Şimdi Ara

Ötedünya Ve Cennet Üzerine Bir Deneme

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
3
Cevap
0
Favori
319
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
1 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • İnsanlar arasında pek yaygın olan bir inanış vardır ki oda ölümden sonrasında da yaşamın devam ettiğidir. Bu inanışa göre kişinin bedeni ölümlü olsada ruhu ölümsüz değildir ve kişinin ruhu bedeninden "kurtulunca", "sahte dünya"dan kurtulup "gerçek dünya" olan ötedünyaya kavuşmuş olacaktır. Bu ötedünya inanışının en yaygın biçimi ise "cennet" inancıdır. Bu yazıda anlattığım bu inanışların gerçekliği sorgulanmayacak daha çok bu inanışların kişinin dünyaya ve hayata olan bakış açısını nasıl etkilediğine yönelik düşünülecektir.

    İlk olarak, ötedünya inanışını incelemeden önce bir ötedünya ve ayrıca cennet tanımlaması yapmamız gereklidir. Bu yolda sorulacak soru ortadadır: cennet ne demektir? Ölümden sonrası yaşam inancına sahip neredeyse bütün din ve inanışlarda bir cennet tasavvuru vardır ve bu cennet, cennete uygun olan kişilere vaat edilmiştir. Cennet tasavvurlarının ortak yanı cennetin kusursuz bir dünya olmasıdır. Bu dünyada kişi ölümsüzdür, istediği her şey gerçekleşir, kusursuz bir yaşama sahiptir. Çoğu din ve inanış bu kusursuz dünyaya ve kusursuz yaşama çeşitli öğretilere uygun bir şekilde yaşamış kişilerin kavuşacağına inanır. Bu inanışlar, dünyayı bir "bekleme salonu" veya "imtihan yeri" gibi görürler ve "gerçek" dünyanın ötedünya olduğunu savunurlar. Sonuç olarak, cennet, kusursuz bir yaşamın bulunduğu kusursuz bir dünya, bir ötedünyadır ve bu ötedünyaya ölümden sonra kavuşulabilir.

    Cennet inancı veya daha geniş tabirle ötedünya inancının insana olan etkileri nelerdir? Bu etkileri anlatmadan önce şunu söylemek istiyorum ki, ötedünya inancı bana kalırsa pekte olumlu etkilere sahip değildir. İlk olarak ötedünya inancının varsaydığı kusursuz dünya ve kusursuz yaşamın kendisinin insan üzerine etkilerini anlatmak istiyorum. Bir insan kusursuz bir dünyanın ve kusursuz bir yaşamın varolduğuna inanıyorsa o halde içinde bulunduğu dünyayı ve yaşamı beğenmiyor, sevmiyor ve hatta nefret ediyor demektir. Çünkü kişi içinde bulunduğu dünyanın kusurlu olduğunu ve kusursuz olan alternatif bir dünyanın bulunduğuna inanıyorsa, içinde bulunduğu dünyayı sevmemeye, küçümseye ve hor görmeye başlayabilir. Aynı şey yaşam içinde geçerlidir. Eğer ki kişi içinde bulunduğu yaşamın dışında kusursuz bir alternatif yaşamın varolduğuna inanıyorsa, kendi yaşamını da hor görmeye başlayabilir. İkincil olarak ise, kişi, kusursuz bir dünyanın ve kusursuz bir yaşamın varolduğuna ve bunlara ölümden sonra kavuşacağına inanıyorsa, ölmeyi arzulamaya başlar. İlk söylediğim şeyleride kapsar bir biçimde kişi kusurlu dünya ve yaşamı horgörerek kusursuz dünya ve yaşama kavuşmak ister ve bu kavuşmanın ölümden geçtiğine inandığı için ölmeyi, ölmüş olmayı arzulamaya başlar. Buda apaçık bir şekilde ruhsal bir rahatsızlığa işaret eder. Şöyle ifade edeyim, intihar isteği ikiye ayrılır: aktif intihar isteği ve pasif intihar isteği. Aktif intihar isteğine sahip bir kişi ölmeyi ister ve bu yolda çabalarken, pasif intihar isteğine sahip bir kişi ise ölmeyi ister ancak bu yolda çaba harcamaz. Anlattığım gibi, ötedünya inancı kişiyi pasif intihar isteğine sürükler. Ayrıca, ötedünya inançları dünyanın ve yaşamın kendinde bir anlamı bulunmadığını söyleyerek kişinin hayatını anlamsızlaştırır. Üçüncül olarak, ötedünya inancı yaşamı ötedünya için bir yatırım gibi görmektedir. Buda kişinin ölüm için yaşaması yani yaşamamak için yaşaması gibi absürt bir sonuca götürür. Özetle, ötedünya inancı kişiye ölümü arzulatan her şey gibi hastalıklı bir yapıya sahiptir ve zararlıdır.

    Madem ki, ötedünyalar kişinin hayatına zarar veriyor, anlamını ve değerini yok ediyor, o halde hayatın anlamı ve değeri varmıdır? Ve ayrıca, hayatın bir amacı varmıdır? Burada sorulması gereken soru "anlam ne demek?"tir. Bu soruya cevap vermek için "anlam" kelimesinin kullanım yerine bakmalıyız. Biz bir şeyin anlam sahibi olduğunu söylediğimizde o şeyin içerik sahibi olduğunu yani içinin dolu olduğunu kastetmiş oluruz. Sözgelimi, "masa kavramı anlamlı bir kavramdır" dediğimiz de masa kavramının bir içeriğe sahip olduğunu, içinin dolu olduğunu söylemiş oluruz. O halde hayat konusuna geri dönelim. "Hayatın anlamı vardır" dediğimizde hayatın içinin dolu olduğunu söylemiş oluruz. O halde soralım, hayatın içi dolumudur? Hayır, dolu değildir. Hayat bir içeriğe sahip değildir. Ancak insan, hayatın içini doldurabilmekte yani hayata anlam katabilmektedir. Peki nasıl? Cevap basit: yaşayarak. Bir insan hayatına ancak yaşayarak anlam katabilir. Burada sorulabilecek soru şudur: yaşamak ne demek? Yaşamak hayatı devam ettirme faaliyetidir ancak ben bu anlamda kullanmıyorum. Ben "yaşamak" dediğimde bir insanın sahip olduğu istek ve potansiyeli gerçekleştirmesi yani kendini gerçekleştirmesini ifade ediyorum. O halde "hayata anlam katan şey yaşamaktır" dediğimde kişinin kendi istek ve potansiyelini gerçekleştirmesinin hayatın içini dolduran şey olduğunu kastetmiş olurum. Bir şeyi değerli kılanda yaşamdır. Yaşam olmadığı sürece hiçbir şeyin değeride yoktur. Öteki taraftan, amaç konusuna da bir cevap bulmam gereklidir. Ben, hayatın amacı probleminin cevabının kişiye özel olduğunu düşünüyorum. Kişi "ne için?" sorusuna kendi verdiği cevap ile hayatına amaç biçer. Ancak bana sorarsanız, daha farklı amaçlar benimsense de kişinin hayatında ki tek amacı kendini gerçekleştirmektir. Sonuç olarak, tek bir cümlede özetlemek gerekirse, "hayat, yaşamak içindir".

    Sonuç olarak, cennet kusursuz bir dünya ve yaşamın varsayıldığı tipten bir ötedünyadır. Kişi, kusursuz olan alternatif bir dünya ve yaşamın varolduğuna inandığından ötürü içinde bulunduğu dünya ve yaşamı horgörebilir ve dahada kötüsü bu inanış, kişiye ölümü arzulama açısından kapıyı açık bırakmaktadır. Dolayısıyla ötedünya inanışı zararlıdır. Dünyaya ve yaşama bir ötedünya ile, daha doğrusu dünyanın ve hayata kendisi dışında bir anlam katmaya çalışmak, kişinin dünya ve hayata olan bakış açısını anlamsızlaştırır. Budan ötürü dünyaya ve yaşama bizzat dünyanın ve yaşamın ta kendisiyle anlam katmaya çalışılmalıdır.
    ________________________
    http://esteticus.blogspot.com.tr/?m=1

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >







  • ama hocam, kişinin cennete girebilmesi için, intiharı yasaklamış kitap.hemde en şiddetli bir biçimde, cehennemin dibinden sonsuza kadar çıkamamasıyla.
    kişi intihar ile cennete giremiyeceğini biliyor. dünyasını ne kadar hor görse de, ölmeyi ne kadar düşünse de, inanan kişi için cehennem korkusu intihar etmeyi frenletiyor.
    bunun için de, bazı kişiler için diyorum, istemeyerekte olsa kuranın yazdığı şartları, yerine getirerek yaşamak mecburunda kalıyor.
    kendim için söylüyorum. ölümün sonunda ışık varmı yoksa bir hiçlik mi var. bu sorunun cevabını bilmeden yaşıyorum. ama tabi sürekli araştırıyorum.
    inananlar için ise, bu sorunun cevabı çok basit o ayrı.
  • Ryan Gosling kullanıcısına yanıt
    Hocam yazıda da anlattım. Ötedünya inanışı kişiye kusursuz bir alternatif dünya vaadediyor ve bu vaadin öldükten sonra gerçekleşeceğini iddia ediyor. Öldükten sonra kusursuz bir dünyanın olduğuna inanan kişilerin ölmeyi arzulamamak için bir nedeni yok. Zaten tipik bir dindarla konuştuğunda onun yaşamdan çok ölümü sevdiğini, ölümü boyuna övüp durduğunu görürsün.

    Burada şunu söylemek istiyorum, ölümü arzulamak hastalıklı bir davranıştır ve ötedünya inanışlarıda insana ölümü arzulatır. Sözgelimi, biz bir dünyayı ve yaşamı horgörüp reddeden ve ölümü arzulayıp ölümü öven bir kişiyi yani bir depresyonluyu gördüğümüzde onun tedavi edilmesi gerektiğini düşünürüz. Ancak hertarafta ölümü öven, ölümü güzelleyip duran ve ölmeyi istediğini açık seçik söyleyen dindarlara bir şey söylemeyiz.

    Şu dünyada ölümü arzulamak, ölümü övmek kadar hastalıklı bir şey yoktur. Dinler bunun üstüne uyuşturucu gibi kendine bağlı kılar, ilk olarak ölümü över, ölümü arzulatır daha sonrada intiharı yasaklar. Dindarlar depresyonlu kişiler kadar hastalıklı düşüncelere sahiptir ve tedavi edilmelidir.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.