Şimdi Ara

Oyunlar Modern Sanat Eseridir (3. sayfa)

Bu Konudaki Kullanıcılar:
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
102
Cevap
2
Favori
5.250
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
100 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Bknz:İnside, Journey, Dead Cells, Celeste ve tabiki RDR 2

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • Ateri salonlarında karı soymaca oyunu vardı. Nokta ile kesip bitiştirerek açardık Asıl sanat karı soymacaydı diyenler +1

    NOT: Oyuna dalarken 2 tane bisiklet çaldırmışlığım var...

    Oyunlar Modern Sanat Eseridir



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Lautreamont -- 26 Mart 2020; 2:52:33 >
  • Şimdiki oyunlar grafiğe abanmış ama gameplay yok.

    Açıyorum eu4, açıyorum kenshi vs bunlardan çok daha keyif alıyorum.

    3600x 1070 strix var inan modern warfare anca üç saat dayanabildim.

    Yok server disconnected yok battlenet, yok gulag yok gforce experience bi çıldırma geldi.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: hidoriumen

    Bir sanatçı ve resim öğretmeni olarak ,düşüncenize katılmıyorum, bir işin sanat eseri olmasını sağlayan şeylerden en önemlisi biricik olmasıdır...Geçmişin görsel kaydıdır.Oyunlar bunun tam tersidir,ayrıca verdiği simülatik etki nedeniyle yeteneği de negatif etkilemektedir.Yani oyundaki karakteri yöneten kişi bir süre sonra o karakteri kendisinin ürettiği yanılgısına kapılıyor ve zaten yapabileceğine inanıp herhangi bir girişimde bulunmuyor,böylelikle elinde bir yetenek varsa dahi köreliyor.Bana oldukça fazla öğrenci geliyor bu şekilde ve öğrenmesi de çok zaman alıyor.
    Farklı bir yerden bakarsak oyun zaten sanat ile içiçedir,Picasso'nun da dediği gibi "her çocuk sanatçıdır ".Ama salt sanat eseri olarak kabul edemeyiz, günümüzde sanat felsefi olarakta,fiziksel olarakta büyük bir çıkmazda, Türkiye için değil dünya ölçeğinde bu şekilde ve sanat "disiplinler arası sanat"diye bir alana çekildi,genel olarak kapitalizmin doymak bilmeyen açlığı yüzünden(bu tarafı da ayrıca değerlendirmek gerekir)sanat bir tüketim malzemesi oldu,burada da sanatın misyonlarından biri olan yavaş tüketim,yıllanma,gibi olması gerekenler ortadan kaldırıldı.Ve bu disiplinler arası sanat kavramı Contemporary lere gitmişseniz net şekilde görülen bir olaya dönüştü,bu gerçek olana zarar verdi ama çıkmaza da bir yol açtı...
    Buradan bakarsak pc oyunlarını sanat eseri kabul edebiliriz.
    Yıllar sonra bu dönemin izm ler kuşağında kendi tahminimce "kaosizm"olarak geçebileceğini düşünüyorum.


    Çok detaylı konuşulacak güzel bir konu açmışsınız.
    Hocam zaten sözlerim her oyunu kapsamıyordu, hatta kıymeti yüksek olan azınlık bir gruptan bahsediyordum. Görsel değeri, kurgusal değeri, stratejik değeri, kalitesi vb bunlardan bir veya birkaçına sahip olan oyunlar bence kişinin estetik kaygılarını tetikler, duygularını harekete geçirir ve zihni yorumlamaya iter
    Ayrıca nedendir bilemiyorum, bireysel görüşüm, biriciklik olayına pek katılmıyorum. O mantıkla gidersek mimar, mühendis, işçi vb birçok kişinin işbirliğinden ortaya çıkmış Kolezyum, Eiffel Kulesi, Notre Dame de Paris, La Sagrada Familia, Selimiye Camii vb bunların hiçbirini sanat eseri olarak saymamamız lazım ama bence tam tersine en alasından sanat eseriler. Oyunlar da bence böyle

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • melek12345 kullanıcısına yanıt
    La kolsuzsan oyunun suçu ne?

    Witcher 3 ve AC Origins çok güzel oyunlar şahsen. AC’nin optimizasyon daha iyi olmalıydı.

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • Sefil_Arbaletçi kullanıcısına yanıt
    Aslında ikinci cevabımda onu açıklamaya çalıştım:)Ve biricikliğin o binaları tasarlayan ve bir yenilik getiren kısımda yaratıldığını düşünüyorum,benim görüşüme göre ortaya çıktıktan sonra tüketilen hiçbir şey sanat olamaz.Sanat sanatçının performansıdır ve sadece sanatçı tüketebilir.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Zodion Z kullanıcısına yanıt
    Zaten bende onu diyorum, sanat nesnesi olamaz, dediğim gibi benim görüşüm,belki bencilce ...Iç taşkınlığından ziyade çok daha kapsamlı bir iç yaşantı durumundan bahsediyorum,acısıyla tatlısıyla,sanat eseri diye adlandırdığımız şey,posa zaten fiziki ve yorumlanabilir,eleştirilebilir,ben sanatın tanımıyla ilgileniyorum ve bireysel, sanatçıya ait duygu,an olduğu için zaten yorum yapılamaz diyorum:)Ortaya çıkan ürün bir çikolata,bir telefon gibi daha aristokrat bir kullanıcı tarafından eleştirilebilir, beğenilebilir,hatta yeniden yorumlanadabilir,üretilebilir, tüketilebilir...en başında açılan konuya da hem bu bakışla hem de farklı bi pencereden yanıt vermeye çalıştım,orada da dediğim gibi çok uzun ve tabiki yorum düzeyinde ,çoğu kanıtlanamaz bir tartışma, din gibi inanırsın inanmazsın durumu:)Bu biraz durduğun yeri biraz kişiliğini biraz kültürünü ilgilendiren bir durumdur.Sanatı önemli yapanda fenomenitesini getiren de bu zaten:)

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: hidoriumen

    Aslında ikinci cevabımda onu açıklamaya çalıştım:)Ve biricikliğin o binaları tasarlayan ve bir yenilik getiren kısımda yaratıldığını düşünüyorum,benim görüşüme göre ortaya çıktıktan sonra tüketilen hiçbir şey sanat olamaz.Sanat sanatçının performansıdır ve sadece sanatçı tüketebilir.
    Bilgisayar oyunları da dijital devrimin getirdiği yeni bakış açısıyla doğdu ama, ortada yeniliğe bir bakış açısı söz konusu. Peki aynı oyunları tek bir kişi on yıllar süren bir çaba sonunda yapsaydı aynı şekilde düşünecek miydiniz?
    Tüketim konusunun da bakış açısına göre değişeceğini düşünüyorum çünkü tüketimi sadece fiziksel bir şeymiş gibi farzetmemeliyiz bence. Filmleri, dizileri, müzelerde sergilenen resimleri, heykelleri vesaire hepsini izleyerek tüketiyoruz aslında. Onlardan eksilen bir şey olmasada biizim benliğimizde artan bir şey söz konusu

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: melek12345

    Bu mesaj silindi.
    Bu yapıcı yorumunuz için teşekkür ederim, hayatta başarılar

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Mal mal gelmiş yine bu çöp şu çöpcüler, bir oyun için yüzlerce sanatçı iş yapıyor. Her bir texture, yüzey kaplaması, model, animasyon, senaryo, müzik ve binbir çeşit sanat dalı birleşip güzel bir harman oluşturmaya çalışıyorlar. Her halde ortaya çıkan şey bir sanat eseri.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi ccguven -- 26 Mart 2020; 11:52:54 >
  • Hocam o tarz oyunlar hiç bitmedi. Hala yeni sürümleri çıkıyor. Oynamıyorum haa, sadece reklamlarına denk geliyorum
  • Film sanat ise oyun da sanattır tek fark baş rolü siz kontrol edersiniz oyunda.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • İnsanların çoğunun oyun anlayışı PUBG ile sınırlı olduğu için bu malesef ufak bir kesim için ancak geçerli olabilir. Oyunda her 10dk da bir aynı senaryo işliyor.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: hvl00

    İnsanların çoğunun oyun anlayışı PUBG ile sınırlı olduğu için bu malesef ufak bir kesim için ancak geçerli olabilir. Oyunda her 10dk da bir aynı senaryo işliyor.
    Hocam illa senaryo olarak bakmamak lazım. Bizi içine koyduğu rekabet ortamı en başlarda gayet eğlenceliydi ve çıktığı zaman battle royale türünü meşhur etmesi de bir başarıdır bence. Ama sadece pubg ile de sınırlı kalmak olmaz, bakış açımızı geniş tutmak lazım

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Bu arada hayalgücü ve tasarı birbirinden farklıdır, alakalı gibi görünse bile aslında hiçbir alakaları yoktur. Sanat vardır sanat vardır. İnsan bir çok dal da kendisinin sanatçı olduğunu iddaa eder. Gerçek bir sanat anlayışı saygınlık gerektirir. Herşeyi geçtim sanat satılacak bir araç değildir. Bu konuyu bir çok insan irdelemiştir. Buyrun o kişilerden birisinin bu konuda ki bulgusu...

    "sanat niye bu kadar güzel? çünkü yararsız. hayat niye bu kadar çirkin? çünkü amaçlardan, tasarılardan ve niyetlerden örülmüş. bütün yollar bir noktadan diğerine gitmek için çizilmiş. kimsenin gelmediği bir yerden kimsenin gitmediği bir yere uzanan bir yol için neler vermezdim."

    Fernando pessoa.

    Bir söz daha vardı başka bir düşünüre ait. Sanat için anlatmak istediği şey çok doğruydu. Sözü tam olarak hatırlamıyorum ama demek istediği şuydu; gerçek bir sanat insanı öldürendir. Yani burada demek istediği şey onu uyandırandır :) Yukarıda da Fernando pessoa bi şekilde bunu eleştirmiş. Bilgisayar oyunları insanlığı aptallaştıran bir şeydir. Bununda aksini ispat eden için bir şey diyemem.




  • Mesela şiir konusunu ele alalım. Şiir'in bile bir çok dalı var. Belki bu konuda bildiğimizden de fazlasına sahiptir. Yalnız birisine "şiir ne demektir" diye sorduğun zaman, tıpkı sanat için benzer bilgilere sahip olduklarını anlarsınız. Şiir'in öncüleri olan insanların kim olduğunu bilemem, ama kendime nick edindiğim bu lakabın sahibi olan Ducasse'nin bu konuda oldukça bilgisi olduğuna adım gibi eminim. Günümüzde kendisini tanıyan insan sayısı gerçekten azdır. Ducasse'yi daha çok "şiir e yön veren" kişi olarak bahsedelerler, ama kendisi şiir e yön verenden çok, yön verilmeye çalışılmış şiir anlayışını günümüze geri getirmeye çalışmasıdır. Bu konuda Rimbaud daha popüler. Ve düzyazı şiir'den bahsedilince Rimbaud bu olayı tekrar hortlatan çocuk olarak bilinir. Yalnız Ducasse Rimbaud'dan önce bu işi yapmıştır. Kısacası Rimbaud bir nevi Ducasse'nin çığlığıdır. Ducasse'nin yazmış olduğu Maldoror'un şarkıları kitabı 50 sene, belki de daha fazla yeraltı edebiyatında gizlenmiştir. Fransız edebiyatına ulaşmak istemiştir Ducasse, ama önemsenmemiştir, üstelik kendisini müstehcen bulmuştur Fransızlar. Ducasse'nin asıl amacı bilincini dışa vurduğu bu kağıtların bir kitap olmasından daha çok insanlığa ve tanrıya karşı duyduğu tiksinti duygusunu birilerine anlatmaktı. Normal birisi değildi, ya da herkes e göre daha normaldi. Uzun yıllar sonra Surrealist bir araştırmacı yazılan bu sayfalara rastlıyor, ve kitap haline dönüştürülüp piyasaya sürülüyor. Bir çok yazar ve şair Ducasse için bir şeyler söylemiştir. Bunların içinden Fransız edebiyatın en önemli isimlerinden tut, Albert camus a kadar uzanan bir şeydir. Nobel ödülü almış bir insan Ducasse'nin kitabını okuduktan sonra kendi yapıtlarından utandığını belirtmiş.


    "Yeteneksizlikten çok gurur nedeniyle, kendi kimliğinin dışına çıkamaz horoz. Okuma öğretmeye kalkıştığınızda başkaldırırlar. Bilisiz ve bağışlanmaz yeteneksizliği karşısında kendinden geçen bir papağan değildir o! Ah! İğrenç alçalma! Güldüğü zaman nasıl da bir keçiye benziyor insan! Fener gibi parıldamaya ... parıldamaya başlayan iki kocaman balık gözüne (iğrenç değil mi?) yerini bırakınca, alnın dinginliği yok olur! Sık sık, tumturaklı bir şekilde en soytarıca önerilerde bulunduğum olur ... ağız yaymak için, kesinlikle yeterli bir gerekçe olduğu kanısında değilim bunun! "Gülmeme engel olamıyorum," diye yanıtlayacaksınız beni; kabul ediyorum bu saçma açıklamayı, ama, hiç olmazsa, kederli bir gülüş olsun. Gülün, ama ağlayın aynı zamanda. Gözlerinizle ağlayamıyorsanız, işeyin; ama, soytarı gülüşünün iki yanındaki kuruluğu gidermek için, herhangi bir sıvının gerekli olduğu konusunda uyarıda bulunuyorum. Bana gelince, kendilerininkine benzemeyen bir kişilik üzerine her zaman temcit pilavı gibi söylenecek bir şeyler bulan kimselerin gülünç kikirdemeleri ve tuhaf böbürlenmeleriyle soğukkanlılığımı yitirmeme izin vermeyeceğim; çünkü Tanrı'nın, bir temel örneğin dışına çıkmaksızın, kemikli vücutları yönetmek amacıyla yaratmış olduğu sayısız zihinsel değişimlerden biridir bu. Günümüze gelinceye kadar, yanlış bir yol izledi şiir; göklere yükselerek ya da yerlerde sürünerek, kendi varoluşunun ilkelerini tanımadı, ve haklı olarak, her zaman onurlu insanların alay konusu oldu.

    Alçakgönüllü değildi... kusurlu bir varlıkta bulunması gereken en güzel niteliktir alçakgönüllülük! Niteliklerimi sergilemek isterdim ben, ama kusurlarımı gizleyecek kadar ikiyüzlü değilim! Gülme, kötülük, gurur, delilik, sırasıyla, duyarlılık ve adalet sevgisi arasında dolanıp duracaklar, ve insan şaşkınlığının örneği olacaklar: Herkes bunlarda tanıyacak kendini, olması gerektiği gibi değil, ama olduğu gibi. Ve belki de, imgelemimin tasarladığı özentisiz ülkü, bununla birlikte, şiirin şimdiye kadar en büyük, en kutsal saydığı her şeyi geride bırakacak. Çünkü kusurlarımın bu sayfalarda sergilenmesine göz yumacak olursam, burada parıldatacağım ve aylasını, geleceğin en büyük dehalarının bana karşı minnet duyacakları kadar yücelere koyacağım, erdemlere daha çok inanmaktan başka bir şey yapmayacak insanlar. Demek oluyor ki, konutumdan kesinlikle kovalanacak ikiyüzlülük. Böylece, edinilen kanıları küçümsemek için, önemli bir güç kanıtı bulunacak şarkılarımda. O kendisi için şarkı söylüyor, benzeşleri için değil. İnsan terazisinde tartmıyor esininin boyutlarını. Bir rüzgar gibi özgür, korkunç iradesinin baş eğmez kıyılarında, bir gün, karaya oturmaya geldi! Kendisinin dışında hiçbir şeyden korkusu yok! Doğaüstü savaşlarda, kılıcını balinanın karnına gömen kılıç balığının üstünlüğüyle saldıracak insana ve Yaratıcı'ya: Gülmenin amansız kangurularını ve karikatürün gözü pek bitlerini anlamamakta ayak direyen kişinin üzerinde olsun çocuklarının ve kuru elimin laneti!.."




  • Oyunlar para hırsıyla yapılmış ürünlerdir. Sanatın para ile doğrudan alakası yoktur.

    < Bu ileti DH mobil uygulamasından atıldı >
  • bilgisayar oyunları şu kısacık ömrümüzde yapabileceğimiz en gereksiz en saçma şeylerden biridir. düşünsene hayata bir kere geliyorsun ve onda da saatlerini ekrandaki sanal görüntüler bakarak geçiriyorsun şimdi bilgisayar bağımlıları pardon geymırlar bana saldıracak ama şunu da söyleyeyim eskiden çok bilgisayar oynardım, çocukluğum bilgisayar oynamakla geçti, şimdi o kaybettiğim zamanıma üzülüyorum, artık bir dakika bile harcamam ben o oyunlara. ha tabi müthiş oyunlar var mı var da o oyunlardaki müzikleri dinlemek yerine gidip siz müzisyen olsanız, siz sanat yapsanız hani daha güzel olmaz mı.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi air raid siren -- 26 Mart 2020; 14:2:43 >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: air raid siren

    bilgisayar oyunları şu kısacık ömrümüzde yapabileceğimiz en gereksiz en saçma şeylerden biridir. düşünsene hayata bir kere geliyorsun ve onda da saatlerini ekrandaki sanal görüntüler bakarak geçiriyorsun şimdi bilgisayar bağımlıları pardon geymırlar bana saldıracak ama şunu da söyleyeyim eskiden çok bilgisayar oynardım, çocukluğum bilgisayar oynamakla geçti, şimdi o kaybettiğim zamanıma üzülüyorum, artık bir dakika bile harcamam ben o oyunlara. ha tabi müthiş oyunlar var mı var da o oyunlardaki müzikleri dinlemek yerine gidip siz müzisyen olsanız, siz sanat yapsanız hani daha güzel olmaz mı.
    E diğerinde de gerçek görüntülere bakarak geçiriyorsun




  • 
Sayfa: önceki 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.