Şimdi Ara

MCC TR'de Panasonic 127 Ekran 50EM5E FULL HD LED TV 1749 TL

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
36
Cevap
0
Favori
4.042
Tıklama
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Metro market insertinde gördüm daha önce de kliksa da görmüştüm. Orada 1499 TL hala. Ancak ilginçtir bu tv hakkında donanım haberde herhangi bir bilgi bulamadım. Daha doğrusu nette doğru dürüst haber yok. Acaba nedeni ve tv hakkında bilgisi olan var mı?

     MCC TR'de Panasonic 127 Ekran 50EM5E FULL HD LED TV 1749 TL


    http://www.metro-tr.com/public/guncel-kataloglar



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi modric14 -- 1 Mart 2013; 19:13:51 >







  • http://www.kliksa.com/urun/panasonic-tx-l50em5e-full-hd-led-lcd-tv/901758019

    180 TL world puan var
    Konu kapanabilir
    "End"

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: TuVNeRa

    http://www.kliksa.com/urun/panasonic-tx-l50em5e-full-hd-led-lcd-tv/901758019

    180 TL world puan var
    Konu kapanabilir
    "End"

    % 3 kliksa avantajx' i de unutmamak lazım



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi atalay_xxx -- 1 Mart 2013; 20:18:05 >
  • canınız sağolsun kapansın hiç problem değil. ama kapanana kadar tv hakkında birilerinin yorumlarını gömek isterdim. neredeyse hiç bir türk sitesinde bilgi yok..burada da olmaması şaşırtıcı. lanetli mi bu tv neden hiç konuşulmamış:)
  • TV nin gerçek değeri 1.500 TL yi geçmediği için

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >
  • Kardeşime bu TV'yi düşünüyoruz.
    Sizce ortlamanın biraz üstü bir kullanıcı için yeterli olur mu bu TV?
    Medya oynatma performansı hakkında bilgisi olan var mı?
    TV'nin 50 hz olması akıcı görüntülerde bu boyutta problem çıkarır mı?

    teşekkürler..

    Üstadlarda cevap beklenmektedir
  • quote:

    Orijinalden alıntı: sempiternal
    Kardeşime bu TV'yi düşünüyoruz.
    Sizce ortlamanın biraz üstü bir kullanıcı için yeterli olur mu bu TV?
    Medya oynatma performansı hakkında bilgisi olan var mı?
    TV'nin 50 hz olması akıcı görüntülerde bu boyutta problem çıkarır mı?

    teşekkürler..

    Üstadlarda cevap beklenmektedir

    50 Hz i gördüğünüz an unutun, hele evde çocuk varsa bir daha da okumayın ilanı, crt tv lerde bile kalmadı 50 Hz olayı...
  • 1080p kalitede, blurayda bile 29 kare görüntü alırken 50Hz nasıl kötü oluyor. açıklayın da biz de anlayalım



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi beorn26 -- 21 Mart 2013; 22:11:23 >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: beorn26

    1080p kalitede, blurayda bile 29 kare görüntü alırken 50Hz nasıl kötü oluyor. açıklayın da biz de anlayalım

    50 hz tc pc ne serediyorsam gözlerim hemen arır yabancı bi yerde isem ekran özelliklerinden pc nin hz i yukseltirim titremeler gider

    bluray 29 kare yolladığı ayrı bi olay ekranın bunu saniyede 50 kez yada 100 kez göstermesi farklı bir olay 50 hz de gözle görülür titremeler olur seyrettikçe farkedersiniz yada farketmessiniz



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi serdar1457 -- 21 Mart 2013; 22:29:11 >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: beorn26
    1080p kalitede, blurayda bile 29 kare görüntü alırken 50Hz nasıl kötü oluyor. açıklayın da biz de anlayalım

    ALINTI 1- Baba Cengiz Sakarkaya, oğlunu Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Okan'a götürür. Ögeday'ın TV ve bilgisayar ekranına uzun süre baktığı için sara hastası olduğunu belirten Okan, hastalığın ortaya çıkış sürecini şöyle anlatıyor: “Türkiye'de çoğunlukla 50 hertz TV kullanılıyor.
    Çocukların beyni 50 hertz TV monitörlerdeki resim kaymalarını daha kolay algılıyor. Beyin, istem dışı bu atlamaları takip ettiği için yoruluyor. Yorulan beyin daha sonra bir boşalma isteğiyle vücuda nöbet geçirtiyor.”


    ALINTI 2- Hertz, bir görüntünün 1 saniyede ekrandaki yinelenme sayısıdır. Bu nedenle 2 kat hıza sahip 100 hz tv’ler gözü yormaz ama 50 hz tv’ler gözü biraz daha fazla yorar.

    50 Hz tv'lerde ekranda görülen bir görüntü karesi aslında 2 yarım görüntünün üst üste oturması ile ortaya çıkar. Bilindiği gibi ekrandaki görüntü satır satır tarama ile oluşur. Görüntüyü oluşturan satırların önce tek numaralı olanları (1,3,5,7 v.s) birinci karede sonra da çift numaralı satırları ikinci karede taranır. Bu iki yarım taramalı ekran yeterince hızlı değiştiği için ve ekranın fosforlu özelliğinden dolayı sanki tek kare imiş gibi görünür. Buna "interlaced" görüntü denir. 50 Hz tv'lerde iki yarım karenin geçişi her ne kadar hızlı da olsa özellikle ekran boyutları büyüdüğünde geçişler izleyici tarafından titreşim gibi algılanır. Ekran boyutları küçükken 50 Hz tv'lerde ekrandaki titreşim çok rahatsız edici değilken 70 ekran üzerindeki boyutlarda belirginleşir ve 80 ekran üzerinde de rahatsız edici olmaya başlar (göz sağlığı açısından da zararlı). 100 Hz'lik tv'lerde ekrandaki görüntü tek seferde taranarak oluşturulduğu için ekranın titremesi söz konusu değildir. Ekran boyutunun 80 ekran üzerinde olduğu durumlarda tv'nin 100 Hz. olması seyir kalitesini artırır ve gözleri rahatsız etmez.


    2. Alıntıya gerek bile yoktu, 1. si tek başına fazlası ile yeter bir neden 50 Hz den uzak durmak için..




  • 50 Hz TV epilepsi yapmıyor.

    Işığa duyarlı epilepsi ( PSE ) hastalarında epilepsi nöbetini tetikler. Aynı şekilde bozuk floresanlar, bilgisayar oyunları, flash web sitesi içerikleri de PSE hastasını tetikler.

    Epilepsi hastası olmayan kişi TV izleyerek hasta olmaz.



    Ayrıca LCD,LED ve Plazma tvlerde tüplü tvlerdeki gibi 50Hz -100Hz ayrımı televizyonun ekranının yanıp sönmesini ifade etmez. Bunların ışıkları sabittir. Sadece görüntünün oluşması ile ilgili bir frekans konusu vardır. O da sadece hızlı görüntülerde televizyonun daha çabuk tepki vereceğini, ekrandaki görüntünün daha çabuk değişeceğini ifade eder.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: aktuz
    50 Hz TV epilepsi yapmıyor.

    Işığa duyarlı epilepsi ( PSE ) hastalarında epilepsi nöbetini tetikler. Aynı şekilde bozuk floresanlar, bilgisayar oyunları, flash web sitesi içerikleri de PSE hastasını tetikler.

    Epilepsi hastası olmayan kişi TV izleyerek hasta olmaz.



    Ayrıca LCD,LED ve Plazma tvlerde tüplü tvlerdeki gibi 50Hz -100Hz ayrımı televizyonun ekranının yanıp sönmesini ifade etmez. Bunların ışıkları sabittir. Sadece görüntünün oluşması ile ilgili bir frekans konusu vardır. O da sadece hızlı görüntülerde televizyonun daha çabuk tepki vereceğini, ekrandaki görüntünün daha çabuk değişeceğini ifade eder.

    Yani diyorsunuz ki hastalığı tetikleyen şeyin hastalığın oluşmasında hiç bir etkisi olmaz, yani sigara kalp krizini tetikler, ama kalp hastalığına yol açmaz gibi. Siz istediğinize inanmakta özgürsünüz, ama ben izninizle Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Okan'a inanmayı tercih edeceğim, milyarda bir ihtimal bile olsa çocuğumu potansiyel bir tehlike altına sokamam, hem de ne uğruna, 50 hz in canı varsa tamuya be yaa..




  • gel de anlat

    epilepsi hastası olmayan biri için 10 da olsa, 50, 100 1000 de olsa sıkıntı olmaz. hastalığı tetiklemez. verdiğiniz sigara örneği yanlış yorulamadir

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • http://www.epilepsy.org.uk/info/photosensitive-epilepsy/computer-television-screens


    Şurayı okursanız, epilepsi tetikleyen ekranların Tüplü ekran olduğunu, bu ekranlarda 70 Hz üzeri frekansta olanların epilepsiyi daha az tetiklediği, LCD, LED, Plazma tvlerde epilepsi tetiklemenin CRT tvlere göre çok çok uzak bir ihtimal olduğu, Fakat izlenilen görüntüdeki renk değişimlerinin nöbeti tetikleme riskinin bulunduğu ( pokemon vs.. ) aktif shutter özellikli 3D gözlüklerin nöbeti tetikleyebildiği vs.. yazıyor.


    Biraz araştırma yapılarak tüm güvenilir kaynaklarda görüleceği gibi, tv ile birlikte bahsedilen şey epilepsi nöbetinin tetiklenmesidir. Epilepsi hastalığının başlangıcı, genetik, hastalık sonrası, travma sonrası vs.. şeklindedir.


    Çocuklar üzerinde TV'nin zaten bilinen zararları vardır, TV izleyen çocukların geç konuştuğu, programlar ve reklamlar yoluyla çok fazla etkilendiği bir gerçektir. Bu nedenlerle zaten 2 yaşına kadar izlemesi uygun bulunmamakta sonrasında da kontrollü olarak izlemesi hoş görülmektedir.


    Fakat burada bahsi geçen konu bir LCD,LED Televizyonun 50 hz Frekansının Epilepsi yaptığı iddiasıdır ve bu doğru değildir.

    LCD,LED, plazma tvlerde Hz'in fazla olması sadece görüntülerin akıcılığıyla ilgilidir. 200 Hz de olsa, 50 Hz de olsa çocukta epilepsi varsa, pokemon izlerken nöbet geçirebilir.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi aktuz -- 22 Mart 2013; 14:28:43 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: celalcaner2
    gel de anlat

    epilepsi hastası olmayan biri için 10 da olsa, 50, 100 1000 de olsa sıkıntı olmaz. hastalığı tetiklemez. verdiğiniz sigara örneği yanlış yorulamadir

    Yorumlama bir tarafa siz yazarken bile yanlışsınız, "Hastalığa neden olmaz" demek istemişsiniz galiba "hastalığı tetiklemez" diyerek, çünkü hastalığı tetikllediği kesin. Kalan taraf, yani hastalığa neden olur mu yorumu için benim dediğimi anlamamışsınız. Ben tetikleyen şeyin profesörü bir kenara bırakıp da mantıksal bile yaklaşsak hastalık olasılığını ortaya çıkarmaya neden olabileceğini, dolayısı ile hastalığın nedenlerinden biri olabileceğini düşünüyorum, ve bu düşüncenin gerçek olma olasılığı milyarda bir bile olsa çocuğumu risk altına atmam diyorum, siz isterseniz yazdığınız gibi 10 Hz seyredin bana ne, ama umarım evladınız yoktur, yoksa bile siz gene de çocuklara seyir izni vermeyin kendi tv nizi, ne olur ne olmaz, vebalinin altından kalkılamaz..




  • @Motan kardeş,
    Tv lerin epilepsi hastalığını tetiklediğii ya da beyin de nörotik etkiler yoluyla epilepsiye dönüştüğünü, özellikle gelişme çağında ki çocuklar üzerinde bu etkilerin daha fazla ve
    tehlikeli olduğuna ben de kesinlikle inanıyorum ama 50 hz olayı yanlış anlaşılıyor... Ekranda ki titremeler 50 hz olduğundan değil, daha düşük frekans da olduğundan ortaya çıkıyor.

    Yani çoğu panel tv 50 hz bile değil. evinizde el kamerası varsa onunla bile bu olayı anlayabilirsiniz.El kamerasıyla çekeceğiniz panelin görüntüsü izleme ekranında titreşim yapacaktır.
    Aslında panel tv lerde hz değil, ms olayı önemlidir.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: nodar
    @Motan kardeş,
    Tv lerin epilepsi hastalığını tetiklediğii ya da beyin de nörotik etkiler yoluyla epilepsiye dönüştüğünü, özellikle gelişme çağında ki çocuklar üzerinde bu etkilerin daha fazla ve
    tehlikeli olduğuna ben de kesinlikle inanıyorum ama 50 hz olayı yanlış anlaşılıyor... Ekranda ki titremeler 50 hz olduğundan değil, daha düşük frekans da olduğundan ortaya çıkıyor.

    Yani çoğu panel tv 50 hz bile değil. evinizde el kamerası varsa onunla bile bu olayı anlayabilirsiniz.El kamerasıyla çekeceğiniz panelin görüntüsü izleme ekranında titreşim yapacaktır.
    Aslında panel tv lerde hz değil, ms olayı önemlidir.

    Haklı olabilirsiniz, ben diğer arkadaşlara da haksız olduklarını söylemedim, sadece madem tıp ve elektronik alanında bu sözler sıkça konuşuluyor, risk milyarda bir dahi olsa kendi benliklerine henüz kavuşmamış çocukları, eski deyişle sabi sübyanları bundan uzak tutmak gerekir dedim, diyorum ve diyeceğim.

    Bu konuda çocukları koruma çabasında olmayanların da "50 Mhz Televizyon Stokçular" birliğinin başkanı, üyesi veya komisyoncusu olduklarından şüphe edeceğim, çünkü başka türlü 50 Hz gibi eskilerde kalmış bir teknolojinin savunuculuğunun hiç bir anlamı yok, ne olur yani 100 ve üstü Mhz televizyon alırsak?..

    Konu çocuk sağlığı ise gerisi boş laftır..




  • Hocam 10 yıl evvelki 50 hz, 100 hz konusu başka birşeyi ifade ediyordu. İzlenilen program değil, TV'nin kendi zarar veriyordu. Alırken buna dikkat ediyorduk, bizim de gözümüzü, başımızı ağrıtıyordu, göz ucuyla bakınca tv ekranının yanıp söndüğünü hissediyorduk.

    LCD, LED, PLAZMA için yazılan 50Hz, 100Hz, 200Hz, 800 Hz başka birşeyi ifade ediyor. Ekran yanıp sönmüyor. Bu tip tvlerde ekran teknolojisi değil, izlenilen görüntü zarar verebilir, tetikleyebilir. Hangisinde izlerseniz izleyin.

    Aynı şekilde otomobil farları, bozuk floresan lambalar, web sayfalar, bilgisayar oyunları vs... de etkiler.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Motan

    quote:

    Orijinalden alıntı: celalcaner2
    gel de anlat

    epilepsi hastası olmayan biri için 10 da olsa, 50, 100 1000 de olsa sıkıntı olmaz. hastalığı tetiklemez. verdiğiniz sigara örneği yanlış yorulamadir

    Yorumlama bir tarafa siz yazarken bile yanlışsınız, "Hastalığa neden olmaz" demek istemişsiniz galiba "hastalığı tetiklemez" diyerek, çünkü hastalığı tetikllediği kesin. Kalan taraf, yani hastalığa neden olur mu yorumu için benim dediğimi anlamamışsınız. Ben tetikleyen şeyin profesörü bir kenara bırakıp da mantıksal bile yaklaşsak hastalık olasılığını ortaya çıkarmaya neden olabileceğini, dolayısı ile hastalığın nedenlerinden biri olabileceğini düşünüyorum, ve bu düşüncenin gerçek olma olasılığı milyarda bir bile olsa çocuğumu risk altına atmam diyorum, siz isterseniz yazdığınız gibi 10 Hz seyredin bana ne, ama umarım evladınız yoktur, yoksa bile siz gene de çocuklara seyir izni vermeyin kendi tv nizi, ne olur ne olmaz, vebalinin altından kalkılamaz..

    efenim dediklerim doğrudur halen yanlis yorumlaniyor.
    hastalik olusturmaz, epilepsi nöbetlerini tetikler. apayri seylerdir.

    soule ornek vereyim:
    normalde sağlıklı insan 2 merdiveni yorulmadan cikar.
    ancak kalp hastalari 2 kat sonunda soluk soluga kalabilir, bayilabilir, kalp krizi bile gecirebilirler.

    bu durumda merdiven çıkmak hastalik tetikldemek dogru mu siz soyleyin.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: celalcaner2
    efenim dediklerim doğrudur halen yanlis yorumlaniyor.
    hastalik olusturmaz, epilepsi nöbetlerini tetikler. apayri seylerdir.

    soule ornek vereyim:
    normalde sağlıklı insan 2 merdiveni yorulmadan cikar.
    ancak kalp hastalari 2 kat sonunda soluk soluga kalabilir, bayilabilir, kalp krizi bile gecirebilirler.

    bu durumda merdiven çıkmak hastalik tetikldemek dogru mu siz soyleyin.

    Bilmediğiniz konuda hükümler verip yanlış yapıyorsunuz, tıp alanında Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Okan'dan daha büyükseniz sıfatınızı açıklamanız gerek onun sözü üstüne laf koyarken.

    Kalp hastalığına meyli olup da bu bilinmeyen, sapasağlam görünen birisi hızlı çıktığı merdiven sonucu birden yıkılıp ölebilir, çocukken bir arkadaşımızı top peşinde koştururken kaybetmiştik bu nedenden, sahada yıkılan futbolcular da aynı şekildedir, her yıl onlarca kontrolden geçtikleri halde tespit edilememiştir hastalığa yatkın oldukları. Bu durumda tetikledi mi yoksa neden mi oldu diye tartışmanın ne anlamı var ki, giden gitmiştir.

    Çok değerli rahmetli hocalarımızdan yakını olmakla onur duyduğum Profesör Ferhan Berker'in bizim seviyemizde yürüttüğü sohbetlerde tıp üzerine söyledikleri hiç aklımdan çıkmaz, madem istediniz sizi de aydınlatalım.

    İnsan vücudunda 100 trilyondan daha fazla hücre vardır bir kısmı her gün ölüp yenilenen, yenilenme yavaşladıysa ihtiyarlık denen hastalık başlamış demektir. Bu 100 trilyon hücrenin içindeki mesela alyuvar hücrelerinin her birinin içinde 300 milyon kadar hemoglobin molekülü vardır ve sadece bir saat içinde insan vücudunda 900 milyon alyuvar üretilir, tabii bu her saat 900 milyon alyuvar kullanılıyor anlamına da gelir. İnsan vücudundaki organ ve doku sayısını, hücre ve molekül çeşit ve sayılarını, saniyede vücutta olan tepkime sayısına falan gelmeye kalkarsak ipin ucu iyice kaçar bütün bunların içlerindeki atomlara sıra gelmeden kayışı sıyırmış oluruz konuşulanları koyun modunda dinlememişsek.

    Bu basit bilgilerden anlıyoruz ki insan vücudu çok ama çok karmaşık makinedir, ona göre adı anılamayacak kadar basit olan kompüter makinelerinde insan eli ile yapılmış oldukları halde en baba uzmanın bile çözemediği sorunlar doğar, yapılacak şey anca ip uçları ile tahminler yürütüp sonuca varma çabasıdır ki tıp biliminin kendini yaratan sonsuz gücün makinesi olan insan vücudu üzerinde yapmaya çalıştığı şey tam olarak budur. Bu noktada rahmetli Ferhan Hoca'ya kulak verelim;

    "Tıp biliminin insan vücudu ve arızaları (Hastalıkları) hakkında bildiği binin biridir dersem bir sayı söylemiş olmak içindir, gerçeği biz de bilmiyoruz, belki on binde bir, belki daha da azdır bu oran. İyi doktor tıp bilgisi yanında sezi ve şansı yüksek doktor demektir. Doktor doktor dolaşmak sözü dolaşılan doktorların kalitesinden ziyade tıp biliminin acizliğini deyimler, sonunda diğerlerinin elediği ihtimaller dışında fikir yürütüp arızayı tutturabilen iyi doktor, diğerleri ise kötü olur arıza sahibi ve yakınları için. Bazen de hiç bulunamaz arıza nedeni konsültasyon (Birden fazla doktorun hastalık üzerinde beraber çözüm aramaları) bile yapılsa, o zaman da tahminler doğrultusunda tedaviler uygulanır, biri tutarsa tutar, tutmazsa Allah(cc) verdi Allah(cc) aldı olur. Burada parantez açıp Dr. House adlı diziyi tavsiye edeyim sizlere, dizi icabı her seferinde kahramanımız kazansa bile hiç bir yerde çare bulamamış insanların ona gelmesi tıp biliminin durumu hakkında aydınlatıcıdır gerçek hayatta hep kazanan bir Dr. House olmadığı gerçeği düşünüldüğünde.

    Hastalığa göre diğer etkenler değişebilse de değişmeyen bir ana neden vardır, kalıtım. Bir hastalığın oluşma riskinde (nedeninde) kabaca %50 ile ilk sırayı tutar. Hastalıkta ilk soruşturulandır ailede olup olmadığı. Halihazır kuşakta olmaması da hastalık nedeni olarak elenmesine yetmez, çünkü çok daha geri (3, 5, 10) kuşaklardan da gelebilir. Diğer daha küçük risk nedenleri için ister tetikleyici sıfatı kullanın isteseniz sebep deyin sonuç değişmez. Kalp ve dolaşım sorununu ele alalım, %50 kalıtım ilk neden, diğerleri yüzdeleri tam bilinmemekle beraber (Çünkü insan vücudu makineler gibi değil, hepsi kendine özgüdür, bu yüzden birinde %5 olan neden risk payı diğerinde %20 olabilir) sürekli stres, sigara içmek, kirli havayı sürekli solumak, beslenme bozukluğu vs. diye sıralanır. Kalıtımsal olarak gerçekten temiz olan bir insanın diğer nedenlerle kalp hastası olma ihtimali çok düşüktür, bu yüzden seksenine gelmiş, şişman, sigara da içen birinin bir başka hastalığı yoksa sapasağlam gezmesi olasıdır ve bir hayli şaşırtır bizleri bu durum. Tersine ağzına sigara koymamış birinin akciğer kanseri olması da sık görünen bir durumdur kalıtımsal risk ve diğer nedenleri taşıdığı için.

    Bütün bunları anlatma nedenim tıp biliminin gerçekte her şeyi bilmekten çok uzak olduğunu ve doktorların ne kadar kaygan bir zeminde dans etmeye çalıştıklarının bilinmesi içindir. Ellerindeki ip uçları ile sonuca gitmeye çabalarlar. Bir de bu konuda tam bir kotkafa olan bizlerin tıp bilimi üzerine ahkam kesmelerinin manasızlığını düşünün.

    Epilepsi hastalığında da durum aynı, Allah(cc) göstermesin, ailenizde sizin de bilmediğiniz kalıtımsal bir risk varsa çocuğunuz da o risk altında demektir. Bu hastalığın ortaya çıkmasında tetikleyici nedenler de gelirse risk daha da büyüyecektir. Bize düşen, doktor olmakla kalmayıp ana bilim dalı başkanı da olan bir profesörün konu hakkındaki söylemini ciddiye alıp gerekeni yapmamızdır. Hafızamızı tazeleyelim, ne demiş profesör,
    " Türkiye'de çoğunlukla 50 hertz TV kullanılıyor. Çocukların beyni 50 hertz TV monitörlerdeki resim kaymalarını daha kolay algılıyor. Beyin, istem dışı bu atlamaları takip ettiği için yoruluyor. Yorulan beyin daha sonra bir boşalma isteğiyle vücuda nöbet geçirtiyor.” Demek ki hastalığa ait riskler taşıyabilecek çocuklara söz konusu tv leri seyrettirmek haram derecesinde yanlış. Yeni panel eski panel mavalları okunacağına iç rahatlığı uğruna eski teknolojili bu tv leri almazsın olur biter, neyi niye münakaşa ediyoruz ki!?..

    Uzman böyle demişken karşıt geyiklerle mesaj yazmış olmak için yazanlara normalde cevap bile vermem, ama konu çocuk sağlığını ilgilendirdiği için çok önemli, bu yüzden yazılanları okuyacak konu hakkında yeterli bilgisi olmayan kişileri düşünmek zorunda olduğum için yazıyorum. Anlayan anlar, diğerleri de kendi yollarına devam eder...




  • 
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.