Şimdi Ara

Kur'an'daki Işık, Demir ve Büyük Patlama Mucizeleri (3. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
58
Cevap
0
Favori
2.535
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
1 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 123
Sayfaya Git
Git
Giriş
Mesaj
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Guest-F01EF196D

    Dini meseleler konusunda artık tartışmaya girmememin sebebi bu. Olay dönüp dolaşıp Karl Popper'in söylediklerine geliyor. Ben ne yazsam da "hayır o öyle değil, aslında benim dediğim gibi", "o bilmez, benim söylediğim daha iyi bilir", "öyle bir şey yok, çünkü ben öyle söylüyorum" gibi durumlar oluşacak. Bu her türlü din tartışmasında (ister İslam olsun, ister Marksizm falan olsun) böyle olur. Karşı taraf sürekli hedef değiştirerek yanlışlamayı imkansız kılacağı için dinin de tanımını yapmış olacaktır. Ki bu da bir şeyin bilimle alakasız olduğunun göstergesidir. Dolayısıyla kendi içerisinde çelişiktir.

    Modern jeolojinin ortaya koydukları bellidir. Kusura bakılmasın ama bu çağda hala dağların "yerleştirildiğini" iddia eden varsa o kişi cahilin önde gidenidir. Ki dağların oluşumu ve yükselişi gözümüzün önünde cereyan ediyor.
    Aslında Karl Popper'ı pek anlayamadıkları için, olay belki Hz. İbrahim üzerinden de anlatılabilir. Meşhur kıssa herkesin mâlumu; Hz. İbrahim önce Ay benim rabbimdir diyor, sabah olunca Ay kayboluyor. Benim rabbim kaybolamaz, öyleyse Güneş benim rabbimdir diyor. Akşam oluyor, Güneş batıyor. Öyleyse Güneş de benim rabbim olamaz diyor..

    İşte bu bile yanlışlama gibi bir şey aslında.

    Sonra da benim rabbim Allah olmalı diyor İbrahim. Herhangi bir ateist fikrin söylediği de bunun bir fazlası aslında; neden Allah'ın rabbimiz olamayacağını açıklayarak, Ay ve Güneş'ten sonra, Allah'ı da yanlışlıyor. İbrahim'in açıklamasının bir genişletilmişi işte :)




  • Kim Popper'i anlayamıyor. Oradaki arkadaş bence Popper'i az çok biliyordur. Popper'i anlayamayan Lahuti... Popper de dinlere az çok saygılı bir dincidir aslında... Zaten neoliberalizmde bir dindir. Marksizmle aynı yolun yolcusudur. Popper'in marksizmi bir metafizik olarak görmesi onu yanlışlaması değil, bilim olmaktan çıkarmasıdır sadece.



    Tanrı'yı reddetmek üzerine analojinde newage dinler tarihçilerinin (armstrong gibi) kendi ateizmlerini savunmasına benzemiş be vamparf. Tanrı'yı reddedince ileri gitmiyorsun herşeyi tanrılaştırmaya, mistik putperestliğe dönmeye başlıyorsun. Baudrillard'ın postmodernizm üzerine dediği gibi 'barbarlık ve yamyamlık çağı'na doğru "ilerleme" aslında bu.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Guest-F01EF196D

    Dini meseleler konusunda artık tartışmaya girmememin sebebi bu. Olay dönüp dolaşıp Karl Popper'in söylediklerine geliyor. Ben ne yazsam da "hayır o öyle değil, aslında benim dediğim gibi", "o bilmez, benim söylediğim daha iyi bilir", "öyle bir şey yok, çünkü ben öyle söylüyorum" gibi durumlar oluşacak. Bu her türlü din tartışmasında (ister İslam olsun, ister Marksizm falan olsun) böyle olur. Karşı taraf sürekli hedef değiştirerek yanlışlamayı imkansız kılacağı için dinin de tanımını yapmış olacaktır. Ki bu da bir şeyin bilimle alakasız olduğunun göstergesidir. Dolayısıyla kendi içerisinde çelişiktir.

    Modern jeolojinin ortaya koydukları bellidir. Kusura bakılmasın ama bu çağda hala dağların "yerleştirildiğini" iddia eden varsa o kişi cahilin önde gidenidir. Ki dağların oluşumu ve yükselişi gözümüzün önünde cereyan ediyor.
    Dağların oluşumunu bilmesek bizi koparıcan. Hayır bu çağda dağların yerleştirildiğini iddia eden varsa o kişi cahilin önde gidenidir demekle olmuyor. İki tane şey öğrenip bunu iddia edince saçmalamaktan öte bir şey yapmıyorsun. Üstelik yerleştirmek kelimesini ele aldığın bağlam da teolojik veya diğer metinleri incelerken yapılan yorumlama yöntemleri hakkında hiçbir şey bilmediğini gösteriyor. Bu sadece dağların yerleştirilmesiyle alakalı değil. Yeni ahit hakkında araştırma yapan birisinin Yahudiler biz Tanrı çocuklarıyız sözünü alıp Yahudileri politeist inançta değerlendiren birisi nasıl bir hata yapıyorsa aynısını yapıyorsun. Üstelik izostatik denge diye söylememe rağmen insan açıp biraz bakar. Hiç bir bilgi olmadan hala bu yüzyılda dağlar yerleştirilmiştir diyenler var yhaa diyen net cahildir zırvalıyordur.

    Yerkabuğu tek bir parçadan oluşmamaktadır, çeşitli parçalara ayrılmıştır. Bu parçaların her birine tektonik plaka (levha) adı verilir. Bu parçaların bileşimleri, yoğunlukları, derinlikleri ve kalınlıkları birbirinden farklı özellikler gösterirler. Kalınlıkları, bileşimleri ve yoğunlukları farklı olan bu çok çeşitli bloklar, yerin derinliklerinde bir denge halinde bulunmaktadır. Bunun için yerin hafif maddelerden oluşan kısımlar direk gibi yükselir, yani dağları oluşturur, böylece bu bölgelerin yoğunlaşır ve diğer bölgelerle eşit yerçekimi alanı ve basınç oluşturur. Bir diğer ifadeyle, bu blokların manto içinde uygulamış oldukları basınç belli bir derinlikte dengelenmekte veya eşitlenmektedir. İşte bu dengeye İzostatik denge adı verilir (Arslan, 2016)

    George Everest’in Hindistan’daki öncü jeodezik çalışmaları, izostasi ilkesinin keşfine yol açmıştır. Airy [1855] ve sonra Pratt [1855] Everest’in kuzey Hindistan’daki Himalaya dağlarının derinlerde nasıl desteklendiği sorusunu ele almak için dikey verileri kullandı. Airy’nin Himalaya’nın derin bir yer kabuğu “kökü” tarafından desteklendiğine dair hipotezini savunan Fisher [1881], Dünya’nın kabuğunun hidrostatik bir dengede olduğu ve akışkan alt tabakada, deniz suyundaki bir buzdağı gibi yüzdüğü sonucuna vardı.

    Kıtaların daha kalın olduğu dağlık bölgelerde yer kabuğu mantoya derinlemesine saplanır. Peki izostatik denge ile dağlar ve yer kabuğunda ki kökleri oluşmasa idi ne olurdu. Yerin hafif, ve daha az yoğun kısımlarında bükülmeler, kırılmalar ve faylar meydana gelirdi (Meinesz, 1931).

    Yerkabuğunun zayıf noktalarının dağlar ile kalınlaşarak dengelenmesi sayesinde tektonik plakalar üzerine binen stres dengelemektedir, yer kabuğunun zayıf kaldığı durumlarda ise bu durumda fay hatları ve depremler olmaktadır (Watts, 2011).

    Ayrıca eğer yer kabuğunun manto tabakasının üzerine uyguladığı basınç belirli bir seviyeden itibaren eşitlenmemiş olsaydı, tektonik plakalar, hafif ve ağır uçlarından dolayı mevcut durumdan daha fazla dalgalanmalar yaşayacak, dengede yüzemeyecekti. Böylece deprem ve sarsıntılar çok daha artacaktı (Eakin, 2018).

    Jeolojistler yeryüzünün yerçekimi haritasını çıkararak kabuk kalınlıklarını hesaplarlar (Mishra, 2011). Yeryüzünde bazı noktalarda yerçekimi kuvveti çevresiyle dengede değildir. Böyle ortamlarda değişim daha hızlı devam etmektedir. Yani yeni dağ oluşumları oluşmaya devam eder. İzostatik dengenin sağlanmadığı yani yerçekimi dengesizliğinin olduğu böyle yerlerde depremler daha fazla yaşanır (Tsubol, 1940).

    İzostatik dengenin sağlanması depremleri azalttığı gibi, volkanik dağ oluşum mekanizmaları da yer sarsıntılarının azaltılmasında ve absorbe edilmesin de etkilidir. Volkanik dağlar, yer altında sıkışan ve yer kabuğuna basınç uygulayan magmanın dışarı çıkmasını sağlayarak basıncı hafifletir. Yani bir sübap görevi görür ve sarsıntıları azaltır (Segall, 2010; Hill, 2002).

    In the simplest example, isostasy is the principle of buoyancy wherein an object immersed in a fluid is buoyed with a force equal to the weight of the displaced fluid. On a geological scale, isostasy can be observed where Earth's strong crust or lithosphere exerts stress on the weaker mantle or asthenosphere, which, over geological time, flows laterally such that the load is accommodated by height adjustments.

    When large amounts of sediment are deposited on a particular region, the immense weight of the new sediment may cause the crust below to sink. Similarly, when large amounts of material are eroded away from a region, the land may rise to compensate. Therefore, as a mountain range is eroded, the (reduced) range rebounds upwards (to a certain extent) to be eroded further. Some of the rock strata now visible at the ground surface may have spent much of their history at great depths below the surface buried under other strata, to be eventually exposed as those other strata eroded away and the lower layers rebounded upwards.

    An analogy may be made with an iceberg—it always floats with a certain proportion of its mass below the surface of the water. If more ice is added to the top of the iceberg, the iceberg will sink lower in the water. If a layer of ice is somehow sliced off the top of the iceberg, the remaining iceberg will rise. Similarly, Earth's lithosphere "floats" in the asthenosphere.

    When continents collide, the continental crust may thicken at their edges in the collision. If this happens, much of the thickened crust may move downwards rather than up as with the iceberg analogy. The idea of continental collisions building mountains "up" is therefore rather a simplification. Instead, the crust thickens and the upper part of the thickened crust may become a mountain range.[citation needed]

    However, some continental collisions are far more complex than this, and the region may not be in isostatic equilibrium, so this subject has to be treated with caution

    Interestingly, given enough time and reaction kinetics, due to chemical transformations, the thick crustal root underneath mountains can become denser and founder into the mantle.

    http://large.stanford.edu/courses/2007/ph210/pan2/
    http://www.acikders.org.tr/file.php/14/LectureNotes/Ders_26.pdf
    Arslan, S. (2016). Türkiye Jeofizik Rejyonal Gravite Haritaları Ve Genel Değerlendirilmesi. Bulletin Of The Mineral Research and Exploration, (153), 203-222.
    Watts, A. B. (2011). Isostasy. In Encyclopedia of solid earth geophysics (pp. 647-662). Springer, Dordrecht.
    Vening Meinesz, F. A. (1931), Une nouvelle methode pour la reduction isostatique regionale de l’intensite de la pesanteur, Bull. Geodesique, 29, 33-51.
    Eakin, C. M., & Lithgow‐Bertelloni, C. (2018). An Overview of Dynamic Topography: The Influence of Mantle Circulation on Surface Topography and Landscape. Mountains, Climate and Biodiversity, 37.
    Hill, D. P., Pollitz, F., & Newhall, C. (2002). Earthquake-volcano interactions. Physics Today, 55(11), 41-47.
    Mishra, D. C. (2011). Gravity and magnetic methods for geological studies. Hyderabad: BS Publications.
    Segall, P. (2010). Earthquake and volcano deformation. Princeton University Press.
    TSUBOI, C. (1940). Isostasy and maximum earthquake energy. Proceedings of the Imperial Academy, 16(9), 449-454.
    http://www.wiki-zero.co/index.php?q=aHR0cHM6Ly9lbi53aWtpcGVkaWEub3JnL3dpa2kvSXNvc3Rhc3k
    http://www.wiki-zero.co/index.php?q=aHR0cHM6Ly90ci53aWtpcGVkaWEub3JnL3dpa2kvJUM0JUIwem9zdGF6aQ




    resim a.b. watts isostasy 2011




  • Tersine nur kandilin kaynağı zaten . Kur'an hepten batırmış Ay/Güneş meselesinde

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Siz dağların oluşumu hakkında bir şey bilmiyorsunuz ki, uyduruk dinci sitelerindeki "cherry pick" metinleri kopyala yapıştır yapıyorsunuz

    İzostasi bir süreç ya da güç değildir, yalnızca bir denge durumudur ki bu da sürekli değişir. Zaten levha hareketleri, dalma-batma olayları vs. sebebiyle yer kabuğunun doğal olarak aldığı şekil grafiklerde gösterilenlerdir. Bunun İslamcıların anladığı anlamda bir "kök" ve hatta hatta bir "kazık" olmakla yakından uzaktan alakası yoktur. Zaten mekanizmasının ortaya konmuş olması o dağın bir "yaratan" tarafından oraya konmadığının kanıtıdır. Ayrıca dağ oluşum bölgelerinde depremler azalmadığı gibi tam tersine artış gösterir. Bunun milyon tane kanıtı mevcut. Yukarıdaki mesajda geçtiği için söylüyorum, Himalayalar da buna çok güzel bir örnektir. İsteyen bilgili jeoloji hocalarına da danışabilir.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Guest-F01EF196D

    Siz dağların oluşumu hakkında bir şey bilmiyorsunuz ki, uyduruk dinci sitelerindeki "cherry pick" metinleri kopyala yapıştır yapıyorsunuz

    İzostasi bir süreç ya da güç değildir, yalnızca bir denge durumudur ki bu da sürekli değişir. Zaten levha hareketleri, dalma-batma olayları vs. sebebiyle yer kabuğunun doğal olarak aldığı şekil grafiklerde gösterilenlerdir. Bunun İslamcıların anladığı anlamda bir "kök" ve hatta hatta bir "kazık" olmakla yakından uzaktan alakası yoktur. Zaten mekanizmasının ortaya konmuş olması o dağın bir "yaratan" tarafından oraya konmadığının kanıtıdır. Ayrıca dağ oluşum bölgelerinde depremler azalmadığı gibi tam tersine artış gösterir. Bunun milyon tane kanıtı mevcut. Yukarıdaki mesajda geçtiği için söylüyorum, Himalayalar da buna çok güzel bir örnektir. İsteyen bilgili jeoloji hocalarına da danışabilir.
    Dağların oluşumu hakkında bir şey bilmiyorsunuz. Uyduruk dinci siteleri



    İnsan bari verdiğim kaynaklara bakar.



    İzostatik dengeye ulaşma bir süreç ya da güçtür. Güç olmasa denge durumu oluşamaz. Verdiğim ingilizce kaynakta izostatik demgeye ulaşöayan yerlerde sarsıntı depremlerin daha fazla oluşmaso beklenir. Kaldı ki bu levha harketlerinin amacı dengeye ulaşmaktır. Bu denge basınçla alakalıdır. Basınç da daha az yoğun kıta yerlerinde azdır olyanuslara nazaren bu yüzden dağ sıradağların bulunduğu appoşochians himalayalar gibi yerlerde yer kabuğu daha kalındır. Bunlar dağların kökleridir.



    Açık ve net olarak dağların altta kalan kısımları kök diye nitelendirilir(root). Kök diyince sırık gibi uzun çubuk bekleyenlerin teolojik metinleri yorumlama konusunda sıkıntısı vardır. Kök kazık kelimesi sabitlemeye yerleştirmeye yarar. Dağlar yer kabuğuna yerleşiktir. Yer kabuğunun kendisi yüzer durumda o ayrı konu. Dağların bulunduğu yerlerde dağların altta kalan kısımları manto içine daha derin ve yerleşik durumdadır. Yukarıda bunu gösterdim. Bu açıkça kazık anlamına gelir. Çadır sabitlemeye yarayan kazıkla karıştırmamak gerek.



    Zaten mekanizmanın ortaya konmuş olması o dağın bir yaratan tarafından oraya konmadığının kanıtıdır. Bu cümleye nasıl cevap vereceğimi bilmiyorum. Matematiği Tanrı'nın evreni yaratırken kullandığı dil olarak gören profesörler teologlar varken evrenin anlaşılabilirliğini evrenin en anlaşılamaz şeyi olarak gören einstein varken sadece gülüp geçiyorum bu cümleye.



    Dağ oluşumu değrem ve sarsıntıları azaltır. Yukarıdaki yazımda verdiğim kaynaklarda geçer zaten. Dağlar kıta yoğunluğunun az dolayısıyla sarsıntı ve depremlerin çok olduğu bölgelerde basınç dengesini sağlamak ve dolayısıyla sarsıntı ve depremleri önlemek amacıyla oluşur. İzostasinin temel mantığı bıdur zaten. Himalayalar izostatik dengeye ulaşmamıştır. Bu yüzden her yıl birkaç cm daha yükselir. Dağların bu şekilde oluşumu olmasaydı sarsıntı ve depremler çok fazla olucaktı. İngilizce vikipedi maddesinde ve diğer türkçe yazdığım kaynakta bunlar mevcut. Üstelik ingilizce vikipedide izostatik dengenin canlılıkla bizzat ilgili olduğu ekosistemi korumada rolü olduğu yazıyor. Bu da dağların kendilerine verilen sarsıntıyı engelleme görevini yaptıklarını gösteriyor. Üstelik bu sadece dağlar için değil okyanuslar için geçerlidir. Kuran da sizi sarsmasın diye geçen ayetlerde revasiye yerleştirdik yazar. Revasiye ağır baskı anlamına gelir. Dağ için kullanılan kelime cibal/cebeldir. Yani revasiye ağırlık veya ağır baskılar yerleştirdikten sadece dağ değil, Magmanın üzerine basınç yapan her şey kastedilir buna okyanuslar da dahil. Kimsenin depremler tamamen olmayacak gibi bir iddiası yok. Bu dengeleme unsuru olmasa sarsıntılarım daha çok olacağı ve bu dağların bunları dengelemede görev aldığını biliyoruz. O halde dağlar ve okyanuslar sarsıntıyı engelleme görevini yerine getiriyor demektir.



    Bilgili jeologdan kasıt celal şengör galiba. Ülkenin kendisinin seviyesi bu olduğu için celal şengör ahmet arslan gibi adamlar niels bohr, heisenberg, roger penrose muamelesi görüyorlar.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Irishman

    Tersine nur kandilin kaynağı zaten . Kur'an hepten batırmış Ay/Güneş meselesinde
    Nur ışık aydınlık demektir. Aydınlatan şeyler nur olarak nitelendirilir. Kandil nurun kaynağıdır. Munir aydınlatılan muzi ise kendisinden ışık saçan anlamına gelir. Yani her kandil aynı zamanda bir yeri aydınlatıyorsa ışığı o kadar güçlüyse nurdur. Her nur kandil değildir.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Terry Malloy kullanıcısına yanıt
    Really?

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Irishman

    Really?
    Evet öyle

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Terry Malloy kullanıcısına yanıt
    no no .. u can't be serious .

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Irishman

    no no .. u can't be serious .
    Si sono grave non mi piace gli scherzi

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • LOL! Celal Şengör'e bilgisiz dedi herif. Adam dünya çapında en yetkin jeologlardan biri

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Guest-F01EF196D

    LOL! Celal Şengör'e bilgisiz dedi herif. Adam dünya çapında en yetkin jeologlardan biri
    https://www.kitapyurdu.com/kitap/bilim-ne-degildir-amp-yeniateist-bilim-anlayisinin-felsefi-ve-sosyolojik-analizi/426653.html

    popperı anlamamış bir poppercı




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Terry Malloy

    https://www.kitapyurdu.com/kitap/bilim-ne-degildir-amp-yeniateist-bilim-anlayisinin-felsefi-ve-sosyolojik-analizi/426653.html

    popperı anlamamış bir poppercı

    Alıntıları Göster
    Kitabı okudunuzmu?

    Bir Celal Şengör kitabı!

    Kitabı ortalarda bıraktın, devam edicem.

    Ancak yazarın heralde acemiliği, ilk sayfaları oldukça sıkıcı, yanlış anlaşılmamak için oldukça sıkıcı detaylara girmiş.

    Ağır eleştrileri mevcut.

    Yinede tavsiye ederim. Katıldığım ve benimde itiraz ettiğim birçok konuya değişik bakış açısı getirmiş.

    İnce ince bayağı giydirmiş...

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Terry Malloy

    https://www.kitapyurdu.com/kitap/bilim-ne-degildir-amp-yeniateist-bilim-anlayisinin-felsefi-ve-sosyolojik-analizi/426653.html

    popperı anlamamış bir poppercı

    Alıntıları Göster
    Hoop, daldan dala. Klasik dinci taktiği. Adamın jeolojideki yetkinliğinden bahsediyorduk, ne ara bilim felsefesine geldik?



    Ki Şengör'ün kendi fikirleriyle uyuştuğunu belirten bizzat Popper'in kendisidir. Taslaman tarikatı mensuplarının onayına ihtiyacı yoktur. Popper'i evrim karşıtı diye satmaya çalışan şu gerizekalılar birliği.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Guest-F01EF196D

    Hoop, daldan dala. Klasik dinci taktiği. Adamın jeolojideki yetkinliğinden bahsediyorduk, ne ara bilim felsefesine geldik?



    Ki Şengör'ün kendi fikirleriyle uyuştuğunu belirten bizzat Popper'in kendisidir. Taslaman tarikatı mensuplarının onayına ihtiyacı yoktur. Popper'i evrim karşıtı diye satmaya çalışan şu gerizekalılar birliği.

    Alıntıları Göster
    1- en başta embriyoloji ve jeolojiden geldik. en sonunda celal şengöre dayandık. sebebi sürdüğün saçmalıklara cevap vermem ve bunları cevaplayamaman. en sonunda yazdığım uzun yazılardan en son cümlemdeki cümleyi alıntıladın. başka çaren yoktu çünkü. demek ki konuyu daldan dala aktarma işlemi önceden başlayan ve senin argümanlarıma cevap verememen sonucu yaptığın bir şey.

    2- konu kurandaki jeolojiyle ilgiliydi. celal şengörün evrim ağacıyla yaptığı yayında kuranın bu bilgisinin yanlış olduğunu ortaya koymasıyla bu konu açılmış oluyor. şengörün yorumu ise beni hiç şaşırtmayacak cinsten ve klişe bir iddia. dağların olduğu yerlerde depremlerin fazla olması. bunu zaten cevapladım. ayette sizi sarsar diye ağırlıklar yerleştirdik ifadesinden ve izostatik dengenin dünya için önemli bir düzen unsuru olduğundan bahsettim. buna tekrar değinmeye gerek yok. değinilmesi gereken şengörün bu yorumu yaparken zaten bilim felsefesine girmesi ve felsefenin tabiri caizse ırzına geçmesiyle alakalı. olay zaten bilim felsefesine gelmişti. üstelik buna bilim felsefesi demeye dilim de varmıyor ama bu iddiayı cevapladım. dağların bu konuyla alakası hakkında alanının en yetkin profesörlerinden(!) celal şengörün durum hakkındaki yorumu bu. madem felsefeden anlamıyorsun bilim felsefesine girmeyeceksin. merkürün yörüngesinin sapması ya da canlılık türlerinin yok olmasını içinde yaşadığı evrenin determinist olmasına rağmen düzensizlik diye nitelendiren biri hakkında konuşuyorum. ne desem boş

    3- popper'ın bilimsellik iddiasıyla şengörünki hiçbir açıdan uyuşur değildir. celal şengör metafizik veya doğruluğu ve yanlışlığı sınanabilir olan popper anlayışının dışında sadece bilimsel verilerin doğru olabileceğini söyler. popper ise bilimsellik iddiası taşımayan fikirlerin bilimsel yöntemlerle değerlendirilmeyeceğini söyler. popper bilimsel olmayan bir iddianın bilimsel olmamasının onu anlamsız kılmaya yetmeyeceğini düşünür. celal şengöre göre bilimsel olmayan her iddia ciddiye alınmamalıdır. popper darwinci evrim teorisinin sonradan fikrini değiştirdiyse bile uzun süre boyunca bu teorinin bilimsel olmadığını metafizik bir iddia olduğunu savunmuştur. bilim ne değildir adlı kitapta da bu şekilde geçer. üstelik john little, evolution: myth, metaphysics, or sicence? adlı esere dayanarak bunu söylemiştir. herhangi bir kişisel görüş mevcut değildir. çarpıttığın gibi bir şey yoktur.

    celal şengör bunu kendisi söylüyor hahahaha. adamın gol diyor

    https://www.youtube.com/watch?v=LLWfWtr-XAs

    4- taslaman tarikatı mensubu dediğin kişiye bakalım. boğaziçi siyaset ve uluslararası ilişkiler mezunu. amsterdam vrije üniversitesinde sosyoloji ve antropoloji dersleri aldı. istanbul üniversite sosyoloji bölümünde doktora derecesini aldı. post doktora çalışmalarını leeds üniversitesinde yaptı. the british society for the history of science uluslarası danışma kuruluna mensuptur. yani bu adam seni 50'ye katlayacak birikime sahip birisi. tabi bu dereceler onun her dediğini doğru yapmıyor. aynı şey diğer bilim adamları ve akademisyenler için de geçerli. celal şengör değerli bir jeologtur. kendi alanının dışına çıkınca saçmalamaya başlıyor. bu dediğim her bilim adamı kendi alanında da mutlak doğruyu söyler anlamında da değil. ancak burada onaya ihtiyacı olmayan birisi varsa o da alper bilgilidir. kendisi felsefe alanında celal şengörden oldukça başarılı. yazdığı kitapta da sadece şengör değil dawkins, dennett gibi kişilerin de felsefesine değinmekte ve onlara karşı argümanlarını başarıyla sunmaktadır.




  • Derece ve birikimi ne olursa olsun.

    Dini dogrudan hatta dolayli olarak savunan bilimin hic bir alanindaki kisilere sorgusuz sualsiz guvenmek dogru degildir.

    Embrioloji uzmani olup koyu dinciyim diyende goruyoruz.

    Bilim ve ilim=din 2 kanattir.

    Birinden yoksunluk acizliktir diye kendini savunan matematik profesorude.

    Ali verlinij aldigi tavra gore bilime karsi pozisyon belirlenmez.

    Keza dine de.

    Herkesi dinler kendi kararini verirsin.

    Yoksa herkes olur her cemaatte bir inanci savunur bulursun kendini..

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Terry Malloy

    1- en başta embriyoloji ve jeolojiden geldik. en sonunda celal şengöre dayandık. sebebi sürdüğün saçmalıklara cevap vermem ve bunları cevaplayamaman. en sonunda yazdığım uzun yazılardan en son cümlemdeki cümleyi alıntıladın. başka çaren yoktu çünkü. demek ki konuyu daldan dala aktarma işlemi önceden başlayan ve senin argümanlarıma cevap verememen sonucu yaptığın bir şey.

    2- konu kurandaki jeolojiyle ilgiliydi. celal şengörün evrim ağacıyla yaptığı yayında kuranın bu bilgisinin yanlış olduğunu ortaya koymasıyla bu konu açılmış oluyor. şengörün yorumu ise beni hiç şaşırtmayacak cinsten ve klişe bir iddia. dağların olduğu yerlerde depremlerin fazla olması. bunu zaten cevapladım. ayette sizi sarsar diye ağırlıklar yerleştirdik ifadesinden ve izostatik dengenin dünya için önemli bir düzen unsuru olduğundan bahsettim. buna tekrar değinmeye gerek yok. değinilmesi gereken şengörün bu yorumu yaparken zaten bilim felsefesine girmesi ve felsefenin tabiri caizse ırzına geçmesiyle alakalı. olay zaten bilim felsefesine gelmişti. üstelik buna bilim felsefesi demeye dilim de varmıyor ama bu iddiayı cevapladım. dağların bu konuyla alakası hakkında alanının en yetkin profesörlerinden(!) celal şengörün durum hakkındaki yorumu bu. madem felsefeden anlamıyorsun bilim felsefesine girmeyeceksin. merkürün yörüngesinin sapması ya da canlılık türlerinin yok olmasını içinde yaşadığı evrenin determinist olmasına rağmen düzensizlik diye nitelendiren biri hakkında konuşuyorum. ne desem boş

    3- popper'ın bilimsellik iddiasıyla şengörünki hiçbir açıdan uyuşur değildir. celal şengör metafizik veya doğruluğu ve yanlışlığı sınanabilir olan popper anlayışının dışında sadece bilimsel verilerin doğru olabileceğini söyler. popper ise bilimsellik iddiası taşımayan fikirlerin bilimsel yöntemlerle değerlendirilmeyeceğini söyler. popper bilimsel olmayan bir iddianın bilimsel olmamasının onu anlamsız kılmaya yetmeyeceğini düşünür. celal şengöre göre bilimsel olmayan her iddia ciddiye alınmamalıdır. popper darwinci evrim teorisinin sonradan fikrini değiştirdiyse bile uzun süre boyunca bu teorinin bilimsel olmadığını metafizik bir iddia olduğunu savunmuştur. bilim ne değildir adlı kitapta da bu şekilde geçer. üstelik john little, evolution: myth, metaphysics, or sicence? adlı esere dayanarak bunu söylemiştir. herhangi bir kişisel görüş mevcut değildir. çarpıttığın gibi bir şey yoktur.

    celal şengör bunu kendisi söylüyor hahahaha. adamın gol diyor

    https://www.youtube.com/watch?v=LLWfWtr-XAs

    4- taslaman tarikatı mensubu dediğin kişiye bakalım. boğaziçi siyaset ve uluslararası ilişkiler mezunu. amsterdam vrije üniversitesinde sosyoloji ve antropoloji dersleri aldı. istanbul üniversite sosyoloji bölümünde doktora derecesini aldı. post doktora çalışmalarını leeds üniversitesinde yaptı. the british society for the history of science uluslarası danışma kuruluna mensuptur. yani bu adam seni 50'ye katlayacak birikime sahip birisi. tabi bu dereceler onun her dediğini doğru yapmıyor. aynı şey diğer bilim adamları ve akademisyenler için de geçerli. celal şengör değerli bir jeologtur. kendi alanının dışına çıkınca saçmalamaya başlıyor. bu dediğim her bilim adamı kendi alanında da mutlak doğruyu söyler anlamında da değil. ancak burada onaya ihtiyacı olmayan birisi varsa o da alper bilgilidir. kendisi felsefe alanında celal şengörden oldukça başarılı. yazdığı kitapta da sadece şengör değil dawkins, dennett gibi kişilerin de felsefesine değinmekte ve onlara karşı argümanlarını başarıyla sunmaktadır.

    Alıntıları Göster
    Şengörü eleştirmek için Alper Bilgili ye gerek yok. Zira bazı konularda abuk sabuk iddiaları var. Belli ediyor kendini.

    Taslamanı küçünsemesi de ayrı bişey! Yakışmadı.

    Yukarda yazdım, yazdığı kitap biraz acemice yazılmış!

    Daha çok genç yazar. Kitabıda başyapıt değil.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • 
Sayfa: önceki 123
Sayfaya Git
Git
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.