bir sabaha kadar.

    25 Mart 2015

    https://www.youtube.com/watch?v=9YguCkYy5Uk

    Günler çok hızlı geçiyor anlamadan. Anlamlandıramadan. Dün gece uzun bir aradan sonra kendimi yalnız hissettim. 13 milyonluk şehirde yalnız hissetmenin ironisini hücrelerime kadar hissettim. Özlüyorum insanları. Değişmemiş insanları ya da benim değişmediğim günleri. Benim düşünemediğim günleri özlüyorum. Tek korkumun sınavlar olduğu zamanları özlüyorum. Şimdi düşenecek çok şey var. Yalnızlık bunlardan da biri. Benim derdim yalnız olmak veya olmamakla ilgili değil. Yalnızlığa mahkum edilmiş olmamla ilgili. İnsanları tanıdıkça, insanları yaşadıkça insanlardan uzaklaştım içgüdüsel olarak. Hayatıma insanlar girmemeye başladı. Bir bir ayrıldılar hayatımdan daha öncede bahsettiğim gibi. Ancak yerlerine yeni insanlar koyamadım bir türlü. Nasıl koyabilirim ki insanlardan tiksiniyorum. Dün gece zor bir geceydi benim için. Bazen böyle zamanlarım olur sabahlara kadar uyuyamam. Sadece düşünürüm. Dün gece işte yalnız hissettim. Yalnızlığı gerçekten hissettim. Dünyada terkedilmiş, sıkışmış olarak hissettim kendimi. Siz hiç dünyada sıkışmış hissettiniz mi? Koskaca evrenin içinde sıkıştığınızı.

    Ölümü düşündüm dün gece. Eskiden bir inancım vardı artık yok oda terketti beni ve tanrıyı hissetmeyi bıraktım. Neyse ölüm. Düşündükçe cevap bulunamayan konulardan biri. Ölüm çok anlamsız geliyor.Öldükten sonrası koca bir hiçlik.Ama hiçliği düşünmek zaten imkansız. Hiçliği düşünebilmek hiçliği hissedebilmek için hiç var olmamış olmamız gerekiyor. Hiç var olmamış olmakta hiçliğin olmasını gerektirecek bir yaşamı yaratamaz bize. Yaşamanın bir anlamı olmalı. Ama yok anlam veremiyorum hiç birşeye. Duygularım yok insanları sevemiyorum, aşık olamıyorum normal insanlar gibi hissedemiyorum. Aslında 13 milyonluk şehirde yapayalnız olmak ironik değil, bir lanet bir ceza sanki.

    9 Ağustos 2015

    Üç buçuk ay falan oldu buraya son yazdığımdan beri. Hayatımda çok şey değişti. Mezun oldum. Kararlar vermek zorunda kaldım. Zor kararlardı ama bu kararları vermeden önce anadoluda bir kaç yeri gezdim. Aslen anadoluluyum. Ama doğduğumdan beri batı kültürüyle büyümüştüm. Aslımı iyice gözlemlemek istedim. Gittim gözlemledim. İnsanlık hala var biliyor musunuz? 3 hafta kaldım. İlk defa akşam Çayımı içerken ve bir insanla muhabbet ederken kahkaha attığımı hatırlıyorum. Genelde çayımı yalnız içerim. İnsanları pek sevmem. Çok sevdim oradaki insanları ve köylerini. Metropollerin büyüsüne kapılmış robotik insanlardan eser yoktu. Sanki bir duvar kalkmıştı insanlarla aramdan.Bir gün bende anadolunun bir köyüne yerleşip yaşayacağım.Ayrılırken ağladım.Sanki bir parçam koparılıyordu. Herneyse kararlar verdiğimi söylemiştim. Zor kararlardı. Okulum bitmişti ya hiç birşeyim olmadan çantamı alıp çekip gidecektim yaşadığım yerden ya da durup biraz para biriktirip hayallerimi erteleyecektim. Yapamadım çantamı alıp çekip gidemedim. Hem param olmadan nereye gidecektim ki?Doğrusu aileme bunu yapamadım. Çünkü onlara gerçekten değer veriyorum. Daha önceki yazılarımda da bahsettiğim gibi değer verdiğim nadir insanlardandır ailem.Şimdi bir işe girdim. Her gün sabahın köründe kalkıp bende o anlamlandıramadığım insanlar gibi işe gidiyorum akşam yorgun gelip uyuyorum. Hayallerimi ertelemek ve para biriktirmek için maksimum 10 yıl verdim. 10 yıl çalışacağım. Düşüncelerime oldukça ters biliyorum ama ben sabırlı bir insanım.Günün sonunda gülen ben olacağım buna eminim. Yada yılların sonunda.Ancak en büyük korkum tamamen robotlaşma düşüncesi. Eğer ya 10 yılın sonunda bende normal bir insana dönüşürsem? Aslında istediğimde bu değil miydi? Normal bir insan olabilmek. Ama en büyük korkumda normal bir insan olmak. Kendimle çelişiyorum biliyorum...

    13 Eylül 2019

    Yazmayalı 4 yıl oldu.

    Çelişmek. Tamamıyla kendimle çelişiyorum şu günlerde. Merak ederseniz eğer kapitalizme kaptırdım kendimi. Bile bile göz göre göre.Bunları yazıyorum ki hepimizin şuan mevcut yaşadığımız ülkede geleceğimiz sonu sizlere göstermek istiyorum.

    2015 yılında işe başladıktan sonra düşünmeyi tamamen bıraktım. İş yerinden biriyle tanıştım. Evlendim. İlginç değil mi? Aynı duygulara hala sahibim ama baskılamayı öğrendim. Önceleri kazandığım para güzel geldi. Her gece içmeler gezmeler. Beynimi uyuşturdum kısacası. Düşünmemek için. Karşıma biri çıktı. Garip bi şekilde benimle aynı duygulara sahip bir kişiydi. İşten fırsat bulabildiğim nadir zamanlarda onunla gezdim hep. Babamın arabasıyla yaklaşık 20000 km yol yaptım. Herşey güzeldi duygularımı baskılayailiyordum düşünmüyordum. Garip bi şekilde aşıktım da. Hani aşk yalandı çok dedim kendime ancak bütün aşık olma belirtilerine sahiptim. Evlenmek istiyordum. Ancak ne düğün ne de başka bişey istiyordum. Olmuyormuş kapitalizme bir kere kendinizi kaptırdığınızda herşeyi usulüne uygun yapmanız gerekiyormuş. 2500 liraya yüzük alıp evlenme teklifi ettim. Söz nişan düğün derken yaklaşık 60000 lira para harcadık. Hali hazırda borçlarını hala ödüyoruz. Tesellim beni kabul eden biri tüm düşüncelerimle tüm duygularımla. Ve kesinlikle benim kafamda biri. Belki hiç biriyle tanışmasaydım her allahın günü içecektim anlamsızca amaçsızca ama bu şekilde de kapitalizmin kölesi oldum. İki ucu boklu değnek.

    Özet geçmek gerekirse beni yakaladılar siz kendinizi kurtarın.

    Hoşçakalın..



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Dusaro -- 13 Eylül 2019; 20:57:47 >







  • Didnt read

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • okudum

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Joel Zimmerman

    Didnt read

    lol

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • okumadım



    Neden gif koyulmuyor



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Limonlu Maden Suyu -- 11 Şubat 2015; 19:51:46 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Biz ikiziz galiba. :) Her cümlene katılıyorum dostum düşüncelerinin %100 aynısı bende de var ben de bir arayış içerisindeyim bakalım

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Righte0us

    Biz ikiziz galiba. :) Her cümlene katılıyorum dostum düşüncelerinin %100 aynısı bende de var ben de bir arayış içerisindeyim bakalım

    Benim gibi düşünen birileri olmasına çok sevindim
  • insan ilişkileri konusunda haklısın. Çıkarcılardan nefret ediyorum

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Her kelimesine katılıyorum kardeşim benim.Bu monoton düzenin esirleri olmamızı istiyorlar.Kimileri bunu erken yaşta kimileri hiç anlayamadan ölüyor.++
  • yaz qnq bilki ben hep oquycam


    aqladım ;(
  • Kimse sistemi sevmiyor ama sistemi değiştirmek için birşey de yapmıyor.
  • Haklısın dostum, en çok koyanda sen dostlarının her kötü gününde yanında olmuşken onların seni çıkar için çağırdıklarını görmek oluyor..
    Sistem henüz başından insancıl bile değil, hayata uzak bir yaşam çalış çalış çalış 60 yaşına kadar çalış sonunda 1 ev belki 1 araba böyle bir hayat olamaz yaşamayalım daha iyi
  • quote:

    Orijinalden alıntı: GümüldürTİTAN

    Haklısın dostum, en çok koyanda sen dostlarının her kötü gününde yanında olmuşken onların seni çıkar için çağırdıklarını görmek oluyor..
    Sistem henüz başından insancıl bile değil, hayata uzak bir yaşam çalış çalış çalış 60 yaşına kadar çalış sonunda 1 ev belki 1 araba böyle bir hayat olamaz yaşamayalım daha iyi



    Aynen benim sorguladıklarım düşündüklerimde tam olarak bunlar.


    Bu arada yeni yazı ekledim okumak isteyenler buyursunlar okusunlar.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Dusaro -- 12 Şubat 2015; 20:18:29 >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: RancStone


    quote:

    Orijinalden alıntı: Dusaro

    11 Şubat 2015

    Her şey anlamsız geliyor. Okuduğum bölüm, gelecekte bu işi yapıyor olacağım düşüncesi hem anlamsız hem de korkutucu geliyor. Anlamsız gelmeyen tek şey motosikletin üstüne binip nereye gittiğini bilmeden gidebilmek. Bazılarınız diyecek e bin git kardeşim. O kadar basit değil herşey. Bunları yapabilmek için gerekli parayı elde edebilmek için çalışmak gerek. Ama çalışmak demek boş zamanın hiç olmaması demek. Robot gibi sistemin size dayattığı hayatı yaşamak demek. Sistemin bizlere dayattığı hayatlardan haberiniz var mı? Çalışmaya başlarsınız aşık olursunuz evlenirsiniz çocuk yaparsınız çocuklarınızı büyütmek için daha da çok çalışmaya başlarsınız ve ölürsünüz. Çok basit aslında. Ama ben bunları yapmak istemiyorum bunları yapmaktan korkuyorum.

    Anlamsız gelen birşey daha.. İlişkiler. İnsan ilişkileri. İnsan ilişkilerini hiç düşündünüz mü? Çıkarcılık, bencillik üzerine kurulmuş pis ilişkiler. Şunu unutmayın bir insanı sadece ailesi ve ailesi gibi gördüğü insanlar sevebilir. Onun dışındaki insanların hiç biri sizi sevmiyordur buna emin olabilirsiniz. Sizi neden sevsin? Sizi sevebilmesi için mutlaka ona bir fayda sağlamanız gerekmektedir. Kabul edin sizde bir insanı durduk yere sevemezsiniz. Tamamen mutualist yaşam tarzı. Örnek bir kızla bir erkek arasındaki ilişkiyi ele alalım. Bir kız neden bir erkekle beraber olur? Seks, para. Bu kadar iki madde. Bazı kızlarda sadece seks için birlikte olur.Erkekler içinde aynı şey geçerli. Aşk yok inanmayın. Liseli kardeşlerimiz ne demek istediğimi kavrayamayacak büyük ihtimal "nasıl aşk yok bla bla" bağıracak. Varsın bağırsınlar biraz düşünmeye başladıklarında bana hak verecekler.Özetle aşk yok.

    Bir erkek birey olarak kızları ele almak istiyorum. Bundan bir kaç yıl önce şuanki sahip olduğum kişilikten çok farklı bir kişiliğe sahiptim. İnsanların dertlerini dinlemeyi onlara yardım etmeyi çok severdim. Artık böyle değilim. Neyse sebebini bilmiyorum ama kızlar benimle konuşmayı severdi. Dertlerini bana anlatmayı onları teselli etmemi severdi. Benim içinde hava hoştu çünkü ben iyi bir insandım ve insanlara yardım etmeyi severdim.Ama sonra farkettim ki o kızların bana hiç bir saygısı yoktu. Beni sadece kullanıyorlardı. Bu olaylardan sonra girdiğim her ortamda kızları gözlemlemeye başladım. Kızları tanıdıkça ne kadar şeytan olduklarını anladım. Her tanıştığım kız aynıydı. Çıkarcılar. Ama yeri gelmişken kızlar erkeklerden kat kat zekidir ama bunu kötü bir amaç için kullanırlar fakat zekalarını bu amaç için kullanırken gerçektende aşağılık ve gülünç durumlara düşüyorlar.Belki de kızlarda erkekler için aynı şeyi düşünüyorlardır bilmiyorum. Bu arada az önce annem aradı. Sadece nasılsın diye sormak için. Canım annem. Annelerinizi sevin değer verin.

    Not: Arada sırada böyle şeyler yazacağım. Kimler okumuş umrumda değil sadece yazmak istiyorum.

    12 Şubat 2015

    Okurken dinlemenizi tavsiye ederim.

    https://www.youtube.com/watch?v=Yyy4yaVwsv0

    Saat sekize doğru geliyor. Bütün gün cam kenarında oturup oldukça işlek olan caddeyi izledim. İnsanlar ne yapıyor böyle diye sorguladım. Anlamsız gelen birşeyler var! Bitmek bilmeyen araba trafiği. Evet çok anlamsız. Bu kadar insan koşuştururken benim bu hareketlilik içinde sabit bir şekilde onları izliyor olmam çok anlamsız. Bu anlamsızlık trafiği beni oldukça acıktırdı yordu. Kalktım yerimden ve birşeyler yedim. Tabiki yemeği pencerenin önünde yedim. Yemek yerken bile düşünüyorum. Etrafımda insan olmamasın sebebini düşündüm. Bu da anlamsız geldi. Etrafımda neden bir insan olsun ki? Siz tiksindiğiniz bir şeyi etrafınızda bulundurabilir misiniz? Eskiden iyi bir insandım ve insanlara yardım etmeyi severdim demiştim. Aslında şuan kötü bir insan mıyım bilmiyorum. Çünkü etrafımda insan yok. Ama bence kötü bir insanım çünkü etrafımda insan yok. Bundan bir kaç yıl önce yeterli sayıda arkadaşım vardı. Eh genellikle ben onları arar sorardım onları ben dışarıya çağırırdım. Çünkü ben iyi bir insandım ve insanların bana ihtiyacı olduğunu düşünürdüm. Bir gün aramayı bıraktım. Kimse geri aramadı. Kimse merak etmedi. Artık aramayı bıraktığıma göre insanları umursamadığımı göre kötü bir insandım. Sonra tiksindim. İnsanlardan tiksindim. Kazara beni gördüklerinde ise hiç aramadığıma dair sitem ediyorlardı. Haklılar ben iyi bir insandım ve insanları umursardım ama artık kötü bir insanım ve insanları umursamıyorum suç bende bana kızmalarını haklı buluyorum.

    Bugünlerde aşık olma duygum iyice körelmişti.Kesinlikle aşık olamıyordum kimseye bağlanamıyordum.Herneyse.Sizi hiç derinden etkileyen bir şarkı oldu mu? Hiç bir şarkıyı dinlediğinizde tüm saflığınızla gözyaşlarınız yer çekimine yenik düştü mü? Benim düştü. Muhtemelen şuan o şarkıyı dinliyorsunuzdur. Her neyse lise yıllarımdı. Bir kız vardı. Renkli gözlü güzeller güzeli. Aşıktım. Ama o kızın benim için fazla olduğunu düşünüyordum. Açılmaya cesaret edemiyordum. Bana bağırdığınızı duyar gibiyim. "Hani aşk yalandı hani aşk yoktu şerefsiz sus ve buradan git pis herif lanet olsun sana" Lütfen bağırmayın. Ben de sizler gibi var olduğuna inanıyordum aşkın.Bir gün o kız başka bir erkekle beraber olmaya başladı. Açtım ve o şarkıyı dinlemeye başladım. Işıkları söndürdüm. Tüm saflığımla ağlamaya başladım. Neden bilmiyorum ama dedem öldüğünde bile çok az ağlamıştım. Zaten epeyce yaşlıydı Allah rahmet eylesin. Her neyse bu olaydan sonra bana aşkta anlamsız gelmeye başladı. Neden ağladım diye düşünmeye başladım. Bunun üzerine yine mevcut aşkları incelemeye başladım. İnceledikçe inceledim. Aşklarda gülünç gelmeye başladı bana. İşte o zamanlar kesin tanıyı koydum. Aşk yoktu. Aşk yalandı. Aşk geçiciydi. Aşk bazı amaçlar için kurulmuş dengesiz bir köprüydü sadece.

    Aslinda inancimizin kalmadigi seyler, asil gerceklerdir. Buna gore ask kisiden kisiye degisir. Bana gore ask yoksa, ben sevdigim kisiden nasibimi almisindirda yoktur. Ama baskasi ilk kez severse onun adi asktir. Geciciligi degiskenlere baglidir.

    Bayadir mesaj atmiyorum bu foruma, benimde buraya inancim kalmadi. Eskiden kaliteli bir yerdi ama simdilerde kimsenin takmadigi sadece tiklama elde edip para kazanilcak yer haline geldi. (Çok normal) fakat bazi degerleri her zaman korumalisiniz, yoksa bu para kaynagininda sonunu getirmis olursunuz. Muhtemelen bu mesajimdan sonra uzun bir sure mesaj atmicam, dedigin gibi kimsenin umrunda degil.

    İnsanlari izlemeyi severim, analiz etmeyi, verdikleri kararlari, yasantilarini, durumlara göre davranislarini, kullandigi kelimeleri, bilerek yapmayacagim davranisi yaparak verdikleri tepkileri olcmeyi severim, insanlarin hata yaptiklarini dusunmuyorum, hata yapmak mantiksizlarin isidir. Mantiksizlarda dusunmeyenlerdir.

    Buraya ne yazicagimi bile bilmiyorum cok fazla dusundugum sey var. Yalniz olmadigini bil diye bu mesaji attim. Ya dogru olani yaparsin yada yapmak istedigin seyi.. Dedigin gibi insanlar yonetiliyor, farkinda olsalar bile hayat onlari zorluyor mecbur kaliyorlar. Yapilmasi gerekeni bilmiyorum ama dusunulmesi gereken cok sey var

    Aslında benim de buraya bunları yazma amacım yok ama düşüncelerim artık ağır gelmeye başlıyor bana. Kafamda o kadar çok şey dönüyor ki bunları birileriyle paylaşmak istiyorum. Ama bunları paylaşabilecek birileri bu düşündüklerimi anlayacak birileri etrafımda yok zaten kendim gibi düşünen insanlar olsa bunları buraya yazmazdım. Ama şimdi anlıyorum ki benim gibi düşünen beni anlayabilecek insanlar var. O insanlar herhangi bir yerde tıpkı benim gibi köşesine çekilmiş düşünüyor.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Dusaro -- 12 Şubat 2015; 22:58:43 >




  • Hala bu ifadeleri dışa vurmaya çalışan insanların olması sevindirici.Devam et emin ol ki yalnız değilsin.
  • Okudum katiliyorum son cumleni begendim

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Cidden aşk konusunda %100 katılıyorum ve hayat konusunda da oldukça haklısın. Oldukça uzun zamandır arkadaşlarıma aşkın olmadığını, insanların kendini aşık olduğunu düşünerek kandırdığını söylüyorum, inanmıyolar. Her şeyde olduğu gibi aşk konusunda da kendini aşık olduğuna inandırırsın ve çoğu insan bunu göz göre göre yapıyor.
  • Kardeşim devlet sırrı bile yazsan bunu okumam...

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Benim gibi düşünen insanları gördükçe biraz da olsa kendimi iyi hissediyorum. Teşekkürler.

    Yeni yazımı paylaştım okumak isteyenler buyursunlar.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Dusaro -- 14 Şubat 2015; 23:16:29 >
  • 10 Mart 2015

    Uzun zamandır birşeyler yazmıyordum. Daha doğrusu ne yazacağımı bilmiyordum. Hayatım öylesine boş öylesine amaçsız ve öylesine anlamsız ki bazen düşünmeyi bile bırakıyorum. Düşünecek birşeyler bulamıyorum. Düşünmek benim için çok önemli. Düşünmeyi bıraktığım zamanlar kendimi sıradan bir insan gibi hissediyorum. Sıradan.. Sıradan insanlar düşünmez sıradan insanlar hayatta kalmaya çalışır. Sıradan insan sıradan insandır işte aslında söylenebilecek birşey yok. Her gün sokaklarda, otobüslerde yüzlercesiyle karşı karşıyayız. Hiç birini sıradan oldukları için suçlamayın bende sıradan biri olabilmek isterdim.Herkes bir sistemi sorgulayabilecek kadar akıllı değildir. Kimisi sorgular belki karşı çıkar belki de elinden hiç bir şey gelmez sisteme maruz bırakılır. Kimisi sorgulamadan etmeden sistemin gücüne maruz kalır. Yani özetle sistemi yenmek zordur çoğumuz bunu gerçekleştiremeyiz. Herkes sistemi sorgulayabilecek kadar akıllı değildir dedim ama aslında sorgulayan mı daha akıllı yoksa sorgulamayan mı daha akıllı diye bu konuyuda biraz sorgulamak lazım. Sorgulayabilenler ve sisteme yenik düşenler sistemin kanatları altında yok olup gidecektir bir gün hem de en acımasız bir şekilde. En can yakan şekilde..

    Uzun zamandır insanlarla oturup konuşmuşluğum yoktu.Ama geçenlerde birileri ile konuşmak istedim anlatacak birşeyim yok dinlemek istedim sadece. Bu kişinin de kız olmasını istedim. Belki de içgüdüsel birşey biraz insan sesi duymak istedim. Belki de kendimi sıradanlaştırmaya çabaladım belki de düşüncelerimden uzaklaşma çabası.Belki de sadece testosteron hormonu.Sınıfımdan bir kaç kere muhabbet ettiğim bir kız vardı. Onu ders bittikten sonra birşeyler yemeye davet ettim. - Bazen olduğum kişiden farklı birine dönüşüp tüm düşüncelerimi silip atabiliyorum.Kendimle çelişebiliyorum- Kız tamam dedi gittik birşeyler yemeye. Kız anlatıp duruyordu. sürekli anlatıyordu. O an farkettim aslında bir insanın sesini duymaya ihtiyacım yokmuş.Anlatıkları anlamsız geliyordu işte. Herşeyin anlamsız gelmesi gibi o cümlelerde anlamsızdı. Kızı susturdum ve ben anlatmaya başladım. Burada anlattığım herşeyi anlattım bütün düşüncelerimi söyledim. Sonra kalkalım mı dedim. Kız anlam veremedi biraz bu duruma hem ben onu çağırmıştım hemde ben kalkmamızı istiyordum.Otobüs durağına kadar beraber yürüdük hiç bir şey konuşmadan. Otobüs durağına geldiğimizde beni öptü yanağımdan görüşmek üzere dedi.Beklemediği bir şey söyledim: "keşke sıradan bir insan olabilseydim". Neden sıradan olmak istiyorsun ki dedi. Herşey anlamsız gelmezdi ve yanımda biri olduğu için belkide mutlu olabilirdim.Belki de sadece birşeyler hissedebilirdim.Duygularım olabilirdi dedim.Bazen hislerimi duygularımı özler gibi oluyorum. Kulaklıklarımı takıp eve doğru yola koyuldum. Müzik insanı rahatlatıyordu. Eve gittiğimde direk uyudum ta ki sıradan ve anlamsız bir sabaha kadar.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Dusaro -- 11 Mart 2015; 0:10:12 >




  • 
Sayfa: 123
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.