Şimdi Ara

Ölümden Döndüm Beyler (2. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
50
Cevap
0
Favori
1.553
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 123
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • quote:

    Orijinalden alıntı: barbaros444

    quote:

    Orijinalden alıntı: gürcan4

    quote:

    Orijinalden alıntı: barbaros444

    quote:

    Orijinalden alıntı: gürcan4

    polise söyle kendin bulaşma.gerekirse yani devlet hukukunun yetersiz kaldığı durumlarda kendin birey olarak hak aramaya karşı değilim ama devlet bu sorunu çözebilir.sen bu işe bulaşırsan gereksiz yere zarar görebilirsin.poliste gereksiz yere zarar görebilir ama polis örgütlü silahlı eğitimli bir kuvvet onlar bu işi daha iyi halleder.ama normalde anarşistim devlet karşıtıyım.


    krdş bundan 1 buçuk sene falan önce evime hırsız girmişti boğuştuk ağzını burnunu dağıtmıştım dava açtı bana hırsız böyle bi devlete neyi söyliyeyim söyle deki bunu yap yapayım devlet o hırsızı elini kolunu sallıya sallıya bıraktı adalete bak

    mecburiyetten çalmıyorsa dövebilirsin tabi ama ölüm büyük hırsızlıklar hariç ağır bir ceza olur.

    krdş mecburiyetten calan adamı olur bıçakla girdi gece su içmeye gitmiştim araya doru yürüom bi baktım yanımda başka biri var önce hayal gördüm zannettim baktım gerçek girdik birbirimize ağzını burnunu dağıtım adamın ama gel görki adalet yok adam çıktı elini kolunu salıya sallıya

    ne yazdığını tam olarak anlayamadım mecburiyetten çalan adam mı olur diyorsun?tabiki olur bir adamın bir ihtiyacı vardır mesela kendinin veya yakınının vs ameliyat parası lazımdır.ayrıca nasıl mecburiyetten çalan adam olmaz diyorsun acaba kafanda bir problem(kafadaki bir yere çarpma delinme hasarlarını söylemiyorum delilik gerizekalılık gibi) mi var?psikiyatrik ilaç içme.


    psikiyatrik ilaçlar iyileşmeyi engeller ve bazıları yada hepsi öldürme isteği gibi duygular oluşturur.ve bir sürü başka yan etkisi olması lazım.bunuda oku.delileri veya belki gerizekalıları azarlayan amerikan israil psikiyatrisine güvenme.buda psikiyatrik ilaç türlerinden.kesinlikle kullanma bu tür ilaçlar kötü insanlar tarafından hastalara belki gerizekalılara zarar vermek için yapılmış sonuçta daha fazla hasta gerizekalı olunup topluma kendine zarar verecekler.kesinlikle kullanma bu tür ilaçları sonra sen pişman olursun.

    bu linklere bak.yaz dizisi içeriğini hariç yazdım buraya zaten.

    www.bianet.org/biamag/s...c-alan-bu-kitabi-okusun


    http://www.ustunongel.c...dex.php?ll=detay&src=71

    arkadaşlar ben obsesif kompülsif sorunu olan bir hastayım.bu yüzden 5 yıldan fazla ilaç kullandım.başka bir forumda ilaçların zararıyla ilgili olarak yazdığım yazayım.obsesif kompülsif bozukluk.ama bu yüzden psikiyatriste gitme.psikiyatri sahte bilimdir bilimselliği yoktur ilkeldir. bir süre sonra psikiyatride sana köle gibi davranırlar.ilaçlarıda çok zararlıdır.cinsel sorunlarda tut kansere kadar her çeşit hastalığa sebep oluyor.fiziksel olarak hiçbir aktivite spor yapamazsın.zihinsel olarak yorgunluk ve zeka geriliği yapıyor.sıkıntı yaratıyor.iş hayatın vb akıl gerektiren hayatın biter.kitap bile okuyamazsın ders bile çalışmazsın psikiyatrik ilaç alırsan.mesela beni zorla hastaneye yatırmışlardı orda kitap okuyordum hiçbirşey aklıma girmiyordu.hastalığıda daha iyi etmiyor çok daha kötü ediyor.o yüzden ilaç alma kendi kendine atlatırsın ama ilaç alırsan ömür boyu kalıcı olur hastalık.zaten şimdiki kurumsal psikiyatri denen sahte bilimi abd başkanı freuda kurdurtmuş diye biliyorum.ben ilacı bıraktığım halde kötü etkisini hala hissediyorum.ilacı alma kendi başına iyileşirsin geçmiş olsun.ayrıca çeşitli psikiyatristlerin veya hastaların veya konu hakkında bilgisi olanların yazılarını paylaşayım.Psikiyatra Gidip İlaç Alan Bu Kitabı OkusunEleştirel psikiyatr Moncrieff, psikiyatrik ilaçların, giderek yaygınlaşan antidepresanların yararını sorguladığı "İlaçla Tedavi Efsanesi"nde, uzun süreli psikiyatrik ilaç tedavisinin zararlarıyla ilgili bizi uyarıyor.İstanbul - BİA Haber Merkezi 13 Mart 2010, Cumartesi Britanyalı psikiyatr, Eleştirel Psikiyatri Ağı'nın eşbaşkanı Joanna Moncrieff, bizi giderek yaygınlaşan psikiyatrik ilaçlarla ilgili uyarıyor: Bu ilaçların gerçekten yararlı olduğu konusunda yeterli kanıt bulunmadığını, tersine ilaç şirketleri ve psikiyatrların ortaklaşa bir efsane yarattığını ortaya koyuyor. Metis yayınlarından çıkan "İlaçla Tedavi Efsanesi - Psikiyatrik İlaç Kullanımına Eleştirel Bir Bakış" kitabında Moncrieff, birçok psikiyatrik ilacın, plasebo, yani kişinin ilaç olduğu düşündüğü "kandırmaca ilaç"lardan daha yararlı olmadığını gösteriyor. Sıradan sıkıntılardan en ciddi travmalara kadar her yerde antidpresan Psikiyatrik ilaçların kişinin sorunlarıyla yüzleşmesini engelleyip onu uyuşturarak belirtilerini durdurduğuna dikkat çeken Moncrieff şunları söylüyor: "Satış kampanyaları özellikle Batı ülkelerinde yaşayanların büyük çoğunluğunu günlük yaşamın sıradan sıkıntıları için bile antidepresan almaya ikna etmiş durumda. Ayrılıklardan iş hayatındaki zorluklara, cinsel tacizden en travmatik deneyimlere kadar her şey beyin kimyası sorunlarına dönüştürülmüştür. "Kendi hayat hikayeleri ve kişisel özellikleriyle tek tek bireyler, basit biyokimyasal mekanizmalara indirgenmiş ve bu sayede insan deneyiminin ve ıstırabının gerçekliği inkar edilmiştir." Moncrieff, sorunlarımızı ilaçla çözebileceğimiz mesajının çocuklara kadar uzandığına da dikkat çekiyor ve çocukların giderek "pazarın" daha büyük bir kısmını oluşturduğunu söylüyor. Ancak bu efsanenin yaratıcısı yalnızca ilaç şirketleri değil, Moncrieff'e göre. Moncrieff şirketlerin ilaçları tarihsel olarak nasıl pazarladıklarını ortaya koymasını yanı sıra, tıp ve hekimlik alanında daha fazla alan, "uygun yer" isteyen psikiyatri kurumunun da sorumluluğunu ifşa ediyor. İlaç merkezli, dürüst yaklaşım Moncrieff, bu "hasta merkezli" yaklaşım yerine ilaç merkezli yaklaşımı öneriyor. "Bu yaklaşım psikiyatrik ilaçların mütevazı ve geçici faydalarını nesnel olarak değerlendirir ve zararlı etkilerini açıkça ortaya koyar. Sözde bilimsel yanıltmacalara başvurmadan, ilaçların iyi gelip gelmediği kararını kendilerine bırakır. Tıbbi terimlerle maskelenen gerçeği, psikiyatrik ilaçların mucizevi şifalar değil, normal beyin faaliyetlerini bozan psikoaktif maddeler olduğunu kabul eder. Ve nihayet zorla verilen ilaçların bir tür kimyasal tahakküm olduğunu göstererek psikiyatrik rahatsızlıklara daha dürüst ve insancıl bir müdahaleyi teşvik eder." Moncrieff bir röportajında bu efsaneyle ilgili şunları dile getiriyor: "Bu ilaçlarla insanları uyuşturuyoruz. Bu belirtileri baskılayabilir, ama ters etkileri de oluşur. İlaçlıyken yavaşlarsınız, duygusal duyarlılığınız düşer. Psikiyatrlar bu konuda daha dürüst olmalı; ama toplum ve politikacılar da dürüst olmalı. İnsanları tedavi ediyormuş, iyileştiriyormuş gibi davranıyoruz, çünkü bu insanları denetim altında tutmakla ilgili bizi rahat ettiriyor. Bazen gerçekten ruh sağlığı söz konusu olduğunda insanları denetim altında tutmaya ihtiyaç vardır, ama en azından ne yaptığımızla ilgili dürüst olmalıyız. İlaç şirketleri bizim dürüst olmayışımız üzerinden para kazanıyor." (TK) İlaçla Tedavi Efsanesi - Psikiyatrik İlaç Kullanımına Eleştirel Bir BakışJoanna MoncrieffÇev: Tevfik AlıcıMetis Yayınları, Şubat 2010, 340sf.depresyonların tedavisinde kullanılan ilaçlardan özellikle seçici serotonin geri alım engelleyicisi (ssri) grubundan ilaçların özellikle birkaçı, homisid (başkasını öldürme), suisid (kendini öldürme) hatta her iki davranışa birden yol açabilir. 2- psikiyatrik ilaçlar, beyinde kalıcı hasara, kansere neden oluyor. 3- psikiyatrik ilaçlar, beyin biyokimyasını etkileyerek, daha doğrudan deyişle değiştirerek psikiyatrik bozuklukları tedavi ediyor. mesela yukarıda anılan ssri ilaçlar, beyindeki serotonin adlı biyoamin'in akışını hızlandırıcı etkiye sahiptir. başka ilaçlar da dikkate alınırsa, psikiyatrik ilaçlar, dopamin, noradrenalin üzerinden beyinde biyokimyasal değişmelere yol açarak sonuca ulaşıyor. halbuki söz konusu ruhsal bozuklukların, beyindeki biyokimyasal değişmeler sonucu ortaya çıktığı konusunda kesin kanıt yok. 4- psikiyatrik ilaçlar, alışkanlık yapan ve tabii uyuşturucu olan alkol, hatta esrar gibi etki ediyor. psikiyatrik yakınmaları olan kişiler, bugünün legal ilaçlarını kullandıklarında iyileşme belirtileri gösterseler bile, ilacı bıraktıklarında, belirtiler geri geliyor. başka ifadeyle, bu ilaçların etkisi geçici, sadece kullanıldığı sürede ve anılan uyuşturuculardan çok farklı değil.

    Psikiyatrik İlaçlar İyileşmeyi Engelliyor

    Robert Whitaker

    Çeviren: Üstün Öngel

    Sekiz dalda Oskar'a aday olan “Akıl Oyunları” (A Beautiful Mind) adlı film, her yüz Amerikan vatandaşından birini derinden etkileyen "şizofreniden", insanların kurtulabileceğine ve kurtulduğuna haklı olarak dikkat çekti. Ne yazık ki, film, John Nash'in "iyileşme" süreci hakkında gerçekle alakası olmayan bir bilgiyi karşımıza çıkarıyor –Nash'in "ilaç tedavisiyle" "şizofreniyi" yendiğini uyduruyor– ve hepimizin dikkatle üzerinde durması gereken şu soruyu karşımıza çıkarıyor: "Şizofreniyi" iyileştirmede kullandığımız ilaçlar uzun vadede "şizofreniden" kurtulmamızı mı sağlıyor yoksa bu ilaçlar "iyileşmeyi" engelliyor mu?

    Filmde Nash, Nobel ödülünü almadan hemen önce yaptığı konuşmasında “yeni tür ilaçları” aldığından bahseder. Ulusal Akıl Sağlığı Kurumu (NIHM, National Institute of Mental Health), filmin yönetmeni Ron Howard’ı, Nash’in iyileşmesinde ilacın "hayati katkısını" göstermesinden dolayı över. Sylvia Nasar tarafından kaleme alınan Nash’in biyografisinde, ki filmin senaryosu bu biyografiye dayanıyor (ama ciddi değişikliklere uğratılarak), bu dahi matematikçinin 1970'de anti-psikotik ilaçları almayı kestiği ve yirmi yılda yavaş yavaş "iyileştiği" vurgusu yapılmaktadır. Nash’in Matematik bilimi dünyasına geri dönmesini sağlayan bu uzun hassas dönemde "ilaç almayı reddetmesinin şans olduğunu" belirten Nasar, ilaçların sağlığa zararlı etkilerinin "bu dönüşü imkansız kılabileceği" sonucuna varır.

    Nash’in durumu tipiktir. Dünya Sağlık Örgütü (WHO), "şizofreni hastalığından" uzun dönemde kurtulma oranlarının, ABD ve diğer “gelişmiş” ülkelerde, "hastaların" çok azının anti-psikotik ilaçlar kullandığı Hindistan ve Nijerya gibi yoksul ülkelere kıyasla çok daha kötü olduğunu bulmuştur. Amerikalılar defalarca doğrulanan bu gerçekten habersizdir. “Gelişmemiş” ülkelerde, "hastalığın" teşhisinden sonraki beş yıl içinde, "hastaların" üçte ikisine yakını oldukça toparlanmaktadır. "Hastaların" %40'ı ise tamamen iyileşmektedir. Oysa ABD'de ve diğer gelişmiş ülkelerde, "hastaların" çoğu kronik "hasta" olarak hayatlarını sürdürmektedir. “Gelişmiş” ve “gelişmemiş” ülkeler arasında tespit edilen farklılıklar o kadar yüksektir ki, Dünya Sağlık Örgütü, gelişmiş bir ülkede yaşıyor olma durumunun, bir "hastanın" tamamen iyileşmesini engelleyici bir gösterge olduğu sonucuna varmıştır.

    İlaç Efsanesi

    Dahası var. Bayan Psikolog Courtenay Harding, Vermont Eyalet Hastanesi'nden 1950'lerin sonunda taburcu edilen kronik "şizofreni hastalarının" üçte birinin tamamen "iyileştiğini" 1987’de bildirmiştir. "Tamamen iyileşen" bu gruptaki insanların paylaştıkları ortak nokta şudur: Hepsi de anti-psikotik ilaç kullanmaktan vazgeçmiştir. Bayan Harding, "şizofren hastaların" hayatları boyunca ilaç almaları gerektiğinin bir “safsata” olduğu sonucuna varmıştır.

    Harvard Tıp Fakültesi araştırmacıları 1994 yılında, ABD'li "şizofreni hastalarının" durumunun son yirmi yılda, eskiye nazaran daha da kötüleştiğini bulmuşlardır. Araştırmacılar, bugünkü hastaların durumunun, hastaların saatlerce banyo küvetine yatırılmasıyla tedavi edilmelerini amaçlayan yüz yıl önceki durumdan, daha iyi olmadığı sonucuna varmışlardır. 1998 yılında Pensilvanya Üniversitesi'nde araştırmacılar, kullanılagelen anti-psikotik ilaçların beynin bir bölgesinin büyümesine neden olduğu ve bu büyümenin durumu daha da kötüleştiren belirtilerle ilişkili olduğu sonucuna varmışlardır.

    Çok boyutlu ve kapsamlı ilgi ve yardım başarı sağlıyor

    Bütün bu sonuçlar, birkaç Avrupalı doktoru, ilaç dışı alternatifleri araştırmaya itmiştir. Finlandiya’da doktorlar, yeni tanı konan "şizofreni hastalarına" çok boyutlu ve kapsamlı bir yardım programı uyguluyorlar: psiko-sosyal danışmanlık, sosyal destek hizmetleri ve anti-psikotik ilaçların titiz kullanımını kapsamaktadır. Bazı "hastalar" düşük dozda ilaçlar kullanarak, bazıları da ilaç kullanmadan ilerleme kaydetmektedirler. Aldıkları sonuçlar ise harika: "Hastaların" çoğunluğu, çok uzun süre psikotik belirtilerden arınmış bir şekilde ve işlerine tutunarak yaşamaktadırlar.

    John Nash’ın "iyileşmesi" etkileyici bir hikâyedir. Film, Nash'in iyileşmesinde anti-psikotik ilaçların olumlu etkisi olduğu uydurmasıyla bize haksızlık etmektedir.

    Hikâyesi hiç değilse, anti-psikotik ilaçların uzun dönemde etkili olup olmadığını, açık ve dürüst bir yaklaşımla yeniden değerlendirmemize ilham vermelidir. Böyle bir değerlendirme, psikolojik yardım anlayışımızda reform yapmamız için bir adım oluşturabilir. Her şey bir yana, WHO’nun çalışmalarından reformun hayati bir gereklilik olduğu anlaşılmıştır. Belki bu adımlardan sonra, bu ülkedeki (ABD) "şizofreni hastalarının" "iyileşme" oranlarının Hindistan ve Nijerya gibi yoksul ülkelerdeki hastaların "iyileşme" oranlarına yaklaşacağını ümit edebiliriz.



    USA Today Gazetesinin 4 Mart 2002 tarihli yayınında Sayfa 13A'da Robert Whitaker imzalı yazı.

    Robert Whitaker, “Amerika’da Delilik: Kötü Bilim, Kötü İlaç ve Akıl Hastasına Sürekli Kötü Muamele” kitabının yazarıdır.



    Çevirenin notu:

    “A Beautiful Mind” (Akıl Oyunları) isimli Oscar’a sekiz ayrı dalda aday olan film beraberinde Amerikan medyasında geniş yankı bulan umulmadık bir konuda tartışma başlattı. Filmin konusu, 1994 yılında Oyun Teorisinde kullanılan “Nash Denklemleri” ile Ekonomi Bilimine yaptığı katkılardan dolayı Nobel Ekonomi ödülü alan deha matematikçi John Forbes Nash’ın dramatik hayatı. John F. Nash’ın hayatının otuz yıla yakın bölümünü şizofreni tanısıyla geçirmiş olması filmin senaryosunu etkilemiş, hatta gerçeklikten uzak bir şekilde etkilemiş. Filmin bir sahnesinde Nobel ödülünü almadan hemen önce yaptığı konuşmada “yeni tür ilaçların” hastalığını iyileştirdiğini belirtmesinin kendi biyografisi ile tamamen ters düşmesi Amerikan medyasında tartışmaları başlattı. Yukarıdaki yazı bu tartışmanın bir yansımasıdır.
    yazı dizisi:http://ekonomi.milliyet.../psiki...54/default.htm



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi gürcan4 -- 21 Aralık 2013; 17:47:47 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: freeday

    tamam diyelim o adamı buldun ağzını yüzünü kırdın o adam sanki boş durucak oda seni bir yerde bulucak hayatının hiç bir değeri yok sanırım aynı şeyleri oda sana yapar böyle gider bu

    krdşim kolay değil dövmesi ordo çok kalabalıklar diye kaçtım 3 4 kişi olsa zor bisi olmazdı bi güzel ağızını burnunu dağıtırım beni tanımaz bile
  • quote:

    Orijinalden alıntı: freeday

    tamam diyelim o adamı buldun ağzını yüzünü kırdın o adam sanki boş durucak oda seni bir yerde bulucak hayatının hiç bir değeri yok sanırım aynı şeyleri oda sana yapar böyle gider bu

    tamamda krdş bu herifleri dövmesen adam olcagi yok yanımdaki kuzenim bayandı peki eyer o yanımda olsa ne halt yiyicektim tek basima korumak zorundayım o zaman ölçektim
  • haklısın kardeş
  • quote:

    Orijinalden alıntı: barbaros444

    quote:

    Orijinalden alıntı: uzil

    gerçekse kan davası olayına döner bulaşma

    krdşim gerçek ama çok pis içime oturdu kaçmak hayatımda hiç kaçmadım ama başka seçimim yoktu öldürürlerdi hangisini döveyim tekim bıçakları vardı

    keleş le gez
  • quote:

    Orijinalden alıntı: barbaros444

    quote:

    Orijinalden alıntı: ugurcakil34

    quote:

    Orijinalden alıntı: barbaros444

    quote:

    Orijinalden alıntı: ugurcakil34

    quote:

    Orijinalden alıntı: barbaros444

    evet beyler ben izmirde yaşiyorum yaşım 23 benim kuzenim geldi ayrı yasiorum evime oda istanbuldan gelmişti gezdirmeye çıktım onla karşıyakayı bilirsiniz deniz kenarında oturuoduk birden 2 tane herif geldi sigara varmı lan dedi bende yok lan dedim bende hayatım kavga içinde geçti kuzen var diye karışmadım ama asiri sinirlendim neyse lanlı konuşma falan dedi sonra bana sen görecen dedi neyse ben kuzeni halam gile bıraktıktan sonra eve dönerken bizim ara sokak var arka tarafta karakol bunlar önümü kapatılar 8 9 kişi falan saymadım elinde bicak falan ya girsem öldürücekler mümkün değil gücüm yetmez baktım olmuyor arka tarafa doğru koştum ama eyer yere düsem ben bittim neyse karakola nasıl attımı bilmiom girdim gibi dağıldılar eyer başka yerde yakalasalardı suan ölmüştüm ama intikamımı alacam gördüm o herifleri izmirde yaşiom bulurum

    fantaziye gerek yok. kaçmakla doğru olanı yapmışsın daha da bulaşma kimseye.

    hiçmi intikam almak istemezmisin krdş seni kovalıyan adamlardan ?

    adamlar delikanlı gibi dövüşmezler silah çekerler değmez

    iste bende bundan bahsediyorum bende boş gitmicem silahla gidicem ama silahı kullanmaya değil teker teker yakalayıp iyice bi ağızlarını burunlarını dağıtıp bırakacam

    Polise şikayet edicem seni bunu yapma diye. SS aldım elmde kanıtlar var.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: gürcan4

    quote:

    Orijinalden alıntı: barbaros444

    quote:

    Orijinalden alıntı: gürcan4

    quote:

    Orijinalden alıntı: barbaros444

    quote:

    Orijinalden alıntı: gürcan4

    polise söyle kendin bulaşma.gerekirse yani devlet hukukunun yetersiz kaldığı durumlarda kendin birey olarak hak aramaya karşı değilim ama devlet bu sorunu çözebilir.sen bu işe bulaşırsan gereksiz yere zarar görebilirsin.poliste gereksiz yere zarar görebilir ama polis örgütlü silahlı eğitimli bir kuvvet onlar bu işi daha iyi halleder.ama normalde anarşistim devlet karşıtıyım.


    krdş bundan 1 buçuk sene falan önce evime hırsız girmişti boğuştuk ağzını burnunu dağıtmıştım dava açtı bana hırsız böyle bi devlete neyi söyliyeyim söyle deki bunu yap yapayım devlet o hırsızı elini kolunu sallıya sallıya bıraktı adalete bak

    mecburiyetten çalmıyorsa dövebilirsin tabi ama ölüm büyük hırsızlıklar hariç ağır bir ceza olur.

    krdş mecburiyetten calan adamı olur bıçakla girdi gece su içmeye gitmiştim araya doru yürüom bi baktım yanımda başka biri var önce hayal gördüm zannettim baktım gerçek girdik birbirimize ağzını burnunu dağıtım adamın ama gel görki adalet yok adam çıktı elini kolunu salıya sallıya

    ne yazdığını tam olarak anlayamadım mecburiyetten çalan adam mı olur diyorsun?tabiki olur bir adamın bir ihtiyacı vardır mesela kendinin veya yakınının vs ameliyat parası lazımdır.ayrıca nasıl mecburiyetten çalan adam olmaz diyorsun acaba kafanda bir problem(kafadaki bir yere çarpma delinme hasarlarını söylemiyorum delilik gerizekalılık gibi) mi var?psikiyatrik ilaç içme.


    psikiyatrik ilaçlar iyileşmeyi engeller ve bazıları yada hepsi öldürme isteği gibi duygular oluşturur.ve bir sürü başka yan etkisi olması lazım.bunuda oku.delileri veya belki gerizekalıları azarlayan amerikan israil psikiyatrisine güvenme.buda psikiyatrik ilaç türlerinden.kesinlikle kullanma bu tür ilaçlar kötü insanlar tarafından hastalara belki gerizekalılara zarar vermek için yapılmış sonuçta daha fazla hasta gerizekalı olunup topluma kendine zarar verecekler.kesinlikle kullanma bu tür ilaçları sonra sen pişman olursun.

    bu linklere bak.yaz dizisi içeriğini hariç yazdım buraya zaten.

    www.bianet.org/biamag/s...c-alan-bu-kitabi-okusun


    http://www.ustunongel.c...dex.php?ll=detay&src=71

    arkadaşlar ben obsesif kompülsif sorunu olan bir hastayım.bu yüzden 5 yıldan fazla ilaç kullandım.başka bir forumda ilaçların zararıyla ilgili olarak yazdığım yazayım.obsesif kompülsif bozukluk.ama bu yüzden psikiyatriste gitme.psikiyatri sahte bilimdir bilimselliği yoktur ilkeldir. bir süre sonra psikiyatride sana köle gibi davranırlar.ilaçlarıda çok zararlıdır.cinsel sorunlarda tut kansere kadar her çeşit hastalığa sebep oluyor.fiziksel olarak hiçbir aktivite spor yapamazsın.zihinsel olarak yorgunluk ve zeka geriliği yapıyor.sıkıntı yaratıyor.iş hayatın vb akıl gerektiren hayatın biter.kitap bile okuyamazsın ders bile çalışmazsın psikiyatrik ilaç alırsan.mesela beni zorla hastaneye yatırmışlardı orda kitap okuyordum hiçbirşey aklıma girmiyordu.hastalığıda daha iyi etmiyor çok daha kötü ediyor.o yüzden ilaç alma kendi kendine atlatırsın ama ilaç alırsan ömür boyu kalıcı olur hastalık.zaten şimdiki kurumsal psikiyatri denen sahte bilimi abd başkanı freuda kurdurtmuş diye biliyorum.ben ilacı bıraktığım halde kötü etkisini hala hissediyorum.ilacı alma kendi başına iyileşirsin geçmiş olsun.ayrıca çeşitli psikiyatristlerin veya hastaların veya konu hakkında bilgisi olanların yazılarını paylaşayım.Psikiyatra Gidip İlaç Alan Bu Kitabı OkusunEleştirel psikiyatr Moncrieff, psikiyatrik ilaçların, giderek yaygınlaşan antidepresanların yararını sorguladığı "İlaçla Tedavi Efsanesi"nde, uzun süreli psikiyatrik ilaç tedavisinin zararlarıyla ilgili bizi uyarıyor.İstanbul - BİA Haber Merkezi 13 Mart 2010, Cumartesi Britanyalı psikiyatr, Eleştirel Psikiyatri Ağı'nın eşbaşkanı Joanna Moncrieff, bizi giderek yaygınlaşan psikiyatrik ilaçlarla ilgili uyarıyor: Bu ilaçların gerçekten yararlı olduğu konusunda yeterli kanıt bulunmadığını, tersine ilaç şirketleri ve psikiyatrların ortaklaşa bir efsane yarattığını ortaya koyuyor. Metis yayınlarından çıkan "İlaçla Tedavi Efsanesi - Psikiyatrik İlaç Kullanımına Eleştirel Bir Bakış" kitabında Moncrieff, birçok psikiyatrik ilacın, plasebo, yani kişinin ilaç olduğu düşündüğü "kandırmaca ilaç"lardan daha yararlı olmadığını gösteriyor. Sıradan sıkıntılardan en ciddi travmalara kadar her yerde antidpresan Psikiyatrik ilaçların kişinin sorunlarıyla yüzleşmesini engelleyip onu uyuşturarak belirtilerini durdurduğuna dikkat çeken Moncrieff şunları söylüyor: "Satış kampanyaları özellikle Batı ülkelerinde yaşayanların büyük çoğunluğunu günlük yaşamın sıradan sıkıntıları için bile antidepresan almaya ikna etmiş durumda. Ayrılıklardan iş hayatındaki zorluklara, cinsel tacizden en travmatik deneyimlere kadar her şey beyin kimyası sorunlarına dönüştürülmüştür. "Kendi hayat hikayeleri ve kişisel özellikleriyle tek tek bireyler, basit biyokimyasal mekanizmalara indirgenmiş ve bu sayede insan deneyiminin ve ıstırabının gerçekliği inkar edilmiştir." Moncrieff, sorunlarımızı ilaçla çözebileceğimiz mesajının çocuklara kadar uzandığına da dikkat çekiyor ve çocukların giderek "pazarın" daha büyük bir kısmını oluşturduğunu söylüyor. Ancak bu efsanenin yaratıcısı yalnızca ilaç şirketleri değil, Moncrieff'e göre. Moncrieff şirketlerin ilaçları tarihsel olarak nasıl pazarladıklarını ortaya koymasını yanı sıra, tıp ve hekimlik alanında daha fazla alan, "uygun yer" isteyen psikiyatri kurumunun da sorumluluğunu ifşa ediyor. İlaç merkezli, dürüst yaklaşım Moncrieff, bu "hasta merkezli" yaklaşım yerine ilaç merkezli yaklaşımı öneriyor. "Bu yaklaşım psikiyatrik ilaçların mütevazı ve geçici faydalarını nesnel olarak değerlendirir ve zararlı etkilerini açıkça ortaya koyar. Sözde bilimsel yanıltmacalara başvurmadan, ilaçların iyi gelip gelmediği kararını kendilerine bırakır. Tıbbi terimlerle maskelenen gerçeği, psikiyatrik ilaçların mucizevi şifalar değil, normal beyin faaliyetlerini bozan psikoaktif maddeler olduğunu kabul eder. Ve nihayet zorla verilen ilaçların bir tür kimyasal tahakküm olduğunu göstererek psikiyatrik rahatsızlıklara daha dürüst ve insancıl bir müdahaleyi teşvik eder." Moncrieff bir röportajında bu efsaneyle ilgili şunları dile getiriyor: "Bu ilaçlarla insanları uyuşturuyoruz. Bu belirtileri baskılayabilir, ama ters etkileri de oluşur. İlaçlıyken yavaşlarsınız, duygusal duyarlılığınız düşer. Psikiyatrlar bu konuda daha dürüst olmalı; ama toplum ve politikacılar da dürüst olmalı. İnsanları tedavi ediyormuş, iyileştiriyormuş gibi davranıyoruz, çünkü bu insanları denetim altında tutmakla ilgili bizi rahat ettiriyor. Bazen gerçekten ruh sağlığı söz konusu olduğunda insanları denetim altında tutmaya ihtiyaç vardır, ama en azından ne yaptığımızla ilgili dürüst olmalıyız. İlaç şirketleri bizim dürüst olmayışımız üzerinden para kazanıyor." (TK) İlaçla Tedavi Efsanesi - Psikiyatrik İlaç Kullanımına Eleştirel Bir BakışJoanna MoncrieffÇev: Tevfik AlıcıMetis Yayınları, Şubat 2010, 340sf.depresyonların tedavisinde kullanılan ilaçlardan özellikle seçici serotonin geri alım engelleyicisi (ssri) grubundan ilaçların özellikle birkaçı, homisid (başkasını öldürme), suisid (kendini öldürme) hatta her iki davranışa birden yol açabilir. 2- psikiyatrik ilaçlar, beyinde kalıcı hasara, kansere neden oluyor. 3- psikiyatrik ilaçlar, beyin biyokimyasını etkileyerek, daha doğrudan deyişle değiştirerek psikiyatrik bozuklukları tedavi ediyor. mesela yukarıda anılan ssri ilaçlar, beyindeki serotonin adlı biyoamin'in akışını hızlandırıcı etkiye sahiptir. başka ilaçlar da dikkate alınırsa, psikiyatrik ilaçlar, dopamin, noradrenalin üzerinden beyinde biyokimyasal değişmelere yol açarak sonuca ulaşıyor. halbuki söz konusu ruhsal bozuklukların, beyindeki biyokimyasal değişmeler sonucu ortaya çıktığı konusunda kesin kanıt yok. 4- psikiyatrik ilaçlar, alışkanlık yapan ve tabii uyuşturucu olan alkol, hatta esrar gibi etki ediyor. psikiyatrik yakınmaları olan kişiler, bugünün legal ilaçlarını kullandıklarında iyileşme belirtileri gösterseler bile, ilacı bıraktıklarında, belirtiler geri geliyor. başka ifadeyle, bu ilaçların etkisi geçici, sadece kullanıldığı sürede ve anılan uyuşturuculardan çok farklı değil.

    Psikiyatrik İlaçlar İyileşmeyi Engelliyor

    Robert Whitaker

    Çeviren: Üstün Öngel

    Sekiz dalda Oskar'a aday olan “Akıl Oyunları” (A Beautiful Mind) adlı film, her yüz Amerikan vatandaşından birini derinden etkileyen "şizofreniden", insanların kurtulabileceğine ve kurtulduğuna haklı olarak dikkat çekti. Ne yazık ki, film, John Nash'in "iyileşme" süreci hakkında gerçekle alakası olmayan bir bilgiyi karşımıza çıkarıyor –Nash'in "ilaç tedavisiyle" "şizofreniyi" yendiğini uyduruyor– ve hepimizin dikkatle üzerinde durması gereken şu soruyu karşımıza çıkarıyor: "Şizofreniyi" iyileştirmede kullandığımız ilaçlar uzun vadede "şizofreniden" kurtulmamızı mı sağlıyor yoksa bu ilaçlar "iyileşmeyi" engelliyor mu?

    Filmde Nash, Nobel ödülünü almadan hemen önce yaptığı konuşmasında “yeni tür ilaçları” aldığından bahseder. Ulusal Akıl Sağlığı Kurumu (NIHM, National Institute of Mental Health), filmin yönetmeni Ron Howard’ı, Nash’in iyileşmesinde ilacın "hayati katkısını" göstermesinden dolayı över. Sylvia Nasar tarafından kaleme alınan Nash’in biyografisinde, ki filmin senaryosu bu biyografiye dayanıyor (ama ciddi değişikliklere uğratılarak), bu dahi matematikçinin 1970'de anti-psikotik ilaçları almayı kestiği ve yirmi yılda yavaş yavaş "iyileştiği" vurgusu yapılmaktadır. Nash’in Matematik bilimi dünyasına geri dönmesini sağlayan bu uzun hassas dönemde "ilaç almayı reddetmesinin şans olduğunu" belirten Nasar, ilaçların sağlığa zararlı etkilerinin "bu dönüşü imkansız kılabileceği" sonucuna varır.

    Nash’in durumu tipiktir. Dünya Sağlık Örgütü (WHO), "şizofreni hastalığından" uzun dönemde kurtulma oranlarının, ABD ve diğer “gelişmiş” ülkelerde, "hastaların" çok azının anti-psikotik ilaçlar kullandığı Hindistan ve Nijerya gibi yoksul ülkelere kıyasla çok daha kötü olduğunu bulmuştur. Amerikalılar defalarca doğrulanan bu gerçekten habersizdir. “Gelişmemiş” ülkelerde, "hastalığın" teşhisinden sonraki beş yıl içinde, "hastaların" üçte ikisine yakını oldukça toparlanmaktadır. "Hastaların" %40'ı ise tamamen iyileşmektedir. Oysa ABD'de ve diğer gelişmiş ülkelerde, "hastaların" çoğu kronik "hasta" olarak hayatlarını sürdürmektedir. “Gelişmiş” ve “gelişmemiş” ülkeler arasında tespit edilen farklılıklar o kadar yüksektir ki, Dünya Sağlık Örgütü, gelişmiş bir ülkede yaşıyor olma durumunun, bir "hastanın" tamamen iyileşmesini engelleyici bir gösterge olduğu sonucuna varmıştır.

    İlaç Efsanesi

    Dahası var. Bayan Psikolog Courtenay Harding, Vermont Eyalet Hastanesi'nden 1950'lerin sonunda taburcu edilen kronik "şizofreni hastalarının" üçte birinin tamamen "iyileştiğini" 1987’de bildirmiştir. "Tamamen iyileşen" bu gruptaki insanların paylaştıkları ortak nokta şudur: Hepsi de anti-psikotik ilaç kullanmaktan vazgeçmiştir. Bayan Harding, "şizofren hastaların" hayatları boyunca ilaç almaları gerektiğinin bir “safsata” olduğu sonucuna varmıştır.

    Harvard Tıp Fakültesi araştırmacıları 1994 yılında, ABD'li "şizofreni hastalarının" durumunun son yirmi yılda, eskiye nazaran daha da kötüleştiğini bulmuşlardır. Araştırmacılar, bugünkü hastaların durumunun, hastaların saatlerce banyo küvetine yatırılmasıyla tedavi edilmelerini amaçlayan yüz yıl önceki durumdan, daha iyi olmadığı sonucuna varmışlardır. 1998 yılında Pensilvanya Üniversitesi'nde araştırmacılar, kullanılagelen anti-psikotik ilaçların beynin bir bölgesinin büyümesine neden olduğu ve bu büyümenin durumu daha da kötüleştiren belirtilerle ilişkili olduğu sonucuna varmışlardır.

    Çok boyutlu ve kapsamlı ilgi ve yardım başarı sağlıyor

    Bütün bu sonuçlar, birkaç Avrupalı doktoru, ilaç dışı alternatifleri araştırmaya itmiştir. Finlandiya’da doktorlar, yeni tanı konan "şizofreni hastalarına" çok boyutlu ve kapsamlı bir yardım programı uyguluyorlar: psiko-sosyal danışmanlık, sosyal destek hizmetleri ve anti-psikotik ilaçların titiz kullanımını kapsamaktadır. Bazı "hastalar" düşük dozda ilaçlar kullanarak, bazıları da ilaç kullanmadan ilerleme kaydetmektedirler. Aldıkları sonuçlar ise harika: "Hastaların" çoğunluğu, çok uzun süre psikotik belirtilerden arınmış bir şekilde ve işlerine tutunarak yaşamaktadırlar.

    John Nash’ın "iyileşmesi" etkileyici bir hikâyedir. Film, Nash'in iyileşmesinde anti-psikotik ilaçların olumlu etkisi olduğu uydurmasıyla bize haksızlık etmektedir.

    Hikâyesi hiç değilse, anti-psikotik ilaçların uzun dönemde etkili olup olmadığını, açık ve dürüst bir yaklaşımla yeniden değerlendirmemize ilham vermelidir. Böyle bir değerlendirme, psikolojik yardım anlayışımızda reform yapmamız için bir adım oluşturabilir. Her şey bir yana, WHO’nun çalışmalarından reformun hayati bir gereklilik olduğu anlaşılmıştır. Belki bu adımlardan sonra, bu ülkedeki (ABD) "şizofreni hastalarının" "iyileşme" oranlarının Hindistan ve Nijerya gibi yoksul ülkelerdeki hastaların "iyileşme" oranlarına yaklaşacağını ümit edebiliriz.



    USA Today Gazetesinin 4 Mart 2002 tarihli yayınında Sayfa 13A'da Robert Whitaker imzalı yazı.

    Robert Whitaker, “Amerika’da Delilik: Kötü Bilim, Kötü İlaç ve Akıl Hastasına Sürekli Kötü Muamele” kitabının yazarıdır.



    Çevirenin notu:

    “A Beautiful Mind” (Akıl Oyunları) isimli Oscar’a sekiz ayrı dalda aday olan film beraberinde Amerikan medyasında geniş yankı bulan umulmadık bir konuda tartışma başlattı. Filmin konusu, 1994 yılında Oyun Teorisinde kullanılan “Nash Denklemleri” ile Ekonomi Bilimine yaptığı katkılardan dolayı Nobel Ekonomi ödülü alan deha matematikçi John Forbes Nash’ın dramatik hayatı. John F. Nash’ın hayatının otuz yıla yakın bölümünü şizofreni tanısıyla geçirmiş olması filmin senaryosunu etkilemiş, hatta gerçeklikten uzak bir şekilde etkilemiş. Filmin bir sahnesinde Nobel ödülünü almadan hemen önce yaptığı konuşmada “yeni tür ilaçların” hastalığını iyileştirdiğini belirtmesinin kendi biyografisi ile tamamen ters düşmesi Amerikan medyasında tartışmaları başlattı. Yukarıdaki yazı bu tartışmanın bir yansımasıdır.
    yazı dizisi:http://ekonomi.milliyet.../psiki...54/default.htm


    Dalga mi geciyorsun sen ? Millete psikolojik rahatsizlik yuklemeden once kendi kafani kullansan daha iyi olur bence mecburiyetten calabilirmis ameliyat parasiymis hadi ya. Caldigi adamin parasi ona gokten mi yagiyor calisipta aliyor. Bide zenginden calinir diyenlerede sinir oluyorum calis sende yap adam fazla calisti diye sana mi vermek zorunda parasini



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi kesadam -- 29 Aralık 2013; 13:23:41 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: kesadam

    quote:

    Orijinalden alıntı: gürcan4

    quote:

    Orijinalden alıntı: barbaros444

    quote:

    Orijinalden alıntı: gürcan4

    quote:

    Orijinalden alıntı: barbaros444

    quote:

    Orijinalden alıntı: gürcan4

    polise söyle kendin bulaşma.gerekirse yani devlet hukukunun yetersiz kaldığı durumlarda kendin birey olarak hak aramaya karşı değilim ama devlet bu sorunu çözebilir.sen bu işe bulaşırsan gereksiz yere zarar görebilirsin.poliste gereksiz yere zarar görebilir ama polis örgütlü silahlı eğitimli bir kuvvet onlar bu işi daha iyi halleder.ama normalde anarşistim devlet karşıtıyım.


    krdş bundan 1 buçuk sene falan önce evime hırsız girmişti boğuştuk ağzını burnunu dağıtmıştım dava açtı bana hırsız böyle bi devlete neyi söyliyeyim söyle deki bunu yap yapayım devlet o hırsızı elini kolunu sallıya sallıya bıraktı adalete bak

    mecburiyetten çalmıyorsa dövebilirsin tabi ama ölüm büyük hırsızlıklar hariç ağır bir ceza olur.

    krdş mecburiyetten calan adamı olur bıçakla girdi gece su içmeye gitmiştim araya doru yürüom bi baktım yanımda başka biri var önce hayal gördüm zannettim baktım gerçek girdik birbirimize ağzını burnunu dağıtım adamın ama gel görki adalet yok adam çıktı elini kolunu salıya sallıya

    ne yazdığını tam olarak anlayamadım mecburiyetten çalan adam mı olur diyorsun?tabiki olur bir adamın bir ihtiyacı vardır mesela kendinin veya yakınının vs ameliyat parası lazımdır.ayrıca nasıl mecburiyetten çalan adam olmaz diyorsun acaba kafanda bir problem(kafadaki bir yere çarpma delinme hasarlarını söylemiyorum delilik gerizekalılık gibi) mi var?psikiyatrik ilaç içme.


    psikiyatrik ilaçlar iyileşmeyi engeller ve bazıları yada hepsi öldürme isteği gibi duygular oluşturur.ve bir sürü başka yan etkisi olması lazım.bunuda oku.delileri veya belki gerizekalıları azarlayan amerikan israil psikiyatrisine güvenme.buda psikiyatrik ilaç türlerinden.kesinlikle kullanma bu tür ilaçlar kötü insanlar tarafından hastalara belki gerizekalılara zarar vermek için yapılmış sonuçta daha fazla hasta gerizekalı olunup topluma kendine zarar verecekler.kesinlikle kullanma bu tür ilaçları sonra sen pişman olursun.

    bu linklere bak.yaz dizisi içeriğini hariç yazdım buraya zaten.

    www.bianet.org/biamag/s...c-alan-bu-kitabi-okusun


    http://www.ustunongel.c...dex.php?ll=detay&src=71

    arkadaşlar ben obsesif kompülsif sorunu olan bir hastayım.bu yüzden 5 yıldan fazla ilaç kullandım.başka bir forumda ilaçların zararıyla ilgili olarak yazdığım yazayım.obsesif kompülsif bozukluk.ama bu yüzden psikiyatriste gitme.psikiyatri sahte bilimdir bilimselliği yoktur ilkeldir. bir süre sonra psikiyatride sana köle gibi davranırlar.ilaçlarıda çok zararlıdır.cinsel sorunlarda tut kansere kadar her çeşit hastalığa sebep oluyor.fiziksel olarak hiçbir aktivite spor yapamazsın.zihinsel olarak yorgunluk ve zeka geriliği yapıyor.sıkıntı yaratıyor.iş hayatın vb akıl gerektiren hayatın biter.kitap bile okuyamazsın ders bile çalışmazsın psikiyatrik ilaç alırsan.mesela beni zorla hastaneye yatırmışlardı orda kitap okuyordum hiçbirşey aklıma girmiyordu.hastalığıda daha iyi etmiyor çok daha kötü ediyor.o yüzden ilaç alma kendi kendine atlatırsın ama ilaç alırsan ömür boyu kalıcı olur hastalık.zaten şimdiki kurumsal psikiyatri denen sahte bilimi abd başkanı freuda kurdurtmuş diye biliyorum.ben ilacı bıraktığım halde kötü etkisini hala hissediyorum.ilacı alma kendi başına iyileşirsin geçmiş olsun.ayrıca çeşitli psikiyatristlerin veya hastaların veya konu hakkında bilgisi olanların yazılarını paylaşayım.Psikiyatra Gidip İlaç Alan Bu Kitabı OkusunEleştirel psikiyatr Moncrieff, psikiyatrik ilaçların, giderek yaygınlaşan antidepresanların yararını sorguladığı "İlaçla Tedavi Efsanesi"nde, uzun süreli psikiyatrik ilaç tedavisinin zararlarıyla ilgili bizi uyarıyor.İstanbul - BİA Haber Merkezi 13 Mart 2010, Cumartesi Britanyalı psikiyatr, Eleştirel Psikiyatri Ağı'nın eşbaşkanı Joanna Moncrieff, bizi giderek yaygınlaşan psikiyatrik ilaçlarla ilgili uyarıyor: Bu ilaçların gerçekten yararlı olduğu konusunda yeterli kanıt bulunmadığını, tersine ilaç şirketleri ve psikiyatrların ortaklaşa bir efsane yarattığını ortaya koyuyor. Metis yayınlarından çıkan "İlaçla Tedavi Efsanesi - Psikiyatrik İlaç Kullanımına Eleştirel Bir Bakış" kitabında Moncrieff, birçok psikiyatrik ilacın, plasebo, yani kişinin ilaç olduğu düşündüğü "kandırmaca ilaç"lardan daha yararlı olmadığını gösteriyor. Sıradan sıkıntılardan en ciddi travmalara kadar her yerde antidpresan Psikiyatrik ilaçların kişinin sorunlarıyla yüzleşmesini engelleyip onu uyuşturarak belirtilerini durdurduğuna dikkat çeken Moncrieff şunları söylüyor: "Satış kampanyaları özellikle Batı ülkelerinde yaşayanların büyük çoğunluğunu günlük yaşamın sıradan sıkıntıları için bile antidepresan almaya ikna etmiş durumda. Ayrılıklardan iş hayatındaki zorluklara, cinsel tacizden en travmatik deneyimlere kadar her şey beyin kimyası sorunlarına dönüştürülmüştür. "Kendi hayat hikayeleri ve kişisel özellikleriyle tek tek bireyler, basit biyokimyasal mekanizmalara indirgenmiş ve bu sayede insan deneyiminin ve ıstırabının gerçekliği inkar edilmiştir." Moncrieff, sorunlarımızı ilaçla çözebileceğimiz mesajının çocuklara kadar uzandığına da dikkat çekiyor ve çocukların giderek "pazarın" daha büyük bir kısmını oluşturduğunu söylüyor. Ancak bu efsanenin yaratıcısı yalnızca ilaç şirketleri değil, Moncrieff'e göre. Moncrieff şirketlerin ilaçları tarihsel olarak nasıl pazarladıklarını ortaya koymasını yanı sıra, tıp ve hekimlik alanında daha fazla alan, "uygun yer" isteyen psikiyatri kurumunun da sorumluluğunu ifşa ediyor. İlaç merkezli, dürüst yaklaşım Moncrieff, bu "hasta merkezli" yaklaşım yerine ilaç merkezli yaklaşımı öneriyor. "Bu yaklaşım psikiyatrik ilaçların mütevazı ve geçici faydalarını nesnel olarak değerlendirir ve zararlı etkilerini açıkça ortaya koyar. Sözde bilimsel yanıltmacalara başvurmadan, ilaçların iyi gelip gelmediği kararını kendilerine bırakır. Tıbbi terimlerle maskelenen gerçeği, psikiyatrik ilaçların mucizevi şifalar değil, normal beyin faaliyetlerini bozan psikoaktif maddeler olduğunu kabul eder. Ve nihayet zorla verilen ilaçların bir tür kimyasal tahakküm olduğunu göstererek psikiyatrik rahatsızlıklara daha dürüst ve insancıl bir müdahaleyi teşvik eder." Moncrieff bir röportajında bu efsaneyle ilgili şunları dile getiriyor: "Bu ilaçlarla insanları uyuşturuyoruz. Bu belirtileri baskılayabilir, ama ters etkileri de oluşur. İlaçlıyken yavaşlarsınız, duygusal duyarlılığınız düşer. Psikiyatrlar bu konuda daha dürüst olmalı; ama toplum ve politikacılar da dürüst olmalı. İnsanları tedavi ediyormuş, iyileştiriyormuş gibi davranıyoruz, çünkü bu insanları denetim altında tutmakla ilgili bizi rahat ettiriyor. Bazen gerçekten ruh sağlığı söz konusu olduğunda insanları denetim altında tutmaya ihtiyaç vardır, ama en azından ne yaptığımızla ilgili dürüst olmalıyız. İlaç şirketleri bizim dürüst olmayışımız üzerinden para kazanıyor." (TK) İlaçla Tedavi Efsanesi - Psikiyatrik İlaç Kullanımına Eleştirel Bir BakışJoanna MoncrieffÇev: Tevfik AlıcıMetis Yayınları, Şubat 2010, 340sf.depresyonların tedavisinde kullanılan ilaçlardan özellikle seçici serotonin geri alım engelleyicisi (ssri) grubundan ilaçların özellikle birkaçı, homisid (başkasını öldürme), suisid (kendini öldürme) hatta her iki davranışa birden yol açabilir. 2- psikiyatrik ilaçlar, beyinde kalıcı hasara, kansere neden oluyor. 3- psikiyatrik ilaçlar, beyin biyokimyasını etkileyerek, daha doğrudan deyişle değiştirerek psikiyatrik bozuklukları tedavi ediyor. mesela yukarıda anılan ssri ilaçlar, beyindeki serotonin adlı biyoamin'in akışını hızlandırıcı etkiye sahiptir. başka ilaçlar da dikkate alınırsa, psikiyatrik ilaçlar, dopamin, noradrenalin üzerinden beyinde biyokimyasal değişmelere yol açarak sonuca ulaşıyor. halbuki söz konusu ruhsal bozuklukların, beyindeki biyokimyasal değişmeler sonucu ortaya çıktığı konusunda kesin kanıt yok. 4- psikiyatrik ilaçlar, alışkanlık yapan ve tabii uyuşturucu olan alkol, hatta esrar gibi etki ediyor. psikiyatrik yakınmaları olan kişiler, bugünün legal ilaçlarını kullandıklarında iyileşme belirtileri gösterseler bile, ilacı bıraktıklarında, belirtiler geri geliyor. başka ifadeyle, bu ilaçların etkisi geçici, sadece kullanıldığı sürede ve anılan uyuşturuculardan çok farklı değil.

    Psikiyatrik İlaçlar İyileşmeyi Engelliyor

    Robert Whitaker

    Çeviren: Üstün Öngel

    Sekiz dalda Oskar'a aday olan “Akıl Oyunları” (A Beautiful Mind) adlı film, her yüz Amerikan vatandaşından birini derinden etkileyen "şizofreniden", insanların kurtulabileceğine ve kurtulduğuna haklı olarak dikkat çekti. Ne yazık ki, film, John Nash'in "iyileşme" süreci hakkında gerçekle alakası olmayan bir bilgiyi karşımıza çıkarıyor –Nash'in "ilaç tedavisiyle" "şizofreniyi" yendiğini uyduruyor– ve hepimizin dikkatle üzerinde durması gereken şu soruyu karşımıza çıkarıyor: "Şizofreniyi" iyileştirmede kullandığımız ilaçlar uzun vadede "şizofreniden" kurtulmamızı mı sağlıyor yoksa bu ilaçlar "iyileşmeyi" engelliyor mu?

    Filmde Nash, Nobel ödülünü almadan hemen önce yaptığı konuşmasında “yeni tür ilaçları” aldığından bahseder. Ulusal Akıl Sağlığı Kurumu (NIHM, National Institute of Mental Health), filmin yönetmeni Ron Howard’ı, Nash’in iyileşmesinde ilacın "hayati katkısını" göstermesinden dolayı över. Sylvia Nasar tarafından kaleme alınan Nash’in biyografisinde, ki filmin senaryosu bu biyografiye dayanıyor (ama ciddi değişikliklere uğratılarak), bu dahi matematikçinin 1970'de anti-psikotik ilaçları almayı kestiği ve yirmi yılda yavaş yavaş "iyileştiği" vurgusu yapılmaktadır. Nash’in Matematik bilimi dünyasına geri dönmesini sağlayan bu uzun hassas dönemde "ilaç almayı reddetmesinin şans olduğunu" belirten Nasar, ilaçların sağlığa zararlı etkilerinin "bu dönüşü imkansız kılabileceği" sonucuna varır.

    Nash’in durumu tipiktir. Dünya Sağlık Örgütü (WHO), "şizofreni hastalığından" uzun dönemde kurtulma oranlarının, ABD ve diğer “gelişmiş” ülkelerde, "hastaların" çok azının anti-psikotik ilaçlar kullandığı Hindistan ve Nijerya gibi yoksul ülkelere kıyasla çok daha kötü olduğunu bulmuştur. Amerikalılar defalarca doğrulanan bu gerçekten habersizdir. “Gelişmemiş” ülkelerde, "hastalığın" teşhisinden sonraki beş yıl içinde, "hastaların" üçte ikisine yakını oldukça toparlanmaktadır. "Hastaların" %40'ı ise tamamen iyileşmektedir. Oysa ABD'de ve diğer gelişmiş ülkelerde, "hastaların" çoğu kronik "hasta" olarak hayatlarını sürdürmektedir. “Gelişmiş” ve “gelişmemiş” ülkeler arasında tespit edilen farklılıklar o kadar yüksektir ki, Dünya Sağlık Örgütü, gelişmiş bir ülkede yaşıyor olma durumunun, bir "hastanın" tamamen iyileşmesini engelleyici bir gösterge olduğu sonucuna varmıştır.

    İlaç Efsanesi

    Dahası var. Bayan Psikolog Courtenay Harding, Vermont Eyalet Hastanesi'nden 1950'lerin sonunda taburcu edilen kronik "şizofreni hastalarının" üçte birinin tamamen "iyileştiğini" 1987’de bildirmiştir. "Tamamen iyileşen" bu gruptaki insanların paylaştıkları ortak nokta şudur: Hepsi de anti-psikotik ilaç kullanmaktan vazgeçmiştir. Bayan Harding, "şizofren hastaların" hayatları boyunca ilaç almaları gerektiğinin bir “safsata” olduğu sonucuna varmıştır.

    Harvard Tıp Fakültesi araştırmacıları 1994 yılında, ABD'li "şizofreni hastalarının" durumunun son yirmi yılda, eskiye nazaran daha da kötüleştiğini bulmuşlardır. Araştırmacılar, bugünkü hastaların durumunun, hastaların saatlerce banyo küvetine yatırılmasıyla tedavi edilmelerini amaçlayan yüz yıl önceki durumdan, daha iyi olmadığı sonucuna varmışlardır. 1998 yılında Pensilvanya Üniversitesi'nde araştırmacılar, kullanılagelen anti-psikotik ilaçların beynin bir bölgesinin büyümesine neden olduğu ve bu büyümenin durumu daha da kötüleştiren belirtilerle ilişkili olduğu sonucuna varmışlardır.

    Çok boyutlu ve kapsamlı ilgi ve yardım başarı sağlıyor

    Bütün bu sonuçlar, birkaç Avrupalı doktoru, ilaç dışı alternatifleri araştırmaya itmiştir. Finlandiya’da doktorlar, yeni tanı konan "şizofreni hastalarına" çok boyutlu ve kapsamlı bir yardım programı uyguluyorlar: psiko-sosyal danışmanlık, sosyal destek hizmetleri ve anti-psikotik ilaçların titiz kullanımını kapsamaktadır. Bazı "hastalar" düşük dozda ilaçlar kullanarak, bazıları da ilaç kullanmadan ilerleme kaydetmektedirler. Aldıkları sonuçlar ise harika: "Hastaların" çoğunluğu, çok uzun süre psikotik belirtilerden arınmış bir şekilde ve işlerine tutunarak yaşamaktadırlar.

    John Nash’ın "iyileşmesi" etkileyici bir hikâyedir. Film, Nash'in iyileşmesinde anti-psikotik ilaçların olumlu etkisi olduğu uydurmasıyla bize haksızlık etmektedir.

    Hikâyesi hiç değilse, anti-psikotik ilaçların uzun dönemde etkili olup olmadığını, açık ve dürüst bir yaklaşımla yeniden değerlendirmemize ilham vermelidir. Böyle bir değerlendirme, psikolojik yardım anlayışımızda reform yapmamız için bir adım oluşturabilir. Her şey bir yana, WHO’nun çalışmalarından reformun hayati bir gereklilik olduğu anlaşılmıştır. Belki bu adımlardan sonra, bu ülkedeki (ABD) "şizofreni hastalarının" "iyileşme" oranlarının Hindistan ve Nijerya gibi yoksul ülkelerdeki hastaların "iyileşme" oranlarına yaklaşacağını ümit edebiliriz.



    USA Today Gazetesinin 4 Mart 2002 tarihli yayınında Sayfa 13A'da Robert Whitaker imzalı yazı.

    Robert Whitaker, “Amerika’da Delilik: Kötü Bilim, Kötü İlaç ve Akıl Hastasına Sürekli Kötü Muamele” kitabının yazarıdır.



    Çevirenin notu:

    “A Beautiful Mind” (Akıl Oyunları) isimli Oscar’a sekiz ayrı dalda aday olan film beraberinde Amerikan medyasında geniş yankı bulan umulmadık bir konuda tartışma başlattı. Filmin konusu, 1994 yılında Oyun Teorisinde kullanılan “Nash Denklemleri” ile Ekonomi Bilimine yaptığı katkılardan dolayı Nobel Ekonomi ödülü alan deha matematikçi John Forbes Nash’ın dramatik hayatı. John F. Nash’ın hayatının otuz yıla yakın bölümünü şizofreni tanısıyla geçirmiş olması filmin senaryosunu etkilemiş, hatta gerçeklikten uzak bir şekilde etkilemiş. Filmin bir sahnesinde Nobel ödülünü almadan hemen önce yaptığı konuşmada “yeni tür ilaçların” hastalığını iyileştirdiğini belirtmesinin kendi biyografisi ile tamamen ters düşmesi Amerikan medyasında tartışmaları başlattı. Yukarıdaki yazı bu tartışmanın bir yansımasıdır.
    yazı dizisi:http://ekonomi.milliyet.../psiki...54/default.htm


    Dalga mi geciyorsun sen ? Millete psikolojik rahatsizlik yuklemeden once kendi kafani kullansan daha iyi olur bence mecburiyetten calabilirmis ameliyat parasiymis hadi ya. Caldigi adamin parasi ona gokten mi yagiyor calisipta aliyor. Bide zenginden calinir diyenlerede sinir oluyorum calis sende yap adam fazla calisti diye sana mi vermek zorunda parasini

    saol krdş




  • quote:

    Orijinalden alıntı: EdvaldBoassonHagen

    quote:

    Orijinalden alıntı: barbaros444

    quote:

    Orijinalden alıntı: ugurcakil34

    quote:

    Orijinalden alıntı: barbaros444

    quote:

    Orijinalden alıntı: ugurcakil34

    quote:

    Orijinalden alıntı: barbaros444

    evet beyler ben izmirde yaşiyorum yaşım 23 benim kuzenim geldi ayrı yasiorum evime oda istanbuldan gelmişti gezdirmeye çıktım onla karşıyakayı bilirsiniz deniz kenarında oturuoduk birden 2 tane herif geldi sigara varmı lan dedi bende yok lan dedim bende hayatım kavga içinde geçti kuzen var diye karışmadım ama asiri sinirlendim neyse lanlı konuşma falan dedi sonra bana sen görecen dedi neyse ben kuzeni halam gile bıraktıktan sonra eve dönerken bizim ara sokak var arka tarafta karakol bunlar önümü kapatılar 8 9 kişi falan saymadım elinde bicak falan ya girsem öldürücekler mümkün değil gücüm yetmez baktım olmuyor arka tarafa doğru koştum ama eyer yere düsem ben bittim neyse karakola nasıl attımı bilmiom girdim gibi dağıldılar eyer başka yerde yakalasalardı suan ölmüştüm ama intikamımı alacam gördüm o herifleri izmirde yaşiom bulurum

    fantaziye gerek yok. kaçmakla doğru olanı yapmışsın daha da bulaşma kimseye.

    hiçmi intikam almak istemezmisin krdş seni kovalıyan adamlardan ?

    adamlar delikanlı gibi dövüşmezler silah çekerler değmez

    iste bende bundan bahsediyorum bende boş gitmicem silahla gidicem ama silahı kullanmaya değil teker teker yakalayıp iyice bi ağızlarını burunlarını dağıtıp bırakacam

    Polise şikayet edicem seni bunu yapma diye. SS aldım elmde kanıtlar var.

    krdşim kusura bakma ama bunları ariom hala 1 cocugu buldum ama hep grup takılıyor tek yakalicam grup yine başımı belaya sokar tek yakalicam dier herifleri tanımıyom boşa dövmiyeyim ama o 8 9 kişiyi gördüm yakalicam onları varya analarından emdiği sütü burnundan geitricem




  • quote:

    Orijinalden alıntı: barbaros444

    quote:

    Orijinalden alıntı: uzil

    quote:

    Orijinalden alıntı: barbaros444

    quote:

    Orijinalden alıntı: uzil

    gerçekse kan davası olayına döner bulaşma

    krdşim gerçek ama çok pis içime oturdu kaçmak hayatımda hiç kaçmadım ama başka seçimim yoktu öldürürlerdi hangisini döveyim tekim bıçakları vardı

    tamam kaçmışsın işte ne gerek var daha da bulaşma..kısasa kısas yaparsın sende içine oturdu ise elinin çok güçlü olduğunu göster o zaman daha bulaşmazlar yedikleri dayakla kalırlar

    zaten yüzlerini hepsini gördüm özellikle o 2 sigara istiyen herifi yakalicam ozaman bak neler yapacam onlara bak o zaman kaçmak ne görürler 8 9 kişi topla gel tek adama bıçakla saldırın bumu adalet bari haber verse bende hazırlıklı olurdum

    senin çok zoruna gitmiş belli benide dövdülerdi bi kaç kişi ama ben kin beslemedim.. ki onları dövdürtedebilirdim.. bişi yapmadım.. sonra arkadaş olduk




  • quote:

    Orijinalden alıntı: barbaros444

    evet beyler ben izmirde yaşiyorum yaşım 23 benim kuzenim geldi ayrı yasiorum evime oda istanbuldan gelmişti gezdirmeye çıktım onla karşıyakayı bilirsiniz deniz kenarında oturuoduk birden 2 tane herif geldi sigara varmı lan dedi bende yok lan dedim bende hayatım kavga içinde geçti kuzen var diye karışmadım ama asiri sinirlendim neyse lanlı konuşma falan dedi sonra bana sen görecen dedi neyse ben kuzeni halam gile bıraktıktan sonra eve dönerken bizim ara sokak var arka tarafta karakol bunlar önümü kapatılar 8 9 kişi falan saymadım elinde bicak falan ya girsem öldürücekler mümkün değil gücüm yetmez baktım olmuyor arka tarafa doğru koştum ama eyer yere düsem ben bittim neyse karakola nasıl attımı bilmiom girdim gibi dağıldılar eyer başka yerde yakalasalardı suan ölmüştüm ama intikamımı alacam gördüm o herifleri izmirde yaşiom bulurum

    kuzenin köpekmi de gezdirmeye çıkarıyorsun?




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Recep Kalenderoglu


    quote:

    Orijinalden alıntı: Zendo

    Türkiye gerigezalı insanlarda dolu. Bunun sorumlurarının allahları belasını versin. Saçma sapan hayatlar yaşanıyor maalesef.

    Katılıyorum,hiçbir insan ölmeyi kolay kolay haketmez ancak böylelerini ölene kadar döveceksin.

    Aynen öyle.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi alakurt79 -- 7 Ocak 2014; 19:22:45 >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: bypire

    quote:

    Orijinalden alıntı: barbaros444

    evet beyler ben izmirde yaşiyorum yaşım 23 benim kuzenim geldi ayrı yasiorum evime oda istanbuldan gelmişti gezdirmeye çıktım onla karşıyakayı bilirsiniz deniz kenarında oturuoduk birden 2 tane herif geldi sigara varmı lan dedi bende yok lan dedim bende hayatım kavga içinde geçti kuzen var diye karışmadım ama asiri sinirlendim neyse lanlı konuşma falan dedi sonra bana sen görecen dedi neyse ben kuzeni halam gile bıraktıktan sonra eve dönerken bizim ara sokak var arka tarafta karakol bunlar önümü kapatılar 8 9 kişi falan saymadım elinde bicak falan ya girsem öldürücekler mümkün değil gücüm yetmez baktım olmuyor arka tarafa doğru koştum ama eyer yere düsem ben bittim neyse karakola nasıl attımı bilmiom girdim gibi dağıldılar eyer başka yerde yakalasalardı suan ölmüştüm ama intikamımı alacam gördüm o herifleri izmirde yaşiom bulurum

    kuzenin köpekmi de gezdirmeye çıkarıyorsun?

    krdşim kuzenim bayandı malatyadan geldiği için tek çıkmasın dedim ondan kavgadan sonra bisi olucagi belliydi halam gilin evi yakındı ona bıraktım




  • quote:

    Orijinalden alıntı: oguz_garnett

    ilk defa böyle bi sebepten kavga olduğunu duyuyorum lan dedin diye 9 kişi mi topladı

    krdşim ben ne bileyim psikopatlar onlar bela arıyodu gitti geldi beni buldu
  • quote:

    Orijinalden alıntı: barbaros444

    quote:

    Orijinalden alıntı: ugurcakil34

    quote:

    Orijinalden alıntı: barbaros444

    quote:

    Orijinalden alıntı: ugurcakil34

    quote:

    Orijinalden alıntı: barbaros444

    evet beyler ben izmirde yaşiyorum yaşım 23 benim kuzenim geldi ayrı yasiorum evime oda istanbuldan gelmişti gezdirmeye çıktım onla karşıyakayı bilirsiniz deniz kenarında oturuoduk birden 2 tane herif geldi sigara varmı lan dedi bende yok lan dedim bende hayatım kavga içinde geçti kuzen var diye karışmadım ama asiri sinirlendim neyse lanlı konuşma falan dedi sonra bana sen görecen dedi neyse ben kuzeni halam gile bıraktıktan sonra eve dönerken bizim ara sokak var arka tarafta karakol bunlar önümü kapatılar 8 9 kişi falan saymadım elinde bicak falan ya girsem öldürücekler mümkün değil gücüm yetmez baktım olmuyor arka tarafa doğru koştum ama eyer yere düsem ben bittim neyse karakola nasıl attımı bilmiom girdim gibi dağıldılar eyer başka yerde yakalasalardı suan ölmüştüm ama intikamımı alacam gördüm o herifleri izmirde yaşiom bulurum

    fantaziye gerek yok. kaçmakla doğru olanı yapmışsın daha da bulaşma kimseye.

    hiçmi intikam almak istemezmisin krdş seni kovalıyan adamlardan ?

    adamlar delikanlı gibi dövüşmezler silah çekerler değmez

    iste bende bundan bahsediyorum bende boş gitmicem silahla gidicem ama silahı kullanmaya değil teker teker yakalayıp iyice bi ağızlarını burunlarını dağıtıp bırakacam

    Öbürü cahil bu ondanda cahil. Öldürün birbirinizide izmir biraz daha temiz biryer olsun.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Neo

    quote:

    Orijinalden alıntı: barbaros444

    quote:

    Orijinalden alıntı: ugurcakil34

    quote:

    Orijinalden alıntı: barbaros444

    quote:

    Orijinalden alıntı: ugurcakil34

    quote:

    Orijinalden alıntı: barbaros444

    evet beyler ben izmirde yaşiyorum yaşım 23 benim kuzenim geldi ayrı yasiorum evime oda istanbuldan gelmişti gezdirmeye çıktım onla karşıyakayı bilirsiniz deniz kenarında oturuoduk birden 2 tane herif geldi sigara varmı lan dedi bende yok lan dedim bende hayatım kavga içinde geçti kuzen var diye karışmadım ama asiri sinirlendim neyse lanlı konuşma falan dedi sonra bana sen görecen dedi neyse ben kuzeni halam gile bıraktıktan sonra eve dönerken bizim ara sokak var arka tarafta karakol bunlar önümü kapatılar 8 9 kişi falan saymadım elinde bicak falan ya girsem öldürücekler mümkün değil gücüm yetmez baktım olmuyor arka tarafa doğru koştum ama eyer yere düsem ben bittim neyse karakola nasıl attımı bilmiom girdim gibi dağıldılar eyer başka yerde yakalasalardı suan ölmüştüm ama intikamımı alacam gördüm o herifleri izmirde yaşiom bulurum

    fantaziye gerek yok. kaçmakla doğru olanı yapmışsın daha da bulaşma kimseye.

    hiçmi intikam almak istemezmisin krdş seni kovalıyan adamlardan ?

    adamlar delikanlı gibi dövüşmezler silah çekerler değmez

    iste bende bundan bahsediyorum bende boş gitmicem silahla gidicem ama silahı kullanmaya değil teker teker yakalayıp iyice bi ağızlarını burunlarını dağıtıp bırakacam

    Öbürü cahil bu ondanda cahil. Öldürün birbirinizide izmir biraz daha temiz biryer olsun.

    krdşim sen neyapardın öylece susup otururmuydun seni kovalıyor eline geçsen öldürücekler sen hala cahil diosun bana




  • quote:

    Orijinalden alıntı: barbaros444

    quote:

    Orijinalden alıntı: Neo

    quote:

    Orijinalden alıntı: barbaros444

    quote:

    Orijinalden alıntı: ugurcakil34

    quote:

    Orijinalden alıntı: barbaros444

    quote:

    Orijinalden alıntı: ugurcakil34

    quote:

    Orijinalden alıntı: barbaros444

    evet beyler ben izmirde yaşiyorum yaşım 23 benim kuzenim geldi ayrı yasiorum evime oda istanbuldan gelmişti gezdirmeye çıktım onla karşıyakayı bilirsiniz deniz kenarında oturuoduk birden 2 tane herif geldi sigara varmı lan dedi bende yok lan dedim bende hayatım kavga içinde geçti kuzen var diye karışmadım ama asiri sinirlendim neyse lanlı konuşma falan dedi sonra bana sen görecen dedi neyse ben kuzeni halam gile bıraktıktan sonra eve dönerken bizim ara sokak var arka tarafta karakol bunlar önümü kapatılar 8 9 kişi falan saymadım elinde bicak falan ya girsem öldürücekler mümkün değil gücüm yetmez baktım olmuyor arka tarafa doğru koştum ama eyer yere düsem ben bittim neyse karakola nasıl attımı bilmiom girdim gibi dağıldılar eyer başka yerde yakalasalardı suan ölmüştüm ama intikamımı alacam gördüm o herifleri izmirde yaşiom bulurum

    fantaziye gerek yok. kaçmakla doğru olanı yapmışsın daha da bulaşma kimseye.

    hiçmi intikam almak istemezmisin krdş seni kovalıyan adamlardan ?

    adamlar delikanlı gibi dövüşmezler silah çekerler değmez

    iste bende bundan bahsediyorum bende boş gitmicem silahla gidicem ama silahı kullanmaya değil teker teker yakalayıp iyice bi ağızlarını burunlarını dağıtıp bırakacam

    Öbürü cahil bu ondanda cahil. Öldürün birbirinizide izmir biraz daha temiz biryer olsun.

    krdşim sen neyapardın öylece susup otururmuydun seni kovalıyor eline geçsen öldürücekler sen hala cahil diosun bana

    Ben şahsen böyle kişilerle takışmazdım bile yolda görsem yolumu çeviririm. Hayır normal şartlarda normal bir insan olsa git konuş tartış kavga et tamam ama. Lan lafından dolayı bıçak çekebilecek kadar cahil ve gerizekalı bir insanla niye takışayım. O zaten belasını birgün elbet bulacak. Diyelim ki sen yanına silah alıp gittin. Oda çıkardı emaneti çok kötü şeyler oldu sen sen onu öldürdün. Sen üzülmeyecekmisin yaptıklarına yada ailenin başına geleceklere. Yada o seni öldürdü o zamanda ailenin nasıl bir yıkım yaşayacağını tahmin edebiliyor musun?
    Ben İzmir Narlıderede yaşıyorum belki bilirsin burdada böyle cahil pislik tipler çok. Şimdi burda böyle her it kopukla takışsak ya canından olursun ya malından. Ama bildiğim birşey var bu tip insanlar ya belasını bulup toprağın altına girer, ya hapise düşer yada daha beteri gelir başına. Tecrübeyle sabittir bu dediğim. 23 yaşındayım çok gördüm böyle olaylar. Yani diyeceğim odur ki bu hayata bir defa geliyorsun takma böyle şeyleri o tipler zaten belalarınıda bulurlar cezalarınıda.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Neo

    quote:

    Orijinalden alıntı: barbaros444

    quote:

    Orijinalden alıntı: Neo

    quote:

    Orijinalden alıntı: barbaros444

    quote:

    Orijinalden alıntı: ugurcakil34

    quote:

    Orijinalden alıntı: barbaros444

    quote:

    Orijinalden alıntı: ugurcakil34

    quote:

    Orijinalden alıntı: barbaros444

    evet beyler ben izmirde yaşiyorum yaşım 23 benim kuzenim geldi ayrı yasiorum evime oda istanbuldan gelmişti gezdirmeye çıktım onla karşıyakayı bilirsiniz deniz kenarında oturuoduk birden 2 tane herif geldi sigara varmı lan dedi bende yok lan dedim bende hayatım kavga içinde geçti kuzen var diye karışmadım ama asiri sinirlendim neyse lanlı konuşma falan dedi sonra bana sen görecen dedi neyse ben kuzeni halam gile bıraktıktan sonra eve dönerken bizim ara sokak var arka tarafta karakol bunlar önümü kapatılar 8 9 kişi falan saymadım elinde bicak falan ya girsem öldürücekler mümkün değil gücüm yetmez baktım olmuyor arka tarafa doğru koştum ama eyer yere düsem ben bittim neyse karakola nasıl attımı bilmiom girdim gibi dağıldılar eyer başka yerde yakalasalardı suan ölmüştüm ama intikamımı alacam gördüm o herifleri izmirde yaşiom bulurum

    fantaziye gerek yok. kaçmakla doğru olanı yapmışsın daha da bulaşma kimseye.

    hiçmi intikam almak istemezmisin krdş seni kovalıyan adamlardan ?

    adamlar delikanlı gibi dövüşmezler silah çekerler değmez

    iste bende bundan bahsediyorum bende boş gitmicem silahla gidicem ama silahı kullanmaya değil teker teker yakalayıp iyice bi ağızlarını burunlarını dağıtıp bırakacam

    Öbürü cahil bu ondanda cahil. Öldürün birbirinizide izmir biraz daha temiz biryer olsun.

    krdşim sen neyapardın öylece susup otururmuydun seni kovalıyor eline geçsen öldürücekler sen hala cahil diosun bana

    Ben şahsen böyle kişilerle takışmazdım bile yolda görsem yolumu çeviririm. Hayır normal şartlarda normal bir insan olsa git konuş tartış kavga et tamam ama. Lan lafından dolayı bıçak çekebilecek kadar cahil ve gerizekalı bir insanla niye takışayım. O zaten belasını birgün elbet bulacak. Diyelim ki sen yanına silah alıp gittin. Oda çıkardı emaneti çok kötü şeyler oldu sen sen onu öldürdün. Sen üzülmeyecekmisin yaptıklarına yada ailenin başına geleceklere. Yada o seni öldürdü o zamanda ailenin nasıl bir yıkım yaşayacağını tahmin edebiliyor musun?
    Ben İzmir Narlıderede yaşıyorum belki bilirsin burdada böyle cahil pislik tipler çok. Şimdi burda böyle her it kopukla takışsak ya canından olursun ya malından. Ama bildiğim birşey var bu tip insanlar ya belasını bulup toprağın altına girer, ya hapise düşer yada daha beteri gelir başına. Tecrübeyle sabittir bu dediğim. 23 yaşındayım çok gördüm böyle olaylar. Yani diyeceğim odur ki bu hayata bir defa geliyorsun takma böyle şeyleri o tipler zaten belalarınıda bulurlar cezalarınıda.

    krdşim doru bak bundan 1 ay falan önce 2 kişi dövmüştüm bak bela bana geliyor artık kendime bedua ediyorum yolda gidiyorum sıgara içmiyorum arkadaşa aldım ayrı evde yaşiom arkadaşlarla gece oturucaktık bisiler almaya gittim cikista sigara gördüler dedi sigara ver dediler bende gidin yolunuza falan dedim baktım üzerime yürüdüler ver lan falan birbirmize girdik iyice dövdüm 2 isini sonra düştüm lezarete böle adaleti kim takarki onlar saldirior ben düşüyorum karakola böle bisey varmı




  • ölümden döndüm diyince bende kaza yaptın kurtuldun fln gibi bir şey sandım ayrıca olayına gelince adamlar cahil belli ki canları sıkılıyor sende de bir ağır abi havası ben kaçmazdım kaçtım fln intikam alıcam ya çok film izliyoruz millet olarak yada mal mal işler yapıyoruz canın 3.kuruş etmiyorsa git bul intikamını al bundan 20.yıl sonra ulan ben ne bok yemişim zamanında dersin akıllı olun be kardesim azcık.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: diziyazarı

    ölümden döndüm diyince bende kaza yaptın kurtuldun fln gibi bir şey sandım ayrıca olayına gelince adamlar cahil belli ki canları sıkılıyor sende de bir ağır abi havası ben kaçmazdım kaçtım fln intikam alıcam ya çok film izliyoruz millet olarak yada mal mal işler yapıyoruz canın 3.kuruş etmiyorsa git bul intikamını al bundan 20.yıl sonra ulan ben ne bok yemişim zamanında dersin akıllı olun be kardesim azcık.

    krdşim filmle alakası yok herifleri öldürmicemki sanki gidip hepsini öldürücem dövücem bırakıcam bide ağır abi havası ben kimse ağır abi havasi atmam
  • 
Sayfa: önceki 123
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.