Şimdi Ara

SERDAR TURGUT İSTİFA ETMELİ Mİ? BÖYLE GAZETECİLİK OLMAZ

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
1 Misafir - 1 Masaüstü
5 sn
1
Cevap
0
Favori
197
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Serdar Turgut İSTİFA
    "Akşam Ecevit'i öldürdü" haberimizden sonra mail yağmuruna tutulduk. Telefonlarımız kilitlendi, yüzlerce faks mesajı aldık. Ecevit'i diri diri mezara gömen Akşam'a çığ gibi tepki geldi.

    Birçok okurumuz, Akşam Genel Yayın Yönetmeni Serdar Turgut'un istifa etmesi gerektiğini vurgularken, bazı okurlarımız da "Böyle bir şey Avrupa'da olsa, haberin sorumluları hemen görevden alınır" görüşünü savundu.

    Bugün Akşam'a baktığımızda, "Ecevit'i kaybettik" haberinin altına imza atan Ercan Yavuz, gazetecilikte yeri olmayan bir savunma yaptı. "İlk defa bir haberim yanlış çıksın istiyorum" diyen Yavuz şunları söyledi:

    "Önce DSP muhabiri olarak Ecevitler'i izlemeye başlamıştım. Zor anlarında, dirençli günlerinde, kimi zaman özel anlarında yanlarında oldum. Yakından tanıdıkça, onlarla bağım gazeteciliğin de ötesine taştı. Hayatın nasıl bir cilvesi ki 'Ecevit'i kaybettik' diye yazmak da bana düştü. İçim kan ağlayarak ve belki de hayatta hiç istemeden yazacağım bir haberi kaleme aldım. Şimdi 'Yaşam fonksiyonları sürüyor' açıklamaları en çok beni sevindirir. İlk defa haberim yanlış çıksın istiyorum.

    Gece saat 23.30'da Ecevit'in Gülhane'ye kaldırıldığını öğrendiğimde, koruması ve özel kalem müdürü Recai Birgül'ü aradım. Birgül, GATA'da olduklarını, Bülent Bey'in ameliyata alındığını, ameliyatın devam ettiğini anlattı.

    Ecevit'e evde ilk müdahaleyi yapan özel doktoru Mücahit Pehlivan, suni solunum dahil Ecevit'e tüm müdahaleleri yapmış ancak olumlu bir tepki alamamıştı.

    GATA'ya ulaştığımda, DSP yöneticileri kapıda bekliyorlardı. İçeride sadece Rahşan Ecevit, DSP Lideri Zeki Sezer ve Recai Birgül bulunuyordu. Can Dündar, Fikret Bila ve Mehmet Çetingüleç gibi Ecevit'i yakından takip eden gazeteciler de oradaydı. Can Dündar'ın gözleri dolu doluydu, Fikret Bila ise sigara üstüne sigara yakıyordu.

    Saat 01.30 olmuştu. Sürekli içeriden olumsuz haberler geliyordu. Mustafa Vural, boynuma sarılıp, ağlamaya başladı. Herkes gözyaşları içerisinde birbirini teskin etmeye çalışıyordu. Süleyman Yağız'ın gözlerinden yaşlar dökülüyordu. Derken Rahşan Hanım'dan 'Arkadaşlar sakin olsun' mesajı geldi. Ameliyat bitmişti.

    02.30'da sadece DSP yöneticilerinin içeriye alınmasına izin çıktı. Sabah ezanıyla birlikte gün ağarırken, Zeki Sezer ve içeriye alınan kurmayları Ecevit'in sağlık durumuyla ilişkin açıklama yapmak üzere hastane kapısına geldi. Sezer, her türlü tıbbi müdahalenin yapıldığını, Bülent Bey'in sağlığının ciddiyetini koruduğunu açıkladı. O sırada partililer, sonradan gelen arkadaşlarına sarılarak, kendi aralarında Ecevit'in vefat ettiğini konuşmaya başladılar. Birbirlerine başsağlığı diliyorlardı. Süleyman Yağız, Hasan Erçelebi, Hasan Macit, Mustafa Vural birbirlerine ve bana başsağlığı dilediler.







  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.